|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
02-10-2024, 22:58 | #1 |
|
Tüketici Hakem Heyeti Kararına İtiraz
Merhaba meslektaşlarım,
Müvekkil aracını bir firmaya veriyor. Firmanın ayıplı hizmeti sebebiyle araçta hasar oluşuyor. Tüketici Hakem Heyeti başvurusunda hizmet için ödemiş olduğu bedelin iadesini ve araç değer kaybını talep ediyor. Tüketici Hakem Heyeti sadece araç değer kaybını bilirkişilerce hesaplatarak hesaplanan miktar üzerinden karar veriyor. 1-Hizmet için ödenen bedelin iadesi konusunda bir karar verilmemesi sebebiyle hakem heyeti kararına itiraz etmeyi düşünmekteyiz doğru mudur? 2-Bir de müvekkilin aracında firmaya vermeden önce hiç bir hasar söz konusu değildir. Firma sebebiyle oluşan hasarı şuanda yaptırmak istediğinde yüksek bir meblağ tutmaktadır. Ancak ilk tüketici başvurusunda bu hususta talepte bulunmamıştır. Bu tutarı ne şekilde talep etmeliyiz? Yeni bir başvuru yolu ile mi yoksa Tüketici Hakem Heyeti kararına, Tüketici mahkemesinde dava açarak itiraz ederken talebimizi ileri sürebilir miyiz? Yardımcı olacak meslektaşlarıma şimdiden çok teşekkür ederim. |
03-10-2024, 00:14 | #2 |
|
Sorularınızdan 1 için: Ortada bu konu hakkında verilen kabul veya ret şeklinde bir karar yok ise bunun yargılaması yani incelemesi hiç yapılmamıştır. Heyete yeni bir başvuru yapılabilir veya itiraz yoluna da gidilebilir. Yeri gelmişken tüketici yasasına da HMK 305 a gibi bir hükmün eklenmesi faydalı olacaktır.
2 için ise: Bahsettiğiniz onarım bedeli miktar itibariyle hakem heyeti sınırı içinde kalıyorsa heyete başvuru zorunlu olduğundan heyete başvurmalısınız. Bunu itiraz yolu ile çözemezsiniz. Çünkü anlaşıldığı kadarı ile bunu ilk başvurunuzda zaten istememişsiniz. Ayrıca hem değer kaybının hem de onarım bedelinin aynı anda istenip istenemeyeceği de tartışmalıdır. Bu durumda tüketicinin seçimlik haklarından sadece birini isteyebileceği, ikisini de aynı anda isteyemeyeceği ileri sürülmektedir. Aşağıdaki emsal kararda bunun mümkün olduğu yani hem onarım bedelinin hem de varsa değer kaybının aynı anda istenebileceği vurgulanmaktadır. 3. Hukuk Dairesi 2016/21615 E. , 2019/8292 K. "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı, davalı borçlu şirketin ... İli ... İlçesinde inşa ettiği ‘’...’’ adıyla bilinen projeden ...Tipi 66 nolu bağımsız bölümdeki villayı satın aldığını ve bedellerini de eksiksiz olarak ödediğini ancak dava konusu villada birçok ayıp ve eksikliklerin bulunduğunu, ... 10. Sulh hukuk mahkemesi'nin 2012/33 D.İş sayılı dosyası ile yapılan tespitte dış cephede çatlaklar olduğunun, pencere mermerlerinde sızıntı olduğunun, havuz kaplamalarının kesik ve kusurlu olduğunun, balkon döşemesinin tekniğe uygun olmayışından iç duvarlarda rutubetlenme olduğunun, istinat duvarının eksik yapıldığının ve tehlikeli olduğunun, pencere ve balkon korkuluklarının paslanmış olduğunun, bitişik villalar arasında ısı ve ses izolasyonu olmadığının, çatıda ısı yalıtımı olmadığının tespit edildiğini ve yapılması gereken işlerin masraf tutarının 51.000,00 TL, nefaset tutarının 30.295,00 TL olmak üzere toplam 81.295,00 TL alacak ile eksikliklerin giderilebileceğinin tespit edildiğini, kusurlu ve eksik imalatların kendisi tarafından onarımının yaptırıldığını, söz konusu bedellerden misliyle harcama yapıldığını, bu bedellerin tahsili için davalı hakkında başlatılan icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu beyan ederek davalının haksız itirazlarının iptaline, icranın devamına, haksız itiraz nedeniyle %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, davalının itirazının kısmen iptaline, ... 24. İcra dairesinin 2012/18157 esas sayılı takip dosyasında takibin, 71.346,00 TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek %9 yasal faiz oranından az olmamak üzere (artan oranlarda) devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, davacının icra inkar tazminatı talebinin yasal koşulları oluşmadığından reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, satış esnasında sunulan projede ve tanıtımlarda belirtilen ancak bunlara uygun olarak yapılmayan veya eksik yapılan işler nedeni ile davacının satın aldığı konutta oluşan değer kaybının ve ayıp ve eksiklikler nedeniyle davacı tarafça yapılan onarım neticesinde ödenen bedellerin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı, ayıp ve eksik bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davacı tüketici olduğuna göre, tüketici hukuku ile ilgili ayıba ilişkin düzenleme, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK)’un 4. maddesinde yer almaktadır. Anılan maddenin birinci fıkrasında; “Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda yer alan veya satıcı tarafından vaat edilen veya standardında tespit edilen nitelik ve/veya niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mal veya hizmetler, ayıplı mal veya ayıplı hizmet olarak kabul edilir.” denilmekte, devam eden fıkralarda ise buna ilişkin biçimsel koşullar sayılmaktadır. Ayıp; yasa yada sözleşmede öngörülen unsurlardan birinin veya birkaçının eksikliği yada olmaması gereken vasıfların olmasıdır. Maddenin 2.fıkrasında; ''Tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde ayıbı satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı-üreticiden tazminat isteme hakkına da sahiptir.'' denilmektedir. Dava konusu bağımsız bölümün satışına dair sözleşme, bağımsız bölümün teslim tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve davada uygulanması gereken 4077 sayılı TKHK.’nun 4. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre; malın ayıplı olması durumunda tüketici, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Hükme esas alınan bilirkişi kök ve ek raporunda; davacı tarafın talebi üzerine ... 10.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/33 D.İş sayılı dosyası ile tespiti yapılan dış cephede çatlak olması, pencere mermerlerinden sızıntı olması, havuz kaplamalarının kesik ve kusurlu olması, balkon döşemesinin tekniğe uygun olmayışından iç duvarlarında rutubetlenme olması, istinat duvarının eksik yapılması ve tehlikeli olması, pencere ve balkon korkuluklarının paslanmış olması, villada ısı ve ses izalasyonu olmaması, çatıda ısı yalıtımının olmaması hususlarının kullanımla ortaya çıkan gizli ayıp niteliğinde olduklarını, davacı tarafından dosyaya ibraz edilen 24/11/2012 tarihli fatura ile dava konusu edilen ayıplı işlerin tamamlatılmış olduğunu, tespit dosyasında ayıplar için hesap edilen tutarların kadri maruf olup gizli ayıpların toplam değerinin dava tarihinde 44.000,00 TL kadar olabileceği, nisbi yönteme göre değer kaybı hesap edilecek olursa da değer azalmasının 27.346,00 TL olabileceği beyan edilmiş, mahkemece de; ''Seçimlik haklarının kullanılması sebebi ile ortaya çıkan tüm masraflar tüketicinin seçtiği hakkı yerine getiren tarafça karşılanır, tüketici bu seçimlik haklarından biriyle birlikte 11/01/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu Hükümleri uyarınca tazminatta talep edebilir, zira tüketici ayıplı malın onarımını yaptırdıktan sonra satmak istediğinde ayıplı olduğu için onarım görmüş bir mal vasfında satacağı için ayıplı mal ayıbı oranında değer kaybına uğrayacaktır. Bu sebeple davacı değer kaybına ilişkin ve onarım bedeline ilişkin taleplerinde haklıdır.'' gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne ve hem onarım bedelinin hem de ayıp nedeniyle bedel indirimi talebinin kabulüne karar verilmişse de yukarıda açıklandığı üzere 4077 Sayılı Kanun'un 4/2.maddesinde malın ayıplı olması durumunda tüketicinin seçimlik haklarının nelerden ibaret olduğu sayılmış olup, tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı-üreticiden tazminat isteme hakkına da sahip olduğunu düzenlenmiştir. Bu durumda, mahkemece, tüketicinin hangi seçimlik hakkını kullanmak istediğinin belirlenmesi ve söz konusu onarımların davacının taşınmazında bir değer kaybına yol açıp açmadığı ve davacının kanunun aradığı şekilde bu onarımlar nedeniyle onarım bedelleri hariç bir zararı bulunup bulunmadığı hususlarında ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik incelemeyle ve yanılgılı gerekçeyle davacının bedel indirimi talebinin de kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 15,20 TL kalan harcın davacıdan alınmasına, peşin alınan 1.218,41 TL harcın davalıya iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
Konu Araçları | Konu İçinde Arama |
Konuyu Değerlendirin | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Tüketici Hakem Heyeti Kararına İtiraz | üye19870 | Meslektaşların Soruları | 6 | 03-04-2018 09:06 |
Hakem Heyeti Kararına İtiraz | Av. Zeynep TÜFEKÇİ | Meslektaşların Soruları | 2 | 25-03-2016 23:36 |
Tüketici Hakem Heyeti kararına itiraz davasında Tüketici Mahkemesi'nin hükmedeceği vekalet ücreti nispi mi olmalı, maktu mu? | Av. Tuba ÜNLÜ | Meslektaşların Soruları | 9 | 17-09-2014 19:26 |
tüketici hakem heyeti kararına itiraz | mahmut altın | Meslektaşların Soruları | 4 | 29-03-2011 11:12 |
Tüketici Hakem Heyeti Kararına İtiraz | altınhukuk06 | Meslektaşların Soruları | 2 | 01-05-2009 15:03 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |