Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Muris Muvazası, Tasarrufun iptali, Soybağının düzeltilmesi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 01-07-2017, 21:48   #1
davuterkan

 
Varsayılan Muris Muvazası, Tasarrufun iptali, Soybağının düzeltilmesi

Merhabalar meslektaşlarım
Karmakarışık bir meselede değerli görüşlerinize ihtiyacım var. Olabildşğince anlaşılır kılmaya çalışacağım.

1 çocukları olan Anne (A) ve Baba (B) evlilikleri devam ederken ayrı yaşamaya başlarlar. A, C ile yaşamaya başlar ve bu birliktelikten bir çocukları olur, adını D koyarlar. A'nın B ile olan evliliği o sırada devam ettiği için D, nüfusta A ve B'nin çocuğu olarak kaydedilir. Oysa gerçekte A ve C'nin çocuğudur.
Daha sonra A ve B boşanır, A ve C evlenirler.

C yaşlanıp hastalanınca -ölmeden 3 ay önce- adına kayıtlı gayrimenkulleri eşi A'ya devreder. C öldükten bir süre sonra ise A, bu taşınmazları ilk eşinden olan görme engelli ve hiçbir geliri olmayan büyük oğluna devreder.
C öncelikle nüfus kayıtlarındaki gerçeğe aykırı baba kaydının düzeltilmesini, sonra da muris muvazası ve sonrasındaki kötüniyetli devrin iptali suretiyle babasından kalan miras payına kavuşmak istemektedir.

Sorularım şunlar:
1- Müvekkilin hakkını arama yoluna girdiğini öğrenen üvey kardeşi, malları devretmesin diye tez elden tedbir kararı almak istiyoruz. Bunun en kolay yolu nedir?

2- Soybağının reddi ve babalık davasının ayrı ayrı açılması mı gerekiyor, yoksa ikisi tek davada görülebilir mi? Ya da davayı doğrudan nüfus kaydının düzeltilmesi şeklinde açabilir miyiz?

3- Soyabağının reddi bakımından, kanunda reşit olmadan itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre öngörülmüş? Müvekkil 40 yaşında. Bu soruna takılır mıyız?

4- Muris muvazası (babanın anneye devri) ve tasarrufun iptali (annenin üvey kardeşe devri) davalarının anne ve üvey kardeşi davalı göstererek birlikte mi açacağız.

Bu konularla ilgili teorik ve pratik birikiminizi paylaşmanızı rica ederim.

Selamlar
Old 03-07-2017, 16:28   #2
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

1.Soybağının reddi ile babalık davası davalıları ayrı olduğu gibi babalık davasının görülebilmesi için soybağının ret edilip kesinleşmiş olması gerekeceğinden bir arada açılamaz.

2. Ergin çocuğun açacağı soybağının reddi davası erginlik tarihinden itibaren 1 yıllık hakdüşürücü süreye bağlıdır.Ortada gecikmeyi haklı gösterecek nedenler varsa bir yıllık süre bu nedenin ortadan kalktığı tarihte başlar.

3. Dava nüfus kaydının düzeltilmesi şeklinde açılamaz. Ortada baba yönünden soybağı anlaşmazlığı vardır.

4.Muris muvazaasına dayalı tapu iptali davası taşınmaz kimin üzerine kayıtlı ise onun aleyhine açılır. Tasarrufu ikiye bölüp, bir aşaması için muris muvazaası ,ikinci aşaması tasarrufun iptali davası açılması gerekmez. Doğrudan A'nın büyük oğlu E aleyhine "muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil" şeklinde açılır. Bu davada C'nin A'ya olan temlikinin mirasta mal kaçırmak gayesi ile muvazaaalı olarak yapıldığı ve 3.kişi tapu maliki E'nin iyiniyetli olmadığı annesi A ile birlikte hareket ettiği ispat edilir.

Tabii ki; (ile başlayan bölüm konu ile ilgili olmadığından metinden çıkartıldı.)

5. Malların elden çıkartılmasının önlenmesi açılacak muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescili davasında ihtiyati tedbir kararı ile temin edilebilir. Diye düşünüyorum.
Old 03-07-2017, 16:47   #3
davuterkan

 
Varsayılan

Değerli bilgilerinizi paylaştığınız için teşekkürler.

1 yıllık hak düşürücü süreye karşı haklı sebep olarak, gerçek babasının kim olduğunu yeni öğrenme iddiasına dayanılabilir mi?

Muris muvazasına dayalı tapu iptal tescil davasını açabilmek içim mirasçı olmak gerekir. Müvekkilin nirasçılığı ise ancak babalıkm davasının sonucunda netleşecek. Tedbir kararını alabilmek için tapu iptal davasını soybağının reddi davası ile birlikte açıp, soybağına ilişkin davaların bekletici mesele yapılmasını talep etmemizi mi önerirsiniz?

Cevabınızın şu kısmı anlayamadım: "Tabii ki; davanın bu şekilde açılabilmesi için davacı D'nin soybağı ve babalık anlaşmazlığı çıkarmaması yada açılan davaların ret edilmesi, kayıtların aynen muhafaza edilmesi gerekir. Aksi halde baba B olarak kalırsa o zaman sadece anne A'nın E'ye yaptığpı temlik için muris muvazaasına dayalı davasını açabilir."

Bu arada anne hala hayatta, onun oğluna yaptığı muvazalı devrin iptali için ancak ölümünden sonra dava açılabilir, değil mi?
Old 03-07-2017, 17:19   #4
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Alıntı:
1 yıllık hak düşürücü süreye karşı haklı sebep olarak, gerçek babasının kim olduğunu yeni öğrenme iddiasına dayanılabilir mi?
Haklı sebep sayılabilir." Çocugun babanın kim olduğunu bilmemesi yeni öğrenmesi haklı sebeb olarak kabul edilmektedir. ( Mustafa Dural-Tufan Öğüz -Alper Gümüş,Türk Özel Hukuku Aile Hukuku C.3 sh: 478 Filiz Kitapevi İst. 2005) Eski cevaplarımızdan "
Alıntı:
Tedbir kararını alabilmek için tapu iptal davasını soybağının reddi davası ile birlikte açıp, soybağına ilişkin davaların bekletici mesele yapılmasını talep etmemizi mi önerirsiniz?
Evet önerebilirim.
Alıntı:
Cevabınızın şu kısmı anlayamadım: "Tabii ki; davanın bu şekilde açılabilmesi için davacı D'nin soybağı ve babalık anlaşmazlığı çıkarmaması yada açılan davaların ret edilmesi, kayıtların aynen muhafaza edilmesi gerekir. Aksi halde baba B olarak kalırsa o zaman sadece anne A'nın E'ye yaptığpı temlik için muris muvazaasına dayalı davasını açabilir."
Bu kısım gerçekten sorudaki bilgilerle örtüşmüyor.Dikkate almayın.Bu kısmı cevaptan çıkarabilirim.
Alıntı:
Bu arada anne hala hayatta, onun oğluna yaptığı muvazalı devrin iptali için ancak ölümünden sonra dava açılabilir, değil mi?
Evet doğrudur.
Old 03-07-2017, 20:20   #5
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Sn. Yücel Kocabaşa katılmıyorum.
Yargıtayın yerleşik içtihatlarına göre bu dava nüfus kaydının düzeltilmesi davası olup soybağı ile ilgisi yoktur.
Nüfus kaydının düzeltilmesi davası açabilirsiniz...
Old 03-07-2017, 20:21   #6
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9362
KARAR NO : 2013/10695

Y A R G I T A Y İ L A M I

MAHKEMESİ : Adana 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 29/11/2012
NUMARASI : 2012/385-2012/686
DAVACILAR : N. A, D. A
DAVALILAR : 1-Nüfus Müdürlüğü
2-Ü. K, S. K.

Dava dilekçesinde, davalılar Ümmü ve Süleyman çocuğu olarak nüfusa kayıtlı Yusuf Enes'in nüfus kaydının iptali ile davacılar çocuğu olarak tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın davacı Naim yönünden babalık, davalı Süleyman yönünden soybağının reddi olması nedeni ile mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hüküm davalı Süleyman K. tarafından temyiz edilmiştir.


Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacılar vekili dava dilekçesinde, davalılar Süleyman ve Ümmü K.. oğlu olarak nüfusa kayıtlı Yusuf Enes K...'ın davacıların oğlu olduğunu bildirerek hatalı nüfus kaydının düzeltilmesini istemiş; mahkemece, anne kaydının düzeltilmesi istemine ilişkin dava tefrik edilerek bu davada ise, davalı Süleyman yönünden soybağının reddi, davacı Naim yönünden ise babalık hükmü olması nedeni ile aile mahkemesinin görevinde olduğundan mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.
Dava, usulsüz tescile dayalı, gerçek durumu göstermeyen nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin olup 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesine göre asliye hukuk mahkemesi görevlidir. İşin esasının incelenmesi gerekirken anne kaydının düzeltilmesine ilişkin davanın tefriki ile baba yönünden ise mahkemenin görevsizliğine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

BAŞKAN ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
Ali Selim M.T.Gülan G.Dülger A.Kellecioğlu O.Yurdakul

Karşılaştırıldı ZS.
Old 03-07-2017, 20:58   #7
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/4844 K. 2004/5920 T. 6.5.2004

• NESEP TASHİHİ ( Davacının Kardeşi Görünen Kişinin Oğlu Olduğunu İleri Sürmesi - Husumetin Cumhuriyet Savcısı Nüfus Müdürlüğü Ana-Baba Ölmüş İse Mirasçılarına Yöneltilmesi Gereği )

• NÜFUS KAYDININ DÜZELTİLMESİ ( Davacının Kardeşi Görünen Kişinin Oğlu Olduğunu İleri Sürmesi Nedeniyle )

1587/m. 46


ÖZET Davanın kaynağı Nüfus Kanununun 46. maddesinden kaynaklanmaktadır. Husumetin Cumhuriyet Savcısı, Nüfus Müdürlüğü, kayden sağ görünen Ömer ve Halimi'ye ölmüş ise mirasçılarına yöneltilip gösterdikleri takdirde delillerin toplanıp birlikte değerlendirilmesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı Ömer ve Halimi'den olmadığını kayden kardeşi görünen Süleyman'ın oğlu olduğunu ileri sürmüştür. Sonuç itibariyle ananın değişmesi de söz konusudur. Davanın kaynağı Nüfus Kanununun 46. maddesinden kaynaklanmaktadır. Husumetin Cumhuriyet Savcısı, Nüfus Müdürlüğü, kayden sağ görünen Ömer ve Halimi'ye ölmüş ise mirasçılarına yöneltilip gösterdikleri takdirde delillerin toplanıp birlikte değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamına göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 06.05.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------





T.C. YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/2274 K. 2004/3344 T. 17.3.2004

• NÜFUS KAYDININ DÜZELTİLMESİ DAVASI NİTELİĞİ ( Davalının Davacının Murisi Tarafından Gerçekte Kendi Çocuğu Olmadığı Halde Kendi Çocuğu Olarak Kaydedilmiş Olduğu İddiasıyla Açılan Tashih Davası )

• MİRASÇININ DAVA AÇMAKTA HUKUKİ YARARININ BULUNMASI ( Davalının Davacının Murisi Tarafından Gerçekte Kendi Çocuğu Olmadığı Halde Kendi Çocuğu Olarak Kaydedildiği İddiasıyla Açılan Nüfus Kaydının Düzeltilmesi Davası )

• HUKUKİ YARAR BULUNMASI ( Gerçekte Murisin Çocuğu Olmayan Davalının Muris Tarafından Kendi Çocuğu Olarak Kaydedildiği İddiasıyla Mirasçının Açtığı Davada - Talebin Soybağının Reddi Davası Niteliğinde Olmaması )

• SOYBAĞININ REDDİ DAVASI NİTELİĞİNİN BULUNMAMASI ( Gerçekte Murisin Çocuğu Olmayan Davalının Muris Tarafından Kendi Çocuğu Olarak Kaydedildiği İddiasıyla Mirasçının Açtığı Nüfus Kaydının Düzeltilmesi Davası )

1587/m.46 4721/m.39,286,291


ÖZET :Muris B.'in davalı Serhat'ı gerçekte kendi çocuğu olmadığı halde kendi çocuğuymuş gibi nüfusa kaydettirdiği ileri sürülerek, yanlış kaydın düzeltilmesi istenmiştir. İstek gerçek durumu göstermeyen yanlış nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin olup, Türk Medeni Kanununun 286. ve 291. maddelerinde düzenlenen soybağının reddi ile ilgisi bulunmamaktadır. Davacı muris Bekir Y'un 2. eşi olup mirasçısı olduğuna göre mevcut kayıt nedeniyle mirasçılıktan doğan hakları zedelendiğinden böyle bir davayı açma hakkına sahiptir. Davanın kabulü halinde davalı Serhat'ın anasının yanında babasının da değişecek olması, isteğin soybağının reddi olarak nitelendirilmesine imkan vermez.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Olayları açıklamak taraflara, hukuki niteleme ise hakime aittir. ( HUMK. md. 76 ) İstek gerçek durumu göstermeyen yanlış nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin olup, Türk Medeni Kanununun 286. ve 291. maddelerinde düzenlenen soybağının reddi ile ilgisi bulunmamaktadır. Muris B.'in davalı Serhat'ı gerçekte kendi çocuğu olmadığı halde kendi çocuğuymuş gibi nüfusa kaydettirdiği ileri sürülerek, yanlış kaydın düzeltilmesini istenmiştir. Davacı muris Bekir Y'un 2. eşi olup mirasçısı olduğuna göre mevcut kayıt nedeniyle mirasçılıktan doğan hakları zedelendiğinden böyle bir davayı açma hakkına sahiptir. Davanın kabulü halinde davalı Serhat'ın anasının yanında babasının da değişecek olması, isteğin soybağının reddi olarak nitelendirilmesine imkan vermez. Bu sebeple tarafların gösterecekleri delillerin toplanıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanlış nitelendirme ile isteğin reddi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Temiz edilen kararın gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 17.03.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
*
Old 03-07-2017, 21:50   #8
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

"...Nüfus kayıt davaları sonucunda, genel olarak davacının kaydı bir başka haneye taşınmamakta; mevcut nüfus kütüğü üzerindeki hanede Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 7. maddesi gereğince bulunan kayıtlar mahkeme kararı doğrultusunda değiştirilmekte veya düzeltilmektedir.

Nüfus kayıt düzeltim davaları, soybağı ile ilgisi olmayıp aynı hanede kayıtlı kalmak şartı ile nüfus kütüklerindeki her türlü düzeltim istemini kapsayan davalardır.

Soybağı davalarında ise, davanın haklı görülmesi halinde kişinin kaydı başka bir haneye taşınmakta ve bir soybağı oluşturulmaktadır.

Burada önemli olan, verilecek karar ile ilgilinin hane kaydı bir başka haneye taşınıyorsa bu dava artık nüfus düzeltim davası olmaktan çıkacağından, soybağı davası halini alacaktır.

Davanın kabul edilmesi halinde davalı Kadriye’nin (olayımızda davacının ) kaydı bir başka haneye taşınacak ve bir başka anne ve baba ile (olayımızda baba ile) soybağı kurulacaktır. Bu hali ile davanın soybağı davası olarak nitelendirilmesi gereklidir. "
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU,T. 7.3.2012,E. 2011/2-775, K. 2012/116)
BKN: http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=93699
Old 04-07-2017, 09:31   #9
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Bir HGK kararına karşın sayısız daire kararı bu davaların nüfus kaydının düzeltilmesi niteliğini kabul etmektedir. Bu konuda onlarca yargıtay kararı vardır ve yerleşik uygulama bu yöndedir...


T.C.
Yargıtay
18. Hukuk Dairesi

Esas No:2014/20079
Karar No:2014/17876
K. Tarihi:08.12.2014



Davacı vekili dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanları ile müvekkilinin kayınbiraderi M.. Y..'nün oğlu Mesut'un dedesi E.. Y... oğlu olarak kaydedildiğini bildirerek, Mesut'un Hanım ve M.. Y.. oğlu olarak nüfus kaydının düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının ölü eşi Fatih ile ana baba bir kardeşi olarak görünen M.. Y...’nün dedesi ve babaannesi üzerindeki mevcut nüfus kaydının iptali ile gerçek anne ve babası olan Hanım ve M.. Y.. çocuğu olarak tesciline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece aile mahkemesinin görevli olması nedeni ile mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.
Soybağı davaları açısından;
Türk Medeni Kanunu'nun soybağına ilişkin 282. maddesi düzenlemesi dikkate alındığında, soybağının kurulmasında ya çocuk ile ana ve babası arasında kan bağının bulunmasının yada evlat edinme ilişkisinin kurulmasını arandığı görülmektedir. Bu açıdan Türk Medeni Kanunu düzenlemesi çerçevesinde, kan bağına dayanan soybağı, yani çocukla biyolojik ana ve babası arasındaki soybağı ve evlat edinme ilişkisi yoluyla kurulan soybağı ayrımını yapmak mümkündür. Türk Medeni Kanunu'nun 282. maddesi soybağının kurulmasına ilişkin genel esasları düzenlemiştir. Düzenleme uyarınca ana ile çocuk arasındaki soybağının doğum ile kurulacağı ifade edilmiştir (m. 282/1). Maddenin ikinci fıkrasında baba ile çocuk arasındaki soybağının babanın ana ile evlenmesi, babanın çocuğu tanıması veya hakim hükmüyle kurulacağı düzenlenmiştir. Üçüncü fıkrada ise kan bağına dayanan soybağının yanında, evlat edinme ilişkisi de evlatlık ile evlat edinen veya evlat edinenler arasında soybağını kuran bir yol olarak kabul edilmiştir.
TMK'nun 282. maddesinin birinci fıkrasına göre çocuk ile ana arasındaki soybağının kurulabilmesi için, çocuğun, ana olduğu iddia edilen kadın tarafından doğduğunun tespit edilmesi yeterlidir. Çocuğu doğuran kadının evli olup olmaması soybağının kurulması için önem taşımamaktadır.Ana ile evliliğin; çocuk ile babası arasında soybağını kurabilmesi; hem evliliğin çocuğun doğumundan önce gerçekleşmiş olması, hem de ana babanınçocuğun doğumundan sonra evlenmeleri halinde mümkündür. Evliliğin doğumdan önce gerçekleşmiş olması halinde; Türk Medeni Kanunu’nun babalık karinesini düzenleyen 285.maddesi gereğince evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün içinde doğan çocuğun babasının koca olduğu karine olarak kabul edilmiştir. Bu karine uyarınca, evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün içinde doğan çocuk ile o evlilikte koca arasında soybağı kurulacaktır.
Babalık karinesinin çürütülmesi soybağının reddi İle mümkündür (TMK 286). Bu ise soybağının reddi davası ile sağlanabilir (TMK 286). Bunun dışında çocuk ile baba arasında kurulan soybağının ortadan kaldırılması imkanı bulunmamaktadır. Bir diğer deyişle asliye hukuk mahkemesinde açılacak kayıt düzeltme davası ile baba adının düzletilerek soybağının reddi imkanı bulunmamaktadır. Ancak burada dikkate edilmesi gereken husus şudur; soybağının reddi davası, ancak babalık karinesinin kapsamında yer alan, dolayısıyla babalık karinesinden faydalanan çocukların soybağının ortadan kaldırılmasını sağlayan bir davadır. Babalık karinesinden faydalanma söz konusu olmaksızın, kocanın nüfus kütüğüne kaydedilen çocukla koca arasında soybağının kurulması söz konusu olmadığı için, böyle bir durumda çocuk ile koca arasında soybağının bulunmadığının tespitine yönelik olarak açılacak dava, soybağının reddi davası değil, yanlış kaydın düzeltilmesi amacına yönelik kayıt düzeltme davasıdır (TMK m. 39). Ömeğin kocanın eşi dışında bir başka kadın tarafından doğrulan çocuğu, eşinden doğmuş gibi nüfus kütüğüne kaydettirmesi ya da evliliğin sona ermesinden üçyüz gün geçtikten sonra doğan çocuğun üçyüz günlük süre içinde doğmuş gibi nüfusa kaydettirilmesi hallerinde durum böyledir.
Nüfus kayıt düzeltmesi davalarına gelince:
Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi, "nüfus kayıtlarının düzeltilmesi'’ davalarının konusunu oluşturur. “Kayıt düzeltilmesi", aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi" veya “değiştirilmesi" dir (Nüfus Yönetmeliği m. 143).
5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35. maddesine göre, kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak, olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar, N.. M..nce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir. Dayanak belgelerindeki bilgilerin aile kütüklerine işlenmesi sırasında yapılmış bir maddî hata söz konusu değil ise aile kütüğünün herhangi bir kaydında düzeltme veya değişiklik ancak mahkeme kararı ile yapılabilecektir.
5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35. maddesinde “kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez." ibaresi yer aldığından, her hangi bir sınırlama olmaksızın nüfus kütüğünde mevcut her kaydın düzeltilmesinin istenebileceği kuşkusuzdur.
Önemle vurgulanmalıdır ki; zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK, 11.2.1998 gün ve 2-87/77 sayılı). Şu durumda; zamanaşımı veya hak düşürücü süreye bağlı olmaksızın açılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davada resmi kayıt ve belgelere başvurulabileceği gibi tanık da dinlenebilecektir Buna karşılık, nüfus kütüklerindeki “'doğru olmayan kayıtların'' düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur (T.K.M m.39. Nüfus Hizmetleri Kanunu m. 11). İşte bu noktalarda, nüfus kütüğünde yer alan “doğru olmayan kayıtlar”, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan "kayıt düzeltme davası" ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada “nüfus kaydının düzeltilmesi davası" olarak adlandırılmaktadır. Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesine göre her hangi bir sınırlama olmaksızın nüfus kütüğünde mevcut her kaydın düzeltilmesinin istenebileceği kuşkusuzdur.
Yukarıda açıklanan hususlar dikkate alındığında soybağı davaları ile nüfus düzeltim davaları arasında davanın tarafları dava açması süresi ve ispat kuralları bakımından ciddi ayrımlar bulunduğu açıktır.
Somut olaya gelince: davacı vekili, M...Y..'nün E... ve S.... Y.. üzerindeki nüfus kaydının iptali ile gerçek anne ve babası olan Hanım ve M.. Y.. çocuğu olarak onların hanesine geçirilmesini talep ve dava etmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki, anne yönünden soybağı doğumla kendiliğinden kurulduğundan, anne ile çocuk arasında soybağı davalarından söz edilemez. Dolayısıyla soybağı kurulması için hükme gerek bulunmamaktadır. Ancak, anne yönünden doğuran kadının kim olduğunun tespitine ilişkin dava gündeme gelebilir. Bu nedenle herhangi bir sebeple çocuğun kendisini doğuran kadının dışında bir başka kadının nüfus kütüğüne yazılmış olması, çocuk ile kadın arasında soybağı kurulduğu anlamına gelmeyecektir. Ancak, söz konusu yanlış kaydın düzeltilmesi, soybağı davaları ile değil açılacak kayıt düzeltme davası sonucunda gerçekleşecek (TMK m. 39) ve bu dava her türlü delil ile ispat edilebilecektir.
Eldeki davada, ana ile soybağının kurulması, bir diğer deyişle doğuran kadının tespit edilmesi halinde, çocuk ve doğuran kadın arasında soybağı doğrudan kurulacağına göre Mesut’u doğuran ananın öncelikle belirlenmesi gereklidir.
Gerçek annenin tespit edilmesi sonrasında ise babalık karinesine dayalı olarak babanın belirlenmesi mümkündür. Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre soybağının reddi davası ancak babalık karinesi kapsamında yer alan, dolayısıyla babalık karinesinden faydalanan çocukların soybağının ortadan kaldırılmasını ifade eden bir davadır. Babalık karinesinden faydalanma söz konusu olmaksızın kocanın nüfus kütüğüne kaydedilen çocukla koca arasında soybağının kurulması söz konusu olmadığı için böyle bir duruma çocuk ile koca arasında soybağının bulunmadığını tespitine yönelik olarak açılacak dava, soybağının reddi davası değil, yanlış kaydın düzeltilmesi amacına yönelik kayıt düzeltme davasıdır.
Annenin gerçek anne olan H.. Y.. olduğunun belirlenmesi halinde, babalık karinesi çerçevesinde Mesut, nüfus kaydına göre evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden itibaren (üçyüz gün içinde doğmuş ise bu durumda anne olarak H.. Y.. belirlendiği anda, baba olarak da M.. Y..'nün belirlenmesi yasa gereği olacaktır. O halde yasa gereği baba belirlidir ve babanın da M.. Y.. olduğunun kabul edilmesi zorunludur. Bu ise nüfus kaydının düzeltilmesi davası ile mümkündür.
Ayrıca. M..'un, E... ve Saliha çocuğu olmadığı halde, yanlış ve yanıltıcı beyan ve işlemle yasaya aykırı olarak kayıt edildiği de iddia edilmektedir. Bu türden yanlış ve yanıltıcı beyan ve işlemle yasaya aykırı olarak yapılan kayıtların düzeltilmesinin nüfus kaydının düzeltilmesi davası olduğu ve görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu açıktır.
Bu nedenle, davacı tarafından açılan davanın nüfus kayıt düzeltim davası olarak kabul edilmesi ve davaya asliye hukuk mahkemesinde bakılarak işin esası hakkında inceleme yapılması gerekirken aile mahkemesi görevinde olması nedeni ile davanın reddi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 04-07-2017, 14:50   #10
davuterkan

 
Varsayılan

Hatun hanım öncelikle cevaplarınız için teşekkürler.
Son gönderdiğinin kararda şöyle bir kısım var: "Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre soybağının reddi davası ancak babalık karinesi kapsamında yer alan, dolayısıyla babalık karinesinden faydalanan çocukların soybağının ortadan kaldırılmasını ifade eden bir davadır. Babalık karinesinden faydalanma söz konusu olmaksızın kocanın nüfus kütüğüne kaydedilen çocukla koca arasında soybağının kurulması söz konusu olmadığı için böyle bir duruma çocuk ile koca arasında soybağının bulunmadığını tespitine yönelik olarak açılacak dava, soybağının reddi davası değil, yanlış kaydın düzeltilmesi amacına yönelik kayıt düzeltme davasıdır."

Müvekkil annesi ile ilk eşinin evliliği devam ederken doğmuş. Bu durumda babalık karinesi nedeniyle doğum anında evli olunan eş adına nüfusta kaydedilmiş. Bu nedenle paylaştığınız kararlarda müvekkilin durumuna uygun bir durumun söz konusu olmadığı kanaatindeyim.
Selamlar
Old 04-07-2017, 15:36   #11
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Sayın Davut Erkan ;

Haklısınız. Benim paylaştığım kararlarda nüfus kayıtlarında hem anne hem baba hatalı yazılmış. Bu durumda nüfus düzeltme davası ile olay çözülüyor... Sizin olayınızda babalık karinesi nedeniyle resmi nikahlı eş baba yazılıyor.Bu durumda soybağının reddi ve babalık davaları ile sorun çözülecektir. Yücel Bey de haklı... Yalnız yerel mahkemelerin görevsizlik kararı verdiği hem anne hem babanın hatalı yazıldığı davalarda da kafa karışıklığını gidermesi açısından paylaştığım kararlar önemli...
Yücel Bey başka haneye taşınacak hataların babalık davası ile çözüleceğini düşünse de paylaştığım kararlarda başka haneye taşınması sözkonusu olduğu halde kayıt düzeltme davaları ile sorunun çözüleceği öngörülmüş.Yücel Beye bu noktada da katılmıyorum...
Old 04-07-2017, 21:08   #12
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan Katkı..

http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=16578


"Ancak burada dikkate edilmesi gereken husus şudur; soybağının reddi davası, ancak babalık karinesinin kapsamında yer alan, dolayısıyla babalık karinesinden faydalanan çocukların soybağının ortadan kaldırılmasını sağlayan bir davadır. Babalık karinesinden faydalanma söz konusu olmaksızın, kocanın nüfus kütüğüne kaydedilen çocukla koca arasında soybağının kurulması söz konusu olmadığı için, böyle bir durumda çocuk ile koca arasında soybağının bulunmadığının tespitine yönelik olarak açılacak dava, soybağının reddi davası değil, yanlış kaydın düzeltilmesi amacına yönelik kayıt düzeltme davasıdır (TMK m. 39). Örneğin kocanın eşi dışında bir başka kadın tarafından doğrulan çocuğu, eşinden doğmuş gibi nüfus kütüğüne kaydettirmesi ya da evliliğin sona ermesinden üçyüz gün geçtikten sonra doğan çocuğun üçyüz günlük süre içinde doğmuş gibi nüfusa kaydettirilmesi hallerinde durum böyledir."

Saygılarımla,
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
muvaza muris muvazası msahinparlak Meslektaşların Soruları 11 12-04-2015 22:28
muris muvazası zamanaşımı av.bahar61 Meslektaşların Soruları 6 20-05-2012 15:18
Muris Muvazası nedeni ile tapu iptali ve tescil yildiz2005 Meslektaşların Soruları 6 12-10-2011 14:45
muris muvazası tenkis olur mu? av.aybeg Meslektaşların Soruları 4 27-09-2011 18:16


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08181810 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.