07-06-2007, 21:55 | #1 |
|
'Tecavüze Uğrayan Bağırmıyorsa Suç Oluşmaz'
Yargıtay 5'inci Ceza Dairesi, cinsel saldırı ve geceleyin konut dokunulmazlığını ihlal suçundan Bafra Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 15 yıl ağır hapis cezasına çarptırılan A.B. ile ilgili verilen mahkumiyet kararını bozdu.
Yerel Mahkeme, sanık A.B.nin akrabası ve komşusu olan üç çocuk annesi N.D.'nin evinin mutfak camını kırarak zorla evine girdiğini ve cinsel ilişki teklifinde bulunduğunu belirttiği kararında, bu teklifi kabul etmeyen N.D.'ye saldırdığını belirtti. A.B. konut dokunulmazlığını ihlal ettiği şikayetçiye tecavüz ettikten sonra olay yerinden uzaklaştı. A.B. iki kez daha zorla evine girdiği N.D. ye cinsel saldırı suçunu işledi. N.D. olaydan duyduğu rahatsızlık sonrası durumu eşine anlattı. N.D. ve eşi Bafra Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurarak A.B. hakkında suç duyurusunda bulundular. Tecavüze uğradığını iddia eden N.D. kendisine cinsel ilişkiye girme teklifinde bulunan A.B.'yi reddettiğini, kovduğunu ancak çocuklarının uyanmasından ve kendisini tecavüze uğrarken görmelerinden çekindiği için bağıramadığını belirtti. Eşinin ve çevresinin tepkisinden çekindiği için yaşadığı olayı kimseye anlatamadığını belirten N.D. şehir dışında olan eşinin eve döndükten sonra kendisinin durgun halinden şüphelendiğini ve bunun üzerine eşine A.B.'nin yaptıklarını anlattığını kaydetti. Sanık A.B. ise duruşmada verdiği ifadede N.D. nin kendisini, evine lamba tamir etmesi için davet ettiğini ve o sırada birliktelik teklif ettiğini iddia etti. N.D. yi ilişkiye girmek için zorlamadığını belirten A.B. üç kez birlikte olduklarını kaydetti. Bafra Ağır Ceza Mahkemesi, sanık, şikayetçi ve tanıkların ifadesinin ardından A.B.'yi toplam 15 yıl ağır hapis cezasına çarptırdı. Mahkemenin verdiği kararın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 5'inci Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozarak emsal bir karara imza attı. Yargıtay, bozma ilamında şu görüşlere yer verdi: "Evinde çocukları bulunan mağdurenin ırza geçme eyleminin gerçekleştirildiği zamanlarda bağırıp çevreden yardım istememiş olması, eylemin birden çok değişik zamanlarda tekrarlanmasına rağmen hiç kimseye anlatmaması ve şikayetçi olmaması, durgun halinden şüphelenen eşine olaydan yaklaşık iki ay sonra açıklama yapması gözetildiğinde: ırza geçmenin cebir şiddet kullanarak yapıldığına dair iddiasının durumunu çevresine mazur gösterme düşüncesinden kaynaklandığı ırza geçmenin zorla yapıldığı hususunda mağdurenin anlatımı dışında sanığın cezalandırılması için kesin ve inandırıcı başkaca da delil elde edilemediği, dolayısıyla eylemin rızaya dayalı olarak işlendiğinin kabulü yerine, oluşa uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir" Bafra Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay'ın verdiği bozma kararına direnirse dosya Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na gelerek karara bağlanacak... http://www.haberler.com/tecavuze-ugr...lusmaz-haberi/ |
08-06-2007, 13:10 | #2 |
|
Adli Tıp raporunda sanırım cinsel yönde bir zorlama tesbit edilememiş.Yargıtay "eylemin rızaya dayalı olarak işlendiğinin kabulü yerine","oluşa uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir"demiştir.
Kişinin bağırmamasını rıza olarak kabul etmemiştir. Delil yetersizliği yönünden bozulmuş bir karar. |
08-06-2007, 13:31 | #3 |
|
Bir makalemden alıntılıyorum:
"......Bir olayda; 37 yaşındaki sanık 13 yaşındaki çocuğa tecavüz ediyor ve mahkeme, çocuğun umuma açık mahalde sesini çıkarmayıp, yardım istememesi nedeniyle rızası olduğunu varsayıyor. Bu çocuk başına gelen bu olayı günlerce yakınlarına -belli ki korkusundan- anlatamamış olacak ki; mahkeme bu suskunluğun rızaya dayalı olduğunu kabul ediyor....." Bahsi geçen kararı şu an bulamıyorum. Çarpıcı gelmişti ve konu etmiştim. Bulduğumda ekleyeceğim. Saygılarımla. |
11-06-2007, 01:33 | #4 |
|
Böyle bir şeyi nasıl kabullenebiliriz?
|
16-06-2007, 16:18 | #5 |
|
yorumlara dikkat:)
sevgili meslektaşlar,
kararda, bozmanın sebebi belirtilmiş. değerlendirme var, gerekçeler var. peki iyi güzel de bu başlık ne tecavüzcülere, "itinalı olun" mu demeye çalışıyoruz, yoksa "hey mağdur bağır yoksa yandın" mı? yanlış anlaşılmaya çok müsait. belki de sansasyonel olsun diye böyle bir başlık kondu bilemiyorum ama çarpıtmasak iyi olucak bence haberleri normal vatandaş gibi okumayalım ve öyle yorumlamayalım, biz hukukçuyuz... sevgiler, saygılar... |
16-06-2007, 20:15 | #6 |
|
Sayın Zafer TUNCA, yorumunuz ve eleştiriniz için teşekkürler. Ancak haberi aldığım sitede, başlığı da olduğu gibi almak istedim. Alıntı yaparken genellikle böyle yaparım. Bilginize...
Saygılar... |
16-06-2007, 21:02 | #7 | |||||||||||||||||||||||
|
teşekkür ederim:)
cevabın için çok teşekkür ederim. ben de zaten kusurun olmadığını biliyordum. ama bazen birşeyleri söylemek yerine sormak daha iyidir bilirsin. Bu arada bu haberi okurken aslında heberde bir anormallik olmadığını anladıktan sonra, içimden başlıkla ilgili espriler yapıp kendi kendime tebessüm ettim. bunda senin de payın var sağol tekrar teşekkür ederim... iyi çalışmalar. |
17-06-2007, 00:22 | #8 |
|
Sayın Kemal Yıldırım,
Haberin başlığı ile içeriği arasındaki nüansı, "alıntı aslının, kaynak sitede bu şekilde yer alması" olarak açıklamışsınız. Ancak; bu konu, hukuk haberleri bölümünde değil. (Orada olsaydı bile aslında yine eleştirilmesi gerekirdi.) Bir yanlışın başka siteden, THS'ye ve dahası THS'nin özel bir alanına Ceza Hukuk Çalışma Grubu'na kadar sirayetinin bir anlamı veya amacı var mıdır? Bu haberin Ceza Hukuk Çalışma Grubu'na alınmasını gerektirir başkaca bir özelliği mevcut değilse; haber içeriği ile başlığı arasındaki -sansasyon amaçlayan- tezada karşı duruyor isek; bunun da bunu açıklar bir başlık altında ve işbu karar metni de örneklerden biri olacak şekilde yapmamız gerekmez miydi? Saygılarımla. |
17-06-2007, 00:29 | #9 | |||||||||||||||||||
|
"
Delil yetersizliğinden sanık yararlandı (ve doğrusu da bu) ancak aynı yetersizlikten mağdur mahkum oldu. Mağdurun konumunu veya rızasını kesinleyen bu neviden ibareler, kabuller yerine; "müsnet suçun sübutuna dair ceza vermeye yeter her türlü şüpheden uzak ve inandırıcı deliller bulunmadığından ve şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereği" denilseydi sanırım daha adil olurdu. Saygılarımla. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
Konu Araçları | Konu İçinde Arama |
Konuyu Değerlendirin | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
affa uğrayan telefon borcunun ödenen ilk taksiti asıl alacaktan fazla ise ne olur? | anti-leviathan | Hukuk Soruları Arşivi | 6 | 06-01-2007 16:32 |
Şiddete uğrayan eşe 'tedbir nafakası' | faruksa | Hukuk Haberleri | 0 | 04-12-2006 14:26 |
Tecavüze tartışmalı karar | mslmklvz | Hukuk Haberleri | 6 | 25-11-2006 13:47 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |