|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
20-01-2009, 19:01 | #1 |
|
Nafaka davasındaki hatalar
Selam sevgili meslektaşlarım.
Nafaka davaları hakkında aşağıdaki açıklamalarım doğru mudur değil midir? Fikirlerinizi almaktan memnunluk duyarım. Nafaka alacaklısı yoksulluktan kurtuldu, ben de nafakanın kaldırılması davası açtım. Bana göre mahkeme, davalının yoksulluktan kurtulduğunu tespit edince davamızın kabulüne karar vermelidir. Ama davalı vekili bastırıyor, müvekkilimin çok zengin, çokparalı olduğunu söylüyor. Mahkeme de onu dikkate alıyor, tapulara, trafiğe, bankalara tezkereler yazılarak benim müvekkilin malvarlığı tespit edilmeye çalışılıyor. Ben bunun doğru olmadığını söylüyorum ama hakim dinlemiyor. Bana göre; benim müvekkilim Karun gibi zengin olsa bile, davalı tarafın yani nafaka alacaklısının yoksulluktan kurtulduğunu isp0atlamamız halinde nafakanın kaldırılması gerekmez mi? Dolayısıyla araştırılacak malvarlığı benim müvekkiliminki yerine davalınınki değil mi? |
20-01-2009, 19:28 | #2 |
|
Sayın meslektaşım,
Nafaka davalarında her iki tarafın da mali durumu araştırılır. Karşı tarafın sizin müvekkilinizin zengin olduğuna dair iddiası varsa mahkemenin bunu araştırması yerindedir. Buna karşılık siz de davalının ne kadar zengin olduğunu iddia ve ispat edin. Sadece yoksulluktan kurtulduğunu değil, tüm malvarlığını ortaya çıkarın davalının. Davalı,her ne kadar yoksulluktan kurtulmuş oolsa bile eğer ki davacı çok aşırı zengin ise yine nafaka ödemek zorunda kalır. Örneğin Yargıtay' ın bir kararında kadın çalışıyor, koca da fabrikattör.Yargıtay bu olayda kadna nafaka verilmesine devam diyor. Saygılar |
20-01-2009, 20:59 | #3 |
|
Yol gösterecek karar 1
T.C.
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 1994/2-758 K. 1995/29 T. 1.2.1995 • YOKSULLUK NAFAKASININ KALDIRILMASI ( Davalının Devamlı Gelir Getirecek Bir İşe Girip Sonradan Ayrılması ) • DEVAMLI GELİR GETİREN BİR İŞE GİRİP SONRADAN AYRILMAK ( Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması Davası ) • DAVA HAKKI ( Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması Davası-Davalının Devamlı Gelir Getirecek Bir İşe Girip Sonradan Ayrılması ) 743/m.145 ÖZET : İşe girip devamlı bir gelir temin eden kadının sonradan işten ayrılması, yoksulluk nafakası ödeyen davacının, bu nafakanın kaldırılmasını talep hakkını ortadan kaldırmaz. DAVA : Taraflar arasındaki "yoksulluk nafakasının kaldırılması"davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; ŞİŞLİ Asliye 1. Hukuk Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 15.7.1993 gün ve 662-715 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 2.12.1993 gün ve 10949-11673 sayılı ilamı: ( ...Dinlenen tanık beyanlarından davalının boşanma kararının kesinleşmesinden sonra işe girip çalıştığı ve devamlı bir gelir temin ettiği gerçekleşmiştir. Medeni Kanun'un 145/3. maddesi şartları oluşmuştur. Davalının sonradan işten ayrılması davacı yararına oluşan dava hakkını ortadan kaldıramaz. Bu yön gözetilmeden davanın reddi doğru görülmemiştir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykarıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır. SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı ( BOZULMASINA ) oyçokluğuyla karar verildi. |
20-01-2009, 21:00 | #4 |
|
Yol gösterecek karar 2
3. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/5161 K. 2004/5218 T. 17.5.2004 • NAFAKA DAVASI ( Davalının Asgari Ücretle İş Bulduğu ve Mazeretsiz Olarak Çalışmadığı Tespit Edilmiş İse de Yerleşik Yargıtay Uygulamasına Göre Asgari Ücretin Yoksulluğu Ortadan Kaldırmadığı ) • ASGARİ ÜCRETİ ( Davalı Asgari Ücretle Çalışsa Bile Yoksulluğunun Ortadan Kalkmayacağı Sadece Nafakanın Miktarının Tayininde Rol Oynayacağı - Yoksulluk Nafakasının Kaldırılamayacağı ) • YOKSULLUK NAFAKASININ KALDIRILMASI ( Davalı Asgari Ücretle Çalışsa Bile Yoksulluğunun Ortadan Kalkmayacağı Sadece Nafakanın Miktarının Tayininde Rol Oynayacağı - Reddi Gereği ) 4721/m.176 ÖZET : Davalının asgari ücretle iş bulduğu ve mazeretsiz olarak çalışmadığı tespit edilmiş ise de, yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, asgari ücretin yoksulluğu ortadan kaldırmadığı ilke olarak kabul edildiğinden ( HGK.nun 1.5.2002 gün, 2-397 E, 339 K. )davalı asgari ücretle çalışsa bile yoksulluğunun ortadan kalkmayacağı sadece nafakanın miktarının tayininde rol oynayacağı anlaşılmakla yoksulluk nafakasının kaldırılması yönünde karar verilmesi doğru görülmemiştir. DAVA : Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: KARAR : Davada, yoksulluk nafakası kararından sonra davalının çalışarak gelir temin ettiği, babasından miras kaldığı böylece yoksul olmadığı ileri sürülerek aylık 45.000.000 lira yoksulluk nafakasının kaldırılması istenilmiş; mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, TMK.nun 176/3-4 maddesine göre: "irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır. Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir." Somut olayda, davalı kadına 19.9.2001 tarihi itibariyle artırılarak aylık 45.000.000 lira yoksulluk nafakası verilmiş, bu tarihten çok önce ( 25.2.1989 )ölen babasından bir kısım taşınmazlar hisseli olarak intikal etmiş, buna rağmen kesinleşen yargı kararlarıyla davalının yoksul olduğu kabul edilmiştir. Ayrıca, her ne kadar davalının asgari ücretle iş bulduğu ve mazeretsiz olarak çalışmadığı tespit edilmiş ise de, yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, asgari ücretin yoksulluğu ortadan kaldırmadığı ilke olarak kabul edildiğinden ( HGK.nun 1.5.2002 gün, 2-397 E, 339 K. )davalı asgari ücretle çalışsa bile yoksulluğunun ortadan kalkmayacağı sadece nafakanın miktarının tayininde rol oynayacağı anlaşılmakla yoksulluk nafakasının kaldırılması yönünde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.5.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. |
20-01-2009, 21:01 | #5 |
|
Yol gösterecek karar 3
T.C.
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2007/3-641 K. 2007/623 T. 26.9.2007 • YOKSULLUK NAFAKASININ KALDIRILMASI TALEBİ ( Kendi Evini Aylık 150 YTL Bedelle Kiraya Verip Ailesinin Yanında Kalan ve Başka Geliri Bulunmayan Kadının Yoksul Olmadığı Kabul Edilemeyeceği ) • YOKSULLUĞUN TAKDİRİ ( Yeme Sığınma Sağlık Ulaşım Eğitim Gibi Zorunlu ve Gerekli Giderleri Karşılayamayacak Düzeyde Olanların Yoksul Olduğunun Kabulü Gerektiği ) • YOKSULLUK NAFAKASI ( Kaldırılması Davası - Kendi Evini Aylık 150 YTL Bedelle Kiraya Verip Ailesinin Yanında Kalan ve Başka Geliri Bulunmayan Kadının Yoksul Olmadığı Kabul Edilemeyeceği ) 4721/m. 176 ÖZET : Yoksulluk nafakası, yoksulluğun ortadan kalkması ve talep bulunması hailinde mahkeme kararı ile kaldırılır. Yeme, sığınma, sağlık, ulaşım, eğitim gibi zorunlu ve gerekli giderleri karşılayamayacak düzeyde olanların yoksul olduğunun kabulü gerekir. Dosya kapsamından davalı kadının ev hanımı olduğu, adına kayıtlı evi 150. - YTL bedelle kiraya verdiği, ailesinin yanında kaldığı ve başkaca bir geliri olmadığı anlaşılmaktadır. Alınan kira ile nafaka miktarı toplamı kadını yoksulluktan kurtaracak düzeyde değildir. Bu durum karşısında yoksuluk nafakasının kaldırılması talebinin reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. DAVA : Taraflar arasındaki "yoksulluk nafakasının kaldırılması" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Adana 2. Aile Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 16.02.2006 gün ve 2005/655 E, 20061129 K. sayılı kararın incelenmesi davalı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 29.05.2006 gün ve 2006/5390 E., 2006/6652 K. sayılı ilamı ile; ( ... Davacı; davalı ( kadın ) ın evinden 150.- YTL kira gelirinin bulunduğunu, ayrıca çalıştığını, böylece yoksulluğunun ortadan kalktığını iddia ederek, mevcut 150.-YTL olan yoksulluk nafakasının kaldırılmasına talep ve dava etmiş, mahkemece; davalının evini kiraya vererek ekonomik durumunda düzelme olduğu ve böylece yoksulluğu kalktığı gerekçesiyle, davanın kabulüyle yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. TMK'nun 176/3. maddesine göre "irat biçimde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka ... alacaklı tarafın ... yoksulluğunun kalkması ... halinde mahkeme kararıyla kaldırılır". Hukuk Genel Kurulu'nun 07.10.1998 tarih ve 2-656-688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, sığınma, barınma, sağlık, ulaşım, kültür ( eğitim ) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul olduğunu kabul etmek gerekir. Yine hemen belirtmek gerekir ki, Hukuk Genel Kurulu'nun yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması" yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmemiştir ( HGK. 07.10.1998 gün, 1998/2-656 E. 1998/688 K.; 26.12.2001 gün, 2001/2-1158-1185 sayılı ve 01.05.2002 gün, 2002/2-397-339 sayılı kararları ). Dosyada bulunan delillerden, davalının ev hanımı olup, herhangi bir işte çalışmadığı, ailesinin yanında kaldığı, sadece 150.-YTL evinden kira geliri bulunduğu, davalının ise astsubay olduğu, 900.- YTL aylık maaşının bulunduğu anlaşılmıştır. Somut olayda; ev her insanın yaşaması için gerekli en zaruri ihtiyaçlarından birisidir. Davalının da adına kayıtlı tek bir evi vardır. Davalı bu evde kalmayıp, gelirinden yararlanıp ve ihtiyaçlarını daha uygun bir şekilde karşılamak için 150.- YTL'ye kiraya verdiği, kendisinin de ailesinin yanında kaldığı, herhangi bir yerde de çalışmadığı, kira gelirinden başka geliri bulunmadığı, davalının aldığı aylık 150..YTL kira geliri ile aldığı nafaka miktarı toplamının onu, yoksulluktan kurtaracak miktarda bulunmadığının kabulü gerekir. Mahkemece, dava tarihindeki şartlara göre; davalının yoksulluğunun kalkmadığı gözetilerek, davanın reddi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır. SONUÇ : Davalının temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının özel daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 26.09.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi. Not: Kararlar Kazancı'dan alınmıştır. |
20-01-2009, 22:43 | #6 |
|
TMK.nun 175 mad. göre " boşanma yüzünden yoksulluğa düşeek...eş yoksulluk nafakası isteyebilir.
TMK.nun 176/3 maddesine göre : yoksulluğunun ortadan kalkması hâlinde nafaka mahkeme kararıyla kaldırılır. 4. fıkraya göre de ;tarafların malî durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hâllerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Somut olayda , nafakanın kaldırılması davası açıldığına göre; hakimin araştıracağı husus nafaka alacaklısının (davalının ) yoksulluğunun ortadan kalkıp kalkmadığı hususudur.Örnek verecek olursak karardan sonra nafaka alaaklısının düzenli bir işe girmesi , miras bağış vaya şans oyunları ile gelir temin etmesi , sigortalı vaya emekli olması gibi olaylar yoksulluğun sona ermesini gösterebilir.Davada bu gibi konular araştırılacktır. Bu davada davacının ekonomik durumunda zenginleşme olup olmadığı hususu örneğin nafaka alacaklısının nafakanın arttırılması hakkında bir karşılık davasının bulunması halinde söz konusu olabilir. Bu düşüncelerle , soru sahibinin görüşüne katılıyorum. |
21-01-2009, 17:30 | #7 |
|
Çok teşekkür ederim sayın Yücel Kocabaş.
Benim davamda davalıya babasından 55.000.-TL para kalmıştı ve ben de buna istinaden davayı açmıştım, açıklamalarınızdan da anladığıma göre, eğer miras kalan bu para davalının yoksulluğunu ortadan kaldırmış ise, davanın kabulüne karar verilmelidir. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
BAĞ-KUR , yersiz prim tahsilatı, ardışık hatalar | Av. Şehper Ferda DEMİREL | Meslektaşların Soruları | 12 | 10-10-2013 01:20 |
Meslekte Yapilan Hatalar | nakil | Hukuk Sohbetleri | 41 | 17-10-2009 21:52 |
Boşanma Davasındaki Ara Kararın Temyiz Edilebllirliği. | Yerleşik Yabancı | Meslektaşların Soruları | 3 | 24-10-2008 15:51 |
boşanma davasındaki vekaletle nafaka takibi | aes | Meslektaşların Soruları | 3 | 27-08-2008 14:15 |
ceza davasındaki beraatin hukuk davasına etkisi | aes | Meslektaşların Soruları | 2 | 24-09-2007 15:26 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |