08-06-2007, 16:01 | #1 |
|
Hukuk İngilizcesi Sözlüğü
law court: mahkeme
judge: hakim law: hukuk, yasa judgement: yargılama justice: adalet criminal: ceza |
11-06-2007, 10:46 | #2 |
|
article :madde
provision :hüküm to abolish :yürürlükten kaldırmak to amend : tadil etmek official journal :resmi gazete to conclude : bir sözleşmenin imzalanması public corporate body : kamu tüzel kişisi unification of judgement : içtihadı birleştirme guardianship : vesayet testament /will :vasiyet discretion :temyiz kudreti reserved portion : saklı pay ex-officio : re'sen tort :haksız fiil aggravating ground ( ceza huk.) : ağırlaştırıcı sebep majority :rüst major :reşit surety:kefil suretyship:kefalet domicile :ikametgah ratify:icazet principle of equity :hakkaniyet ilkesi act of prohibition : saldırının önlenmesi davası unjust enrichment : sebepsiz zenginleşme bodily integrity :vücut bütünlüğü |
11-06-2007, 12:03 | #3 |
|
attorney: vekil
brief: dava özeti, evrak, belge case: olay, dava, delil evidence: (n) tanık, kanıt, belirti (v) ispatlamak, belirtmek, açıklamak guilty: suçlu, kabahatli lawsuit: dava plead: savunmak, müdafaa etmek, savunma yapmak, dava açmak, avukatlığını yapmak plead guilty: suçunu kabullenmek, suçunu itiraf etmek plead not guilty: suçu reddetmek sentence: (n) mahkeme kararı, hüküm/yargı, (v) hüküm vermek, ceza vermek, mahkum etmek solicitor: Hukuk görevlisi, avukat, savcı.. solicitor general: başsavcı yardımcısı, danıştay başkanı sue: dava açmak, mahkemeye vermek, talep etmek divorce: boşanmak sue for: talepte bulunmak, rica etmek sue for a divorce: boşanma davası açmak sue out: mahkeme kararı çıkartmak sue smb. for damages: zarar ve ziyan davası açmak damage: (n) zarar, ziyan (v) zarar vermek, hasara uğratmak sum up: araştırmak, bilgi toplamak, özetlemek, kavramak, özet çıkarmak, toparlamak submit: ibraz etmek, sunmak trial: duruşma without prejudice: etki altında kalmadan, önyargısız without prejudice to: hakları saklı olarak, haklarına dokunmaksızın, zarar vermeden |
11-06-2007, 13:12 | #4 |
|
Bu adreste özellikle AB hukuku ile ilgili ingilizce-türkçe bir sözlük var.Pdf olarak bilgisayarınıza yükleyeblirsiniz.
http://www.google.com.tr/search?hl=tr&client=firefox-a&rls=org.mozilla%3Atr%3Aofficial&hs=RUh&q=avrupa+ hukuku+s%C3%B6zl%C3%BCk&btnG=Ara&meta= |
11-06-2007, 13:22 | #5 |
|
Teşekkürler Sayın Akpunar; çalışmaya teşvik açısından, her öğreneceğimiz kelimenin bir kazanım olduğu bilincine sahip THS bireyleri olarak, kendi sözlüğümüzü de oluşturalım düşüncesindeyim.. Katkılarınızı bekliyoruz..
|
12-06-2007, 15:41 | #6 | |||||||||||||||||||
|
ingiliz hukukuna ve onun etkisindeki hukuklara ozgu bir kavram solicitor, ve anlami aslinda yaklasik olarak davalarda temsil yetkisi olmayan avukat anlaminda. bazi ozel durumlar haric bu ozel nitelikli avukatlar ancak, kendilerine gelen insanlara hukuksal danismanlik yapabiliyorlar yoksa onlari mahkemede temsil etme yetkileri yok, bunun icin Barrister denen yine ingiliz hukukuna ve onun etkisindeki hukuklarda bir kurum var... Barrister olmaniz icin bazi ozel kosullar gerekmekte Prosecutor kelimesi, savcilik makami icin, Judge kelimesi hakimlik makami icin kullaniliyor yoksa hepsi icin tek bir kelime yok , ingilizce bizim tahmin ettigimizden cok zengin bir dil unutmayalim |
12-06-2007, 15:47 | #7 |
|
ABIDE BY (PHRASAL VERB) To obey an order or rule
yani bu pharasal verb , bir kurala , bir kanun maddesine uymak demek.... ***sozluk calismamizla ilgili bir kucuk hatirlatma yapmak isterim, eklediginiz kelimeleri lutfen bir cumle icinde kullanarak yazarsaniz cok daha faydali olur, hem sizin icin hem faydalanacak insanlar icin... ... it is not possible to say that Bellway, in serving this pleading, was unequivocally stating that it did not intend to abide by the agreement that these claims should be determined in the arbitration... |
12-06-2007, 17:28 | #8 | |||||||||||||||||||||||
|
Gerçekten de öyle.. Sevgili Persona, bize yol göstermeye devam edin lütfen, sizin ısıgınızla aydınlanmak istiyoruz.. Sözcükleri sıralıyoruz; ama hatalarımız olabiliyor; yanlısları veya dikkat çekilmesi gereken nüansları ayrımsayan degerli üyelerimizin, bu bilgileri bizlerle paylaşmasını rica ediyorum. Kelimelerin cümle içinde kullanılması kesinlikle gerekli; ama hepimiz katılalım.. Bütün THS üyelerine çagrı: En az bir kelime ve en az bir cümle katkınızı bekliyoruz.. (Yukarıda sıraladıgımız kelimeleri cümle içinde kullanıp bizimle paylaşarak ilk katkınızı saglamış olacaksınız ve biz sizinle gurur duyacagız ) (Aslında vurucu bir slogan bulmalı ) Bir sözcük, bir öpücük! (olmadı ) |
13-06-2007, 17:11 | #9 |
|
ACT of GOD (NOUN): a natural disaster that no one could predict such as a hurricane or a flood. It can prevent a contract from being carried out.
*bu kelimenin turk hukuk terimi karsiligini mucbir sebep , cok buyuk insanin elinde olmayan ,dogadan kaynaklanan sebepler, mesela cok buyuk bir deprem olmasi gibi, bu sebeplere dayali olarak anlasmadan dogan yukumluluklerinizi yerine getirmezseniz, bundan sorumlu tutulmuyorsunuz. ...Exceptions...Further, neither the vessel, her master or Owners, nor Charterers shall, unless otherwise in this charter expressly provided, be liable for any loss or damage or delay or failure in performance hereunder arising or resulting from act of God, act of war, seizure under legal process, quarantine restrictions, strikes, lock-outs, riots, restraints of labour, civil commotions or arrest or restraint of princes, rulers or people... |
13-06-2007, 20:02 | #10 |
|
Babalık Davası: Paternity Suit
Mezkür: Aforementioned Miras: Inheritance Saikte Hata: Mistake as to motive Süreksiz İşçi: Casual Employee Takas Odası: Clearing House Tahliye Davası: Action in Ejectmen Vaad: Promise |
14-06-2007, 15:36 | #11 |
|
bu sozluk projesinin asil amaci, aslinda katkida bulunan kisileri , bunu yaparken kucukte olsa bir arastirma yapmasini saglamak, bu inanin hem kelimenin ogrenilmesini hem projenin kalitesini arttiracak cok onemli bir unsur...
Lutfen , sanki bir internet sozlugunden alinmis gibi sadece bir kelimenin turkce karsiligini yazmakla isi gecistirmeyelim... mumkunse *ingilizce olarak aciklamasini *kelimenin ,isim mi, fiil mi, sifat mi, phrasal verb mu oldugu. *turkce olarak karsiligini, ancak nedeniyle beraber, belki kavramin kucuk bir aciklamasida eklenebilir *ingilizce metin icinde ornekleyerek *okunus, kuralini (istege bagli) *mesela ingiliz ingilizcesi ise amerikan ingilizcesi karsiligini *bunlari yaparken lutfen ustduzey kaliteli sozluklerden faydalanalim, oxford, cambridge, mcmillian yayinlarindan cikan sozlukler gibi. bunlari yaptiktan sonra emin olun ortaya her turk hukukcusunun rahatlikla faydalanacagi cok zengin bir sozluk cikacak, sizde kelimeleri cok buyuk oranda ogrenmis olacaksiniz .. saygilar. |
14-06-2007, 15:51 | #12 |
|
ADJOURN (Verb) - to stop a meeting or a court hearing for a break ,or to postpone a legal hearing until another date in the future.
*davanin gorulmesinin ileri bir tarihe ertelenmesi , davaya ara verilmesi olarak cevirilebilir. ---The university persuaded the tribunal to adjourn the substantive hearing pending an appeal to the appeal tribunal on that preliminary ruling. The appeal tribunal held that there had been waiver of privilege in respect of all references to the settlement discussions, not only those contained in the grievance reports. The university appealed. |
14-06-2007, 22:57 | #13 |
|
Çok az bilgimle ben de katkı sunmak isterim:
İmpunity: Cezasızlık,cezasız kalma Review : Yüksek mahkemce kararın yeniden incelenmesi,temyiz,teftiş etmek Appeal : Temyize gitmek Apprehension: Tutuklama Annul :Bozmak,feshetmek,yürürlükten kaldırmak Custody :Gözetim,gözaltı,nezaret Compensation: Tazminat,tazmin Proceeding:Yargılama usulleri,dava,tutanak Allege :İddia etmek,kanıt olarak göstermek Accusation :Suçlama,itham Breach :Bozma,ihlal,uymama(anlaşmaya) Breach of faith: Güveni kötüye kullanma Arrest :Tutuklamak Public Prosecutor : Cumhuriyet savcısı Sentence : Hüküm,ilam,mahkum etmek Jurisdiction : Yargılama yetkisi. Benden bu kadar.Sayın persona eğer bir yanlışlık varsa beni uyarmanızı rica ediyorum. Saygılarımla. |
15-06-2007, 14:36 | #14 |
|
Sozluk projemize katkida bulunmak isteyen degerli takim uyeleri, tekrar tekrar rica ediyorum, sozluge giris yapmadan once bu bolumdeki 11 numarali yaziyi okuyun... Sozlugumuzun standardi bu...
saygilar... |
17-06-2007, 12:01 | #15 |
|
the act of making laws:LEGİSLATİON
the crime of stealing money from the place where you work:EMBEZZLEMENT setting the accused free after being found not quilty of the crime with which s/he was charged:ACQUİTTAL the crime of being married to two people at the same time:BİGAMY kelimelerin ingilizce tanımları akılda kalması için daha uygun olacağı kanaatindeyim ve kelimelerin içinde geçen kelimelerde hukuk terimleri olduğu için daha fazla kelime öğrenebiliriz.Ben azda olsa katkıda bulunmak istedim. |
22-06-2007, 15:13 | #16 |
|
sayin lawman ve huzurunda tum sozluk projemize katkida bulunmak isteyen uyelerimiz...
giris yapmadan once ,ilk olarak, lutfen benim 11 numarali yazimi okuyunuz, sozlugumuzun standardini ve neden boyle bir standarda gerek duyuldugunu anlamaniz acisindan... ve bu yazima ek olarak sunuda soylemek istiyorum, lutfen her bir kelime icin bir tane giris yapiniz.... amacimiz kaliteyi korumak, ve bu sozlugu hukuk bilmiyle ugrasanlarin faydalanabilecegi bir platforma donusturmek... bu kalite olusurken goreceksiniz, o emek sarfederek giris yaptiginiz kelimeler aklinizda, biryerlerden kopyala yapistir yaparak eklediginiz kelimelerden daha cok kalacak, yani gercekten kelimeyi ogrenmis olacaksiniz... son nokta, giris yaptiktan sonra yaptiginiz girisi tekrar okuyun lutfen mesela sayin lawman LEGISLATION , yazmasi gerekirken LEGİSLATİON yazmis,ya da BİGAMY ya da ACQUİTTAL bunlar cok basit hatalar, ve kelime tekrar dikkatli okununca gozden kacmasina imkan olmayan bir hatalar.... lutfen biraz ozen... saygilar. |
23-06-2007, 16:52 | #17 |
|
Actus Reis
ACTUS REUS ( PHRASE) : Latin Phrase for the 'guilty act' which must be proved in a criminal case . Each crime must be looked at individually to see what must be proved to establish its actus reus. The actus reus may be an act or it may be a failure to act. For some crimes , it may also be necessary to show that a particular consequence has happened or that a certain state of affairs exists.
* bu latince terim, ingilizcedeki guilty act teriminin in karsiligi aslinda, latince hala ingiliz hukukunda cok etkili, nedeni yuzyillarca suren norman isgali ve fransizcanin o donemde hukuk dili olmasi, neden ingilizce karsiligi varken hala gecerli ?cunku ingiliz hukukcular ozellikle latince sozcuk kullanmaktan cok hoslaniyorlar, bu terimleri jargonlarinin parcasi goruyorlar. *bu kelimeyi, ceza hukukunda sucun temel unsuru denebilir, bu bazen bir eylemi yapmak seklinde olabilecgi gibi, bir eylemi yapmamak seklindede olabilir... her sucun bu anlamda ayri ayri degerlendirilmesi gerekiyor, her bir sucun unsurunun ne oldugu ayri olarak tespit edilmeli... eger daha dogru bir terim varsa turk hukukunda lutfen ceza hukukcusu meslektaslar katkida bulunsunlar... ***Burglary : the actus reus (s9(1)a of the Theft Act 1978) is an act of entering a buliding (or part of a building) as a trespasser. ***Criminal Damage : the actus reus is any act which has the consequence of destroying or damaging property belonging to another. |
17-07-2007, 21:10 | #18 |
|
PROSECUTOR:savcı
''savcıya müracaat etmek'' application fiiliyle oluşturulmaz ''lodge to prosecutor'' kalıbı kullanılır.Eklemek istedim |
18-07-2007, 09:07 | #19 |
|
PENAL CLAUSE: Cezaî şart, ceza şartı (someone declares and undertakes to complete something. In case of delay he or she, who undertakes to complete the project agrees to pay a compensation for delay.
Samples: The seller declares and undertakes to complete the Property by the completion date set forth in this Agreement (in Clause 5) fully in a habitable condition. Above the clause implies a commitment for the seller. (Yukarıdaki madde, satıcı için bir taahhüt içermektedir). Clause 5 (Penal Clause): Completion Date: 30.12.2007 Tamamlanma Tarihi: 30.12.2007 Default Payment-Monthly: Two Hundred English Sterling Pounds Gecikme Tazminatı-Aylık: İkiyüz İngiliz Sterlini __________________ |
25-08-2007, 15:00 | #20 |
|
Arkadaşlar online sözlük için ben yazışmalarımda ve çevirilerimde www.zargan.com adresini kullanıyorum ve %90 hukuki terimleri doğru bulabiliyorum.İlgilenen arkadaşlara faydalı olur.
|
27-08-2007, 22:52 | #21 |
|
new vocablary
FOR CONTRACTS
Integration: butunlesme, birlesme Clause : madde, hukum, fikra Duty: gorev ,vazife Disclose: aciga vurmak, ifsa etmek Integration: butunlesme, birlesme Buyer: alici, musteri Property: mal mulk Duress: zorlama, baski Existence: varlik, varolus, yasam Assumption: varsayim ,farazi Confidence: guven, itimat Threat : tehdit, gozdagi Prove: ispatlamak, kanitlamak Victim: kurban Reasonable: makul, makul olculerde, orta derecede Wrongful: haksiz, kanuna aykiri Purpose: niyet, amac, maksat Remove: cikarmak. kaldirmak Item: madde, fikra Reasonable: makul olculerde olan Inspect: teftis etmek, denetlemek , control etmek Inspection: teftis, denetleme Unfit : uygun olmayan Conspicuous: goze carpan, dikkat ceken Custom: bir musterinin yaptigi alisveris, gelenek aliskanlik Set????? Swap: degis tokus takas, trampa Trick: hile aldatmak, Goz onunde bulundurmak, tutmak : to keep in mind, bear in mind, consider Bear???????? Suppose: zannetmek , sanmak Supply????? Merchant: tuccar, ticari Merchantability???? Commercial law: ticaret hukuku Constitutional law: anayasal hukuku Constitution: anayasa Disclaimer: yalanlama, teksip Disclaim: yalanlamak , Kabul etmemek Minuscule: kucuk harf, ufacik , onemsiz Petition: dilekce Outline: taslak Appeal: temyiz mahkemesine basvurmak , goturmek Judgment: karar hukum, yargi Amend: duzeltmek Circuit: daire Dismiss: davayi reddetme Complaint: sikayet, yakinma Relief: ic rahatlamasi, kurtarma, yardim Granted: cevaben evet Jurisdiction: yargilama , yargi hakki, yargi Involve: gerektirmek icermek Dispute: tartisma Defendant: davali Plaintiff: davaci Respective: kendi ( respective home) Interest: hisse, pay, cikar kar Accumulation: birikim birikinti Accumulate: toplama biriktirme Impression: izlenim ( first impression) Fact: gercek Execute: uygulamak, yerine getirmek, bir yargiyi infaz etmek, idam etmek Involve: gerektirmek istemek |
27-08-2007, 22:58 | #22 |
|
new
Eklemelerimde aynı kelimeler olabilir kontrol etmeden copy yapıp yolluyorum umarım faydalı olur
Sue: dava acmak Inheritance: miras Succession: veraset intikal tereke Consideration: bedel karsilik ivaz hukuki sebep akidi mukavele yapmaya sevkeden menfaat veya sebep Offer: teklif icap Offer and acceptance: icap Kabul Issue: ihtilaflinokta sorun dava olan nokta Undertaking: taahhut taahhutname Client; muvekkil Represent anlatmak ifade etmek aciklamak *** undertaking to represent a client Appear isbat-i vucut mahkeme huzuruna cimak Appearance: mahkeme huzuruna cikma gorunme Obviously: acikca Prospective: mustakbel # You get information if you get much information Consent: riza, muvafakat Engagement: sozlesme Suppose: farzetmek, dogru oldugunu Kabul etmek , tahmin etmek *** suppose the Yasemin Refuse: reddetmek , kabuletmeyis, alinmayis Prospective: beklenen *** Prospective students Development: gelisim gelisme kalkinma Developments seminars Commercial Law : ticaret hukuku Commercial contract: ticari akit Mercantile law : ticaret hukuku ( ticari teamul ve uygulamalarda bunlardan dogan hukuki anlasmazliklarin cozumu ile ilgili hukuki dali Consideration: ……….. Comment: aciklama , yorumlama, tefsir Offer: teklif , sunma , takdim Pregnant mind; fikirlerle dolu zihin Over: uzerinde ustunde Common law: medeni hukuk, orf ve adet hukuku Common lawyer; hukuk davasina bakan avukat Agreement; anlasma akit mukavele Treat: tedavi etmek To be treated: tedavi olmak tedavi gormek Privilege; imtiyaz ayricalik musaade ruhsat Quality; nitelik kalite vasif ozellik Measurement; olcme , olcum Structure; yapi Process; islem surec yontem usul yol Process; dava acmak Certain; kesin kati mutlak muhakkak Certainly; kesinlikle Illness; hastalik rahatsizlik Illness costs; hastalik masraflari Field; alan Indefensible; sovunulmaz savunmasiz Liability; sorumluluk yukumluluk pasif Profit; kar kazanc Suggest : one surmek ileri surmek Suggestion; fakir verme uyari oneri teklif Stimulate; tesvik etmek uyarmak Concur; ilk izlenim uyusmak avukat yasemin güllüoğlu |
27-08-2007, 23:00 | #23 |
|
new
1. responsibilities
· sorumluluklar isim 2. social responsibilities · toplumsal sorumluluklar isim 3. community responsibilities · beledi sorumluluklar isim 4. functional responsibilities · fonksiyonel sorumluluklar (belirli görev ve etkinliklerle ilgili olan sorumluluklar isim 5. rights and responsibilities · haklar ve sorumluluklar isim 6. governmental responsibilities · devlet sorumlulukları isim 7. functional responsibilities · fonksiyonel sorumluluklar isim 8. to confer the responsibilities · sorumluluk vermek fiil 9. distribution of responsibilities · sorumlulukların dağıtılması 10. awaken sb to his responsibilities · birine sorumluluklarını hatırlatmak fiil 11. to fill well one's responsibilities · sorumluluklarını müdrik olmak fiil 12. shuffle off responsibilities upon others · sorumlulukları başkalarının üzerine atmak fiil 13. to be promoted to heavier responsibilities · daha ağır sorumluluklar yüklenmek fiil 14. discharge the directors from responsibilities · müdürleri sorumluluklardan kurtarmak 15. supervisory · denetçiye özgü 16. supervisory · denetleyici 17. supervisory · teftiş edici 18. supervisory body · teftiş organı 19. supervisory body · kontrol organı 20. supervisory duty · nezaretçilik 21. supervisory post · nezaretçi mevkii 22. supervisory board · denetim kurulu 23. supervisory board · teftiş dairesi 24. supervisory costs · denetleme giderleri isim 25. supervisory costs · nezaretçilik giderleri isim 26. supervisory organ · denetim organı 27. supervisory power · denetleme yetkisi 28. supervisory staff · denetçi personel 29. supervisory agency · denetleyici 30. supervisory service · kontrol hizmeti 31. supervisory service · denetim hizmeti 32. supervisory position · nezaretçi görevi 33. supervisory authority · denetleme makamı 34. supervisory committee · denetleyici komite 35. supervisory personnel · denetçi personel 36. supervisory employee · nezaretçi memur 37. supervisory committee · gözetim kurulu 38. in supervisory capacity · gözetimci sıfatıyla 39. in an supervisory capacity · müfettiş sıfatıyla 40. supervisory employee employe · nezaretçi memur 41. bank supervisory commission · banka teftiş kurulu 42. to exercise supervisory control · denetim altında tutmak fiil 43. chairman of the supervisory board · yönetim kurulu başkanı 44. chairmanship of the supervisory committee · denetim kurulu başkanlığı |
31-08-2007, 14:29 | #24 |
|
hepinize çok teşekkür ederim.. hukuk 1. sınıf ogrencisiyim busene hukuk ingilizcesi dersinde gercekten cok işime yarayacak..saygılar..
|
01-09-2007, 01:18 | #25 |
|
Sayın mguzun
sevindim yardımcı olacağına. Sana tavsiyem kelimeleri cümle içinde öğren ve tercüme yap bilmiyorum deme kelimler inan böyle daha rahat ögrenılıyor. Bırıncı sınıftasın yolun basındasın derslerım zor deme ıngılızce yabancı dılın ıyı ıse ıkıncı bır dıle basla mesela ispanyolca or ıtalyanca ıtalyan kulturu 1 yılda bu dılı ogretıyo ve cuz ı para taleplerıyle bır lisan bir insan basarılar müstakbel meslektaşım |
01-09-2007, 01:30 | #26 |
|
sayın yyyasemin,
cok tesekkür ederim tavsiyelerin için.. evet cümle içinde kullanınca daha rahat olabiliyor.. italyanca ve fransızca ogrenmek iyi olabilir..tekrar teşekkürler.. |
19-09-2007, 09:53 | #27 |
|
public share: kamu hissesi
recipient company: gönderilen şirket legal entity: tüzel kişi founders: kurucular trade Registry Gazette: Ticari sicil gazetesi |
21-09-2007, 15:52 | #28 |
|
assignation: devir
grant: temlik etmek consumption: tüketim mutual promises: karşılıklı vaat occur: vukuu bulmak equity capital: özkaynak in addition to: ek olarak invoice amount: fatura bedeli field of activity: faaliyet konuları whereas: şöyleki aşan meblağ: exceed amount kalan bakiye: remaining balance kalan miktar: rest kalan borç: remaininf debts gayrikabili rücu: irrevocable takas: bartering |
23-03-2008, 13:52 | #29 |
|
"chamber judgement" phrase'i ile ilgili nasıl bir çeviri yaparsınız
|
25-03-2008, 12:51 | #30 |
|
"chamber judgement" duruşmasız karar olarak çevirebiliriz.
yargı bölümü de olabilir. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
Konu Araçları | Konu İçinde Arama |
Konuyu Değerlendirin | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Hukuk İngilizcesi Kursları | Businesstanbul | Ticari Duyurular | 8 | 02-01-2013 17:32 |
Hukuk İngilizcesi Öğrenmek İstiyorum. Kurs Tavsiyesi olan var mı? | spring | Hukuk Lisans Eğitimi | 5 | 09-12-2009 23:49 |
Hukuk İngilizcesi Çalışma Grubu (Legal English TEAM) | Admin | Site Haberleri | 57 | 07-07-2007 18:44 |
İzmir Şirinyerde Hukuk İngilizcesi Kursu | sembol | Ticari Duyurular | 0 | 30-04-2007 07:09 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |