Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İbrada İŞÇİye BoŞ KaĞida İmza Attirilmasi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 04-08-2008, 08:20   #1
BERRAAK

 
Varsayılan İbrada İŞÇİye BoŞ KaĞida İmza Attirilmasi

GÜZEL BİR ADLİ TATİL DİLEKLERİMLE.

Müvekkilim büyük bir şirkette Genel Müdür , ama şirketi sevk ve yönetim vede işe alımlarda yetkili olduğunu gösteren bir belge yok.Geçen hafta hiç bir ihtar, yazılı savunması alınmadan sizinle çalışmak istemiyoruz diye Genel Müdürlüğe çağrılıp işine son verilmiş. Yapılan İbranamede öncelikle kıdem, ihbar, izin alacakları ve miktarları yazılıp toplamı belirtilip ( ayda sadece 1 gün izinli, hafta sonu çalışmaları ve günde 12 saat mesai yapmış fazla çalışmaları ödenmemiş.) , dava ve yasal haklarımdanda vazgeçiyorum ifadesinin altına imza attırılmış. Bunun dışında da boş bir A-4 kağıdına imza attırılmış.
İşe iade ve diğer davalarımızıda açmak istiyorum, izlemem gereken yol hakkında bilgi ve Yargıtay Karar örnekleri konusunda destek kuvvet istiyorum.
Şimdiden teşekkür ederim.
SEVGİLER
Old 04-08-2008, 09:27   #2
üye18087

 
Varsayılan

işe iade konusunda bilindiği üzere 18. maddede belirtilen yazılı bir usul vardır. eğer işçiye, çıkarılma nedeni yazılı olarak bildirilmezse, sırf bu nedenle fesih geçersiz sayılacak,işçinin işe iade talebi kabul edilecektir. bunun gibi işçi işten çıkarılırken savunması alınmamışsa bu da bir şekil eksikliğidir.

boş kağıda attığı imza ise muhtemelen, şirketin, işçinin kendine dava açması halinde kendini garantiye almak için yaptığı bir şeydir. büyük ihtimalle bir ibraname olarak çıkacaktır karşınıza. ibraname konusunda ise, Yargıtay tüm alacaklarımı aldım, alacağım kalmamıştır şeklinde bir ibranameye itibar etmemekte.

eğer ibranamede tüm kalemler ayrı ayrı gösterilmişse, "yani haftlık izin, yıllık izin, fazla mesai ücreti vs. alacağım kalmamıştır gibi" Yargıtay bunu geçerli kabul etmektedir. eğer fesih sonrası verilen para ibranamede belirtilmişse, makbuz gibi kabul edilip, işçinin alacağı daha fazla ise bu alacaktan mahsup edilir.

işçinin genel müdür olduğunu kanıtlamada ise, şirketi temsil gibi bi yetkisi varsa bir imza sirküleri veya ticaret sicil gazetesinde bir ilan olması gerekir diye düşünüyorum. yukarıda saydığınız konularda yetkili bir kişi ise, bunun tanık ifadeleri ile de kanıtlanması gerektiği kanaatindeyim.
Old 04-08-2008, 10:01   #3
Av. Fatih KARACA

 
Varsayılan

Sn. Meslektaşım,

Her ne kadar yetkili olduğunu gösteren belgeler bulunmasa da, genel müdürün işe iade davası açamayacağı kanaatindeyim.
İmzalanan ibraname ise, zaten iş mahkemelerinde pek dikkate alınmıyor. Ancak günde 12 saat fazla mesai talebinin kabul edilmeyeceğini düşünüyorum. Bir insanın, genel müdür de olsa her gün 12 saat fazla mesai yapması hayatın olağan akışına aykırıdır, yargıtay kararları da bu yöndedir.
İzlemeniz gereken yol ise malumunuz, yetkili iş mahkemesinde dava açmak olacaktır.

Saygılarımla
Av. Fatih KARACA
Old 04-08-2008, 11:40   #4
Av. Mehmet Demirezen

 
Varsayılan

Sayın Karaca mesai saati konusunda yanlış anlaşılma olmuş sanırım.
Sayın Berrak çalışanın 12 saat mesai yaptığını belirtmiş,12 saat fazla mesai değil.
Saygılarımla.
Old 04-08-2008, 11:47   #5
Av. Fatih KARACA

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Mehmet Demirezen
Sayın Karaca mesai saati konusunda yanlış anlaşılma olmuş sanırım.
Sayın Berrak çalışanın 12 saat mesai yaptığını belirtmiş,12 saat fazla mesai değil.
Saygılarımla.

Sn. Meslektaşım,

Çok teşekkür ederim. Uyarınız üzerine dikkatsizliğimi farkettim.

Saygılarımla
Av. Fatih KARACA
Old 04-08-2008, 14:52   #6
av.eseralp

 
Varsayılan

Bu çıktı Dominant Mevzuat ve İçtihat programından alınmıştır.

YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ

Tarih : 20.11.2007
Esas No : 2007/27454
Karar No : 2007/34667


1475 - İŞ KANUNU 41

ÖZET : DAVA, FAZLA ÇALIŞMA ÜCRETİ VE PİRİM ALACAKLARININ ÖDETİLMESİ TALEBİDİR. DAVACI İŞÇİ 30.6.2005 GÜNÜ SAAT 9.05 DE NOTERDE DÜZENLENEN İHTARNAMESİNDE, 13.6.2005 TARİHİNDE İŞ SÖZLEŞMESİNİN FESHEDİLECEĞİNİ ÖĞRENDİĞİNİ, ANCAK ÖDEME ALABİLMESİ İÇİN İSTİFA ETMESİ GEREKTİĞİNİN SÖYLENDİĞİNİ, YASAL HAKLARINA KAVUŞMAK İÇİN BU İHTARNAME TARİHİNDE YA DA İLERİKİ TARİHLERDE İBRANAME VE HER TÜRLÜ BELGELERİ MÜZAYAKA HALİNDE OLDUĞU İÇİN İMZALAYACAĞINI VE GEÇERLİ OLMADIĞINI BELİRTMİŞTİR. DAVACI, AYNI GÜN İŞYERİNDEN AYRILDIĞINA DAİR İSTİFA BELGESİNİ İMZALAYARAK İŞVERENE VERMİŞ VE İBRANAMEDE DAVAYA KONU ALACAKLAR DAHİL HER TÜRLÜ HAKKINI ALDIĞINI BEYAN ETMİŞTİR. NOTER İŞLEMİNDE SAAT YAZILI OLUP SOMUT OLAYDA İŞÇİNİN İŞYERİNDE BU BELGELERİ İMZALAMASI VE HAKLARININ ÖDENMESİNİN ARDINDAN NOTERE GİDEREK SAAT 9.05 DE İŞLEM YAPMASI MÜMKÜN GÖRÜLMEMİŞTİR. MAHKEMENİN BU YÖNLÜ KABULÜ DE DOSYA İÇERİĞİNE UYGUN DEĞİLDİR. DAVACIYA İHBAR VE KIDEM TAZMİNATI İLE BİR KISIM İSÇİLİK ALACAKLARININ ÖDENMESİ İÇİN İSTİFA BELGESİ İLE İBRANAME DÜZENLEDİĞİ DOSYA İÇERİĞİ İLE SABİT OLMUŞTUR. KALDI Kİ DAVALININ HAK KAZANMADIĞI SAVUNMASI İLE İBRANAME İÇERİĞİ BİRBİRİYLE ÇELİŞKİLİDİR. BU NEDENLE İBRANAME SEBEBİYLE DAVANIN REDDİ DE YERİNDE OLMAMIŞTIR.


DAVA : Taraflar arasındaki, fazla çalışma ücreti ve pirim alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle reddine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davacı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 20.11.2007 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına Avukat A. P göz ile karşı taraf adına Avukat E.E geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı işçi açmış olduğu bu davada fazla çalışma ücreti ile pirim alacağı isteklerinde bulunmuştur. Davalı işveren davacının üst düzey yönetici olduğunu ve iş sözleşmesinde fazla çalışmanın aylık ücrete dahil olduğu yönünde hüküm bulunduğunu belirterek davacının fazla çalışma ücretine hak kazanmadığını savunmuş, öte yandan ibraname ile borcun sona erdiğinden bahisle davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davacının mesaisini kendisinin belirleyebileceği üst düzey yönetici olması sebebiyle fazla çalışma ücretine hak kazanamayacağı ve ibranamenin düzenlenmesinden sonra irade fesadına dair noter işleminin gerçekleştirildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Öncelikle belirtmek gerekir ki davacının işyerinde Ankara muhasebe yöneticisi olarak görev yaptığı dosya içindeki bilgi ve belgelerle organizasyon şemasından anlaşılmaktadır. işyerinde halen direktör olarak çalışmakta olan tanık da davacının üst düzey yönetici olmadığını ve kendisine bağlı bir eleman da olmadığını belirtmiştir. Böyle olunca davacının konumu itibarıyla fazla çalışma ücretine hak kazanamayacağına dair mahkeme gerekçesi dosya içeriğine uygun değildir.

Davacı işçi 30.6.2005 günü saat 9.05 de noterde düzenlenen ihtarnamesinde, 13.6.2005 tarihinde iş sözleşmesinin feshedileceğini öğrendiğini, ancak ödeme alabilmesi için istifa etmesi gerektiğinin söylendiğini, yasal haklarına kavuşmak için bu ihtarname tarihinde ya da ileriki tarihlerde ibraname ve her türlü belgeleri müzayaka halinde olduğu için imzalayacağını ve geçerli olmadığını belirtmiştir. Davacı, aynı gün işyerinden ayrıldığına dair istifa belgesini imzalayarak işverene vermiş ve ibranamede davaya konu alacaklar dahil her türlü hakkını aldığını beyan etmiştir. Noter işleminde saat yazılı olup somut olayda işçinin işyerinde bu belgeleri imzalaması ve haklarının ödenmesinin ardından notere giderek saat 9.05 de işlem yapması mümkün görülmemiştir. Mahkemenin bu yönlü kabulü de dosya içeriğine uygun değildir. Davacıya ihbar ve kıdem tazminatı ile bir kısım isçilik alacaklarının ödenmesi için istifa belgesi ile ibraname düzenlediği dosya içeriği ile sabit olmuştur. Kaldı ki davalının hak kazanmadığı savunması ile ibraname içeriği birbiriyle çelişkilidir. Bu nedenle ibraname sebebiyle davanın reddi de yerinde olmamıştır.

Bilirkişi raporunda fazla çalışma ücreti ile 2005 yılına ait pirim hesabı yapılmış, davalı işveren pirim alacağı yönünde ödeme defini ileri sürmüştür. Mahkemece bilirkişi raporu ile davalının ödemeye dair itirazı bir değerlendirmeye tabi tutularak isteklerle ilgili bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, Davacı yararına takdir edilen 500.- YTL duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.11.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.
Old 06-08-2008, 08:51   #7
BERRAAK

 
Varsayılan İbranin Baski Altinda İmzalatilmasi

Müvekkilim bir şirketin Genel Müdür Yardımcısı.Sebep gösterilmeden vede savunması alınmadan gel ödemeni yapalım çıkışını vereceğiz denilmiş.Ayda 7.000 YTL. maaş alan ve günde cumartesi dahil 12 saat çalışan müvekkilin maaşı resmi olarak 2.700 YTL. gösterilmiş.Bu iş yerinde 2 yıldır çalışmaktadır.Geçen ay maaş ödemesinde imzaladığı makbuzların birer fotokopisini de almıştır, maaşı 1 ay içinde 2 defa da 2 ye bölünerek ödenmekte ve 20.07.2008 tarihli makbuza Temmuz ayı maaş avans ödemesi 3.500 YTL. yazılmış ,aylık maaşının 2. ödemesindeki makbuzda da 01.08.2008 tarih 3.500 YTL. Temmuz ayı maaşı yazılmış.Burdan maaşının 7.000 YTL. olduğunu ispatlayabilir miyiz.
İMZALATILAN İBRANAMEDE ; Şu tarihler arası çalıştığım iş yerinden ( 4857/17 ) Bildirimli Fesih İşveren tarafından nedeniyle ayrıldım.
Bu işyerinden çalıştığım süre boyunca hak kazandığım normal ücret, fazla mesai ( gerçekte fazla mesai , bayram, hafta sonu tatilleri ödenmemiş.ibrayla birlikte TEK ÖDENEN KIDEM VE İHBARI), hafta tatil, resmi ve genel tatil ücretlerimi, ikramiye ve primlerimi, yıllık izin haklarımı, tam ve noksansız bir şekilde almış olduğumu beyan ve kabul ederim.Böylece adı geçen şirketten her türlü alacağımı eksiksiz almış olduğumu, ayrıca yukarıda sayılanlar dışında da çıkış ücreti olarak gerek hizmet akdimden veya gerekse kanundan doğan hiç bir alacağım kalmadığını ikrarla her türlü dava ve takip hakkımdan feragat ettiğimi beyan eder....şirketini tam bir şekilde ibra ederim.2 tanıkla birlikte imzası alınmış.
Müvekkile verilenler sadece kıdem ve ihbarı, bunları ibrada belitmemişler, karşılığında aldığı para için makbuz imzalatmışlar makbuz örneği elimizde yok.Müvekkilim Genel Müdür ama sevk ve idare yetkisini gösteren resmi bilgi ve belge verilmemiş.İşe iade ile birlikte hangi davaları açıp nasıl bir yol izlemeliyim.
Şimdiden TEŞEKKÜRLER
Old 06-08-2008, 10:23   #8
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan BERRAAK
Müvekkilim bir şirketin Genel Müdür Yardımcısı.Sebep gösterilmeden vede savunması alınmadan gel ödemeni yapalım çıkışını vereceğiz denilmiş.Ayda 7.000 YTL. maaş alan ve günde cumartesi dahil 12 saat çalışan müvekkilin maaşı resmi olarak 2.700 YTL. gösterilmiş.Bu iş yerinde 2 yıldır çalışmaktadır.Geçen ay maaş ödemesinde imzaladığı makbuzların birer fotokopisini de almıştır, maaşı 1 ay içinde 2 defa da 2 ye bölünerek ödenmekte ve 20.07.2008 tarihli makbuza Temmuz ayı maaş avans ödemesi 3.500 YTL. yazılmış ,aylık maaşının 2. ödemesindeki makbuzda da 01.08.2008 tarih 3.500 YTL. Temmuz ayı maaşı yazılmış.Burdan maaşının 7.000 YTL. olduğunu ispatlayabilir miyiz.
İMZALATILAN İBRANAMEDE ; Şu tarihler arası çalıştığım iş yerinden ( 4857/17 ) Bildirimli Fesih İşveren tarafından nedeniyle ayrıldım.
Bu işyerinden çalıştığım süre boyunca hak kazandığım normal ücret, fazla mesai ( gerçekte fazla mesai , bayram, hafta sonu tatilleri ödenmemiş.ibrayla birlikte TEK ÖDENEN KIDEM VE İHBARI), hafta tatil, resmi ve genel tatil ücretlerimi, ikramiye ve primlerimi, yıllık izin haklarımı, tam ve noksansız bir şekilde almış olduğumu beyan ve kabul ederim.Böylece adı geçen şirketten her türlü alacağımı eksiksiz almış olduğumu, ayrıca yukarıda sayılanlar dışında da çıkış ücreti olarak gerek hizmet akdimden veya gerekse kanundan doğan hiç bir alacağım kalmadığını ikrarla her türlü dava ve takip hakkımdan feragat ettiğimi beyan eder....şirketini tam bir şekilde ibra ederim.2 tanıkla birlikte imzası alınmış.
Müvekkile verilenler sadece kıdem ve ihbarı, bunları ibrada belitmemişler, karşılığında aldığı para için makbuz imzalatmışlar makbuz örneği elimizde yok.Müvekkilim Genel Müdür ama sevk ve idare yetkisini gösteren resmi bilgi ve belge verilmemiş.İşe iade ile birlikte hangi davaları açıp nasıl bir yol izlemeliyim.
Şimdiden TEŞEKKÜRLER


Sayın BERRAAK,

Aynı konu için farklı forumlar açamıyoruz. Mesajınızı silmem gerekiyordu ama daha fazla ayrıntı içerdiği için ilk açtığınız bu foruma taşıdım.
Old 06-08-2008, 11:27   #9
BERRAAK

 
Varsayılan

İbra ile ilgili sorumun son şekli 06.08.2008 tarihinde yazdığım gibidir.
Müvekkilimle son görüşmemde bu şekilde değiştirdiklerini ifade etti. Teşekkür ederim
Old 06-08-2008, 12:36   #10
Engin Özoğul

 
Varsayılan

Sayın Berrak

Yazdıklarınızdan anladığım kadarıyla iki dava açmak istiyorsunuz. Bunlardan biri işe iade davası diğeri ise fazla çalışma alacağı ve ödenmeyen diğer alacakların talep edildiği bir alacak davası.

İlk olarak alacak davanız konusunda bir şeyler yazmak isterim.

Fazla Çalışma Alacağı Talebi: Müvekkiliniz genel müdür seviyesinde çalıştığından fazla çalışma alacağı talebiniz kabul görmeyecektir. Yargıtay'ın yerleşik içtihadına göre kendi çalışma saatlerini kendisi belirleyebilecek durumda olan kişiler fazla çalışma alacağı talep edemiyor. Bırakın genel müdürü birim müdürlerini bile bu kapsamda değerlendiriyor. Bu yüzden fazla çalışma alacağı talebinizin reddedileceğini düşünüyorum.

Kıdem ve İhbar Taz. - Yıllık İzin Ücreti : Olayı anlatırken iki farklı belgeden bahsetmişsiniz. Bunlardan biri kıdem t. + ihbar t.+ izin ücreti alacaklarının alındığını gösteren ve miktar içeren bir belge. Sayın Av.Elif Nur'un da belirttiği gibi bu belge makbuz niteliğindedir. Gerçekte almanız gereken miktar ödenenin üstünde ise fark alacak talebinde bulunabilirsiniz.

Diğer Alacaklar Bakımından İbranamenin Hukuki Niteliği : Yargıtay ibraname ile ilgili ilke kararlarına uygun nitelikteki ibranameleri geçerli sayıyor. Bu ilkeler:

1- İbranamenin miktar içermemesi
2- Alacak kalemlerinin tek tek ve açık bir şekilde yazılması
3-İbranamenin iş sözleşmesinin feshinden sonra düzenlenmiş olması (özellikle feshe bağlı haklar bakımından)

Bu temel unsurları taşıyan ibranameler bakımından Yargıtay bazen de hakkaniyete uygunluk bakımından bir inceleme yapıyor. Örneğin çalışan kişinin ücret durumuna, gerçekten kendisine bir ödeme yapılıp yapılmadığına, iş ilişkisi boyunca haklarının düzgün ödenip ödenmediğine vs. Böylelikle de somut olay adaletini sağlamış oluyor. Özellikle üst düzey yöneticiler bakımından işçi lehine yorum ilkesini neredeyse işçi ile işverenin eşit olduğu bir seviyeye getiriyor.

Bu bilgileri dikkate alarak ikinci belgeyi inceleyecek olursak tarih konusunda bir sıkıntı yoksa ibranameye geçerlilik tanınması kuvvetle muhtemel görünüyor.

Ücret Miktarına İlişkin İhtilaf : Ücret miktarının belirlenmesi bakımından elinizdeki belgeleri delil olarak kullanabilirsiniz. Ancak belge aslı işverende olduğu için dosyaya aslını sunmadığı takdirde fotokopi belgeye itibar edilemeyeceğini düşünüyorum. Kaldı ki fotokopi olup olmamasından da öte belge müvekkilinizden sadır olduğundan işveren bu belgeyi kabul etmediği takdirde bu delile itibar edilmeyebilir. Kısacası işveren bu belgeleri delilleri arasında sunarsa ücret miktarının belirlenmesi bakımından belgeler işinize yarayacaktır. Bunun dışında tanık deliline ya da başkaca delillere dayanabilirsiniz. Ayrıca ticaret odasından da emsal ücret sorabilirsiniz.

----------------------------------------------------

Son olarak işe iade davası ile ilgili görüşlerimi yazmak isterim.

İş güvencesine ilişkin düzenlemede üç grup işveren vekili iş güvencesi kapsamı dışında tutulmuştur.

1. Grup- İşletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekili(işe alma ve işten çıkarma yetkisi aranmamaktadır)

2. Grup- İşletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekili yardımcıları(işe alma ve işten çıkarma yetkisi aranmamaktadır)

3. Grup- İşyerinin bütününü sevk ve idare eden ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan işveren vekili

Yani işletme ve işyeri esasına göre iki farklı sistem belirlenmiştir. Somutlaştırmak gerekirse şöyle diyebiliriz: Bir şirketin Maslakta merkezi olsun. Şirketin tüm faaliyetlerinin beyni burası olsun ve buradaki yöneticiler tüm işletme üzerinde söz sahibi olsun. Beylikdüzü'nde ve Ümraniye'de de iki ayrı fabrikası olsun. Maslak'taki işyeri şirketin tüm işyerleri bakımından faaliyetin merkezi olduğundan buradaki genel müdürün işletmenin bütününü sevk ve idare etme yetkisi bulunduğu kabul edilir. İşte buradaki genel müdür 1. grup işveren vekilidir. Bu kişinin işçiyi işe alma ya da işten çıkarma yetkisinin bulunmasına gerek yoktur. Bu kişinin yardımcıları ise 2. grup işveren vekilidir. Örneğin doğrudan genel müdüre bağlı finans direktörü ya da insan kaynakları direktörü. Bu kişilerin de işçiyi işe alma ya da işten çıkarma yetkisinin bulunmasına gerek yoktur. Beylikdüzü ve Ümraniye'deki işyerlerinin müdürleri ise işten alma ve çıkarma yetkisine de sahipse bu kişiler 3. grup işveren vekilidir ve iş güvencesi kapsamı dışındadır. İşten alma ve çıkarma yetkisi yoksa bu kişiler teknik olarak yine işveren vekilidir ama iş güvencesi kapsamındadır.

İşten alma ve çıkarma yetkisinin varlığının ve işletmenin tümünün yönetilip yönetilmediğinin tespiti bakımından imza yetkisinin aranmasına gerek olmadığını düşünüyorum. Sonuçta ticaret sicildeki kayıtlar ticari hayatın işleyişini düzene koymak bakımından getirilmiştir. İş Hukuku'nda ise kaydi düzenlemelerden öte gerçek durumun tespit edilmesi gerekir. Yani bu kişinin bu işleri yapma yetkisi var mı yok mu sorusuna cevap aranırken her türlü delilden faydalanılabilir.

Anlattığınız bilgilerden anladığım kadarıyla müvekkiliniz 1. grup işveren vekili olarak kabul edilecek. Ancak bazı yerel mahkemeler imza yetkisinin varlığını arıyorlar.

İş güvencesi kapsamına ilişkin sorunu aşarsanız feshin geçersiz sayılması ihtimali yüksek görünüyor. Hem feshin yazılı olarak yapılmamış olması(belki boş kağıdı bunun için kullanabilirler) hem de fesih sebebi olarak sağlam gerekçlerin gösterilmemiş olması nedeniyle dava kazanılabilir.

Tüm riskleri değerlendirerek dava açıp açmayacağınıza karar verebilirsiniz.

Saygılarımla
Old 06-08-2008, 16:46   #11
BERRAAK

 
Varsayılan

İlginize teşekkür ediyorum Sayın Engin Özoğul.

Öncelikle sorumun ilk kısmında belirttiğim boş kağıda imza attırılması durumunu, müvekkilimle konuşup burdada düzenledim, kağıt müvekkilimin önünde yırtılarak imha edilmiş.
Sadece imzaladığı bir ibraname var ve aldığı kıdem ihbar toplamı bir ödeme var. İşverenin ihbarının geçersiz bir ihbar olduğunu düşündüğümden buradan kötüniyet tazminatı alınabilir mi?

Genel Müdür yardımcılarının fazla mesai ödemelerini alamadıklarını bende araştırmalarımda rastladım, bu konuda Yargıtay karar örneklerini paylaşırsanız sevinirim.

Maaş makbuzlarından 1 adeti asıl makbuz fotokopi degil, 1 tanesi avans ödeme yazan makbuz ise fotokopi, burada maaşını ispatlamakta şansımız nasıl olabilir.

Teşekkürler
Old 07-08-2008, 12:04   #12
üye18087

 
Varsayılan

öncelikle ihbarın geçersiz olması kötüniyet tazminatına hak kazandırmaz. ayrıca iş güvencesi kapsamında olduğu kabul edilirse kötüniyet tazminatını her halükarda alamaz.
Old 07-08-2008, 18:53   #13
Engin Özoğul

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan BERRAAK
İlginize teşekkür ediyorum Sayın Engin Özoğul.

Öncelikle sorumun ilk kısmında belirttiğim boş kağıda imza attırılması durumunu, müvekkilimle konuşup burdada düzenledim, kağıt müvekkilimin önünde yırtılarak imha edilmiş.
Sadece imzaladığı bir ibraname var ve aldığı kıdem ihbar toplamı bir ödeme var. İşverenin ihbarının geçersiz bir ihbar olduğunu düşündüğümden buradan kötüniyet tazminatı alınabilir mi?

Genel Müdür yardımcılarının fazla mesai ödemelerini alamadıklarını bende araştırmalarımda rastladım, bu konuda Yargıtay karar örneklerini paylaşırsanız sevinirim.

Maaş makbuzlarından 1 adeti asıl makbuz fotokopi degil, 1 tanesi avans ödeme yazan makbuz ise fotokopi, burada maaşını ispatlamakta şansımız nasıl olabilir.

Teşekkürler

Sevgili Elif'in de belirttiği üzere ihbar yükümlülüğüne aykırı hareket edilmesi otomatik olarak kötüniyet tazminatına hükmedilmesi sonucunu doğurmaz. Kötüniyet tazminatı sadece iş güvencesi kapsamı dışında olan işçiler bakımından uygulanır.

Sizin müvekkiliniz iş güvencesi kapsamı dışında olup olmadığı henüz belli değil. Sizin yararınıza olan şey onun iş güvencesi kapsamında sayılması. Dolayısıyla talepleriniz arasında kötüniyet tazminatına yer vermeniz savunmanı bakmından çelişki yaratabilir.

Müvekkilinize sadece içeriğini yukarıda aktardığınız ibraname imzalatılmışsa ve müvekkiliniz iş güvencesi kapsamında sayılır ise yazılı bildirim yapılmadığı için fesih usulsüz olacağından işe iade davasını kazanma imkanınız çok yüksek.

Makbuzlar müvekkilinizden sadır olduğundan yani makbuz üzerinde işveren tarafından düzenlendiğine ilişkin bir ibare olmadığından tek başına kuvvetli delil olarak kabul edilmesi mümkün olmaz. Ancak işveren bu makbuza kendi delilleri arasında da yer verirse o takdirde itibar edilebilecek bir delil haline gelebilir.

Genel Müdürlerin fazla çalışma ücreti talep edemeyeceklerine ilişkin Yargıtay kararı sayısı çok fazla. Ofise geçtiğimde size uygun karar bulmaya çalışırım.

Bir de müvekkiliniz genel müdür mü genel müdür yardımcısı mı?

Saygılar
Old 13-08-2008, 13:33   #15
avenginakbaba

 
Varsayılan

sayın meslektaşım, bir tesbit davasıda açarak, vekil edeninizin aslında 7000,00 ytl maaş aldığını lakin ssk2ye daha düşük bir bedel üzerinden prim yatırıldığını ispatlamak da sizin işinize yarayacaktır diye düşünüyorum.
tesbit davasını açmanız sizin bakımınızdan, (işveren eksik prim yatırdığı için ispat etmeniz durumunda cezalı ödeyeceği için) meseleyi dava dışı ( uzlaşma ile ) çözmeniz bakımından yarar sağlayacaktır.

elinizdeki maaş belgeleri ise tanık delili ile güçlendirildiği vakit işinmize yarayabilir.

ibranın geçersiz olabileceğini ise tahmin etmiyorum. ibra belgesi tam bir ibra özelliğini taşımıyorsa yani miktar belirtiyorsa makbuz niteliğinde değerlendirilecek ve vekil edneizin miktardan daha fazla alacak hakkı doğar ise belgede belirtilen miktar vekil edeninizin alacak hakkından düşülecektir.
saygılarımla...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İmza İncelemesİ (?) avukat-21 Meslektaşların Soruları 1 17-06-2008 14:53
İmza Değişikliği esink Meslektaşların Soruları 3 06-09-2007 13:49
Sahte İmza lawyer_denizsari Meslektaşların Soruları 2 08-12-2006 15:36
Beyaza İmza eylem Meslektaşların Soruları 3 10-05-2004 11:53
İmza Günü Av.Habibe YILMAZ KAYAR Site Lokali 0 27-05-2002 18:40


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08292198 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.