Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Alkolmetre Üflememe Cezası

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 22-06-2014, 14:23   #1
avyavuz

 
Acil Alkolmetre Üflememe Cezası

Merhabalar,
Müvekkil aracı ile seyir halinde iken polis kontrolüne giriyor. Polis memurunun kaba tavrı nedeni ile aralarında bir tartışma yaşanıyor ve memur alkol kontrolü yapmak istediğinde müvekkil alkolmetreyi üflemeyi reddediyor. Bu arada müvekkil alkol kullanmamış, alkolmetreyi üflemek istememesinin nedeni memurun tavrı. 2 yıl ehliyetine el konuluyor ve para cezası kesiliyor. Ardından müvekkil karakola gidiyor ve oradan sevk yazısı alarak hastaneye giderek alkol testi yaptırıyor. Sonuç olarak şuanda elimizde alkollü olmadığına dair rapor var. Bu raporla birlikte idari işlemin ve para cezasının iptali için dava açacağız. Siz meslektaşlarıma sorum, bu konu ile ilgili yapmış olduğunuz bir itiraz ve/veya almış olduğunuz bir sonuç olup olmadığıdır. Bu itirazdan sonuç alabileceğimize dair net bir bilgiye ulaşamadım. Ayrıca sürücü belgesinin geri alınması ve idari para cezasının iptali için İdare Mahkemesine mi başvurmalıyız yoksa idari para cezasının iptali için Sulh Ceza Mahkemesine, sürücü belgesinin geri alınması için İdare Mahkemesine mi başvurmalıyız? Müvekkilin günlük yaşamında araç kullanımının önemli bir yeri olduğu için görev sorunuyla karşılaşıp vakit kaybetmek istemiyorum. Değerli görüşlerinizi paylaşırsanız sevinirim.
Old 22-06-2014, 15:31   #2
olgu

 
Varsayılan

Ehliyete el konulması işlemi idari işlem olduğundan, para cezası da bu idari işlemin feri niteliğinde olduğundan ikisi içinde idare mahkemesine başvuruyorsunuz.
Old 22-06-2014, 15:35   #3
avyavuz

 
Varsayılan

Teşekkürler, peki bu itiraz sonucu idari işlemi iptal ettirebilir miyiz?
Old 22-06-2014, 15:58   #4
olgu

 
Varsayılan

Hastane raporun alkol bulunmadığı, rapor trafik polisleri uygulamasından zaman olarak uzun bir süre değilse ve hastaneye de polislerle beraber gittiyse davanın lehinize sonuçlanması gerektiğini düşünüyorum. Ancak ehliyetin dava süresince verilmesine ilişkin yd kararı verileceğini pek düşünmüyorum.
Okuduğun bir Danıştay kararında alkol muaynesinden sonra kendş imkanları ile hastanede yaptırılan alkol testini delil olarak kabul edilmemişti.
Old 22-06-2014, 16:06   #5
avyavuz

 
Varsayılan

Uygulama ile raporun alınması arasında yaklaşık bir buçuk saat var. Raporu Adli Tıp Kurumu'ndan almış ancak polislerle beraber giderek değil, karakoldan aldığı sevk yazısı ile giderek.
Old 22-06-2014, 16:15   #6
olgu

 
Varsayılan

Sevk yazısı ile adli tıptan aldığı raporun lehe delil olarak kabul edilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Old 22-06-2014, 16:50   #7
Ahmet Merve Argun

 
Varsayılan

Bende Sayin Olgu Ile Ayni Fikirdeyim
Bizim De Böyle Bir Davamiz Vardi.mahkeme Aradan Geçen Zaman Için Promil Eksilterek Hesapliyor. (örneğin 1.5 Saat Için 15 Promil Düşülmesi Gerektiği Şeklinde) Fakat Müvekkilinizin Alkollü Olmamasi Herhangi Bir Promil Eksiltme Işlemini Gerektirmeyecektir.
Ayrica Bizdeki Dosyada Müvekkilimiz Özel Hastaneden Rapor Almişti. Bu Rapor Kabul Edilmemişti. Fakat Kanaatimce Adli Tip Raporu Dikkate Alinir Diye Düşünüyorum.
Old 22-06-2014, 17:06   #8
avyavuz

 
Varsayılan

Yanıtınız için teşekkür ederim. Bu arada ATK'dan alınan raporun kan testi sonucunda değil, doktorun alkolmetre ile yaptığı kontrol ile verildiğini belirtmek isterim. Ancak sanıyorum aleyhimize bir durum yaratmayacaktır. Ayrıca yeni öğrendim ki müvekkil alkolmetre testini reddetmemiş, ancak yine orada bulunan başka bir memur tarafından yapılmasını istemiş. Bu konuda bir inatlaşma yaşanmış ve memur işlem yapmış. Müvekkilim o esnada yalnız olduğu için bunu ispatlamamız da maalesef mümkün değil tabii. Müvekkil ceza tutanağını da imzadan imtina ettiği için almamış. Yüze karşı kesilen ceza olduğu için itiraz süremiz başlamış mıdır yoksa tebliğe çıkaracaklar mıdır?
Old 22-06-2014, 17:14   #9
Ahmet Merve Argun

 
Varsayılan

Neticede Atk'dan Alinmiş Bir Rapor Olduğu Için (her Ne Kadar Orada Çalişan Bir Doktor Vermişse De) Geçerli Olduğu Kanaatindeyim. Bizim Olayimizda Mahkeme Özel Hastane Olduğundan Dolayi (sanirim) Kabul Etmemişti. Ayrica Sayenizde Bu Durumlarda Atk'dan Rapor Alinmasi Gerektiği Fikri Bende Yerleşti. Sorunuz Tefhim Veya Tebliğden Itibaren Mi Süre Başlar Şeklinde. Bu Konuda Herhangi Bir Bilgim Olmadiğindan Yardimci Olamayacağim.fakat Yardimci Olan Arkadaşlar Olursa Cevabi Bende Merakla Bekliyorum.
Old 22-06-2014, 19:30   #10
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Sayın fyavuz,

Müvekkilinize uygulanan yaptırım mesnedi:

2918 S.K. m.48/9: "Uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin kullanılıp kullanılmadığı ya da alkolün kandaki miktarını tespit amacıyla, kollukça teknik cihazlar kullanılmasını kabul etmeyen sürücülere 2000 Türk Lirası idari para cezası verilir ve sürücü belgesi iki yıl süreyle geri alınır."

Karayolları Trafik Yönetmeliği m.97:"...Trafik görevlilerince sürücüler her zaman alkol kontrolüne tabi tutulabilirler...
Trafik görevlilerince sürücülerin alkol oranlarının tespitinde aşağıdaki usul ve esaslar uygulanır:
...c) Teknik cihaz kullanılmasını kabul etmeyen sürücüye 2918 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasında belirtilen miktarda idari para cezası verilir ve sürücü belgesi iki yıl süreyle geri alınır.
ç) Yasal sınırların üzerinde alkollü olarak araç kullandığı tespit edilen sürücüler ile teknik cihaz kullanılmasını kabul etmeyen ve bu nedenle hakkında işlem yapılan sürücüler araç kullanmaktan men edilir.
...f) Teknik cihazla yapılan ölçüm sonucuna itiraz edilmesi durumunda tekrar ölçüm yapılmaz, yapılan işlemlere itiraz 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 27 nci maddesi kapsamında ilgili mahkemelere yapılır..."

Altını çizdiğim kısımdan mütevellit alkollü olmadığına ilişkin raporla "müvekkilinizin alkollü olmadığı; düzenlemenin alkolün kandaki miktarını tespit amacıyla yapıldığındaki izin vermeme haline münhasır olduğunu; her ne kadar Yönetmelikte alkol kontrolünün her zaman yapılabileceği düzenlenmiş ise de; yönetmeliğin kanuna aykırı olamayacağını" savunabilirsiniz; lakin müspet sonuç almanız zor...
Old 12-09-2014, 13:30   #11
Av. G.P

 
Varsayılan

Merhabalar,
Buna çok benzer bir olayı ben de yaşamaktayım. Acaba sonuca yönelik bir gelişme var mıdır? Davanız ne aşamada?
Old 13-09-2014, 18:16   #12
avyavuz

 
Varsayılan

Sayın Av. G.P,
İdarenin cevap süresi doldu ancak savunma vermediler. Şuan yürütmenin durdurulması hakkında çıkacak kararı bekliyoruz.
Old 13-09-2014, 22:46   #13
mcakkaya

 
Varsayılan

Sn avyavuz;
Dava sonucunuz hakkında paylaşımınızı bekliyor olacağım. Paylaşımınız için şimdikten teşekkur ederim...
Old 13-09-2014, 23:37   #14
Av. G.P

 
Varsayılan

Merhabalar değerli meslektaşlarım,
Bu konu hakkında 2918 sayılı kanunda;
"Sürücü belgelerinin geri alınmasında ve iptalinde yetki
Madde 112 – (Değişik: 12/7/2013-6495/20 md.)
Bu Kanunun 6 ncı maddesinde sayılan görevlilerin ve trafik tescil kuruluşlarının yetkilendirildiği hâller hariç olmak üzere, sürücü belgelerinin geri alınmasına ve iptaline sulh ceza mahkemeleri karar verir."

şeklinde düzenlenen hüküm gereği sulh ceza hakimliğine başvurmak gerekmiyor mu? Görev konusunda bir belirsizliğe düşmüş bulunmaktayım.
Old 09-09-2015, 14:43   #15
BAŞARAN

 
Varsayılan

sayın avyavuz,
dava sonucunuz ne oldu acaba. Aynı durum müvekkilimin başına geldi. Ancak araştırmalarımda pek sonuca ulaşamadım.
Old 11-09-2015, 13:33   #16
avyavuz

 
Varsayılan

Merhaba,
Bizim davamızda idare mahkemesi görevsizlik kararı verdi ve sulh ceza hakimliğine başvurduk. Daha önce de sulh ceza hakimliğinden para cezasının iptaline dair karar almıştık. O karara dayanılarak idari işlemin de iptaline karar verildi ve ehliyeti geri aldık. İdare mahkemeleri bu yöndeki tüm dosyalara görevsizlik kararı veriyor bildiğim kadarıyla. Bu nedenle hem para cezasının hem de idari işlemin iptali için sulh ceza hakimliklerine başvurmanızı tavsiye ederim.
Old 12-01-2016, 15:12   #17
Av.Meryem Kaya

 
Varsayılan

Araştırma yaparken buldum.Uyuşmazlık Mahkemesi adli yargının görevli olduğuna hükmetmiş.Paylaşmak istedim.
T.C.
Uyuşmazlık Mahkemesi 26.10.2015
29514
Esas No : 2015/685
Karar No : 2015/692
Tarih : 26.10.2015 (Hukuk Bölümü)



ÖZET: İDARİ İŞLEMİN İPTALİ İSTEMİ
DAVACININ TRAFİK DENETİMİ SIRASINDA ALKOL CİHAZINA ÜFLEMEYİ KABUL ETMEDİĞİ
SÜRÜCÜ BELGESİ GERİ ALMA TUTANAĞINA KARŞI AÇILAN DAVANIN GÖRÜM VE ÇÖZÜMÜNDE ADLİ YARGI YERİNİN GÖREVLİ OLDUĞU



KARAR





ÖZET :




Valiliği Trafik Denetleme Şube Müdürlüğünce yapılan denetim sırasında, 0......plaka sayılı araç sürücüsü davacı hakkında, alkol cihazına üflemeyi kabul etmediğinden bahisle idari para cezası verilmiş, aynı birim tarafından sürücü belgesi geri alma tutanağı düzenlenmiştir. İdari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı nedeniyle, sürücü belgesi geri alma tutanağına karşı açılan davanın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.




OLAY :




Antalya Valiliği Trafik Denetleme Şube Müdürlüğünce yapılan denetim sırasında, 07......plaka sayılı araç sürücüsü davacı hakkında, alkol cihazına üflemeyi kabul etmediğinden bahisle,


3.12.2014 gün ve HM-460051 seri-sıra sayılı Trafik İdari Para Cezası Karar Tutanağı düzenlenerek, davacıya 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 48/9. maddesi uyarınca 2.078,00 TL idari para cezası verilmiş, aynı birim tarafından sürücü belgesi geri alma tutanağı düzenlenmiştir.


Davacı vekili, sürücü belgesi geri alma tutanağının iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.


ANTALYA 2. İDARE MAHKEMESİ: 22.1.2015 gün ve E:2014/1925, K:2015/72 sayı ile; 2918 sayılı Kanun'un 112. maddesinde yapılan yeni düzenleme uyarınca ve Uyuşmazlık Mahkemesinin konu ile ilgili kararları emsal alınarak davanın çözümünün adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiş, verilen karar kesinleşmiştir.


Davacı vekili, sürücü belgesi geri alma tutanağının iptali ve idari para cezasının iptali istemiyle adli yargı yerine ayrı ayrı itiraz dilekçeleri ile başvuruda bulunmuş, sürücü belgesi geri alma tutanağının iptali istemiyle yapılan başvurunun kaydedildiği Antalya 2. Sulh Ceza Hakimliği'nin D.İş No:2015/1716 sayılı dava dosyasında, Mahkemece 15.5.2015 gün ve D.İş No:2015/1716 sayılı kararı ile, idari para cezasının iptali istemiyle yapılan başvurunun kaydedildiği Mahkemenin 2015/28 D.İş sayılı dava dosyası ile bu dosya arasında bağlantı bulunduğundan, bu dosyanın Mahkemenin 2015/28 D.İş sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar vermiştir.


ANTALYA 2. SULH CEZA HAKİMLİĞİ: 16.6.2015 gün ve D.İş:2015/28 sayı ile; 5326 sayılı Yasanın 27/8. maddesine göre idari yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idari yargının görev alanına giren kararın da verilmiş olması nedeniyle yapılan başvuru konusunda karar verme görevinin idari yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle başvurunun reddine ve dosyanın görev uyuşmazlığının çözümlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiş, verilen karar itiraz edilmeden kesinleşmiştir.




İNCELEME VE GEREKÇE :




Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün, Serdar ÖZGÜLDÜR'ün Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN'ın katılımlarıyla yapılan 26.10.2015 günlü toplantısında:




I-İLK İNCELEME :




Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;


Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulu'nun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, "2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, 'ceza uyuşmazlıkları' ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının 'hukuk uyuşmazlığı' sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar "ceza davası' olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği..." açıkça belirtilmiştir. Bu durum gözetildiğinde, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.


Olay kısmında belirtildiği üzere "sürücü belgesi geri alma tutanağının iptali istemiyle açılan dava yönünden oluşan? tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada; idari yargı yerince adli yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle verilmiş ve kesinleşmiş bir görevsizlik kararı bulunmakta olup, bunun üzerine kendine gelen davayı inceleyen adli yargı yerinin sahip olduğu seçenekler ile verdiği karar bakımından bir değerlendirme yapılması gerekmektedir.


1- 2247 sayılı Yasanın 14. maddesinde yer alan, ?Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir.


Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarınca ve ceza davalarında ise ayrıca ilgili makamlarca ileri sürülebilir." hükmüne göre, idare mahkemesinin kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine adli yargı yerince de görevsizlik kararı verilmesi ve bu kararın kesinleşmesi halinde, olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuş olacak; hukuk alanında doğmuş bulunan bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi ise, ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilecektir.


2- 2247 sayılı Yasanın 19. maddesindeki "Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler " hükmüne göre ise, adli yargı yeri, davaya bakma görevinin daha önce görevsizlik kararı veren idari yargı yerine ait olduğunu belirten gerekçeli bir karar ile doğrudan Uyuşmazlık Mahkemesine başvurma olanağına sahiptir. Şu kadar ki, başvuru kararının, görev konusunda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilmesine değin işin incelenmesinin ertelenmesi hususunu da ihtiva etmesi gerekir.


Yasakoyucu, 14. maddeye göre hukuk alanında olumsuz görev uyuşmazlığı doğması halinde her iki yargı merciince işten el çekilmiş olduğundan başvurma iradesini davanın taraflarına bırakmış iken, bu yönteme nazaran daha kısa zamanda çözüme ulaşılmasını amaçladığı 19. madde ile, daha önce görevsizlik kararı veren yargı merciinden sonra davayı inceleyen yargı merciine, işten el çekmeden doğrudan Uyuşmazlık Mahkemesine başvurma olanağını tanımıştır.


Olayda, adli yargı yerince, görevsizlik kararı verilmekle birlikte, bununla yetinilmemiş, görevli merciin belirtilmesi için dava dosyasının re'sen Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine de karar verilmiştir.


Bu haliyle, her ne kadar 2247 sayılı Yasada öngörülen yönteme uymamakta ise de, davanın taraflarınca başvuruda bulunulmadığı gözetilerek, Sulh Ceza Mahkemesince re'sen yapılan başvurunun 2247 sayılı Yasanın 19. maddesi kapsamında olduğunun kabulü ile Uyuşmazlık Mahkemesinin önüne gelmiş bulunan görev uyuşmazlığının çözüme kavuşturulması, gerek dava ekonomisine gerek Uyuşmazlık Mahkemesinin kuruluş amacına uygun olacağından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.




II-ESASIN İNCELENMESİ :




Raportör-Hakim Gülten Fatma BÜYÜKEREN'in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN'un adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL'ın idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:




KARAR :




Dava, 2918 sayılı Yasa'nın 48/9. maddesi uyarınca davacı hakkında düzenlenen sürücü belgesi geri alma tutanağının iptali istemiyle açılmıştır.


13.10.1983 tarih ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun "Alkol, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin etkisi altında araç sürme yasağı'' başlığı altında düzenlenen 48. maddesi, 24.5.2013 tarihli 6487 sayılı Kanun'un 19. maddesiyle yeniden düzenlenerek maddeye;


"Uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin kullanılıp kullanılmadığı ya da alkolün kandaki miktarını tespit amacıyla, kollukça teknik cihazlar kullanılmasını kabul etmeyen sürücülere 2.000 Türk Lirası idari para cezası verilir ve sürücü belgesi iki yıl süreyle geri alınır" denilmek suretiyle dokuzuncu fıkra;


"Sürücü belgelerinin geçici geri alma işlemleri bu Kanunun 6 ncı maddesinde sayılan görevliler tarafından yapılır" denilmek suretiyle de onikinci fıkra eklenmiştir.


Anılan Kanun'un, "Trafik zabıtasının görev ve yetki sınırı ile genel zabıtanın trafik hizmetlerini yürütmeye ilişkin yetkisi" başlığı altında düzenlenen 6. maddesinde ise, "Trafik zabıtası ve genel zabıtanın görev ve yetki sınırı;


a) Trafik zabıtası:


Trafik zabıtası görevi sırasında karşılaştığı acil ve zorunlu hallerde genel zabıta görevi yapmakla da yetkilidir.


Mülki idare amirlerince, emniyet ve asayiş bakımından zorunlu görülen haller dışında, trafik zabıtasına genel zabıta görevi verilemez, araç, gereç ve özel teçhizatı trafik hizmetleri dışında kullanılamaz.


b) Genel Zabıta:


Trafik zabıtasının bulunmadığı veya yeterli olmadığı yerlerde polis; polisin ve trafik teşkilatının görev alanı dışında kalan yerlerde de jandarma, trafik eğitimi almış subay, astsubay ve uzman jandarmalar eliyle yönetmelikte belirtilen esas ve usullere uygun olarak trafiği düzenlemeye ve trafik suçlarına el koymaya görevli ve yetkilidir" hükmü yer almaktadır.


Uyuşmazlık Mahkemesi, 2918 sayılı Yasa?nın 116. maddesi kapsamında araç tescil plakasına göre düzenlenenler dışında trafik zabıtasınca uygulanan idari para cezalarına karşı açılan davaları; bu uygulamanın idari ceza kapsamında bulunması; Yasada idari cezalarla ilgili davalarda görevli yargı yerini açıkça belli eden bir hükme yer verilmemesi; 12.7.2013 tarih ve 6495 sayılı Kanun'un 20.maddesi ile yapılan değişiklikten önceki hali ile, bu Yasada gösterilen adli cezalara hükmetmekle görevli mahkemeye işaret eden 112. maddeye de herhangi bir atıfta bulunulmamış olması karşısında ve göreve ilişkin genel ilkelere göre idari yargının görev alanında görmüş iken; 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun yürürlüğe girmesinden sonra; öngörülen trafik para cezasının 5326 sayılı Kanun'un 16. maddesinde belirtilen idari yaptırım türlerinden biri olduğu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nda da bu para cezasına itiraz konusunda görevli mahkemenin gösterilmediği anlaşıldığından, Kabahatler Kanunu'nun 5560 sayılı Kanun'la değişik 3. maddesinde belirtildiği üzere, idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı nedeniyle, görevli mahkemenin belirlenmesinde 5326 sayılı Kanun hükümleri dikkate alınacağından, idari para cezasına karşı açılan davaların görüm ve çözümünde, anılan Kanunun 27. maddesinin (1) numaralı bendi uyarınca adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varmıştır.


Uyuşmazlığın esasını oluşturan, sürücü belgesi geri alma tutanağına ilişkin karara gelince:


5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun "Saklı tutulan hükümler" başlığını taşıyan 19. maddesinde,


"(1) Diğer kanunlarda kabahat karşılığında öngörülen belirli bir süre için;


a) Bir meslek ve sanatın yerine getirilmemesi,


b) İşyerinin kapatılması,


c) Ruhsat veya ehliyetin geri alınması,


d) Kara, deniz veya hava nakil aracının trafikten veya seyrüseferden alıkonulması,


gibi yaptırımlara ilişkin hükümler, ilgili kanunlarda bu Kanun hükümlerine uygun değişiklik yapılıncaya kadar saklıdır" denilmiştir.


Kabahatler Kanunu'nun "Genel kanun niteliği" başlıklı 3 üncü maddesini değiştiren 6.12.2006 günlü, 5560 sayılı Yasa'nın 31. maddesinde," (1) Bu Kanunun;


a) İdari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde,


b) Diğer genel hükümleri, idari para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında,


uygulanır" hükmü yer almış olup; bu Kanun'un genel hükümleri arasında yer alan 27. maddesinin (1) numaralı bendinde, idari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararma karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren engeç onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabileceği öngörülmüştür.


Buna göre, Kabahatler Kanunu'nun; idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, Kanun'un 19. maddesinde sayılan yaptırımlar saklı tutulmak kaydıyla, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı; diğer kanunlarda görevli mahkemenin gösterilmesi durumunda ise uygulanmayacağı anlaşılmaktadır.


2918 sayılı Kanun'un Adli Kovuşturma ve Cezaların Uygulanması başlıklı Dokuzuncu Kısım'a dahil "Bu Kanundaki suçlarla ilgili davalara bakacak mahkemeler ve yetkileri " başlığı altında düzenlenen 112. maddesinin ilk paragrafında; sürücü belgelerinin geçici olarak geri alınması hariç olmak üzere bu Kanundaki hafif para cezasını veya bu kanundaki hafif hapis cezasını, belgelerin geri alınması ve iptali veya işyerlerinin kapatılması cezasını gerektiren suçlarla ilgili davalara trafik mahkemelerinde, bunların bulunmadığı yerlerde yetki verilen sulh ceza mahkemelerinde bakılacağı ifade edilmiş; böylelikle sürücü belgelerinin geçici olarak geri alınmasına ilişkin uygulamalar, trafik ve sulh ceza mahkemelerinin görevi dışında tutulmuş iken; 12.7.2013 tarihli 6495 sayılı Kanun'un 20.maddesiyle yapılan değişiklik ile, maddenin başlığı, "Sürücü belgelerinin geri alınmasında ve iptalinde yetki; şeklinde, madde ise, "Bu Kanunun 6 ncı maddesinde sayılan görevlilerin ve trafik tescil kuruluşlarının yetkilendirildiği haller hariç olmak üzere, sürücü belgelerinin geri alınmasına ve iptaline sulh ceza mahkemeleri karar verir.


Bu Kanunun 51 inci maddesinin ihlali ve 118 inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarında yazılı "100 ceza puanını doldurmak" eylemi nedeniyle sürücü belgelerinin geri alınmasına yine bu Kanunun 6 ncı maddesinde sayılan görevliler yetkilidir.


Sürücü belgelerinin geçici olarak geri alınması veya iptaline dair verilen kesinleşmiş mahkeme kararı örnekleri, sürücülerin sicillerine işlenmek üzere mahkemelerce ilgili trafik birimlerine gönderilir.


Bu Kanuna göre görülen davalar, diğer kanunlara göre görülen davalarla birleştirilemez.


......." denilerek yeniden düzenlenmiştir.


Sürücü belgelerinin geçici olarak geri alınmasına ilişkin karar, 2918 sayılı Kanun'un 12.7.2013 tarih ve 6495 sayılı Kanun'un 20.maddesi ile yapılan değişiklikten önceki 112. maddesi ve 5326 sayılı Kanun uyarınca incelendiğinde, 2918 sayılı Kanun'un, bu Kanun'daki suçlarla ilgili davalara bakacak mahkemeler ve yetkilerinin düzenlendiği 112. maddesi uyarınca, sürücü belgelerinin geçici olarak geri alınmasına ilişkin davaların sulh ceza mahkemelerinin görevine dahil edilmediği ve 5326 sayılı Kanun'un 19. maddesinde, diğer kanunlarda kabahat karşılığında öngörülen belirli bir süre için ehliyetin geri alınmasına ilişkin hükümlerin geçici istisnalar içinde sayıldığı dikkate alındığında; sürücü belgelerinin geçici olarak geri alınmasına ilişkin davalara bakma görevinin idare mahkemesine ait olduğu kuşkusuzdur.


5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 27. maddesine, 5560 sayılı Kanun ile eklenen sekizinci fıkrasında, idari yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idari yargının görev alanına giren kararların da verilmiş olması halinde; idari yaptırım kararına ilişkin hukuka aykırılık iddialarının, bu işlemin iptali talebiyle birlikte idari yargı merciinde görüleceği kurala bağlanmış, bu maddenin gerekçesinde de bu hükümle, Kabahatler Kanunu'ndaki düzenlemelerin ortaya çıkardığı bağlantı sorununa çözüm getirilmesinin amaçlandığı ifade edilmiştir.


19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren bu düzenlemeye göre, Kabahatler Kanunu'nun; idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı; diğer kanunlarda görevli mahkemenin gösterilmesi durumunda ise uygulanmayacağı ancak; idari yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idari yargının görev alanına giren kararların da verilmiş olması halinde; idari yaptırım kararına ilişkin hukuka aykırılık iddialarının, bu işlemin iptali talebiyle birlikte idari yargı merciinde görüleceği anlaşılmaktadır.


Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nce, idari para cezası yönünden oluşan olumsuz görev uyuşmazlıklarının çözümünde, idari para cezasına konu işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idari yargının görev alanına giren kararın da verilmiş olması ve dosya içeriğinden bu kararın idari yargı yerinde dava konusu edildiğinin anlaşılması halinde; idari para cezasına ilişkin kararın hukuka aykırılığı iddiasının da, idari yargı yerinde görüleceği sonucuna varılarak, idari yargı yerince verilen görevsizlik kararlarının kaldırılmasına karar verilmiştir.


Olayda, idari para cezasına konu işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak düzenlenen ve olumsuz görev uyuşmazlığının konusunu oluşturan sürücü belgesi geri alma tutanağı ile ilgili olarak; 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun "Saklı tutulan hükümler? başlığını taşıyan 19. maddesinde, "diğer kanunlarda kabahat karşılığında öngörülen belirli bir süre için, ..... ehliyetin geri alınması, .......gibi yaptırımlara ilişkin hükümler, ilgili kanunlarda bu Kanun hükümlerine uygun değişiklik yapılıncaya kadar saklıdır" denilerek, ilgili kanununda, bu Kanun hükümlerine uygun değişiklik yapılıncaya kadar saklı tutulan, başka bir deyişle, belirtilen istisnalar içinde sayılan yaptırımlardan biri olan "ehliyetin geri alınması?na ilişkin hükmün, 12.7.2013 tarih ve 6495 sayılı Kanun'un 20.maddesiyle, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 112. maddesinde yapılan değişiklik ile yukarıda belirtilen şekilde yeniden düzenlendiği ve bu karara karşı kanun yoluna ilişkin bir düzenlemeye yer verilmediği anlaşılmıştır.


Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı; bu nedenle, yeni bir yasayla kabul edilen görev kurallarının, geçmişe de etkili olacağı, bilinen bir genel hukuk ilkesidir.


Davanın açıldığı andaki kurallara göre görevli olan mahkeme, yeni bir yasa ile görevsiz hale gelmiş ise, (davanın açıldığı anda görevli olan ve fakat yeni yasaya göre görevsiz hale gelen) mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekeceği; ancak, yeni yasadaki görev kuralının, değişikliğin yürürlüğe girmesinden sonra açılacak davalarda uygulanacağına dair intikal hükümlerinin varlığı halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilemeyeceği açıktır.


Diğer taraftan, dava görevsiz mahkemede açılmış, bu sırada yapılan bir kanun değişikliği ile görevsiz mahkeme o dava için görevli hale gelmiş ise, mahkeme, artık görevsizlik kararı veremeyip (yeni kanuna göre görevli hale geldiği için) davaya bakmaya devam etmesi gerekir.

İncelenen uyuşmazlıkta, öngörülen sürücü belgesi geri alma tutanağının 5326 sayılı Kanun'un 16. maddesinde belirtilen idari yaptırım türlerinden biri olduğu, 12.7.2013 tarih ve 6495 sayılı Kanun'un 20.maddesiyle 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 112. maddesinde yapılan değişiklik ile maddenin yeniden düzenlendiği ve bu karara karşı kanun yoluna ilişkin bir düzenlemeye yer verilmediği anlaşılmıştır. Bu durumda, Kabahatler Kanunu'nun 5560 sayılı Kanun'la değişik 3. maddesinde belirtildiği üzere, idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı nedeniyle, görevli mahkemenin belirlenmesinde 5326 sayılı Kanun hükümleri dikkate alınacağından, sürücü belgesi geri alma tutanağına karşı açılan davanın görüm ve çözümünde, anılan Kanunun 27. maddesinin (1) numaralı bendi uyarınca adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.


Açıklanan nedenlerle, Antalya 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 19.madde kapsamında görülen başvurusunun reddi ile, ayrıca aynı Mahkemece verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.




SONUÇ :




Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Antalya 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 19. madde kapsamında görülen BAŞVURUSUNUN REDDİ ile, ayrıca aynı Hakimlikçe verilen 16.6.2015 gün ve D.İş:2015/28 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 26.10.2015 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.





--------------------------------------------------------------------------------
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Nafaka borcunu ödemeyen kişinin cezası sadece 3 aylık hapis cezası mı? nzlistnbl Hukuk Soruları 2 13-10-2010 08:54
Alkolmetre ÖlÇÜmÜ Ve Kan Testİnİn Reddİ Nedenİyle Alkol Raporu Tutulamamasi ErHaş Meslektaşların Soruları 3 05-12-2009 10:36
Trafik cezası Burak Demirci Meslektaşların Soruları 2 18-04-2008 14:23
TRT'nin bandrolsüz satış nedeniyle verdiği para cezası idari para cezası mıdır ? Selahattin Meslektaşların Soruları 20 16-01-2008 15:23
Ağır Para Cezası- Adli Para Cezası Kılıç Mest Meslektaşların Soruları 1 14-01-2006 22:03


THS Sunucusu bu sayfayı 0,11291289 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.