27-12-2006, 22:42 | #1 |
|
5560 S. yasa - Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Müessesi
Bilindiği gibi 5560 sayılı yasa ile Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması müessesi getirildi. O zaman mahkemeler tarafından 5560 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden önce verilen netice ceza 1 yıl veya daha az hapis cezası veya adli para cezası ise ve sanık sabıkasız ise verilen tüm hükümler sanık hakkında Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması hususunun tartışılması noktasında yeniden yargılamayı gerektirir mi?
|
27-12-2006, 23:21 | #2 |
|
Tamamen lafızdan ve hukuki kurumun kendi bünyesinden hareketle; açıklanmış bir hükmün, açıklanmasının geri bırakılması mümkün görünmüyor gibi. Ancak bu durumda lehe kanunun uygulanması ilkesini nasıl değerlendireceğiz? Bu durum infaz edilmiş bir cezanın affedilmesi gibi bir mantık çıkarıma mı çıkıyor? Sayın Zeynel keşke birazcık ipucu verseydiniz!
|
27-12-2006, 23:37 | #3 |
|
Hükmün Açıklanmasının geri bırakılması. CMK. madde 231/5"... Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmamasını ifade eder" hükmünden hareketle daha önce verilmiş bir hüküm, kesinleşsin veya kesinleşmesin, ama infaz edilmemiş olduğunu varsayalım, mahkemeye müracaat edip, daha önce Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu yoktu, bu müsessesenin şartları olayda mevcut, bu nedenle yeniden değerlendirilmesi talep edilse, yanıt ne olur? Benim kanaatim yeniden değerlendirilmesi gerekir. Daha önce açıklanmış bir hüküm yeniden ele alındığında hükümsüz kalmış olacağından, lafzıyla hareket ettiğimizde de açıklanmamış yeni bir hüküm kurulacaktır, Sayın D'arc, umarım bu saatte dikkatimi toparlayıp, yeterince açık yazabilmişimdir, iyi çalışmalar...
|
31-05-2008, 22:12 | #4 |
|
HÜkmÜn AÇiklanmasinin Gerİ Birakilmasi İle İlgİlİ Yargitay İÇtİhati
Değerli hukukçular son zamanlarda geçmişte sanığın adli sicil kaydının silinme şartları oluşsa bile Hükmün açıklanmasının geri bırakılması oluşmadığı hususunda bir çok tereddütler hasıl olmuştu şimdi ben konu ile ilgili yargıtay içtihatı ekliyorum umarım bundan sonra uygulamaya yargıtay kararları doğrultusunda kararlar çıkar. çünkü tam açık değildi herkes farklı yorumlar yapılıyordu umarım bu karar değerli hukukçularımın işine yarar diye ekliyorum çünkü sanık sabıkalı olsa bile şartlar oluştuğunda hükmün açıklanmasının uygulanmasının zorunluk bulunduğu hususunda
İÇTİHAT METİNLERİ: 1-) 2. Ceza Dairesi. 03.03.2008 Tarih ve 2007/18631 E. 2008/3703 K. sayılı ilamı. " ...Sanığın sabıkasına esas ilâmın silinme koşullarının oluştuğu gözetilerek, CYY'nın 231.maddesi uyarınca HAGB'hususunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması bozmayı gerektirmiştir." 2-)"Sanığın sabıkasına esas teşkil eden ilamları getirtilerek, suç tarihi itibariyle silinme koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenip,CMY.nın 231.maddesi uyarınca,yapılan yargılama sonucunda hükmolunan cezanın tür ve süresine göre,hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, bozmayı gerektirmiştir..." Yargıtay 2.Ceza Dairesi 07.05.2007 tarih ve 3679-6312 sayılı emsal kararı |
12-09-2008, 12:55 | #5 |
|
Değerli hukukçular Hükmün açıklanması ile ilgili yeni bir yargıtay kararı ekliyorum örnek bir karar hukukçularımızın bilgisine sunuyorum.
YARGITAY 3. Ceza Dairesi Y A R G I T A Y İ L A MI Esas No : 2008/11405 Karar No :. 2008/9269 Tebliğname No: 2008/89679-KYB 6831 sayılı Orman Kanunu'na aykırı davranmak suçundan sanık …………………….. 'm anılan Kanun'un 91/1, 91/2,5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 62/1, 52/1-2.maddeleri uyarınca 10 ay hapis ve 320,00 Yeni Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sahalı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5.maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, anılan maddenin 9.fıkrası uyarınca katılan idarenin uğradığı 750,15 Yem Türk Lirası zararı taksitler halinde" tamamen giderme yükümlülüğüne tabi tutulmasına dair,Akhisar 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 25.02.2008 tarihli ve 2007/547 esas, 2008/97 sayılı kararına yönelik itirazın kabulü ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın kaldırılmasına ilişkin, Akhisar 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 03.03.2008 tarihli ve 2008/42 değişik iş sayılı kararma karşı Adalet Bakanlığının 10.4.2008 tarih ve 21216 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 5.5.2008 tarih ve 2008/89679 sayılı tebiiğnamesiyle Dairemize gönderilmekle incelendi. Mezkur ihbarnamede; Mercii ………….. 1. Asliye Ceza Mahkemesince, sanığın silinme koşulları olmuşsa bile daha önceden işlemiş olduğu kasıtlı suçtan dolayı mahkumiyet kararı bulunduğu gerekçesiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın kaldırılmasına karar verilmiş ise de,suç tarihinden" sonra 08.02.2008 tarihli ve 26781 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5728 sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli. Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 562.maddesi ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunumun 231.maddesi 6.fıkrasının alt bentlerinde sayılan hallerin birlikte bulunması halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceği, anılan fıkranın (a) bendinde yer alan "Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması," şartının, kişinin sabıka kaydında bulunan adli sicil bilgilerinin silinme koşullarının oluşmadığı durumlarda geçerli olacağı aksi halde silinme koşulları gerçekleşmiş olsa dahi bir kez bile kasıtlı bir suçtan mahkum edilmiş olan kişilerin hiçbir zaman hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumundan yararlanamayacağı ve bu durumun evvelce işlemiş olduğu suçtan dolayı.pişmanlık duyan kişilerin aleyhine olacağı nazara alınmadan, itirazın reddi yerme yazlı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet bulunmadığından bahisle 5271 sayılı CMK.mm 309.maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı. Esas No Karar No : 2008/11405 : 2008/9269 Tebiigname No : 2008/896/9-KYB. TÜRK MİLLETİ ADINA Gereği görüşülüp düşünüldü; Adalet Bakanlığının Kanun Yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden ………… 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 3.3.2008 tarih ve 2008/42 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK.nun 309/4-a maddesi gereğince -kanun yararına BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahkemesince yerine getirilmesine dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine 25.06.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi. M.Mıhçak Başkan H.Manav Uye M. Kaya Üye Ş.Başoğlu Üye A.Karayiğit Üye |
14-09-2008, 11:01 | #6 |
|
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu bir Ceza Muhakemesi kurumudur. Bu nedenle "lehe uygulama" söz konusu olamaz. Derhal uygulama ilkesi gereğince yürürlüğe girdiği tarhiten önceki olaylara uygulanma kabiliyeti yoktur.
|
15-10-2008, 14:05 | #7 |
|
değerli meslektaşlarım bu konu ile ilgili olarak elimde 3 adet dosyam var ve yargıtaydan gelen kararı aynen gönderiyorum size:
"5728 sayılı yasanın 562. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması uygulaması olanaklı hale geldüğünden, 5237 sayılı yasanın 7. maddesi gözetilerek yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptnaması ve sonucuna göre uygulama yapma görevininde yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu bozmayı gerektirmiş...." şeklinde hüküm tesis ederek dosyayı geri gönderdi. bu durumda da yerel mahkeme tamamiiyle aynı kararını verip sadece kararına hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olup olmadığını inceleyerek karar verecek. yanı bu durumda dosyanın ınfaz olunup olunmadığı önemli, kararın ılk derece mahkemesince verilmesi itibari ile dosya yargıtayda ike bu kanun hukmu getırıldı ve yargıtay buna ılıskın tum dosyaları gerı gonderdı. yanı bunun manevı tazmınat davalarında vs de ılgısı buyuk umarım ıhtıyacı olana yardımcı olur... |
02-12-2008, 18:58 | #8 |
|
T.C. YARGITAY 8.CEZA DAİRESİ YARGITAY İLAMI Esas no : 2006/5860 Karar no : 2006/6504 İhbarname no : KYB/2006-112066 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkındaki Kanun’a aykırı davranmak suçundan sanık Cuma AKYOL’un anılan Kanun’un 13/2, 765 sayılı TCK.nun 55/3. 59/2. maddeleri uyarınca 2 Yıl 9 Ay 10 Gün Hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezanın 647 sayılı cezaların infazı hakkında kanun’un 6. maddesi gereğince ertelenmesine, emanetin 2003/12 sırasında kayıtlı silah, şarjör, ve fişeklerin 765 sayılı kanun’un 36. maddesi uyarınca müsaderesine, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanun’un 23. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, sanığın 5 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına, herhangi bir yükümlülük getirilmemesine dair Güroymak Asliye ceza mahkemesinin 21/02/2006 tarihli ve 2005/192 Esas , 2006/32 kararına yönelik itirazın , sanığın yaşının küçüklüğü nedeni ile yapılan indirimin, 5237 sayılı TCK.unun 31/3. maddesine göre 01/06/2005 – 08/07/2005 tarihleri arasındaki lehe durum dikkat alınarak ½ oranında yapılması gerekirken, sanık aleyhine 1/3 oranında yapıldığı, gerekçeli kararda kısaca lehe yasa uygulanmasından bahsedilmesine rağmen hüküm bölümünde de karşılaştırma yapılmadığı gerekçesi ile kabulüne, dosyanın gereği için mahkemesine iadesine dair (BİTLİS) Ağır Ceza Mahkemesinin 13/03/2006 tarihli ve 2006/108-114 sayılı kararı ve dosyası ile ilgili olarak ; Dosya kapsamına göre, 5395 Sayılı kanun’un 23/8. maddesi uyarınca mahkeme kararının hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kısmının itiraza tabii olduğu, sanık hakkında tayin olunan cezaya ilişkin asıl hükmün ise, aynı Kanun’un 23/6. maddesi gereğince çocuğun denetimli serbestlik süresi içinde işlediği hapis cezasının gerektiren kasıtlı bir suç nedeni ile mahkum olması veya yükümlülüklerine aykırı davranması halinde, mahkemenin geri bıraktığı hükmü açıklaması üzerine, temyiz veya istinaf kanun yoluna tabii olması gerektiği cihetle, itirazın sadece hükmün geri bırakılması koşulların oluşup oluşmadığı yönünde incelenmesi yerine sanık hakkında belirlenen cezaya ilişkin olarak yazılı gerekçe ile itirazın kabülüne karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 16/05/2006 gün ve 20959 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay C.Başsavcılığından 07/06/2006 gün ve KYB/2006-112066 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi . TÜRK MİLLETİ ADINA Gereği görüşülüp düşünüldü : Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına kararına karşı, 5395 sayılı kanunun 23/7. madde ve fıkrası uyarınca itiraz edilebileceği hükmü karşısında, sanık müdafiinin itirazı üzerine sadece hükmün açıklanmasının geri bırakılması koşullarının oluşup oluşmadığı yönünden inceleme yapılması yerine sanık hakkında belirlenen cezaya ilişkin olarak yazılı gerekçe ile itirazın kabulüne karar verilmesi, Yasaya aykırı, kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği bu nedenle yerinde görüldüğünde Bitlis Ağır Ceza Mahkemesinin 13/03/2006 tarih ve 2006/108-114 sayılı, kesin olarak verilen hükmünün CMK.nun 309. maddesi uyarınca kanun yarına (BOZULMASINA), ortadan kaldırılmasına, dosyanın Yargıtay C.Başsavcılığına gönderilmesine, 13/07/2006 tarihinde oy birliği ile karar verildi. Başkan Üye Üye Üye Üye Z.Aslan S.Çetinkol H.Y.Aktan A.E. Özgenç H. Akdağ
|
02-12-2008, 22:12 | #9 |
|
HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI , SİLİNME KOŞULU
T.C. YARGITAY 3. Ceza Dairesi 5271 s. Yasa m. 231 6831 sayılı Orman Kanunu'na aykırı davranmak suçundan sanık …………………….. 'm anılan Kanun'un 91/1, 91/2,5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 62/1, 52/1-2.maddeleri uyarınca 10 ay hapis ve 320,00 Yeni Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sahalı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5.maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, anılan maddenin 9.fıkrası uyarınca katılan idarenin uğradığı 750,15 Yem Türk Lirası zararı taksitler halinde" tamamen giderme yükümlülüğüne tabi tutulmasına dair,Akhisar 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 25.02.2008 tarihli ve 2007/547 esas, 2008/97 sayılı kararına yönelik itirazın kabulü ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın kaldırılmasına ilişkin, Akhisar 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 03.03.2008 tarihli ve 2008/42 değişik iş sayılı kararma karşı Adalet Bakanlığının 10.4.2008 tarih ve 21216 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 5.5.2008 tarih ve 2008/89679 sayılı tebiiğnamesiyle Dairemize gönderilmekle incelendi. Mezkur ihbarnamede; Mercii ………….. 1. Asliye Ceza Mahkemesince, sanığın silinme koşulları olmuşsa bile daha önceden işlemiş olduğu kasıtlı suçtan dolayı mahkumiyet kararı bulunduğu gerekçesiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın kaldırılmasına karar verilmiş ise de,suç tarihinden" sonra 08.02.2008 tarihli ve 26781 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5728 sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli. Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 562.maddesi ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunumun 231.maddesi 6.fıkrasının alt bentlerinde sayılan hallerin birlikte bulunması halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceği, anılan fıkranın (a) bendinde yer alan "Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması," şartının, kişinin sabıka kaydında bulunan adli sicil bilgilerinin silinme koşullarının oluşmadığı durumlarda geçerli olacağı aksi halde silinme koşulları gerçekleşmiş olsa dahi bir kez bile kasıtlı bir suçtan mahkum edilmiş olan kişilerin hiçbir zaman hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumundan yararlanamayacağı ve bu durumun evvelce işlemiş olduğu suçtan dolayı.pişmanlık duyan kişilerin aleyhine olacağı nazara alınmadan, itirazın reddi yerme yazlı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet bulunmadığından bahisle 5271 sayılı CMK.mm 309.maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı. TÜRK MİLLETİ ADINA Gereği görüşülüp düşünüldü; Adalet Bakanlığının Kanun Yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden ………… 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 3.3.2008 tarih ve 2008/42 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK.nun 309/4-a maddesi gereğince -kanun yararına BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahkemesince yerine getirilmesine dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine 25.06.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
22-12-2008, 16:44 | #10 |
|
HAGB kurumu her ne kadar CMK da düzenlense de Sn. Bahadır Büyükavcı'nın değindiği gibi ceza muhakemesi kurumu değildir ve derhal uygulanma ilkesi içinde değerlendirilemez. Çünkü kesin olarak sanığın cezai durumunu değiştirebilecek bir husustur. Zaten Yargıtay'da konuyu bu şekilde değerlendirmiş olup 1 yıl ve altında ya da adli para cezası verilmiş dosyaları CMK 231 in uygulanıp uygulanmayacağı tartışılarak karar tayini gerekir gerekçesiyle bozmaktadır.
|
20-10-2009, 13:49 | #11 |
|
Denetim süresi dahil sanık suç işlememiş sayılır.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararında denetim süresi dahil kararın hiçbir hukuki sonuç doğurmayacağı düşüncesindeyim. üstelik bunun hem cezai hem hukuki hem de idari açıdan böyle olduğunu düşünüyorum. cezanın ertelenmesi kurumu ile en önemli farkı da burada. dolayısı ile bu durum sanığın daha lehine bir durumdur.
Farklı görüşler varsa onları da görmek isterim. çünkü elimde bir idari dava var ve verilen disiplin cezası suç işlenmiş olması gerekçesine dayandırılmış durumda ve ceza mahkemesi hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi ve hüküm kesinleşti. Ancak bu görüşüm tamamen objektiftin zira kanun ifadesi çok açık karar sanık için bir hukuki sonuç doğmamasını ifade eder. istisnai hiçbir ibare yok. tek hukuki sonuç denetim süresii yaptırımdır. bunun dışında denetim süesinde karar donar. denetim süresi suç işlemedn geçerse karar ölür canlanamaz. |
22-10-2009, 10:48 | #12 |
|
HAGB müessesesinin Anayasaya Uygunluğu
Konu ile ilgili ayrıntılı bilgi sahibi değilim fakat,
İşlediği subut bulan hafif de olsa bir suçtan dolayı cezalandırılan ve fakat hakkında HAGB müessesesi uygulanan kişilere karşı Ceza Kanunu, Anayasanın 2. ve 5. maddelerine uygun olmak üzere (toplum huzuru, refahı vb. konular) kamu vicdanını zedeleyici bir sonucu doğurmuş olmaz mı? Bu haliyle Anayasa'nın ilgili maddelerine aykırılık teşkil etmez mi? Beraberinde her geçen gün artan suç dosyalarının kabarmasına, çünkü dolaylı olarak suçtan ceza almayan insanların olduğu bir düzen doğmaya başladığı için, insanları suça teşvik etmiş olmaz mı? Teşekkürler. |
09-12-2009, 18:32 | #13 |
|
Arkadaşlar,HAGB kararının verildiği davalarda mahkemeler,sanki açıklanması geriye bırakılan hükümden bağımsızmış gibi ayrıca yargılama giderleri,katılan vekili var ise lehine avukatlık ücreti ve bir takım güvenlik tedbirlerine de (örn.zoralım,mesleki faaliyetin tadidili vb.) hükmediyor ve bunları kanun yolu göstermeyerek açıklanması geriye bırakılan hükmün dışında bırakıyor.Bu durumda,sadece itiraz kanun yoluna tabi olarak,açıklanması geriye bırakılan hükümle ilgili sınırlı bir inceleme yapılması söz konusu olduğundan,sözü edilen ilave kararların usul ve yasaya uygunluğu tartışılamıyor.Oysa biliyoruz ki ; yargılama giderleri,zor alım vb.güvenlik tedbirlerine ilişkin kararlar da asıl hükmün ayrılmaz birer parçasıdırlar ve asıl hüküm kesinleşmeden bunlar da geçerlilik kazanamaz.Her ne kadar CMK 325/1 "sanığın yargılama giderlerinden sorumlu olduğu HAGB kararında dahi gösterilmelidir." dese de ayni CMK 231/5 de "Açıklanması Geriye Bırakılan Hüküm sanık aleyhine hiç bir hukuki sonuç doğurmaz" demektedir.Sanığın bir miktar yargılama giderini ödemeye mahkum olması ya da malının zoralımı tabiidir ki esaslı bir hukuki sonuçtur.Bana göre bu belirttiğim ek kararlar ya temyiz yolu açık olarak verilmeli ya da açıklanması geriye bırakılan hükmün içide olarak uygulanması denetim süresi sonuna bırakılmalı.
Bu konuda lehte ya da aleyhte görüş ve düşüncesi olan arkadaşların katkılarını bekliyor HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ MÜCADELESİ KARARLARINIZIN AÇIKLANMASINI GERİYE BIRAKMAMANIZI diliyorum. Saygılarımla... |
19-12-2009, 13:36 | #14 |
|
Sayın Zeybek,
Açıklanması geriye bırakılan hükmün, “sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmaması düzenlemesinden (CMK.Md. 231/5, son cümle) hareketle; açıklanması geri bırakılan hükümde gösterilen yargılama giderlerinin (CMK. Md. 324’e göre asgari tarifeye göre belirlenecek vekillik ücreti de yargılama gideridir) sanıktan tahsili ve müsadere gibi hukuksal sonuçların uygulanmasının -ben de- denetim süresi sonuna bırakılmasının gerektiğini düşünüyorum. Devletin yaptığı harcamanın hazineye geri döndürülmesi kaygısı ile yapılan bu düzenleme ( CMK.Md.231/5.son cümle ile CMK. Md.324/2) bence de “hükmün bütünlüğü” anlayışına uymuyor. Hükmün bir bölümünün infazını mümkün kılıp, bir bölümünün infazını ise deneme süresinin sonuna bırakmak, HAGB’nın “cezanı erteliyorum, ama masrafı ödeyeceksin ” olarak tercüme edilmesidir ki, bu anlayışın hukuksal izahını ben de yapamadım. Bu nedenle düşüncenize katılıyorum. Saygı ile. |
26-11-2011, 17:43 | #15 |
|
Hükmün geri bırakılmasının disiplin cezalarından meslekten menin bir alt cezası olan uzaklaştırma olacağına dair görüşler çoğunlukta bu görüşün aksine hükmün geri bırakılması ile baro disiplin kararınında rafa kaldırılması gerekmez mi? Bu kanuyla ilgili kurul kararı arıyorum.
|
02-01-2012, 13:46 | #16 |
|
Devam eden aynı nitelikli ceza davalarında karara çıkan ilk dosyada sanık hakkında hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına karar verilmiştir.Diğer mahkemelerinde aynı sanık hakkında hükmün açıklanmasını geriye bırakılması kararı vermesine engel bir durum varmıdır.
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Aile Konutu - Hükmün İşleyişi | Av. Hulusi Metin | Meslektaşların Soruları | 12 | 30-03-2012 12:06 |
5560 Sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun ve TCK m.191/1 | Av.Duygu Işık Behrem | Meslektaşların Soruları | 5 | 01-12-2008 23:21 |
5560 sayılı yasa hakkında | üye8180 | Hukuk Haberleri | 0 | 19-12-2006 18:07 |
Almanya da İhbar müessesi ve İflasta hile | umutlaw | Meslektaşların Soruları | 12 | 13-09-2006 21:52 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |