gemi mülkiyeti

merhabalar,
benim sorum şu, ttk 868. maddeye göre gemi mülkiyetinin kazanılması için sadece anlaşma yeterlidir denilmektedir. bu tasarrufi bir işlemdir. bu işlem örneğin bir satım sözleşmesi gibi borçlandırıcı bir işlem ile beraber olduğunda mülkiyet yine sadece anlaşma ile mi geçecek yoksa örneğin bir satım sözleşmesi A ve B arasında olmuş hatta B, A' ya ücretini ödemiş ama gemi siciline kayıt ettirmemiş ve A ölmüştür. A nın mirasçısı ise bu anlaşmayı bilmemekte ve gemiyi başkasına satmıştır. işte bu gibi borçlandırıcı işleme dayanan devirlerde borçlandırıcı işlem sonunda mı tasarrufi işlem (yani devir) gerçekleşmektedir yoksa baştaki anlaşmayla mülkiyet zaten kazanılmışmıdır?

Borçlandırıcı işlem ile tasarrufi işlem birbirinden farklı kavramlardır.Sorunuzla ilgili örnek vermek gerekirse;
Gemi sicili veya tapu sicilinde yapılan işlem ile bu işlemin yapılmasını amaçlayan işlem birbirinden farklıdır.Tarafların aralarında yaptığı sözlü veya yazılı anlaşmalar borçlandırıcı işlemdir,daha sonra bu işleme dayanarak irade beyanıyla sicile ilgili işlemi tescil ettirmeleri ise tasarrufi işlemdir.Gemi sicilinde kamu güveni ilkesi vardır ve bu ilke ancak tasarrufi işlemle iyiniyetli üçüncü kişinin kazanımını korur.Geminin satılmasına dair yapılan işlem borçlandırıcı işlem oysa sicile tescil tasarrufi şlemdir.Her ne kadar borçlandırıcı işlem geçerli olsa da tasarrufi işlem yani tescil olmadıkça üçüncü kişiler bu borçlandırıcı işlemle bağlı değildir ki bu borçlandırıcı işlemi biliyor olmasın.Eğer bildiği halde işlem yapıyorsa kötü niyetli olacaktır, ve mülkiyeti kazanamayacaktır.Yine belirtmek gerekir ki ölen A'nın mirasçısı gemiyi tasarrufi işlemle değil miras ile kazanmıştır.Yani geminin miras yoluya kazanımı tasarrufi işlem değildir.

Sorunuzda da aynı şekilde borçlandırıcı işlem(harici satım sözleşmesi) geçerli fakat bunu bilmeyerek gemi siciline güvenerek mülkiyeti devralan üçüncü kişinin kazanımı da geçerlidir.Yalnız gemi tasarrufi işlem olmadan miras yoluyla mirasçılara geçtiği için mirasçının kazanımı güven ilkesi kapsamı dışındadır.Eğer bu kazanım mirasçı adına sicile tescil edilmiş ve son alan kişi buna güvenerek almışsa gemiyi en son satım işlemi ile mülkiyet geçmiş olacaktır.Eğer mirasçı ölenin yaptığı ilk ankaşmayı biliyor ise bu durumda da geçerli bir kazanım da olmayacaktır.

Gemiyi ilk satın alan B'nin derhal gemiyi kendi adına tescil ettirmesi gerekiyordu ki hak sahibi olabilsin,tescili geciktirmesi bu konuda onun zararına bir eylemdir ancak aradaki sözleşmeyi biliyorlar ise genel hukuki sorımluluk adına mirasçılara gidebilir.

Burada yine özellikle belirtmek gerekir ki,üçüncü kişinin borçlandırıcı işlemi bilmesi kötniyetin varlığının kabulüdür.Bu nedenlerle tasarrufi işlemle gemiyi devralan iyiniyetli son kişi geminin malikidir.