|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
28-04-2010, 11:29 | #1 |
|
İmzaya itiraz etmeyen borçlunun menfi tespit davası ile imza inkarı
Borçlu aleyhine kambiyo senetlerine mahsus takip başlatılıyor. Borçluya usulüne uygun ödeme emri gönderiliyor, borçlu takibe itiraz etmiyor. Birkaç ay kadar sonra icra müdürlüğünde ödeme taahüdü veriyor. Taahüdünü yerine getirmeyince hakkında taahüdü ihlalden cezalandırılması için ceza davası açılıyor. Bu aşamada Sulh Hukuk Mahkemesi 'nde imzanın kendine ait olmadığının tespiti ve takibin iptali talepli bir dava açıyor. Müvekkil imzanın borçluya ait olup olmadığını bilmiyor, zira senedi borçludan teslim alan şahıs müvekkilin çalışanı.
1. Borçlunun hiçbir zorlama olmadığı halde ödeme taahüdünde bulunduğu ve süresi içerisinde takibe itiraz etmediği halde menfi tespit davası açmakla kötüniyetli olduğu aşikar.Bu davada Mahkeme imza incelemesi yapılmasına karar verebilir mi? 2. Kötüniyetli olarak başkanın imzasını taşıyan bir senedi kendi senedi gibi veren borçluya karşı ne gibi bir yola başvurmak gerekir? |
28-04-2010, 12:18 | #2 |
|
Somut olayınızda borçlunun kambiyo senetlerine mahsus yolla takibe geçildikten sonra borcu kabul ederek ödeme taahhüdünde bulunmasının ödeme emri ve beraberinde senedin tebliği ile doğan imzaya itiraz ve dava hakkını ortadan kaldırıp kaldırmayacağı üzerinde durulmalıdır.
Borçlunun ikrarı, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 236. maddesinde düzenlenmiş, maddede aynen; <Dava evrakında veya hakim huzurunda iki taraftan birinin veya vekilinin sebkeden ikrarı muteberdir. Ve mukir olan taraf aleyhine delil teşkil eder. Maddi bir hatadan neşet ettiği sabit olmadıkça ikrardan rücu olunamaz. Sulh müzakeresi esnasında sebkeden ikrar muteber değildir. Mahkeme haricindeki ikrarı teyit edecek delail ve emare mevcut ise hakim buna binaen hüküm verebilir> hükmüne yer verilmiştir. Bu hükümde mahkeme içi ikrar yanında mahkeme harici ikrarın da hangi halde hükme etkili olacağı düzenlenmiş; harici ikrarın başka deliller ve emarelerle teyit edilmiş olmadıkça bağlayıcı sayılamayacağı kabul edilmiştir. Bu açıklamaların ışığında, borçlunun borcu kabul ederek ödeme taahhüdünde bulunmasınIn etkisi dava hakkını ortadan kaldıracaktır. Zira, hukuken itiraz olanağının elde edilmesinden sonra icra takip işlemi niteliği iİkrar ve buna bağlı ödeme taahhütleri mahkeme içi ikrar niteliğinde olup, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 236. maddesi gereğince, hakim için bağlayıcı sayılacaktır. KOLAY GELSİN |
28-04-2010, 16:45 | #3 |
|
19.hd.17.02.2004 tarih 2004/ 8950 E- 5704 k.
sayılı karar sorunuzu yanıtlıyor. Av.Talih Uyar imza "olumusuz tesbit davası" makalesi |
08-07-2010, 13:43 | #4 |
|
küçük bir düzeltme ve katkı...
Ben de aynı konuyu araştırırken Sn. Sailor'ın yargıtay kararını hatalı aktardığını farkettim.
Faydalı olabileceğini düşündüğüm bu kararı ekliyorum. Herkese iyi çalışmalar. T.C. YARGITAY 19.Hukuk Dairesi Esas: 2003/8950 Karar: 2004/5704 Karar Tarihi: 17.05.2004 MENFİ TESPİT DAVASI - İCRA TAKİBİNE İTİRAZ -İMZA İNKARI ÖZET : Borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında ( takipten sonra ) borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. ( İİK.nun 72/1 ) Bu anlamda, borçlunun alacaklının takip konusu yaptığı senedin sahte olduğunun tesbiti için açtığı dava İİK.nun 72. maddesinde yer alan bir menfi tesbit davasıdır. Diğer yandan ödeme emrine itiraz etmemiş ( ve bu nedenle hakkındaki takip kesinleşmiş ) olan borçlu da; borçlu olmadığının tesbiti için menfi tesbit davası açabilir. Bir başka anlatımla icra takibine borçlunun itiraz etmemesi suretiyle icra takibinin kesinleşmesi menfi tesbit davasının açılmasına engel teşkil etmez. Bu durumda mahkemece, davacının sahtecilik iddiasına yönelik delilleri toplanıp HUMK.nun 308 ve devamı maddeleri uyarınca araştırma ve inceleme yapılarak bir karar verilmek gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi bozmayı gerektirir. (2004 S.K.m.72) Dava: Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Karar: Davacı vekili, müvekkili aleyhinde davalı tarafından İstanbul 13. İcra Müdürlüğünün 2001/25892 esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, takibin dayanağı bonodaki keşideci imzasının müvekkiline ait olmadığını iddia ederek borçlu olmadıklarının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı savunmasında, iddianın asılsız olduğunu takibin kesinleştiğini ve 1, 5 yıl sonra dava açılmasının tahsilatı geciktirmeye yönelik olduğunu beyan ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacıya ödeme emrinin usulüne uygun olarak yapıldığı ve davacının 5 gün içinde ödeme emrine itiraz etmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında ( takipten sonra ) borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. ( İİK.nun 72/1 ) Bu anlamda, borçlunun alacaklının takip konusu yaptığı senedin sahte olduğunun tespiti için açtığı dava İİK.nun 72. maddesinde yer alan bir menfi tespit davasıdır. Diğer yandan ödeme emrine itiraz etmemiş ( ve bu nedenle hakkındaki takip kesinleşmiş ) olan borçlu da; borçlu olmadığının tespiti için menfi tespit davası açabilir. Bir başka anlatımla icra takibine borçlunun itiraz etmemesi suretiyle icra takibinin kesinleşmesi menfi tespit davasının açılmasına engel teşkil etmez. Bu durumda mahkemece, davacının sahtecilik iddiasına yönelik delilleri toplanıp HUMK.nun 308 ve devamı maddeleri uyarınca araştırma ve inceleme yapılarak bir karar verilmek gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 17.5.2004 gününde oybirliği ile karar verildi. Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları |
08-07-2010, 15:01 | #5 | |||||||||||||||||||
|
Sanırım bu işinizi görecektir. |
12-07-2010, 13:30 | #6 |
|
Sayın Meslektaşım,
benimd de benzer bir dosyam var: İmzaya itiraz eden (Kambiyo) borçlunun açtığı imzaya itiraz davasını takipsiz bırakarak dosyanın işlemden kaldırılması kararı alındıktan sonra aynı gerekçe ile menfi tespit davası açması halinde alacaklının itiraz sebeplerine ilişkin elinizde Yargıtay Kararı var mıdır? Yargıtay kararı eklediğinize göre benzer ya da aynı konu ile daha önce ilgilenmiş olduğunuzu düşündüm. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
İmzaya İtiraz Menfi Tespit | gurhankoc | Meslektaşların Soruları | 1 | 03-06-2009 22:05 |
kambiyo senedinde imza inkarı menfi tespit davası | av.erolsahin | Meslektaşların Soruları | 2 | 12-01-2009 09:53 |
çekte imza inkarı ve menfi tespit | Avukat Neslihan | Meslektaşların Soruları | 3 | 09-10-2008 18:10 |
beyaza imza-menfi tespit davası | lawyer35 | Meslektaşların Soruları | 7 | 12-01-2008 19:20 |
iade edilmeyen senet,imza inkarı,menfi tespit | av.sinem | Meslektaşların Soruları | 1 | 21-09-2007 11:29 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |