İş kazası

Müvekkil 27 ocak 2008'de işe başlıyor. 15 Şubat 2008'de iş kazası sonucu üç parmağını kaybediyor. SSK'ya girişi 2003 yılı. Müvekkilin malulen emekli olması mümkün mü? Ve tazminat davası açsak kazanma şansımız işçinin kusur oranına mı bağlı?

son çalıştığı ,iş kazası geçirdiği iş yerinde ssk'ya bildirim yapılmış mı? eğer bu işyerinde ssk'ya bildirmi yapılmamışsa SSK'ya bir dilekçe ile iş kazası geçirdiğini
bildirin bence ve ayrıca iş kazası nedeni ile ceza adavası açıldı mı? tazminat davası açabilirsiniz evet açacağınız davada elbette kusur oranları tazminat miktarlarının tespiti için önemli olacaktır.başarılar

Öncelike SSK bölge çalışma müdürlüğüne başvurun, onlar bir müfettiş tayin edcekler, müfettiş, incelemesini yapar, kimin kusrlu sorumlu olduğunu, tanıkları da dinleyerek aytıntılı bir rapor düzenler, taraflara tebliğ eder.
SSK bölge çalışma müdürlüğüne başvurmanızı, şunun için
öneriyorum, müfettiş herşeyi araştırıyor, biz avukatlara fazla bir iş bırakmıyor. Tanıkları bile dinliyor, İşverenin işyerinde, iş güvenliği ile ilgili hangi maddeler uymadığını tek tek rapor ediyor, bu anlamda bizlere dava açmada büyük avantaj sağlıyor.
Müvekkilinizin malülen emekli olması hususunda siz SSK ya başvuracaksınız, SSK mvekkili tam teşekkülü bir hastaneye rapor için gönderecek, eğer raporda, malülüyet için gerekli işgücü kaybı oaranı varsa, malülen emekli olabalir.
İş kazalarında işveren kusursuz sorumluluk ilkesi gereği sorumludur.
Ancak unutmayın davanızı,kazadan itibaren 1 yıl içinde açmanız lazım

1-İş kazasından %10'dan fazla iş gücü kaybı var ise sürekli iş göremezlik ödeneği bağlanır.burada işçinin kusur oranı önemli değildir.
2-Açacağınız maddi ve manevi tazminat davasında ise kusur oranları önemlidir.

Bu tür davalar hizmet akti ilişkisinden kaynaklanmamakta olup, BK`nin 125`inci maddesi hükmünce 10 yıllık zamanaşımına tabidir.

iş saatleri içerisinde iş ile ilgili bir sebeple araçla kaza yaşanmış.
İşçinin bir bacağı tamamen yok olmuş.
Tutanaklarda kazada işçi kusurludur, denmiş.Park halinde olmaması gereken bir yerde duran tıra çarpmış adam , ancak tutanaklarda tıra herhangi bir kusur yazılmamış.
Olay yeri ile ilgili Cd ler var,görüntü kayıtları.
Asıl kusurlu olan bence de orada olmaması gereken tır..
Şimdi olayda hem trafik kazası hem iş kazası var..
İşverene karşı ve tır işletenine karşı tazminat talepleri aynı yerde mi açılır?
Nerden başlamam gerekiyor.
Herşeyden önce ssk ya gidip raporla başlamam gerekecek ancak,kafam çok karıştı.
Yargıtay kararı varsa iletirseniz çok sevinirim..

Alıntı: Yazan caner87 iş saatleri içerisinde iş ile ilgili bir sebeple araçla kaza yaşanmış. İşçinin bir bacağı tamamen yok olmuş. Tutanaklarda kazada işçi kusurludur, denmiş.Park halinde olmaması gereken bir yerde duran tıra çarpmış adam , ancak tutanaklarda tıra herhangi bir kusur yazılmamış. Olay yeri ile ilgili Cd ler var,görüntü kayıtları. Asıl kusurlu olan bence de orada olmaması gereken tır.. Şimdi olayda hem trafik kazası hem iş kazası var.. İşverene karşı ve tır işletenine karşı tazminat talepleri aynı yerde mi açılır? Nerden başlamam gerekiyor. Herşeyden önce ssk ya gidip raporla başlamam gerekecek ancak,kafam çok karıştı. Yargıtay kararı varsa iletirseniz çok sevinirim..

Sayın caner87

Öncelikle şu hususu belirmekte fayda var:

İş kazasından kaynaklı tazminat talepli davalardaki kusur belirleme yöntemleri haksız fiilden kaynaklanan tazminat talepli davalardaki yöntemlerden farklıdır. Trafik kazası sonrasında tutulan tutanakta müvekkilinize kusur yüklenmiş olması iş kazası nedeniyle işverene yönelteceğiniz davada işverenin kusursuz olmasını sağlamayacaktır. Ancak yine de 21. Hukuk Dairesi'nin

"Bu anlamda, tehlike sorumluluğu mutlak bir sorumluluk olarak nitelendirilebilir. Ancak, belirtmek gerekir ki, tehlike sorumluluğu bir sonuç sorumluluğu da değildir. Zarar iş yeri koşullarından veya işletmeye özgü tehlikeden doğmamış ve araya giren başka bir nedenden meydana gelmiş ise bu durumda işveren zarardan sorumlu tutulmamalıdır."Başka bir anlatımla, işyeri koşullarından doğan tehlike ile zarar arasında uygun illiyet bağı yoksa işverenin sorumluluğu da yoktur. İlliyet bağının kesilmesi genelde üç durumda söz konusu olabilir. Bunlar mücbir sebep, 3. kişinin veya zarara uğrayanın ağır kusurlarının bulunmasıdır."

yönündeki istikrarlı içtihadını unutmamak gerekir. Ancak buradaki "zarara uğrayanın ağır kusuru" dar yorumlanmaktadır.

İşverene karşı açacağınız davayı işyerinin bulunduğu yerdeki İş Mahkemesinde açabilirsiniz. Buradaki borcun sebebi "sözleşmeye aykırılık"tır.

Tır işletenine karşı açacağınız davada ise borcun sebebi "haksız fiildir". Bu davayı genel hükümlere göre açabilirsiniz.

İşlemlerin hangi sırayla yapılması konusunda ise bence şu yol izlenebilir.

1) SGK'ya başvurup, iş kazası sonucu maluliyet nedeniyle gelir bağlanmasını talep edin. SGK müfettişi olayın iş kazası olup olmadığını değerlendirecek, kusura ilişkin bir tespit yapacaktır. Bunun ardından Kurum müvekkilinizi, hastaneye sevk ederek maluliyet oranını tespit ettirecektir. Buna göre de gelir bağlanacaktır.

2) Bu işlemleri başlattıktan hemen sonra varsa özel sigortaya başvurup poliçedeki bedelleri talep edin.

3) Yine eş zamanlı olarak iş mahkemesinde işverene karşı dava açın ve iş kazasından kaynaklanan maddi tazminat ve manevi tazminat talep edin. Maddi tazminat talebinizi kısmi olarak yöneltin. Harç vs ödememek için manevi tazminat hakkınızı da saklı tutup ileride bu konuda dava açabilirsiniz. On yıllık zamanaşımı süresi var(tır işletinine karşı açacağınız haksız fiil davasına ise değişmediyse KTKdaki iki yıllık ve on yıllık zamanaşımı süreleri uygulanmaktadır).

Dava devam ederken Mahkeme kusur raporu alacaktır. Kusur raporundan sonra maluliyet oranının kesinleşmesi beklenecektir. Malluliyet oranı ve kusur raporu kesinleştikten sonra hesap yönünden dosya bilirkişiye gönderilecektir.

Burada dikkat edilmesi gereken bir nokta da şudur. Hesap raporu hazırlanırken işçinin maluliyet oranı esas alınmaktadır. Ancak maddi tazminat hesabında maluliyet oranından ziyade meslekte kazanma gücü kaybı oranının dikkate alınması gerekir. Mesela bir şoförün ayağının birisi koptuğunda maluliyet oranı örneğin %50 çıkacaktır. Ancak bu kişinin meslekte kazanma gücü kaybı oranı %100dür. Dilekçenizde bu hususu vurgulamakta fayda var.

Bilirkişi SGK tarafından bağlanan gelirleri dikkate almak suretiyle maddi zarar hesabı yapacaktır.

Sonrasında duruma göre ıslah yapılarak karar verilmesi istenir.

4) Tır işletinen karşı açacağınız davada genel ilkeler çerçevesinde zarar hesabı yapılacak ve sonucuna göre karar verilecektir. Bu davada da SSK tarafından bağlanan gelir, özel sigorta şirketi tarafından bağlanan gelir tazminat maddi zarardan düşülecektir. Çünkü hem SGK'nın hem de özel sigorta şirketinin tır işletenine rücu etme imkanı vardır. Bu gelirler düşüldüğünde karşılanmayan bir zarar kalmamış olabilir. Ayrıca buradaki kusur incelemesinde daha esnek yöntemlere başvuralacaktır. Bu da müvekkiliniz aleyhine durum yaratacaktır.

Saygılar

Peki davayı iş mahkemesinde işverene karşı açarken, tır işleteni ve sigorta şirketi için ayrı br yerde mi dava açmam gerekir.Daha sonra birleştirme istenerek?
Yoksa davayı iş mahkemesinde açıp, tır işleteni ve sigorta şirketini de davalı olarak mı göstermem gerekir?

Tır işletenine karşı haksız fiilin vuku bulduğu yer mahkemesinde veya davalının ikametgahındaki asliye hukuk ya da sulh hukuk mahkemesinde dava açabilirsiniz.

İki dava niteliği itibariyle farklı olup, birleştirilmez.