Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Yazılı Delil Başlangıcının varlığı sözkonusu olursa kimin tanık'ı ile güçlendirilir?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 10-03-2009, 12:00   #1
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan Yazılı Delil Başlangıcının varlığı sözkonusu olursa kimin tanık'ı ile güçlendirilir?

Bilindiği üzere HUMK.292'ye göre Senetle ispat kuralının istisnası olarak "Yazılı Delil Başlangıcı" da gösterilmiştir. Bu durumda, dava konusu olayda bir yazılı delil başlangıcı varsa, bunun tanıkla güçlendirilmesi halinde kesin delil olarak kabul göreceği belirtilmektedir. Yargı kararları da bu yöndedir.

Benim sorum şudur:

Yazılı Delil Başlangıcı olarak kabul edilen husus için;

- Yazılı delil Başlangıcı lehine olan mı tanık dinletir ve bunu güçlendirir,

- Yoksa her iki tarafın tanıkları da dinlenir mi?

Uygulamada Yargı kararlarında bir yeknesaklık göremedim. Kimi Yargıtay kararlarında her iki tarafın tanıkları dinlenmelidir diyor, kimisinde -açıkça bu ifadeyi zikretmese bile neticeten- yazılı delil başlangıcı lehine olan taraf tanık dinletmelidir şeklinde hükümler kuruluyor.

Kanaatime göre; yazılı delil başlangıcı lehine olanın tanıkları ile yetinilmelidir. Fakat,emin olmak için bu konuda sizlerin düşüncesini de almak istiyorum.
Old 10-03-2009, 12:33   #2
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Madde metni lafzi yorumla, her iki yanın tanık dinletme istemine engel olmayacak nitelikte. Yani iki taraf da tanık gösterirse (Ki yazılı delil başlangıcı lehine olan kazanmak istiyorsa zaten dinletmeli ) bence Mahkeme dinlemek durumunda.

Ama sonuç neyi değiştirir? İki taraf da tanık dinletir, iki tarafın da tanıkları tanık gösterildikleri yan lehine konuşursa, bence lehine YDB olan yan kazanır, bu seçenekte, YDB aleyhine olan yanın tanık dinletip dinletmemiş olması sonuca etkili olmaz.

Ama lehine YDB olanın gösterdiği tanıklar, tanık gösterildikleri yanın aleyhine konuşurlarsa, ne olur?

Bu durum bence tartışmaya değer.

Seçenekler:

1-YDB lehine olan yanın tanığı kendisi aleyhine konuştu, ancak YDB aleyhine olan HİÇ TANIK DİNLETMEDİ. (Elde yalnızca YDB var, tek başına ispata yetmiyor, dava reddedilmeli.)

2-YDB lehine olanın tanığı aleyhine konuştu, karşı yanın tanığı da kendi yanının ALEYHİNE konuştu. (Yine YDB yetmiyor, tanıkları da iki yanı da haklı çıkarmıyor, yine dava reddedilmeli)

3-YDB lehine olanın tanığı aleyhine konuştu, aleyhine olanın tanığı lehe konuştu (Bu seçenekte YDB aleyhine olan yan kazanmalı.)

Diye düşündüm.

Saygılarımla...
Old 10-03-2009, 12:46   #3
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Şehper Ferda DEMİREL
Madde metni lafzi yorumla, her iki yanın tanık dinletme istemine engel olmayacak nitelikte. Yani iki taraf da tanık gösterirse (Ki yazılı delil başlangıcı lehine olan kazanmak istiyorsa zaten dinletmeli ) bence Mahkeme dinlemek durumunda.

Ama sonuç neyi değiştirir? İki taraf da tanık dinletir, iki tarafın da tanıkları tanık gösterildikleri yan lehine konuşursa, bence lehine YDB olan yan kazanır, bu seçenekte, YDB aleyhine olan yanın tanık dinletip dinletmemiş olması sonuca etkili olmaz.

Ama lehine YDB olanın gösterdiği tanıklar, tanık gösterildikleri yanın aleyhine konuşurlarsa, ne olur?

Bu durum bence tartışmaya değer.

Seçenekler:

1-YDB lehine olan yanın tanığı kendisi aleyhine konuştu, ancak YDB aleyhine olan HİÇ TANIK DİNLETMEDİ. (Elde yalnızca YDB var, tek başına ispata yetmiyor, dava reddedilmeli.)

2-YDB lehine olanın tanığı aleyhine konuştu, karşı yanın tanığı da kendi yanının ALEYHİNE konuştu. (Yine YDB yetmiyor, tanıkları da iki yanı da haklı çıkarmıyor, yine dava reddedilmeli)

3-YDB lehine olanın tanığı aleyhine konuştu, aleyhine olanın tanığı lehe konuştu (Bu seçenekte YDB aleyhine olan yan kazanmalı.)

Diye düşündüm.

Saygılarımla...

Teşekkür ederim öncelikle.

Ben, şöyle düşünüyorum:Bir örnek ile olayı açıklamaya çalışayım;

Kural olarak herkes kendi iddiasını ispatla yükümlüdür.
Bir olayda, varsayalım davacı, davalının kendisine ait olan paranın bir kısmını uhdesinde alıkoyduğunu iddia etmiş olsun ve alacak davası açsın! Davalı da evet, aldım ancak bunu danışmanlık ücretim için, davacının oluru ve rızası ile aldım demiş olsun! ve delil olarak da, davacıya ait el yazılarının olduğu ve rızasını teyit eden, imzasız belge sunmuş olsun!

Bu durumda, söz konusu belgenin yazılı delil başlangıcı olduğu hususu tartışmasız kabul görmüş ise; yazılı delil başlangıcı lehine olan davalının, bu iddiasını güçlendirmek için tanık dinletmek zorunda olduğunu kabule tmemiz doğru olmaz mı?

Davacı iddiasını ispatlamıştır, ancak; davalı bu iddiayı çürütecek karşı bir iddia dile getirmiştir ve karşı iddiasını ispatlamak zorunda olan davalıdır. Davalı bu olayda tanık delili ile ve varsa başkaca ek delilleri ile yazılı delil başlangıcını güçlendirmelidir.
Davacı, bu olayda niye tanık dinletsin? Kaldı ki davalı, davacının tanık dinletme talebine rıza göstermezse bu olay bakımından nasıl tanık dinletecektir?

Veya örneği değiştirelim;

Davacı, yazılı delil başlangıcı ile alacak iddiasını dile getirmiş olsun ve tanıkları ile bunu güçlendirip, davasını ispatlayacağını dile getirmiş olsun!

Davalı, borcum yoktur demiş olsun! Ve tanıklarının beyanı ile bunu ispatlayacağı belirtsin.

Davacı, karşı yanın tanık dinletme isteiğini kabul etmediğini belirtmiş olsun!

BU durumda,

Davacının tanığı ile beraber davalının da tanığını dinletmek mümkün olabilir mi?
Old 10-03-2009, 15:36   #4
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 1992/2849
K. 1993/3216
T. 6.5.1993
• ÇEKİN SÜRESİNDE İBRAZ EDİLMEMESİ
• ÇEKDE ZAMANAŞIMI
• YAZILI DELİL BAŞLANGICI ( Zamanaşımına uğrayan çek )
• ZAMANAŞIMI ( Çek )
6762/m.708,730/14,644
1086/m.292
Süresinde ibraz edilmeyen veya zamanaşımına uğrayan bir çek yazılı delil başlangıcı oluşturur. Mücerret bu belgeye dayanılarak alacak davası kabul edilemez. Davacının dayandıgı çekin yazılı delil baslangıcı kabul edilerek, davacının diğer delillerinin ibraz ve ikamesine imkân tanınarak, sonucuna göre karar verilmelidir.
Old 10-03-2009, 15:42   #5
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/3379
K. 2003/9971
T. 27.10.2003

Dava, şirket hissesi devrinden kaynaklanan bakiye alacağın tahsili istemine ilişkindir. Davacı vekili, bakiye 1.865.000.000.-TL alacak için 21.11.2001 tarihli bono tanzim edildiğini ancak muhasebecinin sehven bononun alacaklı ve borçlusu olarak davalı Zafer Yeşiloğlu'nun ismini yazdığını, bu nedenle bonoya dayalı takibin iptal edildiğini belirterek, yazılı delil başlangıcı nedeniyle tanık dinletme talebinde bulunmuştur. Hisse devir senedi ile aynı tarihi taşıyan 21.12.2001 tarihli ( ve 26.02.2002 vadeli ) bonodaki imza davalı tarafça inkar edilmemiş, senedin davacıya niçin verildiği açıklanmamış sadece davacının iddialarını ibraname niteliğindeki resmi hisse devir sözleşmesi kuvvet ve niteliğindeki yazılı belge ile ispat etmesi gerektiği savunulmuştur. HUMK.nun 292 nci maddesine göre, bir belgenin yazılı delil başlangıcı olarak kabulü için üç şartın birlikte bulunması gereklidir. Bunların ilki, belgenin yazılı olması, İkincisi bu belgenin aleyhine ilişki ileri sürülen taraftan sâdır olması ve nihayet üçüncüsü bu belgenin ileri sürülen hukuki ilişkiyi tam olarak ispat edememekle beraber bunun vuku bulduğunu kanıtlar nitelikte olması gerekir. Dava konusu olayda, davalı vade tarihini kendi el yazısı ile yazdığını ve senedi imzaladığını açıkça inkar etmediğinden, yukarıda sayılan şartları taşıyan bu belgenin davacı lehine yazılı delil başlangıcı sayılması gerektiği ve o nedenle davacının iddiasını bu belgeyle birlikte tanık beyanlarıyla ispat edebileceği, senede karşı ileri sürülen iddianın ispatı için aynı çeşit ve kuvvette belge sunulmasına gerek olmadığı gözetilmeden, mahkemece yazılı gerekçelerle davacının tanık dinletme talebinin reddedilmesi doğru görülmemiştir.
Old 10-03-2009, 15:46   #7
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 1991/9616
K. 1992/880
T. 4.2.1992
ÖZET : Türk ticaret kanunu hükümlerine göre bonolarda veriliş sebebi hakkında bir kayıt bulunması zorunluluğu yoktur. Ancak taraflar aralarındaki hukuki ilişkinin niteliğine göre bu yolda bonoya kayıt koyabilirler. davaya konu bonoda ise mal karşılığı anlamında "malen" kaydı bulunmaktadır.

Davalı senetteki malen kaydının gerçeği yansıtmadığı, aslında senedin hizmet karşılığı olarak düzenlendiğini ve hizmetinde tanziminden evvel ifa edildiğini savunmak suretiyle senetteki malen kaydını tahlil etmiştir. Bu durumda senedin ifa edilen hizmet karşılığında düzenlendiğini davalının ispat etmesi gerekir ve ispat külfeti yer değiştirmiştir. Davacının imzasını ihtiva eden, ancak hangi sebepten borçlu olduğunu göstermeyen bu belge bir yazılı delil başlangıcı sayılacağından davalı savunmasını şahit dahil her türlü delille ispat edebilir.
Old 12-03-2009, 08:18   #8
halit pamuk

 
Varsayılan

Kanaatimce yazılı delil başlangıcı artı tanık, yazılı delil değildir. Sadece yasa, yazılı delil başlangıcının varlığı durumunda tanık deliline başvurma imkanı getirmiştir. Yani yazılı delil başlangıcı yazılı delille ispat kuralının istisnasıdır.

Eğer bir hukuki işlemin varlığı tanıkla ispat edilir diyorsanız aslında şunu da diyorsunuz: Aksi de tanıkla ispat edilir.
Old 12-03-2009, 09:55   #9
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Yepyeni bir içtihat versek?

Alıntı:
T.C.
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU
E:2008/3-159
K:2008/158
T:20.02.2008


* ZAMANAŞIMINA UĞRAYAN BONO
* YAZILI DELİL BAŞLANGICI
* ZAMANAŞIMINA UĞRAYAN BONODA TANIK DELİLİNE DAYANMA
* TARAFLARIN KANIT YÜKÜMÜ


DAVA:

Taraflar arasındaki "İtirazın İptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Yerköy Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 24.08.2006 gün ve 180-305 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 21.11.2006 gün ve 2006/14874-15767 sayılı ilamı ile;

(...Davacı dilekçesinde, davalı ile aralarında araç alım-satımından kaynaklanan bir alış-veriş nedeni ile senet düzenlendiğini, ancak senedin zamanaşımına uğraması nedeni ile davalı aleyhine adi takip yaptıklarını, davalının da bu takibe itirazda bulunduğunu beyan ederek, itirazın iptali ile %40 inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı savunmasında, davacıdan araç satın almadığını, kaldı ki araç satış işlemlerinin noterde yapılması gerektiğini ifade etmiştir.

Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.

MK m.6 gereği "kural olarak herkes iddiasını ispat etmekle mükelleftir" taraflar arasındaki senet zamanaşımına uğradığı için, artık taraflar arasındaki temel hukuki ilişkiye inilmesi gerekecektir.

Davalı taraf, davacıyla arasındaki hukuki ilişkiyi (davacıdan araç satın aldığını) inkar ettiğine göre ispat yükü davacıya aittir. Davacı davalıya araç sattığını ve dava konusu alacağında bu satıştan kaynaklandığını ispat etmekle yükümlüdür. Her ne kadar yargılama sırasında dinlenilen davacı tanıkları taraflar arsında araba alım satımı yapıldığına ilişkin beyanda bulunmuşlarsa da miktar itibarıyla olayda tanık dinlenilemeyeceğ i ve davacının da dilekçesinde yemen deliline dayandığının anlaşılması karşısında davacı tarafa yemin teklif etme hakkının bulunduğu hatırlatılarak, yaptırılacak yeminin sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanlış gerekçeler ile davanın kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. ..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


TEMYİZ EDEN: Davalı Vekili



HUKUK GENEL KURULU KARARI:

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava zamanaşımına uğramış bonoya dayalı olarak genel haciz yoluyla yapılan icra takibinde itirazın iptali istemine ilişkindir.

Davacı S., davalı ile aralarında yaptıkları araç satım sözleşmesi nedeniyle davalının kendisine senet verdiğini ancak süresinde ödemediğini, bu nedenle zamanaşımına uğramış bonoya dayalı olarak genel haciz yoluyla icra takibi yaptığını ancak davalının haksız şekilde borca itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı Y. davayı kabul etmediğini belirterek davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme "Zamanaşımına uğramış bono yazılı delil başlangıcı sayılır. Bononun dayandığı alt ilişkinin varlığı tanık dahil her türlü delille kanıtlanabilir. Davacı dinlettiği tanıkları aracılığıyla davalı ile arasındaki alt ilişkiyi yani araç alım satımını ve bononun bu nedenle alındığını ispatlamıştır. Davalı vekiline delil ibrazı için süre verilmiş ve davalı vekili yalnızca tanık deliline başvurarak mahkemede bu tanıkları, taraflar arsında bononun verilmesine esas alım satımın olmadığını ispatlamak için dinletmek istediğini beyan etmiş, menfi bir durumun ispatı mümkün olmadığından, davalının tanık dinletme talebi reddedilmiş, davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir" gerekçesi ile davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına karar vermiş; davalı vekilinin temyizi üzerine hüküm Özel Dairece yukarıdaki gerekçe ile bozulmuş; Yerel Mahkeme önceki kararında direnmiştir.

TTK'nun 661. maddesi uyarınca zamanaşımına uğramış bir bonoda yazılı alacak, temel ilişkiye dayanılmak suretiyle talep edilebilir. O ilişkiden doğan bir alacağın bulunduğu ve alacak miktarını kanıtlama yükümlülüğü de davacı tarafa aittir. Hukuk Genel Kurulu'nun 4.4.2007 gün ve 2007/13-153 E:2007/183 sayılı kararında da benimsendiği gibi " Zamanaşımına uğrayan ve imzası inkar edilmeyen bono, temel borç ilişkisi bakımından yazılı delil başlangıcı niteliğindedir."

HUMK'nun 292. maddesine göre, senetle ispatı gereken bir konuda yazılı delil başlangıcı mevcut ise, tanık dinlenmesi mümkündür.

Görülmekte olan davada, davacı zamanaşımına uğrayan bonoya dayalı olarak davalı ve kardeşi hakkında genel haciz yoluyla icra takibi yapmış ancak davalının itirazı üzerine takip durmuştur.

Bu durumda davacı taraf, aralarındaki temel ilişkinin varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Belirtildiği üzere, takip dayanağı zamanaşımına uğramış bono, temel ilişki yönünden yazılı delil başlangıcı niteliğinde olup davacı tarafın buna dayalı olarak tanık dinletme hakkı bulunmaktadır.

Davacı dinletmiş olduğu tanıklar ile taraflar arsındaki temel ilişkinin varlığını ve senedin bu nedenle verilmiş olduğunu kanıtlamıştır.

O halde artık; senet üzerinde yazılı bedeli ödediğini ispat etmesi gereken davalıdır.

Davalı dava konusu alacak miktarını tanıkla ispat edemeyeceği gibi bu konuda tanıkta dinletemez. Davalı vekili başka delilde göstermemiştir. Ayrıca, yemin deliline de dayanmamıştır. Açıklanan nedenlerle senet üzerindeki bedeli ödediğini ispat edememiştir.

Direnme kararı bu sebeplerle doğru olup onanması gerekir.


SONUÇ:

Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 86,00 YTL harcın temyiz edenden alınmasına 20.02.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.

Old 12-03-2009, 09:59   #10
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan adnan koray
Kanaatimce yazılı delil başlangıcı artı tanık, yazılı delil değildir. Sadece yasa, yazılı delil başlangıcının varlığı durumunda tanık deliline başvurma imkanı getirmiştir. Yani yazılı delil başlangıcı yazılı delille ispat kuralının istisnasıdır.

Eğer bir hukuki işlemin varlığı tanıkla ispat edilir diyorsanız aslında şunu da diyorsunuz: Aksi de tanıkla ispat edilir.

Düşünce tarzınız aslında doğruya işaret ediyor. Fakat, takdir edersiniz ki, yazılı delil başlangıcı, sadece tanıkla güçlendirilmez. Ek delillerle, başka bir ifade ile takdiri delillerle de olsa güçlendirilmesi gerekir.

Bu bağlamda, yazılı delil başlangıcının örnek olarak, "bilirkişi raporu" ile desteklenmesi de yeterli olabilir.

Bu arada Sayın Koray,

Soru hakkındaki düşüncenizi alabilir miyim? Sizin bu konudaki fikriniz benim için önemlidir.
Old 12-03-2009, 11:59   #11
Av.Dr.Yahya DERYAL

 
Varsayılan

Yazılı delil başlangıcı, dava konusunun tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte; bunun var olduğunu gösteren belgelerdir.

Başka bir deyişle, senet (yazılı delil) gücüne sahip olmamakla birlikte, başka kanıtlarla desteklendiği takdirde hukuksal ilişkinin varlığı ya da yokluğu hakkında ispat aracı olabilen belgelerdir.

Sözgelimi borçlunun eliyle yazılmış; fakat imzalanmamış mektup; makine ile yazılmış ve borçlunun eliyle yazılı adını ve soyadını taşıyan imzasız yazı, borçlunun mal beyannamesinde yazdığı borçları ile ilgili yazı, yazılı kanıt başlangıcı sayılır.

Bir kimsenin vergi beyannamesindeki veya mal beyanındaki gelirleri, borçları ile ilgili yazılar kendi aleyhine yazılı delil başlangıcı sayılır.

Senetle ispatı gereken bir hukuksal işlem hakkında yazılı kanıt başlangıcı varsa, o işlem, tanık da dinlenerek ispatlanabilir.

Yazılı kanıt başlangıcı, takdiri bir kanıt olup, tarafın iddiasını tanık dinleterek ispat edebilmesi olanağını vermektedir.

Hakim, hem yazılı delil başlangıcını hem de dinlenen tanık veya diğer takdiri kanıtları serbestçe değerlendirerek bir karar verecektir.

Zamanaşımına uğramış olan bonolar veya çekler, asıl borç ilişkisine dayanılarak BK.m.125'teki 10 yıl içinde açılan alacak davasında, yazılı delil başlangıcı sayılır.

Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre, zamanaşımına uğramış çeklerde ciro yoksa, bunların keşideci ile hamil arasındaki temel ilişki için yazılı kanıt başlangıcı sayılacağı ve temel ilişkiden kaynaklanan alacağın tanıkla kanıtlanabileceği buna karşılık, cirolu çeklerin taraflar arasındaki temel ilişki için yazılı kanıt başlangıcı sayılmayacağı kabul edilmektedir (11. HD., 01.03.1999, 1998/9597, 1999/1673).

Bir belgenin yazılı kanıt başlangıcı olabilmesi için üç koşulun bir arada bulunması gerekir (HUMK.m.292):

1. Yazılı bir belge, 2. Aleyhine ileri sürülen tarafça verilmiş olması, 3. Tam ispat sağlamasa da hukuki işlemin vukuuna delalet etmesi.

Yazılı kanıt başlangıcının bulunduğu durumlarda hukuksal işlemlerin senetle ispat zorunluluğu kalkmaktadır. Bunun yerine, yazılı kanıt başlangıcı ile birlikte tanık veya diğer takdiri kanıtlarla iddianın ispatına çalışılır.

14. HD., 12.03.2002, 687/1773:
"5.2.1947 tarih 20/6 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına, göre inanç sözleşmelerinin varlığının yazılı bir belge ile ispatlanması gerekir. işte bu yazılı delilin düzenlenmesinde, tarafların getirecekleri imzalı belgeler ya da en azından olayın tamamen ispatına kafi olmamakla beraber bunun vukuuna delalet edebilecek bir yazılı delil başlangıcı olmalıdır. Banka havale dekontları da anılan belgelerden olmadığından davacı iddiasını yazılı delil veya yazılı delil başlangıcı ile kanıtlayamamıştır. Bu durumda; davacı delil listesinde sair delillere de dayandığını bildirdiğinden, mahkemece davacı tarafa davalıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir."
Old 12-03-2009, 13:56   #12
halit pamuk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Saim
Soru hakkındaki düşüncenizi alabilir miyim

Sayın Üstadım,

Kanaatimce, diğer takdiri delillerle ispatı mümkün olan durumlardan farkı olmadığını düşünüyorum. Yani Ferda Hanım'ın dediği gibi her iki tarafında gösterceği tanıklar sizin bahsettiğiniz durumda dinlenmelidir, diye düşünüyorum.

Yazılı delil başlangıcı adı üzerinde yazılı delil değil; ve tüm delillerle ispatı mümkündür. Bu şu demek: Yazılı delil başlangıcının ve işaret ettiği hususun aksi de tüm delillerle ispatlanabilir.

Sayın Aladağ tarafından sunulan içtihatta ise farklı bir durum var. Dvacı davasını ispatlamış ve Orada ispat yükü artık davalıda. Davalı (ödeme) iddiasını kesin delillerle ispat etmek zorunda.
Old 12-03-2009, 16:10   #13
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan HUKUKDOKTORU
Yazılı delil başlangıcı, dava konusunun tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte; bunun var olduğunu gösteren belgelerdir.

Başka bir deyişle, senet (yazılı delil) gücüne sahip olmamakla birlikte, başka kanıtlarla desteklendiği takdirde hukuksal ilişkinin varlığı ya da yokluğu hakkında ispat aracı olabilen belgelerdir.

Sözgelimi borçlunun eliyle yazılmış; fakat imzalanmamış mektup; makine ile yazılmış ve borçlunun eliyle yazılı adını ve soyadını taşıyan imzasız yazı, borçlunun mal beyannamesinde yazdığı borçları ile ilgili yazı, yazılı kanıt başlangıcı sayılır.

Bir kimsenin vergi beyannamesindeki veya mal beyanındaki gelirleri, borçları ile ilgili yazılar kendi aleyhine yazılı delil başlangıcı sayılır.

Senetle ispatı gereken bir hukuksal işlem hakkında yazılı kanıt başlangıcı varsa, o işlem, tanık da dinlenerek ispatlanabilir.

Yazılı kanıt başlangıcı, takdiri bir kanıt olup, tarafın iddiasını tanık dinleterek ispat edebilmesi olanağını vermektedir.

Hakim, hem yazılı delil başlangıcını hem de dinlenen tanık veya diğer takdiri kanıtları serbestçe değerlendirerek bir karar verecektir.

Zamanaşımına uğramış olan bonolar veya çekler, asıl borç ilişkisine dayanılarak BK.m.125'teki 10 yıl içinde açılan alacak davasında, yazılı delil başlangıcı sayılır.

Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre, zamanaşımına uğramış çeklerde ciro yoksa, bunların keşideci ile hamil arasındaki temel ilişki için yazılı kanıt başlangıcı sayılacağı ve temel ilişkiden kaynaklanan alacağın tanıkla kanıtlanabileceği buna karşılık, cirolu çeklerin taraflar arasındaki temel ilişki için yazılı kanıt başlangıcı sayılmayacağı kabul edilmektedir (11. HD., 01.03.1999, 1998/9597, 1999/1673).

Bir belgenin yazılı kanıt başlangıcı olabilmesi için üç koşulun bir arada bulunması gerekir (HUMK.m.292):

1. Yazılı bir belge, 2. Aleyhine ileri sürülen tarafça verilmiş olması, 3. Tam ispat sağlamasa da hukuki işlemin vukuuna delalet etmesi.

Yazılı kanıt başlangıcının bulunduğu durumlarda hukuksal işlemlerin senetle ispat zorunluluğu kalkmaktadır. Bunun yerine, yazılı kanıt başlangıcı ile birlikte tanık veya diğer takdiri kanıtlarla iddianın ispatına çalışılır.

14. HD., 12.03.2002, 687/1773:
"5.2.1947 tarih 20/6 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına, göre inanç sözleşmelerinin varlığının yazılı bir belge ile ispatlanması gerekir. işte bu yazılı delilin düzenlenmesinde, tarafların getirecekleri imzalı belgeler ya da en azından olayın tamamen ispatına kafi olmamakla beraber bunun vukuuna delalet edebilecek bir yazılı delil başlangıcı olmalıdır. Banka havale dekontları da anılan belgelerden olmadığından davacı iddiasını yazılı delil veya yazılı delil başlangıcı ile kanıtlayamamıştır. Bu durumda; davacı delil listesinde sair delillere de dayandığını bildirdiğinden, mahkemece davacı tarafa davalıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir."


Sayın Hukukdoktoru,

Açıklamalarınız için teşekkür ederim.

Benim sorum hakkındaki düşüncelerinizi de alabilir miyim?

Lehine "Yazılı delil başlangıcı" olanın tanıkları mı dinlenir, yoksa iki tarafın tanıkları da dinlenir mi?
Old 12-03-2009, 16:41   #14
Av.Dr.Yahya DERYAL

 
Varsayılan

HUMK.m.292: "Senetle ispatı lazımgelen hususlarda tahriri bir mukaddimei beyyine mevcut olursa şahit istimaı caizdir. Mukaddimei beyyine müddeabihin tamamen sübutuna kafi olmamakla beraber bunun vukuuna delalet eden ve aleyhine ibraz edilmiş olan taraf canibinden verilen evrak ve vesaiktir".

Çok emin olmamakla birlikte iki tarafın tanıklarının da dinlenebileceğini düşünüyorum.
Old 12-03-2009, 16:44   #15
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazılı delil başlangıcı adı üzerinde yazılı delil değil; ve tüm delillerle -güçlendirilerek - [iddianın veya savunmanın ]ispatı mümkündür. Bu şu demek: Yazılı delil başlangıcının ve işaret ettiği hususun aksi de tüm delillerle ispatlanabilir.

Doğru bir bakış açısı.
Old 12-03-2009, 16:45   #16
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Sayın Şehper Hanım'a, Sayın Aladağ'a, Sayın Koray'a ve Sayın hukukdoktoruna değerli görüşleri için teşekkür ediyorum.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
yazılı sözleşme olmayan adi ortaklığı varlığı tanıkla ısbat edilebilir mi? turgaygoller Meslektaşların Soruları 4 09-02-2021 15:38
Zamanaşımına Uğramış Hamiline Yazılı Çekte Yazılı Delil Başlangıcı Sorunu ad-hoc Meslektaşların Soruları 4 19-08-2008 15:27
Bono-Yazılı delil Başlangıcı Kemosabe Meslektaşların Soruları 5 28-02-2008 17:38
cd yazılı delil başlangıcı kabul edilebilirmi? Av.mdogan Meslektaşların Soruları 8 29-12-2006 16:02
yazılı delil başlangıcı Av.mdogan Meslektaşların Soruları 2 12-10-2006 23:06


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07133389 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.