|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
13-12-2023, 20:41 | #1 |
|
davalının kim olduğunun bilinmemesi
herkese merhaba değerli meslektaşlarım,
müvekkil 90lı yıllarda bir taşınmaz hacizsiz şerhsiz olduğu beyan edilerek satın almış, geçtiğimiz yıllarda tapu sistemi dijitale entegre olunca e-devlet üzerinde yapmış olduğu sorgulamada; tapu üzerinde 1950 tarihli haciz şerhinin işlenmiş olduğunu görüyor. ancak burada başka bir bilgi yok, haciz lehtarının kim olduğu hakkındaki kısım boş olarak görünmekte yani bir kayıt yok. tapuya başvurup yazılı talep isteyip haciz lehtarı bilgisi sorduğumuzda "bu haczin 1914 yılından kalma olduğu, ....İcra memuriyetince işlendiği ancak haciz lehtarının kim olduğu, kimin talebiyle işlendiği bilgisinin yer almadığı" bilgisi verildi. Bu bilgiye göre müvekkilin mülkiyet hakkının açıkça hukuka aykırı olarak kısıtlandığı ortada zira müvekkil bu borçtan sorumlu olmadığı gibi o tarihten bu yana geçerli bir borç ilişkisinin süregelemeyeceği de aşikar. Dava açmak istediğimizde davayı yöneltebileceğimiz kurum/kişiye ilişkin bir bilgi yok, zira haciz lehtarı kim belli değil. Bu durumda nasıl bir yol izlemeliyiz? Şimdiden herkese çok teşekkür ederiz. |
19-12-2023, 08:52 | #2 |
|
İlgili icra müdürlüğüne başvuru yaparak İİK m.106 gereğince haczin kaldırılmasını talep edebilirsiniz.
|
19-12-2023, 09:07 | #3 |
|
Sayın meslektaşım çok teşekkür ederim cevabınız için.
Bu hususta icraya da başvurduk ancak kaldırmasını istediğimiz haczin dosyasının esas numarası ve hangi müdürlük olduğu da belli değil. Esas no ve müdürlük belli olsaydı oraya hitaben kaldırılmasını isteme yoluna gidebilirdik ancak elimizde bu hususta bilgi yok. Dosyanın wn iyi ihtmalle 1952 yılından kaldığını ve "Beyoğlu icra memuriyeti" dosyası olduğunu kabul ettiğimiz senaryoda bile, Beyoğlu Adliyesi kapanıp dosyaları Çağlayan'a devrolduğu için Çağlayan icra arşivinde dosyayı aramaya çalıştık ve resmen siz aklınızı mı oynattınız karşılığını aldıkZira arşivde dosyaların en eski 2000li yıllara gittiğini haricen tarafımıza bildirdiler. Dolayısıyla bu yolda da çözümsüz kalmış olduk ne yazık ki . |
19-12-2023, 09:27 | #4 |
|
Sizin de belirttiğiniz gibi 1950 yılında büyük ihtimalle tek bir Beyoğlu İcra dairesi vardı. Beyoğlu Adliyesi Çağlayana taşındı ama taşınma sırasında Beyoğlu'ndaki her icra dairesinin, Çağlayan'da hangi dairenin sorumluluğunda olduğu Adalet Komisyonu tarafından belirlendi. Bence bu gerekçeyi belirtip Beyoğlu 1. İcra dairesinden sorumlu olan Çağlayan İcra dairesine müracaat edebilirsiniz. İcra Müdürü talebinizi reddedecektir orası kesin ama en azından red kararının ardından şikayet yoluyla İcra Mahkemesinde şansınızı denemeniz mümkün olur. İcra Mahkemesinde hem meslektaşımızın dediği gibi İİK 106'ya dayanabilirsiniz, hem de İİK 91 gereğince usulsüz haciz olduğu savunmasında bulunabilirsiniz. Zira İİK 91, taşınmaza haciz konulurken "alacaklının adı ile tebliğe yarar adresinin" tapuya bildirilmesini şart koşmaktadır ve bu bilgileri içermeyen haciz kaydı yasaya aykırıdır. İcra Mahkemesinden şikayet yoluyla sonuç alabilme ihtimaliniz olduğunu düşünüyorum.
Ama o da işe yaramazsa, o zaman bence aynı gerekçeyle tapuya dilekçe vermeniz ve haciz kaydının İİK 91'e aykırılığı nedeniyle iptalini istemeniz, talebinizin reddi halinde de İdare Mahkemesinde iptal davası açmanız doğru olur. |
19-12-2023, 14:07 | #5 |
|
Çok teşekkür ederim sayın meslektaşım.
Bu hususta biz genel mahkemede (asliye hukuk mahkemesi) "tapu kaydında yer alan haciz şerhinin terkini" davası açarak söz konusu haciz şerhinin lehtarının ve diğer bilgilerinin tapu kaydında yer almadığını, tapuya başvurduğumuzda 1914 yılından kalma olduğu başkaca bilginin olmadığını, müvekkilin hacizden sorumlu olmasının mümkün olmadığını o tarihten bugüne hukuken geçerli bir sebebe dayalı borç ilişkisinin süregelemeyeceğini, haliyle müvekkilin mülkiyet hukuka aykırı bir şekilde kısıtlandığını, haciz müessesesi tasarruf yetkisini İİK 91.maddesi gereğince TMK m.1010 anlamında kısıtladığını ancak somut olayda müvekkile yönelik kısıtlamanın bu ilkelere aykırı olduğunu belirttik. Haliyle bu davanın da haciz lehtarına karşı açılması gerektiğinden ve açılış aşamasında lehtar bilgisine ulaşamadığımızdan ve tapudan da öğrenemediğimizden başlangıçta davayı mecburen hasımsız açarak; mahkemeden mahkeme eliyle tapunun tüm tedavüllerinin istenilmesini, şahsi çabalarımızla ve KVKK açısından bu bilgilerin tarafımızla paylaşılamayacak bilgilerden olduğunu ancak mahkemenin bu bilgilere ulaşabileceğinden lehtarın araştırılmasını, lehtar tespiti halinde davada husumet yöneltmemiz için süre verilmesini, lehtarın tespit edilmesinin mahkemece de mümkün olmadığına kanaat getirilmesi halinde zaten lehtar tespitinde hukuki yarar olmadığından (zira 1914 veyahut 1952 yılından günümüze süregelmiş bir borç ilişkisinin mevcut olmasının mümkün olmaması ve ayrıca mevcut olsa bile müvekkilin sorumlu olmadığının satın alma tarihinden anlaşılması) tespit hükmünde bir karar kurularak haczin kaldırılmasını istedik. Ancak mahkeme bize davalı göstermemizi, göstermememiz halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği yönünde ihtarda bulundu. Biz de yukarıdaki beyanlarımızı tekrarla tarafımızdan kaynaklanmayan eksiklik nedeniyle mahkeme tarafından davanın açılmamış sayılması kararı verilmesinin müvekkilin hak arama hürriyetinin ihlali sonucu doğuracağını da ekleyerek dilekçemizi verdik. Ancak mahkeme bu beyanlarımızı ve taleplerimizi kabul etmeyerek davanın açılmamış sayılmasına karar verdi. Bu bahsettiğim süreç birkaç günde adeta jet hızıyla gelişti. Tecrübe ettiğim en hızlı yargılama diyebilirim. Bu aşamadan sonra söz konusu kararı istinaf edip gelecek cevaba göre bahsetmiş olduğunuz icra hukuk yoluna gideceğiz sayın meslektaşım. Yardımlarınız için çok teşekkür ederim tekrar. Diğer meslektaşlara belki yardımcı olur diye süreci paylaşmak istedim. Saygılar, kolaylıklar. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Davalının adresinin bilinmemesi | avfatihkarci | Meslektaşların Soruları | 1 | 18-11-2021 08:54 |
Husumetin Kime Yöneltileceğinin Bilinmemesi | hasan_ant | Meslektaşların Soruları | 3 | 25-05-2019 15:10 |
Karşılıksız Çek Suçunda Failin Bilinmemesi | Ali Haydar Güleç | Meslektaşların Soruları | 2 | 23-01-2019 14:46 |
çekte borçlunun adresi bilinmemesi | yahya kemal yılmaz | Meslektaşların Soruları | 1 | 08-07-2009 10:37 |
eşin nerde olduğunun bilinmemesi halinde boşanma | Av.mdogan | Meslektaşların Soruları | 5 | 19-08-2007 22:49 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |