Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Gayrıresmi Evlilikte Eşya Sorunu!!!

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 23-04-2007, 16:59   #1
av.knel

 
Mesaj Gayrıresmi Evlilikte Eşya Sorunu!!!

Müvekkilim(erkek) fi tarihinde bir bayanla imam nikahı yaparak evleniyor. Ortada resmi bir evlilik yok, bu birlikteklikleri aşağı yukarı iki yıl sürüyor. Daha sonra ayrılmaya karar veriyorlar. Müvekkilim karşı tarafa bir kaç parça eşya alması alması için izin veriyor. Daha sonra karşı taraf müvekkilimin evde olmadığı bir gün birlikte yaşadıkları eve geliyor ve evdeki taşınır tüm eşyaları alarak ailesinin yanına taşıyor.
Şimdi sorun müvekkilim bu eşyaları geri istiyor.(maddi değeri yüksek)Ortada resmi bir nikah olmadığı için kararsız kaldım; sizce böyle bir durumda neler yapılabilinir.? Ayrıca savcılığa şikayette bulunabilinir mi?
Hayırlı günler!
Old 23-04-2007, 17:06   #2
Ahmet Turan

 
Varsayılan

Bu durumda Borçlar Kanunu uyarınca istirdat davası açmanız gerekir. Ortada hukuken geçerli bir evlilik bulunmadığından, birlikte aynı evde kendilerine ait eşyaları bulunan insanlar olarak değerlendirip herkes eşyasını ayrılırken alıp götürmek durumandadır. Diğer kişi müvekkilinizin eşyalarını alıp götürmüş ise bu durumda geri almak için BK hükümleri uyarınca dava açmanız gerekir.
Old 23-04-2007, 17:37   #3
av.knel

 
Mesaj

Peki eşyaların tespiti için tespit davası açabilirmiyim? Bu durumda aile mahkemelrinin görevi söz konusu olur mu?
Old 23-04-2007, 20:40   #4
Ahmet Turan

 
Varsayılan

Bu davada aile mahkemesi görevli değil. Mamelekin değerine göre sulh veya asliye hukuk mahkemesi görevlidir.
Tespit bir dava değildir. Delil tesbiti mahiyetinde yani eşyanın tesbitini de aynı şekilde sulh veya asliye hukuk mahkemesinden talep edeceksiniz.
Old 23-04-2007, 23:15   #5
ragıp

 
Varsayılan

Alıntı:
Müvekkilim(erkek) fi tarihinde bir bayanla imam nikahı yaparak evleniyor.
?????????????
Old 24-04-2007, 08:02   #6
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın ragıp

Soru sahibinin alıntıdaki ifadesini "aynı evde oturuyor" biçiminde anlamak gerekir. "Evleniyor" sözcüğü talihsiz bir dil sürçmesi olarak düşünülmeli.

Bir an için Aile Mahkemesine başvurmayı düşünmek ise bir hukuk sürçmesi olsa gerek.

Saygılarımla
Old 24-04-2007, 09:55   #7
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşımız; bir Yargıtay kararıyla katkıda bulunmak istedik. İyi çalışmalar...

T.C. YARGITAY
4.Hukuk Dairesi

Esas: 2004/5370
Karar: 2004/14142
Karar Tarihi: 13.12.2004

ÖZET: Gayri resmi evliliğin gerçekleştiği sırada reşit ve mümeyyiz olan, bu şekilde evlenmeyi kendi iradesiyle kabul eden davacının, daha sonra resmi nikahın gerçekleşmemesine dayanarak davalıdan manevi tazminat talebinde bulunma hakkı yoktur. Ancak davalının, davacıdan alıp kendi ihtiyaçları için kullandığı eşyaların iadesi gerekir. Hüküm ile birlikte karara bağlanması gereken yargılama giderleri, aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir ve vekalet ücreti de yargılama giderlerindendir. Avukatlık kanunun 164/son maddesi (karşı tarafa yüklenecek vekalet ücretinin avukata ait olacağı) ve bu kanuna dayanarak hazırlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nde yer alan düzenlemeler (yargı yerlerince avukata ait olmak üzere karşı tarafa yükletilecek vekalet ücreti) HUMK'un davanın taraflarına ve hükmün kimlere yönelik olarak kurulacağına ilişkin hükümlerini kaldırıcı veya değiştirici nitelikte değildir. Açıklanan nedenlerle dava sonunda hüküm ile birlikte, taraf sıfatı bulunmayan vekil yararına vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsizdir.

(1086 S. K. m. 417, 423) (1136 S. K. m. 164) ( YİBK 29.5.1957 T. 1957/4 E. 1957/16 K.)

Davacı S. E. vekili Avukat M. G. tarafından, davalılar S. B. ve diğerleri aleyhine 16/4/2003 gününde verilen dilekçe ile eşya iadesi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 10/12/2003 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.

2- Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince; dava, manevi tazminat ve eşya alacağına ilişkindir. Mahkemece, manevi tazminat istemi kısmen kabul edilirken, eşya alacağına ilişkin istem reddedilmiştir.

Davalılar, yargılama sırasında verdikleri beyanlarında; davacının isteği ile sadece dört burma bileziğin alıp araç almak için bozdurduklarını kabul etmişlerdir. Yine, davalı tanıklarından S.; dört bileziğin davalılara yardım için verildiğini, diğer davalı tanığı E. ise; dört bileziğin davalılarca alındığını doğrulamışlardır. Şu durumda, davalıların, davacıya ait dört burma bileziği alarak kendi ihtiyaçları için bozdurup harcadıkları sabit olduğundan bu bilezikler yönünden davanın kabulü gerekirken, tüm maddi istemin reddedilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.

3- Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince; davacı, gayri resmi evliliğin gerçekleştiği 2000 yılında reşit ve mümeyyizdir. Resmi nikah olmaksızın kendi iradesi ile evlenmeyi kabul etmiştir. Bu nedenle daha sonra resmi nikah gerçekleşmedi diye manevi tazminat isteyemez. Manevi tazminat isteminin reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde kısmen kabul edilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.

4- Tarafların diğer temyiz itirazlarına gelince; Yargılama ve hüküm, ancak davanın tarafları hakkında verilebilir. Yargılama giderleri de hükmün sonuçlarına göre yanların sorumlulukları ile ilgili bulunduğundan, .hüküm ile bir1ikte karara bağlanması gerekir. (29.5.1957 tarih ve 4/16 sayılı İBK.). Bu bağlamda, yargılama giderleri, aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir ve vekalet ücreti de yargılama giderlerindendir. (HUMK.m.417/1, m. 423/b.6).

Diğer yandan, 4667 sayılı Yasanın 77. maddesi ile değiştirilen 1136 sayılı Avukatlık Yasası'nın 164/son maddesindeki düzenlemede; dava sonunda, karar ile tarifeye dayalı olarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücretinin avukata ait olacağı belirtildiği gibi; bu hükme koşut bir düzenleme de Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nde "yargı yerlerince avukata ait olmak üzere karşı tarafa yükletilecek vekalet ücreti" biçiminde yer almıştır.

Yukarıda açıklandığı üzere gerek Avukatlık Yasası ve gerekse de yasaya dayalı olarak hazırlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nde yer alan düzenlemeler; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun, davanın taraflarına ve hükmün kimlere yönelik olarak kurulacağına ilişkin hükümlerini kaldırıcı veya değiştirici nitelikte değildir. Aksine, hükmün ve ayrıntısı niteliğindeki yargılama giderlerinin ve bu bağlamda vekalet ücretinin- davanın tarafları hakkında kurulması gerekir. Avukatlık Yasası'ndaki, "vekalet ücreti avukata aittir" biçimindeki düzenleme hükmü kuran mahkemeye değil, vekil ile vekil edene yönelik bir kuraldır. Bu yorum ve varılan sonuç aynı maddedeki "bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez" biçimindeki düzenleme ile de doğrulanmaktadır.

Açıklanan nedenlerle, taraf sıfatı bulunmayan vekil yararına vekalet ücretine hükmedilmesi de bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın (2) sayılı bentte gösterilen nedenle davacı yararına, (3) nolu bentte gösterilen nedenle davalılar yararına, (4) nolu bentte gösterilen nedenle taraflar yararına BOZULMASINA; tarafların diğer temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddine ve temyiz eden taraflardan peşin alınan harçların istekleri halinde geri verilmesine 13/12/2004 gününde oybirliği ile karar verildi.

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************

Old 24-04-2007, 10:21   #8
ragıp

 
Varsayılan

Sayın Konyalı
meslektaşımızın ne demek istediğini elbette anladım. Hatta imam nikahı diye, gayrıresmi evlilik kasttiği de belli zaten
Ancak, daha önce de birkaç forumda belirttiğim gibi; Yasadışı kavramların hukuk dilinden uzaklaştırılması gerekir.
Medeni Kanun değişeli yıllar geçti. Biz gerek sosyal hayatta ve gerekse kadın haklarında devrim yaptığımızı iddia ediyoruz. Ancak son zamanlarda geldiğimiz nokta, eskiye dönüş sinyalleridir.
Nikahın tek olduğunu, imam,hoca,kıyamet katolik vs gibi nikahların hukuki olmadığını bilmekte yarar var. Sayın knel elbette bunu biliyor. Ama gerek basında gerekse bazı kaynaklarda o kadar sık kullanılıyor ki; bizlerin kullanmamsı mucizelere bağlı oluyor.
Bu durumda, yasal olmasa da, imam nikahı, belli bir meşruiyet kazanıyor.
Bu nedenle soru işareti koydum. Bana göre, gatrımeşru ilişkidir. Buna uygun bir tanım kullanmak gerekir. Hatta genelde, evli biriyle olan "İmam Nikahı" olgusunda, metres tabirini kullanmayı tercih ediyorum.
Nasıl ki, bazıları bu tanımı özellikle kullanıp meşruiyet kazandırmak istiyorsa; Biz de gerçek karşılığını kullanıp buna engel olmalıyız diye düşünüyorum.
Kadın hakları forumunda da tartışılması dileğiyle
Old 24-04-2007, 11:59   #9
av.knel

 
Mesaj

Sayın, Ragıp ve Armağan Konyalı,
Uyarılarınızı dikkate alıcam ve yazışmalarımızda kesinlikle hukuk dili kullanılması gerektiğine sonuna kadar katılıyorum.
T.C.K.: "Aralarında evlenme olmaksızın, evlenmenin dinsel törenini yaptıranlar hakkında iki aydan altı aya kadar hapis cezası verilir. Ancak, medenî nikâh yapıldığında kamu davası ve hükmedilen ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar."
-İmam nikahı- tabiri yerine -dinsel tören- diyebilirdim. Ama gelenek ve göreneklerimze bakınca halk dilinde -imam nikahı- tabiri kullanıldığını ve maalesef halen imam nikahı ile birliktelikler gerçekleştirildiğini hepimiz bilmekteyiz. Evet <gayriresmi ilişki>denilebilirdi; fakat olayın anlaşılması bakımından bunun çok açıkalayıcı olmayacağını düşündüğüm için, olayı halk dilini kullanarak anlatmayı tercih ettim.
Sayın KONYALI,
"Resmi nikah olmaksızın kendi iradesi ile evlenmeyi kabul etmiştir." bu yargıtayın kullandığı bir cümle; peki "imam nikahı ile evleniyor" şeklinde bir cümle kurmanın yanlışlığı nerde, sonuçta iki cümlede de ortada resmi olmayan bir birliktelik var ve bu evlilik diye adlandırılıyor.

Sayın meslaktaşlarımın uyarılarını ciddi bulduğum için konu dışına çıktım; affola!
Sorum bu tartışmadan sonra epey açıklığa kavuşmuştur.Cevaplarınızı bekliyorum. Saygılarımla!
Old 24-04-2007, 12:42   #10
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın av.knel

Son mesajınızı "cevaplarınızı bekliyorum" diye bitirdiğinizden cevap veriyorum; amacım tartışmayı uzatmak değil. Zaten söylenecek yeni bir şey de yok:

Resmi nikah olmaksızın evlilik de olmayacağına göre, Yargıtay kararındaki evlilik sözcüğü de bir dil sürçmesidir; örnek almamak gerekir kanısındayım.

Önemli olan hepimizin evlilik kavramı üzerinde birleşmemiz ve hiç birimizin hukuki olmayana meşruiyet kazandırma amacında olmayışı. Bunu görmek sevindirici.

Saygılarımla
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Evlilikte Kadınla Erkek Arasındaki Yaş Farkı.. yağmurdamlası Site Lokali 127 26-01-2010 21:17
Evlilikte alınan mallar nasıl paylaştırılır? Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 18-03-2007 18:42
Bayanın Evlilikte Soyisim Değişikliği preator44 Meslektaşların Soruları 1 19-01-2007 16:54
evlilikte edinilen mallarin paylasimi s.unerKonuk Hukuk Soruları Arşivi 3 11-02-2002 03:38


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08446002 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.