Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Site Lokali Edebiyat, Müzik, Spor, Sinema, Bilgisayar.. Site üyelerimizin hukukla ilgisiz konularda sohbetleri için. [Siyaset ve din bu sitede konu dışıdır!]

Hakimden 'kitap okuma cezası'

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 21-10-2006, 07:36   #1
üye9283

 
Karar Hakimden 'kitap okuma cezası'

Kahramanmaraş'ın Türkoğlu ilçesinde öğrencilerle kavga eden bi gence hakim, MEB tarafından tavsiye edilen 100 temel eserden en az üçünü polis gözetiminde okuma cezası vermiş.
Karar karşısında çok şaşıran İbrahim Gök Halk kütüphanesinden aldığı Safahat adlı eseri alıp,cezasını çekmeye başlamış bile
İbrahim Gök 'Kitap okumak güzel bişeymiş,belki de bu sayade kitap okuma alışkanlığını kazanırım' demiş...
Old 27-10-2006, 15:49   #2
medenikal

 
Varsayılan

polis başında iken ;

nasıl okunur bu kitap;

oku sa ne anlar;

polis gözetimi nedir;

otur şuraya oku ; mudur;

polis veya hakim okuduğunu nereden anlıyor;

okur gibi yapmadığını nereden biliyor;

artı karakolda okunan kitap; o hengamede nasıl anlaşılır;
Old 28-10-2006, 08:40   #3
üye9283

 
Varsayılan

Bende bu mevzuuda kesinlikle size katılıyorum.Bu haberi okuduğum yerdeki haber yorumlarında,kararı veren hakim hakkında çok olumlu eleştiriler vardı.Gerçekten yapıcı bi karar gibi görünüyor ama sizinde belirttiğiniz gibi bu öğrenci kitabı zorla okuyacaksa ne katıcak ki bu ona???Gerçi öğrenci, gazetecilere; "kitap okumak çok güzelmiş,bu sayede kitap okuma alışkanlığı kazanabilirim" gibisinden açıklamalarda bulunmuş ama ne kadar gerçekçi orası da tartışılır!!!
Old 28-10-2006, 11:17   #4
alisuat

 
Varsayılan

bence hakim okuduğunun anafikrini sormalı, birkaç cümleyle ne anladın anlat bakalım diyebilir mesela
Old 01-11-2006, 20:01   #5
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Üyeler

Hakimin amacı sanığa ders vermek ama sanık dersini okuduğu kitaptan almayacak; kitap okumak sanığa bir ders olacak.

Bazıları için kitap okumak bir zevk, bazıları içinse eziyet. Bence çok insani gibi görünen kitap okuma yaptırımı çok ağır bir ceza.

Bu sanık gibi edebiyattan nasibini almamış olanlara şiir kitabı okutmak, taş kırdırma cezası gibi olsa gerek.

Saygılarımla
Old 01-11-2006, 22:00   #6
şenay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
Sayın Üyeler


Bu sanık gibi edebiyattan nasibini almamış olanlara şiir kitabı okutmak, taş kırdırma cezası gibi olsa gerek.


Servet' i Fünün nasıl olur Armağan bey ? Hatta ek ceza aruz veznini ve kullanılan "sanatları" bulsun
Old 07-11-2006, 01:36   #7
Gemici

 
Varsayılan

Türkiye'de 2005 yılında yürürlüğe giren bir kanun var, ismi: Çocuk Koruma Kanunu; benim görüşüme göre altyapısı olmayan, sırf AB yolunda biraz daha ileriye gidebilmek için, aceleyle çıkarılmış bir kanun. Kanunun amacı olarak: 'Korunma ihtiyacı olan veya suça sürüklenen çocukların korunmasına, haklarının ve esenliklerinin güvence altına alınmasına ilişkin usul ve esasların düzenlenmesi' belirtilmiş 1.ci maddede. Kanunun ikinci maddesi kanunun kapsamını belirtiyor. Buna göre kanun korunma ihtiyacı olan çocuklar hakkında alınacak tedbirler ile suça sürüklenen çocuklar hakkında uygulanacak tedbirlerin usul ve esaslarına, çocuk mahkemelerinin kuruluş, görev ve yetkilerine ilişkin hükümleri kapsar.

Bildiğim kadarı ile kanunun 'korunma ihtiyacı olan çocuk' konusunda uygulanma alanı hemen hemen yok gibi. Bu türden tedbirlerin çocuğun suçlu duruma düşmesinden önce alınması gerekir. Burada söz konusu olan çocuk, okulda ve ailede problemlerle karşılaşan, daha doğrusu günlük hayatta zorluklarla karşılaşan çocuktur. Çocuğa bu gibi durmlarda yardım edebilecek bir kuruluş zaten yok. Bu yüzden de kanunun en başta gelen uygulama alanı suçlu duruma düşmüş çocuğa yönelik olanı.

Burada kısaca Alman Sistemi'ne değinmek istiyorum:
Almanya'da koruma ile ilgili hükümler ve suçlu duruma düşmüş çocuk ve gençlerle ilgili hükümler iki ayrı kanunla düzenlenmiş. Korunma ihtiyacı olan çocuklarla gençlik daireleri uğraşıyor. Bu gençlik daireleri suça itilmiş çocuklar konusunda mahkemelerle birlikte çalışıyor. Mahkeme önüne çıkan çocuğa gençlik daireleri yardımcı oluyor; Bu yardım hem mahkleme için hemde çocuk için. Kanuna göre mahkeme önüne çıkan çocuğun yanında gençlik dairesinin bir temsilcisinin bulunması gerekir(Çocuk Koruma Kanunu bunu mahkemenin takdirine bırakmış). Gençlik mahkemeleri Jugendliche(14 yaşından 18 yaşına kadar olan çocuklar/gençler) ve genelde Heranwachsende(18 yaşından 21 yaşına kadar olan gençler) için yetkili. Kanunun en büyük özelliği çocuklar ve yetişmekte olan gençler için cezadan ziyade onları topluma yeniden kazandıracak tedbirleri ön planda görmesi. Bu tedbirlerin neler olabileceğini gençlik dairesi mahkemeye rapor halinde bildirir. Mahkeme bu rapora uymak zorunda değildir, ama genelde uyar.

Bu açıdan bakınca bir hakimin 15 yaşındaki bir çocuğa/gence kitap okumayı ceza olarak, pardon onu topluma yeniden kazandırmak için öngördüğü bir tedbir bir yükümlülük olarak, karar altına almasını yerinde bir karar olarak görüyorum.

Gel gör ki edebiyatın ne olduğunu bilmeyen gencimiz Safahat'ı seçmiş. Gazetelerin bildirdiğine göre sonunda Safahat'ı okumaktan vazgeçip cezaevine gitmiş. Bir kitapçı dükkanında gördüğüm Safahat'a bir göz atınca 15 yaşındaki edebiyat meraklısının neden cezaevini yeğlediğini anladım; matbaa mürekkebinin kokusuna alışık olan ben bile Safahat'ı sözlük yardımı olmadan okuyamam.

Kıssadan Hisse:
Karakolda polis denetiminde değilde bir sosyal uzman denetiminde, Safahat değilde gencin yaşına ve kültürel gelişimine uygun bir kitap verilmiş olsaydı gence, belki de büyük faydası olurdu, kimbilir!

Saygılarımla
Old 07-11-2006, 12:34   #8
ege

 
Varsayılan

Alıntı:
Kıssadan Hisse:
Karakolda polis denetiminde değilde bir sosyal uzman denetiminde, Safahat değilde gencin yaşına ve kültürel gelişimine uygun bir kitap verilmiş olsaydı gence, belki de büyük faydası olurdu, kimbilir!


yerden göğe kadar haklısınız Gemici..

Böyle bir genç için verilecek Cezaların amacının "cezalandırmak" değil,
yanlışlarını anlatabilmek olduğu bir anlayışa ne zaman gelebiliriz bilmiyorum.

Safahat 'ın seçiminin o genç tarafından yapıldığını da sanmıyorum.

amaç "cezalandırmak" olunca sahip olunan zihniyetle ve okuyamadığı için alay edilen bu genç
(bu forumda bile "aruz veznini ezberletme,serveti funun okutmak edebiyattan nasibini almamış" denilenebiliyor)
bir daha da eline kitap almayacaktır.

Topluma kazandırdığımız ,
öfkeli , onuru kırılmış ve asi olmayı kendine varlık sebebi edinmiş,
bir gencimiz daha oldu..
Eline Safahat verilip kitap okuma "cezası" verilerek...
üzgünüm.
Old 07-11-2006, 16:26   #9
Cest la vie

 
Varsayılan

Bu ceza hangi maddeye gore verilmis acaba?
Soyle ki, Yeni Turk Ceza Kanunu'nun "Kisa sureli hapis cezasina Secenek Yaptirimlar" baslikli 50. maddesine gore secenek yaptirim olarak ongorulduyse, maddede yer alan hicbir yaptirim tanimina uymayan bir ceza:
Alıntı:
Kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar

Madde 50- (1) Kısa süreli hapis cezası, suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre;

a) Adlî para cezasına,

b) Mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle, tamamen giderilmesine,

c) En az iki yıl süreyle, bir meslek veya sanat edinmeyi sağlamak amacıyla, gerektiğinde barınma imkanı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etmeye,

d) Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, belirli yerlere gitmekten veya belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklanmaya,

e) Sağladığı hak ve yetkiler kötüye kullanılmak suretiyle veya gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranılarak suç işlenmiş olması durumunda; mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, ilgili ehliyet ve ruhsat belgelerinin geri alınmasına, belli bir meslek ve sanatı yapmaktan yasaklanmaya,

f) Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle ve gönüllü olmak koşuluyla kamuya yararlı bir işte çalıştırılmaya,

Çevrilebilir.




Eger bu maddeye gore verilmis bir ceza ise, "suc ve cezalarin kanuniligi" ilkesine aykiri davranilmis olmuyor mu?
Yok eger baska bir maddeye gore verildiyse, hangi maddeye gore verilmis olabilecegi konusunda beni aydinlatabilir misiniz?
Old 07-11-2006, 17:50   #10
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Ahu
Bu ceza hangi maddeye gore verilmis acaba?
Soyle ki, Yeni Turk Ceza Kanunu'nun "Kisa sureli hapis cezasina Secenek Yaptirimlar" baslikli 50. maddesine gore secenek yaptirim olarak ongorulduyse, maddede yer alan hicbir yaptirim tanimina uymayan bir ceza:



Eger bu maddeye gore verilmis bir ceza ise, "suc ve cezalarin kanuniligi" ilkesine aykiri davranilmis olmuyor mu?
Yok eger baska bir maddeye gore verildiyse, hangi maddeye gore verilmis olabilecegi konusunda beni aydinlatabilir misiniz?

Sayın Ahu,

TCK 51/3-4 e göre verilmiş olması lazım. Eskiden 647 Sayılı Kanununun 6.maddesine göre verilldiğini biliyorum.

Saygılarımla
Old 07-11-2006, 19:00   #11
Cest la vie

 
Varsayılan

Alıntı:
Hapis cezasının ertelenmesi

Madde 51- (1) İşlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm edilen kişinin cezası ertelenebilir. Bu sürenin üst sınırı, fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş olan kişiler bakımından üç yıldır. Ancak, erteleme kararının verilebilmesi için kişinin;

a) Daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmemiş olması,

b) Suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması,

Gerekir.

(2) Cezanın ertelenmesi, mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi koşuluna bağlı tutulabilir. Bu durumda, koşul gerçekleşinceye kadar cezanın infaz kurumunda çektirilmesine devam edilir. Koşulun yerine getirilmesi halinde, hakim kararıyla hükümlü infaz kurumundan derhal salıverilir.

(3) Cezası ertelenen hükümlü hakkında, bir yıldan az, üç yıldan fazla olmamak üzere, bir denetim süresi belirlenir. Bu sürenin alt sınırı, mahkûm olunan ceza süresinden az olamaz.

(4) Denetim süresi içinde;

a) Bir meslek veya sanat sahibi olmayan hükümlünün, bu amaçla bir eğitim programına devam etmesine,

b) Bir meslek veya sanat sahibi hükümlünün, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına,

c) Onsekiz yaşından küçük olan hükümlülerin, bir meslek veya sanat edinmelerini sağlamak amacıyla, gerektiğinde barınma imkanı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etmesine,

Mahkemece karar verilebilir.


Bir yildan az olmamak uzere...
Meslek ya da sanati olmayan hukumluye, bu AMACLA..
Bir egitim programina devam etmasine...

Kitap okutmak bir egitim programi olarak mi degerlendiriliyor yani? Bu egitim programini polisler mi veriyor?? Sonrasinda hangi meslek veya sanati kazanmasi bekleniyor?

Acikcasi ben bu maddeye de uyduramadim..
Old 07-11-2006, 19:47   #12
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
KANUN NO: 647
CEZALARIN İNFAZI HAKKINDA KANUN (Mülga)

KISA SÜRELİ HÜRRİYETİ BAĞLAYICI CEZALAR YERİNE UYGULANABİLECEK CEZA VE TEDBİRLER
MADDE 4 - (Değişik: 1712 - 3.5.1973) (Değişik 1. paragraf: 3506 - 7.12.1988) Ağır hapis hariç, kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezalar, suçlunun kişiliğine, sair hallerine ve suçun işlenmesindeki özelliklerine göre mahkemece;
1. (Değişik: 4421 - 28.7.1999 / m.3) Kabahatlerde beher gün karşılığı birmilyon ila ikimilyon lira hafif, cürümlerde ikimilyon ila üçmilyon lira hesabıyla ağır para cezasına,
2. Aynen iade veya tazmine,
3. Altı ayı geçmemek üzere bir eğitim veya ıslah kurumuna devam etmeye,
4. Bir yılı geçmemek kaydıyle muayyen bir yere gitmekten, bazı faaliyetleri veya meslek ve sanatı icradan men'e,
5. Her nev'i ehliyet ve ruhsatnamenin bir aydan bir yıla kadar muvakkaten geri alınmasına,
çevrilebilir.
(Değişik 2. fıkra: 2248 - 12.6.1979) Suç tarihinden önce, para cezasına veya tedbire çevrilmiş olsa dahi, hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkûmedilmemiş olanlar hakkında, hükmolunan otuz güne kadar (otuz gün dahil) hürriyeti bağlayıcı cezalarla, suç tarihinde 18 yaşını ikmal etmemiş olanların mahkûm edildikleri kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezalar yukarıkibentlerde yazılı ceza veya tedbirlerden birine çevrilir. (*)

_____
(*) 12.6.1979 günlü 2248 sayılı Kanunun geçici 2 inci maddesi gereğince değişik fıkra hükmü bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce, otuz güne kadar (otuz gün dahil) hürriyeti bağlayıcı cezalara mahkum edilenler hakkında da isteme bağlı olmaksızın hükmü veren mahkemece evrak üzerinde inceleme yapılmak suretiyle uygulanır.

____
Taksirli suçlardan dolayı hükmolunan hürriyeti bağlayıcı ceza uzun sürelide olsa fail hakkında bu maddenin ilk fıkrasının (1) numaralı bendi hükmü uygulanabilir. (Ek cümle: 4785 - 8.1.2003 / m.2) Bu hüküm, bilinçli taksir halinde uygulanmaz.
(Değişik 4. fıkra: 3506 - 7.12.1988) Uygulamada asıl mahkûmiyet, bu madde hükümlerine göre çevrilen para cezası veya tedbirdir. Bu hükmünuygulanması, kanun yollarına başvurmada engel teştil etmez.
Kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezaları birinci fıkranın 2, 3, 4 ve 5 numaralı bentlerinde yazılı tedbirlerden birine çevrilmiş olanlardan tedbirhükümlerini Cumhuriyet Savcılığınca yapılan tebligata rağmen 30 gün içerisin deyerine getirmeyenler veya hüküm gereklerine aykırı hareket edenlerin tedbireçevrilmiş olan kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezalarının, tedbir hükümlerine muhalefetlerinin derecesine göre kısmen veya tamamen infazına veya infaz olunmamasına hükmü veren mahkemece karar verilir.
Tedbire ilişkin hükümlere muhalefet, haklarında ikinci fıkra hükmü uygulanmış olanlar tarafından vukubuldukta; tedbir, hükmü veren mahkemece birinci fıkrada yazılı esaslar dairesinde para cezasına çevrilir.
(...) (Madde 4 ün 7. fıkrası, 7 Aralık 1988 tarih ve 3506 sayılı Kanunun 10 uncu maddesi hükmü gereğince yürürlükten kaldırılmıştır.)
Tedbir hükümlerinin yerine getirilmesi hükümlünün ihtiyarında olmayan sebepler yüzünden imkânsız hale gelmişse hükmü veren mahkemece bu tedbiryerine başka bir tedbire hükmolunur.
Bu madde hükümleri sırf askerî suçlar ile askeri disiplin suçları ve birinci fıkranın 3 ve 4 numaralı bendi hükümleri de subaylar, askerî memurlar ve astsubaylar hakkında uygulanmaz.


Sayın Ahu,

Aynı maddeler mülga 647 Sayılı Yasada da bulunmaktaydı. Özellikle Kooperatifler Kanunu'na muhalefet etmekten yargılananlara, "6 ay süreyle Ankara'ya gitmemek", "6 ay süreyle kahveye gitmemek" "şu kadar süre kitap okumak" gibi cezalar verilmekteydi. Bunun da sebebi, 3476 Sayılı yasayla eklenen Ek/2 inci maddesine göre bu kanundan dolayı verilecek cezaların paraya çevrilemeyeceği idi.Ancak 647 sayılı yasanın 4 ve 2 inci maddesi uygulanabilecki.(İlk mesajımda ezbere 6 ıncı demiştim.)


Hal böyle olunca genel kurulu zamanında yapmayan kooperatif yöneticisi ceza aldığında para cezasına çevrilmeyecekti. Hakimler de bu şekilde bir çözüm buldular. Elimde Karşılaştırmalı TCK var ve sizin belirttiğiniz gibi 50 inci maddenin karşılığında 647 S.K. madde 4 yer almaktadır. Demek ki sayın hakimlerimiz aynı uygulamaya devam edeceklerdir.

Siz eleştirinizde haklısınız. Burada amaç eğitim filan vermek değil. Ancak polisin gözetiminde yapılmasına karşıysanız öneriniz nedir? Çünkü sonuçta verilen bir mahkumiyet cezasının çekilip çekilmediğini kim denetleyecektir?Cevabınızı vermeden önce deveye bir sorun bakalım "Boynun neden eğri?"diye...

Saygılarımla
Old 07-11-2006, 22:45   #13
Cest la vie

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Sayın Ahu,

Aynı maddeler mülga 647 Sayılı Yasada da bulunmaktaydı. Özellikle Kooperatifler Kanunu'na muhalefet etmekten yargılananlara, "6 ay süreyle Ankara'ya gitmemek", "6 ay süreyle kahveye gitmemek" "şu kadar süre kitap okumak" gibi cezalar verilmekteydi. Bunun da sebebi, 3476 Sayılı yasayla eklenen Ek/2 inci maddesine göre bu kanundan dolayı verilecek cezaların paraya çevrilemeyeceği idi.Ancak 647 sayılı yasanın 4 ve 2 inci maddesi uygulanabilecki.(İlk mesajımda ezbere 6 ıncı demiştim.)


Hal böyle olunca genel kurulu zamanında yapmayan kooperatif yöneticisi ceza aldığında para cezasına çevrilmeyecekti. Hakimler de bu şekilde bir çözüm buldular. Elimde Karşılaştırmalı TCK var ve sizin belirttiğiniz gibi 50 inci maddenin karşılığında 647 S.K. madde 4 yer almaktadır. Demek ki sayın hakimlerimiz aynı uygulamaya devam edeceklerdir.


Hani bir yere gitmekten alikonmak, hem YTCK 50. maddeye hem de CIK 4. maddeye uygun bir yaptirim, ancak 'kitap okuma cezasi' hicbir madde kapsamina giren bir ceza degil. Hicbir madde tanimina girmeyince de, 'kanuni' olmadigi goruluyor. Bu sekilde ceza verilmis kac dava var bilmiyorum ama hepsinin cezalarin kanuniligi ilkesine aykiri oldugu ortada. Peki hic bu iddia ile Yargitay'a gitmis bir dava var mi?
Alıntı:
Siz eleştirinizde haklısınız. Burada amaç eğitim filan vermek değil. Ancak polisin gözetiminde yapılmasına karşıysanız öneriniz nedir? Çünkü sonuçta verilen bir mahkumiyet cezasının çekilip çekilmediğini kim denetleyecektir?Cevabınızı vermeden önce deveye bir sorun bakalım "Boynun neden eğri?"diye...


Deveye sordum ben cevabimi aldim. Ama yine de, sunu soyleyeim ki, polisin gozetiminde bu cezanin uygulanmasina degil, boyle bir cezanin verilmesine belirttigim nedenle karsiyim.

Saygilarimla
Old 01-12-2006, 21:34   #14
üye9283

 
Varsayılan

Hakimden kitap okuma cezasının bir örneği daha yaşanmış.Yalnız bu sefer ki durum çok vahim görünüyor:

Gözleri görmeyen yaşlı adama kitap okuma cezası
Eskişehir'de yaşayan iki gözü görmeyen 73 yaşındaki bir kişiye, kooperatif kanununa muhalefet ettiği gerekçesiyle 26 gün kütüphanede kitap okuma cezası verildi.

Eskişehir'de oğlunun yanında kalan İsmail Canseven (73), Kütahya'nın Domaniç İlçesi'ndeki 3 yıl üst üste olağan genel kurulu yapılmayan Domurköy Tarımsal Kalkınma Kooperatifi'nin yönetim kurulu üyesi olduğu gerekçesiyle, 4 kişiyle birlikte "kooperatif kanununa muhalefet etmek" suçundan Domaniç Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılandı. Mahkeme, 1995 ve 2000 yıllarında göz tansiyonu neticesinde 2 gözünü de kaybeden 3 çocuk babası Canseven'e, önce 26 gün hapis ve 122 YTL adli para cezası verdi. Daha sonra hapis cezası, 26 gün süre ile Domaniç İlçe Halk Kütüphanesi'nde eğitim faaliyetlerine katılmaya çevrildi.

Evde ip yardımıyla yürüyebilen İsmail Canseven, "1999 yılının Ekim ayında, gözlerimin kapanması sebebiyle kooperatifin yönetim kurulundan ayrılmak zorunda kaldım. Ondan sonrasını bilmiyorum. Bize ceza verilmiş. TCK bunu mu gerektiriyor? Bana verilen cezayı anlayamıyorum. Yazık, günah benden ne isteniyor? Zaten benim gözlerim görmüyor, kulaklarım ağır işitiyor. Bana kitap okuma cezası verilmiş, ben zaten cahilim" dedi.

İsa Canseven ise, babasına verilen cezanın ardından gözlerinin görmediğine dair hastaneden aldıkları heyet raporunu emniyet güçlerine teslim ettiğini belirterek, "Durumu bu olan babama sözkonusu ceza veriliyor. Tamamen yardıma muhtaç olan babam, ömrü yeterse görme engellilerin okuduğu kabartma harflerden oluşan özel alfabeyi öğrenerek, kütüphanede 26 gün kitap okuma cezasını çekecek. Cezayı red için müracaatımızı yaptık, nasıl sonuçlanacağını bekliyoruz" diye konuşmuş.
Peki bu durum nasıl bişeydir???
Old 01-12-2006, 23:25   #15
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan "Adaletin gözü kördür" deyimini nasıl anlamalı

Alıntı:
Gözleri görmeyen yaşlı adama kitap okuma cezası

"Adaletin gözü kördür" deyimini nasıl anlamalı ?

Bu deyimden;

1- Adalet gerçekleşirken tarafların öznel koşullarına bağlı kalmaksızın nesnel biçimde gerçekleşsin diye adalet tanrıçasının gözlerinin bağlı olduğu,

2- Adliyedeki adaletin görünümü sırasında gözü gerçekten kör olup, sanığın koşullarına aldırış etmeksizin hazır reçeteyle bir sonuca ulaşıldığı,

düşüncesinden her ikisi de uygulamaya uygun görünüyor.

Ömer KAVİLİ
Hukukçu, Yeni sanık
Old 02-12-2006, 01:23   #16
Gemici

 
Varsayılan

Adı üzerinde: C E Z A

Zaten okuyana ve okuyacak olana verilen "kitap okuma cezası" ceza değildir; cezalandırıyorum derken kişiye zevk verdirirsiniz, eğer suçlu, okumasını seven birisi ise.

Suçluya yapmaktan zevk almadığı bir eylemi yapmasını istiyeceksin ki ceza, ceza olsun. Okuma yazma bilmeyene yahutta gözleri görmeyene okuma cezası vereceksin örneğin, dilsize konuşma cezası vereceksin, ayaklarından ve dizlerinden sakat olana koşma cezası vereceksin.

Bu türden cezaları çekebilecek durumda olmayanlar, Safahat'ı okumak isteyip te beceremeyen ve hapse girmeyi yeğleyen genç örneğinde olduğu gibi, seve seve cezaevinin yolunu tutar. Suçlulara cezaevini sevdirmenin bundan daha iyi yöntemi olamaz.

Saygılarımla
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Hakim "Kitap Okuma" cezasi verebilir mi? Cest la vie Ceza Hukuku Çalışma Grubu 8 29-09-2007 01:08
Türküm, cahilim, okuma özürlüyüm ahmetsacit Kitap 11 03-12-2006 13:27
E-kitap Kavaz Teknoloji ve Bilgisayar 5 25-11-2006 20:23
Porno sanıklarına hâkimden fırça Seyda Hukuk Haberleri 0 21-11-2006 11:03
Bir Kitap Av.Mehmet Saim Dikici Site Lokali 0 20-05-2002 10:49


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06258988 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.