|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
12-08-2008, 11:34 | #1 |
|
nüfus kaydının düzeltilmesi davası
Müvekkilim 1981 yılında eşinden kendisini aldatması sebebiyle boşanmış boşanmadan 1 sene önce doğan kız çocuğunun kendisinden olmadığını bildiği halde kız çoçuğu olduğu için nüfusuna yazdırmıştır.Nüfusuna kayıtlı bu çocuk kendisine 28 yaşına geldiğinde yardım nafakası taleple dava açmıştır. Müvekkilim ise sadece kıza husumet yönelterek nesebin reddi davası açmıştır.Müvekkilim duruşmalarında bulunamadığı yardım nafakasına ilişkin davanın kendisi aleyhine( kıza yardım nafakası bağlanmasına karar verilmiştir) olan kararını öz baba olmadığını gerekçe göstererek temyiz etmiştir. Dava henüz temyiz aşamasındadır. Benden bu aşamada müvekkilim hukuki yardım talep etti. Soybağının rediine ilişkin dava 5 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı için reddolunacak ancak ben yinde de vekaletname aldıktan sonra hazır bulunduğum duruşmada esas hakkında beyanda bulunmak üzere süre talep ettim.
Bu aşamada; 1- Açılmış olan nesebin reddi davası devam ederken Nüfus Müdürlüğü ve eski eşi davalı gösterilerek Nüfus Kaydının Düzeltilmesi davası açmak mümkün müdür? 2- Nüfus Kaydının Düzeltilmesine ilişkin dava , devam eden Nesebin Düzeltilmesi davasından sonra mı açılmalıdır? 3- Bu durumda aklıma gelmeyen, izlememi önerebileceğiniz bir yol var mıdır? Tüm yanıtlarınız için şimdiden teşekkür ederim. |
13-08-2008, 16:42 | #2 |
|
Sayın meslektaşım, Evlilik içerisinde veyahut evlilik sona erdikten üç yüz gün sonra doğan veya evlilik dışı olmakla birlikte her nasılsa kocanın nüfus kütüğüne kaydedilen çocuk ile koca arasındaki soybağını reddetmek için açılacak olan dava soy- bağının reddi davası değil, “nüfus kaydının düzeltilmesi davası” olduğunu düşünüyorum. Kayıt düzeltme davasında, soybağının reddi davasının farklı olarak, bildiğiniz üzere , kişi sınırlaması yoktur ve bu dava herhangi bir süreye de tabi değildir . Ayrıca , soybağının reddi davası süresi içinde açılmamışsa ve gecikme haklı bir sebebe dayanıyorsa koca veya çocuk bir yıl içerisinde soybağının reddi davası açabilir. (MK. m.289/III). Bu çerçevede değerledirilme yapılmasıve müvekkiliniz tarafından her nekadar soybağının reddi şeklinde bir dava açılmış gibi gözükse de açılan davanın nüfus kaydının düzeltilmesi davası içeriğinde olduğunu düşünüyorum. Saygılar
|
14-08-2008, 10:54 | #3 |
|
Sayın Devin, anlattığınız durum birbütün olarak değerlendirildiğinde dediğiniz gibi açılmış olan soybağının reddi davası 5 yıllık hak düşürücü süre geçtiği için reddedilecektir. Diğer taraftan açmayı düşündüğünüz nüfus kaydının düzeltilmesi davasında da müvekkiliniz tarafından açılan "soybağının reddi davasındaki" gerekçelere dayanacaksınız. Her ne kadar "nüfus kaydının düzeltilmesi davası" olarak açsanız da niteliği ve sonucu itibarıyla açacağınız bu ikinci dava da esasen "soybağının reddi davasıdır". Mahkeme tarafından bu şekilde değerlendirilecek ve MK 289/ III maddesinde ki sürenin hak düşürücü süre olması (bu tür davaların kamu düzenine ilişkin olması) karşısında bu durumu re'sen gözetecek ve davayı yine reddedecek kanısındayım. Hatta mahkeme (böyle bir şey yapacağınızı sanmıyorum ama eğer açacağınız davada müvekkiliniz tarafından açılan ve reddedilen davadan bahsederseniz az önce sözünü ettiğim sonuca daha kolay varacaktır Diğer taraftan sayın ahmetyılmaz'ın açacağınız bu davanın soybağının reddi davası değil, "nüfus kaydının düzeltilmesi davası" olduğu yönündeki görüşe katılamıyorum. Zira yasada soybağının reddine ilişkin dava ve bu dava usulü (MK 287 vd) ayrıca ve açıkça düzenlenmiş. Sizin durumunuz da bu özel düzenlemeye girmekte olup bu davanın (alelade maddi hatalardan kaynaklanan kayıt düzeltme davası veya bilinen sebeplerle açılan isim tashihi davası vb davalarla bir tutulmasının mümkün olmadığı kanaatindeyim.
MK 289/3'de ayrıca bir yıllık bir süreden bahsedilmekte; kocanın, çocuğun kendisinden olmadığını öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl içinde açılacak davada öğrenme durumunun haklı nedenle gecikmesi halinde bir yıllık sürenin öğrenme tarihinden başlayacağı ifade edilmektedir. Ancak 1 yıllık sürenin başlangıcı için MK 289/2'de düzenlenen haller arasında annenin gebelik döneminde başka bir erkekle cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarih de sayılmaktadır. Bu durumda müvekkiliniz için bu bir yıllık süre en geç boşanma davasının açıldığı tarihte başlamış kabul edilecektir. Hele hele müvekkiliniz kendi açtığı ve takip ettiği davalarda (sizin yukarıda sorunuz içinde geçen beyanda olduğu gibi) çocuğun kendisinden olmadığını bildiği halde kız çocuğu olduğu için nüfusuna kaydettirdiği yönünde bir beyanda bulunmuşsa 1 yıllık süreden yararlanmanız hepten olanaksız hale gelmektedir. Neticeten; üzülerek de olsa açmayı düşündüğünüz yeni davadan sonuç almanızın zor olduğu kanısındayım. Saygılarımla... |
14-08-2008, 13:03 | #4 |
|
Sayın Devin, anlattığınız durum birbütün olarak değerlendirildiğinde dediğiniz gibi açılmış olan soybağının reddi davası 5 yıllık hak düşürücü süre geçtiği için reddedilecektir. Diğer taraftan açmayı düşündüğünüz nüfus kaydının düzeltilmesi davasında da müvekkiliniz tarafından açılan "soybağının reddi davasındaki" gerekçelere dayanacaksınız. Her ne kadar "nüfus kaydının düzeltilmesi davası" olarak açsanız da niteliği ve sonucu itibarıyla açacağınız bu ikinci dava da esasen "soybağının reddi davasıdır". Mahkeme tarafından bu şekilde değerlendirilecek ve MK 289/ III maddesinde ki sürenin hak düşürücü süre olması (bu tür davaların kamu düzenine ilişkin olması) karşısında bu durumu re'sen gözetecek ve davayı yine reddedecek kanısındayım. Hatta mahkeme(böyle bir şey yapacağınızı sanmıyorum ama eğer açacağınız davada müvekkiliniz tarafından açılan ve reddedilen davadan bahsederseniz az önce sözünü ettiğim sonuca daha kolay varacaktır Diğer taraftan sayın ahmey yımaz'ın açacağınız bu davanın soybağının reddi davası değil, "nüfus kaydının düzeltilmesi davası" olduğu yönündeki görüşe katılamıyorum. Zira yasada soybağının reddine ilişkin dava ve bu dava usulü (MK 287 vd) ayrıca ve açıkça düzenlenmiş. Sizin durumunuz da bu özel düzenlemeye girmekte olup bu davanın (alelade maddi hatalardan kaynaklanan kayıt düzeltme davası veya bilinen sebeplerle açılan isim davası vb davalarla bir tutulmasının mümkün olmadığını düşünüyorum.
MK 289/3'de ayrıca bir yıllık bir süreden bahsedilmekte; kocanın, çocuğun kendisinden olmadığını öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl içinde açılacak davada öğrenme durumunun haklı nedenle gecikmesi halinde bir yıllık sürenin öğrenme tarihinden başlayacağı ifade edilmektedir. Ancak 1 yıllık sürenin başlangıcı için MK 289/2'de düzenlenen haller arasında annenin gebelik döneminde başka bir erkekle cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarih de sayılmaktadır. Bu durumda müvekkiliniz için bu bir yıllık süre en geç boşanma davasının açıldığı tarihte başlamış kabul edilecektir. Hele hele müvekkiliniz kendi açtığı ve takip ettiği davalarda (sizin yukarıda sorunuz içinde geçen beyanda olduğu gibi) çocuğun benden olmadığını bildiği halde kız çocuğu olduğu için nüfusuna kaydettirdiği yönünde bir beyanda bulunmuşsa 1 yıllık süreden yararlanmanız hepten olnaksız kalmaktadır. Sonuç olarakÜ üzülerek de olsa açmayı düşündüğünüz yeni davadan sonuç almanızın zor olduğunu düşünüyorum. Saygılarımla... |
14-08-2008, 18:09 | #5 | |||||||||||||||||||||||
|
bir yol var mıdır? |
14-08-2008, 22:19 | #6 |
|
Maalesef aklıma gelen bir dava türü yok. Tek alternatif olarak sizin belirttiğiniz "nüfus kaydının düzeltilmesi davası" düşünülebilir ama yukarıda belirttiğim gerekçelerle başarı şansının çok düşük olduğunu düşünüyorum...
|
15-08-2008, 11:34 | #7 |
|
743 sayılı eski Türk Medeni Kanunu, kocanın, çocuğun babası olduğu konusunda aldatılması ve bu nedenle çocuğu benimsemesi veya süresi içerisinde dava açmaması durumunda, aldatılmayı öğrendiği tarihten itibaren bir ay içerisinde soybağını reddedebileceğini hükme bağlamıştı. (Eski MK. m. 246) Fakat yeni Medeni Kanun’da aldatılma (hile) ve haklı nedenle davanın açılamaması gibi iki ayrı düzenleme yoktur. Yeni Medeni Kanun’a göre yalnızca bir halde koca veya çocuk, süresi geçmiş olmasına karşın dava açabilir; bu hal haklı bir sebebin bulunmasıdır. Soybağının reddi davası süresi içinde açılmamışsa ve gecikme haklı bir sebebe dayanıyorsa koca veya çocuk bir yıl içerisinde soybağının reddi davası açabilir. (MK. m.289/III)
Haklı sebepler, objektif veya subjektif sebepler olabilir. Örneğin babanın ağır hastalığı, çok uzak bir yerde olması, savaş veya bulaşıcı hastalık nedeniyle bir yerde mahsur kalması, geçici olarak ayırt etme gücünü kaybetmesi, çocuğun kendi çocuğu olduğunu sonradan öğrenmesi gibi nesnel sebepler ile kocanın evliliği devam ettirme ümidi içerisinde olması, evlilik birliğini kurtarma düşüncesi gibi öznel sebepler, haklı sebep teşkil edebilir. Buna karşılık doktrinde ve Yargıtay kararında kocanın, çocuğun kendisinden olmadığını bilmesine rağmen aile onurunu korumak için soybağının reddi davası açmaması, fakat bu durumun herkesçe bilinir hale gelmesinden sonra dava açması veya karısının gebe kaldığı dönemde başka bir erkekle cinsel ilişkide bulunduğu bilmesine rağmen karısının itirafta bulunmasını beklemesi yahut da zina sebebiyle açtığı boşanma davasının sonuçlanmasına kadar soybağının reddi davası açmamış olması, sürenin uzaması için haklı sebep olarak kabul edilmemektedir. |
16-09-2008, 15:41 | #8 |
|
Sayın Devin'in sorusuna benzer bir olayla karşılaştım ben de: bayan müvekkilim eşinden 10 yıl önce anlaşmalı boşanma ile boşanmış. eski eşi de boşanma kararı için kesinleştirme şerhi verilmeden gayrimeşru ilişkisinden doğan çocuğunu müvekkilimin nüfusuna geçirmiş. müvekkilim de bu çocuğun annesi olduğunu daha 2 ay önce öğrenmiş. nüfus müdürlüğüne gittiğinde müdür kendisine sorunu halledeceğini ama dava açmamasını rica etmiş. müvekkilimin haricen araştırmalarına ve duyumlarına göre o çocuğun gerçek annesi müdürün yakın ahbabı imiş,ancak o an kadın başkası ile evli olduğundan kendi adına kayıt yaptırma yerine çocuk doğunca (kesinleştirme şerhi verilmediğinden) nüfusta hala evli görünen müvekkilimin üzerine kayıt yapılmış. Basit bir nüfus tahsisi davası peki ama bu durumda nüfus müdürlüğünün sorumluluğu söz konusu olur mu?
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
Konu Araçları | Konu İçinde Arama |
Konuyu Değerlendirin | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Nüfus Kaydının Düzeltilmesi Davası | Av.Elvan Akkaya | Meslektaşların Soruları | 25 | 06-09-2024 09:18 |
Gerçeğe Aykırı Nüfus Kaydının İptali/Düzeltilmesi Davası. | uye8490 | Meslektaşların Soruları | 9 | 09-07-2014 16:45 |
nesebin nüfus kaydının düzeltilmesi davası yolu ile değiştirilmesi | Avukat Neslihan | Meslektaşların Soruları | 2 | 04-07-2008 08:47 |
nüfus kaydının düzeltilmesi | Av.Baran Karadağ | Meslektaşların Soruları | 2 | 28-01-2008 02:23 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |