Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

kasko değerinin yüksek gösterilmesi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 13-01-2007, 11:38   #1
Aybüke Kağan

 
Soru kasko değerinin yüksek gösterilmesi

Önerilerini paylaşan meslektaşlara şimdiden çok teşekkürler.
Müvekkilin aracına 2006 Haziran ayında 44,000 YTL üzerinden kasko sigortası yapılıyor.Araç dört ay sonra kaza geçiriyor ve pert-total kabul ediliyor.Dört ay sonra sigorta şirketi 30,000 YTL öderim diyor.Yaptığımız araştırmaya göre aracın 2006 kasko değeri 36,500 YTL.Yani fazla prim almak için sigorta şirketi aracı 44,000 YTL olarak sigortalamış.Kazanın üzerinden iki ay geçti ödeme yok,İkame araç da temin edilmedi.Şimdi 36,500 YTL ödeseler dahi iki ay içinde müvekkilin uğradığı zarar ve poliçede yaptıkları bu sahtekarlık için ne yapabiliriz.(Sigortacılık GenelMüdürlüğüne şikayet dışında.)
Saygılarımla.
Old 13-01-2007, 15:33   #2
ibreti

 
Varsayılan

Mademki elimdeki konu ile ilgili bir başlık açılmış,
Aynı konuya ekliyorum;

Kasko Sigortasını konusu bir iş makinası. 160.000.TL. üzerinden MANİKA KIRILMASI SİGORTASI yapılıyor.
Sigorta poliçesinde prim PEŞİN ÖDEME yazıyor ve sahiden de peşin olarak ödeniyor. Poliçenin tanziminen 5 gün sonra araç dere yatağına yuvarlanıyor. Sigorta experi çağırılıyor ve hasar tespiti isteniyor. Exper geliyor, tespitini yapıyor. Uzunca bir zaman geçmesine rağmen Sigorta Şirketinden ses yok. Bunun üzerine hasar tespit ettiriliyor ve tespit sonucunda makinanın 68.000.YTL. tutarında hasarlandığı görülüyor.

Sigorta Şirketi diyorki;

1)"Sigorta paliçesi riskin gerçekleşmesinden sonra düzenlenmiştir, acenta sigortalı aracı kontrol etmemiştir, bu nedenle de Şirketimizin sorumluluğu yoktur.." diyor.

2)"Siorta pariminin ilk taksidi riskin gerçekleşmesinden sonra ödenmiştir, bu nedenle Şirketimizin sorumluluğu yoktur.." diyor.

3)"Sigortalı aracın piyasa ederi 30.000.$ - 40.000.$ civarındadır. Bundan hurda değeri düşüldükten sonra ortaya çıkacak PERT-TOTAL DEĞERİNİ öderim..." diyor.
-
Yagrılamaya yeni başlandı.
Lakin;

1) Riskin gerçekleştiği zamanın ispatı yönünden TANIK dinletilebilir mi?

2) Poliçede PEŞİN ÖDEME yazdığı halde, sigorta şirketi "primin taksitle ödeneceğini ve ilk taksidin riskin gerçekleşmesinden sonra ödendiğini.." iddia ediyor. Bu halde ispat yükü kimdedir?

3) Sigorta poliçesinde pirimin peşin olduğu yazılıdır. Bu durumda primin ödendiğinin ispatına dair poliçe dışında bir belge gerekir mi?

4) Sigorta poliçesinin yapıldığı aşamada aracın kasko değerinin 160.000.YTL. olarak belirlenmiştir. Kaldıki uygulamada gördüğümüz gibi kasko şirketleri, sigorta ettirene hiç sormadan çok kere aracın ruhsatını alır ve kafasına göre (ya da ilgili birimlerin kendilerine bildirdikleri kasko değerleri üzerinden) kasko değeri belirler ve bu şekilde de riske maruz kalmamış araçlardan haksız yere aşkın prim alır. Risk gerçekleşince de poliçedeki değeri yüksek bulur ve "bu aracın piyasa değeri ...dır ve ben pert total değeri öderim.." diye işin içinden sıyrılır. Bunun bir önlemi yok mudur? Tarafların sözleşme ile belirledikleri KASKO DEĞERİ bağlayıcı değil midir?

Saygılarımla...
Old 13-01-2007, 15:39   #3
nfb

 
Varsayılan

Sayın Dündar,
Suçlamanın da ötesinde mahkum etmeden önce meseleyi kavramak gerekir.
1)Kasko bedelleri, Hazine müsteşarlığınca belirlenir ve bu değerin altında kasko değeri gösterilmesi eksik sigortaya,dolayısıyla eksik tazminata neden olur.Bu nedenle sigorta şirketlerinin,fazla prim almak için kasko değerini yüksek göstermek gibi bir sahtekarlık (!) yapma şansları yoktur.
2) Sigorta, sebepsiz zenginleşme aracı olamaz. Hasar durumunda sigortacının sorumlu olduğu rakam, hasar tarihindeki RAYİÇ değerdir. Kasko değeri, aracın tüm parçalarının toplamından ibarettir. Bu nedenle de kasko değeri ile rayiç değer arasında böylesi bir fark doğmaktadır. Örneğin bu araç sigorta dönemi boyunca 5 kez kaza yapmış olsa ve her bir hasar 10.000YTL olsaydı, sigortacı bu durumda araç kasko değerinin de üzerinde bir tazminat ödemek durumundaydı.Zira pert hali dışındaki hasarlarda sigorta şirketi, değişecek olan parça bedelini ödemektedir.

Sizin yapmanız gereken şey ya a) aracım poert değildir hasar bedelini ödeyin dersiniz ki davasız bunu sigortacıya kabul ettirmek mümkün değildir, en az 2 yıl sürer yada b) aracın rayiç bedeli konusunda 2. el satıcılardan bol miktarda teklif toplayarak rayiç değer konusunda sigortacıyla anlaşmak olacaktır.

Şu linki de okuyabilirsiniz. http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=4796
Old 13-01-2007, 15:51   #4
ibreti

 
Varsayılan

Şu hale göre Hazine Müsteşarlığınca kasko değerinin belirlenmesi ile, risk gerçekleşmediği sürece Sigorta Şirketleri lehine, konusu aşkın sigortadan elde edilen primler olmak üzere SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME oluşmaktadır.

Risk gerçekleşmediği sürece aşkın sigorta üzerinden alınan primlerin iadesini isteme yolu kapalı gibi. Risk gerçekleşir ise "Sayın Sigortacı, sen aracın pert total değerini ve ayrıca piyasa raici ile kasko değeri arasındaki farka ilişkin olarak aldığın pirimi de iade et.." diyebiliriz.

Yanılıyor muyum?

Saygılarımla...
Old 13-01-2007, 15:52   #5
nfb

 
Varsayılan

Sayın ibreti,

Alıntı:
1)"Sigorta poliçesi riskin gerçekleşmesinden sonra düzenlenmiştir, acenta sigortalı aracı kontrol etmemiştir, bu nedenle de Şirketimizin sorumluluğu yoktur.." diyor.

İddia zırvadır. Acente, sigortacının vekilidir. Vekilin işlemlerinden asil sorumludur.

Alıntı:
2)"Siorta priminin ilk taksidi riskin gerçekleşmesinden sonra ödenmiştir, bu nedenle Şirketimizin sorumluluğu yoktur.." diyor.
Sigortacının sorumluluğu her nekadar peşinatın ödenmesi l ebaşlarsa da, poliçeye bakın, sanırım ilk taksidin veya peşinatın bir ödeme vadesi gösterilmiş olmalı. Bu durumda, hasar tazminatından prim kesilerek ödemenin yapılması gerekir.Prim ödemeniz ya sigortacının hesabına yada acenteye makbuz karşılığı yapılmış olmalıdır ki sanırım sizin olayda bu konuda bir ispat zorluğu olmasa gerek.
İş makineleri için yayınlanmış resmi bir liste varmı bilmiyorum ama eğer yoksa, fatura değeri aynı zamanda sigorta değeridir.
Old 13-01-2007, 15:54   #6
ibreti

 
Varsayılan

poliçeyi didik didik ettim. Sadece PEŞİN ÖDEME yazıyor.

Halbuki sigorta şirketi "pirimin ilk taksidinin ödenmediği.." iddiası ile SENET MUHTEVASINI TALİL ediyor. Yani senette yazılı olandan farklı bir ödeme biçimini iddia ediyor. Bu halde ispat yükü sigorta şirketine ait olmaz mı?

Mesela; emre yazılı senetlerdeki NAKTEN kaydı bulunduğu durumlarda senet alacaklısı senedin mal alım satımı karşılığı alındığını iddia eder ise senet muhtevasını talil ettiği için ispat yükü kendisine geçiyor.

Benzer durum bu işlemde uygulanabilir mi?
Old 13-01-2007, 17:05   #7
Av.Selçuk POLAT

 
Varsayılan Hassas Ayarda Yardım İçin Kasko Poliçesini görmek gerekir.

Konunun aslı sigorta ettiren (sigortalı) ile sigorta yapan (sigorta şirketi) arasındaki hukuki ilişkileri düzenleneyen olayımızda kasko poliçesindeki hakümler nazara alınarak veya yeterli değilse TTK.'nun sigorta hükümleri nazara alınmak suretiyle poliçeye ilişkin hukuki durumun değerlenedirilmesi yapılır.Bunun dışında zarar var ise B.K.'nun haksız fiillere ilişkin kurallarınca tazminat talep olunabilir.
Old 13-01-2007, 20:19   #8
nfb

 
Varsayılan

Sayın İbreti,
1)
Alıntı:
Risk gerçekleşmediği sürece aşkın sigorta üzerinden alınan primlerin iadesini isteme yolu kapalı gibi. Risk gerçekleşir ise "Sayın Sigortacı, sen aracın pert total değerini ve ayrıca piyasa raici ile kasko değeri arasındaki farka ilişkin olarak aldığın pirimi de iade et.." diyebiliriz.

Yanılıyor muyum?

Yanılıyorsunuz Çünkü bu bir aşkın sigorta olmadığı gibi sigortacı açısından da sebepsiz zenginleşme değildir, prim iade edilemez.

2)
Makine kırılması sigortası, zorunlu trafik veya DASK sigortası gibi poliçe tanzim anında aynı zamanda primin de ödendiğini gösteren bir makbuz mahiyetini yaşıyan sigorta türü değildir. Poliçedeki peşin şartı primin bir defada ödeneceğini belirtir ise de, ödeme vadesinin de ayrıca belirtilmiş olması gerekir. O nedenle poliçeyi tekrar inceleyin bakalım böyle bir durum var mı? Yani poliçenizdeki "peşin" şartı, aynı zamanda primin tahsil edildiği anlamına gelmeyecektir.

TTK Madde 1282 - Aksi kararlaştırılmış olmadıkça sigortacı, primin ödendiği tarihten itibaren gerçekleşen rizikolardan mesuldür. Sigortanın devam müddeti mukavelede yazılı değilse tarafların müşterek maksadiyle mahalli teamül ve sair haller göz önünde tutularak mahkemece tayin olunur.


II - Prim ödeme borcu:

1. Umumi olarak:

Madde 1294 - Sigorta ettiren kimse, primlerin en yüksek haddinin tayinine ait hususi hükümler mahfuz kalmak üzere, mukavele ile kararlaştırılmış olan primi ödemekle mükelleftir. Sigorta primi mukavelede gösterilmemişse ilgili vekaletçe tasdik edilmiş olan tarifeler gereğince tayin olunur.

(Değişik fıkra: 21/06/1994 - KHK - 537/1 md.) Sigorta primi para olarak ödenir. Ödeme için senet verilmesi halinde senet bedelinin tahsil edildiği tarihte ödeme yapılmış sayılır.

2. Ödeme zamanı:

Madde 1295 - (Değişik madde: 21/06/1994 - KHK - 537/2 md.)

Sigorta priminin tamamının, taksitle ödenmesi kararlaştırılmışsa ilk taksitin, akit yapılır yapılmaz ve poliçenin teslimi karşılığında ödenmesi gerekir.

Sigortacının sorumluluğu primin veya ilk taksitin ödendiği tarihten başlar.

Primin aylık veya yıllık olarak taksitle ödenmesi kararlaştırılabilir. Böyle bir mukavele yoksa sigorta priminin toptan ödenmesi lazımdır.

Onun için müvekkilinize primi hangi tarihte kime (acente veya sigortacı banka hesabı) ödediğini sorun. Ödenmemiş ve fakat poliçede primin tamamının ödenmesi için bir vade konulmuş ise sigortacının sorumlu olduğunu düşünüyorum.

Bir de şu hususu dikkate alın.

Madde 1267 - Sigorta mukavelesi doğrudan doğruya sigorta ettiren kimse veya onun temsilcisi veya vekili ile yapılmışsa mukavele tarihinden yirmi dört saat içinde ve mukavele bir tellal vasıtasiyle yapılmış ise en geç on gün içinde sigortacı poliçeyi sigorta ettiren kimseye vermeye mecburdur. Aksi takdirde sigorta ettiren kimse sigortacı ile sigortaya aracılık yapan tellaldan tazminat istiyebilir.

Yani poliçe tanzim edildikten sonra sigortalıya imza karşılığı en geç 10 gün içinde teslim edilmelidir. Bu yapılmış mıdır? Yani en azından 10 günlük bir prim ödeme süresi olduğu kanısındayım.
Old 13-01-2007, 20:46   #9
av.hakandicle

 
Varsayılan

sayın ibreti:
1)"Sigorta paliçesi riskin gerçekleşmesinden sonra düzenlenmiştir, acenta sigortalı aracı kontrol etmemiştir, bu nedenle de Şirketimizin sorumluluğu yoktur.." diyor.

--Madde 1292 - Sigorta ettiren kimse sigortanın taallük ettiği rizikonun ger-
çekleştiğini haber aldığı tarihten itibaren beş gün içinde sigortacıya haber
vermeye mecburdur. Sizin tarafınızdan acenteye böyle bir ihtar yapılmışmıdır? yapılmışsa acentenin biz aracı görmedik vs. gibi iddialarının herhangi bir önemi yoktur.

2) Poliçede PEŞİN ÖDEME yazdığı halde, sigorta şirketi "primin taksitle ödeneceğini ve ilk taksidin riskin gerçekleşmesinden sonra ödendiğini.." iddia ediyor. Bu halde ispat yükü kimdedir?

-- Bu halde ispat yükü medeni usul kanuna göre olacaktır.yani idda eden ispatlar. ayrıca bir iddia da menfaat sahibi olan iddiasını ispata mecburdur.(akisene bir hüküm yoksa)

3) Sigorta poliçesinde pirimin peşin olduğu yazılıdır. Bu durumda primin ödendiğinin ispatına dair poliçe dışında bir belge gerekir mi?

-- poliçede primin peşin olduğunun yazılması o primin ödendiği anlamına gelir.Çünkü prim ödenmeden poliçe teslimi yapmaz acente.
Bunun ödendiğine dair herhangi başka bir belge gerkmez.Kaldı ki takistle bile olduğu iddia edilse sonuç değişmeyecektir.Şöyleki: ilk taksit ödenmediyse de sigorta himayesi 15 gün süreyle devam eder bu sürenin sonunda acente ikinci bir 15gün daha süre tanır. Bu sürenin sonunda akit kendiliğinden sona erer(sizin olayınızda 5. gün zarar ortaya çıkmıştır).takisitle bile olsa bu zararı ödemeye mecburdur.Burada 1295. maddeye bir göz atınız uygulamada bazı karışıklıklar var anayasa mahkemesinin iptali söz konusu.



4) Sigorta poliçesinin yapıldığı aşamada aracın kasko değerinin 160.000.YTL. olarak belirlenmiştir. Kaldıki uygulamada gördüğümüz gibi kasko şirketleri, sigorta ettirene hiç sormadan çok kere aracın ruhsatını alır ve kafasına göre (ya da ilgili birimlerin kendilerine bildirdikleri kasko değerleri üzerinden) kasko değeri belirler ve bu şekilde de riske maruz kalmamış araçlardan haksız yere aşkın prim alır. Risk gerçekleşince de poliçedeki değeri yüksek bulur ve "bu aracın piyasa değeri ...dır ve ben pert total değeri öderim.." diye işin içinden sıyrılır. Bunun bir önlemi yok mudur? Tarafların sözleşme ile belirledikleri KASKO DEĞERİ bağlayıcı değil midir?


-- Burada sebepsiz zenginleşme mevzusu karşımıza çıkıyor.Gösterilen bedel alınamaz ancak sigortacı şirletten ödenen fazla primler geri alınabilmektedir davanızda bunu talep ediniz.
5) Riskin gerçekleştiği zamanın ispatı yönünden TANIK dinletilebilir mi?

-- Tanık dinletmenize herhangi bir engel yoktur. Medeni usul kanunu genel hükümlerine göre yargılama yapılacaktır..
Old 14-01-2007, 00:43   #10
Aybüke Kağan

 
Varsayılan

sigorta şirketleri rizikonun gerçekleşip araç pert total kabul edildikten sonra yapacakları ödeme konusunda çoğu zaman işi yokuşa sürüyorlar.Bizim olayımızda iki aydır ödeme yok.
1)Bu sürede sigorta şirketleri ödemesi gereken parayı ödemekten kaçınıp kullanarak haksız kazanç elde etmiş olmuyorlar mı?Bunun ispatı nasıl olacaktır ve haksız kazanç nasıl hesaplanabilir?
2)ikame araç da sağlanmamış.Müvekkilin yoğun iş hayatında iki aydır aracının olmaması nedeniyle uğradığı zarar nasıl hesaplanacaktır?

Ayrıca sayın Nfb,evet kasko değerlerini hazine müsteşarlığı belirler ama vatandaş açıp kasko değer cetveline bakmaz.Aşkın sigorta durumu çoğu zaman sigortacının kasko değerini yüksek göstermesinden kaynaklanır.Riziko gerçekleşinceye kadar (gerçekleşmeyebilir de)primleri güzelce tahsil ederler.
Old 14-01-2007, 15:50   #11
ibreti

 
Varsayılan

Benim anlattığım olayda işin aslı şudur;

Acenta, kendisini müstakil sigorta şirketi gibi görüp, sigortalılardan topladığı primleri cebine indirmiştir. Acentası olduğu sigorta Şirketine de yanlış bildirimde bulunarak sigorta primlerinin ödenmediği iddiası ile poliçeleri iptal ettirmiştir. Bu durumda sigortalıların haberi olmamaktadır, zira sigorta şirketi ile acenta arasında oldu-bitti biçimindeki bir durumdur bu. Halbuki holiçe iptal edildi ise bu durumun sigortalıya zeyilname ile bildirilmesi gerekmektedir.

Geriye dönecek olursak; Acenta, iptal ettiği poliçelerle alakalı olarak ufak-tefek riskler gerçekleştiğinde bu zararı sanki sigorta şirketi ödüyormuş gibi kendi cebinden ödemektedir. Böylelikle sigortalının poliçesinin hile ile iptal edilidiği ortaya çıkmamaktadır.

Olayımızda iş makinası sahibinin bu makina dışında 8 adet iş makinası vardır ve riske maruz kalan makina ile eşzamanlı olarak sigorta ettirilmiştir. Poliçeleri de aynı şekilde peşin olarak yazılıdır ve primler de gerçekten peşin olarak ödenmiştir.

Siorta Şirketi, riske maruz kalan makinanın sigorta poliçesini geçersiz kabul eder ve bunun için iptal zeyilnamesi tanzim eder iken, geri kalan 7 adet makinayı halen siortalı kabul etmektedir. Çünkü, Acenta, ilk riskin doğumu ile birlikte tümünün paliçe tanzimi esnasında aldığı primlerini sigorta şirketine yatırmış ve sanki sonradan primler yatırılmış gibi makbuz tanzim etmiştir.

Bana gelen olayda 8 adet iş makinasının sigortalanması bir tesadüftür ve elimizde sigorta şirketi ve acentasının kötü niyetini ortaya koyabilmede diğer poliçelerden de yararlanılabilmektedir.

Fakat hukuk ve toplum yaşamı bana gelen olay ile sınırlı değildir. Müvekkilin sadece 1 adet iş makinası olsa ve sadece bunu sigorta ettirseydi ispatta olağanüstü zorlanılacak, sigorta şirketi ve acentasının kötüniyetine kurban gidilebilecekti.
-

Sn.nfb;

"Yanılıyor muyum?" biçimindeki soru gerçekte bilmediğim bir konuyu sorma değil, anlatımda vurgu yapma amacına yöneliktir
Yanılmıyorum!!!
Bir makinanın değerini sigorta ettirir iken 160.000.YTL kabul edip, bu değer üzerinden prim alınacak; 5 gün sonra risk gerçekleştiğinde de bu makinının değeri 80.000.YTL. idi ben bu değeri öderim denilecek!!!
Böylesi bir durumun adalet ve hakkaniyet ile izah edilebilir bir yanı yoktur!

Saygılarımla...
Old 14-01-2007, 15:55   #12
ibreti

 
Varsayılan

Sn.Benson Dündar;
İkimizin de elinde benzer işler var. Baro Levhasından "Benson Dündar" olarak aradım lakin bulamadım. Site profilinize baktım lakin orada da bir açıklama yok. Haberleşir isek birbirimize epey yararlı olacak gibiyiz

av_aslama@hotmail.com adresinden haberleşip, birlikte çözüm üretelim derim

Saygılarımla...
Old 14-01-2007, 16:54   #13
nfb

 
Varsayılan

Sayın ibreti,
Meseleyi bu açıklıkla keşke baştan yazsaydınız.

Bilgilerimiz karşılıklı bir tazeliyelim.

1) Sigorta acentesi, sigortacının vekilidir. Onun adına hareket eder, onun adına poliçe keser ve prim tahsil eder.

Yukarıda da belirttim, Makine Kırılması poliçesi Zorunlu Trafik poliçesi gibi aynı zamanda makbuz hükmü taşıyan bir poliçe değildir.Müvekkiliniz herhalde tacirdir ve prim ödemelerini de çek-havale gibi resmi olarak yapmıştır. Muhatap acenteniz eğer prim tahsil yetkisine sahip bir acente türü ise, acenteye yapılan ödemeler, sigortacıya yapılmış demektir. Acentenin bu ödemeleri gizleyerek, sigorta şirketine aktarmayarak poliçenin görünürde iptaline sebep olması, poliçeyi hükümsüz hale getirmez.Bu nedenle prim ödemesinin ispatı konusunda neden güçlük çektiğinizi anlayamadım. Kaldı ki bir yandan hasara uğrayan araç poliçesinin iptalinden söz ederken, öte yandan 80.000 ytl öderim denmesini de anlayamadım. Sigortacı hiç ödeme yapmayacağını mı açıklamıştır yoksa 80.000 ytl ödeyeceğini mi? Eğer 80.000 ytl öderim diyorsa, poliçe zaten yürürlükte demektir.

2) Şayet sigorta ettirilen iş makinesi yeni ise, fatura değeri aynı zamanda sigorta değeridir, prime esas bedel budur. Eğer bu makine yeni değilse, o takdirde makinenin değeri konusunda sigorta şirketi ile "mutabakatlı kıymet raporu"na istinaden poliçe tanzim edilmeliydi. Böylece sigorta değeri konusunda tarafların mutabık kaldıkları miktar, sigortacının sorumlu olacağı miktarı gösterecek olup, sigorta şirketi rayiç değer iddiasında bulunamayacaktı.

3) 8 adet iş makinesinin eşzamanlı olarak sigorta ettirilmiş olması, bunlarda 7 adedinin primlerinin hasar tarihinden sonra acente tarafından tahsil edilmiş gibi gösterilmesi bu 7 araç için poliçeyi elbette devam ettirecektir. Hasara uğrayan makine için de diğer poliçeler elbette ki prim ödemesi için bir karine oluşturur.

Bu arada, acentenin bu hukuk dışı uygulamaları elbette ki sigorta şirketi tarafından da soruşturma konusu yapılmıştır. Bu hususu da lehinize delil yaratmak için takip etmeniz gerektiği kanısındayım.

4) Sigorta akdi büyük ölçüde sigorta ettirenin "iyiniyetli ve dürüst" beyanı üzerine kurulur. Bu nedenle sigortalanan değer, olduğundan yüksek bir değer ile sigortalanmış ise aşkın sigorta söz konusu olacaktır ki, bunun anlaşılması durumunda prim iadesi söz konusudur.Ancak yukarıda da değindiğim gibi 160.000 ytl olduğunu iaddia ettiğiniz makinenin gerçek rayiç değerinin bu olduğunu ispat yükü sigortalıdadır.Zira bu sizin beyanınızdır.Ticaret kanunu açıktır; zararın tazmini, hasar tarihindeki malın gerçek (rayiç) değeri üzerinden yapılır. Sigortacının rayiç değer miktarını kabul etmiyor iseniz davadan başka yol kalmamıştır.

"Yanılıyor muyum?" sorunuza karşılık verdiğim cevap, kasko poliçelerine özel cevabımdır ve gerçekten kasko poliçelerinde tam ziya halinde prim iadesi söz konusu değildir.
Old 15-01-2007, 00:41   #14
ibreti

 
Varsayılan

Primin ödendiğinin makbuzlandırılması konusunda neden sıkıntı var?
Anlatayım;

Müvekkil Şirket 8 adedi iş makinası olmak üzere 20 civarında araca sahiptir. Siorta acentaları bu tür Şirketleri müşteri portvöyüne eklemek için can atarlar. Bu nedenle de Şirket yetkililerinden sürekli randevu isterler. Olayımızdaki acenta da sigortalanacak araçları müvekkil şirketin parkında görmüş, siortaya esas bilgilerini almış, kendi işyerinde poliçeleri tanzim edip müvekkil şirkete getirmiş, poliçeleri teslim edip, parasını almıştır.

Peşin primli olarak düzenlenen poliçeleri teslim alan müvekkil adeta peşin satılmış bir malı teslim alır gibi poliçeyi teslim almış; fakat para ödemesine dair bir makbuz almamıştır. Makbuz almamış olmakla birlikte müvekkil Şirket bu ödemeyi kendi defterlerinde gider olarak göstermiştir.
-

Var sayalımki, sizin de ifade ettiğiniz gibi makina kırılması sigorta paliçesi zorunlu mali mesuliyet sigortaları gibi makbuz hükmünde değil. Peşin ödeme olarak poliçede yazılı olsa bile makbuz hükmünde olmadığından ayrıca ödemenin ispat edilmesi gereksin.

Olayımızda farklı bir durum var;
-Poliçede primin peşin olduğu yazılı...
-Karşı taraf olan Sigorta Şirketi poliçede yazılı olandan farklı olarak PRİMİN TAKSİTLE ÖDENECEĞİNİ VE İLK TAKSİDİN ÖDENMEDİĞİNİ iddia ediyor. Yani senetteki ödeme biçimine dair hükmü değiştiriyor, bu hükümden daha farklı bir durumu ileri sürüyor.

Bu halde ispat yükü yer değiştirmez mi?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
kasko sigortasında faiz mustafayıldız Meslektaşların Soruları 5 11-04-2013 11:20
Hakimlik için : Kamu Hukuku Yüksek Lisansı mı Özel Hukuk Yüksek Lisansı mı? anadolu32 Yüksek Hukuk Eğitimi 19 30-08-2007 20:42
2006 yılı dava değerinin Y.D.O'nda artırılması ve sorunlar terazinin kefesi Meslektaşların Soruları 5 21-12-2006 13:16
Kasko Sigortaları fantom Hukuk Soruları Arşivi 0 10-04-2005 15:52
Kasko Hakkında baykara1 Hukuk Soruları Arşivi 1 02-03-2002 10:35


THS Sunucusu bu sayfayı 0,16253090 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.