Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

eşe hakaret davası

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 29-03-2016, 16:31   #1
öznurcınar

 
Varsayılan eşe hakaret davası

Boşanma davası devam ederken davacı eş davalının kendisine hakaret ettiğini belirterek aynı zamanda kamu davası da açmış. Ancak davalı eşin davacıya hakaret ettiğini belirtir delil ve tanık yok yani hiçbir şekilde ispat edemiyor yine de ne yapacağı belli olmaz sonuçta amacı kusuru ortaya koyup nafaka alabilmek...Davalının suçsuzluğunu belirtebileceğimiz yargıtay kararları paylaşılırsa çok sevinirim...
Old 30-03-2016, 08:52   #2
gülşenşen

 
Varsayılan

15. Ceza Dairesi 2013/17137 E. , 2015/31159 K.
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 15 - 2011/405326

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Denizli 1. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 12/05/2011
NUMARASI : 2010/460 (E) ve 2011/180 (K)
SANIK : M.. Y..
SUÇ : Dolandırıcılık, hakaret, kasten yaralama, tehdit

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Katılan, yerel mahkeme hükmünü duruşma talepli olarak temyiz etmiş ise de, suçların vasfı ve cezanın miktarına göre, 5320 Sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı Kanunun 318. maddesi gereğince duruşma isteminin reddi ile yapılan incelemede,
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Hakaret suçunun oluşabilmesi için, bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını incitecek ölçüde, somut bir fiil veya olgu isnat etmek yada yakıştırmalarda bulunmak yada sövmek gerekmektedir. Kişiye isnat edilen somut fiil veya olgunun gerçek olup olmamasının bir önemi yoktur. İsnadın ispatın konusu ayrıdır. Somut bir fiil ve olgu isnat etmek; isnat, mağdurun onur şeref ve saygınlığını incitecek nitelikte olacaktır. Mağdura yüklenen fiil ve olgunun belirli olması şarttır. Fiilin somut sayılabilmesi için, şahsa, şekle, konuya, yere ve zamana ilişkin unsurlar gösterilmiş olmalıdır. Bu unsurların tamamının birlikte söylenmesi şart değildir. Sözlerin isnat edilen fiilî belirleyecek açıklıkta olması yeterlidir. Çoğu zaman isnat edilen fiil ve olgunun, hangi zaman ve yerde meydana geldiğinin belirtilmesi, onur ve saygınlığı incitecek niteliği tespit için yeterli olmaktadır. Tarafların sosyal durumları, sözlerin söylendiği yer ve söyleniş şekli, söylenmeden önceki olaylar nazara alınarak suç vasfı tayin olunmalıdır. Hakaretin kişiyi küçük düşürmeye yönelik olması gerekir. Kişiye onu toplum nazarında küçük düşürmek amaçlı belli bir siyasi kanaatin isnat edilmesi hâlinde de suç oluşacaktır. Bir kişiye yönelik sözlerin veya yapılan davranışın o kişiyi küçük düşürücü nitelikte olup olmadığını tayin ederken, topluma hâkim olan anlayışlar, örf ve adetler göz önünde bulundurulmalıdır. Suçun alenen işlenmesi, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Aleniyet, belirsiz sayıda kişilerin hakaret oluşturan sözü duymalarına olanak sağlamak suretiyle suçun işlenmesini ifade eder. Failin, hakaret oluşturan sözün duyulması olanağını yaratmış olması yeterlidir. Söylenen sözün fiilen duyulmuş olup olmaması önemli değildir.
Tehdit, bir kimsenin başkasını,kendisinin veya yakınının hayatına,vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğini veya malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağını veya sair bir kötülük edeceğini bildirmesidir. Bu suçta fail, ağır ve haksız bir zarara uğratılacağını mağdura bildirmektedir. Gerçekleşmesi failin iradesine bağlı olan ve gelecekte vuku bulacak bir kötülüğün, gerçekleşecek gibi gösterilmesidir. Tehdit mağdurun karar verme ve serbest hareket etme özgürlüğünü kısıtlamalı iç huzurunu bozmalı ve onu endişeye düşürmelidir. Mağdura yapılan tehdidin,onun iç huzurunu bozmaya,onda korku ve endişe yaratmaya elverişli olması gerekir. Failin tehdit fiilini bilerek ve isteyerek işlemesi,verileceği söylenen zararın haksız olması yeterlidir. Fiilde korkutuculuk, ürkütücülük, ciddiyet yoksa tehdit kastının varlığından bahsedilemez. Mağdur haksız bir zarara uğrayacağı endişesine yapılmamışsa, korkutuculuk oluşmamıştır. Tehdit suçunun, bahsedilen yasal unsurlarının gerçekleşip gerçekleşmediği olaysal olarak değerlendirilmeli, fail ile mağdurun içinde bulundukları ortam, söylenen sözler, söylenme nedeni ve söylendiği koşullar nazara alınmalıdır.
Sanığın avukat olduğu, katılanın vekili sıfatıyla tapu iptali ve tescil davası açtığı, açılan davanın katılan lehine sonuçlandığı, sanığın bahse konu dava sonunda verilen 23/07/2009 tarihli, 2009/280 sayılı karar metninde "....bakiye 980,40 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına" ibaresindeki miktar kısmının "... Bakiye 13.252,85 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına" şeklinde değişiklik yaptığı, 13.000 TL'yi mahkeme veznesine yatırdığını, kalan 1.000 TL'nin de katılandan yatırmasını istediği, sanığın mahkeme masraflarına ve yatırdığı harca karşılık 25.000 TL bedelli, bedel kısmı dışındaki yerleri boş senedi katılana imzalattırıp haksız para almaya çalıştığı, bu nedenle aralarında tartışma çıktığı, tartışma sırasında katılana ana avrat küfredip, katılana hitaben "Seni öldürürüm, seni Avrupa'ya çıkartmam" şeklinde sözler söylediği, hayati tehlike geçirmeyecek ve basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte yaraladığı, böylece sanığın nitelikli dolandırıcılık, hakaret, kasten yaralama ve tehdit suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda, sanık savunması, katılan beyanı, tanık beyanları ile tüm dosya kapsamına göre sanığın üzerine atılı suçları işlediğine yönelik kesin, yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçesine dayanan beraate yönelik mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılanın temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 11/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 30-03-2016, 09:19   #3
AV. COŞKUN ÖZBUDAK

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım,
Bilebildiğim kadarıyla, Yargıtay boşanma davasında dava tarihinden sonraki olayların dikkate alınmaması gerektiği görüşündedir. Bunun bir istisnası boşanma davası sürerken sadakat yükümlülüğünün ihlalidir.
Dolayısıyla, dava devam ederken işlendiği iddia edilen bir suçun/haksız fiilin (hakaretin) eldeki boşanma davasında kusur bakımından dikkate alınmayacağı kanaatindeyim.
Kolaylıklar.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Hakaret davası sonucunda manevi tazminat davası Oğuzhan Dursun Meslektaşların Soruları 2 14-04-2014 21:50
hakaret davası esraaaa Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 07-10-2012 19:34
hakaret davası SKARA Meslektaşların Soruları 2 07-04-2010 13:38
hakaret davası nobel81 Meslektaşların Soruları 3 28-04-2008 13:20


THS Sunucusu bu sayfayı 0,02704191 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.