Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Bono takibi, zaman aşımı, alacağın ıspatı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 07-07-2007, 00:20   #1
Av.Nebi

 
Varsayılan Bono takibi, zaman aşımı, alacağın ıspatı

Bonoya dayalı yapılan ve süresini (3 yıllı) doldurmuş olan ilamsız takipler ile ilgili bir sorum var. Bono tabiki sebepten mücerret. Fakat miyadını yitirmiş olan bonolar kağıt hükmüne indiği için asıl alacağın ıspatının bono'ya dayanılamıyacağına ilişkin bir yargıtay kararı okumuştum fakat tekrar bulamadım. acaba buna yönelik açıklama yapabilecek olan bir arkadaşımız olur mu ? Teşekkürler
Old 07-07-2007, 08:00   #2
Av.Turan

 
Varsayılan

sayın meslektaşım.zamanaşımına uğramış olan bono adi senet niteliğine haiz olmadıüından dolayı ilamsız takip yapıldığında itiraz edebilirsiniz. karşı taraf alacağını ancak yargılamayla ispat edebilir.
Old 07-07-2007, 12:41   #3
Av.Nebi

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Turan
sayın meslektaşım.zamanaşımına uğramış olan bono adi senet niteliğine haiz olmadıüından dolayı ilamsız takip yapıldığında itiraz edebilirsiniz. karşı taraf alacağını ancak yargılamayla ispat edebilir.

Yok zaten itiraz etmiştik. itirazin iptali aşamasında da onun için sormuştum

Sanıım bu karar yardımcı olur
Alıntı:
11. Hukuk Dairesi Esas No: 1982/2221 Karar No: 1982/2272 Karar Tarih: 13.05.1982
Hukuk Dairesi 11
Esas: 1982/2221
Karar No: 1982/2272
Karar Tarih: 13.05.1982
Taraflar arasındaki davadan dolayı .....Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 02/12/1981 tarih ve 60/522 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı avukatı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü
YARGITAY KARARI.

Davacılar vekili, davalının müvekkillerinin eniştesi bulunduğunu, 21/01/1973 gününde 40.000 lira borç para aldığını ve karşılığında 03/02/1975 ile 03/04/1975 vadeli iki adet bono verdiğini, bonoların vadelerinde ödenmediğini, yakın akrabalık nedeniyle, müvekkillerinin 3 yıl içinde takip yapmadıklarını belirterek alacağın tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, bonoların hatır senedi olduğunu, şirket ile davacı Ahmet'in ilgisi bulunmadığını, o tarihlerde şirketin adi şirket olduğu halde bonoya kolektif şirket şeklinde yazıldığını, isteğin zamanaşımına uğradığını ileri sürmüştür.

Mahkemece; iddia, savunma ve ilgili belgelere göre, isteğin 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, bononun geçerli bulunduğu, hatır senedi savunmasının ispat edilemediği gerekçeleriyle, davacı Ahmet'in miras payı nazara alındığında, 14.999'ar liranın davacılar Sabri ve Mustafa için, 1.666 liranın da Ahmet için, davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

Davacılar, enişteleri olan davalıya (borç-kar akdine istinaden) 40.000 lira para verdiklerini ve karşılığında da emre muharrer senetler aldıklarını ve fakat senetleri vadelerinde takibe koymadıkları için TTK.nun 661. maddesine göre zamanaşımına uğradığını açıkça belirterek esas akdi ilişkiye müsteniden 40.000 liranın tahsilini istemiş olmalarına göre, zamanaşımına uğramış ve sadece HUMK.nun 292. maddesinde öngörüldüğü şekilde beyyine başlangıcı olabilecek bir hale düşmüş olan senetler borçlu gözüken davalıya gösterilerek altlarındaki imzaların kendisine aidiyeti ikrar edilmesi halinde, yukarıda değinilen usul hükmüne göre beyyine başlangıcı sayılarak davacıların esas akdi ilişkiyi (borç para verme) ispat edecek delilleri sorulmak ve delil ibraz edilmemesi halinde yemine dayandığı takdirde bu hakkı kullandırılarak sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken,
zaman aşımına uğramış emre muharrer senetlerin hukuki değerini kaybetmesi nedeniyle borç doğuran bir adi senet olarak kabulü ile tahsil kararı verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz ödene iadesine 13/05/1982 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Old 07-07-2007, 23:41   #4
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
19.Hukuk Dairesi
Esas: 2005/4848
Karar: 2006/1004
Karar Tarihi: 07.02.2006
ÖZET: Zamanaşımına uğramış bonodan dolayı kambiyo hukukuna dayalı haklar yitirilmiş olur. Davacı bonoyu ciro yolu ile eline geçirmiş olup taraflar arasında temel ilişki bulunmamaktadır. Zamanaşımına uğramış bonolar yönünden sebepsiz iktisap hükümleri uygulanmaz. Mahkemece bu hususların gözetilerek yazılı hüküm verilmesi gerekmektedir.
(6762 S. K. m. 644, 690)
Dava: Taraflar aras
ındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Karar: Davacı vekili, müvekkilinin hamili olduğu 30.4.1998 vade tarihli 200.000.000.- TL. bedelli senede dayanarak keşideci davalı aleyhine icra takibine giriştiğini, davalının borcu ödediği yönündeki itirazının yersiz olduğunu ileri sürmüş ve itirazın iptali ile % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davacının senedi haksız olarak ele geçirdiğini, davacının senedi devraldığı anlaşılan lehtar ve ilk ciranta olan dava dışı H. Y. ile görüştüğünü, bu kişinin senet arkasındaki imzanın kendisine ait olmadığını söylediğini, borcunu H. Y.'e haricen ödediğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davalı tarafın senetteki imzasını inkar etmediği, takip dayanağı senet zamanaşımına uğradığından davanın sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayandırıldığı, davalının ödeme savunmasının yerinde olmadığı gerekçeleri ile takibin 200.000.000.- TL. asıl alacak 393.444.444.- TL işlemiş faiz ile birlikte devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacağa değişen oranlarda ticari temerrüt faizi uygulanmasına, hükmolunan miktarın % 40'1 oranındaki inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık zamanaşımına uğradığı anlaşılan bono bedelinden kaynaklanmaktadır. Zamanaşımına uğramış bonodan dolayı kambiyo hukukuna dayalı haklar yitirilmiş olur. Davacı bonoyu ciro yolu ile eline geçirmiş olup taraflar arasında temel ilişki bulunmamaktadır. TTK. 'nun 690 maddesinde 644. madde sayılmadığından zamanaşımına uğramış bonolar yönünden anılan yasa maddesinde yer alan sebepsiz iktisap hükümleri uygulanmaz. Mahkemece bu yönler gözetilmeden somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 07.02.2006 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Sinerji Mevzuat ve
İçtihat Programları
**************************************
Old 10-07-2007, 08:55   #5
gencerx07

 
Varsayılan

[yukarıdaki yargıtay kararında 10 yıllık zaman aşımından bahis ediyor. bonolarda eger 3 yıl gecirilmiş ise 3 yıllık sürenin dolmasından itibaren 1 yıl içinde sebepsiz zenginleşmeye dayanılarak dava açılabilinir diye biliyırum. bu bir yıllık süre de gecse 10 yıllık genel zamanasımı süresine dayanılarak alcak davası açılabilinilirmi
?
Old 10-07-2007, 09:23   #6
avmurat

 
Varsayılan

..........Dava, zamanaşımına uğramış bonoya dayalı alacağın tahsili davasıdır.Davacı vekili daha önce icra takibine konu olan ve İcra Tetkik Merciince bononun zamanaşımına uğramış olduğu gerekçesiyle takibin iptaline karar verildikten sonra bu davayı açtığına göre, senet lehtarı olan davacının temel ilişkiye dayalı olarak bu davayı açtığının kabulü gerekir. Böyle bir durumda mahkemece yapılacak iş, davacı tarafa dayandığı temel ilişki açıklattırılarak zamanaşımı süresinin bu ilişkiye göre değerlendirilmesi ve temel ilişkiye göre dava zamanaşımna uğramamış ise davacı tarafa temel ilişki bakımından delillerini ve buna karşı davalı tarafın dahi savunma delillerini topladıktan sonra ve davacının dayandığı zamanaşımına uğramış bononun davacı lehine yazılı delil başlangıcı teşkil edeceği hususunuda göz önünde tutarak hasıl olacak sonuç dairesinde karar vermekten ibarettir.Mahkemenin zamanaşımına uğramış bononun adi senede dönüşeceği gerekçesiyle davanın kabulüne dair kararı isabetli görülmediğinden kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.(Yargıtay 11.H.D.1988/4300 E, 1989/1051 K.23.02.1989)
Yukarıda alıntısını yaptığım karara göre bononun zamanaşımına uğraması halinde artık aradaki temel ilişkiye göre alacak davası açılabileceği, bu davada da dayanılan temel ilişkinin tabi olduğu zamanaşımı süresinin uygulanacağı, senedin sadece bir delil başlangıcı sayılacağı ve temel ilişkinin başkaca delillerle birlikte ispatlanabileceği, zamanaşımına uğramış bononun adi senet şekline dönüşmeyeceği belirtilmiştir.Burada bir hususa daha dikkatinizi çekmek istiyorum.Zamanaşımına uğramış bonoya dayanılarak yapılan takibe itiraz ettiğinize göre ve artık bu senede dayalı olarak talepte bulunulamayacağına göre, itirazın iptali davasının her halükarda zamanaşımı nedeniyle reddedilmesi gerekecektir.Çünkü bu davada alacaklı artık bu senetlere dayanamayacağına göre takibin konusu da kalmamış olacak.Alacaklının yapması gereken, yukarıda yazılı koşullarda yeni bir alacak davası açmaktır.Saygılarımla.
Old 10-07-2007, 18:05   #7
Av. Ö.Erol Yavuz

 
Varsayılan

Müruruzaman yada senede dayanan hakların muhafazası için kanun hükmünce yapılması gereken muamelelerin ihmal edilmiş bulunması dolayısıyla, poliçelerde sebepsiz iktisaba dayalı olarak dava açma hakkı bulunduğu, TTK m.644 hükmünde belirtilmektedir. Ancak, bonolar hakkında tatbiki gereken poliçe hükümlerini sayan TTK m.690, TTK m.644 hükmüne gönderme yapmadığından, bonolarda bu hüküm uygulanamaz

Saygılarımla.
Old 08-09-2007, 15:21   #8
Av. Ö.Erol Yavuz

 
Varsayılan

Elime yeni geçen, aşağıya eklediğim 2007 yılına ait, Yargıtay Hukuk Genel Kurul Kararı, bonolarda üç senelik zaman aşımı süresi dolduktan sonraki bir yıl içerisinde, sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı olarak alacak davası açılabileceğini açıkça belirtmektedir.

Bu sebeple 7 nolu mesajımı "TTK m.690, TTK m.644 hükmüne gönderme yapmamasına rağmen, Yargıtay Kararları ile zamanaşımına uğramış bonolarda da sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre dava açılabileceği öngörülmüştür." şeklinde düzeltiyorum.

Saygılarımla.

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

Esas : 2007/19-132
Karar : 2007/153
Tarih : 21.03.2007



KARAR METNİ :
YARGITAY İLAMI

Taraflar arasındaki "itirazın iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 4.Ticaret Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 02.02.2005 tarih ve 2004/230 E-2005/14 K. s. kararın tetkiki davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 24.01.2006 tarih ve 2005/4699-2006/356 s. ilamı ile; (...Davacı vekili, müvekkilinin icra takibinin dayanağı bonoların yetkili hamili bulunduğunu, bonolar zamanaşımına uğradığı için genel haciz yolu ile takibe girişildiğini, TTK.nun 644. maddesi uyarınca davalı keşidecinin sorumluluğunun bulunduğunu, sebepsiz zenginleşmediğini davalının ispatlaması gerektiğini itirazın haksız olduğunu ileri sürmüş ve itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, müvekkilince alınan ofset baskı makinesi karşılığında peşinat ve lehtarı dava dışı Salih Kuş olan dava konusu bonoların verildiğini, makine ayıplı çıktığı için bonoların dört yıl süre ile tahsile konulmadığını, zamanaşımına uğrayan bonoların birlikte çalıştıkları kötüniyetli davacıya ciro edilerek takibe girişilmesinin haksız olduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece, bonolarda da TTK.nun 644. maddesine dayanılarak davacı hamil tarafından davalı keşideci aleyhine sebepsiz iktisap davası açılabileceği, bonoların vade tarihleri ile takip tarihi arasında 3 senelik süre dolduğu için hamilin kambiyo hukukuna dayalı takip hakkını kaybettiği ancak BK.nun 66. maddesinde ön görülen bir senelik zaman aşımı süresinde takibe girişildiğinden davalının zaman aşımı definin yerinde olmadığı, dosya kapsamından davalının süresinde ayıp ihbarında bulunmadığı hususunun anlaşıldığı gerekçesi ile faiz talebi yönünden alınan bilirkişi raporu da dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne, takibin 1.483.000.000 TL. asıl alacak, 2.721.183.746 TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.204.183.746 TL. üzerinden asıl alacağa takip gününden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte devamına, hükmolunan miktarın %40'ı oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.

TTK.nun 690. maddesinde 644. madde yazılı olmadığından, poliçeler hakkında uygulanması gereken 644. maddenin bonolar hakkındaki dava ve takiplere uygulanması mümkün bulunmamaktadır. Bu itibarla, davacı ancak genel hükümler dairesinde haksız iktisap kurallarına göre dava açabilir. Mahkemece bu yönlerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN : Davalı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava, bonoya dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir.

Davacı; keşidecisi davalı olan 5 adet bononun hamili olduğunu, bonoların ibraz süresi geçtiğinden ilamsız icra takibi yaptıklarını, davalının takibe itiraz ettiğini, kambiyo senedine dayalı olarak müracaat hakkını yitirdiğinden, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalıdan alacaklı bulunduğunu ileri sürerek, itirazın iptal edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı, sebepsiz zenginleşmediğini, senetlerin zamanaşımına uğradığını cevaben bildirmiştir.

Mahkemece; bonolarda zaman aşımı süresinin dolduğu, davacı-yetkili hamilin kambiyo hukukuna dayalı takip hakkını kaybettiği ancak, BK. m.66'da ön görülen 1 senelik zaman aşımı süresi içerisinde takibe giriştiğinden, davalının zaman aşımı definin yerinde olmadığı, ayrıca süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığı açıklanarak; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Özel Dairece; Poliçeler hakkında uygulanması gereken TTK. m.644'ün bonolar hakkında uygulanamayacağı, davacının ancak genel hükümlere ve haksız iktisap kurallarına göre dava açabileceği açıklanarak karar bozulmuş, mahkemece ilk hükümde direnilmiştir.

Uyuşmazlık; Türk Ticaret Yasasının poliçelere uygulanacak 644. maddesinin bonolarda uygulanacak hükümleri gösteren 690. maddesine atıf yapmamış olması karşısında; bu durumun bir unutma sonucu olup olmadığı, dolayısıyla bono hamilinin sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak üç yıldan sonraki bir yıl içinde keşideciye başvuru imkanının bulunup bulunmadığı, noktasında toplanmaktadır.

Öncelikle belirtelim ki, icra takibine konu edilen bonolar, 15.06.2000 ila 15.01.2001 vade tarihlerini taşımakta olup, üç senelik zaman aşımı süresinin dolduğu ve icra takibinin üç yılı takip eden bir yıl içerisinde açıldığı konusunda yerel mahkeme ile Yüksek Daire arasında bir görüş ayrılığı bulunmamaktadır.

Türk Ticaret Yasasının 644. maddesinin bonolarda da uygulanması gerekip gerekmediği konusunda öğretide; Prof.Dr.Hayri Domaniç bonolara uygulanacak poliçe hükümleri arasında TTK.nun 644. maddesine atıf yapılmamasının kanunumuzun bir noksanı ve haksızlık olduğunu, poliçe de ikinci derecede sorumlu bulunan keşidecinin haksız iktisap kurallarına dayanılarak dava edilebilmesi doğrultusunda, bononun asli borçlusu olan keşidecinin dava edilmesinin evleviyet icabı mümkün olduğunu, hamilin haklarını kaybetmesini haklı gösteren bir sebep düşünülemeyeceğini ve bu durumun kanunumuzun ve İsviçre Yasasının teknik bir hata ve noksanı olduğunu açıklamaktadır. (Kıymetli Evrak Hukuk ve Uygulaması, TTK.Şerhi-IV, 1990 Bası, s:485-486).

Prof.Dr.Reha Poroy ve Prof.Dr.Ünal Tekinalp; bono düzenleyene karşı kambiyo talep hakkı zamanaşımına uğrarsa, haksız zenginleşme kuralları uyarınca müracaat etmesinin doğru olacağını, bu sebeple anılan hükümlerin bonolara da uygulanacağının kabul edildiğini ifade etmektedirler. (Poroy/Tekinalp Kıymetli Evrak Hukuk Esasları 15 Bası s.238).

Prof.Dr.Yaşar Karayalçın TTK.nun 644. maddesinin bonolara da uygulanacağı görüşündedir.(Ticari Senetler, s.348).

Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere; öğretideki baskın görüş, TTK.nun 644. maddesinin bonolara da uygulanması gerektiği, yönünde olup, Yargıtay'ın ağırlıklı uygulaması da aynı yöndedir.

Gerek mehaz İsviçre Kanununda, gerekse Türk Ticaret Kanununda bonolara uygulanmak üzere, poliçe hükümlerine atıf yapan 690. maddede sebepsiz iktisaba ait 644. maddenin zikredilmemiş olmasının, bilinçli ve kasıtlı bir davranış olmayıp bir yasa tekniği noksanlığı, bir unutma sorunu olduğu kabul edilmek icap eder.

Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündeminde olan Türk Ticaret Yasası Tasarısında, mevcut kanundaki eksiklik giderilmiş ve poliçede sebepsiz zenginleşme hükümlerini gösteren 732 maddeye, 778/1-d bendinde gönderme yapılmış ve gerek öğreti, gerekse Yargıtay'daki baskın görüşü yasa maddesi olarak düzenlemiştir.

Buraya kadar yapılan açıklamalardan anlaşılacağı üzere bonolarda uygulanacak poliçe hükümlerini gösteren maddede atıf yapılmamış olmasının, bilinçli ve kasıtlı bir davranış değil, unutma-sonucu olduğunun kabulü gerekmektedir. 4721 s. Türk Medeni Yasasının 1. maddesinin 3.fıkrası uyarınca "hakim, karar verirken bilimsel görüşlerden ve yargı kararlarından yararlanır" aynı maddenin 2.fıkrasına göre ise "kanunda uygulanabilir bir hüküm yoksa, hakim örf ve adet hukukuna göre, bu da yoksa kendisi yasa koyucu olsaydı nasıl bir kural koyacak idiyse ona göre karar verir", denmektedir. Bu hükme göre burada mevcut olan boşluğun doldurulması gerekir.

Poliçelerde, kabul eden ve keşidecinin sorumluluğu ile bonolardaki borçlu keşidecinin sorumlulukları aynı nitelikte sayılmaktadır. Çünkü, bonoyu düzenleyen tıpkı poliçede senedi kabul eden muhatap gibi sorumludur.

Yukarıda açıklanan bilimsel görüşler ile Yargıtay'ın ağırlıklı uygulaması birlikte düşünülerek yapılan değerlendirme sonunda; bono hamilinin BK.nun 61 vd. maddeleri uyarınca nedensiz zenginleşme hükümlerine göre keşideciye müracaat edebileceğinin kabul edilmesi gerekir. Özellikle TTK.nun 690. maddesinde, 644. maddeye göndermede bulunulmamış olmasının makul bir izahının yapılması mümkün olmadığından, dava konusunu bonolarla ilgili olarak, vadeyi takip eden üç yıldan sonra sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre ve bir yıl içerisinde borçluya başvurması gerekir. Bu itibarla bonolara uygulanacak poliçe hükümlerinin arasında 644. maddenin yer almamasının, yasa koyucunun bilinçli bir tercihi değil bir unutma sonucu olduğu ve anılan maddenin bonolara da uygulanması gerektiği sonucuna varılmıştır.

Bu konu, Yüksek Hukuk Genel Kurulunun 28.03.2001 gün, E. 19-20, K. 310 kararıyla gündeme gelmiş ve bono hamilinin BK.nun 61 vd. maddeleri uyarınca nedensiz zenginleşme hükümlerine göre keşideciye müracaat edebileceği kabul edilmekte ve özellikle doktrinde TTK.nun 690 maddesinde, 644 maddeye göndermede bulunulmamış olmasının makul bir izahının yapılamayacağının vurgulandığı belirtilerek, dava konusunu bonolarla ilgili olarak, vadeyi takip eden üç yıldan sonra sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre ve bir yıl içerisinde borçluya başvurması gerektiği belirtilerek aynı yöndeki doktrin ile uygulamadaki baskın görüş desteklenmiştir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 06.12.1969 tarih ve 1966/T-1131-860 s. ilamı da aynı yöndedir.)

Hal böyle olunca, mahkemenin bonolarda üç senelik zaman aşımı süresi dolduktan sonraki bir yıl içerisinde sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı olarak alacak davası açabileceğine ait yerel mahkemenin direnme hükümü doğrudur. Ne var ki, mahkeme kararının esasına yönelik temyiz itirazlarının tetkiki için dosyanın Dairesine gönderilmesi gerekir.

SONUÇ: Yukarda açıklanan sebeplerle yerel mahkemenin bonolarda sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı olarak lehtarın keşideciye başvuru hakkının olduğu yönündeki direnme kararı doğru olmakla birlikte, işin esasına yönelik olan davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının tetkiki için dosyanın Yargıtay 19.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 21.03.2007 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

Kaynak : Corpus Arşiv HGK-815
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İcradaki Senedin Zaman Aşımı Yapar Hukuk Soruları Arşivi 9 15-08-2006 10:15
Zaman aşımı hsc22 Hukuk Soruları Arşivi 3 06-04-2006 13:55
Senetlerde Zamanaşımı kaynarkaya Hukuk Soruları Arşivi 2 03-11-2005 20:14
Zaman Aşımı Süresi AOZALP Hukuk Soruları Arşivi 0 26-07-2003 22:38
Zaman Aşımı dilek kaya Hukuk Soruları Arşivi 1 02-03-2002 10:42


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04080606 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.