|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
23-06-2009, 12:52 | #1 |
|
Sözleşmenin Teminatı Olarak Verilen Senedin Takibine İtiraz
Merhaba,
Müvekkilim 2005 yılında imzalanan bir bayilik sözleşmesine A şahsının kefili olarak imza atmış ve bu sözleşmenin teminatı olarak da, 20.000 TL'lik bir senet verilmiş. Bu senette de müvekkilimin kefil sıfatıyla imzası var. A şahsının bayiliği Aralık 2006'da sona ermiş, ancak teminat senedi geri alınmamış. Bu arada, bölge bayisii müvekkilimin kardeşiyle yeni bayilik için anlaşıyor, ancak yazılı bir sözleşme yapılmıyor. Ocak 2009'a kadar müvekkilimin kardeşiyle bayilik sorunsuz şekilde devam ediyor, ancak Ocak ayında aralarında hesapta bir ihtilaf çıkıyor ve ödemeler aksıyor. Bunun üzerine bölge bayisi, daha önceden alınmış ve vadesi gelmiş tüm senetleri müvekkilimin kardeşi aleyhine takibe koyuyor. Ayrıca kardeşi üzerinde baskı kurmak amacıyla, müvekkilimin kefil sıfatıyla imzalamış olduğu ve üzerinde "Teminat senedidir, ciro edilemez" yazılı olan senedi de asıl borçlu olan A şahsına hiç yönelmeden doğrudan müvekkilim aleyhine takibe koyuyor. Müvekkilimin ikinci bayilik sözleşmesi ile resmiyette hiçbir ilgisi bulunmuyor. İlk sözleşme A şahsında ancak, müvekkilime bulamadığını söylüyor (bence kasıtlı olarak vermiyor ve alacaklı şahısla ortak hareket ediyor). İlk sözleşmeden doğan hiç bir borç bulunmuyor. Belgeler çok düzenli olmamakla birlikte, bölge bayisinin kesmiş olduğu tüm faturaları muhasebiciden temin ettik, elde mevcut ve ödenmiş senet miktarları, faturaların toplamının iki katından fazla, çünkü bölge bayisi faturaları daha düşük kesmiş. Benim sormak istediğim husus, açıklamalarım ışığında değerlendirilecek olursa, sözleşmeyi ibraz edemiyor olmamızın davaya etkisinin ne olacağıdır? Teminat senedinin kambiyo senedi vasfına bir etkisi olmadığını biliyorum, ancak bir sözleşmenin teminatı olarak verilmiş olduğunu ıspat etmemiz halinde, yargılamayı gerektiren süreç içinde, ıspat yükünün karşı tarafa geçmesi ve karşı tarafın sözleşmeye aykırı davranıldığını ıspat etmesi gerekecekti. Bu durumda sözleşmeyi ibraz edememiz halinde, bu faturalar, senetler ve ticari defterler ile borcumuz bulunmadığını ıspat külfeti üzerimizde kalacak değil mi? |
23-06-2009, 14:27 | #2 |
|
1-Teminat kaydı,yerleşik yargıtay uygulamasına göre senedin kambiyo vasfını ortadan kaldıran sebeplerden biridir. Senedin üzerinde bulunan "teminat senedidir" ibaresi ise teminat gerektiren temel ilişkiyi ispat yönünden yazılı delil başlangıcı olup,takdiri delillerin(ör. tanık) ileri sürülmesi dolayısıyla asıl ilişkiyi ispatlama konusunda kolaylık sağlar. Bence işiniz kolay.
2-Senedin aksini alacaklı ve borçlu şirketin ticari defterleri üzerinde inceleme yaparak ispat etmenize ise olanak bulunmamaktadır. İşinize yaraması dileğiyle |
23-06-2009, 21:24 | #3 |
|
Sayın Ezo, itirazınızı (şikayetinizi) icra mahkemesine yaparsanız davanız reddedilir zira icra mahkemeleri sınırlı yetkiye sahip oldukları için işin esasına giremeyecek şekli değerlendirme ile sonuca varacaktır.
Açacağınız menfi tespit davasında ise, alacaklının haciz yapma endişesini taşıyorsanız mecburen senet bedelini icra dairesine ödeyerek mahkemeden paranın alacaklıya ödenmemesi konusunda tedbir kararı almanız gerekecek bu da biraz masraflı olacak malesef. Sözleşme konusunda, açacağınız menfi tespit davasında delil listenize sözleşmenin adını ve tarihini yazarak davalıdan celbini sağlayabilirsiniz. Kaldı ki Mahkeme de davalıdan sizin bahsettiğiniz sözleşmeyi sunmasını mutlaka isteyecektir. Ancak davalının sözleşmeyi ibraz konusunda işi yokuşa süreceğinden endişe ediyorsanız ve asıl borçlu A'da sözleşme örneğinin olduğundan, bölge bayisiyle ortak hareket ettiğini düşünüyorsanız ona bir ihtarname keşide etseniz, kefili olduğunuz senede ilişkin sözleşmenin bir örneğini ihtarname ile talep etseniz, ayrıca hakkınızda açılmış olan icra takibinden dolayı bölge bayisine ödenmek zorunda kalınacak meblağ için kendisine rücu edeceğinizi bildirseniz? Tabiki davada hiçbir işinize yaramaz ama ona karşı bir baskı unsuru olacağı inancındayım. Saygılarımla.. |
23-06-2009, 21:35 | #4 |
|
Sayın av.ezo,
Öncelikle senedi takibe koyan kişi (anlatımınızdan anladığım kadarıyla) lehdar olduğundan "teminat senedidir, ciro edilemez" ibaresinin hiçbir öenmi yoktur. Çünkü zaten lehdar senedi ciro yoluyla elde etmiş değildir. Verilen senette “teminat senedi” ibaresi olması (sizin de belirttiğiniz gibi bu ibare senedi kambiyo vasfından çıkarmaz) ve teminat olarak verildiklerinin de A ve kefil müvekkiliniz ve bayiilik veren arasında akdedilen sözleşmede yazılı olması “SENETLERİN SEBEPLİ” olduğunu gösterir. Yani senetlerin illetten mücerret olmadığını. Lakin böyle bir durumda müvekkilinizin senet bedellerini ödemeden imtina edebilmesi için SENEDİN BAĞLANDIĞI SEBEBİN gerçekleşmediğini yasal ve yazılı delille ispatı gerekir. Son olarak sözleşmeyi sunamadığınıza göre sizin için geçerli olan durumda müvekkiliniz; bononun teminat amacıyla verildiğini ve teminat amacının sona erdiğini yazılı ve kesin delillerle ispatlaması gerekmektedir. Saygılarımla... |
25-06-2009, 16:43 | #5 |
|
müvekkilinizin senet bedellerini ödemeden imtina edebilmesi için SENEDİN BAĞLANDIĞI SEBEBİN gerçekleşmediğini yasal ve yazılı delille ispatı gerekir.
Son olarak sözleşmeyi sunamadığınıza göre sizin için geçerli olan durumda müvekkiliniz; bononun teminat amacıyla verildiğini ve teminat amacının sona erdiğini yazılı ve kesin delillerle ispatlaması gerekmektedir. Sayın Hades, Bu konuyla ilgili dün menfi tesbit davası açtım, büyük ihtimalle sözleşmeyi sunamayacağız. Yazılı ve kesin delillerle ıspat edilmesi gerektiğinden bahsediyorsunuz, elimizdeki faturalar ve daha önce ödenmiş senetler ile sözleşme taraflarının ticari defterleri bu kapsamda yazılı ve kesin delil olarak değerlendirelemez mi? Ben dilekçemde, müvekkilim ile davalı arasında kefil olduğu senet dışında hiçbir ticari ilişki bulunmadığını, müvekkilimin de esasen sözleşmenin esas tarafı olmadığını, ancak sözleşme kapsamında müvekkilimin kefil olduğu A şahsına teslim edilip de karşılığı ödenmeyen bir mal bulunmadığını, sözleşmeden veya sözleşmeye aykırılıktan doğan hiçbir borç kalmadığını, bu nedenle senedin bedelsiz olduğunu belirttim. Sözleşme yaklaşık iki buçuk sene önce sona ermiş, karşı taraf o tarihten bu yana müvekkilimin kefil olduğu A şahsına hiçbir mal göndermemiş, yani o tarihten sonra hiçbir ticari ilişki olmamış, sözleşme sona ermeden önceki döneme ilişkin bir borç da kalmamış. Sözleşmeyi sunamazsak bile, elimizde alacaklı şahsın kaşesini içeren ve bankalara ödenmiş çok sayıda senet var, kaldı ki bu senetlerin miktarı kesilen faturaların iki mislinden fazla. Bu belgeler doğrultusunda, davayı kazanma şansımızın yüksek olacağı umudunu taşıyorum. (Hukukta hiçbir zaman bu garanti yoktur ve daima bir risk vardır.) Bu konuda sizin yorumlarınız farklı ise paylaşmanızı rica ederim. |
25-06-2009, 17:40 | #6 | |||||||||||||||||||||||
|
Ticari defterler usulüne uygun tutulmuş olmak kaydıyla delil niteliği taşırlar. (TTK.80-86)Teminat senedi, bir temel ilişkinin teminatını teşkil eder, bu itibarla temel ilişki bayiliğin sona ermesi ile bitmiş ise, teminat senedinin de konusuz kalmış olması gerekir. Bu noktada teminat senedinin lehdarı söz konusu şirket ise ki öyle olduğu anlaşılıyor, karşı tarafın ticari defterlerine delilinizi hasredebilirsiniz. Delil hasrı biraz risklidir ancak muhatap firma ciddi bir firma ise, defterleri usulüne uygun tutulmuş olacağından, borcun sona erdiği, dolayısıyla teminat senedinin konusuz kaldığını ispatlamanız mümkün olabilir diye düşünüyorum. |
25-06-2009, 20:15 | #7 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Sayın av.ezo,
için önce senedin bağlandığı sebebi kanıtlamalısınız ki; o sebebin gerçekleşmediğini kanıtlayabilesiniz. Yani ilk aşamada kanıtlanması gereken husus SENEDİN İLLETTEN MÜCERRET OLMAYIP SEBEPLİ olduğudur. Senedin üstünde "teminat" yazıyor; ama neyin teminatı; diyorsunuz ki A ile davalının sözleşmesinin teminatı;
hangi sözleşmesinin??? (diye düşünüyorum ) Saygılarımla... |
26-06-2009, 08:24 | #8 |
|
Sayın av. ezo "senedin kambiyo vasfını" taşımadığı konusunda ısrarcıyım. Hala vaktiniz varsa icra mahkemesinde senedin kambiyo vasfına itiraz etmenizi tavsiye ederim. Senede karşı karşı taraf defterlerini dayanmanızın tek istisnası senedin bir sözleşmenin parçası olarak verildiği hususunu ispat etmenizdir. Elinizde böyle bir sözleşme yoksa mahkeme karşı taraf defterlerine dayanmanıza müsaade etmeyecektir ki,doğrusu da budur.
|
26-06-2009, 23:43 | #9 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, 02.04.2007 T., 2007/5061 E., 2007/6272 K.: "TTK.nun 688/2. maddesi gereğince bono kayıtsız şartsız muayyen bir bedeli ödeme vaadini taşıyorsa da üzerinde teminat olarak alındığının açıklanması, neyin teminatı olduğunu bono metninde ayrıca açıklanmadığı sürece BONO VASFINA ETKİLİ DEĞİLDİR..." Saygılarımla... |
01-07-2009, 17:13 | #10 |
|
Sayın Hades,
Davayı açmadan önce araştırma yaptım ve sizin belirttiğiniz içtihat doğrultusunda pek çok içtihat buldum.Sayın Proofhayat'ın ifade ettiği kararlar, Yargıtay'ın çok daha eski görüşünü yansıtıyor.Yakın tarihli içtihatlarının çoğu, neyin teminatı olarak verildiğinin araştırılması ve sözleşmeye aykırı davranılıp davranılmadığı hususunun tesbiti ile ona göre karar verilmesi gerektiği yönünde. |
01-07-2009, 17:14 | #11 | |||||||||||||||||||||||
|
|
01-07-2009, 21:04 | #12 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Sayın av.ezo,
Siz, davanızda (karşı tarafın tacir olması sebebiyle) TTK 21.maddeye de dayanarak
Karşı taraf böylece bu senedin başka bir sebeple imzalandığını (iddia ederse) bunu ispat etmek zorunda kalacak (ve muhtemelen ispat edemeyecektir). Fakat ben sözleşme sizin elinizde bulunmadığından ve
Saygılarımla... |
13-07-2009, 09:22 | #13 |
|
Sayın Hades,
Öncelikle verdiğiniz fikirler için çok teşekkür ederim, kafamdaki çoğu soru işaretini giderdiniz. Bahsettiğiniz son ihtimali düşünmemiştim, ancak bu olasılık bana düşük gibi geliyor, A şahsının böyle bir riski üstlenebileceğini sanmıyorum. Çünkü sizin de bahsettiğiniz gibi, benim müvekkilim kefil sıfatıyla ödeme yaptığı takdirde, A şahsına rücu edecektir.Delillerin hasrına gelince, dava dilekçemde tarafların ticari defterlerini delil olarak bildirmiştim, ancak delil hasrını daha önce hiç yapmadım |
13-07-2009, 11:16 | #14 |
|
Sayın av.ezo,
Taraflardan birinin iddiasını sadece karşı tarafın defterleriyle ispat etmek istediğini, eş söyleyişle hasmının ticari defterlerinin içeriğini kabul edeceğini Mahkeme önünde beyan etmesi (kanıtın hasrı) TTK m.83 te özel olarak düzenlenmiştir. Bu konuyla ilgili 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 82 vd. maddelerini incelemenizi öneririm. Saygılarımla... |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
sözleşmenin şekil yönünden geçersiz olması buna bağlı olarak verilen bonolar | av.aybeg | Meslektaşların Soruları | 4 | 28-11-2008 19:35 |
kooperatife aidat olarak verilen senet banka kredisine teminat olarak gösterilmiş | şefika demirel | Meslektaşların Soruları | 0 | 03-11-2008 16:22 |
protestosu yapılmış senedin icra takibine konu olmasında süre şartı? | caner87 | Meslektaşların Soruları | 4 | 15-03-2008 13:11 |
Teminat amacıyla verilen senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurulması? | SAvCHN | Meslektaşların Soruları | 5 | 21-11-2007 12:28 |
Borçlunun Gösterdiği Teminat Alacaklının Teminatı Olarak Kabul Edilebilir Mi? | mezar-ı mafia | Hukuk Soruları Arşivi | 1 | 16-09-2004 10:01 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |