Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Hizmet tespit davası tanık

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 18-04-2008, 13:04   #1
avfatih

 
Soru Hizmet tespit davası tanık

Herkese iyi günler. Hizmet tespit davaları hususunda bir sorum var. Hizmet tespit davalarında dinletilecek tanığın bordro tanığı olması gerektiği yönünde bazı şeyler duydum. Daha önce ilgili işyerinde ve ya komşu işyerlerinde sigortalı ya da sigortasız olarak çalışmış bulunan bir ve ya birden çok kişinin tanıkılığı iddiamızı ispat açısından yeterli olmıyacak mıdır. Bu hususda bilgi ve önerilerinizi paylaşırsanız sevinirim.
Old 18-04-2008, 14:54   #2
av.şeyda müjdeci

 
Varsayılan

Sizin müvekkilinizin çalıştığı dönemlerde çalışması bulunan o işyerinde veya komşu işyerinde sigortalı olarak çalışan kişilerin tanıklığına mahkemece itibar edilmektedir.Sigortasız olarak çalışanı da dinletebilirsiniz fakat mahkemece yine de bordro tanığı aranır. Saygılarımla

-------------------------------
Sil baştan başlamak gerek bazen
Old 18-04-2008, 15:50   #3
FYLOZOF

 
Varsayılan

Fatih bey bordro tanığının dinlenmesine gerek yok, belki 100 yargıtay kararının 1 tanesinde o yönlü bir karar olabilir. ama yargıtayın aradığı husus, aynı işyerinde yada komşu işyerlerinde çalışmış olması hususudur.
İllede ,bordro lu bir tanığı dinlenmesi bu tür davaları hayli zora sokacaktır. Kaldıki, sigortasız çalışan birinin yanında çalışan diğer işçilerde mutlaka sigortasıdır. yada sigortasız çalışmış olabilirler, bordro şartı getirdiğiniz zaman, işçinin dava açma ve ıspatlama hakkını baştan elinden almış oluyorsun.
Benim açtığım davalarda , aynı işyerinden bile tanık yoktu, sadece tanıklar, davacının o tarihler arasında çalıştığını beyan etmişlerdi, yargıtay da kararları onamıştı.
Old 18-04-2008, 16:00   #4
Muhtesem

 
Varsayılan

sayın fylozof ben de bordro tanığı olmak zorunda diye biliyorum eğer elinizde bordro tanığının aranmadığına ilişkin yargıtay kararı varsa paylaşırsanız sevinirim. iyi günler saygılar.
Old 19-04-2008, 22:39   #5
avaarslan

 
Varsayılan

İş Mahkemeleri, genelde, davacıyla aynı dönemlerde çalışmış, olaya vakıf, bordrolu işçilerin tanık olarak dinlenmesinden yanadırlar. Hatta çoğu defa duruşmada bunu davacı tarafa söylemektedirler. Çünkü hizmet tespiti davaları kamu düzenine ilişkin olduğundan daha sıkı bir incelemeye tutulmaktadır. Yargıtayın yerleşik kararlarıda bu yöndedir.
Ancak bazı işler vardır ki çalışma süreleri kısa ve devamlı bir işçi değişikliği olduğundan dolayı davacı ile aynı dönemlerde çalışmış, olayı bilen bordrolu işçi bulup da tanık olarak dinletmek zordur ve hatta imkansızdır. Bu durumda bordrolu olmayan ancak olaya vakıf tanıklar dinletmekte olanaklıdır. Mesela pazarda satıcı olarak çalışmış şahıslarda olduğu gibi.
Tekrar etmekte yarar vardır ki tanığın bordrolu çalışan ve olaya vakıf ve hatta davacı ile aynı dönemlerde çalışmışolması önemlidir. İyi çalışmalar diliyorum.
Old 21-04-2008, 09:04   #6
Av.Bülent AKÇADAĞ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Muhtesem
sayın fylozof ben de bordro tanığı olmak zorunda diye biliyorum eğer elinizde bordro tanığının aranmadığına ilişkin yargıtay kararı varsa paylaşırsanız sevinirim. iyi günler saygılar.

Böyle bir zorunluluk yoktur. Kişinin hizmetinin tespiti hususunda dinletilecek tanıkların öncelikle çalıştığı iş yerindeki bordrolı çalışanlar, yoksa çevre işyerlerinde ki çalışanlar da dinletilebilinir. Burda tanıklığına itibar edilme hususu önemlidir. Aynı yerde bordrolu tanıkların anlatımlarına mahkemece daha çok itibar edilmektedir.


T.C.

YARGITAY

21. HUKUK DAİRESİ

E. 2003/8020

K. 2003/8122

T. 20.10.2003

• HİZMET TESBİTİ TALEBİ ( Mahkemece Re'sen Araştırma Yapılması Gereği - Aynı İşyeri veya Koşu İşyerlerindeki Bordrolu Çalışanların Tanık Olarak Dinlenmesi Gereği )

• TANIK BEYANLARININ HÜKME ESAS ALINAMAMASI ( Hizmet Tesbiti Davasında Dinlenen Tanıkların Aynı İşyerinde veya Komşu İşyerlerinde Bordrolu Çalışanlar Olmaması )

• BORDROLU ÇALIŞANLARIN TANIK OLARAK DİNLENMESİ GEREĞİ ( Hizmet Tesbiti Davasında )

506/m.79

ÖZET : Davacının hizmet tesbitine ilişkin istemi reddedilmiş ise de, bu sonuca eksik inceleme ve araştırma ile varılmıştır. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre davacının 5.11.1998-2.3.2002 tarihleri arasındaki hizmetleri Kuruma verilen bildirge ve bordrolar ile kısmi olarak bildirilmiştir. Dava tanık sözleri ile reddedilmiş ise de tanıklar davacı ile birlikte çalışan ve işyerinin bordrolarına geçmiş kimseler değildir. Mahkemece davacıyla aynı işyerinde veya komşu işyerlerinde çalışan bordrolu işçiler tanık olarak dinlenmeli, işyeri dosyaları celbedilerek incelenmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.
DAVA : Davacı davalılardan işverene ait işyerinde 4.10.1998-23.2.2002 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tesbitiyle, işçilik hakları alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacı ve davalılardan şirket vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü:
KARAR : 1- Davacının hizmet tesbitine ilişkin istemi reddedilmiş ise de bu sonuca eksik inceleme ve araştırma ile varılmıştır. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre davacının 5.11.1998-2.3.2002 tarihleri arasındaki hizmetleri Kuruma verilen bildirge ve bordrolar ile kısmi olarak bildirilmiştir. Dava tanık sözleri ile reddedilmiş ise de tanıklar davacı ile birlikte çalışan ve işyerinin bordrolarına geçmiş kimseler değildir. Bu tür hizmet tesbiti davaları kamu düzeni ile ilgili olup gerektiğinde hakimin resen araştırma yapması ve delilleri toplaması gerekir.
Yapılacak iş, davacının tesbitini istediği sürelerle ilgili olarak bildirge ve bordrolar işyerinden ve SSK'dan getirtmek bu bordrolardan davacının imzası içeren bordrolarda geçmiş sürelerin dışındaki sürelerle ilgili olarak istemin reddine, imzalı olmayan bordrolardaki süreler yönünden de işverenin bordrolarda kayıtlı tanıklar saptanarak, bu tanıkların bilgilerine başvurmak, işyerine ilişkin Kurum şubesinde bulunan işyeri dosyası ile, davacıya ait işyerindeki şahsi dosyalarını celbetmek, muhtasar vergi beyannamelerini incelemek, gerektiğinde bordrolu komşu işyeri çalışanlarının bilgilerine başvurmak, özellikle tüm deliller toplandıktan sonra delilleri takdir edip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
2-Öte yandan kabule göre ise davacının 4.10.1998-23.2.2002 tarihleri arasında davalı işyerinde sürekli olarak çalıştığına ilişkin hizmet tesbiti davası reddedildiği halde işçilik hakları hesaplanırken davacının çalışma süresinin 3 yıl 3 ay 27 gün olarak kabulü ve reddedilen sürelerin işçilik haklarının hesabında dikkate alınması da usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 20.10.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.


-----------------------------------


T.C.

YARGITAY

21. HUKUK DAİRESİ

E. 2001/2426

K. 2001/2584

T. 5.4.2001

• SİGORTASIZ ÇALIŞMALARIN TESPİTİ ( İlgili Hiçbir Belge Bulunmayan Çalışma Dönemi ve Belge Bulunan Döneme İlişkin İnceleme Esasları )

• İŞE GİRİŞ BİLDİRGESİ VE BORDROLAR ( Hizmet Tespiti Davası-Aksinin Aynı Değerde Belge ile İspatı )

• TANIK DELİLİ ( Hizmet Tespiti-Belge Bulunmayan Çalışma Dönemi-İşe Giriş Bildirgesi ve Bordrolar Bulunan Dönem )

506/m.79

ÖZET : 1 - İşe giriş bildirgesine, aylık ve üç aylık bordrolara göre, davacının işyerindeki çalışmaları Kuruma kısmi olarak bildirilmiş ve bildirime uygun olarak da primleri ödenmiştir. Davacının, çalıştığının tespitini istediği sürelerle ilgili olarak, bildirge ve bordrolardan davacının imzası olanlar saptanarak, imzasını içeren bordrolarda geçmiş sürelerin dışındaki sürelerle ilgili olarak, istemin reddine karar verilmesi gerekir.
2 - İmzalı olmayan bordrolardaki süreler yönünden ise, bordrolarda kayıtlı tanıkları saptayarak, bu tanıkların bilgilerine başvurmak, işyerine ilişkin Kurum şubesinde bulunan işyeri dosyası ile, davacıya ait işyerindeki şahsi dosyalarını celbetmek, muhtasar vergi beyannamelerini incelemek, bordrolu komşu işyeri çalışanlarının bilgilerine başvurmak, tüm deliller toplandıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
DAVA : Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 1.9.1989-31.1.1997 tarihleri arasında geçen sigortasız çalışmaların tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Sultan Karagün tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
KARAR : Mahkemece davacının 1989-1997 yıllarına ilişkin çalışma istemi eksik incelemeye davalı kabul edilmiştir.
Davacının 1989 ila 1994 yıllarına ait işyerinde çalıştığına ilişkin hiçbir bilgi ve belge bulunmamaktadır. Bu dönemde işyeri çalışanlarının bilgilerine başvurulmamış ve kayıtlar incelenmemiştir.
Öte yandan 1994 tarihinden itibaren geçen çalışmaları ise kesintili olduğu görülmektedir. Bu tür çalışmalarda izlenecek yöntem ise aşağıdaki gibi olmalıdır.
Gerçekten, davacının, işyerindeki çalışmaları işe giriş bildirgesine, aylık ve üç aylık bordrolara dayanılarak Kuruma kısmi olarak bildirilmiş ve bildirime uygun olarak da primleri ödenmiştir. Öte yandan işe giriş bildirgesi ve bordrolar davacı çalışmalarının işyerinde kesintili geçtiğinin karinesidir. Karinenin tersinin ise eşdeğerdeki belgelerle kanıtlanması gerektiği söz götürmez. Başka bir anlatımla yazılı belgelerin varlığı halinde tanık sözlerine itibar edilemez. Dairemizin, giderek Yargıtay'ın oturmuş ve yerleşmiş görüşleri de bu doğrultudadır.
Yapılacak iş, davacının tesbitini istediği sürelerle ilgili olarak bildirge ve bordrolardan davacının imzası olanlar saptanarak imzasını içeren bordrolarda geçmiş sürelerin dışındaki sürelerle ilgili olarak istemin reddine, imzalı olmayan bordrolardaki süreler yönünden de işverenin bordrolarda kayıtlı tanıklar saptanarak, bu tanıkların bilgilerine başvurmak, işyerine ilişkin Kurum şubesinde bulunan işyeri dosyası ile, davacıya ait işyerindeki şahsi dosyalarını celbetmek, muhtasar vergi beyannamelerini incelemek, bordrolu komşu işyeri çalışanlarının bilgilerine başvurmak, özellikle tüm deliller toplandıktan sonra delilleri takdir edip ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, belirtilen delillerin toplanması ve buna göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile sonuca gidilmesi usul ve yasaya aykırı olup hüküm bozulmalıdır.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden Hüseyin ve Ali H'a iadesine, 05.04.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 07-07-2008, 12:47   #7
Av.AygülKat

 
Varsayılan işe giriş bildirgesindeki imza....

bütün meslektaşlara merhaba,
müvekkilin hizmet başlangıcı süresini tespit için dava açtım. işveren tarafından kuruma verilmiş, işe giriş bildirgesi mevcut. ancak, davayı açarken, imza incelemesi yapılması halinde imzanın müvekkile ait olmayacağı yönlü bir sonuca hiç ihtimal vermemiştik. ve bu nedenle de, aynı dönem, aynı işyerinde çalışmış 2 tane tanık ismi vermekle yetindik. şimdi, imzanın müvekkile ait olmadığı ortaya çıktı. ve 2 tanık da ispat açısından tek başına yeterli olur mu olmaz mı konusunda tereddütlerim var. ne yapılabilir, benzer sorunla karşılaşan meslektaşların yardımını bekliyorum. şimdiden teşekkürler...
Old 18-03-2010, 11:30   #8
cecom

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 1993/10-976
K. 1994/161
T. 23.3.1994
• HİZMET TESBİTİ DAVALARI ( Mahkemece Gözönüne Alınması Gereken Hususlar )
• HİZMET TESBİTİ DAVALARI ( Tanık Beyanlarının İnandırıcılığı Üzerinde Durulması Gereği )
• MAHKEMECE GÖZ ÖNÜNE ALINMASI GEREKEN HUSUSLAR ( Hizmet Tesbiti Davaları )
• TANIK BEYANLARININ İNANDIRICILIĞI ( Hizmet Tesbiti Davaları )
• HİZMET TESBİTİNDE İŞ YERİNİN O DÖNEMDE VARLIĞI - KAPSAMA ALINIP ALINAMAYACAĞININ BELİRLENMESİ
506/m.3/B ve D, 79/8, 79/2
1086/m.288
ÖZET : Yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/8. maddesi olan hizmet tesbiti davalarında, öncelikle; davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği, ya da çalıştıklarının Kurum'ca tesbit edilip edilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu yasal koşul oluşmuşsa, işyerinin o dönemde gerçekten var olup olmadığı, kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli, daha sonra çalışma iddiasının gerçeğe uygunluğu özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.
DAVA : Taraflar arasındaki "hizmet tesbiti" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; ( Kartal İkinci İş Mahkemesi )nce davanın kabulüne dair verilen 19.6.1992 gün ve 403-200 sayılı kararın incelenmesi davalı Kurum vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay Onuncu Hukuk Dairesi'nin 9.2.1993 gün ve 10156-1061 sayılı ilamı ile; ( ... Hükme dayanak kılınan tanık anlatımları inandırıcı olmaktan uzaktır. Gerçekten tanık Osman, davacının tesbitini istediği 1.1.1983-1.12.1989 dönemine ilişkin talebini de aşar biçimde 8 - 9 yıllık çalışmadan sözetmiştir. Öte yandan, diğer tanık Hikmet, işyerinin; 1989 yılında iki oğlu arasında devir gördüğünü bildirmiş ise de, işyerini devraldığı iddia edilen Metin adına vergi kaydının 23.1.1992 tarihinde başladığı görülmektedir. Açıklanan olgular karşısında, tanık anlatımları hüküm kurmaya yeterli sayılamaz... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece, önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davalı SSK. Genel Müdürlüğü vekili.
KARAR : Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/8. maddesi olan bu tür davalarda, öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin, işveren tarafından verilip verilmediği, yada çalıştıklarının Kurum'ca tesbit edilip edilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu yasal koşul oluşmuşsa; iş yerinin o dönemde gerçekten var olup olmadığı, kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli, daha sonra çalışma iddiasının gerçeğe uygunluğu özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispatlanabilirse de, çalışmanın konusu, sürekli, kesintili, mevsimlik mi olduğu, başlangıç ve bitiş tarihleri ve alınan ücret konularında tanıkların sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeri ile ilişkileri, bazan uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabildiği düşünülmeli ve tanıklar buna göre isticvap olunmalı, işyerinin kapsam, kapasite ve niteliği ile bu beyanlar kontrol edilmeli, mümkün oldukça işyerinin müdür, amir, şef, ustabaşı ve postabaşı gibi görevlileri ve o işyerinde çalışan öteki kişiler ile, o işyerine komşu ve yakın işyerlerinden bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek, tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlendiktan sonra, ücret konusu üzerinde durulmalı, tesbiti istenilen sürenin evvelinde ve sonrasında beyyine başlangıcı sayılabilecek ödeme belgeleri vesair bu nitelikte bir belge yoksa, Hukuk Muhakemeleri Usulu Kanunu md. 288'de yazılı sınırları taşan ücret alma iddialarında yazılı delil aranmalı, bu sınırlar altında kalan ücret alma iddialarında ücret miktarları tanıklardan sorulmalı, 506 sayılı Kanun md. 3/B ve D'de olduğu gibi ücretin sigortalı sayılmanın koşulu olan durumlarda, ücret alma olgusunun var olup olmadığı özellikle saptanmalıdır.
Söz konusu fiili ve hukuki gerekçeler ve özellikle 506 sayılı Kanun md. 79/8, 2-9 hükümleri dikkate alınmadan, eksik araştırma ve incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. O halde usul ve yasaya uygun bulunmayan direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı Kurum vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince ( BOZULMASINA ), 23.3.1994 gününde, oyçokluğu ile karar verildi.


Biraz zaman geçmiş üzerinden ama yinede ihtiyaç doğabilrir diye düşündüm. davalı işletmenin bordrosuz tanıklarının beyanlarındaki lehe olan hususlarda sırf bordrosuz oldukları için dikkate alınmazmı acaba? bir tane bile bordrolu çalışan yok çünkü...
Old 03-10-2011, 15:35   #9
avsakgun

 
Varsayılan

YARGITAY 21. HUKUK DAİRESİ
E: 2007/11272 K: 2008/5671 T: 10.04.2008
Hizmet Tespiti • Araştırma Yöntemi
(506 SK m. 79-10)
Özet: Davacı, davalı işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemıştir.
a) Davalı işyerinden kuruma verilen dönem bordrolarında uyuşmazlık dönemi davacı
ile aynı sürelerde çalışması bulunan bordro tanıklarını dinlemek,
b) Beyanların yeterli olmaması halinde dinlenen komşu işyeri tanıklarının kayıtları
getirtilerek bu tanıkların uyuşmazlık döneminde davacı ile aynı sürelerde çalışmaları-
nın bulunup bulunmadığını denetlemek,
c) Bulunmaması halinde, davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek, komşu işyerlerindebenzer işi yapan işlerle uğraşan işveren veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmış çalışanlar tespit edilip beyanlarına başvurmak
d) Sonucuna göre karar vermek gerekmektedir.
*
Davacı, davalı işveren nezdinde 15.09.2000-1.7.2004 tarihleri arası
çalıştığının ve işçilik alacaklarının tesbitine karar verilmesini istemıştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar
vermıştir.
Hükmün davalılardan kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine
temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafı
ndan düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin
gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
KARAR
Dava, davacının 15.9.2000 tarihinde davalı işyerinde çalışmaya başladığı
halde çalışmaların 1.5.2001 tarihinden itibaren bildirilmesi nedeniyle
Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulü ile davacının davalı işyerinde 15.9.2000-
1.4.2001 tarihleri arasında 195 gün ve 1.4.2001-30.4.2001 tarihleri arası
nda 30 gün çalıştığının tespitine karar verilmıştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 Sayılı Yasanın 79. maddesi
bu tip hizmet tesbiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise
de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlı
lık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin
yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacmın çalışması
na ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince
araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı
kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı
eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun
varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma oluşu her türlü delille
ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri
hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların
davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara
geçmiş bordro tanıkları ya da komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan
ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmış çalışanlardan seçilmesine
özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku
ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk
Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-
549-555- 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, işyerinin 20.7.2000 tarihinde 506
Sayılı Yasa kapsamına alındığı, uyuşmazlık dönemine ait Kurum'a verilen
dönem bordrolarının getirtildiği bordrolarda bu dönemde çalışan 9 kişinin
bulunduğu, Dairemizin 2007/11273 Esas sayısında kayıtlı aynı işyeri
hakkında aynı mahkemede açılan hizmet tespiti dava dosyası içerisinde
bulunan işyeri ücret bordrolarının imzasız olduğu, davacının dinlettiğ
i bordro tanığın da bu dosyanın davacısı olduğu, davacının hizmet
cetveline göre davalı işyerinde 1.5.2001 tarihinden 2004 yılı 5. ayı arasında
geçen çalışmalarının Kuruma tam olarak bildirildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda dinlenen davacı bordro tanığının uyuşmazlık döneminde
çalışmasının bulunmadığı, komşu işyerleri tanıklarının ise resmi kayı
tlarının getirtilmediği, uyuşmazlık döneminde çalışması bulunan davalı
bordro tanıklarının da çalışmayı doğralamadıkları halde mahkemece
davacı tanıklarının davacı ile aynı dönem çalışmış kişilerden olup olmadı
kları araştırılmadan beyanlarına değer verilerek sonuca gidilmıştir.
Mahkemece yapılacak iş; davalı işyerinden Kuruma verilen 2000/3
ve 2001/1 ve 2. dönem bordrolarında uyuşmazlık döneminde davacı ile
aynı sürelerde çalışması bulunan bordro tanıklarını dinlemek, beyanları-
nın yeterli olmaması halinde dinlenen komşu işyeri tanıklarının kayıtları
getirtilerek bu tanıkların uyuşmazlık döneminde davacı ile aynı sürelerde
çalışmalarının bulunup bulunmadığını denetlemek, kayıtlarının bulunmaması
halinde davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara
alınıp araştırma genişletilerek komşu işyerlerinde benzer işi yapan işlerle
uğrasan işverenler veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmış ça-
lışanlar tespit edilip beyanlarına başvurarak tüm delilleri birlikte değerlendirip
sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı
şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul
edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,
10.4.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Hizmet Tespit Davası... av.knel Meslektaşların Soruları 20 13-11-2017 10:31
Hizmet tespit davası ile işçi alacağı davası birlikte açılabilir mi a.lawyer Meslektaşların Soruları 50 21-09-2016 13:06
Hizmet tespit davası hukukcu15 Meslektaşların Soruları 2 23-03-2012 15:21
hizmet tespit davası av.zeynep_diy Meslektaşların Soruları 9 24-02-2012 16:41
Hizmet Tespit Davası ?? VALPER Hukuk Soruları 1 25-12-2007 21:15


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05909991 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.