Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Anlaşmalı boşanmak ziynet davasına engel midir?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 08-03-2013, 12:56   #1
Av. Ali YILMAZKARA

 
İnceleme Anlaşmalı boşanmak ziynet davasına engel midir?

Sorum basit sayın meslektaşlarım. TMK 166/3 uyarınca anlaşmalı boşanmış ancak protokolde eşya talebi olmadığı belirtilmiş fakat ziynet kelimesi dahi kullanılmamış, mahkemede de (malum katibin hazırladığı matbu taraf beyanlarınca) ziynet talebi olmadığı beyan edilmiş ziynet hususunda talep olmadığından karar vermeye yer olmadığına karar verilerek boşanmalarına karar verilmiş ve karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

Aradan geçen 4 ay sonra Müvekkil anlaşmalı boşanma sırasında verdiği çocuğun velayetini almak ve evlilik sırasında ödünç verdiği ziynetlerin iadesi için ayrı ayrı dava açmış ancak Ziynet davası ön inceleme aşamasında "KESİN HÜKÜM" gerekçesi ile reddolunmuştur.

Temyiz edeceğiz ve sizce hangi hususların altı çizilmelidir.

Anlaşmalı boşanmış olmak ziynet davasına engel midir?

*Protokolde ziynet eşyalarına ilişkin aldım, almıyorum, feragat ettim, istemiyorum, anlaştık, uzlaştık, paylaştık gibisinden bir ifade yoktur.

*Mahkemede ki duruşmada da ziynet talebi olmadığı belirtilmiştir.

--Ancak mahkeme protokol neyse de mahkemede talebi olmadığını beyan etmiştir. Bu mahkeme içi ikrar bizi bağlar burada kesin hüküm vardır dedi reddetti...

Mahkemede talebi olmadığını beyan etmesi bu haktan feragat ettiği anlamına mı gelir? Ayrıca talep olmadığından ziynet eşyası hususunda karar vermeye yer olmadığı ifadesi nasıl daha sonra açılan ziynet davasında kesin hüküm etkisine sebep olabilir? Ortada ziynete ilişkin verilmiş bir karar yok.

Bu tür bir dava açmış, olan meslektaşım var ise özellikle akibeti ne oldu onu merak ediyorum.

Tüm meslektaşlarıma tecrübe, fikir, görüş ve önerileri için teşekkürler
Old 08-03-2013, 14:20   #2
av.sercan35

 
Varsayılan

Sayın Av.Ali YILMAZKARA
Ortada ziynete ilişkin verilmiş karar olmasa da müvekkilinizin duruşmada ziynet talebi olmadığını belirtmesi feragat anlamındadır diye düşünüyorum.Hatta açıkça ziynet talebi olmadığını belirtmeseydi bile bu durumda dahi alamayacağın düşünürdüm.ÇÜnkü protokol dışındaki konularda anlaşmış gibi görünürler.Yoksa protokole dayalı anlaşmanın bi mantığı kalmazdı.
Old 08-03-2013, 15:33   #3
Av.Bedia

 
Varsayılan

Daha bir kaç gün önce gazetelerde benzer bir konuyla ilgili Yargıtay'ın kararından bahsediliyordu.Gazetede yayınlanan haber metni aşağıdadır.Yol gösterici olabilir.
"Yargıtay, anlaşmalı boşandıktan sonra, boşanma nedeniyle manevi tazminat istenemeyeceğine hükmetti.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, anlaşmalı boşandıktan sonra boşanma nedeniyle manevi tazminat istenemeyeceğine hükmetti.
Manisa'nın Sarıgöl ilçesinde bir çift anlaşarak boşandı. Ancak kadın davanın sonuçlanmasının ardından, eşinin evlilik birliğinde sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği gerekçesiyle manevi tazminat davası açtı.
Sarıgöl Asliye Ceza Mahkemesi, davayı kabul ederek, aldatan kocanın boşandığı karısına tazminat ödemesine hükmetti.
Kararın temyiz edilmesi üzerine dosyayı görüşen Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını oybirliğiyle bozdu.
Daire'nin kararında, tarafların anlaşmaları üzerine Türk Medeni Kanunu'nun ilgili maddesi gereğince boşanmalarına karar verildiği ve boşanma kararının kesinleştiği hatırlatıldı.
Boşanma kararı tarafların anlaşmasına dayandığına göre, davacının boşanmadan sonra boşanma sebebiyle artık manevi tazminat talep etmesinin mümkün olmadığı vurgulanan kararda, ''Çünkü böyle bir durumda tarafların boşanmanın mali sonuçlarına ilişkin aralarındaki ihtilafı nihai olarak çözdükleri ve ilişkilerin tasfiye ettikleri kabul edilir. Bu itibarla anlaşmalı boşanmadan sonra artık boşanma sebebiyle tazminat istenemez. Bu bakımdan dava reddedilmelidir'' denildi."
Old 08-03-2013, 15:55   #4
Av. Ali YILMAZKARA

 
Varsayılan

Tazminat ve nafaka konusunda hem fikirim anlaşmalı boşanma halinde bunlar istenemiyor. Çünkü burada boşanmanın fer'isi olmaması da etkili. Ziynet ve genel anlamda boşanmanın feri olmadığından Mal rejiminin tasfiyesi ve ziynet talepleri boşanma davasında istense dahi hakim bu hususta karar veremez.

Çünkü ayrı bir davanın konusudur. Harç yatırılması gerekmektedir. Daha sonra ilgisi nedeni ile birleştirilebilinir.

Ancak bana göre protokolde hiç bir şekilde değinilmeyen ziynet talebi, sırf anlaşmalı boşanmanın düzenlenmesi ile "her konuda anlaşıldığı" karinesine takılmamalıdır. Takılırsa kanunun ruhuna aykırı olacaktır. Neticede herkes avukat kanalı ile hazırlatmıyor protokolü... Yahut kendisine dayatılan protokolü imzalamadan önce bir avukata göstertemiyor. Ya da bazen sırf bir an evvel boşanabilmek için (şiddet, tehlike, daha başka baskı) sebebi ile bir an önce kurtulmak için maddi konuları gündemde tutmayabiliyor.

Keza bizim müvekkilin durumu da budur. Aldatan, şiddet uygulayan kocaya karşı avukatsız boşanma davası açıyor dava açıldıktan kısa süre sonra karşı taraf gel anlaşmalı boşanalım bitsin bu dava diyor, müvekkil bir an önce bitecek diye seviniyor imzalıyor...

Hakkaniyete aykırı değil mi? İstisnai ayrık bir durum yok mudur?

Ziynet eşyası talebim yoktur demek bunu talep etmiyorum çünkü aldım anlaştım yahut feragat ettim anlamına mı gelir? Böyle mi yorumlanmalıdır. Hatta bizim olayda ziynete ilişkin talep olmadığı bile yer almamakta tamamen boş/unutulmuş bir durum olarak görünmekte. Mahkemede alakasız bir şekilde katibin duruşma öncesi protokole bakmadan her anlaşmalı boşanma davasında hazırladığı metin copy/paste yapılmakta Müvekkilin "Boşanmak istiyorum başka birşey istemiyorum" demesi nedeni ile metinde ziynet eşyası talebim yoktur şeklinde ifade geçmekte ve müvekkil imza atmaktadır. Gerekçeli karar da dahi eşya ve ziynet hususunda talep olmadığından bu hususta karar vermeye yer olmadığı şeklinde ifade geçmektedir.

Hani ziynete ilişkin hüküm? ki kesin hüküm olsun...

Ya da aynanın arkası; Ziynete ilişkin önümüze engel olarak çıkan "kesin hüküm" atıfta bulunulan boşanma davasının gerekçeli kararında yer alan, "ziynet eşyası talebi olmadığından bu hususta karar vermeye yer olmadığına dair kurulan hüküm" eee? bu şimdi engel bir kesin hüküm müdür? Afedersiniz ama kabak gibi biz bu hususta hüküm vermedik demiş mahkeme...
Old 08-03-2013, 16:34   #5
Av. Ali YILMAZKARA

 
Varsayılan

Araştırma yaparken tamda olayıma kilit cevap veren bir yargıtay kararı buldum heyecanla ve mutlulukla paylaşıyorum
Kesin hüküm gerekçesi ile red kararı meslekten soğutmuştu! Hakkani olmayan durumlar söz konusu olduğunda adalete güvenmek ister insan, adalete de güvenemezse kime güvenecek?
Yanlış hüküm Yargıtaydan döner inşallah hadi bakalım ilk temyiz dayanağımı buldum!

Alıntı:
Yazan T.C. YARGITAY 6.HD Esas: 2010/11930 Karar: 2011/5632 Karar Tarihi: 02.05.2011

(4721 S. K. m. 6, 166)

Dava: Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı eşya alacağı davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Karar: Dava, ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde bedelin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı vekili, tarafların 2005 yılında evlendiklerini, nişanda ve düğünde takılan ziynetlerin borç ödenmesi için alınarak bozdurulduğunu, geri verilmediğini bildirerek ziynetlerin aynen iadesine veya bedelinin tahsilini istemiştir. Davalı, anlaşmalı boşanma kararının temyiz edilmeden kesinleştiğini, boşanma davası üzerinden 1 yıl süre geçmesi nedeni ile zamanaşımına uğradığını, davacının geçimsizlik çıkması üzerine kendi isteği ile evi terkettiğini, borçları ödemek için ziynet eşyalarının alınmadığını bildirerek reddini savunmuştur. Mahkemece, anlaşmalı boşanma davasında tarafların birbirlerinden maddi anlamda talepte bulunmadıkları, sonradan ziynet eşyaları için dava açılmasının TMK 166/3. maddesi ve hakkaniyet ilkesine aykırı olduğundan davanın reddine karar verilmiştir.

Türk Medeni Kanunu'nun 6.maddesi hükmü uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.

Davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı koca ise onun tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz.

Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir.

Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını ispat yükü altındadır.

Olayda, davacı ve davalı taraflar 25.08.2005 tarihinde evlenmişler, 24.11.2006 tarihinde kesinleşen karar ile anlaşmalı olarak boşanmışlardır. Anlaşmalı boşanma davasında maddi manevi tazminat, nafaka, yargılama giderleri talep edilmemiş olması o davadaki haklara ilişkin olduğundan, bu davada davacı tarafından talep edilen ziynet eşyalarının, anlaşmalı boşanma davasının maddi, manevi sonucu olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Davacının dava açarak ziynet eşyalarını davalıdan istemesi konusunda yasal bir engel yoktur. Öte yandan davacı kadın evi son terk ettiği tarih itibariyle dava konusu ziynet eşyasının götürülmesine engel olunduğunu ve zorla elinden alındığını, daha önce de götürme fırsatı elde edemediğini dinlettiği tanık beyanı ile ispat edememiştir. Bununla birlikte davacı, dava dilekçesinde <ilgili diğer deliller> demek suretiyle yemin deliline de dayanmış olduğundan davacıya ziynetlerin elinden alındığı, götürülmesine engel olunduğu, davalı tarafta kaldığı konusunda davalıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 02.05.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Old 08-03-2013, 17:46   #6
av.sercan35

 
Varsayılan

Sayın Av.Ali YILMAZKARA
Karar için teşekkür ettim.Olumsuz yorum yapmıştım ama bulduğunuz karara ikna oldum.Hep umutlu olmanız dileğiyle
Old 10-03-2013, 12:44   #7
Av.Aksoy

 
Varsayılan

Ziynet eşyalarının iadesi davası boşanmanın ferilerinden değildir. Mal rejiminin tasfiyesi kapsamında değildir. Tamamen mülkiyet hakkına dayanan bir dava çeşididir. Dolayısıyla boşanmanın mali ve hukuki sonuçlarına ilişkin düzenlenecek protokolde ancak bu ziynet eşyaları tek tek sayılır ve kadın tarafından teslim alındığı belirtilirse, ilerde kadının dava açmasına engel olur kanaatindeyim. Ya da en azından "her iki taraf da diğer tarafta ziynet eşyaları da dahil olmak üzere herhangi bir kişisel malının bulunmadığını kabul etmektedir" gibi bir maddenin protokolde yer alması gerekir diye düşünüyorum. Aksi halde kadın her zaman mülkiyet hakkına dayanarak bu davayı açabilir kanaatindeyim. Mahkemedeki beyanı da sadece o davada bu hakkını talep etmediğini gösterir, yoksa mülkiyet hakkından tamamen vazgeçtiğini göstermez diye düşünüyorum.
Old 11-03-2013, 14:58   #8
Av. Ali YILMAZKARA

 
Varsayılan

Bakalım temyiz dilekçemi gönderdim neticeyi paylaşırım
Old 16-01-2015, 10:40   #9
Av. Adem Yaprak

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım. Acaba bu davada temyiz sonuçlandı mı? Eğer sonuçlandıysa karar hakkında bilgi verebilir misiniz?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Mal Ayrılığı Sözleşmesi Alacağa Engel midir? avukatlutfi Meslektaşların Soruları 1 21-01-2013 10:14
Ceza kovuşturması staja başlamaya engel midir? Av.Ecem29 Hukuk Stajı ve Meslek Seçimi 0 10-09-2012 20:31
Anlaşmalı boşanma sonrası mal tasfiyesi ve ziynet eşya davası Av. Aylin Kaya Meslektaşların Soruları 3 28-06-2012 15:00
Arşiv kaydı memuriyete engel midir? Burak Demirci Meslektaşların Soruları 1 09-08-2011 10:27
Babanın mahkumiyeti hakimliğe engel midir? Av.Özdemir Meslektaşların Soruları 5 10-12-2007 10:51


THS Sunucusu bu sayfayı 0,28173900 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.