Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Site Lokali Edebiyat, Müzik, Spor, Sinema, Bilgisayar.. Site üyelerimizin hukukla ilgisiz konularda sohbetleri için. [Siyaset ve din bu sitede konu dışıdır!]

Sokakta teklifsiz kucaklaşma modası

Yanıt
Old 02-12-2006, 22:15   #1
nigartp

 
Çözüm Sokakta teklifsiz kucaklaşma modası

Dünyada "Free Hugs" (kucaklaşma) modası hızla yayılıyor. Üzerinde "Free Hugs" yazan tişörtler giyen ve birbirini hiç tanımayan insanlar, sokak ortasında teklifsiz sarılarak birbirlerine "pozitif enerji" aşılıyorlar.
Köln’ün ünlü Dom Meydanı’nda bir süre önce bir araya gelen "Free Hugs" yandaşları, eylemlerinin yarın saat 11.00’de Berlin’in Alexander Meydanı’nda devam edeceğini açıkladı. İsrail ve Çin’de kucaklaşma eyleminin büyük bir başarıyla gerçekleştiğini belirten kucaklaşma modası girişimcileri, herkesin bu eyleme katılabileceğini belirterek isteyenlerin ellerine "Free Hugs" yazılı bir tabela ya da "Free Hugs" tişörtü giyerek sokaktakilere sarılabileceğini söylediler.http://www.hurriyet.com.tr/yasam/5534840.asp?m=1&gid=112&srid=3440&oid=1

Konuyla ilgili www.freehugscampaing.org adresinden bilgi alınabilir..


Bu modanın Türkiye'ye geldiğini düşünsenize arkadaşlar.Ben pek düşünemiyorum da Sonuçları kimbilir nasıl olurdu
Old 02-12-2006, 23:13   #2
Jeanne D'arc

 
Varsayılan

Artık içi boş bu tarz şeylere "eylem" deniyorsa, vay dünyanın haline! Sözcüğün de içini boşaltmışlar!
Old 03-12-2006, 03:59   #3
jumeaux

 
Varsayılan

Nerden esmiş de böyle bir eylem yapmaya karar vermişler merak ettim doğrusu Türkiye'de bence de uygulanamaz böyle bir şey, uygulansa da pek "pozitif enerji "yaymaz Hem zaten uygulanmasın da çok saçmaymış.
Old 03-12-2006, 05:57   #4
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Kucaklaşma bence sadece asansörde işe yarar.

Birbirini yok sayan, tavanlara boş bakan insanlar olacağımıza, kucaklaşan insanlar oluruz.
Old 03-12-2006, 12:44   #5
su perisi

 
Varsayılan iyiymiş

açıkcası sokakta tanımadığım bir adamın gelip de boynuma atlaması büyük ihtimalle kafamın tasını attırır.zaten bayan olarak samimiyetten sıkıldık,hele sokakta ve araçlarda.....
Old 03-12-2006, 12:47   #6
Ayşegül Kanat

 
Varsayılan

"Yabancılaşma"nın diz boyu yaşandığı ve içselleştirldiği bu ülkede "uçuk" bir eylem.

Bedensel hiçbir sakatlığım olmamasına karşın "Piza kulesi" gibi yürürüm. On iki yaşımda edindim bu yürüme şeklini. Nedeni "bir erkekle göz göze gelmenin ona cesaret vermek" olacağı öğretilmesi. Dalgın bir anımda değilsem "servi" gibi, hatta yüksek topuklarımla "keklik gibi sekerek" yürüyen ben, nasıl olduğunu anlamadan, kaybettiğim bir şeyi ararcasına yere bakarak yürürüm. (Bir keresinde kaldırımdaki posta kutusuna çarpmıştım)

Aynı alışkanlık yalnız başıma bir restorana, kafeye ya da bir toplantıya gittiğimde karşıma çıkar. Oralarda hemen çantamdan kitap, gazete gibi okunacak bir şey çıkarıp, kimseyle göz göze gelmemeye çalışırım.Bu da öğretildi bana. Oysa dışa dönük, cevval bir insanım. Kimseden de korkmam.

Böyle bir eyleme katılacağımı sanmıyorum. Deneyecek olanlara kolay gelsin.
Old 03-12-2006, 14:45   #7
hukukmeraklısı

 
Varsayılan dokunmak

Sayın Ayşegül Kanat'ın aksine ben doğuştan engelliyim.[sakat değil] hiç yürüyemediğim için onun gibi "keklik gibi sekerekte" yürüyemedim.Ama kendime güveniyorum,insanlarla konuşurken gözlerinin içine bakabiliyorum,başımı yere eğmiyor yukarıya bakıyorum,karşıdakine tebessüm edebiliyorum.
İnsanca davranışlar içinde "dokunmak" ;dostluğun,sevginin,aşkın,tüm güzel duyguların bir ten'den diğer ten'e ulaşma yoludur.
Kucaklaşmak ise ayni duyguların dikey ifadesidir.Altında iyi niyet yoksa harika birşey.
Old 03-12-2006, 15:46   #8
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Sayın hukukmeraklısı,

Öncelikle THS'ye hoşgeldiniz demek istiyorum. İlk mesajınız olduğu için, diğer üyelerin başka mesajlarınızı okumamış olabilirsiniz. Bu nedenle Sayın Ayşegül Kanat'ın tespitlerini yanlış değerlendirmektesiniz.

Sayın Kanat nefis tespitler yapmıştır. Bu yaptığı tespitlerdekini onaylamamakta, tam tersine kınamaktadır. Bu tespitlerin hemen hepsini ben de bir erkek olarak yıllar önce yapmıştım. Kızıma ve eşime bunları anlattığımda çok garipsemişlerdi. Ancak onlar da yaşayarak bunları öğrendiler maalesef...

Sayın hukukmeraklısı, siz bir erkeksiniz. Muhtemelen sokakta yürürken/dururken hiç bir kadın sizin üstünüze gelmez.Size otobüste, metroda sürtünmez; arkanıza dayanmaz. Gecenin belli bir saatinde sokakta yürürken, hiç bir kadın arabasıyla durup size "götüreyim mi anam" demez. Böyle bir densiz çıktı diyelim siz "hayır teşekkür ederim"derseniz alacağınız cevap muhtemelen şu olacaktır:"Bu saatte ne arıyorsun o zaman o..." olacaktır. Örnekleri uzatmak istemiyorum. Anladınız sanırım...Kısacası Sayın Kanat'ı yanlış anlamışsınız.

Alıntı:
Aynı alışkanlık yalnız başıma bir restorana, kafeye ya da bir toplantıya gittiğimde karşıma çıkar. Oralarda hemen çantamdan kitap, gazete gibi okunacak bir şey çıkarıp, kimseyle göz göze gelmemeye çalışırım.Bu da öğretildi bana. Oysa dışa dönük, cevval bir insanım. Kimseden de korkmam.


Sayın Kanat,

Belki detaya girmeyip, mesajınızı kısa yazmak istediniz. Ben bir örnek daha ekleyeyim.Sözünü ettiğiniz yerlere sadece yalnız gidince yaşamazsınız bunları...Yanınızda bir erkek varsa ve örneğin rakı kadehini ağzınıza götürdüğünüzde bakışlarınız kazara karşınızdaki erkeğin gözlerine denk geldiyse; o saatten sonra yalnız tuvalete gitmeyin...Çünkü artık siz o erkeğe "pas atmışsınızdır". Tuvalete giderseniz, en iyi ihtimalle elinize bir kart tutuşturulmaya çalışılacaktır.

Asyında "kadınlara cinsel taciz" başlıklı foruma bunları yazmayı düşünüyordum. Ancak sizin yazınızı ve cevabi yazıyı görünce buraya yazdım. Ancak taciz konusunda bu konuları ayrıntılı işlemekte fayda vardır.

Bu forum konusunda da bir şeyler söylemek gerekirse...Bazı kadın katılımcılar "Kucaklaşma"nın benzerini istemeselerde yaşadıklarını belirtmişler zaten...Biz erkekler de sokakta birbirimizi görünce öpüşüp kucaklaşırız. Hatta iki erkek yürürken; birisi diğerinin omuzuna elini atar...Veya koluna girer..Öğrenciyken bir Japon öğrenci arkadaşımız vardı...Böyle bir durumda "Eşcinsel mi bunlar?" diye sormuştu.Biz de bizim nasıl samimi bir toplum olduğumuzu, "ten"sel temasın bizde ne kadar önemli olduğunu anlatırdık.

Özet olarak,moda diye yutturdukları şeyi bizden apartmışlardır.

Saygılarımla
Old 03-12-2006, 15:51   #9
Ayşegül Kanat

 
Varsayılan Dokunmak

Alıntı:
Yazan hukukmeraklısı
Sayın Ayşegül Kanat'ın aksine ben doğuştan engelliyim.[sakat değil] hiç yürüyemediğim için onun gibi "keklik gibi sekerekte" yürüyemedim.Ama kendime güveniyorum,insanlarla konuşurken gözlerinin içine bakabiliyorum,başımı yere eğmiyor yukarıya bakıyorum,karşıdakine tebessüm edebiliyorum.
İnsanca davranışlar içinde "dokunmak" ;dostluğun,sevginin,aşkın,tüm güzel duyguların bir ten'den diğer ten'e ulaşma yoludur.
Kucaklaşmak ise ayni duyguların dikey ifadesidir.Altında iyi niyet yoksa harika birşey.

Merhaba, konuyu saptırdığınızı düşünüyorum:"Sakatlar" "engelliler" veya "özürlüler" le bağlantılı yazmamıştım. Bu üç terim, üç arkadaşımdan kendini anlatırken kullandıkları terimdir. Onların üçü de "bu terimlerin doğru olduğunu hangisini istersem onu kullanabileceğimi" söylemişlerdi. Kaldı ki bu üç terimle ilgili bir yazı yazmak isteseydim, farklı bir söylem kullanırdım.

Gelelim bana: Bir çok insanın "hükümet gibi kadın" dedikleri türdenim. "Sevmek, dokunmaktır" prensibini de savunurum. Ama ben toplumsallaşmanın ve toplumsal cinsiyetin biz kadınlara nasıl öğretildiğini ve nasıl sıkıntı çektiğimizi aktarmak istemiştim. Hiç de pasif ya da çekingen veya insanlardan korkan biri değilim. Saygılar

Not: Yaşama direncinizden dolayı da sizi kutlamak isterim. Herkes başaramaz bunu.
Old 03-12-2006, 23:04   #10
hukukmeraklısı

 
Varsayılan

Sayın Avukat Suat ERGİN;
Cevabınız için teşekkür ederim.Forum yöneticisi olmanızın yanısıra;sanıyorum mesleğinizin verdiği savunma alışkanlığını da sn.Ayşegül KANAT'ın değerlendirmesini yaparken kullanmışsınız.
Toplumumuzda kadınlara ne denli yanlış davranıldığı konusundaki tüm endişe ve tesbitlerinize katılıyorum.Bu olumsuz davranış biçiminin kökeni insanlarmızın yanlış yetiştirilmesine dayanmaktadır.Toplumumuzda yetişmekte olan bir erkek çocuğa kadın anlatılılırken daima cinsel ögelere ağırlık verilmiş,kadın;kendisinden mutlaka istifade edilmesi gereken bir varlık olarak tanıtılmıştır.Öte yandan yetişmekte olan bir genç kıza da erkek daima saldırgan ve kendisinden faydalanmak isteyen bir varlık olarak anlatılmıştır.Bir çok aile erkek ve kadının öncelikle insan olduklarını ancak sadece cinsiyetlerinin farklı olduğunu çoğu zaman hiç anlatmamaktadırlar.Hala bazı okullarda erkek ve kız öğrencilerin ayrı sıralarda oturtulması bile aynı yanlışın devamıdır maalesef.Kınadığımız hatta nefret ettiğimiz cinsel taciz olaylarının ve kadına olumsuz yaklaşımların ters bir eğitim sisteminden kaynaklandığını yinelemeye gerek varmı bilmem? Ancak bu toplumsal yanlış bir yerden dönmemelimi?Toplumsal barış derken kadın erkek ilişkilerinide kapsamıyormu bu barış?
"Sokakta kucaklaşma"konusundaki onayım bu kucaklaşmanın simgesel yanına verdiğim ve toplum barışı adına umutla karşıladığım tarafıydı.Kısa yorumumda uğradığım talihsizlik ise son cümlemdeki yanlıştı."altında iyi niyet yoksa harika birşey"diye sonladığım cümle aslında"altında kötü niyet yoksa harika bir şey" olarak yazılacaktı.
İlginize teşekkür ediyorum.Sayın Ayşegül Kanat'a da yanıt vermek ve teşekkür etmek üzere izninizle...


Sayın Ayşegül KANAT;
Konuyu saptırmak amacında değildim."Sakat"söcüğünün kullanılış biçiminden gereksiz bir alınganlığa düştüm sanırım.
Arapça kökenli olan sakat kelimesi,engelli kelimesi türetilinceye kadar toplumda sadece bedensel engelliler için değil yanlış hareketli ve dilenen tüm insanlar için kullanılan bir sıfat olmuştur.Hatta zaman,zaman aşağılayıcı bir ifade ve küfür eşiti olarak kullanılmıştır.Elbette sizin kullanış biçiminizde böyle bir kasıt yoktur Ama bu sözcüğe olan tepkim arasıra alınganlığa dönüşüyor anlaşılan.
Sizin ifadenizle"gelelim size";cinsiyet ayrımının toplumu ve insan davranışlarını çok olumsuz yerlere götürdüğü düşüncenize tamamen katılıyorum.Karşıdaki insanlara mesafeli yaklaşmakla bir çok olumsuzluktan da uzaklaşmış olmanıza hak veriyorum.Hani "zaman kötü"derler ya büyükler.Öyle bir zaman yaşıyoruz sanırım.Ancak sayın forum yöneticisine de verdiğim yanıttaki gibi bir kadına insan olarak değer verilen bir toplumun oluşması için bu kutuplaşmanın ve duvarların yıkılması gerektiği düşüncesindeyim.
"Kucaklaşmanında"sübjektif boyutunu değil simgesel yanını söz konusu etmek istemiştim.
Siz"hükümet gibi bir kadın"değil"kadın gibi bir kadında olsanız,saygı duyduğum davranış biçiminizle daima kendinizi koruyacak ve saygınlığınızı devam ettireceksinizdir.
Güzel temennilerinize teşekkür ediyor saygılar sunuyorum.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04365993 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.