04-03-2007, 01:13 | #1 |
|
Muassır Medeniyetler Sırbistan'ı Akladı
Uluslararası Adalet Divanı, Bosna'nın tazminat talebini reddetti
26 Şubat, 2007 12:25:00 (TSİ) Srebrenitsa katliamında yakınlarını kaybetmiş Bosnalı bir Müslüman kadın
Uluslararası Lahey Adalet Divanı, Sırbistan devletini, Srebrenitsa soykırımından doğrudan sorumlu olmak veya soykırıma iştirak etmek suçlarından akladı. Bununla birlikte, mahkeme, Sırbistan'ın bu soykırımın yapılmasını önleyememekten sorumlu olduğuna karar verdi. Lahey'deki mahkemenin 60 yılı aşan tarihinde ilk defa bir ülkenin soykırım suçlamasıyla ele alındığı bu davada verilen karar, başlıklarıyla şöyle: * Mevcut uluslararası hukuka göre, sorumluğu bulunan kişi ve kurumlarıyla Sırbistan soykırım yapmamıştır * Sırbistan, soykırım işlemek için plan yapmamış, soykırım eylemini kışkırtmamıştır * Sırbistan, BM Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırma Sözleşmesi'ne göre yükümlülüklerini ihlal ederek, soykırıma iştirak etmemiştir * 1995 temmuzunda Srebrenitsa'da meydana gelen soykırım konusunda, Sırbistan BM Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırma Sözleşmesi'ne göre soykırımı önleme yükümlülüğünü ihlal etmiştir * Sırbistan, Ratko Mladiç'in soykırım ve soykırıma iştirak suçlamaları nedeniyle yargılanacağı eski Yugoslavya için kurulan uluslararası savaş suçları mahkemesine teslim edilmemesi ve mahkemeyle tam bir işbirliği yapmaması nedeniyle BM Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırma Sözleşmesi'ne göre yükümlülüklerini ihlal etmiştir * Sırbistan, eski Yugoslavya için kurulan uluslararası savaş suçları mahkemesine soykırım ve başka suçlarla itham edilen kişilerin teslimi ve mahkemeyle tam bir işbirliği konularında yükümlülüklerini yerine getirecek acil tedbirler almalıdır * Davada mali tazminat uygun bulunmamıştır. Karar 2'ye karşı 13 oyla alındı Lahey'deki Uluslararası Adalet Divanı'nın 60 yıllık tarihinde ilk kez bir devletin soykırımla itham edildiği bu davada, Sırbistan devletinin soykırım suçu işlemediği, ancak Srebrenitsa'da önlemede başarısız olduğu kararı 2'ye karşı 13 oyla alındı. Kararın özetini yaklaşık 3 saatte okuyan Lahey Adalet Divanı Başkanı Yargıç Rosalyn Higgins, Srebrenitsa'da 7 bin Boşnak erkek öldürüldüğü sırada, bu kitlesel katliamın olabileceği riskinin Belgrad'da aşikar olduğuna dikkati çekti. Higgins, buna karşın Sırbistan'ın bunu engelleyecek bir inisiyatif göstermediğini belirtti. Higgins, ayrıca Adalet Divanı'nın, Srebrenitsa katliamı konusunda 2 Bosnalı Sırp'ı soykırımla ilgili olarak mahkum eden eski Yugoslavya için kurulan savaş suçları mahkemesinin kararını dayanak aldığını hatırlattı. Yargıç Higgins, ayrıca Sırbistan'ın bu davada mahkemenin yargılama hakkı olmadığı konusundaki iddiasını reddetti ve eski Yugoslavya'nın 1948 Cenevre Sözleşmesi'nin kurallarına uyma yükümlülüğü olduğunu kaydetti. Bosna, Uluslararası Adalet Divanı'ndaki soykırım davasını 1993 yılında açmıştı. Bosna'nın doğusunda bulunan ve BM koruması altında olan Srebrenitsa ve civarında, temmuz 1995'de 8 bin Boşnak Müslüman erkek katledilmişti. Katliamda ölenlerin yaklaşık yarısının cesetleri, 80 kadar toplu mezardan çıkarılmıştı. Srebrenitsa katliamından sorumlu tutulan dönemin Bosnalı Sırp lideri Radovan Karaciç ve askeri lider Ratko Mladiç, hala yakalanamadı. İkinci Dünya Savaşı'ndaki Nazi soykırımından sonra BM'nin 1948'deki sözleşmesi uyarınca yasa dışı kabul edilen soykırımdan ilk kez bir devlet yargılandı. "Avrupa Müslümanlara düşman" Uluslararası Adalet Divanı'nın, Sırbistan'ın bir devlet olarak Bosna Savaşı sırasında soykırım suçu işleyip işlemediğiyle ilgili davada Belgrad'ı aklamasına Boşnaklar ve Bosnalı Hırvatlar tepki gösterdi. Srebrenitsa Kurbanları Derneği Başkanı Münire Subasiç, Uluslararası Adalet Divanı'nın, Sırbistan'ı aklamasının ve Bosna'nın tazminat talebini reddetmesine tepkisini dile getirenler arasında yer aldı. Katliamdan kurtulan kadınları bir araya getiren derneğin başkanlığını yürüten Subasiç, "Avrupa, bir kez daha Müslümanlara karşı olduğunu gösterdi" ifadesini kullandı. Subasiç, aralarında babası, eşi ve oğlunun bulunduğu 22 yakınını Srebrenitsa katliamında kaybetmişti. Kararı dinlemek için Lahey'de bulunan Subasiç, dünkü açıklamasında "Nefesimi tuttum, yaşamımla ilgili verecekleri kararı bekliyorum. adaletin tecelli edeceğini umuyor ve suçlu bulunacaklarına inanıyorum" demişti. Bosna üçlü başkanlık konseyinin Boşnak üyesi Haris Sladziç ise, 'Sırbistan ve Karadağ'ın soykırımdan ve soykırıma karışmaktan mahkum olmamasından üzüntü duyduğunu' söyledi. Başkanlık konseyinin Hırvat üyesi Zeljko Komsiç, mahkemenin savaşta Bosna-Hersek'in diğer bölgelerinde işlenen, 100 binden fazla kişinin ölümüne yol açan diğer suçları soykırım olarak nitelememesinden ''hayal kırıklığına'' uğradığını kaydetti. Komsiç, ''Bosna'da olan bizler, savaşın başlangıcından itibaren neler olduğunu biliyoruz ve çocuklarımıza ne öğreteceğimizi biliyoruz'' dedi. Sırbistan devlet başkanından kınama çağrısı Bu arada, Sırbistan Devlet Başkanı Boris Tadiç, parlamentoya, Adalet Divanı'nın soykırım olarak ilan ettiği, 1995'te Bosnalı Sırpların Srebrenitsa'da Boşnakları katletmesini kınaması çağrısında bulundu. Tadiç, ''Hepimiz için kararın en sıkıntılı bölümü Sırbistan'ın soykırımı önlemek için elinden gelenin hepsini yapmadığıdır'' dedi. Sırp Parlamentosu'nun en kısa sürede Srebrenitsa bölgesinde işlenen suçu açıkça kınayan bir deklarasyonu kabul etmesinin çok önemli olduğunu belirten Tadiç, bunun Bosna ile Sırbistan arasında yeni bir sayfa açılmasını, iki ülke vatandaşları arasında yeni güven inşasının sağlanmasını mümkün kılacağını söyledi. Etnik temizlik kampanyası... Bosnalılar, dönemin Devlet Başkanı Slobodan Miloşeviç liderliğindeki Belgrad yönetiminin, Bosna Savaşı (1992-1995) sırasında Bosnalı Sırpları 'Büyük Sırbistan' yaratma çabasıyla soykırım olan etnik temizlik kampanyası yürütmesi için cesaretlendirdiğini, silahlandırdığını ve finanse ettiğini söylüyor. Sırbistan ise Bosna'da etnik gruplar arasında çatışmanın olduğu savaşta Sırp paramiliter grupların eylemlerinden sorumlu olmadığını, BM'nin 1948'deki Soykırım Konvansiyonunda tanımlandığı şekilde, Bosna'daki Boşnak nüfusun tamamını ya da bir bölümünü yok etme amacı güdülmediğini savunuyordu. Bosna Savaşı'nı sona erdiren Dayton barış anlaşması uyarınca Bosna-Hersek, Boşnak-Hırvat Federasyonu ve Bosna Sırp Cumhuriyeti'nden oluşuyor. Bosnalı Sırplar da Lahey'de görülen davanın gayri meşru olduğunu çünkü davanın konusunun ülke savaşta olduğu zamana ilişkin olduğunu ve Bosnalı Sırpların, suçlamaların yöneltiği hükümetin bir parçası olmadığını ileri sürüyor. Bosna, soykırım davasını 1993'te açmıştı. Öte yandan, eski Yugoslavya'da işlenen savaş suçları için Lahey'de kurulan uluslararası savaş suçları mahkemesinde de savaş suçu ve insanlığa karşı suç işlemekten bireyler yargılanıyor ve mahkeme Srebreniça'da soykırım işlendiği kararını almıştı. Bosna'nın temel dayanağı, Srebrenitsa kararı.1992-1995 arasındaki Yugoslavya iç savaşı sırasında işlenen suçlar için özel kurulmuş Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi, 8 bin Bosnalı Müslüman erkeğin öldürüldüğü katliamı 'soykırım' olarak tanımlamıştı. Sırbistan yönetimi ise davanın 'meşru' olmadığını savunuyor. http://www.cnnturk.com/DUNYA/haber_d...haberID=306467 |
04-03-2007, 01:52 | #2 |
|
Muassır medeniyetlerin göbeğinde cereyan eden yüzyılın son vahşeti ve yine muassır medeniyetlerce aklanan fail. Bu konuda o kadar doluyum ki içimde biriken, kaynayan ve şu inanılmaz basıncı yaratan hisleri şu sanal ortamda ifade edebilmek zavallı 10 parmağın altından kalkamayacağı kadar güç olacak. Kimliğini, tarihini, özünü, maneviyatını ön plana çıkaran biri olarak belki de bir hukuk sitesinde yazmamam gereken, bariz tarafgir bir mesajın altına imza atıyorumdur. O yüzden tarafsızlığından hemen herkesin emin olduğu ve yayınlanması THS'nin ilkeleriyle ve duruşuyla çatışmayacak birinin sitesinden alıntı yapmayı tercih ettim. Belki hiç kimse tarafından tamamen okunmayacak olan bu yazıyının linkini "olur da günün birinde birileri okur" umudunu tatmak ve bu umutla yaşamak için mesajıma ekleme ihtiyacı duydum.
İşte birçok kişinin adını bile duymadığı Srebrenica Katliamı; http://www.candundar.com.tr/index.php?Did=3228 Saygılarımla |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |