|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
06-06-2007, 18:42 | #1 |
|
EŞİ ÖlmÜŞ Kadin Aİle Konutu Şerhİ Koydurabİlİr Mİ?
Tüm meslektaşlarımı saygı ile selamlıyorum. Yorumlarınızı almak istediğim iki konu;
1- Eşi ölmüş kadın, yıllardır yaşadığı ev için aile konutuna şerhi koydurabilir mi? (izale-i şüyuu sonucu evi sattırmaya çalışan üvey çocuğuna karşı, aile konutu şerhi veya intifa hakkı yoluyla evde devamlı yaşama hakkını kullanmayı isteyip bunun karşılığında kendi miras hissesinden bunun mahsubunu talep edebilir mi? Yani bu iki yoldan hangisi mümkün olabilir?) 2- Bir boşanma davasında koca, kadının boşanmayı kabul etmesi halinde oturdukları evin tapusunu vermeyi teklif ediyor. Ancak tapuyu kadının ismine değil çocukların ismine vermeyi şart koşuyor. Tapu müdürü, babanın henüz reşit olmayan çocuğuna hibe yapabileceğini ve tapu Kanununda buna ilişkin hüküm olduğunu söyledi. Fakat böyle bir durumda adına tapu çıkacak küçük için asgari bir yaş sınırı olduğunu ve bunun kaç yaş olduğunu bilmediğini söyleyince, gerek tapu kanunu gerekse tapu sicil tüzüğüne baktım ama böyle bir hükmü bulamadım. Bilgisi olan meslektaşlar paylaşırlarsa sevinirim. Şimdiden herkese teşekkürler. |
07-06-2007, 08:00 | #2 |
|
1- Türk Medeni Kanunu Madde 240- Sağ kalan eş, eski yaşantısını devam ettirebilmesi için, ölen eşine ait olup birlikte yaşadıkları konut üzerinde kendisine katılma alacağına mahsup edilmek, yetmez ise bedel eklenmek suretiyle intifa veya oturma hakkı tanınmasını isteyebilir; mal rejimi sözleşmesiyle kabul edilen başka düzenlemeler saklıdır.
Sağ kalan eş, aynı koşullar altında ev eşyası üzerinde kendisine mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. Haklı sebeplerin varlığı halinde, sağ kalan eşin veya ölen eşin yasal mirasçılarının istemiyle intifa veya oturma hakkı yerine, konut üzerinde mülkiyet hakkı tanınabilir. Sağ kalan eş, mirasbırakanın bir meslek veya sanat icra ettiği ve altsoyundan birinin aynı meslek veya sanatı icra etmesi için gerekli olan bölümlerde bu hakları kullanamaz. Tarımsal taşınmazlara ilişkin miras hukuku hükümleri saklıdır. Madde 279 - Eşlerin birlikte yaşadıkları konut veya ev eşyası ortaklık mallarına dahil ise, sağ kalan eş, payına mahsuben bunların mülkiyetinin kendisine verilmesini isteyebilir. Haklı sebeplerin varlığı halinde, sağ kalan eş veya ölenin diğer yasal mirasçılarının istemiyle bunlar üzerinde mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınabilir. Mal ortaklığı rejiminin ölüm dışındaki bir sebeple son bulması halinde, eşlerden her biri, üstün bir yararının varlığını ispat etmek suretiyle aynı istemleri ileri sürebilir. Madde 652 - Eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. Haklı sebeplerin varlığı halinde, sağ kalan eşin veya mirasbırakanın diğer yasal mirasçılarından birinin istemi üzerine, mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınmasına da karar verilebilir. Mirasbırakanın bir meslek veya sanat icra ettiği ve altsoyundan birinin aynı meslek ve sanatı icra etmesi için gerekli olan bölümlerde, sağ kalan eş bu hakları kullanamaz. Tarımsal taşınmazlara ilişkin miras hukuku hükümleri saklıdır. |
07-06-2007, 10:58 | #3 | |||||||||||||||||||
|
2.sorunun yanıtı
18.yaşından küçük bir çocuk ne zaman ayırt etme gücüne sahip olur. Yasalarda şu yaş bu yaş şeklinde bir tanım yapılmamıştır. Bu yönden tapu mevzuatında da belirli bir yaş tanımı yapıldığını sanmıyorum. Böyle bir yaş kaydına da rastlamış değilim. TMK. 13 maddesine göre ; " akla uygun biçimde davranma yeteneğine sahip kişi " yasaya göre ayırt etme gücüne sahip kişidir. Fikir verecek bir yaş ölçüsü aranacaksa TMK 12 ve 502 maddelerinden giderek 15 yaş olarak ifade edebiliriz. Fakat dediğim gibi ortada mutlak bir yaş ölçüsü bulunmamaktadır. Kanımca, tapu memuru önce kendisi küçüğün bedeni ve ruhsal gelişimine göre lehine yapılan bağış işlemin anlamını kavrayabilecek seviyede olup olmadığını tespit etmeye çalışır. Kuşkuya düşerse yapılan tapu işleminde ayırt etme gücüne sahip olmadığı hakkında doktor raporu alarak durumu değerlendirir. ( Tapu Sicil Tüz. md.14 ) Diye düşünüyorum. Saygılarımla. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Aİle Konutu Şerhİ İÇİn Tedbİr Engel Mİdİr? | advokat34 | Meslektaşların Soruları | 1 | 13-03-2007 22:40 |
Kadin- Erkek Eşitliği | şahin aksu | Aile Hukuku Çalışma Grubu | 3 | 10-02-2007 14:10 |
Kadin Haklari Savunuculari Erkekler Mİ Olmali? | A.Turan | Kadın Hakları Çalışma Grubu | 1 | 08-01-2007 14:34 |
Tapuda Ölmüş Kimse Adına Sahte Kimlikle Yapılan Satışlar Ve Sahtekarlıkla Yapılan Kaz | terazinin kefesi | Meslektaşların Soruları | 2 | 26-08-2006 18:09 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |