20-03-2007, 16:53 | #1 |
|
Bir Uçurumdur Hayat
Kıyısında dolaştığımız,dengemizi kaybettiğimiz anda tepe taklak yuvarlanacağımız,ayağımızın altından kayan toprak riskiyle yolun sonunu tamamlamaya çalıştığımız bir uçurum kenarıdır hayat…. Kimi zaman taşlar çıkar önümüze gidişimizi hızlandırır üstüne basar ve kolay geçeriz yolumuzdan,kimi zamansa istemeden takılırız.Kimi zaman toprak kayar altımızdan düşmeye başlarız.Bir dal,bir taş bulur tutunuruz.Ama o kadar ağırdır ki gövdemiz ve o kadar doludur ki içimiz belki tutunduğumuz o dal, o taş taşımayı reddeder bizi.Yavaş yavaş kopar bağlı olduğu yerden.Bizi uçurumun en dibine doğru düşmeye mahkum eder. Zaten hayat uçurumdan düşmeye başladığımız anda başlar ve biz o zaman yaşadığımızı hissederiz. Oysa o kadar derindir ki hayatımızın uçurumları.Düştüğümüz anlarda o kadar dal o kadar taş çıkar yolumuza. Elimizin erdiğine,kolumuzun yettiğine,içimizin sindiğine asılırız.Ta ki o bizi boşluğa terk edene kadar. Çok genç yaşta düştüm o uçurumdan ve hala boşlukta ilerlemeye devam ediyorum.Sonunu göremesem de bir yerde biteceğini biliyorum.Çok dalım da olmadı tutunacak.Olanları ise ya ben tutmayı reddettim ya da tuttuklarım beni reddetti. Şimdi hala boşlukta sallanıyorum.Ama umudum var.Biraz dinlenecek soluklanacak bir dalım tekrar olacak.Biliyorum tekrar boşluğa salacak beni ama… Ben yine de inadına yolumu tamamlayacağım.O uçurumun sonuna hep gözüm ve dimağım açık varacağım. Yalnız başladım,yalnız sonlandıracağım. Bu hayatta yalnız yaşamaya alışacağım… |
20-03-2007, 17:26 | #2 |
|
yalnızlıktır bazen hayatı insanlara öğreten,insanların yüzünü gösteren.Mutsuzluk anıdır hep insana "sen de mi" dedirten.tutunacak dallar çoğalır sen mutluyken,yalnızken yok oluverir aniden.hayattır dalları meydana getiren.koca ağacın kalın gövdesidir. ağaca tutunmak varken dalları dikkate almak neden ?
|
22-03-2007, 23:29 | #3 |
|
Pusulası bozuk bir gemidir hayat.Doğru gittiğinizi sandığınız anda bile yanlış taraflara sürükler sizi geminiz.Ve dalgalar su bocalar sığındığınız kamaranıza.Ya kurtulmak için yüzmeyi çok iyi bilmelisiniz hırçın dalgalar arasında ya da kaybolmayı göze almalısınız kara ve köpüklü sularda.
Akıntıya bırakırsanız kendinizi asla istediğiniz noktaya varamazsınız ve asla başladığınız yerde bıraktıklarınıza kavuşamazsınız. Dalgalardan daha hırçınsanız ve köpüren sulardan daha fazla köpürüyorsa kalbiniz ozaman bilmelisiniz kara çok yakında. Ayak bastığınızda oraya tüm hayalleriniz karşılayacak sizi limanda. |
23-03-2007, 00:48 | #4 | |||||||||||||||||||
|
Belki de tam tersidir. Belki de hayat tam aksine, akıntıya kapılmak değilse de, akışına uyum göstererek soluk alabilme sanatıdır. Rüzgarın yönünü, kuşların güzergahını, ağaçların sesini duyarak nehirde yüzmektir, kim bilir... |
23-03-2007, 22:36 | #5 |
|
Hayat öğrenmektir, hep öğrenmekle ve öğrencilikle geçti şu hayat. Düştük, Düşmemeyi öğrendik; Doğrulmayı ve dik durmayı öğrendik. Bazen aldatıldık, aldandık ve aldanmamayı öğrendik. Gün geldi ayrılığı öğrendik, ayrılınca özlemeyi öğrendik. Ümit etmeyi öğrendik, en ümitsiz anımızda sağlığımızı yitirmeden hayata nasıl tutunmamız gerektiğini öğrendik. Acı çekmeyi öğrendik, kahrolmayı ve ardından unutmayı...
Bazen gerçekten Puslamız bozuldu evet ama işte en zor anımızda da kendimize hiç bozulmayacak yeni Puslamızı bulmayı -Polaris'i- öğrendik. Hangi Puslaya güvenmemiz gerektiğini öğrendik. Bazen sağlığımızı kaybettik ve onu korumayı öğrendik. İlkokuldayken ilk aşkı öğrendik, kıskançlığı öğrendik. Sevmeyi öğrendik bazen karşılıksız sevmeyi öğrendik; hayatı tanıdıkça sınırlarını öğrendik; yalanı öğrendik, zorla da olsa öğrettiler. Fırtınalı bir denizde Lumbuzumuzdan içeriye dalgalar doldu, ıslandık ama bir daha seyirde Lumbuzu açık bırakmamayı öğrendik. İnsanlara, hangi insanlara güvenmemiz gerektiğini öğrendik. Mutluluğu öğrendik, neler bizleri mutlu ediyor? sorusunun cevabını öğrendik. Gün geldi paylaşmayı öğrendik, mutluluğun paylaşmak olduğunu öğrendik. Acıların deneyim, hataların tecrübeler olduğunu öğrendik. Kıymet vermeyi öğrendik, en derinlemesine duygularla. Beklemeyi de öğrendik tabi; otobüs durağında, dolmuşta, sınavdan önce, hastanede, randevuda ; bazen hayat beklemeyle geçecek sandık, korktuk. Açlığı öğrendik, haksızlığı, yokluğu, yoksulluğu ve adaleti öğrendik. Eşit hakları öğrendik, sömürmeyi öğrendik. Veeee! gülmeyi öğrendik, küçücük bir gülümsemeyle nasıl da dünyaların değiştiğini. Kıymet bilmeyi ve kıymet vermeyi. Öğrendiklerimizi aktarmayı, abi olmayı, abla olmayı, bazen oğul, bazen kız çocuğu olmayı öğrendik. Öğrenci olmayı, çalışmayı, öğrenmeyi öğrendik. Batmadan yüzmeyi öğrendik. Bazen akıntıya karşı yüzmeyi bazen akıntıyı arkamıza alıp yüzmeyi öğrendik. Yazmayı, bazen kötü bazen iyi yazmayı öğrendik. Hayat var oldukça fırsattır, yaşandığı müddetçe fırsatlarla doludur, Herkese hayat boyu mutluluklar… |
24-03-2007, 15:08 | #6 |
|
Gün gelir tüm sular durulur..
|
24-03-2007, 22:58 | #7 |
|
Biraz içmişsen ve dönüyorsa başın.
Yanında da varsa kadim sırdaşın. Bundan mıdır hayatı aldırmayışın. |
25-03-2007, 22:51 | #8 |
|
Özenle Yarına Sakladığınız Bir "Sarı Lira" Gibi Ömrünüz;
Vakit Gelip Sandıktan Çıkardığınızda, Bir De Bakıyorsunuz Ki, Tedavülden Kalkmış... |
26-03-2007, 10:00 | #9 |
|
Yeni öğrendim, paylaşayım hemen.
Hayallerin hedeflere, hedeflerin gerçeğe dönüştüğü bir yolculuktur hayat. Nerdeyim? Nerede olacağım? sorularına iyi cevaplar vermektir hayat. Sevgi ve saygılar... |
26-03-2007, 12:19 | #10 |
|
:)
Hayat karışık bizler de bu hayatın içinde birer düğümüz.Ne çözülüyoruz ne de bu hayatın karışıklığından şikayetçiyiz aslında.Yürüyoruz her adımda yeni şeyler öğrenerek meraktan çatlıyoruz acaba daha neler olacak diye.Öğrendiklerimizi bazen yok edip yeni bir hayat adımını atarken kalbimiz yerinden çıkacak gibi olurken bile ölmeyecekmiş gibi kendimizi sanarak hayatı hayatlaştırarak yaşıyoruz.Bazen bu ömür çöpe atılıyor bazen dakikaların hesabı yapılıyor hayat uçurumsa bizler de keskin bıçağız onun üzerinde yürüyoruz kanaya kanaya düşe kalka yeniden gözümüzü yumup yara izleriyle yol alıyoruz...
|
28-03-2007, 17:34 | #11 |
|
'' Hayat! Bak bozuşacağız! '' demektir, hayat bazen.
Her yıkılışın ardından bir diriliştir hayat! Bu yıl olduğu gibi, bir yıkıldım bir yıkıldım, ardından yeniden dirildim ama asla baştan doğmadım. Geçmişte kalmamaktır hayat! Umut goncaları açabilmektir çöküşlerin ardından. Kökleri kaybetmemektir. Kendine saygıyla başlayan ilk adımı arada bir atmaktır. Unutmaktır hayat, bazen de yaraları dağlamaktır. Paylaşmaktır hayatını, bencil olmamaktır... |
29-03-2007, 08:16 | #12 |
|
Bugün hayat:
Hayat,sabah işe yarım saat geç kalmaktır.Masaya oturup üst üste iki sigara yakmaktır.Bacaklarını çöp kutusunun üstüne uzatıp boş boş tavana bakmaktır. Bugün benim için hayat TEMBELLİK yapmaktır. |
30-03-2007, 09:03 | #13 |
|
Hayat adama roman yazdırır valla!
''Bak yazarım ha!'' diyerek bazen hayatı tehdit etmektir. ''Bütün kirli çamaşırlarını ortaya çıkarırım! Ayağını denk al!'' demektir bazen. Bazen de eğlenebilmektir kendinle, ciddi meselelerle. ''İlahi azrail, sen adamı öldürürsün'' diyebilmektir. İyi çalışmalar... |
30-03-2007, 10:48 | #14 |
|
Hayat 2 ye ayrılır:
1.Dizel Hayat 2.Benzinli Hayat Dizel hayat,hayatı hep devirli yaşamanız gerekir.10.000 km den sonra yakıt tasarrufuna geçersiniz.Helede hız olarak 90 km yi aşmazsanız yakıt tüketimi sıfıra iner.Belli bir standartta rutinde gider,ayda bir benzinciye uğrarsınız. Benzinli hayat ise devirli yaşamanıza gerek yoktur.Devrinizi siz belirlersiniz.Biraz daha fazla yakıt tüketiminiz olur.3 günde bir benzinciye uğrar yakıt alırsınız.İster 6 vitesle hız sınırlarını aşar,isterseniz dur kalk yaparsınız. Hayat son model bir araba gibidir.Özelliklerini siz seçersiniz.İster konfor paketi ister güvenlik paketi alırsınız.İsterseniz full yapar herşeyi yaşarsınız. Aman dikkat edin de hayatınız yatak sarmasın |
30-03-2007, 12:48 | #15 |
|
"Hayat" ne diyebilirim ki, diyecek bir şey bulamıyorum. Hayat herhalde boğaziniza kadar pisliğin içinde olmanıza rağmen, suratınıza eğreti bir tebessüm yerleştirip, fonda çalan çocuk şarkıları eşliğinde dans etmeye çalışmak gibidir.
|
31-03-2007, 15:09 | #16 |
|
Bugün hayat geç kalmak demek! Geç kaldım.
Fırça yemek demek, gerilmek ve sinirden çıldıracak gibi olmak demek. Yönetememek zamanı bazen ne kadar usta olunsa da. Yalnız kalmak ve en derinden hissetmek yalınlığı. Güneşin kemiklerini ısıttığı bir an buzula düşmek gibi. Hayat sürpriz yapmak demek! Milyonlarca insanın olduğu bir dünyada, binlerce insanın toplandığı bir stadyumda ya da salonda yalnızlığı en derinden hissetmek;hayat. |
31-03-2007, 22:02 | #17 |
|
İzlemeyi yarıda bıraktığımız bir film hayat.Sonunu asla göremediğimiz hep merak etsek de o an orayı terketmek zorunda kaldığımız bir sinema salonu.Ya ani bir telefon gelir ya da film sıkıcı bir hal alır apar topar dışarı atarsınız kendinizi.Ama sonunu da merak etmeden duramazsınız.Fakat bir daha içeri girmek de kolay olmaz.Çünkü bir bakmışsınız ki filminiz vizyondan kalkmış.
|
02-04-2007, 08:09 | #18 |
|
Fuat SAKA Konserinde sonuna kadar horon etmek demek
Şu üç ayak oyununu becerememek bazen İlk hangi ayağımızı atıyorduk? Unuttum yine Her sabah uyandığında yeni bir gün için, yeni bir hayat için başladığını hissetmek. Bugünü koca bir fırsat olarak görmek, görebilmek demek. Hayat, onun için hergün birkaç cümle, deyiş yazabilmek demek. Belki işe yarar umuduyla güzel sözler söylemek, paylaşmak... Olmaz olmaz deme, olmaz olmaz... Herkese iyi çalışmalar. |
02-04-2007, 10:22 | #19 |
|
Hayat sabah kızlarla baro odasında buluşup saatlerce laklak yapmak,çayı çaya sigarayı sigaraya eklemek demek.Yeni adliyedeki avukatlar odasında 3 koltuğa 6 kişi sığabilmek edemek.Aynı arabada 8 kişi yemeğe gitmek,yanındakinin tabağında kalanları tırtıklamak demek.
Hayat,hayatı dilediğin gibi yaşamak,sorgulamamak hesap vermemek demek. |
02-04-2007, 10:24 | #20 |
|
Dün arkadaşım bir söz söyledi hayata dair.Acı ama hoş bir sözdü.Paylaşmak istedim.
Doğumum anneme hamallıktı,Yaşamım bana.Ölümüm cenazem de tabutumu taşıyanlara. |
02-04-2007, 16:12 | #21 |
|
hayattaki uçurumdan kurtulma ihtimalin vardır da ya kendinden kaçıyorsan saklanacak yer yok
|
04-04-2007, 13:38 | #22 |
|
Kardeşim der ki ''hayat mutlu olmak, mutlu olmak yemek yemektir''. Hayat: Yemek yemektir
''Usta kes 150 pilav üstü! Yok yok sen onu 200 yap en iyisi'' İki Rizeli aralarında konuşuyorlarmış... -Trabzon'a celduğumi bi tek ne zaman anlayirum biliyi misun? -Ne bileyim ne zaman anlayisun! -Akçaabata köfte yeduğum zaman! Hayat; ''Akçaabatta köfte yemek'' desek! |
04-04-2007, 22:06 | #23 |
|
Hele de Körfeze gideceksin.Güç bela cam kenarına oturup deniz fenerine ve limandaki takalara karşı köfteni piyazını ızgara domates biberini yiyeceksin.Üstüne de Laz Böreğin geldi miiii...Değme keyfine.Hayat Akçaabatta köfte yemektir
|
05-04-2007, 19:16 | #24 |
|
Sadece bir çift göz için bütün bir hafta beklemektir hayat.Saatlere bakmak,yollara dalmaktır.Telefon sesiyle irkilmek acaba o mu demektir.Hayat yalnızca gideni beklemektir.
|
06-04-2007, 17:22 | #25 |
|
Dünya,en güzel,uçurumun yüksekliğinde görülür ve bir bakarsın insanlar küçücük,korktukların sadece birer toz tanesi gibi...ez ve geç,yok olma ne de vazgeç...
|
07-04-2007, 12:22 | #26 |
|
yemek konusuna bende katılıyorum. Ancak özellikle akçabat köfteyi nihat ustanın yerinde yiyeceksin farkını hemen anlarsın. Uçurumdan atlayacaksakta en azından aç gitmeyelim.
|
07-04-2007, 12:33 | #27 |
|
hayat dediğin zaten bir uçurumdan ibaret ne kadar kaçarsan kaç bütün yollar oraya çıkıyor. geri dönüşün yasak olduğu bir yol bu. iyiye mutluluğa dair hiçbirşeyin olmadığı bir uçurum, sadece uçurum işte...
|
08-04-2007, 19:06 | #28 |
|
Bu uçurumun kenarlarında dal filan yok mu? Azcık dinlensek ne olur sanki
Durmak yok dinlenmek yok! Arada manzara da izleyemiyoruz, bir tek uçurumun başındayken izlediğimiz. Hayat bir uçurum ve ben sonuna gelmeden tutunmaya çalışırken 3 kez bir şeylere tosladım. Keşke paraşüt alma hakkımız olsaydı! En azından düşenleri seyrederdik Bak kardeşim bu kapı hayat kapısı, iki yola ayrılır biri uçurum, biri bayır yukarı. Seç! Başkalarını bilemiyorum ama hayat bana beklememeyi öğretti. Gelen gelir, bekledik de ne oldu? Bugün yine bekledim, sonuç; fiyasko! Gelmedi. E daha ne kadar bekleyeyim 1 yıl oldu! Bugün bir arkadaşım dedi ki, -Çok fazla değer veriyorsun, verme! -Başüstüne!!! Not: Artık değer vermiyorum, Herkes değerini kendi versin... Herkese saygılar... |
08-04-2007, 19:10 | #29 |
|
Haa unuttum az kalsın!
Hayat; kesinlikle ve kesinlikle Salsa yapmaktır, herkese tavsiye edilir... Hayat = Zaman Zaman = 4. Boyut bu da; yalnız ve ancak Hayat = 4. Boyut ; Demiş Einstein. 4. boyutta kalın... |
08-04-2007, 21:00 | #30 |
|
Hayat fıkra gibi yaşamaktır...
Rizeli iki sevgili yolda yürüyorlarmış. Nerden bilsinler arkalarında benim olduğumu Kız, erkeğe hafif sırnaşıp -haurdan bağa bi sakiz al daa? (alır mısın?) -uyy! ne edcesun sakizi? alayim sağa simit daa? (elbette alırım) Hayat, sevgiline simit almaktır... |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 3 (0 Site Üyesi ve 3 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Kredili hayat sigortası... | Av.Hilmi Sormazoğlu | Meslektaşların Soruları | 2 | 17-12-2006 19:34 |
Hayat T T ! | ankara7406 | Site Lokali | 3 | 08-09-2006 14:53 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |