Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Mahkeme kararlarını yerine getirmeyen ÖZEL KİŞİ..

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 10-09-2008, 16:02   #1
seyitsonmez

 
Varsayılan Mahkeme kararlarını yerine getirmeyen ÖZEL KİŞİ..

Sevgili Arkadaşlar!

Ağır Ceza Mehkemesi'nde görülmekte olan bir adam öldürme davasında, tanıklardan birinin adres ve ismi için olayın meydana geldıği yerdeki şirkete sürekli yazı yazılmasına rağmen cevap vermemektedir.

Mahkeme suç duyurusu talebimi de kabul etmemekte.

Şirketin yapmış yada yapmamış olduğu şey suçtur. Ama TCK'da karşılığı hangi maddedir.?
Tartışalım, öğrenelim..
Old 10-09-2008, 16:18   #2
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

CMK'nun "Bilgi isteme" başlıklı 332.maddesinin ilk fıkrasında "Suçların soruşturma ve kovuşturması sırasında Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından yazılı olarak istenilen bilgilere on gün içinde cevap verilmesi zorunludur. Eğer bu süre içinde istenen bilgilerin verilmesi imkânsız ise, sebebi ve en geç hangi tarihte cevap verilebileceği aynı süre içinde bildirilir." düzenlemesi yapılmış ve bu düzenlemede kamu görevlilerinden sözedilmemişse de, ikinci fıkrada "Bilgi istenen yazıda yukarıdaki fıkra hükmü ile buna aykırı hareket etmenin Türk Ceza Kanununun 257 nci maddesine aykırılık oluşturabileceği yazılır. Bu durumda haklarında kamu davasının açılması, izin veya karar alınmasına bağlı bulunan kişiler hakkında, yasama dokunulmazlığı saklı kalmak üzere, doğrudan soruşturma yapılır." şeklinde TCK'nun 257. maddesine atıf yapılmıştır. Bilindiği gibi TCK 257 "görevi kötüye kullanma" suçunu düzenleyen maddedir ve bu suçun faili ancak bir kamu görevlisi olabilir.
Yanlış bir düzenleme olduğunu kabul etmekle birlikte, yasada açıkça belirtilmediğinden, kamu görevlisi olmayan kişilerin CMK 332. maddeye uymamalarının suç oluşturmayacağı kanısındayım.
Old 10-09-2008, 16:25   #3
seyitsonmez

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
CMK'nun "Bilgi isteme" başlıklı 332.maddesinin ilk fıkrasında "Suçların soruşturma ve kovuşturması sırasında Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından yazılı olarak istenilen bilgilere on gün içinde cevap verilmesi zorunludur. Eğer bu süre içinde istenen bilgilerin verilmesi imkânsız ise, sebebi ve en geç hangi tarihte cevap verilebileceği aynı süre içinde bildirilir." düzenlemesi yapılmış ve bu düzenlemede kamu görevlilerinden sözedilmemişse de, ikinci fıkrada "Bilgi istenen yazıda yukarıdaki fıkra hükmü ile buna aykırı hareket etmenin Türk Ceza Kanununun 257 nci maddesine aykırılık oluşturabileceği yazılır. Bu durumda haklarında kamu davasının açılması, izin veya karar alınmasına bağlı bulunan kişiler hakkında, yasama dokunulmazlığı saklı kalmak üzere, doğrudan soruşturma yapılır." şeklinde TCK'nun 257. maddesine atıf yapılmıştır. Bilindiği gibi TCK 257 "görevi kötüye kullanma" suçunu düzenleyen maddedir ve bu suçun faili ancak bir kamu görevlisi olabilir.
Yanlış bir düzenleme olduğunu kabul etmekle birlikte, yasada açıkça belirtilmediğinden, kamu görevlisi olmayan kişilerin CMK 332. maddeye uymamalarının suç oluşturmayacağı kanısındayım.


Sevgili meslektaşım. Yorumunuza katılıyorum bende en yakın o düzenleme var diye düşünüyorum lakin dediğiniz gibi bu maddenin özel kişiye uygulanamayacağı kanaatindeyim.
Old 10-09-2008, 16:35   #4
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Belki eylemin TCK 281/1 kapsamına girip girmeyeceği de tartışılabilir.

Alıntı:
Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme

MADDE 281. - [1] Gerçeğin meydana çıkmasını engellemek amacıyla, bir suçun delillerini yok eden, silen, gizleyen, değiştiren veya bozan kişi, altı aydan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Kendi işlediği veya işlenişine iştirak ettiği suçla ilgili olarak kişiye bu fıkra hükmüne göre ceza verilmez.
[2] Bu suçun kamu görevlisi tarafından göreviyle bağlantılı olarak işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
[3] İlişkin olduğu suç nedeniyle hüküm verilmeden önce gizlenen delilleri mahkemeye teslim eden kişi hakkında bu maddede tanımlanan suç nedeniyle verilecek cezanın beşte dördü indirilir.
Old 10-09-2008, 16:44   #5
seyitsonmez

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Belki eylemin TCK 281/1 kapsamına girip girmeyeceği de tartışılabilir.


Beyin cimnastiği diye buna denir sanırım Bencede tartışalım meslektaşım bunu.
Old 10-09-2008, 16:44   #6
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan seyitsonmez
Beyin cimnastiği diye buna denir sanırım Bencede tartışalım meslektaşım bunu.

Önden buyurun.
Old 10-09-2008, 16:59   #7
namutenahi

 
Varsayılan

sayın seyitsonmez,

meslektaşım sayın cengiz aladağ'ın dile getirdiği husus doğrudan ilgili olmasa dahi bu olaya ilişkin uygulanabilir diye düşünüyorum. kendiniz söz konusu şirkete durumla ilgili iadeli taahhütlü bir ihtar gönderip (bu biraz da göz korkutma amaçlı sayılabilir) ardından suç duyurusunda bulunabilirsiniz. bir sonuç çıkıp çıkmayacağından bağımsız olarak, ilgili şirket üzerinde baskı oluşturabilir.

iyi çalışmalar.
Old 10-09-2008, 17:12   #8
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Kabahatler Kanunu madde 32:

Alıntı:
Emre aykırı davranış

MADDE 32.- [1] Yetkili makamlar tarafından adlî işlemler nedeniyle ya da kamu güvenliği, kamu düzeni veya genel sağlığın korunması amacıyla, hukuka uygun olarak verilen emre aykırı hareket eden kişiye yüz Türk Lirası idarî para cezası verilir. Bu cezaya emri veren makam tarafından karar verilir.
[2] Bu madde, ancak ilgili kanunda açıkça hüküm bulunan hallerde uygulanabilir.
[3] 1.3.1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 526 ncı maddesine diğer kanunlarda yapılan yollamalar, bu maddeye yapılmış sayılır.
Old 11-09-2008, 14:06   #9
seyitsonmez

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Kabahatler Kanunu madde 32:


Cengiz Ben Dosdum Dün sizden sonra bu yaptırımın kabahatler kanununda düzenlenebileceğini düşündüm ama henüz araştırma fırsatım olmadı. Birazdan başlayacağım. Ancak sizin söylemiş olduğunuz 32. madde. Sanırım teknik anlamda idareyi kapsıyor.

1- Mahkemenin yapmış olduğu işlem idare hukuku anlamında emirmidir?
2- Madde de para cezasının emri veren makam tarfından verileceği yazmakta. Bir mahkeme yargılama yapmadan daha doğrusu iddia olmadan nasıl ceza verecek:?
Yani Cengiz Bey Dosdum demem o ki: bu madde de bizim iddia ettiğimiz cezaya denk düşmüyor.
Old 11-09-2008, 15:36   #10
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

5326 SAYILI KANUNUN 32. MADDESİNİN GEREKÇESİDİR...

MADDE 24 - 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 526 ncı maddesinin birinci fıkrası hükmü şöyledir:

"Yetkili makamlar tarafından adlî işlemler dolayısıyla ya da kamu güvenliği ve kamu düzeni veya genel sağlığın korunması düşüncesiyle kanun ve nizamlara aykırı olmayarak verilen bir buyruğu dinlemeyen veya bu yolda alınmış bir önleme uymayan kimse, eylem ayrı bir suç oluşturmadığı takdirde, üç aydan altı aya kadar hafif hapis ve bin liradan üçbin liraya kadar hafif para cezasıyla cezalandırılır."

Söz konusu kabahatin oluşabilmesi için;

a) Yetkili makamlar tarafından hukuka uygun bir biçimde verilmiş bir buyruk olmalıdır,

b) Bu buyruk, "adlî işlemler dolayısıyla ya da kamu güvenliği ve kamu düzeni veya genel sağlığın korunması düşüncesiyle" verilmelidir,

c) Bu buyruk, usulen ilân edilmelidir.

Keza, bu madde hükmünün uygulanabilmesi için kanunda açık hüküm bulunması gerekmektedir. Başka bir deyişle, ancak ilgili kanunda açıkça hüküm bulunan hallerde bu maddeye istinaden yaptırım uygulanabilir.

Nitekim, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 12/11/1973 tarihli ve 333/705 sayılı Kararı ve pek çok özel daire kararlarında da açıklandığı gibi, 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 526 ncı maddesinin uygulanabilmesi için, özel yasalardan birinde bu maddeye göre cezalandırılacağının hükme bağlanmış olması ve eylemin bütün unsurlarıyla birlikte açıklanması ve ayrıca; kanun ve nizamlara aykırı olmayarak yetkili makamlarca verilen bir buyruğun "kamu güvenliği", "kamu düzeni", "genel sağlığın korunması" amacıyla veya "adlî işlemler dolayısıyla" verilmiş olduğunun açıkça anlaşılması gerekmektedir.

Bu düşünceyledir ki, pek çok kanunda, bu konuda açık hükümlere yer verilmiştir. Nitekim, 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 11/C ve 32/Ç maddelerinde, il ya da ilçe sınırlan içinde, huzur ve güvenliğin, kişi dokunulmazlığının, tasarrufa müteallik emniyetin, kamu esenliğinin sağlanmasının ve önleyici kolluk yetkisinin vali ya da kaymakamın Ödevlerinden olduğu, anılan amirlerin bunları sağlamak için gereken karar ve önlemleri alacağı; alınan ve ilan olunan karar ve önlemlere uymayanlar hakkında aynı Kanunun 66 ncı maddesinin uygulanacağı belirtilmiştir.

Anılan 66 ncı maddede ise: "...en büyük mülkiye amirleri tarafından kanunların verdiği yetkiye istinaden ittihaz ve usulen tebliğ veya ilan olunan karar ve tedbirlerin tatbik ve icrasına muhalefet eden veya müşkülat gösterenler veya riayet etmeyenler hakkında, hareketi ayrı bir suç teşkil etmediği takdirde, Türk Ceza Kanununun 526 ncı maddesi uygulanır" denilmektedir.

Ayrıca, işaret etmek gerekir ki; 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 526 ncı maddesinde sözü edilen "kamu güvenliği ve kamu düzeni" kavramları, idare ve anayasa hukukundaki anlamlarına göre, daha dar bir anlam taşımaktadırlar. (Anayasa Mahkemesinin 28.1.1964 tarihli ve E.1963/128, K.1964/8 ve Ceza Genel Kurulunun 10.1.1969 tarihli ve 528/471 sayılı kararları).

Madde metninde kullanılan "kamu güvenliği" "kamu düzeni", "genel sağlığı koruma", "adlî işlemler dolayısıyla olma" koşulları, hukuka uygun olarak verilen emirle, bu koşullar arasında bağlantı kurmak için kullanılmıştır.
Old 11-07-2016, 10:44   #11
Av.Çağlar DERİN

 
Varsayılan

yeni konu açmaktansa burada cevap aramak daha mantıklı geldi. şimdi problem şu ki, elimde bir mahkeme kararı ve bu karara istinaden kesinleşmiş bir icra takibi var. ancak davalı/borçlu çeşitli yollarla önümü kesmekte ve mahkeme kararı ile birlikte icra takibinin de uygulanmasını engellemekte. bu durumda icra memuru da biraz etkisiz kaldığı için ilamın icrasını uygulayamadık. şimdi bu kişiler hakkında savcılığa suç duyurusunda mı bulunmalıyım? yoksa icra ceza mahkemesine dava mı açmalıyım? hukuki temellendirmeyle beraber cevap verebilirseniz çok sevinirim. şimdiden teşekkür ederim. saygılar.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
kamu görevlisinin yargı kararlarını yerine getirmemesi nedeni ile manevi tazminat aslihanalaca Meslektaşların Soruları 3 25-10-2011 14:23
Sermaye borcunu yerine getirmeyen Ltd. Şti ortağı Av.AE Meslektaşların Soruları 2 17-10-2007 09:31
özel dedektifin çektiği görüntünün mahkeme delil olarak kullanılması atrocity Meslektaşların Soruları 1 19-08-2007 00:18
Adli Rapor Yerine Özel Klinik Raporunun Hukuki Geçerliliği umutlaw Meslektaşların Soruları 2 05-01-2007 02:20
Sanığın Mahkeme yerine Mit'e Ifade Vermesi av.elvan Meslektaşların Soruları 2 19-11-2006 21:35


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05840302 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.