|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
23-02-2009, 14:37 | #1 |
|
Yargitay Karari Ariyorum
Yargıtay 4. HD 30/01/1958 tarih 3403 / 554 sayılı karara acil ihtiyacım var. ekleyebilecek arkadaşların yardımını bekliyorum.Herkese iyi çalışmalar diliyorum.
|
23-02-2009, 15:15 | #2 |
|
Sinerji ve Meşede aratmama rağmen bulamadım
|
23-02-2009, 21:26 | #3 |
|
bahsedilen kararı bulamasamda aşağıdaki karar dediğiniz kararı kaynak göstermiş.faydalı olacağını düşünüyorum.
T.C. YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ E. 1984/9369 K. 1984/9456 T. 18.12.1984 • MÜSBET ZARAR • MENFİ ZARAR • KAR MAHRUMİYETİNİN HESABI • FAİZ KAR MAHRUMİYETİNİN TAM KARŞILIĞI DEĞİLDİR • İNEKLERİN ÖLÜMÜNDEN DOĞAN ZARARIN HESABI 818/m.41 DAVA VE KARAR : Bilindiği gibi dar anlamda zarar, "mal varlığının zararlandırıcı eylem sonucu düşdüğü durum ile, bu eylem olmasa idi bulunacağı durum arasındaki fark" olarak tanımlanır. Bu tanıma giren zararlar fiili ( eylemli-efektif ) zararlardır. Oysa Borçlar Kanununun 41. maddesinde ifadesini bulan zarar, haksız eylem sonucu mal varlığında meydana gelen azalma ( fiili-efektif zarar ) ile birlikte, o haksız eylem sebebiyle malvarlığın da meydana gelmesi engelenen çoğalmayı da kapsar. Haksız eylem ile engellenen bu çoğalma ise, malvarlığının zararlandırıcı davranış ( eylem, olay olgu ) dan sonraki durumu ile çoğalma ihtimali gerçekleşseydi ulaşacağı var sayılan ( farazi ) durum arasındaki farktan oluşan karı ifade eder ( 4. Hukuk Dairesinin 17.10.1977 T. 889/9687 S.K; Karahasan Sorumluluk ve Tazminat Hukuku 1981, sh.78, 146; Andreas Schwarz Borçlar Hukuku Dersleri 1948 sh. 138; Tandoğan Türk Mesuliyet Hukuku 1961, sh. 63 ). Konu, uygun illiyet bağı açısında da ele alındığı zaman aynı sonuca varılır. Bilindiği gibi Borçlar Kanununun 41. maddesi uyarınca bir tazmin yükümlülüğünden söz edilebilmesi için diğer unsurlar yanında, bir davranışın meydana getirdiği sonuç ile o davranış arasında ilişkinin de bulunması gerekir. Mantıksal olarak kurulabilen ve var olduğu kabul edilebilen bu ilişki "uygun illiyet bağı" dır. şayet zararlı sonuç, tipik mahiyeti itibariyle eyleme uygun ise ve mantıksal açıdan ona uygun bir sonuç olarak görülebiliyorsa, eylemle sonuç arasında uygun illiyet bağı var demektir. Bu çerçeve içerisinde, somut olayda olduğu gibi -davalının davranışı ile, onun doğal sonucu olarak davacının mal varlığında meydana gelen azalma ( ineklerin ölmesi-fiili zarar ) ve malvarlığındaki engellenen muhtemel çoğalma ( ineklerin sütünden sağlanacak kar mahrumiyeti ) arasında müşterek bir uygun illiyet bağının varlığını tartışmak mümkün değildir. Fiili zarar sebebiyle hükmedilen faiz ise, telef olan şeyin bedelinin derhal ödenmemesinden doğan kanuni faiz olup, kar mahrumiyetinin tam karşılığı olarak düşünülemez. Ancak sözüedilen bu faizin, Dairemizin 6.3.1958 tarih ve 8762/1191 sayılı kararında da ifade olunduğu üzere, kar mahrumiyeti olarak belirlenen tazminattan tenzili icap eder. O halde, dairemizin 30.1.1958 tarih 3403/554 sayılı kararında açıkça ifade edildiği ve öğretide de benimsendiği ( andreas Van Thr Cevat Edege Tercümesi 1983 sh. 93; Tandoğan Türk Mesuliyet hukuku 1967, sh. 67; Karahasan, sorumluluk ve Tazminat Hukuku 1981 sh. 81 ) gibi, fiili zarar ile birlikte, o eylem sonucu mahrum kalınan kara ilişkin istem de kabul edilmelidir. Ancak kar yoksunluğu varsayımlı bir hesaba dayandığı için fiili zararlarda olduğu gibi kolaylıkla belirlenemez. Bu bakımdan hakim kar yoksunluğunun, dar bir görüş içinde kalmadan ve fakat davacının ileri sürülebileceği mübalağalı isteklere de benimsemeden, Borçlar Kanununun 42/2. maddesi uyarınca hadisenin olağan cereyanına göre adalete tevfikan tayin etmelidir. Öte yandan, hal ve mevkiin hususi icabını ( B.K. 43/1 ) ve zarar görenin aldığı ya da alması gereken önleyici tedbirleri de ( B.K. 44/1 ) göz önünde bulundurmalıdır. Örneğin somut olayda, ölen ineklerin süt verip vermediğini, günlük süt verimini, bu verimi elde edebilmek için yapılması zorunlu bakım masraflarını, gelir getiren bu ineklerin yerine yenilerinin alınabilmesi için ne kadar süre geçmesi gerektiğini, davacının derhal yeni inek alabilecek ekonomik güce veya kredi sağlama imkanına sahip bulunup bulunmadığı araştırılmak ve gelir yoksunluğu bu çerçeve içerisinde hesaplanarak, inek bedeli üzerinden tahakkuk edecek faiz de bundan tenzil olunarak bakiyesinin tazminine karar verilmelidir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle, davacının kar yoksunluğuna ilişkin isteminin de incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bazı düşüncelerle reddi cihetine gidilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan hükmün bozulması lazımdır. Ancak söz konusu karar dairemizce onanmış bulunduğundan, davacının karar düzeltme istemi kabul edilmeli ve 5.6.1984 gün 4952/5381 sayılı onama kararı bu yönüyle kaldırılmalıdır. kaynak:kazancı |
24-02-2009, 17:05 | #4 |
|
Çok teşekkür ederim.Ben de bu karara ulaştım ama kararda zikredilen 1958 tarihli kararı bulamadım.Elinde bu karar olan arkadaşların yardımını bekliyorum.
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Yargitay Karari Ariyorum... | radikal | Meslektaşların Soruları | 1 | 12-03-2011 22:26 |
Yargitay Karari Ariyorum .... | radikal | Meslektaşların Soruları | 1 | 19-02-2009 12:43 |
Yargitay Karari Ariyorum | Pınar | Meslektaşların Soruları | 1 | 25-12-2008 17:45 |
Yargitay Karari Ariyorum | Av.Selim HARTAVİ | Meslektaşların Soruları | 2 | 02-07-2008 16:26 |
Yargitay Karari Ariyorum... | advokat34 | Meslektaşların Soruları | 2 | 17-05-2007 18:24 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |