Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

gm teminatlı bir borcun müt. kefiline karşı iht. haciz kararı alınır mı?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 18-06-2007, 13:41   #1
Av. Bonus Pater Familias

 
Acil gm teminatlı bir borcun müt. kefiline karşı iht. haciz kararı alınır mı?

merhaba;
müvekkilim konut kredisi almış olan bir yakınına kefil olmuştur.bankanın gm üzerinde 1.dereceden 50.000-ytl lik ipoteği mevcuttur. müvekkiime karşı ticaret mahkemesinde alınmış bir ihtiyati haciz kararı var.
ben borcun gm ile teminat altına alınmış olmasından dolayı İİK m.257 e gore ihtiyati haciz kararı alınamayacagını dusnuyorum. cunku madde borcun rehinle teminat altına alınması gerektiğini soyluyor. ancak karşı atafın vekillliğini yapan meslektaşım burda rehnin sadece asıl borçlu için olduğunu kefilin borcunun teminatsız oldugunu bu nedenle ihtiyati haciz kararını alınabildiğini soylemiştir. ubu konu hakkındaki beni aydınlatıcı cevaplarınızı bekliyorum.
birde ihtiyati haciz kararı teminatsızolarak verilmiş. ve konut kredisi olmasına rağmen ticaret mahkemsinden alınmış ancak tüketici mahkemelerine tabi olması gerekmez mi? teminatsız olmasından dolayıda sizce ihtiyati haciz kararına itiraz edebilirmiyim.
malum sure sıkıntımız var. acil olarak fikirlerinizi iletirseniz cok sevinirim.
herkese iyi çalışmalar.
Old 18-06-2007, 14:18   #2
HÜLYA ÖZDEMİR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/8668
K. 2005/8340
T. 19.9.2005
• İHTİYATİ HACİZ KARARINA İTİRAZ ( İpotek Belgeleri Getirtilerek Senetlerin Kambiyo Senetleri Olup Olmadığı Ve Borçluların Sıfatları Da Dikkate Alınarak Yasal Düzenlemeler Çerçevesinde İhtiyati Haciz Koşullarının Oluşup Oluşmadığı Araştırılarak Karar Verileceği )
• BONO ( Senette Keşide Yeri Gösterilmemiş İse Bonoyu Düzenleyen Kişinin Ad Ve Soyadının Yanında Yazılı Olan Yer Düzenleme Yeri Olarak Kabul Edileceği )
• KEŞİDE YERİ ( Senedin Kambiyo Senedi Olabilmesi İçin Zorunlu Olduğu - Senette Keşide Yeri Gösterilmemiş İse Bonoyu Düzenleyen Kişinin Ad Ve Soyadının Yanında Yazılı Olan Yer Düzenleme Yeri Olarak Kabul Edileceği )
• İDARİ BİRİM ( Senedin Keşide Yerinin Olmasının Zaruri Olduğu - İhtiyati Haciz Kararına İtiraz )
• KEFİLİN SORUMLULUĞU ( Borçlu İle Beraber Müteselsil Kefil Ve Müşterek Müteselsil Borçlu Sıfatı İle Veya Bu Gibi Diğer Bir Sıfatla Borcun İfasını Üstlenmiş İse Alacaklı Asıl Borçluya Başvurmadan Ve Rehinleri Nakde Dönüştürmeden Önce Kefil Aleyhinde Takip Yapabileceği )
2004/m.45,257
818/m.487
6762/m.689
ÖZET : Bir senedin kambiyo senetlerinden olan bono olarak kabulü için, keşide yerini de içermesi zorunludur. Ancak senette keşide yeri gösterilmemiş ise, bonoyu düzenleyen kişinin ad ve soyadının yanında yazılı olan yer, düzenleme yeri olarak kabul edilir. Düzenleme yerinin belli ve mümkün bir yer olması gerektiği gibi, bu yerin idari bir birim olması da zorunludur. Alternatiflerden birinin bulunmaması halinde senet, bono olarak geçerlilik kazanamaz.

Kefillerin sorumluluğu Borçlar Kanununun 487/1. maddesinde hükme bağlanmış olup kefil, borçlu ile beraber müteselsil kefil ve müşterek müteselsil borçlu sıfatı ile veya bu gibi diğer bir sıfatla borcun ifasını üstlenmiş ise alacaklı asıl borçluya başvurmadan ve rehinleri nakde dönüştürmeden önce kefil aleyhinde takip yapabilecektir.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada ( İstanbul Asliye Birinci Ticaret Mahkemesince ) verilen 28.7.2004 tarih ve 2004/1013 - D. İş sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi ihtiyati hacze itiraz edenler vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : İhtiyati hacze itiraz edenler vekilleri, aleyhlerine tesis edilen ihtiyati hacze konu bonoların kredi ilişkilerinin teminatı olarak düzenlendiğini, keşide ve vade tarihlerinin bulunmadığını, sonradan doldurulduğunu, kaldı ki zorunlu unsurlardan tanzim yerini taşımadığını, alacak miktarının belli olmadığını, rehinle teminat altına alındığını, ihtiyati haczi gerektirir koşulların bulunmadığını ileri sürerek, ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.

Alacaklı vekili, senetlerin borçluların açık adresleri belirtilerek düzenlendiğini, kambiyo senedi vasfı taşıdıklarını, borçlu şirketin temsilcisinin borcu kabul ettiğini, alacağın rehinle temin edilmiş olmasının kambiyo senetlerine özgü takip yapmaya engel olmadığını, borçluların haber vermeden adres değiştirdiklerini, mallarını gizlediklerini savunarak, itirazın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddialar, savunma toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre, senetlerin teminat senedi olduklarına dair bir kayıt bulunmadığı, bazı kısımlarının sonradan doldurulduğu iddialarının yargılamayı gerektirdiği, senetlerdeki tanzim yerinin posta kod numarası belirtilerek ""Taksim"" şeklinde belirtildiği, anılan yerin açıkça ""İstanbul/Taksim"" olduğunun kolayca anlaşıldığı, zorunlu unsurları taşıyan bonolar olduğu, İİK'nın 45/2. maddesi uyarınca alacağın rehinle temin edilmiş bulunmasının yeterli teminat olsa bile kambiyo senedine özgü takip yapmaya engel bir durum oluşturmadığı, ihtiyati haciz kararında bir usulsüzlük bulunmadığı gerekçesiyle, itirazın reddine karar verilmiştir.

Kararı, ihtiyati hacze itiraz edenler vekilleri temyiz etmiştir.

İstem, ihtiyati haciz kararına itiraza ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ihtiyati haciz kararı verilmesi koşullarının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. İhtiyati haciz kararı, davacı banka tarafından kullandırılan kredileri zamanında ödemeyen muteriz borçlularca düzenlenmiş 25.6.2004 vadeli 400.000 USD bedelli ve 25.6.2005 vadeli 180.000 USD bedelli bonolara istinaden verilmiştir. Bir senedin kambiyo senetlerinden olan bono olarak kabulü için, keşide yerini de içermesi zorunludur. Ancak, senette keşide yeri gösterilmemiş ise bonoyu düzenleyen kişinin ad ve soyadının yanında yazılı olan yer, düzenleme yeri kabul edilir. ( TTK'nın 689/IV ) Alternatiflerden birinin bulunmaması halinde senet, bono olarak geçerlilik kazanamaz. Düzenleme yerinin belli ve mümkün bir yer olması gerektiği gibi, bu yerin idari bir birim olması da zorunludur. İdari birim olmayan yer, keşide yeri olarak kabul edilemez. ( Öztan F.: Kıymetli Evrak Hukuku, Ankara 2002, B.4, Sh. 80 ve 203 )

Somut olayda, bono olduğu iddia edilen senetlerde müstakil olarak düzenleme yeri bulunmamaktadır. 25.6.2004 vadeli senette düzenleyenler ad ve soyadı yanındaki adreste "80090 Taksim" ibaresi yer almakta, diğer senette ise hiçbir yer adı belirtilmemektedir. "Taksim idari birim değildir. Anılan senetler, düzenleme yeri içermediklerinden mahkemenin kabulünün aksine bono vasfını taşımamaktadırlar. İtiraz edenler vekilleri senetlerin, aynı zamanda alınan kredilerin teminatı olduklarını, ayrıca borcu karşılayacak derecede ipotek tesis edildiğini de iddia etmişlerdir. İİK'nın 45. maddesi hükmüne göre, rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilir.

Ancak, poliçe ve emre muharrer senetlerle çekler hakkındaki takip hükümleri saklıdır. Aynı Yasanın 257. maddesi uyarınca da ihtiyati hacze karar verilebilmesi için gerekli koşullardan biri de alacağın rehinle temin edilmemiş olmasıdır. Bahse konu yasal düzenlemeler, borçluya yöneliktir. Kefillerin sorumluluğu ise, BK'nın 487/1. maddesinde hükme bağlanmıştır. Anılan düzenlemeye göre kefil, borçlu ile beraber müteselsil kefil ve müşterek müteselsil borçlu sıfatı ile veya bu gibi diğer bir sıfatla borcun ifasını deruhte etmiş ise alacaklı asıl borçluya müracaat ve rehinleri nakde tahvil ettirmeden evvel kefil aleyhinde takibat icra edebilecektir. Bu durum karşısında, kredi sözleşmeleri ve ipotek belgeleri getirtilip borcun miktarı tayin edilip senetlerin kambiyo senetleri olmadığı ve borçluların sıfatları da dikkate alınarak yukarıda değinilen yasal düzenlemeler çerçevesinde ihtiyati haciz koşullarının oluşup oluşmadığı tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle itirazın reddi doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle itiraz edenler vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın, muterizler yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 19.9.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

yarx
Old 18-06-2007, 14:21   #3
HÜLYA ÖZDEMİR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/6481
K. 2005/9335
T. 29.9.2005
• İHTİYATİ HACİZ KARARI ( Verilebilmesi İçin Alacağın Rehinle Temin Edilmemiş Bulunması ve Muaccel Olması Gereği - İpoteğin Kefaletin Teminatı Olarak Düzenlenmesi Durumunda Kefiller Hakkında İstenemeyeceği ) )
• ALACAĞIN REHİNLE TEMİN EDİLMEMİŞ OLMASI GEREĞİ ( İhtiyati Haciz Kararı Verilebilmesi İçin Gerekmesi )
• MÜTESELSİL KEFİL ( Aleyhine Takip Yapılabileceğinden İhtiyati Haciz de İstenebileceği - Kefilin İpotek Vermesi ve İpoteğin de Kefaletin Teminatı Olarak Düzenlenmesi Durumunda Kefiller Hakkında İhtiyati Haciz İstenemeyeceği )
• İPOTEĞİN KEFALETİN TEMİNATI OLARAK DÜZENLENMESİ ( Kefiller Hakkında İhtiyati Haciz İstenemeyeceği )
2004/m.257/1
818/m.487
ÖZET : İİK.nun 257/1. maddesine göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın rehinle temin edilmemiş, bulunması ve muaccel olması gerekir. Borçlular Kredi Sözleşmesinin müteselsil kefilidir. BK.nun 487. maddesi uyarınca alacak rehinle temin edilmiş bulunsa bile müteselsil kefil aleyhine takip yapmak mümkün olduğundan ihtiyati haciz de istenebilir. Kefilin ipotek vermesi ve ipoteğin de kefaletin teminatı olarak düzenlenmesi durumunda kefiller hakkında ihtiyati haciz istenemez.

DAVA : Taraflar arasındaki ihtiyati hacze itiraz davasının incelenmesi sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı ihtiyati haczin kaldırılmasına yönelik olarak verilen kararın süresi içinde alacaklı banka vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkili bankadan Çateks A.Ş.'den 9.231.741.98 YTL alacağı bulunduğunu, ihtara rağmen kredi borcunun asıl borçlu ve kefiller tarafından ödenmediğini ileri sürerek ihtiyati haciz talebinde bulunmuş, mahkemece İİK.nun 257. maddesi uyarınca borçlunun mal ve haklarının ihtiyaten haczine karar verilmiştir.

Edem Yağ Ltd.Şti, Ökkeş Çakmak, Kazım Çakmak, Veli Çakmak, Mehmet Çakmak ve Hacı Çakmak vekili, kredi alacağına ipotekle temin edildiğini, bu nedenle ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğini ileri sürerek ihtiyati hacze itiraz etmiştir.

Mahkemece ihtiyati hacze konu alacağın ipotekle teminat altına alındığı, İİK.nun 257. maddesindeki koşulların oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmiş, karar Vakıfbank A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.

İİK.nun 257/1. maddesine göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın rehinle temin edilmemiş, bulunması ve muaccel olması gerekir. Borçlular Kredi Sözleşmesinin müteselsil kefilidir. BK.nun 487. maddesi uyarınca alacak rehinle temin edilmiş bulunsa bile müteselsil kefil aleyhine takip yapmak mümkün olduğundan ihtiyati haciz de istenebilir. Kefilin ipotek vermesi ve ipoteğin de kefaletin teminatı olarak düzenlenmesi durumunda kefiller hakkında ihtiyati haciz istenemez.

Mahkemece bu yönler gözetilmeden ihtiyati hacze itirazın kabulünde isabet görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 29.09.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.

YARGITAY

19. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/9540

K. 2004/13388

T. 30.12.2004

• İHTİYATİ HACİZ ( Alacak Rehinle Teminat Altına Alınmış Olsa Bile Müteselsil Kefil Hakkında İhtiyati Haciz İstenebileceği )

• ALACAĞIN REHİNLE TEMİNAT ALTINA ALINMASI ( Halinde Bile Müteselsil Kefil Hakkında İhtiyati Haciz İstenebileceği )

• MÜTESELSİL KEFİL ( Alacak Rehinle Teminat Altına Alınmış Olsa Bile Müteselsil Kefil Hakkında İhtiyati Haciz İstenebileceği )

2004/m.257/1

818/m.487


ÖZET : Bir alacak rehinle teminat altına alınmış olsa bile, müteselsil kefil hakkında takip yapmak mümkün olduğundan ihtiyati haciz de istenebilir.
DAVA : Taraflar arasındaki ihtiyati haciz talebinin incelenmesi sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı talebin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı K. AŞ. vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı K. AŞ. vekili, dava dışı M. Ltd. Şti.'ne Y.Ş.E'nin kefaletiyle kredi verildiğini kredi borcunun zamanında ödenmemesi nedeniyle hesabın 1.3.2004 tarihinde kat edildiğini, alacağın kefalet limitinin altında olduğunu ileri sürerek ihtiyati haciz talep etmiştir.
Mahkemece ihtarnamenin kefile tebliğ edilmediği, alacağın ipotekle teminat altına alındığı, gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı K. AŞ. vekilince temyiz edilmiştir.
İİK'nun 257/1. maddesine göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın rehinle temin edilmemiş bulunması ve muaccel olması gerekir. Davalı borçlu kredi sözleşmesinin kefili olup, BK'nun 487. maddesi uyarınca alacak rehinle temin edilmiş bulunsa bile müteselsil kefil aleyhine takip yapmak mümkün olduğundan ihtiyati haciz de istenebilir. Hesabın kat edilmesi ile alacak muaccel hale gelmiş olup ihtarname davalıya tebliğ edilmiştir. Mahkemece bu yönler gözetilerek ihtiyati haciz talebinin kabulü gerekirken, yazılı gerekçeyle reddinde isabet görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 30.12.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 18-06-2007, 15:22   #4
Av. Bonus Pater Familias

 
Varsayılan

Cevaplarınız için teşekkür ederim. yargıtay kararları gayet açık.
peki ihtiyati hacizin teminatsız verilmesnin ve kredinin konut kredisi olması ve ihtiyati haciz kararı alınması açısından görevli mahkemenin Tüketici mahkemesi olup olması gerekliliği hakkındaki fikirleriniz nelerdir?
Old 18-06-2007, 15:39   #5
HÜLYA ÖZDEMİR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/4165
K. 2004/4130
T. 16.4.2004
• İHTİYATİ HACİZ ( Alacağın Varlığı ve Miktarı Yargılamayı Gerektirdiği Takdirde Teminat Alınmadan Karar Verilemeyeceği )
• ALACAK ( Varlığı ve Miktarı Yargılamayı Gerektirdiği Takdirde Teminat Alınmadan İhtiyati Hacze Karar Verilemeyeceği )
• TEMİNAT ALINMASI ZORUNLULUĞU ( Alacağın Varlığı ve Miktarı Yargılamayı Gerektirdiği Takdirde Teminat Alınmadan Karar Verilemeyeceği )
2004/m. 96, 257, 259, 265
ÖZET : Alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiği takdirde, teminat alınmadan ihtiyati hacze karar verilmesi, Yasaya aykırıdır. İtirazın kabulüne karar vermek gerekir.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada Mersin Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 12.3.2004 tarih ve 2004/65-Bila sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı şirket vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan tazminat davasının yargılaması sonrasında, davacı tarafın talebiyle davalılara ait taşınır ve taşınmaz mallar üzerine dava değeri olan ( 100.000.000.000 ) TL.yi karşılayacak şekilde ihtiyati tedbir mahiyetinde teminatsız olarak ihtiyati haciz konulmasına karar verilmiş, davalılardan P. Ltd. Şti. vekili koşulları bulunmadığından bahisle ihtiyati haciz kararına itiraz etmiştir.

Karşı taraf vekili, itirazın yerinde bulunmadığını belirtmiştir. Mahkemece, tedbirin esasına yönelik talebin reddine, ancak kesin ve süresiz banka teminat mektubu verildiğinde, tedbirin mektup üzerine kaydırılmasına karar verilmiştir.

Kararı, davalı şirket vekili temyiz etmiştir.

İİK.nun 257'nci maddesinde rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının ihtiyati haciz isteyebileceği, aynı Yasa'nın 259'ncu maddesinde ise, alacağın ilama ve ilam mahiyetinde bir vesikaya dayanmaması halinde alacaklının İİK.nun 96'ncı maddesinde yazılı teminatı vermeye mecbur olduğu öngörülmüştür. Dava konusu olayda alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiği gibi, teminat alınmadan ihtiyati hacze karar verildiğinden mahkemece İİK.nun 265'nci maddesi uyarınca borçlu şirket vekilinin ihtiyati hacze itirazının kabulüne karar vermek gerekirken, anılan hususlar gözden kaçırılarak yazılı gerekçe ile itirazın reddine karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle ihtiyati hacze itiraz eden P. Ltd Şti. vekilinin temyiz itirazlarının kabul ile kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 16.4.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

yarx
Old 18-06-2007, 21:42   #6
Av.MB

 
Varsayılan

Sayın Puckun,

Olayın açıklamasında ihtiyati haczin dayandığı sebepler yazılmamış. Ortada bir kambiyo senedi var mı ? Yoksa sadece kredi sözleşmesine mi dayanılmış. Zira kambiyo senedi yoksa önce rehne müracaat edilmeden kefile gidilemeyecektir. Bu durumda kefil açısından muaccel hale gelmeyen borçtan dolayı da ihtiyati haciz kararı verilemez.
Old 18-06-2007, 21:47   #7
Av.Ümit Arif Özsoy

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım Özdemirin sunduğu kararlara ek olarak şunları da belirtmek gerekir; 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da değişiklik yapan 4822 sayılı kanun 14.06.2003 tarihi itibarıyla yürürlüğe girmiştir, bu yasanın yürülüğe girmesinden sonra kullandırılan konut kredileri,bu yasa kapsamındadır.Bu yasaya göre de her türlü ihtilafla görevli mahkeme tüketici mahkemeleridir,bu kural kamu düzenindendir.İyi çalışmalar
Old 19-06-2007, 10:30   #8
Av. Bonus Pater Familias

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.MB
Sayın Puckun,

Olayın açıklamasında ihtiyati haczin dayandığı sebepler yazılmamış. Ortada bir kambiyo senedi var mı ? Yoksa sadece kredi sözleşmesine mi dayanılmış. Zira kambiyo senedi yoksa önce rehne müracaat edilmeden kefile gidilemeyecektir. Bu durumda kefil açısından muaccel hale gelmeyen borçtan dolayı da ihtiyati haciz kararı verilemez.

sayın Av. MB
öncelikle ilginiz için teşekkürler. durumu kısaca özetlemek isterim;
müvekkilim bir yakının bir bankanın izmir kemalpaşa şubesinden aldığı konut kredisine kefil oluyor.banka satın alınan istanbul kartaldaki taşınmazın üzerine 50.000 ytl lik ve 1. sırada bir ipotek koyuyor.ardından banka önce asıl borçluya izmir de ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıyor ve kartal belediye başk. na imar durumu için, kartal kadastroya çap vs.. için ve tapuyada haciz şerhi için müzekkereleri yazıp yolluyor. aynı gün müvekkilim hakkında gene izmirde ticaret mahkemesinde bir ihtiyati haciz kararı alıyor. ancak teminatsız alınıyor karar. ve ertesi gün çevirmesi yapılmak suretiyle 7 örnek ödeme emri müvekkilime gönderiliyor.

öncelikle bu tür banka kredi sözleşmeleri ile ilgili olarak deneyimsiz olduğumuz söylemeliyim. benim yaptığım araştırmalar sonucu yaptığım cıkarımlar şunlardır:

1- acaba buradaki kefaleti adi kefalete sokabilirmiyiz. cunku kanunun duzenlemesi olan "banka asıl borçluya başvurmadan Müteselsil kefilden borcun ifasını isteyemez" ibaresi geçmektedir. bence burda asıl borçluya başvurudan kasıt sadace takip açmak değil aynı zamanda borcun tahsil edlebilirliği konusunda tüüm yasal yolları tüketmek hatta aciz belgesi alınmasıdır.bunu destekler doktrin görüsünüde şanseseri gene sitemizin içinde bir meslektaşın makalesinde buldum.( hukuki incelemelr kısmında Av. Ümit Arif Özsoy - tüketici kredilerinde kefalet sorunu) eğer adi kefalete sokulabilirse zaten bankanın yapmış olduğu takibe hemen itirazımı yapacağım . ancak cok fazla çelişkide kaldım.ancak ben tüketici mahkemesinin aynen iş mahkemelerinde olduğu gibi bu maddeyi ve düzenlemeyi kefil lehine yorumlaması gerektiğini düşünüyorum.
2- ticaret mahkemesinden alınmış olan ihtiyati haciz kararına ise hem görevsizlik hemde teminatsız olarak kararın verilmiş olmasından dolayı humk m. 96 ve İİK m. 259 gereğince ilama veya ilam niteliğinde bir vesikaya dayanılmamış olması nedeni ile teminatın alınmasının zorunlu olduğunu düşünüyorum. ( şunuda eklemeliyim İİK m. 257 de rehinle temin edilmiş alacakla ilgli ihtiyati haciz kararı alınmaz hususunun sadece asıl borçlu için bir düzenleme olduğunu kefili kapsamadığı yönündeki yargıtay kararlarının sadece ticari kredilerle ilgili uyuşmazlıklarda mı verildiğini yoksa bu hususun tüketici kredileri içinde geçerli olup olmadığını tam olarak analayamadım. bu konuda bir farklılık varmıdır acaba bilemiyorum.
3- son olarakda borcun muacceliyeti ile ilgide kafam karışmış durumda.müvekkilime 16-17. taksitlerin odenmediği ile ilgili ihtar geliyor ve ertesi gün müvekkilimde bu iki taksidi odemek için banka subesine gittiğinde kendisinden 16 ve 18. inci taksitler alınıyor. ve bu durum gun sonunda farkedilip 18. takside yatırılan para 17 e aktarılıyor. ancak 18. inci takside faiz işlememiş olduğu için 17 taksit 3 YTL eksik oluyor.tabi bunun yanısıra müvekkilime gelen ihtarnamede feriler ve ihtarname masrafları demekte. ancak bunlar rakamsal olarak ihtarnamede belirtilmediği için müvekkilim başka bir şehirde olduğu için banka subesinden bunları ödeyemiyor. su an için bankanın gönderdiği ihtarnamede rakam olarak belirtilen değer 3 ytl eksik yatırılmış görünüyor.tabi bunun yanısıra feriler ve ihtarname masrafları rakam olarak ne kadar olduğu belli olmadığı için ödenememiş. siz ce burada temerrüt gerçekleşmiş midir.? banka memurunun hatası sonucu gerçekleşmiş olamsı ve tabi bunun yanısıra basiretli bir tacir olmak zorunda olan bankanın miktarı belirtilmemiş feriler ve ihtarname masrafları ve belirtilen rakamdan 3 ytl az ödeme yapılmış olduğu için kredi hesabını kat etmesi ne kadar hakkaniyete uygundur.
simdiden teşekkurler. iyi çalışmalar.
Old 19-06-2007, 10:54   #9
HÜLYA ÖZDEMİR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2006/19-266
K. 2006/253
T. 3.5.2006
• TÜKETİCİ KREDİSİNDEN DOĞAN BORÇ ( Kefile Karşı Açılan Davaya Tüketici Mahkemesinde Değil Genel Mahkemelerde Bakılması Gereği )
KEFİLE KARŞI AÇILAN DAVA ( Tüketici Mahkemesinde Değil Genel Mahkemelerde Bakılması Gereği )
• TÜKETİCİ MAHKEMESİNİN GÖREVİ ( Tüketici Kredisinden Doğan Borç Nedeniyle Kefile Karşı Açılan Davaya Tüketici Mahkemesinde Değil Genel Mahkemelerde Bakılması Gereği )
4077/m.10,23
ÖZET : Tüketici kredisinden doğan borç nedeniyle kefile karşı açılan davaya Tüketici Mahkemesinde değil, genel mahkemelerde bakılması gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki "itirazın iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kadıköy Asliye 3. Ticaret Mahkemesince davanın reddine dair verilen 21.12.2004 gün ve 2003/1060-2004/1064 sayılı kararın incelenmesi Davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 28.03.2005 gün ve 2005/2708-3239 sayılı ilamı ile ; ( ...Dava konusu uyuşmazlık, bireysel taşıt; kredisinden kaynaklanmaktadır. 4077 sayılı tüketicinin korunması hakkında kanunun 4822 sayılı kanunla değişik 3-e maddesi hükmüne göre davalının ( davalıların ) tüketici olarak kabulü gerekir.

Öte yandan dava konusu kredinin 4077 sayılı kanunun 10. maddesinde düzenlenen tüketici kredisi niteliğinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Aynı yasanın 23. maddesinde ise "bu kanunun uygulanması ile çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılacağı" hükme bağlanmıştır.

Görev kuralı kamu düzeni ile ilgili olup yargılamanın her aşamasında re 'sen gözetileceğinden mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 67. maddesine dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir.

Davacı alacaklı banka, taraflar arasında düzenlenen "Taşıt kredisi ve Rehin Sözleşmesi"ne dayanarak asıl borçlu dava dışı şirket ile davalı kefil Sait aleyhine ilamsız icra takibine girişmiş; davalı borca ve ferilerine itiraz etmiştir.

Eldeki davada verilen davanın reddine ilişkin ilk karar davacı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece Tüketici Mahkemesinin davaya bakmakla görevli olduğu noktasından bozulmuş; mahkemece gerekçede oyçokluğu sonuçta oybirliği ile önceki kararda direnilerek, mahkemenin görevli olduğuna ve davanın reddine karar verilmiştir.

Davacı/alacaklı banka vekili görev yönünden direnme kararının doğruluğunu vurgulamış ve esas yönünden hükmü temyiz etmiştir.

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; görev noktasındadır.

Ne var ki, davacı/alacaklı banka vekilinin temyiz dilekçesinde açıkça göreve ilişkin direnme kararının yerinde olduğu belirtilip, esasa ilişkin temyiz nedenleri bildirilmiş; açıkça hükmün direnmeye ilişkin kısmının temyiz edilmediği açıklanmıştır.

Şu durumda; direnmeyi temyiz bulunmadığından dosyanın işin esasına yönelik temyiz itirazları incelenmek üzere Özel Dairesine gönderilmesi gerekir.

SONUÇ : Direnmeyi temyiz bulunmadığından işin esasına ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 19. Hukuk Dairesine gönderilmesine. 03.05.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.

yarx
Old 20-06-2007, 02:01   #10
Av.MB

 
Varsayılan

Sayın Puckun,

Hukuk hiç de göründüğü kadar karmaşık bir bilim değildir. Sadece kavramlar arasındaki bağı iyi kurmak yeterlidir. Bence:

1) İhtiyati hacze itiraz edin (Gerekçesi- borcun rehinle temin edilmesi + müvekkilinizin kefil olması) (Yüksek mahkemenin, sözleşmede her ne kadar müteselsil borçluluk ifadesi olsa da aslolanın kefalet olduğu yönünde kararları vardır)

2) İhtiyati haczi önlemek için teminat gösterin

3) Takibe itiraz edin

4) İcra mahkemesinde hakkınızdaki takibin iptalini isteyin

5) ilerde maddi tazminat alabilmenizi kolaylaştırmak için de, bankaya ihtar çekin. Bu ihtarda, tüm hacizlerin kaldırılmasını, takipten vazgeçilmesini, aksi halde bundan doğacak zararı talep edeceğinizi belirtin. Belki de banka geri adım atacaktır.

Başarılar
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Yurt dışındaki borçluya karşı icra takibi ve haciz işlemi nasıl yapılır askeri hakim Meslektaşların Soruları 15 25-12-2019 15:13
ihtiyati haciz kararı almadan ihityati haciz dosyasına ödeme. seyitsonmez Meslektaşların Soruları 5 02-04-2007 14:42
Barodan Tecrite Karşı Yürüyüş Kararı Av.Suat Ergin Hukuk Haberleri 10 17-12-2006 00:01
Maaşımın 1/4'üne Haciz Kararı ZİLİF Hukuk Soruları Arşivi 0 21-08-2004 16:48
İhtiyati Haciz Nedeniyle Hazineye Karşı Tazminat saime erdoğan Meslektaşların Soruları 1 15-03-2002 00:46


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05872893 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.