Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Hayatın olağan akışına göre maaş almadan çalışma mümkün değildir

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 21-02-2014, 11:13   #1
Av. Ali YILMAZKARA

 
Varsayılan Hayatın olağan akışına göre maaş almadan çalışma mümkün değildir

İşçi 45 aydır Müvekkilim işverenden maaş alamadığı bahsiyle iş davası açmıştır.
Bilirkişi hesabında 37.777 TL ücret alacağı hesaplanmıştır.

Bu durumda ben de yargıtay kararı arıyorum 45 ay maaş almadan çalışmak hayatın olağan akışına aykırıdır diye. Vardı ama bulamadım bir türlü yardımlarınızı diliyorum sayın meslektaşlarım.

(Keza zaten maaşı parça yada toplu bir şekilde ödenmiştir işçinin ancak işyeri kasabadaki bir hırdavat dükkanı olup işveren esnaf mantığı ile işçisinin kendisine karşı dava açabileceğini hiç düşünmemiş dolayısı ile bordro izin defteri ibra vs hiç düzenletmemiştir.)
Old 21-02-2014, 11:42   #2
Luck

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 2008/11367
K. 2009/30493
T. 5.11.2009
• İŞÇİLİK ALACAKLARI ( Ücret Alacağı - Usulü Müktesep Hak İlkesi de Dikkate Alınarak Değerlendirme Yapılıp Belirlenecek Ücretten Takdiri İndirim Yapılmadan Hüküm Altına Alınması Gerektiği )
• İŞÇİ ÜCRETİ ( Davacıya Hangi Aylar İçin Ne Miktar Eksik Ödeme Yapıldığı Açıklattırılarak Sadece Davacı Temyizi Olması Nedeni İle Usulü Müktesep Hak İlkesi de Dikkate Alınarak Değerlendirme Yapılıp Belirlenecek Ücretten Takdiri İndirim Yapılmadan Hüküm Altına Alınması Gerektiği )
• TAKDİRİ İNDİRİM ( Ücret Alacağı - Davacıya Hangi Aylar İçin Ne Miktar Eksik Ödeme Yapıldığı Açıklattırılarak Sadece Davacı Temyizi Olması Nedeni İle Usulü Müktesep Hak İlkesi de Dikkate Alınarak Değerlendirme Yapılıp Belirlenecek Ücretten Takdiri İndirim Yapılmadan Hüküm Altına Alınması Gerektiği )
ÖZET : Davacı, kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, genel tatil ücreti ile ücret alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Somut olayda, davacı dava dilekçesinde, işveren tarafından son 5 yıldır ücretlerinin eksik ve kimi aylarda hiç ödenmediğini ileri sürmüştür. Mahkemece ücret alacağı istemi hususunda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplanan son 5 yıllık ücret miktarı, hiç ücret almadan çalışmış olması düşünülemeyeceği gerekçesi ile %50 indirim yapılarak hüküm altına alınmıştır. Oysa, davacıya hangi aylar için ne miktar eksik ödeme yapıldığı açıklattırılarak, sadece davacı temyizi olması nedeni ile usulü müktesep hak ilkesi de dikkate alınarak değerlendirme yapılıp, belirlenecek ücretten takdiri indirim yapılmadan hüküm altına alınması gerekirken takdiri indirim yapılarak ücret alacağının hüküm altına alınmış olması hatalıdır.
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, genel tatil ücreti ile ücret alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hâkimi İ.Polat tarafından düzenlenen rapor dinlendikten soma dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- İşçi ücretlerinin ödenmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu'nun 37. maddesine göre, işçiye ücretinin elden ya da banka kanalıyla ödenmesi durumunda, ücret hesabını gösteren imzalı ve işyerinin özel işaretini taşıyan "ücret hesap pusulası" verilmesi zorunludur.
Uygulamada çoğunlukla "ücret bordrosu" adı altında belgeler düzenlenmekte ve periyodik ödemelerde işçinin imzası alınmaktadır. Banka aracılığı ile yapılan ödemelerde banka kayıtları da ödemeyi gösteren belge niteliğindedir.
Ücretin ödendiğinin ispatı işverene aittir. Bu konuda işçinin imzasını taşıyan bir ödeme belgesi yeterli ise de, para borcu olan ücretin ödendiğinin tanıkla ispatı mümkün değildir.
4857 sayılı İş Kanunu'nun 5754 sayılı yasayla değişik 32. maddesinde, "Çalıştırılan işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının özel olarak açılan banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenmesi hususunda; tabi olduğu vergi mükellefiyeti türü, işletme büyüklüğü, çalıştırdığı işçi sayısı, işyerinin bulunduğu il ve benzeri gibi unsurları dikkate alarak işverenleri veya üçüncü kişileri zorunlu tutmaya, banka hesabına yatırılacak ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının, brüt ya da kanuni kesintiler düşüldükten soma kalan net miktar üzerinden olup olmayacağını belirlemeye Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığından sorumlu Devlet Bakanlığı müştereken yetkilidir. Çalıştırdığı işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakını özel olarak açılan banka hesapları vasıtasıyla ödeme zorunluluğuna tabi tutulan işverenler veya üçüncü kişiler, işçilerinin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaklarını özel olarak açılan banka hesaplan dışında ödeyemezler" şeklinde kurala yer verilmiştir. Anılan hükme göre, belli koşulların varlığı halinde ödemeler işçi adına açılacak banka hesabına yatırılmalıdır.
Uzun süre ücretlerinin ödenmediği iddiası karşısında, işverence cevap dilekçesinde dayanılmak kaydıyla yemin teklifi hakkının olduğu hatırlatılmalı ve gerekirse bu yönde usulü işlemler tamamlandıktan soma sonuca gidilmelidir. Dairemizce, çok uzun süre ücret ödenmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu belirtilerek, hakimce resen yemin teklifinde bulunulabileceği de kabul edilmektedir ( Yargıtay 9.HD. 18.10.2004 gün 2004/7006 E. 2004/23275 K ).
Somut olayda, davacı dava dilekçesinde, işveren tarafından son 5 yıldır ücretlerinin eksik ve kimi aylarda hiç ödenmediğini ileri sürmüştür. Mahkemece ücret alacağı istemi hususunda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplanan son 5 yıllık ücret miktarı, hiç ücret almadan çalışmış olması düşünülemeyeceği gerekçesi ile %50 indirim yapılarak hüküm altına alınmıştır. Oysa, davacıya hangi aylar için ne miktar eksik ödeme yapıldığı açıklattırılarak, sadece davacı temyizi olması nedeni ile usulü müktesep hak ilkesi de dikkate alınarak değerlendirme yapılıp, belirlenecek ücretten takdiri indirim yapılmadan hüküm altına alınması gerekirken takdiri indirim yapılarak ücret alacağının hüküm altına alınmış olması hatalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.11.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.
Old 21-02-2014, 11:45   #3
Luck

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 1995/37989

K. 1996/11760

T. 23.5.1996

• ÜCRETİN TESPİTİ ( Somut Belgelere Dayanılmasının Gerekmesi )

• MAKBUZLARLA YAPILAN ÖDEME ( Dört Ay Boyunca Ücret Alamama Durumunun Hayatın Olağan Akışına Aykırı Olması )

1475/m.61,13

ÖZET : Ücret alacağının ödenip ödenmediğinin tespitinde somut belgelere dayanılarak karara varılmalıdır
DAVA : Davacı, çalışma süresinin tespiti ile ihbar tazminatı ve ücret alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğü`nün tüm temyiz itirazları ile diğer davalı T.E.`nin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Mahkemece davacının 4 aylık ücret alacağının ödenmediği kabul edilerek istek hüküm altına alınmıştır. Ücret bordrolarında davacının imzası bulunmamakla birlikte çalışma dönemi içerisinde işveren tarafından davacıya muhtelif makbuzlarla 280.450.000 TL avans ödendiği belirlenmiştir. Bu avans ödemelerinin bir kısmının davacı tarafından diğer işçilere ödenmek üzere verildiği anlaşılmakta ise de 4 aylık süre ile bir işçinin hiç ücret almadan çalışması hayatın olağan akışına aykırı bulunduğundan ve davacı tarafından da işverenden alınan tüm avansların diğer işçilere ödendiği kanıtlanamadığı davacının dava konusu olan ücret alacaklarının bu avanslardan tahsil ettiği kabul edilerek ücret alacak isteğinin reddi gerekirken mahkemece gerekçe dahi gösterilmeden davacının ücret alacak isteğinin hüküm altına alınması yerinde değildir. Bu nedenle karar bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 23.5.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
evli kadının doğum izni almadan istifa etmesi ve sonradan emekli olabilmesi mümkün mü? tomas Meslektaşların Soruları 3 16-10-2012 14:37
Hayatın Olağan Akişi levent öge Meslektaşların Soruları 0 20-03-2002 22:49


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07424402 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.