Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İçtihat lazım

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 23-10-2009, 11:18   #1
av.kadirpolat

 
Varsayılan İçtihat lazım

Arkadaşlar, öncelikle belirteceğim husus, konu itibariyle TCK nın 204.maddesinde yer alan "evrakta sahtecilik" ile 206.maddesinde yer alan "resmi memura yalan beyan" suçları arasında durum belirlemesi için önem arzetmektedir.

"Müvekkil (F), torunu (Ö) yü doğumundan bir müddet sonra, eşinin baskısı altında nüfus müdürlüğüne giderek, kendi çocuğu olduğundan bahisle kendi çocuğuymuş gibi üzerine alıyor. Tabi değişen Nüfus Aile Kaydı'yla da zamanla bir takım işlemler yapılıyor." Bu haliyle işlenen suç, 204.madde mi yoksa 206.madde mi olduğunun tespiti önem arzetmektedir.

Bunun için sizlerde varsa, içtihat sunmanızı rica edeceğim.

Şimdiden teşekkür ederim.
Old 23-10-2009, 11:22   #2
av.cemile

 
Varsayılan

eski adı ile nesep değiştirme yeni TCK da

Çocuğun soybağını değiştirme

Madde 231- (1) Bir çocuğun soybağını değiştiren veya gizleyen kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Old 23-10-2009, 11:25   #3
av.cemile

 
Varsayılan

Bu suç evrakta sahtecilikle değil de resmi memura yalan beyanda bulunmak sureti ile işlenebildiğinden 204 burada kullanılamaz. 206 da kullanılamaz çünkü 231. md deki suçu işleyebilmek için zaten resmi memura yalan beyanda bulunulmak zorundadır. 231. md. kullanılırken ayn ı zamanda 206. md. ye göre ceza tertip edilemeyeceğine ilişkin Yargıtay kararları mevcuttur.
Old 23-10-2009, 11:25   #4
av.kadirpolat

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.cemile
eski adı ile nesep değiştirme yeni TCK da

Çocuğun soybağını değiştirme

Madde 231- (1) Bir çocuğun soybağını değiştiren veya gizleyen kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Cemile hanım, ilginize teşekkür ederim. Tespitiniz doğru ama benim şuan için isteğim, bu tür bir olay karşısında yargıtay'ın verdiği içtihatlar. Yeni TCK da 231.maddenin uygulanması da var.Ama burada asıl konu, 204 ve 206.maddelere ilişkin ayrım yapmamız gerek. Yani İçtihatlarla bu konu netleşecektir.
Old 23-10-2009, 11:29   #5
av.kadirpolat

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.cemile
Bu suç evrakta sahtecilikle değil de resmi memura yalan beyanda bulunmak sureti ile işlenebildiğinden 204 burada kullanılamaz. 206 da kullanılamaz çünkü 231. md deki suçu işleyebilmek için zaten resmi memura yalan beyanda bulunulmak zorundadır. 231. md. kullanılırken ayn ı zamanda 206. md. ye göre ceza tertip edilemeyeceğine ilişkin Yargıtay kararları mevcuttur.

Cemile hanım, Cumhuriyet savcısı mütalaasında "204.maddeyi belirtti" Ben de sebebini sorduğumda, yeni içtihatlar bu şekilde dedi. Oysa benzer açılan davalarda 206.maddeye göre iddianameler hazırlanmasına rağmen, 204 .madde diye kendisinden emin şekilde mütalaasını yineledi.

Varsa buna ilişkin içtihat, sunmanızı önemle rica ederim.
Old 23-10-2009, 12:17   #6
parçalı bulutlu

 
Varsayılan

T.C
Y A R G I T A Y
Altıncı Ceza Dairesi

E. 1990/8051
K. 1991/60
T. 15.1.1991

* YALAN BEYANDA BULUNMAK - NESEPDEĞİŞTİRMEK
* YASAL GEREKÇE


ÖZET : Başka kadının doğurduğu çocuğu, kendi karısından doğmuş gibi gösterip
nüfus kütüğüne tescil ettirme eylemi tek suç olup TCK.nun 445. maddesinde
yazılı nesep değiştirme suçunu oluşturur.

Sanığın geçmişinde ve ahlaki temayüllerinde ne gibi olumsuzluklar bulunduğu
yasal gerekçe ile açıklanmadan cezasının teciline yer olmadığına karar
verilemez.

(765 s. TCK. m. 343/2, 445) (1412 s. CMUK. m. 32, 260)

Yalan beyanda bulunmaktan sanık Ayhan hakkında yapılan duruşma sonunda,
TCK.nun 343/2, 59; 647 sayılı Kanunun 4. maddeleri gereğince 75.000 lira ağır
para cezasıyla mahkumiyetine dair, (Bakırköy Beşinci Asliye Ceza
Mahkemesi)nden verilen 13.3.1990 tarihli hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanık
vekili tarafından istenilmiş olduğundan; dava evrakı C. Başsavcılığı'ndan
onama isteyen 31.10.1990 tarihli tebliğname ile 5.11.1990 tarihinde Daireye
gönderilmekle okunarak, gereği görüşülüp düşünüldü:

1- Başka bir kadının doğurduğu çocuğu, kendi karısından doğmuş gibi gösterip
nüfus kütüğüne tescil ettirerek nesep değiştirmekten ibaret olan eylemin
TCK.nun 445. maddesinde yazılı tek suçu oluşturduğu, ayrıca TCK. nun 343/2.
maddesinin ihlalinden söz edilemiyeceği gözetilmeden yazılı madde ile ceza
tayini,

2- Kabule göre de; çocuğu olmadığı ve evlat edinmeye de yaşı müsait
bulunmadığı için çocuğun ana ve babasının rızasını temin ederek bu işi
yaptığını savunan sanığın geçmişinde ve ahlaki temayüllerinde ne gibi
olumsuzluklar bulunduğu açıklanmadan cezasının teciline yer olmadığına karar
verilmesi,

Bozmayı gerektirmiş, sanık Ayhan vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmüş
olduğundan tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle hükmün açıklanan
nedenlerle (BOZULMASINA), 15.1.1991 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 23-10-2009, 12:27   #7
av.kadirpolat

 
Varsayılan

sayın meslektaşım, teşşekkür ederim. Ancak günümüze yakın bir içtihat suna bilirseniz sevinirim. Bu konuda içtihat değişikliği olduğu söyleniyor. Bu noktada, 2004 tarihinden sonraki dönemlere ilişkin içtihat olursa sevinirim.

İlginize teşşekür ederim.
Old 23-10-2009, 12:53   #8
elevent

 
Varsayılan içtihat değişmedi diye düşünüyorum.

Eski ceza kanununa ait konunuza benzer bir kararı aşağıya kopyalıyorum. Bu kararda sanık eski ceza kanununun 342/1 maddesi gereğince cezalandırılıyor. Yani memur olmayan kişinin resmi evraktaki tahrifatı. Yeni kanunda 204/1 aynen bunu düzenliyor. Yani benim fikrim bu konuda değişen bir içtihat yok. Yeni kanunun madde numaraları değişti sadece.

Esas : 2002/16643
Karar : 2003/7411
Tarih : 23.10.2003

Sanığın kendisinden olmayan çocuğu, kendisininmiş gibi sahte içerikli mernis doğum.tutanağı düzenlenmesini sağlanıp nüfus idaresini kandırarak nüfusa tescil ettirdiğinin iddia olunması karşısında; eyleminin sübutu halinde TCK.nun 342/1, 80. maddelerinde yazılı suçu oluşturacağı; bu suçla ilgili davaya bakına görevinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilmelidir.


Yalan beyanda bulunmak suçundan sanık Mafiye hakkında yapılan duruşma sonunda: Mahkumiyetine dair (Havza Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 30.5.2001 tarihli hükmün temyizen tetkiki Üst Vezirköprü C. Savcısı tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığından bozma isteyen 27.6.2002 tarihli tebliğname ile 10.7.2002 tarihinde daireye gönderilmekle okunarak gereği görüşülüp düşünüldü:

Sanığın, kendisinden olmayan çocuğu, kendisininmiş gibi sahte içerikli mernis doğum tutanağı düzenlenmesini sağlayıp nüfus idaresini kandırarak nüfusa tescil ettirdiğinin iddia olunması karşısında; eyleminin sübutu halinde TCK.nun 342/1, 80. maddelerinde yazılı suçu oluşturacağı, bu suçla ilgili davaya bakma görevinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilmeden duruşmaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,

Bozmayı gerektirmiş, Üst O. Savcısının temyiz itirazı ve tebliğnamedeki düşünce bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenle (BOZULMASINA), 23.10.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Corpus
Old 23-10-2009, 13:45   #9
av.cemile

 
Varsayılan

Konu bu linkte de tartışılmış.
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=41586

Konu hakkında yeni bir karara rastlamadım. Bulursam göndereceğim. Bir vesile ile ben de yakın zamanda bu konuyu araştırdım ve yukarıda yazdığım kanaate ulaşmıştım.
Old 03-11-2009, 18:48   #10
Av.Bengisu

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşlarım merhaba,çok acele olarak bazı içtihatlara gereksinimim var.Yarg.12.Hukuk D.26.01.1989,5411/939-19.04.1995,5849/5949-16.09.2005,13877/17335-02.07.2004,13384/17655-03.06.2004,10790/14048
Vakit ayırıp gönderebilecek arkadaşlara şimdiden teşekkür ediyorum.
Saygılar.
Bengisu
Old 03-11-2009, 19:22   #11
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi

Esas: 1988/5411
Karar: 1989/939
Karar Tarihi: 26.01.1989

ÖZET : Asliye Hukuk Mahkemesince verilen tedbir kararı dairesinde icra memurunun muamele yapması gerekir. Tedbir kararını veren mahkeme nezdinde itiraz edilip kaldırılmadıkça mercice bu tedbirin iptalini gerektirir şekilde satışın yapılmasına karar verilemez.

(1086 S. K. m. 108) (2004 S. K. m. 72)

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki S.P. vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye 04/05/1988 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Sonuç: Asliye Hukuk Mahkemesince verilen tedbir kararı dairesinde icra memurunun muamele yapması gerektiği, tedbir kararını veren mahkeme nezdinde itiraz edilip kaldırılmadıkça mercie bu tedbirin iptalini gerektirir şekilde satışın yapılmasına karar verilemeyeceğine binaen, temyiz itirazlarının kabulüyle merci kararının İİK. 366 ve HUMK. 428. maddeli uyarınca BOZULMASINA, 26/01/1989 gününde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)

T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi

Esas: 2005/13877
Karar: 2005/17335
Karar Tarihi: 16.09.2005

ÖZET : Asliye Hukuk Mahkemesinin tedbir kararı taşınmazların üçüncü kişilere ( rızaen devir ve temlikinin önlenmesine ) yöneliktir. Karar, cebri icra yolu ile satışı engelleyecek ve icra dosyasındaki takibi durduracak nitelikte olmadığı gibi tedbir kararında ve dava dosyasında takip alacaklısı taraf da değildir. İcra dosya numarası belirtilerek satışın durdurulması yönünde anılan kararda bir açıklama yoktur. Bu durumda, icra takibinin sürdürülmesine ve satış işlemlerinin başlatılmasına bir engel bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle icra müdürlüğünün satış isteminin reddi yönündeki kararı yasaya uygun değildir. Ayrıca, kabule göre de, tedbir kararı kapsamı dışında kalan taşınmazlar hakkında da satış isteminin kabul edilmemesi doğru değildir. O halde, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekir.
(1086 S. K. m. 101)

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Isparta 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce 2004/487 esas sayılı dava dosyasının yargılaması sırasında verilen 08.07.2004 tarihli tensip ara kararı ile dava konusu taşınmazların 3. şahıslara devir ve temlikinin önlenmesi bakımından tedbir kararı verildiği ve aynı tarihte kararın infazı için ilgili Tapu Sicil Müdürlüğü'ne tedbir kararı gereğince işlem yapılmak üzere yazı yazıldığı görülmektedir. Sözü edilen dava dosyasının davalısı Zübeyde itiraz konusu takip dosyasının borçlusudur. Alacaklının, 09.03.2005 tarihinde borçlunun hacizli taşınmazlarının satışını istemesi üzerine icra müdürlüğünce yukarıda sözü edilen tedbir kararı gerekçe gösterilerek tedbir kararının kapsamında kalan taşınmazlar yönünden istemin reddedildiği anlaşılmıştır.

Asliye Hukuk Mahkemesinin tedbir kararı taşınmazların üçüncü kişilere ( rızaen devir ve temlikinin önlenmesine ) yöneliktir. Karar, cebri icra yolu ile satışı engelleyecek ve icra dosyasındaki takibi durduracak nitelikte olmadığı gibi tedbir kararında ve dava dosyasında takip alacaklısı taraf da değildir. İcra dosya numarası belirtilerek satışın durdurulması yönünde anılan kararda bir açıklama yoktur. Bu durumda, icra takibinin sürdürülmesine ve satış işlemlerinin başlatılmasına bir engel bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle icra müdürlüğünün satış isteminin reddi yönündeki kararı yasaya uygun değildir. Ayrıca, kabule göre de, tedbir kararı kapsamı dışında kalan 1826, 615, 470 Parsel sayılı taşınmazlar hakkında da satış isteminin kabul edilmemesi doğru değildir. O halde, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu istemin reddi isabetsizdir.

Sonuç: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 16.09.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.

T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi

Esas: 2004/13384
Karar: 2004/17655
Karar Tarihi: 02.07.2004

ÖZET : Tedbir kararının mahiyeti itibariyle rızai devir ve temlikleri önleyici nitelikte olduğu, cebri icraya engel durumun bulunmadığı ve alacaklı taraf olmadığından tedbir kararının onun yönünden bağlayıcı olmadığı, davacı adına tescil kararı verilse bile haciz şerhinin mahkemece kaldırılmadığı sürece geçerli bulunduğu cihetle icra müdürünün satış işlemlerine devam etmesi gerekirken aksine karar vermesi doğru olmadığından alacaklının anılan karara yönelik şikayetinin mahkemece kabulü yerine reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.

(2004 S. K. m. 78, 106) (4721 S. K. m. 1010)

Dava: Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı vekilince istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Şikayete konu Mersin Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 03.07.2003 tarih ve 2003/503 sayılı tedbir kararında taşınmazın devir ve temlikinin önlenmesine karar verildiği bu tedbir kararında alacaklının taraf olmadığı anlaşılmaktadır. Sözü edilen tedbir kararının mahiyeti itibariyle rızai devir ve temlikleri önleyici nitelikte olduğu, cebri icraya engel durumun bulunmadığı ve alacaklı taraf olmadığından tedbir kararının onun yönünden bağlayıcı olmadığı, davacı adına tescil kararı verilse bile haciz şerhinin mahkemece kaldırılmadığı sürece geçerli bulunduğu cihetle icra müdürünün satış işlemlerine devam etmesi gerekirken aksine karar vermesi doğru olmadığından alacaklının anılan karara yönelik şikayetinin mahkemece kabulü yerine reddine karar verilmesi isabetsizdir.

Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve H.U.M.K.'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 02.07.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları

Kolay gelsin,
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Birkaç Avukatı Asmak Lazım !!! Av.Kadir Konumuz : Hukukçular 18 20-03-2009 00:04


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06321406 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.