Avukat gözaltına alındı

Terör örgütü ...'nin üst düzey yöneticisi'' ...'nın avukatı X gözaltına alındı.

Avukat X, hakkında yürütülen bir soruşturma kapsamında Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi önünde gözaltına alındı.

İstanbul Adliyesi'nde bir davaya avukat olarak katılan X, adliye
bahçesinin önündeki kontrol noktasında gözaltına alındı. X, Asayiş Şube
Müdürlüğü'ne götürüldü.

X, elleri arkadan kelepçeli olarak Emniyet Müdürlüğüne getirilirken
basın mensuplarına ''Polisi şikayet eden avukatın sonu bu. Yazıklar olsun.
İnternet kafede çocuk döven polisi şikayet eden avukatın sonu bu. Yazıklar olsun bunların adaletine'' dedi.

X'ın, polisin dün Sultanbeyli'de bir internet kafeye yaptığı baskın
sırasında yaşanan olay nedeniyle ''arama sırasında bazı kişilerin kaçmasına
sebebiyet verdiği ve polise mukavemet ettiği'' gerekçesiyle gözaltına alındığı
ifade edildi.

BERAAT ETMİŞTİ

''Terör örgütü ...'nin üst düzey yöneticisi'' olduğu gerekçesiyle
yargılanan ...'nın da aralarında bulunduğu bazı sanıkların avukatlığından yasaklanan ve örgüt üyesi olmakla suçlanan X hakkında daha önce dava açılmıştı.

X ve davada yargılanan diğer 2 sanık, İstanbul ... Ağır Ceza
Mahkemesi'de ... tarihinde görülen duruşmada beraat etmişti. X hakkındaki bazı sanıkların avukatlığından yasaklanmasına ilişkin karar, beraat etmesiyle birlikte ortadan kaldırılmıştı.

kaynak:www.haberturk.com

[Sanık İsmi Kapatıldı. THS Yönetimi]

Avukat ve diğer hukukçu meslektaşlara,

Yayınlanan haberde alıştığımız, alıştırıldığımız ve de beynimizi koşullandıran bir yöntem olduğunu düşünüyor ve itiraz ediyorum.

Alıntı: Terör örgütü xx'nin üst düzey yöneticisi'' yyy'nın avukatı...

Bu tanımlamaya dikkat edilecek olursa:
1-örgütün niteliği,
2-örgütün adı,
3-örgütün yöneticisi,
4-örgüt yöneticisinin düzeyi,
5-örgütlü kişinin adı,
en sonunda ise,
6-(yukarıda vurgulanan niteliklerin toplamının) avukatı
diye yazıldığı görülecektir

.

BU HABER BU BİÇİMİYLE HUKUKA, AVUKATA VE AVUKATLIK MESLEĞİNE AÇIKÇA VE DÜZEYSİZ BİR SALDIRIDIR.
Burada en çarpıcı ve sarsıcı niteleme madde 6 olarak yapılmaktadır. Çünkü, haberin verilmesindeki konu ögesi, avukatın haberde (6.madde) belirtilen müvekkili olmayıp avukatın kendisidir. Oysa haber hazırlama sürecinde avukatın kendisi değil, avukatın bellirli bir müvekkili ön plana çıkarılmaktadır. Ayrıca, belirtilen örgütün Türkiye ve diğer ülkelerdeki şiddet yöntemi kullandığı yönündeki insanlardaki olumsuz, karalayıcı ve küçük düşürücü duygular avukat üzerinde toplanmak istenmektedir.

Haberde, avukatın kendisi yerine müvekkillerinden bir tanesi ön plana çıkarılmaktadır.

Haberde, gözaltına alınan kişinin niteliği hukuksal açıdan, yalnız ve yalnızca, "bir soruşturmanın şüphelisi" olup, şüpheli kişinin başka dosyalarda görev yaptığı meslek belirtilerek, o dosyalardaki görevi nedeniyle bu olayda tepkilere uğraması sağlanmak istenmektedir.

İşte haber bu yönüyle başarıya ulaşacak olur ise, avukatın diğer dosyalarda avukatlık görevini gereği gibi yapmaktan alıkonulması, avukatlık hizmetinin (yani savunma makamının) niteliğinde düşüş sağlanacak ve böylece savunmasız kalan şüphelilerin belki de hak etmedikleri halde suçlu oldukları yönünde karar verilmesine neden olunacaktır.
Tam da bu noktada, avukatın adının Ahmet veya Mehmet olması önemli değildir. Önemli olan avukatın kendisinden beklenen hukuksal görevi yapması ve üstelik en iyi biçimde yapmasıdır. Avukatın bu işlevi hem görev yaptığı yargının, hem de avukatlık mesleğinin onuru olacaktır.

Sonuç: Avukatı müvekkiliyle özdeşleştirme anlayışındaki bu haberin bu biçimine karşı çıkmalıyız.

Ömer KAVİLİ
Hukukçu, Yeni sanık

Alıntı: Yazan madagaskar X, elleri arkadan kelepçeli olarak

Böyle bir muamele cinayetle suçlanan mafya babalarına bile yapılmıyor.
Evet bence de yazıklar olsun.

Yazıklar olsun.

olayın içeriği belli olmadığından ne dersek yanlış olur. ancak kelepçe takılmasını grektiren sbep ne acaba, ona takıldım?

Sayin Kavili, size aynen katiliyorum.

bir avukatın her ne şekilde olursa olsun kelpçeli olarak adliye ye getirilmesi ifadesinin alınması,sanki suçtan hüküm almış gibi muamele görmesi gerçekten insanlık suçudur.mesleğe karşı sistemli ve bilinçli saldırıdır. son dönemde avukatlara karşı girişilen bu kıyım nedeni belli olmaksızın arttı.allah sonumuzu hayır ede.

önce avukatlar iğneyi kendisine batırıp neden bu durumlara düşürüldüklerini düşünsün

Sayın romantik avukat;
Düşüncelerinizi biraz daha açarsanız memnun olurum. Zira sözlerinizden avukatları suçlar gibi bir tavır sezdim.
Eğer biraz daha açarsanız daha sağlıklı bir görüş alışverişinde bulunabileceğimizi düşünüyorum.
Saygılar.

Sayın romantik avukat, avukatları töhmet altında bırakan düşüncenize bir anlam veremedim . Savunma hakkımız elimizden alınıyorsa elbette tepki vereceğiz.

Sadece şüpheli! Ama yapılan muamele sanki suçtan hüküm almış bir mahkum gibi!

Kesinlikle haber taraflı ve ayrıca basın ın aslında basın demeye de dilim varmıyor basın falan kalmadı basın çünkü İkitelli medyasının özellikle bu tip şüphelerle gözaltına alınmış ya da hakkında dava açılmış her şüpheli ya da sanığın hakkında yaptığı gibi " ateş olmayan yerden duman çıkmaz" zihniyeti ile çalakalem yazılan bir haber. Ayrıca bu gazetecilerin aynı şekilde onları okuyan vatandaşın da "masumiyet karinesi" denilen şeyden haberleri yok. Olaya bir de savunma hakkın açısından bakılacak olursa olay orada da düğümleniyor. Şimdi bir Avukat x , y ,z kişilerini savunurken halkın gözünde x savunurken x y yi savunurken y z yi savunurken z oluyor. Yani aslında halk cahilce " ha avukat neyi savunuyorsa odur" zihniyetiyle gazetedeki haberi hazırlayan sözümona "gazeteci" nin zihniyeti arasında ben pekbir fark görmüyorum. Ama kel başa da şimşir tarak olmaz. Halkın okuyabileceği şeyler bunlar. Gazeteler başka şeyler yazarsa satamazlar.

Sayın Av.Yeşim Temur; Yazınızda halkın ne kadar cahil olduğundan sözetmişsiniz. Çok iyi bir noktaya değimişsiniz. Ama eksik bir nokta kalmış sanırım. Halkı sürekli "cahil" diye nitelendiren fakat bu konuda kılını kıpırdatmayan ve kendini okumuş aydın görenlerden hiç söz etmemişsiniz. Saygılar

her ne olursa olsun, bir kişi eğer avukatlık mesleğini yaptığı dolayısı ile bu tip bir muameleye maruz kalıyorsa, o şahsa o muameleyi uygulayan kolluk kuvvetlerinin hukuka saygısı kalmamış demektir.
eğer bu davranış cezasız bırakılırsa, ceza uyguılamaya ehil kişilerinde hukuka saygısı kalmadığı kanıtlanmış olacaktır. ( meselenin haberde olduğu gibi geliştiğini varsayarak.)

barolarımızın sesi çıkmadığı müddetçe gelecek zamanlarda bu tarz muamelelere daha çok maruz kalacağız. bu bir şekilde yıldırma, baskı altına almaya çalışma çabasıdır. bu ve buna benzer olaylara karşı sağ duyulu ama örgütlü bir şekilde tepki koymak avukatların onurlarının bir gereğidir.
ve barolar, avukatlara karşı mesleği dolayısı ile açılmış bütün davalara müdahil olmalılar... mesleğin gereklerini yerine getiren avukatların yanında bulunmalıdırlar. barolar siyasi açıdan bir yerlere gelmenin kestirme yolu olarak görülmemelidir.

Alıntı: Avukat K... serbest bırakıldı Önceki gün gözaltına alınan Avukat O... K..., çıkarıldığı mahkemece serbest bırakıldı. Asayiş Şube Müdürlüğündeki işlemleri tamamlanan K..., Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesine gönderildi. AA Güncelleme: 02:15 TSİ 23 Aralık 2006 Cumartesi İSTANBUL - Soruşturmayı yürüten savcı tarafından ifadesi alınan K..., tutuklanması istemiyle nöbetçi mahkemeye sevk edildi. İstanbul Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesinde tekrar sorgulanan K..., tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. K..., mahkeme çıkışında gazetecilere yaptığı açıklamada, gözaltına alınmasını kınayarak, “Bu ülkede hakkı savunmanın bedeli budur. Avukatlık yapmanın bedeli gözaltına alınmaktır” ifadesini kullandı. K...’ın avukatı İ... S... da müvekkilinin bir komployla karşı karşıya kaldığını, ancak bunun boşa çıktığını söyledi.

kaynak: http://www.ntvmsnbc.com.tr/news/395087.asp

Açıklama:
Alıntı içindeki ad kısaltmaları ile kalınlaştırma tarafımızdan yapılmıştır.

Ömer KAVİLİ
Hukukçu, Yeni sanık

Alıntı: Yazan Av.Abdulkadir Yıldız Sayın Av.Yeşim Temur; Yazınızda halkın ne kadar cahil olduğundan sözetmişsiniz. Çok iyi bir noktaya değimişsiniz. Ama eksik bir nokta kalmış sanırım. Halkı sürekli "cahil" diye nitelendiren fakat bu konuda kılını kıpırdatmayan ve kendini okumuş aydın görenlerden hiç söz etmemişsiniz. Saygılar

Sayın üstadım tabiiki bu halk cahil kalmakta ısrar ettiğinden de bununla yüzyıllardır cahil bırakmakta ısrar etmiş zihniyetlerin başarısı ile şu günlere geldi toplum ama zannediyorum yazımın anafikri bazı detaylara takılınarak harcanmış gibi. Ayrıca kendinden farklıya ve muhalefete tahammmülünü yitirmiş bir sistemin sonuçlarını en ağır şekilde biz avukatlar yaşamıyor muyuz?
Yazdıklarımın anafikri savunma dokunulmazlığı idi. Saygılar

Haberde terör örgütü ve örgütün üst düzey yetkilisi kişinin vurgulanışıyla; avukatın da örgüt üyesi olarak suçlanması ve bu yüzden bu terör örgütünün üst düzey yöneticisininde aralarında olduğu, bazı sanıkların avukatlığından yasaklandığı fakat beraat edişiyle bu kararında ortadan kaldırıldığını görüyoruz. Buradaki asıl haber avukat. Diğer öğeler avukatın geçmişteki profilini çizmek amacıyla kullanılmış. Evet avukat terör örgütünün avukatıymış, kendisine de dava açılmış fakat beraat etmiş. Bu artık şu andaki olay değil. Avukatın Beşiktaş adliyesi önünde göz altına alınışına kadarki geçmişiyle ilgili çizilen profil. Bu avukata karşı önyargı oluşturmak için de olabilir. İşte avukatın geçmişinde böyle bir olay var... Daha sonra Sultanbeylide başka bir olay yaşanıyor avukat polise mukavemet ediyor. Olaydaki şüpheli şahısların kaçmasına sebebiyet veriyor. Daha sonra avukatın Beşiktaş adliyesi önünde gözaltına alındığını görüyoruz. Burada benimde aklıma ilk gelen avukatın geçmişi biraz karışık... Sultanbeylideki olayıda düşünürsek, avukatın işi hukuk, ortada bir sorun varsa gidersin şikayet eder, suç duyurusunda bulunursun. Şahitlerin varsa dinlenmesini sağlar konuyu desteklersin ama bir avukat olarak polise karşı mukavemet etmezsin. Ayrıca avukatın Sultanbeyli de değil Beşiktaş'ta kelepçelenerek gözaltına alındığını görüyoruz. Kelepçenin takılma sebebini gözaltına alınışa mukavemet olarak düşünüyorum. Avukatın kelepçelenip götürülürken söylediği sözleride düşünürsek ''Polisi şikayet eden avukatın sonu bu yazıklar olsun, internetcafe de çocuk döven polisi şikâyet eden avukatın sonu bu yazıklar olsun bunların adaletine'' diyor. Kanımca olayda medyanın haberi daha ilgi çekici hale getirmek amacıyla süslemesinden kaynaklanmış olabilecek bazı kopukluklar da var. Avukatın Sultanbeyli de polise karşı koyup, Beşiktaş'ta yakalanması gibi... Fakat hepimiz artık medyanın olaylar hakkında yüzde yüz doğru haber yapmak adına değil bir takım olayları dikkat çekerek açığa çıkarmak adına iş yaptığını biliyoruz. Burada sorun söz konusu kişinin avukat olması, doktor veya hakim olması değil. Hangi meslek grubuna dahil olursa olsun her meslek grubunda işini hakkıyla yapan kişiler olduğu gibi, olmadığını da kabul ederek objektif olup, asıl doğruları gelecek yargı süreci içerisinde beklemek diye düşünüyorum.

Saygılar

böyle durumlarda avukatların bağlı olduğu baro ne iş yapar o kelepçeli hale tepki gösterip engel olmaya çalışmazmı.bir hukuksever olarakbende çok yadırgadım. insanların hangi meslekten olursa olsun bir onuru vardır. bildiğim kadarıyle de anayasal hakları vardır.Polis teşkilatının yeterince eğitimli olmadığını düşünüyorum hal böyle oluncada böyle olayları türkiyede daha çok yaşarız diye düşünüyorum saygılarımla
mg.

son süreçte avukatların maruz kaldığı bir takım uygulamalar "savunma hakkı"nın ihlali niteliğine bürünmüştür!avukatlığın avukat sıfatının saygınlığı,müvekkilleri üzerinden alaşağı edilmeye çalışılmaktadır.bu noktada sayın ömer kavili'ye kesinlikle katılıyorum.bu sitede haber yapmak isteyen hukukçu arkadaşların daha dikkatli olması gerektiğini düşünüyorum...

Alıntı: Yazan e.denizz ...bu sitede haber yapmak isteyen hukukçu arkadaşların daha dikkatli olması gerektiğini düşünüyorum...

Sayın e.denizz bu görüşünüze katılmıyorum, sayın Kavili'nin aşağıda sonuç kısmında belirttiği bu tip habere ve habercilik anlayışına karşı çıkma eylemini gerçekleştirmek için bu tip haberleri bu foruma olduğu gibi taşımamız gerektiği kanaatindeyim. (ama olayda isimler belirtilmeden, ki bu konuda hata yönetim tarafından düzeltilmiştir.)
Saygılarımla

Alıntı: Yazan Av.Ömer KAVİLİ Sonuç: Avukatı müvekkiliyle özdeşleştirme anlayışındaki bu haberin bu biçimine karşı çıkmalıyız. Ömer KAVİLİ Hukukçu, Yeni sanık

Çok net hatırlayamayıp ayrıca doğruluğundan emin olamadığım için, yazmaktan imtina etmiştim. Fakat yorumlar karşısında, mütereddit olduğum haliyle bile yazma gereği duyuyorum:

Yanlış hatırlamıyorsam; okuduğum bir dergi haberinde, işbu habere konu olan meslektaşımızın, X örgütü kadrosundan olduğu söylenen, X isimli şüpheli/sanıkla ilgili savunmanlık görevine dair açıklamaları vardı. O haberde bu şüpheli/sanık için baro tarafından CMK uygulaması kapsamında görevlendirildiğini, emniyete/adliyeye gidene kadar şüpheli/sanığın kimliği hakkında bilgisinin olmadığını, vs. anlatıyordu. Özel vekalet ilişkisinin olması dahi vekil olarak kendisine, müvekkilinin kişiliği/kimliğinden hareketle bir takım ithamların atfına mazeret teşkil etmez iken, CMK. kapsamında zorunlu müdafiilik kapsamında görevlendirildiği bir dosya nedeniyle meslektaşımın karşılaştığı bu durum hiç kabul edilemez.

Saygılarımla.

En azılı katillerin bile savunma ve adil yargılanma hakkı vardır. İster örgüt üyesi isterse tecavüzcü olsun ....
Saygıyla....

Alıntı: Yazan avyesimtemur En azılı katillerin bile savunma ve adil yargılanma hakkı vardır. İster örgüt üyesi isterse tecavüzcü olsun .... Saygıyla....

Sayın "avyesimtemur",

Sizin savunma ve adil yargılama hakkı konularındaki titizliğinizi destekliyor ve kutluyorum.

Alıntı yaptığım iletinizde "... bile" "....ister...ister ... olsun" pekiştirmeleriyle örnekler vermektesiniz.
Verilen örneklerin bu biçimi önyargılara uygunluk taşıdığından başka bir yanılgıya yol açabileceği düşüncesindeyim.
Ceza yargılamasında kişi değil OLAY YARGILANIR, bu nedenle yargılanan herkes yalnızca sanıktır ve SUÇSUZLUK VARSAYIMI (Karine) geçerlidir.
Eğer yargılamada eylemin sanık tarafından işlendiği ortaya çıkar ve bu karar KESİNLEŞİRSE sizin sözünü ettiğiniz nitelemelerdeki suçların yapanı olarak hukuk düzeninde kabul edilecektir.

Oysa o zamana kadar şöyle düşünmeli: YA SUÇSUZ OLDUĞUNDAN AKLANIRSA !

Sonuç ve öneri:
Yazınızdaki "En azılı katillerin bile savunma ve adil yargılanma hakkı vardır. İster örgüt üyesi isterse tecavüzcü olsun .... yerine

En azılı katil olduğu ileri sürülenlerin bile savunma ve adil yargılanma hakkı vardır. İster örgüt üyesi olduğu ileri sürülsün isterse tecavüzcü olduğu ileri sürülsün....

biçiminde olmasını öneriyorum.

Saygılarımla.

Ömer KAVİLİ
Hukukçu, Yeni sanık