10-02-2007, 14:59 | #1 |
|
Ankara Hukuk belgeleri ve Anıları
Değerli Meslektaşlarım,
Ankara Hukuk'un Sevgili Öğrencileri; THS Forum Alanları "Hukuk Lisans Eğitimi" başlıklı bölümde, biraz amacından çıkan bir tartışma ya bazı uyarılarda bulunarak, hukukta okuyan arkadaşlara, kendi okulları ile ilgili bilgiler vermelerinin daha doğru, daha verimli olacağını belirtmiş idim. Sonradan bu ifadenin çok iddialı olduğunu, ahkam kesmeden istemde bulunan kişinin de varsa bu bilgilerini ve belgeleri paylaşması gerektiğini düşündüm. Toplum olarak belgeleri kıt, var olan belgeleri ve anıları ise az paylaşan bir geçmişimiz var. Gelecek kuşaklara taşınması, ortak değerlerin paylaşımı açısından, Ankara Hukukta okuyan ve okumuş olan değerli hukukçuları bu bilgileri paylaşmaya çağırıyorum. |
11-02-2007, 05:22 | #2 |
|
Ankara Hukuk belgeleri ve Anıları
Ümit Öncül, Nurterzi, Arzuk, Selim Açan, daha kimleri sayayım ki?
|
11-02-2007, 10:38 | #3 | |||||||||||||||||||
|
Değerli Meslektaşlarım,
Sn. Erdoğan, anıları, değerleri ve belgeleri yaratanın İNSAN olduğu gerçeği ile, yaşayanları ve kaybettiklerimizi de anarak bir başlangıç yapmış. Osmanlı Döneminde hukuk öğrenimi İstanbul Mektebi Hukuk ve Selanik Mektebi Hukuk da yapılmakta idi. Selanik Mektebi Hukuk dan Şair ALİ CANİP YÖNTEM (Haziran 1887 İstanbul -26 Ekim 1967 İstanbul) gibi önemli hukukçular yetişmiştir. 1923 yılı içerisinde Cumhuriyetin İlanı ve Anayasanın hazırlanması aşamalarında, Mustafa Kemal bu komisyonda görevli olan Yunus Nadi, Ahmet Ağaoğlu, Mahmut Esat Bozkut'a Ankara da bir Hukuk Mektebi açılması için çalışmalar yapılmalarını ister. 23 Kasım 1924 Mahmut Esat ın Adliye Vekilliğine getirilmesi ile çılışmalar hızlanır. Hazırlıklar hızla tamamlanır. Kendi binası bile yapılmadan Ankara Adliye Hukuk Mektebi 5 Kasım 1925 günü Mustafa Kemal Atatürk tarafından açılır. Okul 1980 lerin ortalarına kadar yaklaşık 60 yıl öğrenimine hep o yılın 5 Kasım günü başlamıştır. Mahmut Esat 5 Kasım 1925 günü tarihe geçecek açış konuşmasına şöyle başlar; [quote]
Ankara Adliye Hukuk Mektebi Cumhuriyetin İlk Yüksek okuludur. Belki de Cumhuriyet den en çok sorumlu olması gereken okuldur... |
11-02-2007, 22:15 | #4 |
|
Onlar Ölmediler yok...
Sn Erdoğan'a
Onlar ölmediler yok. Ateş fitiller gibi, Dimdik ayakta, Barut ortasındalar. Karıştı, bakır tenli Çayır-Çimene Karıştı, O Canım hayalleri... Pablo NERUDA ERDOĞAN TOMBAK 1952- ARALIK 1977 MUSTAFA ÖZTÜRK 1960-ARALIK 1978 HÜSEYİN SANCAR 1954-NİSAN 1979 RECEP ÖNEMLİ 1961-KASIM 1979 HALUK UYSAL 1956- OCAK 1980 FİKRET DRANAS 1958-NİSAN 1980 (Ankara Hukuk 1979-1980 Yıllığından alınmıştır) |
13-02-2007, 11:05 | #5 |
|
Ankara Adliye Hukuk Mektebi 5 Kasım 1925 günü açılmıştır açılmasına ama Ankara'da öğrenimin devam edeceği bina bulunamamıştır.
Ankara Hukuk'un öğrencilerine TBMM tahsis edilir. Toplantıların olmadığı zamanlarda öğrenciler hukuk öğretim ve eğitimine bir süre bu binada devam eder. TBMM, geleceğin hukukçularına, kanun koyucularına Ulusal Kurtuluşun simgesi binalarını açmışlardır. 23 Ağustos 1925 kıyafet devrimi dalga dalga Anadolu'ya yayılmaktadır. 2 Ocak 1926 günü Ankara Hukuk'un yaklaşık 70 öğrencisi hocaları ile TBMM önünde bir hatıra fotoğrafı çektirirler. Tamamının başında kıyafet devriminin simgesi FÖTR ŞAPKA vardır. Öğrenciler Ankarada ki dükkanlarda ne kadar şapka varsa almışlardır. Şapka almaya parası olmayanlar, hemşehrisi olan milletvekillerinin emanet şapkaları ile fotoğraf çektirirler. |
14-02-2007, 00:39 | #6 |
|
|
14-02-2007, 01:15 | #7 |
|
|
14-02-2007, 01:16 | #8 |
|
|
14-02-2007, 20:28 | #9 | |||||||||||||||||||
|
SEvgili Muzaffer, kambersiz düğün olur mu? Ben varım Ragıp var, Armağan var.. Şehper hanım da yapmış yapacağını o fotoğraflarla. Hüzünlendim,gülümsedim o günlere dönünce. 80 öncesinden söz ediyorum.Dostluklar, aşklar, fraksiyon kavgaları, SBF nin önünden Fakülte sokağına kadar toplam 50 metrelik korsan yürüyüşler, ders sırasında aniden açılan pankartlar,işgaller, sloganlar,Lazın yeri, Maç kahvesi... |
14-02-2007, 21:06 | #10 |
|
Ankara Hukuk belgeleri ve Anıları
Yaşam yeniden başladı. Haydi dostlar.
HERKESE YENİDEN MERHABA |
14-02-2007, 21:11 | #11 |
|
Ankara Hukuk belgeleri ve Anıları
Bir gün biter
Karanlıkla Ama ıçınde bir umut; Bir çocuk doğar; yeni bir gün başlar MERHABA |
14-02-2007, 21:13 | #12 |
|
İkinci fotoğrafta yürüyen adamın, giriş basamaklarına yaklaşacağı mahalde çok kaydım. Çok düşeyazdım (İki kez düştüğümü de itiraf ediyorum) )
Bilenler bilir. Basamaklara yaklaştığınızda eğim yükselir. Artık bu baş ya da ayak dönmesi eğim irtifasından mı, yoksa hiç biri ciddiye alınmayacak nitelikte olmayan sınavlardan mıdır, bilinmez. Üçüncü fotoğraftaki Atatürk heykelinin hemen yanında bir fotoğrafım var. Hala saklarım. Gözleri inançla, heyecanla bakan, masum bir küçük kız, genç ve idealist, bir hukuk öğrencisi. Belki daha eskilerin zamanında yoktu, ya da vardı, o heykelin hemen yanından aşağı kata doğru merdivenler iner ve kapısında 1-C yazar. İşte o, benim sınıfım... Heykelin hemen üstündeki 1.katta, sağ tarafta ise 4.sınıf yazar . A'sı, B'si, C'si yoktur. mevcudu yaklaşık 400 kişidir. 1.sınıfta 800 öğrenci kaydı alan AÜHF'de 4.sınıfa ulaşanlar da, zaten ancak o kadar kişidir İşte o kapı da, benim sınıfım... Heykelin fotoğrafa göre klavyenize dönük kısmından aşağı inen merdivenlerse AÜHF nin rezalet kantinine gider. Heykelin yine klavyenize göre kuzey kapısı ise yemekhanenin kapısıdır. 1.sınıfta çok ziyaret edersiniz. İlerleyen zamanlarda Güler'i, Kebap49'u, paranız olmadığı zamanlarda okulun hemen karşısındaki gözlemeciyi , durum daha da vahimse, hemen giriş kapısının önünde bekleyen ve hakkındaki "sivil mi" kehanetleri tükenmek bilmeyen simitçiyi keşfedersiniz. Simitçinin sağ tarafında okul kitaplığı, pardon "ders notucuları" bulunur. Simitçinin sol tarafından ilk ışıklardan sola döndüğünüzde güleri görürsünüz, gülerden yine okula doğru, okulla paralel giderseniz, bilardo salonlu kahvehaneyi keşfedersiniz. (Sola dönmeden önce de bugün bilgisayarlarda oynadığımız oyunların masa oyunu halini) Amerikan bilardosu tecrübenizi arttırırken, king, batak ve bilumum kağıt oyunlarını öğrenmeniz kaçınılmazdır. Buralarda geçirdiğiniz zaman için, "ölü zaman" denilir. Bahçelievler'de milli kütüphaneye gidip ders çalışmak veya Kızılay'a veya Tunalı'ya veya Ulus'a veya Kızılırmak taraflarına gidip bir tiyatro gösterisi veya bir film izlemek veya yurda gidip kitap okumak veya dil kursuna gitmek varken... Sonra bunları da yaparsınız. Zaman bol. (Hep dar gelirdi oysa). Ve gün gelir, ikinci fotoğraftaki merdivenlere çok sonra yeniden (çok sonra evet, diploma dağıtımı en azından bizim zamanımızda mezuniyetin iki yıl sonrasına falan denk düşerdi) bir kez daha yaklaşırsınız. Çoktan mezunsunuzdur. Bir yerlerde avukatlık ya da hakimlik stajı yapıyorsunuzdur. Diplomanızı almasanız da olur. Ama ille de aslını istersiniz. Bir tarihe dokunup, belki de onu geri getirebileceğinizi düşlersiniz. En iyimser ifadeyle , düşlerinizin size geçmişi yeniden bir film tadında yaşatabileceğini düşlersiniz. Er ya da geç, o ya da bu nedenle, son kez o merdivenleri adımlarsınız. Anılarınız sizinle birlikte yürür. Pek genç bir yaşta nostaljiye teslim olursunuz merdivenleri çıkar çıkmaz binanın sağ yanında asılı sınav sonuçları listesini inceleyenleri incelerken. Şaşar kalırsınız. Öğrencilik bitmiştir. Diplomanızı alacağınız ve daha önce pek sık ziyaret etmediğiniz üst kata doğru yol alırken, öğrenci işlerinin önünden geçersiniz. İlk ergenlik gibi bir şeydir bu. Arafta kalmak gibi. Ne öğrencisinizdir artık, ne de bir yetişkin. Eskiyi özlerken yeniyi benimseme gayreti içinde bulursunuz kendinizi. Ve gün gelir, Yalnız fotoğraf karelerinde anımsarsınız, bir geçmişi... Saygılarımla. |
14-02-2007, 23:36 | #13 | |||||||||||||||||||||||
|
(Genel açıklamalara ek olarak kısa bir ayrıntı)
Bahsettiğiniz simitçi halen giriş kapısının önünde mesleğini icra etmektedir. Asıl görevinin ne olduğunu tam olarak çözemediğim bu simitçi hakkında "mitçi mi, simitçi mi" söylentileri sizin de zikrettiğiniz üzere fakülte lobilerinde kol gezmektedir. Tüm bu söylentiler bir tarafa kendisi çok hoşsohbet birisidir aynı zamanda. Yaklaşık 20 yıldır aynı yerde simitçilik yaptığını, birçok mezun verdiğini, bu mezunların yanına gelip elini öptükleri zaman çok duygulandığını söyledikten sonra bizlere: "aman yavrum, derslerinize çalışın, sizi de mezun edeceğim inşallah, tabii keyfinize, gezmenize de bakın; ama çok gezmeyin, kötü arkadaşlar edinmeyin " diye tavsiyelerde bulunurdu. |
15-02-2007, 04:12 | #14 |
|
Ankara Hukuk belgeleri ve Anıları
Sevgili nfb
Daha kimleri sayaımdan kastım sayfalar almaz dı ilk aklıma gelenleri saydım. Saydıklarımın içinde çok sevdiğim başka insanlar da yoktu. Bir giriş ti, başka bir gün olsaydı başka isimleri verirdim. Kırılırsan kırılırım. Kaldı ki ferdanın ayağını o kadar kaydırıp düşürmüşler o kızmıyor da sen niye kızıyorsun? Ben de Demirel gibi mezuniyetten bir iki yıl sonra gidince okulun hiç tadını alamadım. Kızım da bu sene mimarlık son sınıfta. bir yıl uzatacağım diyor. niye kızım dedim? Baba sana ihanet olmaz mı sen 8 yıl okumuşsun dedi. YENİ KUŞAK AKILLI. Gerçekten o yılların tadı farklı. Farklı zamanlarda yaşasak da ciddi bir gelişim, değişim dönemi. (Gerçi benim algılamam 8 yıl sürdü; ama ben de erken btirenlere çatıyorum: Bilim 4 yılda öğrenilmez. Çalınır. Sizi gidi bilim hırsızları.) Evet artık öğretmenin karşısında susta duran bir lise öğrencisi değilsiniz. Hayat bir anda o kadar değişti ki. Avaresiniz ama hiç vaktiniz yok. Çok keyifli bir yaşamdı. Doğal olarak bitti. Sadece anıları kaldı. BİR DE DOSTLUKLAR. Bir arkadaşım sohbet sırasında ben üniversiteye okumaya değil eş bulmaya gitmiştim, okul arada bitti demişti. Belki de işin keyfi burada. Saygılar. |
15-02-2007, 04:18 | #15 |
|
Ankara Hukuk belgeleri ve Anıları
Bu aradad dedikodusu eksik olmayan öğrenci işleri ekibini de unutmayalım
|
15-02-2007, 04:23 | #16 |
|
Bu forumu hiç sevmedim. Kim bu okul için neler verdiğimizi nerden bilecek, kim hangi zorlukları katettiğimiz hatırlayacak.
haluk geri gelir mi, Mehmet Fahri kimbilirnerelerde Canım Ümit seni çok özleyeceğim. devam etmeye kalbim dayanmaz herhalde |
15-02-2007, 07:38 | #17 |
|
Prof Dr Turgut Akıntürk;
Turan Ateş; Sizleri bu 2 emektar ile olan anılarınızla başbaşa bırakıyorum. Turan Ateş şimdilerde geçen yıllardaki öğrenci işlerindeki görevinden Fakülte Genel Sekreterliği'ne terfi etmiş olup, halen geçmişte Turgut Hoca'nın ve diğer dekanların odası olan Dekanlık Girişinin solundaki odada oturmakta ve yaş haddinden emekliliği beklemekte. |
15-02-2007, 17:05 | #18 |
|
Öğrenci işleri her daim tıklım tıklımdır."Yaşar abi" "Ertuğrul abi" diye bağırırsınız kalabalığın içinden.Harç yatırmışsınızdır da o dekontu dilekçeyle teslim etmek zorundasınızdır.
Turan Ateş büyük adamdır.Her belgenin altında onun imzası var ne de olsa Kantinin sol kısmı sigara dumanından görünmez haldedir. Ben de 1-C idim.4 senedir (hatta belki daha fazla) aynı sınıftasınızdır ama birbirinizi tanımazsınız.O kadar kalabalıktır. Hocalar efsane adamlardır.Hepsinin mutlaka kendi yazdığı kitabı vardır.Bir dergide yazılarını okur,televizyonda tartışma programlarında görürsünüz.O kadar yücelerdir ki yaklaşıp konuşamazsınız veya cesaret ettiniz diyelim sesiniz titrer. Öğrenciyken okulun her karışı sizindir.Arka bahçede çimenlerin üzerinde onlarca kez oturup kitap okumuş arkadaşlarınızla gitar eşliğinde şarkı söylemişsinizdir ama mezun olduktan sonra misafir olursunuz. Bir canlıya benzetmek istesem Ankara Hukuk Fakültesi benim için;mesleğinden taviz vermeyen,eğilmeyen,dalındaki tüm konulara hakim,biraz eski kafalı,biraz inatçı,gülümsediği çevresindekiler tarafından hiç görülmemiş bir yüksek mahkeme yargıcı gibidir.Çok saygı duyarsınız,çekinerek seversiniz ama sonuna kadar güvenirsiniz. Özlersiniz,dönmek istersiniz,dönemezsiniz... |
15-02-2007, 23:02 | #19 |
|
Bizim zamanımızda 1-C yi ayrıcalıklı kılan, Anayasa dersine giren Tuncer Karamustafaoğlu'idi. Muhalif ve biraz asabi olduğu için prof. yapılmadığı söylenirdi. 82 Anayasasını hiç sevmezdi, birgün yine anayasayı anlatırken, küçük kitapçığın bir sayfasını sinirli bir şekilde koparıp, havada sallayarak "işte saçmalık burda" diye avaz avaz bağırmıştı. Biz çok yeniydik okulda, tuhaf bir şekilde etkilenmiştim. Halen Tuncer Karamustafaoğlu ismini anımsadıkça, saygın biri olduğunu düşünürüm...
|
15-02-2007, 23:58 | #20 |
|
bu forumu çok beğendim.ne güzel anlatmışsınız okulumuben hala öğrenciyim 4/A öğrencisi.hala sınıfımın %90ını tanımıyor,hala eğimli yolda kayıp düşüyor,hala ertuğrul abi yaşar abi diye bağırıyor,hala sigara dumanı bol kantinde çay içiyor,hala çimenlerde sohbet ediyor ve ne yazıkki hala sınavlarda kafa patlatıyorum...ben de mezun olunca okulumu sizler gibi özleyeceğim galiba!bu forumda yazılanları okuduktan sonra bir sene daha uzatmak aklımdan geçmedi değil hani!!ne dersiniz?uzatmalı mıyım?
|
16-02-2007, 00:48 | #21 |
|
THS deki tüm AÜHF mezunları, 1-C mi yoksa?
|
16-02-2007, 00:57 | #22 |
|
Ankara Hukuk belgeleri ve Anıları
Sahi ne hale gelmiş okul
Dün de söyleyecektim; Bizim zamanımızda parmaklıklar yoktu Ben cebecide oturduğum için bilirim; OKUL DAĞILDIKTAN SONRA mahallenin ihtiyarları (gelip bankalarda oturur sohbet ederlerdi Bizim zamanımızda 1C de yoktu Ama çığır vardı Teşkilat dendiğinde fasulye pilav gelirdi Masadan en az 1 ekmek eksik olmazdı. Sevgili Ragıp Mehmet Fahri İstanbulda avukatlık yapıyor. Yani şehrin ortsında insanların nefes alıp kafalarını dinleyebilecekleri bir yerdi. Şimdi benim sevgilimle konuştuğum banka oturup da o günleri anma şansım yok. Tam bir cezaevi olmuş. Hem mahalleliye hem de öğrencilere. |
16-02-2007, 07:06 | #23 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Sn Erdoğan a
Sanırım hala aynı sohbetler devam ediyor. Sn Ragıp'a
Sn Sineguan'a
Çok derin ve şiirsel bir anlatım. Teşekkürler Sn Demirel'e Bu sevginin çok özel olduğu belli... Acaba üstadımız, babanızda mı Ankara Hukuk mezunu idi diye düşündüm... |
16-02-2007, 13:51 | #24 |
|
A.Ü.Hukuk Fakültesi bizim için herşey.Herşeye, zorluklarına rağmen hayatımın en güzel dört yılı geçti orada.Benim için onur ve gururdur.
|
16-02-2007, 14:52 | #25 |
|
Ankara Hukuk Mektebinin İlk Yılları
Ankara Hukuk Mektebi'nin öğrencileri öğrenimlerinin ilk yılını TBMM binasında yaparlar.
Ankara Hukuk mektebi bir süre sonra Hukuk Medresesi Müderrislerinden Cemil (Birsel) Bey'in çabaları ile Yeni Postane'nin 2 katlı ahşap binasına yerleşir. Sanayi Mektebi'nin arkasındaki on odalı ev Anadolu'dan gelen öğrencilerin kalabilmesi için hükümet tarafından kiralanır. Avlusuna kerpiçten iki bülümlü bir ev yaptırılır. Fakülte Müdürünün ve Fakülte üyelerinin kalabilmesi için... Yatılı öğrencilerin binasının inşaatı sürmekte iken bir kısım öğrenciler Yahudi Mahallesinde Müstantik Mektebi'nde barınırlar... |
16-02-2007, 19:18 | #26 |
|
Bilenler bilir.Okulun tabelası merdivenlerden gözükmez,ancak idari binaya kadar geleceksiniz öyle görürsünüz.Ağabeyim askerden dönerken beni ziyarete gelmişti okula.Alt binanın kapısına kadar gelmiş,Ankara hukuk nerde diye sormuş,tam önünde duruyorsun demişler.Rezil oldum ya,kapısına kadar gelipte yol soran olur mu,insan aşağıya bir yere tabela koyar diye söylenmişti.Hala gülerim ona.Tabela lazım değil bize,biz çok uzun zamandır ordayız...
|
17-02-2007, 22:22 | #27 | |||||||||||||||||||
|
Bildiniz üstadım. 1966 yılında sınav sonuçları gazetede açıklanmış. (O zamanlar açık kimliklerle birlikte gazetelerde açıklanırmış kazananlar, numaralarla anılmayacak kadar az üniversite ve az öğrenci demek ki). Kazanılan fakülte , yaşanılan yer, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi. Ancak kader üstadımızı bir nedenle (bu neden bilahare bizleri de var eden neden) Ankara'ya sürüklemiş. Ankara'ya göç etmiş, karayollarında memuriyete ve nakille AÜHF'nde öğrenciliğine başlayarak, yüksek öğretimini bir kaç mesaj yukarıdaki fotoğraf karelerinde tamamlamış... Saygılarımla |
21-02-2007, 18:44 | #28 |
|
Ankara Adliye Hukuk Mektebi ilk yıl sorunlarını yukarıda belirtmeye çalıştığım gibi çözer.
Okulun 2. yılında yeni dersane gerekmektedir. Bunun için Maliye Vekaletinden Çankırı Caddesine inen sokak içindeki Mescit kullanılır. 3. yıl bu sefer Eski Postanedeki yemekhane 2. sınıf olarak kullanılır, mescit ise yine 1. sınıf olarak kalır. 4. yıl Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yapımına başlanan Hariciye Vekaletinin kuzeyindeki ilkokul, Cemil Birsel Bey in üstün gayretleri ile Ankara Adliye Hukuk Mektebi'ne tahsis edilir. Eski postane binası yatakhane olarak kalır... İşte bu ortamda Koçzadeler'in oğlu Ahmet Vehbi'nin yıldızı Ankara da inşaat müteahhitliğinde hızla parlamaktadır... |
06-03-2007, 14:11 | #29 |
|
Sonradan Ankara Adliye Hukuk Mektebine dönüştürülen yapıya Vakıf Numune Mektebi olarak başlanmıştır.
Bodrum katı seviyesine gelindiğinde Ankara Adliye Hukuk Mektebi nin bu yapıya acil gereksinimi olduğu düşünülerek Müteahhit Mühendis Mühendis Cemalettin Bey'le ek sözleşme yapılır. Mayıs 1928 de okul planı üzerinde Hukuk Mektebi olmaya uygun gerekli plan değişiklikleri yapılmıştır. Plan değişikliğinde ilk olarak yapıya dikdörtgen prizmanın bütünleştirilmesi sağlanır. Yapının önüne yeni bir merdiven ve teras düzeni sağlanır. Cephe düzenine modern bir görüntü sağlamak amacıyla pencerelerin tümü dikdörtgen geometri biçimine getirilir. Proje değişikliği ile Ankara Adliye Hukuk Mektebi'ne dönüşen yapının kalorifer tesisat projesini o zamanın ünlü Kalorifer Mühendisi Mösyö Thamm ile Koçzade Ahmet Vehbi Bey hazırlarlar. |
06-03-2007, 16:21 | #30 |
|
A Ü H F - 1926
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Ankara Barosu Hukuk ve Felsefe Toplantıları | Av. Muzaffer ERDOĞAN | Hukuk ve Felsefe | 2 | 03-06-2008 13:56 |
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hakkındaki Düşünceleriniz? | ealakush | Hukuk Lisans Eğitimi | 67 | 08-02-2007 23:29 |
Ankara Barosu Bilişim ve Hukuk Dergisi | Admin | Hukuk Haberleri | 0 | 22-12-2006 22:48 |
Yazici Hukuk BÜrosu Avukat Ariyor Ankara | BanuD | Adliye Duvarı | 0 | 07-12-2006 11:01 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |