|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
28-10-2006, 20:07 | #1 |
|
Markada uzun süreli kullanım önceliği sözkonusumudur?
A şehrinde bir pastane uzun yıllardır kullandığı markasını tescil için başvuruda bulunuyor.Başvuruda bulunduğunda bu markanın B şehrinde bir pastane tarafından tescil edildiğini öğreniyor.Yaptığı araştırma neticesinde kendisinin tescili sağlanan pastaneden daha uzun zamandır bu markayı kullandığını öğreniyor.Bu uzun süreli kullanımı kanıtlayabilecek delliler de mevcut olup yapılacak herhangi bir şey olabilir mi?
|
28-10-2006, 20:37 | #2 |
|
T.C.
YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2003/4210 K. 2003/11563 T. 8.12.2003 • MARKA HAKKI ( Bir Marka Tescil Tarihinden Önce Kullanılmış ve Bu Kullanım Sonucu Ayırd Edici Bir Nitelik Kazanmış ise Tescil İsteminin Reddolunamaması ) • AYIRT EDİCİ ÖZELLİK ( Bir Marka Tescil Tarihinden Önce Kullanılmış ve Bu Kullanım Sonucu Ayırd Edici Bir Nitelik Kazanmış ise Tescil İsteminin Reddolunamaması ) • TESCİL TARİHİNDEN ÖNCE KULLANIM ( Bir Marka Tescil Tarihinden Önce Kullanılmış ve Bu Kullanım Sonucu Ayırd Edici Bir Nitelik Kazanmış ise Tescil İsteminin Reddolunamaması ) • TERKİNİ İSTEME ( Yasanın Ayırt Edici Nitelik Kazanmış Bir Marka Sahibine Önceki Benzer Tescilli Markanın Terkinini İstemeden Bu Markayı Tescil Ettirebileceğini Öngörmüş Bulunması ) • BENZER TESCİLLİ MARKA ( Yasanın Ayırt Edici Nitelik Kazanmış Bir Marka Sahibine Önceki Benzer Tescilli Markanın Terkinini İstemeden Bu Markayı Tescil Ettirebileceğini Öngörmüş Bulunması ) • TANINMIŞ MARKA ( Ayırd Edici Nitelik Kazanmış Markalar Bakımından Getirilen Özelliğin Paris Sözleşmesi Uyarınca Tanınmış Markaya Evleviyet İlkesi Uyarınca Tanınması Gerekmesi ) • EVLEVİYET İLKESİ ( Ayırd Edici Nitelik Kazanmış Markalar Bakımından Özelliğin Getirilen Paris Sözleşmesi Uyarınca Tanınmış Markaya Evleviyet İlkesi Uyarınca Tanınması Gerekmesi ) • TERKİN DAVASI AÇMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ ( Terkin Davası Açma Yükümlülüğünün Tanınmış Marka Sahibine Değil Bu Niteliği Taşımayan Önceki Tescilli Marka Sahibine Ait Olması ) • TESCİLLİ MARKA SAHİBİ ( Terkin Davası Açma Yükümlülüğünün Tanınmış Marka Sahibine Değil Bu Niteliği Taşımayan Önceki Tescilli Marka Sahibine Ait Olması ) KHK-556/m.7 ÖZET : 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 7 nci maddenin son fıkrası, bir marka tescil tarihinden önce kullanılmış ve tescile konu mallar veya hizmetler ile ilgili olarak bu kullanım sonucu ayırd edici bir nitelik kazanmış ise, aynı maddenin ( b ) bendindeki aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetle ilgili olarak tescil edilmiş veya daha önce tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar aynı olan marka bulunduğundan bahisle tescil isteminin reddolunamayacağı hükmünü içermektedir. Diğer bir deyişle, böyle bir halde yasa koyucu, ayırt edici nitelik kazanmış bir marka sahibine önceki benzer tescilli markanın terkinini istemeden bu markayı tescil ettirebileceğini öngörmüş bulunmaktadır.Ayırd edici nitelik kazanmış markalar bakımından getirilen bu özellik, Paris Sözleşmesi'nin 1 nci mükerrer 6 ncı maddesi hükmü uyarınca sözleşmeye dahil tüm ülkelerde üstünlük tanınmış bulunan "tanınmış markaya" evleviyet ilkesi uyarınca tanınması gerekir. Zira, doktrinde de değinildiği üzere, "556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname, kazanılan ayırt edici nitelik dolayısı ile piyasada aynı veya benzer markanın varlığından rahatsızlık duymamakta, kazanılan ayırt edici niteliğin birden ziyade aynı ve benzer marka arasındaki karıştırılma riskini ortadan kaldıracağını kabul etmekte..." dir. Aynı ilkelerin tanınmış markaya da uygulanması halinde, tanınmış marka sahibinin, kendinden önce tescilli markayı terkin ettirme yoluna gitmeden kendi markasının tescilini isteyebilmelidir. Ve böyle bir halde, terkin davası açma yükümlülüğü tanınmış marka sahibine değil, bu niteliği taşımayan önceki tescilli marka sahibine ait olmalıdır. DAVA : Taraflar arasında görülen davada Ankara Asliye 2.Ticaret Mahkemesi'nce verilen 06.11.2002 tarih ve 2001/133 - 2002/649 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Deniz Biltekin tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin ticaret ünvanınında esaslı unsurunu oluşturan, dünyanın çeşitli yerlerinde müvekkili adına tescilli olan "Marc O'polo" markasının Uluslararası Tescil Bürosu ( Ompı/Wıpo ) nezdinde, T.C.'yi de kapsar biçimde tescili için davalıya başvurduğunu, davalı tarafından tescil başvurusunun 117325 tescil nolu "OKAN MARCO POLO CLUB", 124690 tescil nolu "CLUB MARCO POLO", 150236 tescil nolu "MARCO POLO" ve "96/10041 kod nolu "MARC O'POLO" ibareli marka tescil başvurusu gerekçe gösterilerek bir kısım ürünler için reddedildiğini, itiraz üzerine Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından 96/10041 nolu başvurunun, itirazın incelendiği tarihte hükümden düşmüş olduğundan "giyisiler" için itirazın kabul edildiği halde, diğer itirazların reddedildiğini, oysa OKAN MARCO POLO CLUB ve CLUB MARCO POLO" markalarının inceleme tarihinde hükümdün düştüğünü, OKAN MARCO POLO CLUB markası ile müvekkiline ait markanın benzer olmadığını, sözkonusu markanın 1990 tarihinde tescil edildiği halde, müvekkilinin markasının 1966 yılında tescil edildiğini, müvekkilinin dünya çapında tanınmış marka olduğunu, markalar arasında benzerlik bulunmadığını, müvekkili firmanın ticaret ünvanında ayırt edici unsuru olduğunu ileri sürerek, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu'nun 14.11.2000 gün ve M-1561 sayılı kararının iptaline, müvekkiline ait anılan karara konu 1999/10106 başvuru kod nolu markanın başvurudaki tüm ürün ve hizmetler için tesciline karar verilmesini talep etmşitir. Davalı vekili, davacı adına "MARC O'POLO" ibaresinin tüm sınıflar için uluslararası marka olarak tescil başvurusunun Wipo aracılığıyla yapıldığını, itiraz üzerine Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından MARC O'POLO başvurusunun, 99/10106 kod nolu markanın itirazın incelendiği tarihte hükümden düşmüş olması nedeniyle bu başvuruya dayanılarak çıkartılan mallar için kabul edilip, diğer itirazların reddedildiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davanın kısmen kabulü ile, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu'nun 14.11.2000 gün ve M-1561 sayılı kararının 117-325 sayılı "OKAN CLUB MARCO POLO" markasından çıkartılan malların davacı başvurusuna ilave edilmek suretiyle iptaline, fazla istemin reddine karar verilmiştir. Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere , mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve diğer markaların hükümsüzlüğünün bu markaların taraf olduğu davada ileri sürülüp ,tartışılmasının mümkün olmasına göre, davalı vekilinin tüm ve davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davacı vekili, ayrıca, müvekkiline ait markanın 1966 yılından beri dünyada muhtelif ülkelerde tescil edilip kullanıldığı ve meşhur ve maruf ( tanınmış ) bir marka olduğunu , bu nedenle ilk tescil ve kullanım bakımından öncelikli hak sahibi olduğunu ileri sürerek, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu kararının iptalini talep etmiştir. Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, davadaki uyuşmazlığın odaklanma noktası, tanınmış marka niteliğini kazanmış yurt dışında tescilli bir markanın, Türkiye'de tescil edilebilmesi için benzer nitelikteki markanın Türkiye'de tescilli olması halinde tanınmış marka sahibini tescilli bu markanın terkinini istemeden kendi markasını tescil ettirip, ettiremeyeceği hususunda toplanmaktadır. Konu ile ilgili, 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 7 nci maddenin son fıkrası, bir marka tescil tarihinden önce kullanılmış ve tescile konu mallar veya hizmetler ile ilgili olarak bu kullanım sonucu ayırd edici bir nitelik kazanmış ise, aynı maddenin ( b ) bendindeki aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetle ilgili olarak tescil edilmiş veya daha önce tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar aynı olan marka bulunduğundan bahisle tescil isteminin reddolunamayacağı hükmünü içermektedir. Diğer bir deyişle, böyle bir halde yasa koyucu, ayırt edici nitelik kazanmış bir marka sahibine önceki benzer tescilli markanın terkinini istemeden bu markayı tescil ettirebileceğini öngörmüş bulunmaktadır. Ayırd edici nitelik kazanmış markalar bakımından getirilen bu özellik, Paris Sözleşmesi'nin 1 nci mükerrer 6 ncı maddesi hükmü uyarınca sözleşmeye dahil tüm ülkelerde üstünlük tanınmış bulunan "tanınmış markaya" evleviyet ilkesi uyarınca tanınması gerekir. Zira, doktrinde de değinildiği üzere, "556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname, kazanılan ayırt edici nitelik dolayısı ile piyasada aynı veya benzer markanın varlığından rahatsızlık duymamakta, kazanılan ayırt edici niteliğin birden ziyade aynı ve benzer marka arasındaki karıştırılma riskini ortadan kaldıracağını kabul etmekte..." dir. ( Bkz. Prof.Dr. Ü.Tekinalp, Fikri Mülkiyet Hukuku, İst.1989, Sh.382 vd. ) Aynı ilkelerin tanınmış markaya da uygulanması halinde, tanınmış marka sahibinin, kendinden önce tescilli markayı terkin ettirme yoluna gitmeden kendi markasının tescilini isteyebilmelidir. Ve böyle bir halde, terkin davası açma yükümlülüğü tanınmış marka sahibine değil, bu niteliği taşımayan önceki tescilli marka sahibine ait olmalıdır. Mahkemece, bu hususlar üzerinde ve öncelikle tanınmışlık iddiası üzerinde durulup, değerlendirilmeden eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmiş olması isabetli görülmemiş ve kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm ve davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davacı yararına BOZULMASINA, temyiz harcı peşin alındığından davalıdan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 08.12.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. |
29-10-2006, 19:35 | #3 |
|
Sayın ruze . Türk markalar hukukunda gerçek hak sahipliği ilkesi geçerlidir. Gerçek hak sahipliği markayı ilk defa seçip kullanan (ihdas ve istimal eden) kişiye aittir.Her ne kadar 556 sayılı KHK.m.6 da bu KHK.ile sağlanan marka koruması tescil ile gerçekleştirilse de aynı KHK. m. 8/3 te tescilsiz marka sahibine önceye dayalı olarak kullandığını ispat şartıyla sonraki tescilli markanın hükümsüzlüğünü isteme hakkı m. 42 uyarınca sağlanmaktadır.Sonraki marka başvurusuna m.8/3 gereği tescile itiraz etmeyen gerçek hak sahibi m.42 uyarınca sonradan haksız tescil edilen markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden dava yolu ile talep edebilecektir.Ancak sonraki tescilin üzerinden uzunca bir süre geçmiş ise (örneğin 5 yıl) bu hakkın kullanılması "hakkın kötüye+ ku+llanılması kapsamında " değerlendirilebilir.
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
Konu Araçları | Konu İçinde Arama |
Konuyu Değerlendirin | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
belirsiz süreli iş akdini belirli süreli hale getirmek | kckr | İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Çalışma Grubu | 8 | 26-07-2009 01:01 |
Adalet'in önceliği borç ödemek | ahmetsacit | Hukuk Haberleri | 0 | 23-10-2006 11:26 |
haksız kullanım | kartal | Hukuk Soruları Arşivi | 0 | 23-03-2006 02:16 |
Uluslararası Sözleşmenin Uygulama Önceliği-Yargıtay Kararı | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Hukuk Sohbetleri | 7 | 29-03-2004 23:50 |
Yapı Kullanım İzni | demir | Hukuk Soruları Arşivi | 1 | 02-03-2002 00:05 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |