Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Davalı Taraf Avukatının Tanıklığı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 07-05-2007, 00:10   #1
Heybe Hukuk

 
Varsayılan Davalı Taraf Avukatının Tanıklığı

Davacı vekili olduğum bir özel hukuk davasında, davalı tarafın davaya sonradan dahil olan avukatı, dava konusu olaya yakınen ve bizzat tanık olmuştur. Tek tanıktır. Bu avukatın tanıklığına başvursam?

Çok acil arkadaşlar...
Şimdiden emeği geçen herkese teşekkürler...
Old 07-05-2007, 00:32   #2
bertrand

 
Varsayılan

Selam,

Kim tanık gösterecek? Siz mi? Karşı taraf mı?

Dava hukuk davası mı ceza davası mı?

Bildiğiniz üzere meslek sırrı ve tanıklıktan çekinme hakkı en kapsamlı haliyle avukatlara aittir ve müvekkili rıza gösterse bile avukat mesleği gereği öğrendiği şeyler hakkında tanıklık yapmaktan kaçınabilir.

Saygılar.
Old 07-05-2007, 00:36   #3
Heybe Hukuk

 
Varsayılan

Davacı vekili olarak ben göstermek istiyorum. Evet söylediklerinizi biliyorum. Ancak avukatın tavrının ne olacağı hususunda şüpheliyim. Belki de iyi niyetli davranır. Zira müvekkilimi iş bu davayı açmaya teşvik eden de kendisi olmuş. Yüreklendiren, sen davanda haklısın diyen...
Yani bir kere olsun, kendisinin tanıklığından bahis edecek olsam ne olacağını merak ediyorum.
Fikirleriniz nedir?
Teşekkürler..
Old 07-05-2007, 00:37   #4
Kadir COŞKUN

 
Varsayılan

Umarım yararlı olur. Saygılarımla...


HD 02 Esas : 1997/011134 Karar: 1997/012714 Tarih: 24.11.1997
* TANIK

Davaya müvekkil sıfatı ile bakan avukat şahit olarak gösterilebilir. Bu durumda avukatın çekinme hakkı olduğu gibi tanıklık yapabilmesi için müvekkilinin muvafakatinin de alınması gerekir.
Mahkeme hükmünün hukuki varlık kazanabilmesi için tefhimi gerekli olup, tefhimin ne şekilde yapıldığının tutanağa geçirilmesi gerekir.
(1086 s. HUMK. m. 151, 245/4, 381, 388, 428) (1136 s. AK. m. 36)
Tarafların birinin vekili şahit gösterilebilir ve şahit olarak dinlenebilmesi için müvekkilinin muvafakatı gerekir.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
1- Verilen kesin süre içinde tanık İsmail’in tebligata yeterli adresi bildirmediğinden bu tanığa ilişkin temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davalı tarafından davacı vekili tanık olarak gösterilmiştir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 245/4. ve 1136 Sayılı Avukatlık Kanununun 36/1-2. maddesi gereğince yapılacak iş davacı asilden muvafakat edip etmediği, davacı vekilinden de tanıklıktan çekinip çekinmediğini sormak sonucuna göre işlem yapmaktır. Bu yön gözönünde tutulmadan yazılı gerekçe ile tanığın dinlenmemesi savunmayı kısıtlayan sonuca etkili önemli usul hatası olup bozmayı gerektirir.
3- Kadının Medeni Kanunun 162/son maddesine göre açtığı nafaka davası ile kocanın açtığı boşanma davası birleştirilmiştir.
Mahkeme hükmünün hukuki varlık kazanabilmesi için onun tefhim edilmesi gerekir. Mahkeme verdiği hüküm ile, hükmü ne şekilde tefhim ettiğini duruşma tutanağına yazmak zorundadır. [HUMK. 151/2] Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, 3156 sayılı kanunla değiştirilen, 381.maddesi, hükümlerin ne şekilde tefhim edileceğini düzenlemektedir. Bu madde hükmüne göre, mahkeme, hazır olan tarafın iddia ve savunmalarını dinledikten sonra yargılamanın sona erdiğini bildirerek kararı tefhim eder.
Kararın tefhimi, en az 388.maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur.
Zorunlu nedenlerle yalnız hükmün sonucunun tefhim edildiği hallerde gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak onbeş gün içinde yazılması gerekir.
Bu hükümden anlaşılacağı gibi, mahkeme hükmünü gerekçesi ile birlikte tam olarak yazmış olsa bile, bunu duruşma tutanağına tamamen yazdırması ve okunması gerekir. Zorunlu nedenlerle hükmün gerekçesi ile birlikte tamamen yazılamadığı hallerde mahkeme sadece hüküm sonucunu tefhim etmekle yetinebilir. Hüküm sonucunun ne olduğu ise Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 388.maddesinin 2. fıkrasında belirtilmiştir. Mahkeme "istek sonuçlarından herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde" duruşma tutanağına geçirtip okumadan; "ekli karar tefhim edildi", "gerekçeli kararın mahkeme kaleminden alınmasına" veya benzeri şekilde tutanağa geçirilen beyanlarla hükmü tefhim etmiş sayılamaz.
Mahkemece son oturum tutanağında "ekli gerekçeli kararda açıklandığı üzere boşanma davasının kabulüne, nafaka davasının kısmen kabulüne" denmekle yetinilmiştir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 388/II. maddesinde gösterildiği şekilde hüküm sonucunu belirtmeyen böyle bir beyanla hüküm tefhim edilmiş ve hukuki varlık kazanmış sayılamaz. Başka bir anlatımla hakim yargılamayı sona erdirdiği oturumda hiçbir karar vermemiştir. Diğer taraftan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 428/II. maddesindeki hükmün sonucunu etkilemeyen usul yanlışlıklarının bozma sebebi yapılamayacağına ilişkin kural, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 381. ve 388.maddesine uygun şekilde duruşma tutanağına geçirilip tefhim edilen hükümlerle ilgilidir. Yukarıda açıklanan nedenler karşısında ortada hukuki varlık kazanmış bir karar mevcut olmadığından anılan 428.maddenin uygulanması da söz konusu bulunmamaktadır. Bu bakımdan yeniden yargılama yapılarak Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 381. ve 388.maddelerinde 10/04/1992 günlü ve 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararında gösterildiği şekilde nafaka isteği hakkında yeniden hüküm verilmek üzere temyiz olunan kararın bozulması gerekir.
SONUÇ: Birinci bentte gösterilen sebeple tanık İsmail’in dinlenmesine ilişkin temyiz isteminin REDDİNE, kararın ikinci ve üçüncü bentlerde gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, bozma sebebine göre diğer yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, birinci ve üçüncü bentlerde oybirliğiyle, ikinci bentte oyçokluğuyla karar verildi.24/11/1997
MUHALEFET ŞERHİ
Davalı, davacının avukatını şahit olarak göstermiştir. Davacı vekili davetiye tebliğine rağmen kendisi tanıklık yapacağını bildirmediğine göre 1136 Sayılı Avukatlık Kanununun 36.maddesi anlamında tanıklıktan çekinmiş sayılır. Bu sebeple sayın çoğunluğun bozma kararının ikinci bendine katılmıyorum.
Old 07-05-2007, 00:52   #5
Heybe Hukuk

 
Varsayılan

Arkadaşlar;

Yardım çabalarınız için teşekkür derim. Bu emekleriniz için teşekkürler..

Siz davalı vekili/tanık sıfatında olsanız; tavrınız ne olurdu?

Davacıyı şahsen tanıyorsunuz. Davacı, başından geçen olayla ilgili ilk sizinle muhatap oluyor. Dava açması için siz yüreklendiriyorsunuz ve sonra davacı ikametgah değiştirip bulunduğu ilden bir başkasına taşınıyor. O arada da davayı açıyor. Sonradan da ikamet ettiği ilden bir avukatı vekil tayin ediyor. Dava görülmeye devam ederken de; davalı taraf sizi vekil tayin ediyor. Davacı, sizi tanık olarak gösteriyor. Davanın neticesi de tamamen sizin tanıklığınıza bağlı.

Eğer tanıklık edip, doğruları anlatırsanız; davacı davayı kazanacak. Ama sizin vekili olduğunuz davalı taraf kaybedecek.

Ancak, tanıklık etmezseniz de, davalı(müvekkilinizce) tarafça hakkı tecavüze uğramış olan davacı taraf davayı, adalete, avukatlık mesleğine hatta belki de olayın etkileri nedeniyle yaşama bile inancını yitirecek.

Tavrınız ne olurdu?
Old 07-05-2007, 01:01   #6
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Tanığı olduğu bir olaya ilişkin taraflardan birinin veklilliğini kabul etmek Avukat hakkında disiplin sorumluluğu doğurabilir. Bu nedenle durumu Baronuza danışmanızı tavsiye ederim. Olayın tanığı olduğunu ispat etmeniz halinde söz konusu Avukat için sıkıntı doğacaktır. Tam olarak uyan bir meslek kuralı olmamakla birlikte genel olarak bakıldığında, durum hiç de şık değil.
Old 07-05-2007, 01:01   #7
Kadir COŞKUN

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av-yeliz
Davacıyı şahsen tanıyorsunuz. Davacı, başından geçen olayla ilgili ilk sizinle muhatap oluyor. Dava açması için siz yüreklendiriyorsunuz
Sayın av-yeliz, gerçekten ilginç bir durumla karşı karşıyasınız. Ama ben karşı taraftaki meslektaşın yerinde olsam kesinlikle bu davada davalı vekilliğini üstlenmezdim. Çünkü burada Avukatlık Kanunun 38. maddesinin b fıkrası hükmü - Aynı işte menfaati zıt bir tarafa avukatlık etmiş veya mütalaa vermiş olursa,- karşısında işin reddi zorunluluğumuz bulunmakta, diğer yandan meslek etiği anlamında değerlendirme yapmamıza sanırım gerek yok. Bence siz meslektaşla konuşarak işi reddetmesi gerektiğini, bunun yasal zorunluluğu olduğunu bildirin, tanıklık yaptığı zamanda doğruları söyleyip söylememesi tamamen vicdan sorunudur.

Saygılarımla...
Old 07-05-2007, 01:37   #8
Ayşe BİLGİÇ TAHTACI

 
Varsayılan

tanık avukat karşı tarafın vekaletini olayda kullanmış ise sır saklama yükümlülüğünü ihlal etmiş olacaktır. Müvekkilinin de tanıklık yapmasına rıza göstereceğini zannetmiyorum. Avukatın olaya sonradan dahil olduğunu söylüyorsunuz. Avukat görevini yaparken olaya tanık olmuşsa sıkıntılı. Ama tesadüfen orada bulunuyor ise bence tanıklık yapmasında sakınca yok. Meslektaşlarımız maalesef bu gibi durumlarda özellikle küçük yerlerde arkadaşlarını ya da müvekkillerini satan kişi konumuna düşmemek için çekingen kalıyorlar. Şahsımla ilgili iki konuda, 1998 yılında ve bundan 5 gün önce meslektaşlarım bana yardımcı olmadılar. Bu nedenle uğradığım şahsi zararı anlatamam. Umarım meslektaşımız size yardımcı olur.
Old 07-05-2007, 01:45   #9
av.mgul

 
Varsayılan

sn. av-yeliz
olayı meslek etiği açısından değerlendirmek doğru olacaktır kanaatindeyim. zira Avukatlık K. m.38 i hatırlatan sn. Av.Kadir Coşkuna da katılıyorum.
aslında olay benim çok dikkatimi çekti ve açıkcası devamını da merak ettim. bu nedenle yeni gelişmeleri burada paylaşırsanız sevinirim.
saygılar
Old 07-05-2007, 01:46   #10
Heybe Hukuk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan osmaniye
Şahsımla ilgili iki konuda, 1998 yılında ve bundan 5 gün önce meslektaşlarım bana yardımcı olmadılar. Bu nedenle uğradığım şahsi zararı anlatamam. Umarım meslektaşımız size yardımcı olur.

Cüretimi mazur görürseniz sormak isterim. Neydi şahsınızla ilgili o iki konu?
Old 07-05-2007, 01:51   #11
Heybe Hukuk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.mgul
sn. av-yeliz
bu nedenle yeni gelişmeleri burada paylaşırsanız sevinirim.
saygılar

Elbette paylaşırım. Bence de enteresan ve nasıl neticeleneceğini ben de merak ediyorum. Ben, tanıklığa davet edeceğim sanırım. Ama öncesinde ben bizzat muhatap olmayı düşünmüyorum. Zira müvekkil çokça defa aramış, konuşmuş. Beni ilgilendirmediğini düşünüyorum. Ben görevimi yapıp, tek tanık olması nedeniyle davetimi yapacağım. Çekinirse, kendi seçimi olacak ve bir ömür vicdanına hesap verecek. Bana değil..
Old 07-05-2007, 05:26   #12
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Çok Çok Çok ACİL!!! Davalı Taraf Avukatının Tanıklığı?

Sn. Yeliz;
Avukatın mütalaa vermiş olması bile kendi verdiği mütalaanın aksine safta yer almasını engelleyen bir durumdur. Meslek kuralları bunu gerektirir.

Bu nedenle tanıklıktan sonuç elde edebileceğinizi varsaymıyorum.

Ama düşüncenizde haklısınız. Ben çağırayım o çekinir se çekinsin!

Büyük bir olasılıkla meslek sırrı nedeni ile tanıklık yapmaktan çekinecektir. Bence sayın Doğanel'in ifadelerini dikkate alın. Davada mütala verdi mi? Verdiği mütalaanın aksine bir tarafta yer aldı mı? Bunları kanıtlayabilirmisiniz ve kanıtlamayı istiyor musunuz?

Saygılar.
Old 07-05-2007, 08:34   #13
ragıp

 
Varsayılan

1136 Sayılı Avukatlık Yasasının “Sır Saklama” başlığını taşıyan 36. maddesinde, “Avukatların, kendilerine tevdi edilen veya gerek avukatlık görevi, gerekse Türkiye Barolar Birliği ve barolar organlarındaki görevleri dolayısıyla öğrendikleri hususları açığa vurmaları yasaktır.
Avukatların birinci fıkrada yazılı hususlar hakkında tanıklık edebilmeleri, iş sahibinin muvafakatını almış olmalarına bağlıdır. Ancak, bu halde dahi avukat tanıklık etmekten çekinebilir.”
BUradan Avukatın tanık olamayacağı sonucu çıkmaktadır.
Ayrıca, HUMK na göre, vekilin beyanları asil hakkında bağlayıcı olur ve ikrar mahiyetindedir. Eğer tanıklık yapmasını istediğiniz avukat, davada vekil ise tanıklık yapması mümkün değil.
Eğer davada vekil değilse, ancak iş sahibinin yazlı muvafakatı ile tanıklık edebilir. Yani avukatın tek başına tanıklıktan çekilme hakkı olmayıp, vekilin de muvafakatı gerekmektedir.
Usul olarak da avukatın tanık olarak dinlenmesi olnakasız. Bildiğiniz gibi, tanıklar ayrı ayrı dinlenir ve hakim tarafından çağrılana kadar duruşma salonuna alınmazlar. Avukat duruşmaya girecek, sonra çıkacak ve tanık olarak girecek. Bu nasıl olacak?
Old 07-05-2007, 09:19   #14
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av-yeliz
Arkadaşlar;

Yardım çabalarınız için teşekkür derim. Bu emekleriniz için teşekkürler..

Siz davalı vekili/tanık sıfatında olsanız; tavrınız ne olurdu?

Davacıyı şahsen tanıyorsunuz. Davacı, başından geçen olayla ilgili ilk sizinle muhatap oluyor. Dava açması için siz yüreklendiriyorsunuz ve sonra davacı ikametgah değiştirip bulunduğu ilden bir başkasına taşınıyor. O arada da davayı açıyor. Sonradan da ikamet ettiği ilden bir avukatı vekil tayin ediyor. Dava görülmeye devam ederken de; davalı taraf sizi vekil tayin ediyor. Davacı, sizi tanık olarak gösteriyor. Davanın neticesi de tamamen sizin tanıklığınıza bağlı.

Eğer tanıklık edip, doğruları anlatırsanız; davacı davayı kazanacak. Ama sizin vekili olduğunuz davalı taraf kaybedecek.

Ancak, tanıklık etmezseniz de, davalı(müvekkilinizce) tarafça hakkı tecavüze uğramış olan davacı taraf davayı, adalete, avukatlık mesleğine hatta belki de olayın hayatındaki etkileri nedeniyle Allah'a bile inancını yitirecek.

Tavrınız ne olurdu?

Sayın "av-yeliz",

1- Öncelikle Avukatlık Yasası m. 36 ile Meslek Kuralları kesin olarak yasaklıyor.

2- Bir yana danışmanlık yapan avukat aynı konuda diğer yan ile görüşme yapamaz; başlayan görüşmenin aynı komuya ilişkin olduğunu anlayan avukat DERHAL görüşmeye son vermelidir.

3- Bu konuda bir Ceza Genel Kurul kararı bu sitede yayınlanmış olup bağlantı aşağıdadır:

http://www.turkhukuksitesi.com/showt...5477#post75477

4- Eğer karşı yan avukatını siz tanık gösterecek olursanız o avukatın tanıklık yapabilmesi için:
a) öncelikle vekiledeninin onamı gerekir;

b) bu yetmez, eğer avukat meslek kuralları açısından gerekli görüyor ise, VEKİLEDENİNİN ONAMINA KARŞIN TANIKLIK YAPMAYI REDDEDEBİLİR.
Mesleği kurallara uygun yapabilmek dileklerimle.

Ömer KAVİLİ
Hukukçu

" Hak, huk, hukuk; gak, guk, guguk !!! "
Old 07-05-2007, 09:20   #15
Ayşe BİLGİÇ TAHTACI

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av-yeliz
Cüretimi mazur görürseniz sormak isterim. Neydi şahsınızla ilgili o iki konu?

Ne demek Avukat Hanım; Memnuniyetle.

Adanada bir Asliye Hukuk Mahkemesi kaleminden kapalı zarf içinde aldığım evrakı bir Ankara'da bir kuruma elden teslim ettim. Kalemdeki memurlar evrakın eklerini zarfa koymayı unutmuşlar. Bir sonraki duruşmada Ankaradan kurumdan cevap gelince mesleğimi kullanarak hırsızlık yapmakla ve müvekkilime haksız çıkar sağlamakla suçlandım. Duruşma salonunda bir meslektaşım oturuyor. Reddi hakim talebinde bulunacağım. Meslektaşımdan tanıklık rica ettim. Yapmadı. Nedeni o hakimde görülen davalarının reddedilmesi imiş. Aradan 1 yıl geçti. Hakim aynı davranışı bu meslektaşıma da yapmış. Beni aradı. Tanıklık yapmamı rica etti. Benim tanıklığımla hakim hakkında dava açıldı. Ağır cezada yargılandı. Ve açığa alındı.

2.olay ise henüz aldığım ev nedeniyle önceki malke verdiğim teminat senedinin arkasında yer alan teminattır ibaresinin bulunduğu yerin kesilereksenet hakkında kambiyo takibi yapılması idi. Evin önceki sahibi bir meslektaşıma senedi gerçek haliyle gösterir. Meslektaşım teminat senedi olduğunu söyleyerek dava açması gerektiğini ama kendisinin bu işi almayacağını söyler. Yine savcılığa tahrifatdan suç duyurusunda bulunacağımı, tanıklık yapmasını rica ettim. Alacaklı ile top oynuyormuş, çok samimi arkadaşı imiş. Bakalım bu arkadaşın bana ne zaman işi düşecek. İlahi adalete inanıyorum.

Saygılar.
Old 07-05-2007, 09:29   #16
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan Avukat !

Avukat, yaptığı tüm işlerde tek şeye dikkat etmelidir:

VEKİLEDENİNİN YARARI.
Old 07-05-2007, 09:39   #17
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan osmaniye
Ne demek Avukat Hanım; Memnuniyetle.

Adanada bir Asliye Hukuk Mahkemesi kaleminden kapalı zarf içinde aldığım evrakı bir Ankara'da bir kuruma elden teslim ettim. Kalemdeki memurlar evrakın eklerini zarfa koymayı unutmuşlar. Bir sonraki duruşmada Ankaradan kurumdan cevap gelince mesleğimi kullanarak hırsızlık yapmakla ve müvekkilime haksız çıkar sağlamakla suçlandım. Duruşma salonunda bir meslektaşım oturuyor. Reddi hakim talebinde bulunacağım. Meslektaşımdan tanıklık rica ettim. Yapmadı. Nedeni o hakimde görülen davalarının reddedilmesi imiş. Aradan 1 yıl geçti. Hakim aynı davranışı bu meslektaşıma da yapmış. Beni aradı. Tanıklık yapmamı rica etti. Benim tanıklığımla hakim hakkında dava açıldı. Ağır cezada yargılandı. Ve açığa alındı.

2.olay ise henüz aldığım ev nedeniyle önceki malke verdiğim teminat senedinin arkasında yer alan teminattır ibaresinin bulunduğu yerin kesilereksenet hakkında kambiyo takibi yapılması idi. Evin önceki sahibi bir meslektaşıma senedi gerçek haliyle gösterir. Meslektaşım teminat senedi olduğunu söyleyerek dava açması gerektiğini ama kendisinin bu işi almayacağını söyler. Yine savcılığa tahrifatdan suç duyurusunda bulunacağımı, tanıklık yapmasını rica ettim. Alacaklı ile top oynuyormuş, çok samimi arkadaşı imiş. Bakalım bu arkadaşın bana ne zaman işi düşecek. İlahi adalete inanıyorum.

Saygılar.

Alıntı:
...Duruşma salonunda bir meslektaşım oturuyor...

Sayın "osmaniye",

Emin misiniz ? İş takipçisi bir tüccar olmasın sakın ?

Meslek Kuralları, Meslek Kuralları ve yine Meslek Kuralları.

Yorumumuz:
Sizin somut olayınızda sizin kendiniz ve meslek saygınlığı tehlike altına girmiş görünüyor. Bu durumda salonda salt size söylenen sözlere tanıklık etmesi durumu, karşı yan vekili avukat ile onun vekiledeninin bu somut durumda doğrudan bir yarar çatışmasının varlığı söz konusu görünmüyor.
Bana göre, böyle bir durumda başka deyişle bir avukata söylenen bu sözleri duyan ve olayı gören AVUKAT, meslek kuralları uyarınca TANIKLIK YAPABİLMELİDİR.

Avukat'a ve Avukatlar'a saygılarımla.

Ömer KAVİLİ
Hukukçu

" Hak, huk, hukuk; gak, guk, guguk !!! "
Old 07-05-2007, 10:04   #18
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan osmaniye
Ne demek Avukat Hanım; Memnuniyetle.


2.olay ise henüz aldığım ev nedeniyle önceki malke verdiğim teminat senedinin arkasında yer alan teminattır ibaresinin bulunduğu yerin kesilereksenet hakkında kambiyo takibi yapılması idi. Evin önceki sahibi bir meslektaşıma senedi gerçek haliyle gösterir. Meslektaşım teminat senedi olduğunu söyleyerek dava açması gerektiğini ama kendisinin bu işi almayacağını söyler. Yine savcılığa tahrifatdan suç duyurusunda bulunacağımı, tanıklık yapmasını rica ettim. Alacaklı ile top oynuyormuş, çok samimi arkadaşı imiş. Bakalım bu arkadaşın bana ne zaman işi düşecek. İlahi adalete inanıyorum.

Saygılar.

Sayın "osmaniye",

Evin önceki sahibinin bir meslektaşınıza, o "senedi gerçek haliyle gösterdiği" bilgisini sizin ve hiç bir kimsenin ÖĞRENMEMESİ gerekir idi. Çünkü o bilgi, o avukat "meslektaşınız" açısından MESLEK SIRRI niteliğindedir.
Ayrıca, senetteki değişiklik için tanık zorunlu görünmüyor, kanıtlamak için senet belgesi kağıt nesnesi üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması istenebileceği gibi, alt ilişki boyutuyla da "kambiyo hukukundaki illi sebep" tartışmasıyla da konu ortaya konabilir.

Kolay gelsin.
Old 07-05-2007, 11:23   #19
Ayşe BİLGİÇ TAHTACI

 
Varsayılan

Gerekli hukuki yollara başvurdum. Sonuçtan sizleri haberdar edeceğim.
Old 09-05-2007, 15:16   #20
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

avukatların,takip ettikleri dava ile ilgili olmak üzere dahi tanıklık yapmaları mümkündür. Yargıtay,avukatın da,takip ettiği davada,tanık listesinde adının yazılı olması koşulu ile,tanık olarak dinlenebileceğine hükmetmiştir.
Old 16-05-2007, 11:23   #21
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Taraf vekillerinin,takip ettikleri davada tanıklık yapabilecekleri sonucuna ulaşan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı"nın tarihi ve numaraları :
19.2.1997,E.1996/2-897,K.1997/86 dır. Bu karara göre;
"- Davacı vekili,mahkemenin verdiği kesin süre içinde verdiği tanık listesinde kendisini de tanık olarak göstermiştir. Tanıklar için davetiye gideri yatırmamış,ancak kendi ismini de tanık olarak yazarak dinlenmesini talep etmiştir. Mahkeme,davalı tarafın muvafakati bulunmadığından davacı vekilini tanık olarak dinlememiştir. Taraf vekilleri üçüncü kişi durumunda olduklarından dinlenmelerinde yasal bir engel yoktur. Davacı vekili dosyayı takip eden kişi olduğundan çağrılmasına da gerek yoktur. Bu nedenle masraf yatırılmasına ilişkin kesin sürenin davacı vekili açısından önemi yoktur.Dinlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir."
Old 16-05-2007, 20:09   #22
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Davalı Taraf Avukatının Tanıklığı

Sayın Olgoner;

Konu avukatın müvekkilinin aleyhine tanıklık yapması ile ilgili. Siz lehe tanıklık için bir örnek sunmuşsunuz.

Ayrıca unutulmamalı ki meslek nedeni ile öğrendiği bilgileri açıklayabilmek için ilgililerin onamını almak zorunda.

Saygılar
Old 17-05-2007, 11:08   #23
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Değerli Meslektaşım Muzaffer bEY;
Yargıtay kararında somut olarak müvekkilinin lehine tanıklık yapmak sözkonusu olduğu halde,Yargıtay HGK,müvekkilinin lehine veya aleyhine tanıklık yapıp yapamayacağı meselesini değil, vekilin davanın tarafları açısından üçüncü kişi konumunda bulunduğu ve kamu görevi olarak tanıklık yapma hak ve görevi bulunduğuna hükmederek,yanların çıkarları ve hukuk ve adalet idesi açısından müvekkilin lehi ve aleyhini değil,kamunun menfaatlerini ön planda tutarak avukatın üçüncü kişi olarak tanıklık yaqabileceğine hükmetmiştir. Hukuk ve adaletin tecellisi,müvekkilimizin bir davalık menfaatinden önce tutulmuştur.Hukuk Genel Kurulu, avukatın kendi takip ettiği davada kamusal bir görev olan tanıklığı talep etmesi halinde yapabileceğine hükmetmiştir. Tanığın doğruyu söyleme mecburiyeti vardır. Eğer tanıklık yapmak istedi ise,avukatın müvekkilinin lehine veya aleyhine olsun,doğruları anlatmak mecburiyeti vardır ve bu mecburiyet ve yükümlülük üstün değer taşımaktadır kanaatindeyim. Müvekkilinin aleyhine tanıklık yapmaya karşı tarafça davet edilen avukatın,meslek sırlarına bağlılık gerekçesi ile tanıklıktan çekinme hakkı vardır,ama mecburiyeti yoktur zannındayım. Zira meslek sırlarına bağlılık ile kamu görevi olan tanıklık arasında tercih yapmak hakkı bulunduğuna inanıyorum. Kanaatlerimizin ve görüşlerimizin paylaşılması yeni düşünceler ve telakkiler,paylaşımlar yaratmakla fayda üretmektedir. Teşekkür eder,iyi günler dilerim.
Old 17-05-2007, 11:56   #24
muratsadioğlu

 
Varsayılan Marjinalliğin Dayanılmaz Hafifliği..

Sayın av-yeliz,merhaba..

Yazan arkadaşlarımın yasa konusundaki düşüncelerine katılırım.Ancak olayın,bir de meslek içi yarıştan kaynaklanan bir başka yönü var.
Göz ardı edemeyiz:
Mesajınızın başında,bu arkadaşımızdan ''tek tanık'' olarak söz ediyorsunuz.Kusura bakmayın ama davanız dayanaktan yoksun görünüyor.Aşarsınız.İyi bir Avukat'sınız;izliyor ve takdir ediyorum.
Mesleki tecrübeye dayanarak diyorum ki:Müvekkilinizle ilişki kuran-ki bu pek te etik değil- zatın müvekkilinizi tahrik ve teşviki de iyiniyetten kaynaklanmıyor.Böylece:
a-Ben olsam davanı %100 kazanırdım.Esasen davan kolay bir dava..
b-Kaybedersen Avukatın yüzünden kaybedersin..diyecek,
c-Sizi,onu tanık yazmaya tahrik edecek:yazacaksınız;duruşma günü gelip,bir Adalet ve vicdan abidesi gibi ''ben etik olarak tanıklık yapamam,esasen Avukatlık Yasasının şu,şu maddeleri buna engel..kellem gitse(!) müvekkilime ihanet edemem''havasına girecek..

Tamam pek hoş yorum değil benimki..Ama gerçek yönleri de yok değil.
Kolay gelsin.
Old 17-05-2007, 22:06   #25
Heybe Hukuk

 
Varsayılan Flaş.. Flaş.. Flaş....

Müvekkil, bahsi geçen davalı avukatı ile görüşüyor. Bu telefon görüşmesinde karşılıklı kavga ediliyor. Davalı avukatı beni arayıp, hoş olmayan bir takım beyanlarda bulunuyor. Bakalım bu iş nasıl sonlanacak.. İnanın ben hepinizden merakla bekliyorum.
Old 18-05-2007, 02:56   #26
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Davalı Taraf Avukatının Tanıklığı

Sayın Olguner;

Öncelikle neyi tartıştığımız konusunda anlaşalım;

Arkadaşımız, bir avukatın bir kişiyi dava açmak konusunda yanlandirip, sonra da karşı tarafın vekilliğini aldığından söz ediyor. Sizin verdiğiniz karar bir avukatın tanıklık yapabileceğine ilişkin bir karar.

Şöyle düşünelim:
Çıkarları çelişen iki tarafın işlerini yürütmüşüm. Bu nedenle de kendi aralarındaki bir sürü çapraşık ilişkiye tanık olmuşum. Bir örnek vereyim:
Adi şirket ortağı A ile B, yıllarca ikisinin de avukatlığını yapmışım. Şirket tasfiye haline gelmiş. Bana butrada hakemlik yap demişler.

4-5 tane seçenek sıralayacakyım ama vaz geçtim. Buradaki temel olay avukatın mesleği nedeni öğrendiği bir konuda tanıklık yapması.

Ben avukatın işi nedeni ile öğrendiği biglileri iş sahibinden/bilgiyi veren veya vermesine neden olan kişinin onayı olmaksızın açıklayamayacağı düşüncesindeyim.

Aktardığınız karada avukatın tanıklık edebilacaği belirtilmiş, bu doğru, ama hangi koşullarda bu yok.

Arkadaşlarım beni sitede Yargutay kararlarını sevmeyen insanlardan biri olarak tanırlar. Bir yargıtay kararını okurke sadece lafına bakarız. Dosyanın içeriğinden yoksunuz. Belki de hakkaniyet kuralı, kararı görünce hukuk kuralı haline gelir.

Şöyle bir ifadede bulunayım; bizim sistemimizde şüphe sanık lehine yorumlanır, ama ceza vijdani kanaate göre verilir (düşüncenin sahibi ben değilim çaldım) peki bu nasıl olabilir? sanık kuşkudan yararlanıyor ise vijdani kanaaate göre nasıl hüküm kurulur?

Sizin verdiğiniz örnekte avukat tanık olarak dinlenmek istiyor. Doğru; hiç bir itirazım yok. Avukat tanıklıkta ne anlatacak? Bu çekti bunu vurdu mu diyecek, yoksa karşı taraf da benim müvekkilimdir, namussuzun tekidir mi diyecek? (tartışmanın karikatürize edilmiş hali)

Sonuçta anlamat istediğm; bir avukat MESLEĞİ NEDENİ İLE öğrendiği bir konuda tanıklık ederse ilgililerin hepsinden izin almak zorundadır. Buradaki müvekkil tanımını geniş alın. Bence sadece bir konuda bir kişiye beyanda bulunduktan sonra karşı tarafta vekil olarak yeralmak etiğe aykırıdır.

Saygılar
Old 18-04-2008, 13:52   #27
AV.FİLİZ AY

 
Varsayılan cevap

Avukatlık kanunun ilgili hükümlerine göre avukatın tanıklıktan çekme zarureti var.çekilmediği takdirde meslek suçu işler.bu sebeple avukatı tanık gösterdiğiniz takdirde çekileceğini de gözönünde bulundurmanız gerekli
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Boşanmayı Istemeyen Davalı Taraf buna rağmen Maddi Manevi Tazminat İsteyebilir mi? Av.Yasemin Meslektaşların Soruları 11 06-09-2012 09:53
Islah ve Kira tespit davalarında karşı taraf(davalı) avukatlık ücreti recepbarlas Meslektaşların Soruları 3 07-02-2007 22:58
Kurum Avukatının Baro Aidatı Adli Tip Meslektaşların Soruları 3 18-12-2006 10:38
Kurum Avukatının Kendi Kurumu Aleyhine Dava Açması Sorunu. Emin GÜNEŞ Meslektaşların Soruları 12 21-01-2004 23:53


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08924508 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.