Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İş ilişkisi ve manevi tazminat yargılaması

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 23-09-2007, 12:32   #1
ad-hoc

 
Varsayılan İş ilişkisi ve manevi tazminat yargılaması

İşveren tarafından işçinin kişilik haklarına zarar ve manevi tazminat talep hakkı veren davranışlardan ötürü açılacak "manevi tazminat" davaları iş mahkemesinde mi yoksa genel mahkemelerde mi görülür?
Old 23-09-2007, 13:20   #2
sultanahmet

 
Varsayılan

Hizmet sözleşmesi kapsamında doğan tüm davalar iş mahkemelerinde görülür. Dolayısıyla, hizmet sözleşmesi kapsamında doğan manevi tazminat taleplerinde görevli mahkeme iş mahkemesidir.
Old 23-09-2007, 15:05   #3
HÜLYA ÖZDEMİR

 
Varsayılan Emsal Kararlar

Sn. Sultanahmet'in de belirttiği gibi, davayı İş Mahkemesinde açmalısınız.


T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 1999/4361

K. 1999/6860

T. 7.4.1999

• İŞYERİNDEKİ HIRSIZLIĞIN EMNİYETE BİLDİRİLMESİ ÜZERİNE İŞÇİNİN EVİNİN ARANMASI ( Aramanın Emniyetçe Re'sen Yapılması Nedeniyle Manevi Tazminat İstenememesi )

• MANEVİ TAZMİNAT ( İşyerindeki Hırsızlığın İşverence Emniyete Bildirilmesi Nedeniyle İşçinin Evinde Arama Yapılmış Olması )

1475/m.14,16

ÖZET : İşyerinde meydana gelen hırsızlık olayının işverence emniyete bildirilmesi üzerine, emniyetçe re'sen araştırma yapılarak davacı işçinin evinin de araştırılmış olduğu anlaşıldığından, olayda işverenin davranışı ile hasıl olan sonuç arasında illiyet bağı bulunmamaktadır. Bu durum karşısında kıdem tazminatı ve manevi tazminat talebinin reddi gerekir.
DAVA : Davacı, kıdem ve manevi tazminat fazla çalışma ve yıllık izin ücreti zorunlu tasarruf alacağı, kur farkı, iş gücü kaybı ve 1 yıllık mevduat faizi alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1. Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm temyiz itirazları ile davalının aşağıdaki bendin dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre davacı işçinin davalıya ait işyerinde bir hırsızlık olayının vuku bulduğu bunun üzerine işverenin durumu emniyete intikal ettirdiği, emniyetce işyerinde incelemeler ve araştırmalar yapıldığı ve bu arada şüpheli gördükleri kişilerin ve davacının da evinde ve bahçesinde araştırma yapıldığı daha sonra hırsızlığı gerçekleştiren kişinin yakalanıp mahkum edildiği, evinde arama yapılması nedeniyle de davacının sözleşmesini fesh ederek işyerinden ayrıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı işçi kıdem ve manevi tazminat isteği ile bu davayı açmış olup mahkemece yapılan yargılama sonucu her iki istek de hüküm altına alınmıştır.
Davalı işveren olayı emniyete intikal ettirmekle yetinmiş şüphelendiği kişilerin ismini dahi bildirmiş değildir. Soruşturma emniyetçe Res'en yürütülmüş ve davacının evinde de arama ve inceleme yapılmış ise de bu davranıştan ve kendisine karşı yapılmış olan müessir fiilden sorumlu tutulması olanağı yoktur. Bir başka anlatımla, davalı işverenin davranışı ile hasıl olan sonuç arasında iliyet bağı yoktur. Bu maddi ve hukuki olgular karşısında manevi tazminat ve kıdem tazminatı isteklerinin reddi gerekir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebebten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 7.4.1999 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, yerel mahkeme kararının onanması görüşündeyim.

T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 1995/20066

K. 1995/34975

T. 4.12.1995

• AKİT FESİH YETKİSİ SÜRESİ ( Dava Açma Hakkına Etkisinin Olmaması )

• ALTI GÜNLÜK SÜRE ( Fesih Yetkisine İlişkin Olması )

• DAVA AÇMA HAKKI ( Altı Günlük Sürenin Bu Hakka Etkisinin Olmaması )

1475/m.18

ÖZET : 18. Maddedeki 6 günlük süre fesih yetkisine ilişkin olup, dava açma hakkına etkisi yoktur.
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, fazla çalışma ve izin ücreti, ücret alacağı, hafta ve genel tatil gündelikleriyle manevi tazminat alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, davayı reddetmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalıya ait işyerinde çalışırken kovulması suretiyle hizmet sözleşmesinin feshedildiğini ileri sürmek suretiyle kıdem tazminatı ile işçilik haklarının ve ayrıca olay nedeni ile manevi tazminatın hüküm altına alınmasını istemiş, mahkemece 5.2.1992 fesih tarihinden 27.2.1992 dava tarihine kadar altı işgünlük sürenin geçmiş olması nedeni ile tüm isteklerin reddine karar verilmiştir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki 1475 sayılı İş Kanununun 18 inci maddesine öngörülen altı işgünlük süre işçi ya da işveren tarafından akti fesih yetkisi ile ilgilidir. Bu sürenin dava açma hakkına bir etkisi bulunmamaktadır. Buna göre iş akti haksız olarak feshedilen işçi zamanaşımı süresi içerisinde her zaman dava açma yetkisini haizdir.
Dosyadaki bilgi, belgelere ve tanık anlatımlarına göre ustabaşı olan davacının yağmur yağması nedeni ile açık havada çalışan işçilerin erken gönderilmesi üzerine ertesi günü çıkan münakaşa sonucunda davacının işinden çıkartıldığı anlaşılmaktadır. Bu oluşa göre haksız işinden çıkartılan davacı işçinin kıdem tazminatına hak kazandığının kabulü gerekir. Öte yandan davacı ayrıca işçilik haklarının ödettirilmesi ve duyduğu üzüntü nedeni ile takdir olunacak manevi tazminat talebinde de bulunmuş olduğuna göre, bu istekler üzerinde de durularak gerçekleştiği takdirde bunlarında hüküm altına alınması gerçekleşen haklar bakımından gerektiği takdirde bilirkişi mütalasına başvurularak sonucuna göre hüküm kurulması gerekir.
Eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ : Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan sebeple BOZULMASINA, 4.12.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 1992/10804

K. 1993/6476

T. 19.4.1993

• İŞ AKDİNİN USULSÜZ KREDİ VERİLMESİNE YOL AÇTIĞI GEREKÇESİYLE FESHİ ( Manevi Tazminat Talebi )

• USULSÜZ KREDİ VERİLMESİNE YOL AÇTIĞI İDDİASIYLA İŞ AKDİNİN FESHİ ( Manevi Tazminat Talebi )

• MANEVİ TAZMİNAT TALEBİ ( Usulsüz Kredi Verilmesine Yol Açtığı İddiasıyla İş Akdi Feshedilen İşçinin )

818/m.49

ÖZET : Usulsüz kredi verilmesine yol açtığı için iş akti feshedilen işçi, bu fesih sebebiyle kişilik haklarına saldırıldığını ileri sürerek manevi tazminat talebinde bulunamaz.
DAVA : Davacı, ihbar, kıdem ve manevi tazminat ile ikramiye ve ücret alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm, süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1- Dosyadaki yazılara, toplana delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacının hizmet akti usulsüz kredi verilmesine neden olduğu iddiası ile fesh edilmiştir. Fesih sebebine, ileri sürülen olaylara göre feshin davacının kişilik haklarına saldırı olarak kabulü mümkün değildir. B.K.`nin 49`uncu maddesinde öngörülen koşullar gerçekleşmediği halde manevi tazminata hükmedilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. Gerçekten salt iş aktinin feshi olgusu ve fesih sebeplerinin işverence soruşturma konusu yapılması, işçinin hukuka aykırı bir şekilde kişilik haklarının tecavüze uğradığını göstermez.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA, 19.4. 1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/31761

K. 2006/3482

T. 14.2.2006

• İŞYERİNİ ZARARA UĞRATMA ( Uzmanlardan Oluşan Heyet Raporu İle Konu Tüm Yönleriyle Değerlendirilmeli ve Davalı Kurumun Zararının Olup Olmadığı Açıklığa Kavuşturulması Gereği )

• ZARARIN OLUŞUMUNDA İŞÇİNİN KUSURU ( Uzmanlardan Oluşan Heyet Raporu İle Konu Tüm Yönleriyle Değerlendirilmeli ve Davalı Kurumun Zararının Olup Olmadığı Açıklığa Kavuşturulması Gereği )

• İŞ SÖZLEŞMESİNİN FESHİ ( Davacı İşçi Yönünden Sorumluluğun Doğup Doğmadığı ve Eylemin Fesih İçin Haklı Nedeni Oluşturup Oluşturmadığının Belirlenmesi Gereği - Davalı Kurumun Zararının Olup Olmadığının Açıklığa Kavuşturulması Gereği )

1475/m.14

ÖZET : Uzmanlardan oluşan heyet raporu ile konu tüm yönleriyle değerlendirilmeli ve belirtildiği gibi davalı kurumun zararının olup olmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır. Böyle bir zarardan söz edilmesi halinde davacı işçi yönünden sorumluluğun doğup doğmadığı ve eylemin fesih için haklı nedeni oluşturup oluşturmadığının belirlenmesi gerekir.
DAVA : Davacı, ihbar, kıdem, kötüniyet, maddi ve manevi tazminat ile prim alacaklarının ödetilmesini karşı davacı ise zararın giderilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle asıl davada gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karşı davanın reddine ilişkin hüküm süresi içinde temyizen incelenmesi taraflar avukatınca istenilmesi ve davalı-karşı davacı avukatınca duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 14.2.2006 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat F. ile karşı taraf adına Avukat T. geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı işçi iş sözleşmesinin davalı işverence haklı bir neden olmaksızın feshedildiğini ileri sürerek, ihbar ve kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacakları yönünden isteklerde bulunmuştur. Davalı işveren ise, davacının zarara yol açan işlemi sebebiyle haklı olarak iş sözleşmesinin feshedildiğini savunmuş, karşı davada 720.073.920.725 TL. zararın giderilmesine talep etmiştir.
Mahkemece, avukatlar ile mali müşavirden oluşan bilirkişi heyetinden rapor alınmak suretiyle sonuca gidilmiş ve ihbar ve kıdem tazminatları ile pirim alacağı yönünden istek doğrultusunda karar verilmiş, karşı dava ise reddedilmiştir.
Davacı işçi, davalı borsa aracı kurumunun G. Şubesi müdürü olarak görev yapmıştır. Şube nezdinde gerçekleştirilen bir işlem sebebiyle davalının zarara uğratıldığı ve davacının da bu işlem sebebiyle sorumluluğunun bulunduğu ileri sürülmüştür. Konunun, sermaye piyasası ve borsa yatırım uzmanları tarafından değerlendirilmesi yerinde olur. Bu nedenle mahkemece alınan heyet raporu, uyuşmazlığın çözümü bakımından yeterli görülmemiştir. Uzmanlardan oluşan heyet raporu ile konu tüm yönleriyle değerlendirilmeli ve belirtildiği gibi davalı kurumun zararının olup olmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır. Böyle bir zarardan. söz edilmesi halinde davacı işçi yönünden sorumluluğun doğup doğmadığı ve eylemin fesih için haklı nedeni oluşturup .oluşturmadığının belirlenmesi gerekir. Bu konuda eksik incelemeyle karar verilmesi hatalı olmuştur.
Öte yandan alınacak bilirkişi raporunda prim alacağı yönünden de dosya içindeki delil durumu ile bütün işyerlerinin genel uygulamaları dikkate alınarak, davacının bahsi geçen pirim alacaklarına hak kazanıp kazanamayacağı noktasında bir değerlendirme yapılması istenmelidir. Gerekirse bu yönden de bir hesap raporu alınarak sonuca gidilmelidir.
Karşı dava yönünden Asliye Ticaret Mahkemesine açılan dava dosyası getirtilmeli ve kusur incelemesinde söz konusu dosyada dikkate alınmalıdır. İşlem yapan diğer şahısların kusurlarının da bulunup bulunmadığı, mevcutsa kusur oranları belirlenmelidir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 450 YTL. duruşma avukatlık parasının davacıya, davacı yararına takdir edilen 450 YTL. duruşma avukatlık parasının davalıya, yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14.2.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.
Old 24-09-2007, 10:52   #4
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

Bu tür bir dava 4857 m.24/II - b'ye dayanır. Bu nedenle İş mahkemelerinde görülecek bir davadır.

Saygılar.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
manevi tazminat iözkurt Meslektaşların Soruları 2 18-09-2007 10:03
Manevi tazminat avangardea Meslektaşların Soruları 15 06-07-2007 14:09
sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi suçu-sendikal tazminat ilişkisi superavukat Meslektaşların Soruları 3 24-04-2007 10:40
Manevi Tazminat Av.Murat Bölükbaş Meslektaşların Soruları 4 09-02-2007 15:47
Manevi Tazminat Mahmut Hukuk Soruları Arşivi 3 27-02-2002 20:33


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05869007 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.