Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yazdıklarımız - Yazdıklarınız. Üyelerimizin yazdığı ve bizlerle paylaştığı şiir, öykü, deneme ve diğer yazınsal türler.

Mizah Yazılarım

Yanıt
Old 23-04-2011, 21:44   #1
hukukbilgisi

 
Varsayılan Mizah Yazılarım

90'ların ortasından beri mizah yazıları yazıyorum. Yazılarımdan çok az bir bölümü bazı dergilerde ve Milliyet gazetesinde; büyük çoğunluğu ise internette yayımlandı. Zaman içinde elemeler yaptım ve sonuç olarak ortaya 4 tane mizah yazıları dosyası çıktı:

1- Mizahsal İzahlar
2- Kadınlar ve Erkekler
3- Kolay Ayrılma ve Boşanma Yolları
4- The Blog
Old 13-09-2011, 07:31   #2
hukukbilgisi

 
Varsayılan İyi Bir Şofer misiniz?

1- Takoğraf cihazının kullanılmasındaki başlıca amaç nedir?
A- Bir cihaz kulanıyor olmanın vereceği hazzı yaşatmak.
B- Sürücünün içtiği sigara sayısını hesaplamak.
C- Sürücünün uyuklayıp uyuklamadığını anlamak.
D- Sürücünün vereceği molaları önceden haber vermek.

2- Ticari amaçla yük ve yolcu taşımacılığı yapan araç sürücüleri 24 saatlik herhangi bir süre içinde devamlı olarak en fazla kaç saat araç kullanabilir?
A- Uykusu gelene kadar.
B- Toslayana kadar.
C- Yakıtı bitene kadar.
D- 24 saat.

3- Aşağıdaki taşıtlardan hangisinde sürücülerin ve yolcuların sigara içmesi yasaktır?
A- Üç tekerlekli bisikletlerde.
B- Uzay mekiklerinde.
C- Denizaltılarda.
D- At arabalarında.

4- Sürücüler kullandıkları araçların hızlarını aşağıdakilerden hangisine göre ayarlamak zorundadırlar?
A- Aracın markasına modeline ve tipine göre.
B- Hız göstergesinin çalışıp çalışmadığına göre.
C- Sürücüde frengi hastalığı olup olmamasına göre.
D- Yolda trafik ışığı veya trafik polisi bulunup bulunmamasına göre.

5- Aksine bir işaret bulunmadıkça otoyolda otobüsler için azami hız saatte kaç kilometredir?
A- 200
B- 250
C- 275
D- 300

6- Saatte 190 km hızla giden bir TIR, karşı istikametten gelmekte olan ve saatteki hızı 60 km olan bir walksvogenle çarpışıyor ve TIR'ın sürücüsü Haluk Özarslan, ön kabinde sıkışıyor?
A- Kul sıkışmayınca Hızır yetişmez imiş.
B- Walksvogen sürücüsüne nolmuştur kim bilir, dimi lan.
C- İki tarafın da sigorta şirketi batık oluduğu için, zararlarını tazmin ettiremezler.
D- Hazır Haluk Abi ambulans beklerken ben yengeye bir yoklama çekerim.

7- Saatte 90 kilometre hızla seyreden bir sürücü önündeki aracı kaç metreden takip etmek zorundadır?
A- 30 cm
B- 45 cm
C- 60 cm
D- 75 mm

8- Kilometre olarak hızın yarısı kadar metre size neyi hatırlatır?
A- Silah çekme mesafesini.
B- Kesişme mesafesini.
C- Tabakhane mesafeseni.
D- Cezaevi mesafesini.

9- Önünüzdeki bir aracı sollayıp geçmek istediğinizde uymak zorunda olduğunuz kurallardan biri aşağıdakilerden hangisidir?
A- Öndeki sürücünün bir gaflet anını yakalayıp, gazı köklemek.
B- Çevrede trafik polisinin olmadığından emin olmak.
C- Mangal gibi yüreği olmak.
D- Hızlı yaşa genç öl prensibine sadık olmak.

10- Önümüzdeki bir aracı sollayıp geçmek için bu araca ne kadar mesafe kala sol şeride geçmeye başlanır?
A- İki karafatma boyu kadar.
B- 10 futbol sahası kadar.
C- 5 karınca boyu kadar.
D- 1 milim kala.

11- Hangi durumlarda araçların sağından geçilir?
A- Yolun sağ tarafı boş olduğu zaman.
B- Canımız istediği zaman.
C- Yerde para bulma ihtimali varsa.
D- Sağ görüşlüysek.

12- Kavşaklara, dönemeçlere, tepe üstlerine yaya okul ve demiryolu geçitlerine, iki şeritli ve iki yönlü köprü ve tünellere yaklaşırken aşağıdakilerden hangisinin yapılması yasaktır?
A- Çimenlere basmak.
B- Balgam çıkarmak.
C- Namaz kılmak.
D- Zekat vermek.

13- Sizi geçmek isteyen sürücülere karşı aşağıdakilerden hangisinin yapılması yasaktır?
A- El hareketi çekmek.
B- Oleeeeey demek.
C- Kuruyemiş kabuğu atmak.
D- Kafasına kriko atmak.

14- Sizi geçmek isteyen bir sürücünün geçiş işaretini alınca ne yapmak zorundasınız?
A- Sen kime işaret çekiyosun len labunya demek zorundayım..
B- Hiçbir mecburyetim yok kafama göre takılırım.
C- Geç lan geç, zaten felek vurmuş, demek zorundayım.
D- Geçişin emniyetli olması için havanın karamasını beklerim.

15- Dönüş yapan sürücüler geçiş hakkını kime vermek zorundadırlar?
A- Bayan sürücülere.
B- F-16'lara.
C- Deniz otobüslerine.
D- Kim Bassinger' a.

16- Karayolunda kullanılabilen motorlu, motorsuz ve özel amaçlı taşıtlarla iş makineleri ve lastik tekerlekli traktörlerin genel adına ne denir?
a) Cant kapağı.
b) Şanzıman.
c) Distrübütör.
d) Arama motoru.

17- Kesik kesik çizilmiş olan yol çizgisi boyunca aşağıdaki hareketlerden hangisi yapılabilir?
a) Yarım ekmek arası döner yenebilir.
b) Sevgilimiz varsa dudak dudağa öpüşülebilir.
c) Arkadaşımız varsa “bizim takım size nasıl taktı” muhabbeti yapılabilir.
d) İdrar tahlili yapılabilir.

18- Arızalı araç ile bunu çeken araç arasındaki bağlantı neyle yapılmalıdır?
a) ADSL ile.
b) KABLONET ile.
c) Makara ipiyle.
d) Gemici halatıyla.

19- Araçtaki kornanın aşağıdaki hallerden hangisinde kullanılması zorunludur?
a) Tuttuğumuz takım şampiyonlar liginde tur atladığı zaman.
b) Benzine zam yapıldığı zaman.
c) Yolda gördüğümüz bir tanıdığımızı aniden korkutmak için.
d) Kendimizi yalnız hisettiğimiz zaman.

20- Aşağıdakilerden hangisi tedbirsiz ve saygısız araç sürme sayılır?
a) Araç sürerken bacak bacak üstüne atarsak.
b) Trafiği düzenlemeye çalışan trafik polisine tampon değdirirsek.
c) Radara yakalanırsak.
d) İçinde manitamız varken yavaş sürersek.

21- Okul taşıtlarının arkasındaki “DUR” ışığının yanması ne anlama gelir?
a) Çocuklar sınavdan yeni çıktı acayıp sinirliler, dikkat edin kendinize.
b) Çocuklar sınavdan yeni çıktı acayıp sinirliler, dikkat edin kendinize.
c) Çocuklar sınavdan yeni çıktı acayıp sinirliler, dikkat edin kendinize.
d) Hepsi.

22- Kontrolsüz demiryolu geçitlerine yaklaşırken nasıl hareket edilir?
a) Ayakuçlarına basarak sessizce geçilir.
b) Tren gelir hoş gelir türküsü terennüm edilir.
c) Kara tren gecikir belki hiç gelmez türküsü söylenir.
d) Hızlı hareket edilir.

23- Ülkemizde “uluslararası sürücü belgesi” aşağıdaki kuruluşlardan hangisi tarafından verilmektedir?
a) Microsoft
b) HP
c) Linux
d) Toplu Konut İdaresi Başkanlığı.

24- Katalik konvektörler egsozdan çıkan zehirli gazlar üzerinde ne gibi etkiler yapar?
a) Kötü bir intiba bırakırlar.
b) Güzel etki yaparlar.
c) Ühüüü ne yapmazlar ki.
d) Fotosentez yaparlar.

25- Benzinle çalışan bir araçta hava filtresi tıkalı ise aşağıdakilerin hangisine sebeb olur?
A- Araba oksijensizlikten sizlere ömür.
B- Sürücünün canı sıkılır.
C- Allah bir filtreyi kaparsa başka bir filtreyi açar.
D- Motor çırpına çırpına boğulur.

26- Araçta motor yağı kontrolü hangi bakımda yapılır?
A- Saatte 1.
B- 15 dakkada 1.
C- 25 yılda 1.
D- Yüzyılda 1.

27- Aşağıdakilerden hangisi yakıt tasarrufu sağlar?
A- Arabayı hiç kullanmamak.
B- Yakıtın içine su katmak.
C- Yakıtın içine şalgam suyu katmak.
D- Hiç yakıt almamak.

28- Aşağıdakilerden hangisi motorun parçalarından biridir?
A- Şoför,
B- Cant kapağı.
C- Oto alarmı.
D- Egsoz borusu.

29- Donmayı önlemek için radyatöre ne ilave edilir?
A- Kaynamış su.
B- Kaynamış rakı.
C- İnce doğranmış maydonoz.
D- Biraz tuz ve biber.

30- Araç ilk yardım çantasında gerekli olan malzemenin miktarını etkileyen aşağıdakilerden hangisidir?
a- Sürücünün kaza yapma kapasitesi.
b- Sürücünün döviz rezervi.
c- Merkez Bankası reeskont oranları.
d- Hal fiyatları.

Değerlendirme ve Sonuç:
En çok A işaretleyenler:
Elli kere dedim kırmızı ışıkta geçmeyin diye, laf dinleyin azıcık.

En çok B işaretleyenler:
Trafik polisine rüşvet teklif etmeyin lan, sıkacak bir gün kafanıza göreceksiniz gününüzü.

En çok C işaretleyenler:
Bu sene grip olmayacaksınız C'ler sayesinde

En çok D işaretleyenler:
En yakın karakola müracaat ediniz.

Hiçbir harfi işaretlemeyenler: İşaretleseydiniz akıllım
Old 15-09-2011, 23:53   #3
hukukbilgisi

 
Varsayılan

Ekonomik Krizden Yırtma Yolları

Değerli halkım, resmi istatistik kurumumuzun yayınladığı istatistiğe göre, mutluluk oranımız % 80’lere ulaşmış. Ben bu orana bakarak, aslında bu yazıyı yazma gereği duymayabilirdim. Ancak, ben, bu oran yerine, antidepresan kullanımındaki artışı dikkate aldığımdan, bu yazıyı yazmayı artık görev biliyorum.

Siz yine antidepresanınızı kullanmaya devam edin, ama öğütlerime kulak vermeyi de ihmal etmeyin. Sonuç olarak, bu bilgileri edinmekle bir zarar görmüş olmayacaksınız, en kötü ihtimalde ilacınızın dozunu artırarak yolunuza mutlu mutlu devam edebilirsiniz.

Şimdi tavsiyelerime gelebiliriz:

1- Ekonomik krizden yırtmamız bakımından bize ilk gerekli olan şey, elbette sağlam bir moraldir. Bu nedenle “Bu kriz küresel akıllım, mahalli değil; bizimle hiç alakası yok” cümlesini bir güzel ezberleyin ve kendinizi kötü hissettiğiniz anlarda tekrar tekrar söylemekten çekinmeyin.

2- Yastık altına sakladığınız altınları arada bir çıkarıp sayın ve tekrar yerine koyun. Sonra kendinize orta şekerli bir kahve hazırlayın ve kahvenizi höpürdetirken içinizden “Ne iyi ettim de zamanında altın alıp yastık altına koydum, kriz zamanında bozdurup bozdurup harcarım” deyin. Yastığınızın altında zaten altın yok ise, keyfinize diyecek yok. “İyi ki yastık altına altın filan koymamışım, uyurken başıma batar, beni uyutmazdı” deyin ve güzel bir uyku çekin.

3- Kiracınız var ise, gece tarifesi açın ve bu şekilde kira gelirinizi yaklaşık olarak % 50 oranında artırmayı hedefleyin.

4- Kiracıysanız, ev sahibinizden 0-12 yaş grubu çocuklarınız için indirim talep edin. Ev sahibiniz anlayışlı biriyse elektrik, su, doğal gaz, çevre temizlik vergisi gibi giderleri de kira parasına dahil etmeye çalışın. Her Şey Dahil sistemin, küresel bir trend olduğundan filan dem vurun.

5- Banyo yapmaktan tutun, çamaşır ve bulaşık yıkamaya kadar su sarfiyatının önemli bir masraf kalemi olduğunu da dikkate alarak; (H 2 O) formülüyle ifade edilen suyu (H 1 O) şeklinde tüketmeye çalışın ve % 50 oranında tasarruf edin.

6- Ne yapın edin, uyduruktan da olsa bir dükkan açın. Sabahtan akşama kadar hiçbir şey yapıp satamasanız da olur. Burada önemli olan ‘gizli işsiz’ kategorisine girmektir. Gizli işsiz olmak, ayan beyan işsiz olmaktan çok daha keyifli bir ruh hali sağlayacaktır. Her gün, bir şey satabilecek olma ihtimali, vücudunuzu ve ruhunuzu zinde tutar.

7- Ölmeden önce yapmanız gereken 100 şey listelerinden birinde mutlaka “ekonomik krizde sevişin” önerisi vardır. Sevgiliniz veya eşinize bu listeden bahsedin. Sırf ‘böyle liste mi olur lan’ tartışmanız bile aylar sürer ve ekonomik kriz de zaten geçen zaman içinde baya bir hafiflemiş olur.

8- Gazete filan satın almayın, bunlara para vermeyin. Onun yerine internetten yararlanın. İnternet bağlantımız borcundan dolayı kesik diyorsanız, kablosuz internet bağlantısı hizmeti veren cafelerden birine dizüstü bilgisayarınızla yanaşın ve bağlantınızı sağlayın. Dizüstü bilgisayarınız yoksa bir yerden çalın anasını satayım. Gördünüz mü, hayatınıza şimdiden bir renk ve heyecan geldi. Hırsızlıktan dolayı hapse de girdiniz mi, işlem tamamdır. Demek ki, ekmek elden su gölden yaşama kavuşmak bir tık ötenizde.

9- Bol bol karşılıksız çek kesin. Bu sizde borçlarınızı ödüyormuş duygusu uyandırır ki, bu dünyada tadabileceğiniz en büyük mutluluktur. En sevmediğiniz esnafa en yüklü çekleri kesin ki, alacağınız haz birkaç katına çıksın.

10- Malum kriz zamanı. Öğünlerinizi ucuza getirmek amacıyla aldığınız simitleri bir çırpıda yemeyin. Öncelikle simidin susamlarını ayırıp bir kenara koyun, bu sizin sabah kahvaltınız olacaktır. Daha sonra sert kabuğunu ayırın, bu da sizin öğle yemeğiniz olacaktır. Sona kalan iç kısmı ise, hiç kuşkusuz akşam yemeğiniz olacaktır. Simidinizin yanında içeceğiniz çayın içine şeker koymayın, boşuna masraf olmasın.

11- Değerli küreselzedeler, malum krizden çıkma konusunda en büyük başarıyı, elbette daha bir donanımlı, daha bir bilgili insanlar başaracaktır. Bu yazıyı okuduğunuza göre, siz de onlardan biri olmalısınız, iyimserliğindeyim. Paralel Evrenler teoremine göre, her karar anında evren ikiye ayrılır ve genellikle kötü karar alınan evren bize kalır. Bu durumda, yeteri kadar “Kelebek Etkisi” filmi izledikten sonra, bu kötü karar anlarına dönerek bugünkü durumu, o günden düzeltebilmeniz kuşkusuz mümkündür. Bu yeteneğe sahip krizzedelerimizden, geçmişe dönerken benim hayatıma da bir göz atıp, mümkün olan bütün olumlu değişiklikleri yapmalarını umuyor, diliyor ve hatta yalvarıyorum.

12- Sıra geldi “kriz mağdurlarına klasik çözüm”ümüze. Yapılacak iş çok basittir; yoksul küreselzedeler, cinsiyetlerine göre zengin erkek veya kadın fırsatörlerle izdivaç yapmanın bir yolunu bulacaklar.
Katillerin, cinayetlerine intihar süsü vermeleri gibi, sizlerin de bu izdivaçlara, aşk izdivacı süsü vermeniz isabetli olacaktır. Aksi halde, kapının önüne konabilirsiniz.

Değerli kriz mağduru okuyucu, tavsiye ettiğim bu tedbirler, takdir edersiniz ki örnek olarak verilmiştir. Biraz kafanızı çalıştırsanız daha neler bulursunuz neler. Yeter ki kafanızı “bu aygıt krizdeyken daha hızlı çalışır” moduna getirin!..
Old 16-09-2011, 00:01   #4
hukukbilgisi

 
Varsayılan Türkiye İstatistikleri

Uzun ve yorucu bir çalışma ve araştırma sonucunda, ülkemize dair çeşitli istatistiki bilgileri derleyip toparladım. Birazdan istifadenize sunacağım istatistiklerin, ilginizi çekeceğini sanmaktayım.

- Her 100 kişiden 33’ü Kürt, 33’ü Laz, 33’ü Rum ve Ermeni, kalan 1’iyse Türk (bu bir kişi artık ne ara karıştıysa araya).

- Her 100 kişiden 95’inin dişleri çürük 4’ünün hiç dişi yok, 1’inin dişleri sağlam.

- Her 100 kişiden 25’i manik, 25’i depresif, 25’i manik depresif, 24’ü paranoyak ve 1’i normal.

- Her 100 erkekten 50’sinin ereksiyon, 50’sinin direksiyon sorunu var.

- Her 100 kişiden 24’ü rüşvet alıyor, 24’ü rüşvet veriyor, 24’ü rüşvete aracılık ediyor ve 18’i rüşveti haber yapıyor, geri kalan 10’u ise rüşvet haberlerini izliyor.

- Her 100 erkekten 100’ü evlilik yıldönümlerini hatırlamıyor.

- Her 100 kişiden 30’u açlık sınırında, 40’ı yoksulluk sınırında, 29’u suç işleme sınırında, 1’i 1 Milyar dolar servet sınırında.

- Her 100 kişiden 20’si gazete, geri kalanı bela okuyor.

- Her 100 kişiden 30’unun tabancası, 40’nın pompalı tüfeği, 20’sinin çakısı ve 10’unun da ‘bir kafa korsam iki seksen uzanırsın’ı var.

- Her 100 kişiden 20’si grip mikrobu, 10’u hepatit mikrobu ve geri kalanı da laf taşıyor.

- Her 100 kişiden 30’u sigara, 20’si alkol, 5’i uyuşturucu, 30’u internet ve geri kalanı da dizi bağımlısı.

- Her 100 kadından 100’ü chat yapmayı bile aldatma sayarken; her 100 erkekten 100’ü aldatmayı bile aldatma saymıyor.

- Her 100 kişiden 90’ı şiir yazarken her 100 kişiden ancak 5’i şiir okuyor.

- Her 100 erkekten 90’ı ‘Fırıncının Kızı’ romanını da dizi olarak ekranda görmek istiyor.

- Vergisini ödemeyen her 100 kişiden 50’si ‘olsa vermez miyim’ derken, kalan 50’si ise ‘olsa da vermem’ diyor.

- Her 100 kişiden 50’si kronik yorgun, 50’si kronik işsiz.

- Her 100 kişiden 30’u alışveriş merkezlerinden, 40’u çarşı-pazardan, 5’i internetten alışveriş yaparken 25’i bakkala veresiye yazdırıyor.

- Her 100 kişiden 30’u kredi kartından, 30’u senetten, 30’u çekten dolayı icra takibine uğruyor, geri kalan 10’u icra takibini yapanlar zaten.

- Her 100 sürücüden 90’ı kemer takmazken, 10’u kemer konusunu kafasına takmıyor.

- Her 100 kişiden 30’nun cinsel, 40’nın dinsel ve 30’unun da tinsel sorunu var.

- Her 100 kişiden 10’u zihinsel, 10’u bedensel ve geri kalan 80’i de ideolojik engelli.

- Her 100 kişiden 99’u CHP’nin bir gün hükümet olacağına inanmıyor. Geri kalan 1’i koalisyon ortağı olabileceği inancını taşıyor.

- Her 100 kişiden 90’ı umreye Ertuğrul Özkök veya Ahmet Hakan ile birlikte giderse dinden çıkmış sayılacağına inanıyor.

- Her 100 Recep Tayyip Erdoğan’dan 100’ü Türkiye’yi başarıyla idare ettiğine inanıyor.

Şimdilik bu kadar, ilerleyen satırlarda istatistiki bilgiler vermeye devam edeceğim.
Old 16-09-2011, 00:23   #5
hukukbilgisi

 
Varsayılan

İş Görüşmesi İçin İpuçları

Sayısı her geçen gün hızla artan işsizlerden biri iseniz ve bilmem kaç yüzüncü mülakatınıza katılmak üzereyseniz, bu yazıyı okumadan mülakata gitmeyiniz. Mülakatlarda karşınıza çıkabilecek bazı sorular ve bunlara verilmesi gereken cevaplar aşağıda ele alınmıştır:

Soru: Beş yıl sonra iş hayatında kendinizi nerede görüyorsunuz?
Niyet: Bu soruyla soru sahibi, iş başvurusu yapan kişinin kendi odasında ve pozisyonunda gözü olup olmadığını öğrenmek niyetindedir.
Ne yapmalı: Bu soruya verilecek en makul cevap; 'kapıcı ile sizin mevkiniz arasındaki herhangi bir yerde, ama asla sizin yerinizde değil' olmalıdır.

Soru: İş hayatında alışılmışın dışında bir durumla karşılaştınız mı?
Niyet: Soruyu soran kişi, sizin işten atılma konusunda tecrübeniz olup olmadığını öğrenmek niyetindedir. İşten atılmaya alışkın biri, ilerde de muhtemelen işten çıkarılacağı için, buna hazır olsa iyi olur.
Ne yapmalı: Bu soruya 'Birkaç kere işten atılmıştım, hiç acıtmadı' veya 'Bir kere cinsiyet değiştirme ameliyatı olmuştum' şeklinde cevap verirseniz olumlu puan alırsınız.

Soru: En beğenmediğiniz yanınız hangisi?
Niyet: Bu sorudan maksat, en beğenmediğiniz özelliğiniz kabul edilebilir nitelikteyse, sizi işe alma ihtimalinin olması ihtimalidir!..
Ne yapmalı: Bu soruya 'çalışırken chat de yaparım' şeklinde asla cevap vermeyin. Verilecek en mantıklı cevap: 'Eşekler gibi çalışırım, yorulmak nedir bilmem' gibi bir şey olmalıdır. 'Aile benim için daima ikinci plandadır, varsa yoksa işimdir' demek de, size artı puan getirir.

Soru: Şimdiye kadarki en büyük başarınız nedir?
Niyet: İşte en kritik sorulardan biri. Görüşmeci, gerçekten işe yarar bir adam olup olmadığınızı öğrenmek istiyor.
Ne yapmalı: Bu soruya 'Matbaayı ben icat ettim' veya 'Amerika'yı ben buldum' şeklinde bir cevap vermeseniz iyi olur. 'Bir keresinde, gereksiz yere zam isteyen bir mesai arkadaşımı dövmüştüm' şeklindeki bir cevap, sizi görüşmecinin gözünde sempatik kılar.

Soru: Bizim için diğer adayların yapamayacağı ne yapabilirsiniz?
Niyet: Bazı sorular diğerlerinden daha önemlidir. Bu da onlardan biri. “Sizi niye işe alalım?” sorusunun bir başka şeklidir.
Ne yapmalı: Bu soruya 'Yere dağılan kibrit çöplerini 3 saniyede zihnimden sayabilirim' şeklinde cevap vermeniz hiçbir işe yaramaz. 'Ücret almadan fazla mesai yaparım, izin kullanmam, sendikaya üye olmam, greve gitmem, sigortasız bile çalışırım' şeklindeki bir cevap, sizi görüşmecinin gözdesi yapar.

Soru: Şu anki işinizi niye bırakmak istiyorsunuz?
Niyet: 6 ay sonra işi bırakmayacağınızdan ve yeni işinizden tatmin olacağınızdan emin olmak isteniyor.
Ne yapmalı: 'Eski patronum çok cins biriydi, hiç kıymetimi bilmedi, o yüzden ayrıldım' şeklindeki bir cevap, sizi ilelebet işsizler ordusunun bir neferi yapar. 'Babam bana derdi ki, bu memlekete kasap da lazım, ama sen olma!' cevabı sizi çok zeki gösterecektir. 'İşini bırakan kim, ben ikinci iş için buradayım' diye cevap vermeniz de, duruma göre olumlu puan getirebilir.

Soru: Şu anda hangi kitabı okuyorsunuz?
Niyet: Görüşmeci, entellektüel birikiminiz, ilgi alanlarınız veya sektörle ne kadar ilgili olduğunuzu öğrenmeye çalışıyor.
Ne yapmalı: Kişisel ve mesleki gelişim kitapları okuyor olmanız, sizi diğer adaylar arasında öne geçirecektir. Okumuyorsanız bile, bunlardan okuyorum, deyin. Şöyle bir cevap görüşme için çok uygun olabilir: “Kişisel gelişimim için 'Taocu Seks' kitabını okuyorum, mesleki gelişimim açısından ise '100 Soruda Patronun Kölesi Olmak' isimli kitabı okuyorum.”

Soru: Kendinizden bahseder misiniz?
Niyet: Kendinizi ne kadar tanıdığınız ve bundan bahsederken nasıl bir tutum sergilediğiniz görülmek isteniyor.
Ne yapmalı: 19XX yılında filan yerde doğmuşum, özel zevklerim arasında.... diye başlayan klasik bir cümle ile asla başlamayın. Onun yerine, 'Gözlerimi kaparım, vazifemi yaparım' ilkesini benimsemiş biri olduğunuzu ifade edin. 'Duruma göre, kulaklarımı da kapayarak görevimi yapabilirim' diye de eklerseniz, iş garanti sizindir.

Soru: Masanızın başında çalışırken, patronunuzun borçlarından dolayı işyerine haciz memurları geldi ve haciz uygulamasına başladılar. Masanızın üzerinde ise; 1 adet makas, 1 adet delikli zımba, 1 adet uhu, bir adet telefon var. Şu halde patronunuzu hacizden kurtarmak için ne yapabilirsiniz?
Niyet: Burda niyet gayet açık, fedakar bir eleman mısınız, bu öğrenilmeye çalışılıyor.
Ne yapmalı: 'Masamın üzerindeki bu eşyaları gizlice ceplerime doldurarak, bunları hacizden kurtarmaya çalışırım' cevabı kesinlikle yanlıştır. Üç beş tane zımbırtıyı gizlemenin patronunuza hiçbir faydası olmaz. 'Makasla haciz memurunu yaralarım, daha sonra telefonla polisi arayıp bomba ihbarında bulunup kıyameti koparırım' cevabı ise, size yüksek bir maaşla işe başlama imkanı sağlar.

Soru: Ücret konusunda beklentiniz nedir?
Niyet: Burada niyet oldukça açık. Sizin beklentiniz ile şirketin verebileceğinin uygunluğu görülmek isteniyor.
Ne yapmalı: Görüşmenin en kritik sorusu budur. Bu soruya vereceğiniz münasip bir cevap, sizi iş sahibi yapacaktır. 'En yüksek üst düzey yönetici maaşının yüzde 1'i kadar' deyip, uyanıklık etmeye çalışırsanız bilin ki, hiç umudunuz yoktur. Çünkü, Türkiye'de en yüksek düzey yönetici maaşı 79.000 Euro olup, bunun yüzde 1'i de 790 Euro ettiğinden, dolayısıyla asgari ücretin yaklaşık 3 katına denk geldiğinden, görüşmeci üzerinde açgözlü biri izlenimi bırakabilirsiniz. Bu soruya cevap verirken daha gerçekçi olmalısınız. Kişisel deneyimlerime göre en etkileyici cevap: 'Yoksulluk sınırının 1/10'u veya açlık sınırının 1/5'i bana yeter' cevabıdır.

Sonuç; yeni işiniz hayırlı uğurlu olsun!..
Old 16-09-2011, 13:17   #6
hukukbilgisi

 
Varsayılan İnsan 2.0

Yeryüzünde hemen her şeyin kötüye doğru gidiyor olması, insanoğlunu Dünya'nın geleceği konusunda endişelendirdiği için olsa gerek, bilim insanları 'yaşamın geleceği' konusunda çalışmalar yapmaya başladılar.

Bu çalışmaların vardığı sonuçlardan birisi, geleceğin insanı kabul edilen 'İNSAN 2.0' versiyonunun 'İNSAN 1.0' versiyonundan çok farklı özellikler taşıyacak olması.

Bilimcilerin yaptığı kestirimlere göre, 2040'tan itibaren yarı makine-yarı insan bir varlığa dönüşeceğiz. Buna göre 'kilo almadan istediğimiz kadar yememizi sağlayacak hapların üretimi' gibi konular, problem bile sayılmayacak. HIV virüsünün genetik yapısının çözülmesi 14 yıl alırken, SARS virüsünün topu topu 31 gün içinde aydınlığa kavuşturulması da, gelişme hızımıza örnek olarak gösteriliyor.

Bizi, İNSAN 2.0 versiyonuna götürecek olan sürecin en önemli aşaması G Devrimi olarak gösteriliyor. Bunu, G Noktası'nın kesinkes bulunacağı şeklinde anlayabilecek kadın okurlara karşı uyarımızı yapalım, G Devrimi'nin bununla hiç ilgisi yok. Konu tamamen genetik ile ilgili. Bu devrimi, herkesin kendi genini kullanarak kendisine organ veya doku temin etmesi şeklinde açıklayabiliriz. Bu hususun ise, en çok erkeklerin işine yarayacağına kesin gözüyle bakılıyor. Penis boyunu beğenmeyen erkekler, Gen Klonlama merkezlerinde kuyruk olacak gibi görünüyor. Bu olasılık, her ne kadar erkeklere tatlı hayaller kurduracaksa da, erkeklik kromozomu olan Y'nin yavaş yavaş azalacağını ve sonrasında da tamamen yok olacağını iddia eden bilimcilerin varlığı nedeniyle, erkekler 'ağrısız baş mezarda taş' gerçeğine tez vakitte ricat edecekler.

Bu nokta ile ilgili olarak tek olumlu haber ise, erkeklerin yok olmasına daha 125 bin yıl kadar bir vakit olması. O güne kadar ellerinden geleni artlarına koymamak erkeklerin bileceği iş. Kabus iddiaların sahibi Sykes, bu arada erkeklerin genetik değişikliğe uğramış dişiler olduğunu kabul etmemiz gerektiğini de hatırlattıktan sonra bir ölüm fetvasını hakediyor değerli okurlar. Şunu herkes bilir ki, kadın denen mahlukat, erkeğin kaburga kemiğinden vücuda getirilmiştir.

Kendisine 'Sözde Bilimci' demekten hiç çekinmeyeceğim Sykes'in iddialarını hazmetmeye çalışırken, İngiliz bilimcilerinin 'erkek zaten çeşit olsun diye yaratıldı' şeklindeki küstah açıklamaları, bilim dünyasının hiç başıboş bırakılmaması gereken bir mecra olduğunu bana fazlasıyla kanıtlamış oldu.

Sözüm bağlayacak olursam, 'İNSAN 2.0' versiyonunun, erkeklerin yeryüzünden yok olma tehlikesini bertaraf edeceğine olan inancım tamdır. Nitekim yeni bir Kainat kurulur ve erkek cinsi orada da yerini alır!
Old 16-09-2011, 13:18   #7
hukukbilgisi

 
Varsayılan Zekâ Türleri

Bilim dünyası, zeka türlerini keşfetmekte çok yavaş kalıyor değerli okurlar. Onca yüzyıl geçmiş bulabildikleri sadece; zihinsel zeka, duygusal zeka, ruhsal zeka... Bu yazıyı bilim adamlarına biraz gaz vermek için yazıyorum.



İşte gözlerden kaçan zeka türleri:



— Çapkın Zeka: Karşı cinsi ayartmada üstün başarı gösteren zeka türüdür. Bu zeka türü, burç yorumları, kahve falı, rüya yorumu, çiçekleri dili gibi konularda derin bir bilgiye sahiptir. 'Kadın ruhu anlayıcılığı ve kadın bedeni kullanıcılığı' onu diğer türlerden ayıran önemli bir özelliktir.



— Seyyar Zeka: Başkalarının duygu ve düşünceleriyle hayatını sürdüren kişidir. "Bir arkadaşım anlatmıştı", "Bir arkadaşımın başından geçmiş..." "Bir arkadaşımın babası bir keresinde..." gibi ifadelerle cümlelerine başlarlar... Halk arasında bu zekaya sahip olanlara "akbil zeka" dendiği de olur.



— Politik Zeka: Amacına ulaşmak için her türlü numaraya başvurabilen, partisini kapattırmamayı becerebilen, dokunulmazlıklarına dokundurtturmayan, "velev ki politik zekamız var, n'olur?" diyebilen zeka türüdür.



— Medyatik Zeka: Günlük olayları akıl ve eleştiri süzgecinden geçirmeden yorumlayan zeka türüdür.



— Müteaahhit Zeka: Boş bulduğu her alana villa konduran, boş alan yoksa ormanları keserek kendisine boş alan yaratan, imar ve ruhsat sözcüklerinden habersiz kondurukçu zeka türüdür.



— Türk Zeka: Kafasına estiğinde darbe karşıtı, kesesine estiğinde darbe yanlısı olabilen; haksız yere gol yediğinde ortalığı birbirine katan, haksız zam yediğinde gıkını çıkarmayan bir zeka türüdür.



— Direktif Zeka: Emir cümleleriyle yaşayan zekadır. "Televizyonu aç", "Musluğu kapa", Sofrayı kur", "Bacaklarını aç" türünden cümleler kurar.



— Dümen Zeka: Özellikle topluluk içinde dikkat çeken zeka türüdür. "Arkadaşlar, süper film gelmiş ona gidelim", "Ortaköy'de acayip güzel bir mekan açılmış oraya koşturalım" şeklinde cümleler sarf ederler.



— Teorik Zeka: Her şeyin en doğrusu bildiğini iddia eden ve fakat elini asla taşın altına sokmayan zeka türüdür. "Mirim, bu ülkenin acil bir muhalefet partisine ihtiyacı var, ama siyaset pis iş, ben girmem", "Kardeşim, güzel yazmışsın, ama romanının kurgusu bozuk, ben daha iyisini yazarım, ama vaktim yok", "Bu iş öyle yapılmaz böyle yapılır, birilerinin bu işe bir el atması lazım abi" gibi cümleleriyle kendisini tanırız.



— Asma Zeka: Sallandıracaksın üç beş kişiyi Taksim Meydanı'nda, bak nasıl düzeliyor işler, diyen zeka türüdür.



— Google Zeka: Hayata ilişkin hiçbir bilgiyi kafasında saklamayan, bilgi lazım olduğu zaman Google'a bakan zeka türüdür.
Old 16-09-2011, 20:56   #8
hukukbilgisi

 
Varsayılan Şifa Niyetine: Binbir Şifa Preparatları

Ortalık şifalı bitki uzmanından geçilmiyor. Bu bitki ve bilgi kirliliği ortamında neyin doğru, neyin yanlış olduğu da iyice karışmış durumda.

Her bitki veya bitkisel karışımın şifa buldurmayacağı gerçeğinin bilincinde olarak; bu alana da müdahale etmemiz şart olmuştur. Elbette, sırf cinslik olsun diye saha işgali yapmıyoruz, bizim de konuyla ilgili olarak yeterli bilgimiz ve birikimimiz bulunmaktadır. Gelelim mucizevi müstahzarlarımızın muhteviyat ve faidelerine...

Binbir Şifa İksiri: Arpa suyu, yarımada çayı, maydanoz, kereviz sirkesi, sarımsak, karanfil, tarçın, zerdeçal, zıkkım otu, zeytin yaprağı, kekik, altın başak otu, eşek kuyruğu otu (eşek uzun olacak) ve zencefilden oluşan müstahzarımızın faydaları saymakla bitmez. 500 ml olarak piyasaya arz ettiğimiz bu üründen gün içinde 3X500 ml şeklinde tüketmek iktiza eder. Tarif ettiğimiz şekliyle kullanıldığında şu sonuçlar elde edilir:

. İlk 3 aylık kullanım sonunda kadınların göğüslerinde gözle görülür bir büyüme olurken, aynı anda kepek sorunları çözülür.

. İlk 4 aylık kullanım sonunda erkeklerin pipi boyu 5 inç uzarken, eni 15 inç genişler; aynı anda ceket ve pantolon boyu kendi kendine otomatik olarak ayarlanır.

. İlk 6 aylık kullanım sonunda, herhangi birisine fırlattığınız ayakkabının hedefini bulmasını sağlayacak fiziksel yeterlilik sağlar.

Binbir Şifa Tonik:Keçiboynuzu suyu, mercimek sirkesi, maydanoz şerbeti, lahana kompostosu, tarak otu, tarçın pekmezi, zeytin sütlacı, kekik konsantresi, eşek kuyruğu otu tohumundan oluşan karışımımız, 25 yıllık bir çalışmanın sonucunda elde edilmiştir. 1000 ml olarak piyasaya arz edilmiş olup gün içinde 5X750 ml şeklinde uygulanmaklığı gerekir. Faidelerine bir göz atacak olursak:

. Mide ülserine sebep olan “halicobakter pylori” bakterisini ishal ederek, vücuttan atılmasına sebebiyet verir ve ülseri % 100 iyi eder.

. Ana haber bültenlerinde işittiğiniz haberlerin hangisinin yalan, hangisinin gerçek olduğunu ayırt etmenizi sağlayacak zihinsel kapasite sağlar.

. Eş veya sevgilinizi aldattığınız zaman yüzünüzün kızarmasını önleyecek enzimler üreterek, sizi büyük bir beladan kurtarır.

. Toniğimiz ilk 2 aylık kullanım sonunda kadınlar için günde 7 orgazmı garanti eder.

. İlk 5 aylık kullanım sonunda erkek, maksimum düzeyde erekte olur ve o vaziyette 20 sene kadar kalabilir.

. İlk 2 aylık kullanım sonunda beyinsel faaliyetleri enikonu aktif hale getiren toniğimiz, sizi açılım ishali yapar; günaşırı açılım yapacak hale gelirsiniz.

Binbir Şifa Tablet: Sakız suyu, mandalina kabuğu ekstresi, kültür mantarı şırası, kurutulmuş tıraş köpüğü, zenginleştirilmiş uranyum, cam-sil likörü, hayal kırıklığı dumanı maddelerinin karışımından oluşan tabletimiz, mucizevi bir preparattır. 17 yıllık bir emeğin ürünü olup piyasaya 750 mg’lık tabletler şeklinde sunulmuştur. Gün içinde 12X1500 mg şeklinde uygulanmalıdır. Hiç aksatmadan doğru dürüst kullanıldığı takdirde aşağıdaki faydalarını ziyadesiyle göreceksiniz:

. İlk aydan itibaren twitter, facebook, blog, update, messenger gibi daha önce Fransız kalmış olduğunuz konuları idrak etmeye başlayacaksınız.

. İlk 4 aylık kullanım sonunda, kredi kartı borçlarınızın hükümet tarafından silindiğini zannederek iyimser bir hava yakalarsınız.

. İlk 1 yıllık kullanım sonunda, parti kurmak için gerekli fiziksel ve zihinsel donanımlara sahip olur, girdiğiniz ilk seçimden milletvekili çıkarsınız.

. İlk 10 yıllık kullanım sonunda, üzerinize düşen havan mermisinden yara almadan kurtulabilir, spiderman’le başabaş güreş tutabilir, superman’in ağzını burnunu kırabilirsiniz.

. İlk hapı yutar yutmaz, sizi itip kakmaya çalışan Amerikan korumalarına uçan tekme atabilme kapasitesinde kung-fu’yu özümsemiş olursunuz.

Kısaca iksir, tablet ve tabletimizin tanıtımını yapmaya, faydalarını özetlemeye çalıştım. Özetlemeye çalıştım diyorum, çünkü daha yazamadığım milyonlarca faydaları var. Bu ürünlerimizden edinmek isteyen siz değerli okurlarımız, her birine 99,99 TL ödeyerek bunu yapabilirler. Ürün taleplerinizi: sudanucuzlanbupreparatlarXYZW@hotmail.com adresinden yapabilirsiniz.

Saygılarımlan...
Old 19-09-2011, 21:27   #9
hukukbilgisi

 
Varsayılan Kadın Bağlamında AŞK

Kadın Bağlamında AŞK

(Bu yazımda kadını baz alarak aşk türlerini tarif etmeye çalıştım. Bilimsel bir iddiaya sahip olmayan sadece gözlemlerimin ve sezgilerimin yansıması olan bir yazıdır. Takdir okuyucuya bırakılmıştır)

Sekse Endeksli Aşklar: Yaşam süreleri boyunca bu tür aşktan yana tercihlerini ortaya koyan kadınlar; 16 yaşına basar basmaz bekaretin önemi olmadığına, namusun iki bacağın arasında olmayıp, başka her hangi bir organda yer edinebileceğine kendilerini inandırmışlardır. Bu açıdan gayet müsterihtirler. Fiziksel ve cinsel çekim, bunlar için esastır. Karşı cinsten birisinin gözleri, saçları, dudakları, bıyıkları, sakalları, kulak memeleri, karizmaları veya herhangi bir doku parçaları için çıkabilir, yatağa girebilirler. Kısacası, ecel gelmiş cihane, organlar bahane'dir. Tabi bu huylarına bakıp da, bu kadınlarla çok çabuk çıkabileceğinizi, dahası aşk yaşayabileceğinizi ummayın. Bir kere bu organların, illa ki bir meşhur şahsın uzvuna benzemesi gerekmektedir. Örneğin, bakışlarınızın Brad Pitt'e; duruşunuzun Kevin Costner'e; adalelerinizin Rambo'ya benzememesi halinde pek şansınız yoktur... Erkeği kokusundan tanıyan kadınlar da nah işte bu kadınlardır!..

Bu tür kadınların hayatları, güzellik enstitüleriyle çeşitli boy ve ebattaki ikiz yataklar arasında geçer. Savaşma seviş, temel prensiptir. Bunlar arasında, " 60 Günlük Bir Şey " deki şeyin ne olduğunu merak edip de başını derde sokanlar çoktur.

Böyle bir kadınla evlenecek erkeğin, boynuz nakli için, irice bir geyiğin öldükten sonra organlarını bağışlamasını beklemesine gerek yoktur. Pompalı tüfek, satır, balta, iyi bir avukat gerekli ve yeterli donanımdır. Homo erectusumu kaybettim derseniz, ilişki biter...

Romantik Aşklar: Bunlar iflah olmaz aşıklar kategorisine girerler. Her şey bir yana romantizm bir yanadır. Sevgililerinden, tüm şairlerin şiirlerini kendilerine okumalarını istedikleri yetmiyormuş gibi; ayrıca onlardan en geç 30 gün içinde şair olmalarını da ummaktadırlar.

Romantik burcundan bir kadınla beraber olacak erkeğin, yağmurlu havalarda ille de ıslanması; sevgilisinin adını kazıyarak birkaç ağacı katletmesi; sokak kedilerine şefkat göstermesi ( ah canııım ne şeker şey, demesi); hanımefendinin doğum günlerinde, sevgililer günlerinde, ilk buluşma yıldönümlerinde, ilk çamlıca tepesine çıkma yıldönümlerinde, ilk öpüşme yıldönümlerinde, nişan ve söz yıldönümlerinde, kabotaj bayramlarında, ilk elele tutuşma yıldönümlerinde, ilk muhallebiciye gitme yıldönümlerinde, muayyen günlerinde 21 pare top atışı yaparak bunu kutlaması gerekmektedir.

Terk edilmeleri en kolay kadınlardan birisidir. Mehtaplı bir gecede erkeğin romantik burçlu kadının gözleri yerine Ay'daki kraterlerden bahsetmesi, ilişkiyi kesinlikle ve sonsuza kadar bitirir.

Mantıklı Aşklar: Bu tür kadınları tanımak hiç de zor değildir. İlkokul birden, fakülte son sınıfa kadar tüm sınıfları takdir ve teşekkürlerle geçmişlerdir. Kendilerine her hangi bir erkek, çıkma teklif ettiğinde; seni seviyorum veya senden hoşlanıyorum dediğinde Uzay Yolu' nun Mr. Spock' u gibi " Bu mantık dışı kaptan!.. " diyerek cevap verirler.

Karşı cinsten birisine yakınlık göstermesi için, bahis konusu erkeğin kendisiyle aynı yaşa ve kiloya sahip olması; aynı okulları bitirmiş olması; Eşkıya filminde kendisiyle aynı sahnelerden hoşlanmış olması; hayal ettiğiniz evin oda ve koltuklarının aynı sayıda tasavvur edilmesi; gene erkeğinin kendisiyle aynı romandan, aynı tatlıdan, aynı tuzludan, aynı yabancı aktörden, aynı TV programından, hoşlanıyor olması gerekmektedir.

Tariften de anlaşılacağı gibi, zor bir kadındır mantık burcu kadını. Bu nedenle çevrenizde; kırkına, ellisine gelip de evlenmemiş ve söylediği iki laftan biri " ayvanın sapı var, mandalinanın çekirdeği var " olan bir kadına rastlarsanız, bu kesinlikle mantıklı aşıktır. Aslında bunlarınkine aşk da denemez. Olsa olsa ütopik bir düştür bunlarınkisi... Beyaz atlı prensin bile gelmesi ihtimali varken, bunların bekledikleri ancak ve ancak, kırmızı bir dinozor üzerinde gelecek olan elips şeklinde bir bukalemundur. Yeşiller mi daha çok maydanozdur, yoksa üçgenler mi daha iyi Aristo' dur, dediğinizde onu yanınızdan uzaklaştırırsınız.

Maço Aşklar: Tümünün hikayeleri birbirine benzer. Bunların babaları, peş peşe gelen beş kız çocuğundan sonra, altıncının da kız olması karşısında bu son kız çocuklarını erkek Fato olarak duyumsar ve ona göre yetiştirirler. Bu hatun kişiler, büyüme ve gelişme aşamasında at binmeyi, kılıç kuşanmayı ve heriflere iğne batırmayı öğrenirler. Bunlara laf atıp da sağ kalmayı başarabilen bir erkek, daha yeryüzüne gelmemiştir.

Tedrisatlarını Duygu Asena'nın kitaplarından yaparlar. Okumuş, üflemiş ve mesleklerini ellerine almışlardır. Bir başlarına yaşarlar, bir başlarına barlara takılabilirler, bir başlarına sinemaya gider ve gene bir başlarına tatil yapabilirler. Diğer kadınlardan, " Dün gece de çıtır bir oğlan düşürdüm, ablacığım!.." demeleriyle ayrılırlar. Alkol tüketir, zamparalık yapar, okey oynar, maça gider ve jilet atarlar. Bu hanımlarla yapacağınız tartışma ve kavgalarda; kendinizi Ahmet Altan'ın kitap darbelerinden sakınmanız menfaatiniz icabıdır. Anketlerde yöneltilen "Kocanız sizi aldatırsa, ne yaparsınız?" sorusuna "Valla ben o vazifeyi çoktan yaptım." diyerek cevap verirler. Sizi başka bir maço kızın bulaşıklarını yıkarken gördüklerinde ilişkiniz bitmiştir.

Aşka Aşıklar: Aşıklar arasında belki de en hoş grubu bunlar oluştururlar. Bunlar için kime, neden, nasıl, nerede, ne zaman aşık olunduğu hiç önemli değildir. Mühim olan aşık olmaktır. Aşık olsunlar da isterse bu aşk on dakika sürsün hiç mühim değildir. Aşka aşık kadınlar, aşk acısı da çekmezler pek. Daha doğrusu aşk acıları da aynı aşık olma süreleri kadardır. Çivi çiviyi söker sözü sanki bunlar için söylenmiştir. Kim bilir, belki bu lafı bunlar uydurmuştur!.. Terk edilmeleri de sorunsuzdur, "Ben başka birisine aşık oldum aşkım" dediğinizde sizi anlayışla karşılayacaktır.

Nafile Aşklar: Onsekizinde yaşanmayan aşkların, illa ki kırkında ve illa ki beyhude bir evlilikten sonra başa gelmesidir... Bunlar, iki arada bir derededirler. Ne yardan geçebilmektedirler, ne de serden. Aşırı temkinlidirler. En büyük aşkı yaşayacaklardır ama; hem bu konuda garanti verilecektir kendilerine, hem de hiçbir fedakarlık yapmayacaklardır. Bu hatunları yoğurdun bol olduğu mekanlara yollamak "Ey Türk Gençliği"nin birinci vazifesi olmalıdır. Son olarak; bunlar var ya bunlar bir de aşık oldular mı tam olurlar vallahi. Yani bir kez aşık olmaya görsünler, terk etmeleri ve terk edilmeleri asla mümkün değildir.

Gülümseyen Hüzünbaz Aşklar: Gülümseyen hüzünbaz kadınlarımız, ilk gençlik çağlarını büyük ihtimalle Leman dergisi okuyarak geçirmiştir. Cem Yılmaz taklidi yapabilenlerin gönlünü çelme konusunda şansı çok yüksektir. Ancak, Cem Yılmaz komikliğine, Yılmaz Erdoğan hüzünbazlığı eklenmesi de zorunludur.

Biri olur diğeri olmazsa, şansınız yoktur. Elde edilmesi zor, elde tutulması bir o kadar daha zordur. Zaman zaman mantıklı aşk sahiline yaklaşsa da, gülümseyen yüzü, o sahile demirlemesine engeldir.

Gülümseyen hüzünbaz kadınımızın hüznü, evliliğiyle birlikte gelir oturur baş köşeye... Nerede hata yaptığını sorgulaya dursun, hüznü davet ederken, gülümsemeyi kapının önünde bırakmıştır. Çünkü denmiştir ki ona, “evlilik ciddi iştir, gerekmez sana sulu zırtlak adam.” Bu yüzdendir ki o, gülümseyen çocuklar büyütür, gülümseyen arkadaşlar çoğaltır çevresinde. Gülümseyen hüzünbaz kadın, yakınınızda bir yerlerde olabilir... Fark ettiyseniz eğer, dostluğunu kazanın... Gülümsemesi size, hüznü kendinedir...

---------------------------------------------------------------------
Aşklar ve Kimi Aşıklar başlığıyla 1997'de Milliyet'te yayımlandı.
Old 20-09-2011, 19:21   #10
hukukbilgisi

 
Varsayılan Zayıflama Diyetleri

Zayıflama Diyetleri

Sizlere önerilen bütün zayıflama diyetleri yalan!..
Ciddi, araştırmalara dayalı, başarısı denenmiş zayıflama diyeti mi istiyorsunuz, işte buradalar:

1. Zeytin Diyeti:
Marketten veya Gemlik'ten 5 kg zeytin alınır. Sabah, öğle ve akşamları yemeklerden 2 saat kadar sonra bu 5 kg zeytin salona dökülür ve tek tek elle toplanır. Bu toplama işlemi sırasında bol bol kalori yakılır ve fazla kilolardan kurtulunur.

2. Lahana Kapsülü Diyeti:
Zayıflamak amacıyla eczanelerdeki “lahana kapsülü”ne müşteri olunur. Bu kapsüllerin fiyatı öğrenildikten sonra “üleyn, benim bu kapsülleri alabilmem için fazladan her gün fazladan 3 saat çalışmam lazım” denilir ve fazla mesai yapılır... Fazla mesailer sonrasında fazla kilolardan kurtulunur ve paranız cebinizde kalır.

3. Kardelen Diyeti
Nadide çiçeklerimizden olan kardelenlerimizi yiyerek zayıflamaya çalışmak, elbette ki bu çiçeklere büyük bir haksızlıktır. Yöntemimiz kısaca şudur: Abuk subuk ve zor yerlerde yetişen kardelen çiçeği toplama fikrini kafamıza yerleştiririz. Muhtemelen bir dağın tepesinde bulabileceğimiz bu çiçeği bulma maceramız, ister istemez bize kilo verdirecektir. Çiçeği aramaya, uygun ekipmanlarla çıkmayı unutmayınız.

4. Halay ve Oyun Havaları Diyeti
Teybimize veyahut da müziği hangi zıkkımla dinliyorsak o cihazımıza yalnızca halay ve oyun havaları müzikleri koyarız. Sonra bu müzikleri 24 saat açık bırakırız. Uykumuzda bile bu müzikler sayesinde fıkır fıkır oynayacağımızdan, rahatlıkla fazla kilolarımızdan kurtuluruz.

5. Liderlik Diyeti
Öncelikle, herhangi bir partinin, derneğin, takımın liderliğini ele geçiririz. Liderlerin her zaman yapılacak bir işi ve koşturulacak yeri olacağından, kolaylıkla kilo veririz. Uygun kiloya geldiğimizde liderliği bırakarak başka arkadaşlarımızın da kilo vermesini sağlamakta yarar vardır, hatta sevaptır.

6. Şöhret Diyeti
En kolay kilo verme yöntemlerinden biridir. Önce bir skandal yardımıyla şöhreti yakalarız ve sonrasında da kameralara yakalanmamak için köşe bucak kaçarız. Bu kovalamaca esnasında fazla kilolardan kurtulmak çocuk oyuncağıdır.

7. Suç Diyeti
Polislerin bizi adım adım kovalayacağı bir suç işlenir. Sonra en yakın polis karakolunun önüne gelinerek “bu suçları işleyen kişi benim” denir ve derhal topuklanır. Bu koşturmaca esnasında da kilolardan kurtulmak çok kolaydır. Ancak, ilk kovalamacada yakalanırsanız, fazla kilo vermeden kodese girersiniz, bu noktayı gözden kaçırmamakta yarar var.

8. Diyet Diyeti
Zayıflamak için kullanılabilecek kaç çeşit diyet vardır acaba sorunsalını çözmek için Dünya Turuna çıkılır. Gezilmedik, uğranmadık ülke, sokak, cadde, mahalle bırakılmaz. Tur sonucunda muhtemelen ideal kilonuza kavuşmuş olursunuz.

9. Kilo Alma Diyeti
Başarısı yüzde yüz kanıtlanmış bir diyettir. Bütün gücünüzle kilo almaya çalışırsınız. Sizinle zıtlaşmayı marifet sayan vücudunuz, mutlaka bunun tam aksini yapar ve zayıflamaya başlarsınız. Deneyin görün.

10. Diyetisyen Diyeti
Sağda solda ve internette bulup okuduğunuz bütün diyetleri çöpe atıp, bir diyetisyene gidersiniz ve önereceği diyet ile bir güzel zayıflarsınız.

Siz yeter ki zayıflamak isteyin, diyet dediğin ne ki?!
Old 20-09-2011, 19:22   #11
hukukbilgisi

 
Varsayılan AB Yolunda Kurulması Muhtemel Sivil Toplum Kuruluşları

AB Yolunda Kurulması Muhtemel Sivil Toplum Kuruluşları

Avrupa Birliği tartışmalarının her daim sıcaklığını koruduğu şu günlerde, farklı görüş ve inançtaki kişiler, Avrupa Birliği ile ilgili olarak dernek kurma çalışmalarına başladılar. Dernek kurucularının farklı görüşlere sahip olması, dernekleri için seçtikleri isimlerde de kendisini belli etti sevgili okurlar. Emniyet Müdürlüğü’ne kuruluş için verilen tüzüklerde, aşağıdaki dernek isimlerine rastlanıyor:

Avrupa’ya Gireceğiz İstediğimiz Gibi Gezeceğiz İnisiyatifi
Biz Değil Avrupa Girer, İpin Üstüne Un Serer Organizasyonu

Serbest Dolaşım Olur Bir Kere Girsek N’olur Vakfı
Gözünün Üstünde Kaşın Olur Oturduğun Yerde Otur Cemiyeti

Milli Gelirimiz Artar, Kantarımız EURO Tartar Derneği
Milli Borcumuz Artar, Dişlerimizde Var Tartar İnisiyatifi

Askerlik Kısalır Boylarımız Uzar Girişimi
Aman Kısalt Askerliği İster misin Esirliği Derneği

AB Gelince Cümle Dertler Bitecek Abi Klübü
AB Bize Zor Gelir, Diktiği Gömlek dar Gelir Haraketi

Dini Özgürlüğümüz Olacak, Türban da Takacağız Vakfı
Avrupa Laikçidir, Senin Gibilere Nanikçidir Örgütü

Azınlık Değil Yurttaş Olucaz, Herbir Yana Dolucaz İnisiyatifi
Yurttaş Oldun Noldu, Sarardı Benzin Soldu Spontanesi

Of Ne Biçim Hatunlar Vardır Şimdi Avrupa’da Klubü
Hatun Varsa Herif de Var, Gökten Hatun Yağsa Senin Başına Abromowiç Düşer Vakfı

Şimdi Paris’te Olmak Vardı Be İnisiyatifi
Şimdi İstanbul da Olmak Vardı Anasını Satayım Kalkışması

Müzakere Tarihi Bile Verecekler Çok Yakında Cemiyeti
O Tarihten 100 Kere Verdiler, Ortamı Sık Sık Gerdiler Derneği

Dernekler Masası’na bakan ve ismini açıklamak istemeyen bir yetkili, AB’ye girme hususu, devletimizin bir politikası olması bakımından, koyu harflerle belirtilmiş olan derneklere kuruluş için izin vermeyeceğiz, dedi. Muhalif dernek kurucuları adına açıklama yapan bir vatandaşımız ise; AB’ye girenin anası ölsün, diyerek gerginlik stratejisi izleyeceklerinin sinyalini vermiş oldu.
Old 20-09-2011, 19:27   #12
hukukbilgisi

 
Varsayılan Dört Soruda Beyin!..

Dört Soruda Beyin!..

Boş gezenin boş kalfası kimi bilimciler, beyin denilen organımızı didik didik etmişler ve beyinle ilgili dört soruya yanıt aramışlar. İşte size araştırmalardan ortaya çıkan, ilginç dört sorunun yanıtları:

1. Beyin en fazla ne kadar bilgiyle baş edebilir?

Avustralya’daki bilim adamları insanların belirli bir zaman diliminde ancak dört bilgi grubunu işlemden geçirebileceği sonucuna varmış. Bunun üzerindeki bir bilgi akışı kafaları karıştırıyor. Böyle bir durumda mantık yürütemedikleri için aldıkları kararlar "yazı tura atmaktan" öteye geçemiyor.

Bu dört bilgi grubunun bazı mesleklere göre dağılımı tarafımdan şu şekil yapılmıştır:

1. Denek (Futbolcu, erkek): Futbol, gece hayatı, mankenler, seks.
2. Denek (Ev kadını, kadın): Kadın programları, selulit, alışveriş, seks.
3. Denek (Ressam, erkek): Resim, Paris, Müze, Seks.
4. Denek (Milletvekili, erkek): Seçim dönemi, oy sandığı, dokunulmazlık, kıyak emeklilik.
5. Denek (Avukat, kadın): Dava, selulit, alışveriş, seks.


2. Biz insanların dahil olduğu Hominid beyni son 6 milyon yılda niçin üç misli büyüdü?

Seattle’daki Washington Üniversitesi’nden sinir bilimci William Calvin, beynin büyümesinin kaya fırlatmakla ilgili olduğunu iddia ediyor. Hedefi vurmak için beyin, kas hareketleri, görsel veriler ve taşın ağırlığı gibi değişkenler arasında eşgüdüm kurmak zorundadır. Calvin’e göre taşın hedefi bulması ancak büyük beyin sayesinde gerçekleşir.

Nasıl bir hedefe kaya atılmak istenmiş olabileceği konusunu da irdeleyen bilimciler, Ankara'lı meslektaşlarından aldıkları yardımla, söz konusu hedefin, dönemin başbakan veya bakanları olabileceğini ileri sürüyorlar.


3. Peki, beyin 30.000 yıl önce niçin küçülmeye başladı?

Bundan 30.000 yıl önce attıkları kayalar hedefi bulan insanlar kodese tıkılmaya başlandı. Zaman içinde o kadar insan hapse kondu ki, dışarıda hedefi tutturan insan kalmadı. Hedef tutturamayanların beyinleri de evrim geçire geçire küçüldü.


4. Beyinler yeniden büyüyebilir mi?

Yakın zamana kadar bu konuda umutsuz olan bilimciler, ABD'de Bush'un ve Türkiye'de AKP'nin başa geçmesiyle yeniden umutlandılar. Bu konuda uzun bir açıklama yapan William Calvin, “Zamane başbakan, başkan ve bakanlarına domates atılmaya başlanmasını bunun delili sayabiliriz” dedi. Henüz hedefi tuturma konusunda başarısız olunsa da, birkaç asır içinde isabetli atışlar yapılacağından kuşkusu olmadığını ifade eden Calvin, Fenerbahçe'ye başkan olmayı düşünmüyorum, dedi.

Not: İlmi bilgilerle sallama bilgilerin harman edildiği bir yazı olup, ayırımını yapmak, okuyucunun takdirine bırakılmıştır.

Konuyla ilgili haberler:
http://www.hurriyet.com.tr/bilim/4518795.asp?gid=50
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/45...asp?m=1&gid=69
Old 20-09-2011, 19:34   #13
hukukbilgisi

 
Varsayılan Ortalama Türk

Ortalama Türk

Başbakanın “Biz ortalama Türk’ün partisiyiz” açıklamasından sonra, konu üzerinde çok yazıldı çizildi. Herhangi bir konuyu, benim tarafımdan ele alınmadıkça, yeterince yazılmış ve çizilmiş saymadığım için, bu yazıyı hazırlamak ve ortalama kamuoyuna sunmak farz oldu.

1. Ortalama Türk, gün içinde 100 cümle kurar, bunun 40’ı yanlış, 40’ı yalan ve geriye kalanı, imla hataları da olmakla birlikte doğrudur. Ortalama Türk yalan söyler, Çünkü bilir ki, doğru söyleyen dokuz köyden kovulur. Ortalama Türk, köyünden kovulmak istemez.

2. Ortalama Türk Kadını, çakma sarışındır. Bunu yaparken amacı “sarışın aptal” kategorisine girmek değildir. Ortalama Türk Kadını, bunu, erkeğini elinde tutabilmek ve Nataşa’larla rekabet edebilmek için yapar.

3. Ortalama Türk Futbol Takımı için, Süper Lig esas, Avrupa ve Dünya karşılaşmaları ayrıntıdır.

4. Ortalama Türk Hekimi, önce ilaç verir, ilacın meydana getirdiği etkiye göre sonra teşhisini koyar.

5. Ortalama Türk Şoförü, sarı-kırmızı ve yeşilde mutlaka geçer. Kırmızıda durabilmesi için, yolun ortasında mutlaka bir trafik polisinin bulunması gereklidir.

6. Ortalama Türk Öğrencisinin ödevlerini anne, baba veya kardeşlerinden biri yapar. Kırık notu ise Ortalama Türk Öğrencisi alır.

7. Ortalama Türkün siyasi tercihi aşırı sağ ve merkez sağ partiler arasında gidip gelir. Ortalama Türk, ortanın soluna prim vermez, destekleme alımı yapmaz.

8. Ortalama Türk Maliye Bakanı, ‘babalar’ gibi satar. Ortalama Türk Maliye Bakanının lügatında ‘yapmak’ ve ‘üretmek’ sözcükleri bulunmaz. İki sözcük vardır: Pazarlama ve satış.

9. Ortalama Türk Başbakanı, “yan gelip yatma yeri olmayan” makamında yan gelip yatar, uyuklarken çekilmiş fotoğrafları her gün boy boy yayımlanır.

10. Ortalama Türk Kültür Bakanı, mevcut tiyatro salonlarını yıkar, oynanmakta olan oyunların metnine müdahale eder.

11. Ortalama Türk Medyası, boş bulduğu meydanda dilediği gibi at koşturur.

12. Ortalama Türk Stand Upçısı, suya sabuna dokunmaz, politika alanına girmez.

13. Ortalama Türk İnsanı, ekmek arasıyla karnını doyurur. Ekmek arası köfte, ekmek arası döner, ekmek arası balık vazgeçilmez gıdalarıdır. Ortalama Türk İnsanı ‘arası’ olan yiyeceklere bayılır, simidin bile içine peynir ve zeytin sürdürtür.

14. Ortalama Türk Öğretmeni, ‘eti senin kemiği benim’ diyerek kendisine teslim öğrencilerin hem etine ve hem de kemiğine sopayla girişir.

15. Ortalama Türk Polisinin vurduğu yerde gül biter. Biber gazı sıktığı yerde menekşeler anlam kazanır.

16. Ortalama Türk Deniz Baykal’ının hızı, kütle ve zaman çarpımı ne olursa olsun hep aynı kalır.

17. Ortalama Türk Aşığı ‘ya benimsin, ya toprağın’ der; ‘seviyorsan serbest bırak, dönerse senindir, dönmezse zaten hiç senin olmamıştır’ cümlesinden hiçbir anlam çıkartmaz. Bunu, ecnebi filmlere özgü bir film repliğinden ibaret sanır.

18. Ortalama Türk Kadını, ‘sokakta hanımefendi, mutfakta aşçı ve yatakta o.....u olmalısın’ prensibiyle büyür. Ortalama Türk Kadını, ya bunların yerini karıştırdığından ya da tümünü uygulasa da erkeğini elinde tutamadığından banyoda tellak, oturma odasında garson olmaya da çabalar.

19. Ortalama Türk Erkeğinin Viagraya, Levitraya, Degraya ihtiyacı yoktur. Ortalama Türk Erkeği Cialis kullanır, 36 saat etkilidir, süperdir, nefistir.

20. Ortalama Türk Erkeği, medeni durumu ne olursa olsun, ortamına göre bekar, nişanlı, evli veya duldur.

21. Ortalama Türk Genci, Deniz Gezmiş isimli birinin varlığını popüler bir tv dizisinden öğrenir.

22. Ortalama Türk Yargıcı, adalet ile cüzdanı ve iktidar baskısı arasında sıkışmıştır.

23. Ortalama Türk Adaleti, hukuk fakültelerinden ‘geciken adalet, adalet değildir’ prensibini öğretir; bir davayı 2 seneden önce sonuçlandırmaz.

24. Ortalama Türk Faşisti, tabancasız ve satırsız gezmez. Bir solcu pataklamayan faşist, Ortalama Türk Faşisti sayılmaz.

25. Ortalama Türk Yobazı, ilaçlı gazoz ile ilaçsız gazoz arasındaki ayırımı yapamaz. Sık sık gazozuna ilaç katılır ve reşit olmayan kız çocuklarının kullanıldığı komplolara kurban (!) olur.

26. Ortalama Türk Solcusu için AB Kriter ve Dayatmaları, Marksist doktrine eş değerdedir.

27. Ortalama Türk Yalçın Küçük’ü, çubuğu tersine büker, büktüğü çubuktan balyoz yapar ve her gün Ortalama Türk Aydınının kafasına indirir.

28. Ortalama Türk Aydını, Orhan Pamuk’a tapar, Ahmet Altan’a gevşer ve Elif Şafak’a yavşar. Ortalama Dünya Aydını iktidarı eleştirir, Ortalama Türk Aydın, iktidarı eleştirenleri eleştirir.

29. Ortalama Türk Liberali, şeriatçılarla omuz omuzadır. Bu omuz omuzalığı bir çelişki olarak görmez, çelişki olarak göreni çelişki olarak görür.

30. Ortalama Türk İnsanı, konulmuş herhangi bir yasağın kendisi için olduğunu düşünmez. Çimlere basmayın, burada sigara içmeyin, gürültü yapmayın, çöplerinizi yere atmayın türü yasaklar, hep kendisinden başkaları içindir.

31. Ortalama Türk SSK Hastanesi, hastayı hasta olduğuna ve hekimi de hekim olduğuna pişman eder. Ortalama Türk SSK Hastanesinden memnun olanlar, kapının önündeki kolonya ve çiçek satıcılarıdır.

32. Ortalama Türk Vapur, Minibüs, Otobüs ve Uçağı asla dakikasında kalkmaz. Zamanında kalktığında haber olur.

33. Ortalama Türk TV Dizisi, hastane, karakol ve silahlı çatışma ortamında geçer.

34. Ortalama Türk Evliliğinin iyi kolesterolü 5 sene, kötü kolesterolü 35 senedir.

35. Ortalama Türk Bebeği, poposuna şaplak atılarak, amcalarına pipisi göstertilerek ve bol bol küfür ettirilerek büyütülür. Bu nedenle Ortalama Türk Bebeği, büyüyünce Ortalama Türk Sapığı olmamak için büyük çaba göstermek zorundadır.

36. Ortalama Türk Çapkını, flört etmez, taciz eder.

37. Ortalama Türk Spor İzleyicisi için spor=futboldur. Atletizm Ligi’nin güçlü bir sponsor bulması olası değildir. Turkcell Atletizm Ligi bir olasılık bile değildir.

38. Ortalama Türk Televizyonu Reklam Kuşağı, oynamakta olan filmin yarısı kadar bir zaman çalar. Ortalama Türk İnsanının reklamları filmin devamı diye izlediği çok olmuştur.

39. Ortalama Türk İnsanının, bir tarihte %60’ının aptal olduğuna karar verilmiştir. Orana itiraz edenler olmuşsa da, aptallığa itiraz eden bir Allah’ın kulu çıkmamıştır.

40. Ortalama Türk Sermayesi, devletin malını, yine devletin bankasından beleş maliyetine para kullanarak satın alır.

41. Ortalama Türk Okuru, bunun gibi uzun yazıları sonuna kadar okumaz, ilk birkaç cümleden edindiği izlenimle hayatını devam ettirir.
Old 20-09-2011, 19:35   #14
hukukbilgisi

 
Varsayılan Oyun Hileleri

Oyun Hileleri

Oyun hileleri deyince, akla ilk bilgisayar oyunları gelebilir ama benim böyle derin mevzularla uzaktan yakından ilgim olmadığı için, akla ilk bunlar gelmemelidir.

Benim değinmek istediğim oyun hileleri, tabi ki, çocukluğumuzda oynadığımız oyunların hileleri!.. Aslında, o zamanki dille söyleyecek olursak: Oyun Mızıkmaları...

Şimdi belki çoğunun kurallarını bile unuttuk, ancak ben mızıkmalarını hiç unutmadım... Tel direksiyonlu naylon arabayla nostaljik bir gezinti yapmak isteyenler şöyle buyurun:

AMİRAL BATTI: Bu oyunun en çarpıcı mızıkması, size tahsis edilen kağıda hiçbir gemi yerleştirmeden oyuna başlamanız ve rakibiniz hangi koordinatları verirse versin 'ıska' demenizdir... Ancak, hilenizin çakılmaması için zamanlamayı çok iyi yapmanız gerektiği gibi, rakibinizin de biraz safça olması lazımdır.

Daha zararsız olan mızıkma biçimiyse, yenilginin yaklaştığı bir anda, 'ev ödevlerimi yapmayı unutmuşum' diyerek oradan sıvışmaktır.

SAKLAMBAÇ: En çarpıcı mızıklanmaların yaşandığı bir oyundur. Ebeyi en ifrit eden hilesi ise şudur: Ebe, oyuncuların saklanması için belirli bir sayıya kadar sayarken; oyuncular, kuytu ve uzak bir köşe bularak orada bir-iki saat çekirdek çıtlatırlar ve akşama doğru vaka mahalline gelerek, sinirinden isilik olmuş ebeye çaktırmadan grup halinde söbe yaparlar... Buradaki kuytu yer, sinema, çay bahçesi vs olarak değiştirilebilir. Ama en güzeli, siyah-beyaz televizyonda çizgi film seyretmektir...

Ne var ki, bazı inatçı ebeler, diğer çocuklar kaç saatliğine yok olurlarsa olsunlar, söbeleme yerinin hemen arkasında sabırla beklemekte ve diğerleri geri döndüğünde büyük bir zevkle hepsini teker teker söbelemektedir.

Başka bir hile ise, ebe saymayı bitirip de geri dönerken, arkasında çömelik olarak beklemek ve ebenin takılarak düşmesini sağlamaktır...

İP ATLAMA: Bir kız oyunu olarak bilinse de, Silvester Sitallone de filmlerinde ip atladığına göre, sanırım tamamen kız oyunu diyemeyiz. Kaldı ki, erkek çocuklardan ip atlamayanına ben daha rastlamadım. Şu var ki, erkek çocukların ip atlaması, genellikle ip atlayan kızlara hava basmak için veya oyunlarını bozmak için gerçekleşir. Bir yığın yalvarmadan sonra, ip çevirme kadrosuna alınan erkek çocuk, kız çocuğu ip atlarken ipi gerer ve kızın takılıp düşmesiyle birlikte intikam alınmış olur... Bu şekilde yere düşen kız çocuğunun dizi kanar ve intikamın katmerli olması için, tentürdiyot temin edilerek yaraya sürülür. Kız çocuk ciyaklarken, bir grup erkek çocuk neşe içinde çift kale maç yapmaya gitmektedir...

ÇİFT KALE MAÇ: En önemli mızıkması, en güçlü oyuncuları bir takıma almak ve diğer tarafı folluk mertebesine indirgemektir. Ortaya gazoz da konunca, mezalimin daniskası temin edilir...

Buna karşın, zayıf takımın da hepten çaresiz olduğunu düşünmeyiniz. Çünkü, onlar da maç esnasında kalecileri vasıtasıyla çaktırmadan, kaleyi daraltırlarken; forvetleri vasıtasıyla da, rakip kaleyi genişletirler... Ekseriyet maçı zayıf takım kazansa da, güçlü takımın oyuncuları fiziken de güçlü olduklarından, gazozu içen hep onlar olurlar...

Zayıf takımın en güçlü silahı 3 korner=1 penaltı hadisesidir. Bu tarafın oyuncuları, korner kaçıncısı olursa olsun, hep üçüncüsü olduğunu ciyaklayarak iddia atmekte ve bu yolla attığı gollerle de maça denge getirmektedir.

ÇELİK-ÇOMAK: En birinci hilesi, oyun hakkı kendisine geçen oyuncu, çomağı diğer oyuncu ya da oyuncuların kafasına nişanlar... Tutturamazsa şansını bu kez de diğer oyuncu dener...

KÖREBE: En gaddar oyunlardan biridir ve ilk ebe olan şahsiyet, her zaman kaderine razı olmak durmundadır... Gözleri bağlı ebenin ensesine şaplak ve poposuna tekme en can alıcı ritüelleridir... Bu oyun umumiyetle sağlık ocağında birkaç dikişle biter...

Buna karşın, ebemiz uyanık bir erkek çocuksa, kız çocuklarının orasını burasını mıncıklamak için bulunmaz bir fırsattır. Hele bir de gözündeki bağcığı biraz ayarlayabilirse bulunmaz Hint kumaşı gibi bir durum hasıl olur.

UZUNEŞŞEK: Sakatlanma oranı en yüksek oyunlardandır. Tipik hilesi, sıra olmuş çocukların sırtına atlayacak iri bir çocuk bulmaktır. Ancak, zaten çömelmiş çocuklar arkalarını göremedikerinden ağırca bir yetişkin de olur. Ancak, ebe çocukların kalplerinin kırılmaması için, yetişkinin atladıktan sonra oradan çaktırmadan kaybolması yerinde bir davranış olur... Oyunun sonunda sakatlanan çocuklar, her keresinde, hafif arkadaşlarının, nasıl olup da bu kadar ağırlaşabildiklerine şaşırıp kalırlar...

Uzuneşşekte, eşşek pozisyonundaki oyuncuların en güçlü silahı, -zamanlamayı iyi yapmak şartıyla- oyunculardan birisi atlarken, kenara çekilmek ve atlayan oyuncunun poposunu ve ruhunu incitmektir.

YAKAN TOP: Bugün ülkemizde her gün çeşitli dozlarda şiddet olayları yaşanıyorsa bunun en birinci nedeni emin olunuz ki; çocuklukta oynanan bu yakan top oyunudur. Bu oyunla çocuk, kendisini geleceğe hazırlar, gaddarlık öğrenir.

Neyse, gelelim oyunumuza. Bu oyun, kız çocuklarıyla erkek çocuklarının ender olarak yollarının kesiştiği oyunlardandır. Kızlar bazen erkeklerle oyun oynamak isterler(henüz erkek denen yaratığın ne denli tehlikeli bir mahluk olduğunu anlayacak kadar büyümemişlerdir). Bunun için erkek çocukların yanına gider ve şöyle derler:

Hey çocuklar bizimle oynar mısınız?..
Erkekler hep bir ağızdan koro halinde cevaplarlar:
Yakan Top'sa eveeeeeeeeeeeeeeeeeet!..

Çünkü, henüz çocuk olduklarından ve büyüdüklerinde peşlerinden koşacakları en birinci canlının kızlar olacağı gerçeğinden habersizdirler. O yaşta tek dertleri vardır, o da kızların canını yakmak. Nitekim, oyun başlar başlamaz kız ciyaklamaları mahallenin altını üstüne getirir. Buna karşın, genede bu oyunun bir hilesi vardır. O da şudur ki; ender olarak, erkek çocuklardan birisi karşı taraftan bir kıza hafiften aşıktır ve o kız ortaya geçtiği zaman topu yumuşacık ve havadan ona atarak puan kaybetmeye razı olur. Oyun bittikten sonra, erkek arkadaşlarından bir araba dayak yer ama olan olmuştur bir kere...

SEKSEK: Tipik bir kız oyunuyla daha karşı karşıyayız, ancak erkek çocuklar da bunu pek güzel oynarlar. Tebeşirle çizilmiş birkaç daire ve birkaç kutu içinde cereyan eden oyun, oynayanlara egzersiz yüklü saatler yaşatır.

Oyunumuzda daire ve kutuların dış çizgilerine basmamak kuraldır. Ne var ki, erkek çocukların ayakları her daim birkaç numara büyük olduğundan, sık sık kural ihlali yaparlar. İşte oyunun hilesi de burada devreye girer. Oyuna başlayacak erkek çocuk, çaktırmadan avucunun içine bir tebeşir parçası alır ve çizgiye bastığında düşüyormuş gibi yapıp, yere eğilerek, bastığı çizgiyi yeniden tebeşirle çizer. Yutturursa ne ala, yutturamazsa 'yuh sahtekar' cümlelerine hedef olur.

Oyunun başka bir hilesi ise, oyun sırası kız çocuğuna geldiğinde, erkek çocuk onun sağında solunda dolaşır ve taciz ediyormuş gibisinden hareketler yapar. Taciz edilmektense yenilgiyi tercih eden kız tarafı, ağlaya ağlaya evine gider...

TOPAÇ ÇEVİRME: Esasen bu oyunu bir hilesi yoktur. Çünkü bu mereti çeviren çevirir, çeviremeyen çeviremez. Ancak, 'kiminki daha uzun dönecek?' yarışmalarında bazı hileleler söz konusudur. Örneğin, topacının daha önce duracağını anlayan taraf, yere eğilip üflemek suretiyle topacına hız vermek ister. Daha üst aşamalarda bir vantilatörden medet umulur. Buna rağmen olumlu bir netice alınmamışsa, yenileceğini anlayan taraf, 'ayağım takıldı' numarası yaparak, dönmekte olan topaça esaslı bir tekme atar ve oyun alanını koşarak terkeder. Topaçı tekmelenen çocuk, kaçan çocuğun topacına el koyar.

DOKTORCULUK: Minik yaramazların en sevdiği oyundu bir zamanlar. Doktorların gerek toplum içinde ilgi ve saygı görmesi; gerekse iğne yapma yetkilerinin olması, çocuklar için bu oyunu cazip kılar. Kuralları çok basittir, çünkü oyunda kural filan yoktur. Doktor rolünü kim üstlenmişse kuralı da o koyar. Tahmin edersiniz ki, doktor olma rolünü en çok da erkek çocuklar üstlenir.

Oyunun mızıkma nedeni şudur ki; birden fazla erkek çocuk var ise, kimse kulak-burun-boğazcı olmak istemediğinden, İille de jinekolog olacağım' diye tutturduğundan cayırtı kopar. İşte bu cayırtı esnasında kız çocukları kaçtılar, kaçtılar; kaçamazlarsa yandıkları gündür. Çünkü jinekolog olma yetkisini alan erkek çocuk, hasta olarak en cici kız çocuğunu seçer ve oyun boyunca mıncıklayıp durur. 'Tamam doktorcum, ben artık iyileştim, artık gideyim' laflarına da hiç aldırmaz ve 'İğne yapacağım haaaa' diyerek arkadaşlarına korku salar.

Oyunun sonunda; genellikle kızın babası olaya müdahale eder ve hastayı hayata döndürür.
Old 20-09-2011, 19:39   #15
hukukbilgisi

 
Varsayılan Kehanetler

Kehanetler

TV Kanalları : 2011 yılı reyting ölçümleri açıklandığında, şaşırtıcı bir biçimde tüm tv kanallarının; yüzde yüz izlenme payı ve yüzde yüz küfredilme oranı ile aynı anda birinci oldukları görülmüştür. Dünya medyası, bunun milyon yılda bir gerçekleşebilecek bir olay olduğunu söyler ve şaşırırken; Türkiye' de buna şaşıran bir Allah'ın kulu çıkmamıştır. 2020 yılında Dünya RTÜK' ü Türkiye Cumhuriyeti' ndeki tv kanallarının tümünü 1500 yıl süreyle geçici olarak kapatmıştır.

Avrupa Birliği : AB, Türkiye' nin 2011 yılında aday adayı, 2015 yılında aday, 2020 yılında yarım üye ve 2030 yılında da tam üye olmasını temenni etmiştir. Başbakan, AB'ye sert çıkarak "Eğer, 3000 yılında tam üye olmazsak, üyelik başvurumuzu çekeriz ha !.." demiştir. Bu ültimatomdan tırsan AB ülkeleri iki saniyeliğine isilik olmuşlardır...

Sosyalizm : Haklıyız kazanacağız!..

Kapitalizm : Haksızız kazanacağız!.
.
Bilgisayarlar : Yüz bin beygir gücünde ilk bilgisayar yapılır. İnsanoğlunun büyük rüyası gerçekleşmiştir. Bu bilgisayarla sanal ortamlarda zengin olunmakta; boğazda oturulmakta; mercedesle gezilmekte; İstanbul bir ucundan bir ucuna onbeş dakikada geçilebilmekte; tank ruhsatı alınabilmekte; çıtır yenebilmekte; düldül eyerlenip zülfikar kuşanılabilmektedir. Gerçek ortamlar ise, bundan farklı olmakta; ekmek zamlanmaya devam ederken; elektrik, su, telefon faturaları gelmeye devam etmektedir...

Millet : Muhtaç olduğu kudret, damarlarındaki asil kanda tembel tembel dolaşmaya devam etmektedir...

Pop Dünyası : Bütün popçuların nur topu gibi birer tv dizileri ve birer manken sevgilileri olurken; bütün top 10 ve top 1500 listelerinde ilk sıraları işgal eden şarkıcıların kasetlerinin hiç satmadığı hayretle görülmüştür. "Manda yuva yapmış söğüt dalına" adlı eserin klibinde de yarı çıplak kadınlar kullanılması üzerine bir grup izleyici RTÜK' ü basarak "Çüş deve, bu kadar da olmaz artık!" demişlerdir.

Milli Eğitim : Mecburi eğitim 25 yıla çıkartılmıştır. Bunun sonucunda işportacılar bile 9 - 10 dili şakır şakır konuşurken; milletvekilleri, doğru dürüst Türkçe konuşma konusunda bile büyük bir beceriksizlik sergilemişlerdir.

Ekonomi : Pireler filleri yutmakta ve ekonomi tıkırındadır. Mega birinci sınıf ekmek 5 milyon lira; normal birinci sınıf ekmek 3 milyon lira ve halk ekmek ise, halkın bile artık alamayacağı bir fiyattadır. Dış borçlar toplamı 2 trilyon dolar; iç borçlar toplamı 1 trilyon dolar; tatlı hayaller toplamı 500 trilyon dolar ve tüm alacaklarımız toplamı ise 3 bin 500 liradır. Ancak hala Bir Türk Dünyaya Bedel' dir ve Ne Mutlu Türküm Diyene' dir...

Hukuk : Zamları protesto eden memurlar ile harçları protesto eden öğrenciler adam başı 500 yıl hapis cezasına çarptırılırken; çeşitli kalibrede çete mensupları örtülü ödenekten adam başı 500 bin lira armağan cezasına çarptırılarak, cezalarını çekmek üzere Kanarya adalarına kapatılmışlardır... Devlet yetkilileri: Bizim de gönlümüz Avrupa standartlarında bir hukuk mevzuatı istiyor ama bir türlü kıvamını tutturamıyoruz; ya çok cıvık ya da çok katı oluyor, demişlerdir.

Globalleşme : 2040 yılında globalleşme işlemleri başarıya erdirilmiş; Mars, Merih ve Jüpiter ile irtibat kurularak UZAYLILAŞMA kavramı hayata geçirilmeye başlanmıştır. Uzaylılaşma çabalarına uzaylıların direnmesi sonucunda 2 kez galaksiler savaşı çıkmış ve bu savaşta; 3 milyon uzay yaratığı ile 2 milyon dünya yaratığı can vermiştir. ABD, bu savaşta bir punduna getirip İran'a da iki tane roket sallamıştır. ABD uzaya da barış götürmekte ısrar etmektedir.

Pariteler : Dolar ve Avro, bir iner bir çıkarken; Türk lirasının istikrarlı düşüşü devam etmektedir. Düşenin dostu bulunmamakta, ayakta olanların yanında ise bir yığın yalaka para birikmektedir. TL'nin değer kaybı karşısında olağanüstü gündemle toplanan TBMM, olağan bir olaymış gibi para birimimizin dolar olarak değiştirilmesine karar verir. Paramızdan üç sıfır atılır, ancak halkımız eksilen üç sıfırın eksikliğini hissetmesin diye altı sıfır ilave edilir.

Üniversiteler : Tüm üniversitelerde öğrenim süreleri 40 yıla çıkarılarak ve dahi öğrencilerin geç mezun olmaları sağlanarak, işsizlik sorunu çözümlenmiştir. Mezun olan öğrencilerden erkek olanlar iş, kadın olanlar ise eş bulma problemi yaşamaktadırlar. Bir şekilde bir araya gelenler ise aş sıkıntısı çekmektedir.

Memurlar : İşini bilen memurlar, son model mercedesleriyle kaza üstüne kaza yaparken; işini bilmeyen memurlar ise, yaya yürüme tekniklerini geliştirerek, yolları aşındırmaktadır. "Kurtar bizi baba", "Kurtar bizi amca", " Kurtar bizi paşa", "Kurtar bizi diğer akrabalar" sloganları nesilden nesile bir çığ gibi yayılmaktadır. Zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyleri olmayanlar, durdukları yerde bir şey de kazanamamaktadır. Büyük bir tevekkülle gökten dört elma düşmesi beklenmektedir.

Kemal Sunal : 2700 yılında hala gösterimde olan Şaban filmleri yüzde 96 izlenme payıyla prime time'da birinciliğini sürdürmektedir... Sanatçının ölümünden sonra, filmlerinin reytinginin iyice artmasından sonra, kuyruğa giren bir grup aktör ve aktris: Biraz da biz ölek; demişlerdir... Dünya Sinemacılar Birliği bir açıklama yaparak, Kemal Sunal'ı 1000 yılın Fenomeni ilan etmiştir.

Aşk : İkibinli yıllarda, onca güzel şey varken; insanlar hala birbirlerine aşık olmaktadır. En uzun aşk 45 dakika sürmektedir. En kısa aşk ise, ereksiyon süresi kadardır. Neslini korumayı başarabilmiş tek heteroseksüelin, Himalayalar'da bir mağarada yaşadığı sanılmaktadır. Gelişen teknolojiyle penis boyu 45 santime çıkartılabilmiş, ancak bu boyuta kadınların haklı olarak itiraz etmeleri neticesinde, yeniden "fonksiyon (işlev)" teorisine geri dönülmüştür. Kadın- erkek eşitliği konusunda bir açıklama yapan Eşitlik Bakanı, bu konunun acilen 3002 yılında meclisin gündemine getirileceğini ifade etmiştir. Zina yapan erkeğe, zina yapan kadına göre iki kat daha fazla ceza verilmesi benimsenirken; namus cinayeti işleyen erkeklerin cezalarının yüzde bin beş yüz oranında azaltılması kabul edilmiştir. Feministlerle maçoların 2050 yılında yaptıkları futbol maçı 5 - 5 sonuçlanmış ve feministler hükmen yenik sayılmışlardır. Yapılan araştırmalarda, aslında aşkın olduğu fakat nerede muhafaza edildiğinin bilinmediği sonucuna varılmıştır. Son zamanlarda moda olan sanal aşklarda ise, bir çok sanal hamilelik olayı gerçekleşmiş ve sanal kürtaj olaylarında bir patlama yaşanmıştır. Sanal devlet hastaneleri sanal kürtajlar için genellikle 15 ay sonrasına gün verdiklerinden, pek çok istenmeyen sanal doğum meydana gelmiştir. Sanal nüfus sayımız 250 milyona ulaşmıştır.

Şöhret : 2625 yılında televizyon kanalları sayısı 6 milyona çıkarken, şöhret olmadık bir Allah'ın kulu kalmamıştır. Şöhret olmayanlar da, şöhret olamadıkları için şöhret olmuşlardır.

Sigara : Dünyaca yürütülen kampanyalar etkisini göstermiş ve herkes sigarayı bırakarak; esrar ve eroine başlamıştır. Sigara taraftarları "Maltepe'me dokunma" sloganıyla cılız bir kampanya yürütmelerine rağmen, başarı sağlayamamışlardır. Sigara tiryakileri, "Ah Bir Ataş Ver" isimli türküye klip çekilmesi yönündeki isteklerini yetkili müzikçilere iletmişlerdir.

Trafik : Trafik canavarı, dün de tatil yapmamış ve 35 tane can almıştır. Her sene üretilen milyonlarca otomobilin nerelere park edildiğine bir türlü akıl sır erdirilememektedir. Otomobil kelimesindeki "mobil" sözcüğünü atmanın zamanı gelmiştir. Her ailenin her ferdinin 7 bisikleti, 5 otosu, 3 helikopteri, 2 tırı, bir jeti ve 75 tane de cep telefonu vardır. Neden vardır o da bilinmemektedir.

AIDS : AIDS'e çare bulunmuş, fakat ölüme çare bulunamamıştır.

Gönül Yaraları : Her ne kadar, zaman, bütün dertlerin ilacıysa da; kış kışlığını, kuş kuşluğunu yapmaktadır.

Espri Anlayışı : Genel olarak espri anlayışı Hakan Şükür'ün espri anlayışı
düzeyindedir. Toschak esprisi son yüzyılın en hit esprisidir. Stand up denilen ayağa kalkık mizah türleri, 'oturuk' mizahlara karşı bir ara üstünlük sağlamışlarsa da, ayakta fazla kalıp yorulduklarından, durum sonradan oturuk mizah lehine gelişmiştir.

Gazeteler : 2020 yılında gazatelerin kağıda basılması geleneğine son verilir. Gazetelerin tamamıyla internetten yayınlandığı dönem başlar.

İnternet: 2030 yılı itibariyle internet kullanıcılarının sayısı 4 milyara dayanmıştır. En büyük şikayetler internet bağlantılarının yetersizliğinden kaynaklandığından; Bağlandı yollarım kaldım çaresiz, türküsü, beynelminel bir türkü olma başarısını yakalamıştır... Artık dost sohbetleri şu şekilde cereyan etmektedir:

-
-
- )
- (
--------------------------------------------------
Not: 1997 yılında "Gelecek Bir Gün Gelecek" başlığıyla Milliyet'te yayımlandı. Zaman zaman güncellendiyse de sonrasında nadasa bırakıldı. Gelecekten haber veren başka yazılar yazdım.
Old 20-09-2011, 19:42   #16
hukukbilgisi

 
Varsayılan Küçük Bir Fark...

Küçük Bir Fark...

Üniversite öğrenciliği yıllarımda kimi gazete ve dergilerde "Bunları yapmadan ölmeyin, hayatınıza renk katın" türü yazılara rastlardım. Şimdi hâlâ böyle yazılar yazılıyor mu bilmiyorum. Ancak, o yayınlarda okuduğum heyecan katıcı şeyler, bana göre fazlasıyla olanaksızdı. Hâlâ da inanıyorum ki, o yazılarda yer alan tavsiyeleri, milletimizin çoğu rüya olarak bile şu anda göremez. Peki neydi fanteziler, anımsayalım:

—Eyfel Kulesi' nde öpüşün,
—Venedik’te koklaşın,
—Niagara Şelalesi civarında sevişin,
—Taksim Meydanı’nda teşhircilik yapın, vs. vs.

Görüldüğü üzere bunların çoğu sevişme, öpüşme, koklaşmayla ilgilidir.

Zaman içinde büyüyünce, bunların yapılmasının çoğumuz için bir hayal olduğunu kavradım ve bugün bu konuya el atma gereği duydum. Bu amaçla ayakları daha yere basan bir liste hazırladım. İşte minik değişikliklerle hayatınızı renklendirebileceğiniz asgari ücret dostu listem:

—Her gün simit aldığınız simitçiyi değiştirin, belki daha çıtır simit satan bir simitçi bulursunuz. Üstelik ne diye her gün simit yiyorsunuz, çatal ve açma da yiyin.

— Uygulamasanız da, eşinize ön sevişme diye bir olgunun varlığından bahsedin. Garibim heyecanlanacaktır. Birkaç yıl bahsedin, sonra icraata geçin, evliliğinize heyecan katın.

—Çabuk bitmesin diye kahvaltılarda yediğiniz zeytin sayısını 6' dan 16'ya çıkarın. Doygunluk hissini yaşayın.

— Televizyona ekonomiden sorunlu bakan çıktığında, ekrana su tabancasıyla ateş edin.

— Eşinize, sevgilinize 'Rahşan terliklerimi getir' deyin, yetkili bir kimseymiş gibi olmanın haklı gururunu yaşayın.

— Emekliliğinizi hayal edin. Maaş kuyruklarında yeni arkadaşlıklar kurun, çapkınlık yapmayı deneyin.

— Boşalan akbilinizi doldurmayın. Boş bastığınız için çıkan ZOOOORT sesinin izdüşümünde kaybolun.

— Yarın gece hiç tanımadığınız bir erkeğe taciz ve tehdit içerikli sms'ler, e-mailler gönderin.

— Kadıköy-Eminönü vapuruna binin, yarı yolda kendinizi boğazın serin sularına bırakın, serinleyin.

— Tüpçüye 10 tane tüp siparişi verip, yanlış adrese göndertin. Sonra eşek şakası yapmış olma kıvamında sırıtın.

— Kendi kendinizin çıplak görüntülerini çekip internette yayınlayın. Sonra da, 'beni çekemeyenler görüntülerimi gizlice çekip yayınlamış' diyerekten bütün basın kuruluşlarına e-mail gönderin, meşhur olun.

— Hiç prim borcunuz olmamasına rağmen, son çıkan ssk prim affından yararlanmak için başvuruda bulunun, 'şu kadar borcunuz varmış' diyen memurun ağzını burnunu kırın.

— Referandumlarda "Hayır" oyu verin ve muhalif bir kimse olmanın, farklı olmanın heyecanını hissedin.

— King Burger'e gidin Mc Donalds mönüsü isteyin; Mc Donalds'a gidin King Burger mönüsü isteyin.

— Testere 1, 2, 3, 4, 5, 6 filmlerini izleyin ve fakat 7'incisini izlemeyin. "Helal bana, final filmini nasıl da izlemedim lan" diyerek, kendinizle gurur duyun.

— İnci Sözlük ve Ekşi Sözlük'e üye olun. Ekşi'de entel-dantel yazarken, İnci'de küfürlerin efendisi olun. Şizofren olmanın tadını çıkartın, şizonuza fren koymayın.

— Askerliğinizi yaparken size şınav çekme cezası veren komutanınızı Ergenekon savcılarına ihbar edin, gizli tanık olun.

— Çocuğunuzu pahalı bir özel okula kaydettirin, durduk yere senede 30.000 TL'lik borcun altına girin ve kayıttan sonra işinizden istifa ederek kendinize panik atak heyecanlarını yaşatın.

— Çekilmesi planlanan "Takım elbiseli 100 Milyon Karınca" isimli filme kostümcü olarak iş başvurusunda bulunun.
Old 20-09-2011, 20:14   #17
üye31284

 
Varsayılan

Alıntı:
5- Aksine bir işaret bulunmadıkça otoyolda otobüsler için azami hız saatte kaç kilometredir?
A- 200
B- 250
C- 275
D- 300
Tabii ki D

Alıntı:
7- Saatte 90 kilometre hızla seyreden bir sürücü önündeki aracı kaç metreden takip etmek zorundadır?
A- 30 cm
B- 45 cm
C- 60 cm
D- 75 mm
D

Alıntı:
11- Hangi durumlarda araçların sağından geçilir?
A- Yolun sağ tarafı boş olduğu zaman.
B- Canımız istediği zaman.
C- Yerde para bulma ihtimali varsa.
D- Sağ görüşlüysek.
AAAAAA elbette

Alıntı:
14- Sizi geçmek isteyen bir sürücünün geçiş işaretini alınca ne yapmak zorundasınız?
A- Sen kime işaret çekiyosun len labunya demek zorundayım..
B- Hiçbir mecburyetim yok kafama göre takılırım.
C- Geç lan geç, zaten felek vurmuş, demek zorundayım.
D- Geçişin emniyetli olması için havanın karamasını beklerim.
B

Alıntı:
19- Araçtaki kornanın aşağıdaki hallerden hangisinde kullanılması zorunludur?
a) Tuttuğumuz takım şampiyonlar liginde tur atladığı zaman.
b) Benzine zam yapıldığı zaman.
c) Yolda gördüğümüz bir tanıdığımızı aniden korkutmak için.
d) Kendimizi yalnız hisettiğimiz zaman.
HİÇ ŞÜPHESİZ C !

Yazılarınızın bazılarına şöyle bir göz attım bence oldukça başarılı. Fırsat buldukça okuyacağım diğerlerini de.

Bu bölümde cevapladığım şeylerin çoğu da gerçek düşüncelerime yakın olanlar. :P

Beni güldürdü, teşekkürler.
Old 21-09-2011, 20:37   #18
hukukbilgisi

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazılarınızın bazılarına şöyle bir göz attım bence oldukça başarılı. Fırsat buldukça okuyacağım diğerlerini de.
Bu bölümde cevapladığım şeylerin çoğu da gerçek düşüncelerime yakın olanlar. :P
Beni güldürdü, teşekkürler.

Yazı depomda daha epey test formatında malzeme var, ara ara onları da paylaşacağım. Sürücülük testi, benim açımdan ilginç bir çalışmadır. Çünkü, sürücü ehliyetim yok, bisikletten başka bir şey süremem. Bununla birlikte trafiği hayatın çoğu anında bol bol gözlemleme imkânı oluyor

Yazılarımın çoğu 1997-2010 aralığında yazıldı. 1 yıldır hiçbir şey yazmadım. Ne zaman niyetlensem, gerçek hayatın, mizaha fark attığını görüp acı acı gülümsüyorum ve yazmıyorum

Daha çok gülümsemeniz dileğiyle
Old 21-09-2011, 20:42   #19
hukukbilgisi

 
Varsayılan Muhteşem İcat!

Muhteşem İcat!

Arjantinli bilim adamı Rodrigo Sanchez' in yeni icadı, görenlere parmak ısırttı. Dün öğle saatlerinde icadının basın mensuplarına anlatan Sanchez, "Benim ilham kaynağım Türkiye oldu" dedi ve icadının isminin de 'Açın Türkiye'nin Şeyini' olduğunu söyledi. Tamamen hortumcular için tasarlanmış bu yeni icadın belli başlı özellikleriyse şöyle sıralandı:



1- İcat tamamen elektronik sistemlerle donatılmış. Bu yüzden kullanıcının dümeni tutması dışında hiçbir iş yapması gerekmiyor. Kullanıcının harcaması gereken toplam enerji, saatte 5 kalori civarında.

2- Güçlendirilmiş algılayıcılarla donatılmış icat, fazla miktarda ve sahipsiz para yığınlarını algıladığı zaman: Yağ satarım bal satarım sahibi yoksa ben çalarım, şeklinde sesli uyarı veriyor.

3- İcadın kullanıcısı, aracın verdiği koordinatlara göre dümeni çevirdikten sonra, araç saatte 30.000 km/saat hızla hedef para yığınına doğru hareket ediyor.

4- Araç hiçbir engel tanımıyor. Deniz çıkarsa üzerinden kaydırak gibi sekiyor, dağ çıkarsa F-16 gibi uçuyor. En uzak ve en zorlu hedefe varması bile 7 dakikayı geçmiyor.

5- Hedefe ulaşıldığında ise, araç sahibi yeşil dolar simgeli düğmeye basınca vantuzlama, hortumlama işlemi başlıyor ve en fazla 90 saniye sürüyor.

6- İşlem bitiip de ayrılma saati geldiğinde araç, olaya kazayla batmış gemi süsü veriyor.

Türkiye' den 1500 kadar sipariş aldıklarını söyleyen yetkili, fiyatı 1 milyon dolar olan aracın kapış kapış gittiğini söyledi.

Bir soru üzerine yetkilinin verdiği cevap ise şöyle:

Hayır bu aracı kendimiz kullanmayı düşünmüyoruz, aile terbiyemiz buna müsaade etmez!..

İlgilisi için derlediğimiz bilgi: 1 milyonda bir ihtimalle yargı önüne çıkılması durumunda, hukuki yardımda bulunan modellerine, 500.000 dolar fark ödeyerek sahip olabiliyorsunuz.
Old 21-09-2011, 20:48   #20
hukukbilgisi

 
Varsayılan Almanak 2013 (Türkiye)

Almanak 2013 (Türkiye)

— Müzakere Tarihi, nihayet verildi. 25 sene önce doğan kızına Müzakere ismini koyan baba Sıddık Tarihi, ilk isteyen taliplisine kızı Müzakere Tarihi'ni verdi. Olay, yurt sathında değişik çaplarda heyecanlanmalara ve piyasa canlanmalarına sebep oldu. Sabahın ilk saatlerinde “Müzakere Tarihi verildi, bu işi de alnımızın ve partimizin Ak'ıyla başardık.” şeklinde açıklama yapan Başbakan, olayın anlaşılması üzerine açıklamasını geri çektiğini belirtir bir açıklama yaptı.

— Chat Sürprizi. Chatte tanışıp anlaşan ve Gülhane Parkı'nda buluşan çiftin ilk randevusunda kan aktı. Chat yerine ilk gelen bir aslan, karşısında bir ceylan görünce, dayanamayıp iki pençe darbesiyle ceylanı katletti. Bir aslan ve bir ceylan'ın chatte nasıl tanışıp anlaştığı konusu, yetkilileri kaygılandırırken, olay yeri incelemeleri ekibi, incelemeler sırasında Mahmut Gülgönül isimli polis memurunun 2 ay önce parkta kaybettiği altın kaplama çakmağı bulundu. "Ben bir ceylanım, yaralı ceylan"ın tedavisi, kaldırıldığı Okmeydanı SSK Hastanesi'nde sürdürülüyor.

— İstanbul’da NATO Şubesi. İstanbul'a şube açan NATO, Türk Askerinin ve polisinin İstanbul'a girişini yasakladı. Olaya tepki gösteren vatandaşlara da tepki gösteren NATO, hükümetten, İstanbul'da yaşayan herkesin il dışına çıkarılmasını istedi. İl dışına çıkmak istemeyen 99 yaşında bir İstiklal Savaşı gazisi NATO binasına süngü saldırısında bulundu. Bizi yurtdışına kötü tanıtacak olan bu eylemi gerçekleştiren gazi, tutuklanarak cezaevine kondu.

— Çiğ köfteden dinozor eti çıktı. İzmir'de bir lokantanın satışını yaptığı çiğ köftenin analizinde dinozor etine rastlandı. Kimselerin akıl sır erdiremediği olay hakkında konuşan lokanta sahibi: “Bu bir komplodur dinozorların neslini biz yok etmedik.” dedi. Dinozor eti yiyen 25 kişi, sergilenmek üzere İstanbul Arkeoloji Müzesi'ne teslim edildi.

— TRT nedeniyle hükümete eleştiri. Üst üste 23 akşam Çağrı filminin gösterilmesi üzerine TBMM'de tepkisini dile getiren CHP'li milletvekilleri, “Türkiye Layıktır Layık kalacak” dedi. Gülüşmeler üzerine söz alan CHP'li bir vekil “Dilimiz sürçtü lan, Türkiye laiktir laik kalacak” dedi. Hükümet adına eleştirileri cevaplayan Başbakan “O filmi TRT göstermemiştir, Sayın Usame bin Ladin, link hatlarına saplama yapmak suretiyle, yayını sabote etmiştir, olay bundan ibarettir” dedi.

— TÜBİTAK (Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu) lağvedildi. Yerine Türkiye İlimsel ve Dinimsel Araştırma Kurumu kuruldu.

— Organize Tuuba filminin çekimlerine başlandı. Organize İşler filminin gişe hasılatından memnun olmayan Yılmaz Erdoğan, yeni filmi için kamera arkasına geçti. Filmde 8970 sinema oyuncu, 9085 tiyatro oyuncusu, 34098 gazino şarkıcısı rol alacak.

— Sevil Berberi operasyonu hedefine ulaştı. “Sevil Berberi” isminde bir operasyon başlatan Emniyet Genel Müdürlüğü ekipleri, saç traşı yaparken TV izleyen, dedikodu yapan ve hem de SMS gönderen 23.456 berberi babacan bir tavırla azarladı. Olayda can kaybı olmazken, mal kaybı da olmadı. Berberlerin karizması biraz çizildi o kadar.

— Mina’da şeytan taşlaması sırasında kolları çıkmak suretiyle yaralanan 5600 kişinin tümünün Türk olduğu açıklandı. “Türkler şeytanı çok hırslı taşlıyorlar” şeklinde açıklama yapan yerel yetkililer, sakin olun uyarısında bulundu.

— Başbakan Erdoğan, ABD Başkanı Barak Obama ile telefon görüşmesi yaptı. Erdoğan, Obama'ya, Alo, derken; Obama da, Erdoğan'a Hello, dedi ve görüşme bitti.

— 2 milyon elektrik, 3 milyon su ve 1 milyon da doğal gaz abonesine “Kullandığınız sayaç kayıt dışıdır. Sayaç başına 300 YTL ödediğiniz takdirde sayacınız kayıtlı hale getirilecektir. Bu mesaja cevap vermediğiniz takdirde 300 YTL ödemeyi kabul ettiğiniz varsayılacaktır.” şeklinde ikaz gönderildi.

—Hükümet hazırlamakta olduğu yeni yasa tasarısına göre; 2012 yılı 1 Mayıs kutlamaları, o zamana kadar inşası tamamlanacak olan Taksim Camii'nde kutlanabilecek. Abdestsiz işçilerin kutlamaya katılamayacağı tasarı metninde vurgulanırken, abdestli işçilere lokum ikram edilecek. Gayrimüslim işçiler ise 1 Mayıs kutlamalarını Polonezköy kırsalında inşa edilecek kilisenin bahçesinde yapabilecekler. Gayrimüslim işçilerde abdest konusu problem yapılmayacak. Tasarıyı hazırlayan milletvekili “Bu tasarı yasalaştıktan sonra AB'ye girmemize kesin gözüyle bakıyoruz” dedi.

— Maliye Bakanlığı'nın internet sitesine hack saldırısı düzenleyen kişinin, vergi kaçıran vergi mükelleflerinin tuttuğu bir profesyonel olduğu tespit edildi.

— Osmanlı İmparatorluğu döneminde bir memur, emekli ikramiyesiyle 2 adet cumbalı ev ve 5 adet fayton ve 4 kadın alabilirken; bugün emekli olan bir işçi 0.35 ev, 0,56 otomobil alabiliyor ve bekar geziyor.

— Eurovision Şarkı Yarışması'nda birinciliği, “Yeter vurmayın artık bu mazluma” adlı şarkısıyla Kürt asıllı bir Türk vatandaşı olan aynı zamanda da Türkiye üst kimlikli Masum Deniz aldı.

—“Opera” isimli şarkı, icadının yıldönümünde törenlerle anıldı. Anıtkabir'e çelenk bırakıldı.

— 123 kişiyi öldürdükten sonra Kuzey Kutbu'na kaçıp oraya yerleşen Abdurrahim Seri isimli cani, vicdanım dayanmıyor gidip cezamı çekiyim, diyerek yurda giriş yaptığı Atatürk Havaalanı'nda sevinç gösterileriyle karşılandı. Kalabalığın önüne fırlayan hükümet yetkilisi “Evladım niye kaçıyorsun adaletten, adam öldürmeyi suç olmaktan çoktan çıkarttık; utanmıyor musun bizi AB karşısında mahçup etmeye?.. Hadi birkaç gün dinlen, sonra gene cinayetlerine devam et.” şeklinde açıklama yaptı.

— Yüksek Mahkeme'nin “Çorba bu Başbakan” ifadesiyle “domates atılması” eylemini suç saymamasının ertesinde vatandaşlarımızın birbirlerine “kurufasulye ev sahibi”, “pilaki memur”, “işkembe kasap” şeklinde hitap etmeleri toplumsal gerilimi tırmandırdı. Karısına tahta kasa içinde 15 kilo domates atan koca, karısının ağır yaralanmasına sebep oldu.

— Hızlı Fayton projesi çerçevesinde yapılan ilk deneme sürüşünde 2 atın ayağı kırıldı, bir sürücü sinir krizi geçirdi. Büyükada halkı, hükümeti protesto etti.

— Bir mizah dergisinin “Herhangi bir şeyine sahip çık!” eylemi, neye sahip çıkılacağının anlaşılamaması nedeniyle halktan destek bulamadı.

— Tekke ve Zaviyelerin Yeniden Açılmasıyla, Eğitim ve Öğretimin Ayrılması ve Bazı Kisve ve Kıyafetlerin Yeniden Serbest Bırakılması Hakkındaki Kanun, imza için Çankaya'ya gönderildi. Yasayı veto eden Cumhurbaşkanı, Hükümetin Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan aldığı fetvayla görevinden azledildi.

— Resmi bir ziyaret için ABD'ye giden Başbakan Newyork'ta kayboldu. 2 sene boyunca kendisinden haber alınamayan Başbakan, yurdun yolunu bulup döndüğünde, kısa bir süre önce seçim yapılıp Meclisin ve Hükümetin değiştiğini şaşkınlık içerisinde gördü. Yeni Meclis tarafından Yüce Divan'a sevk edilen Başbakan, ilk ifadesinde “Minareler süngümüz...” diye başlayan şiiri okudu.
Old 21-09-2011, 20:50   #21
hukukbilgisi

 
Varsayılan Yeni Öğretim Yılı’ nın Sınav Soruları

Yeni Öğretim Yılı’ nın Sınav Soruları

1- Bir torbanın içinde çeşitli işyerlerinden toplanmış haraç paraları vardır. Torbadan ilk para alan toplam paranın 1/5 ini, ikinci para alan adam 4/10 unu, üçüncü para alan 6/20 sini ve beşinci kişi de 6/9 unu almıştır. Geriye 3.000.000.-TL kaldığına göre, torbada en başta kaç lira vardı?... (Yeteri kadar)

2- Tarih öncesi dönemlere ait aşağıdaki buluntulardan hangisi, o dönemde de ‘derin devlet’ olduğunu destekler? (Yeraltındaki mağaralar)

3- En güçlü ışık kaynağı aşağıdakilerden hangisidir? (Euro)

4- Bir gaspçı 24 saat içinde 5 gasp yaparsa, 3 yıl 11 ay 22 gün 3 saat ve 54 dakika içerisinde kaç adet emniyeti suistimal eder? (X-Y/24x5x3x11x22x54)

5- Sevengül 48 saat içinde 3 erkekle aşk yaşamakta, 2 erkekle de seviyeli ilişki kurmaktadır. Buna mukabil kapı komşusu Orkun, 72 saat içinde 12 hayat kadınıyla ilişki kurmaktadır. Bu bilgiler ışığında Sevengül ve Orkun’ un birbirleriyle evlenme tarihleri ne olur? (3+2) x (72/12)

6- Bir bankada veznedar olarak çalışan Ali Bey, 7 günlük süre içinde hesapları kapatırken; 44 kere, 565 yerine 65 yazmıştır. Buna göre kaç lirayı hesaplarda göstermemiştir? (Cebine attığı kadarını)

7- İlk cinayetini 7 kurşunla işleyerek 16 yıl hapis yiyen bir adam, ikinci cinayetini 12 baltayla işlerse, koğuşuna kaç televizyon ve buzdolabı sokabilir? (birer adet)

8- Berkant her gece ortalama 6 porno sitesi gezmektedir. 3 yıl boyunca bu eylemi tekrarladığına göre, hangi yıl liseden mezun olur? (bu kafayla asla)

9- Amerika’ nın Georgia eyaletinde toplanan haraçlar, bir ‘rüşvet havuzu’ nda toplanmaktadır. Havuzda 4 saat içinde 100.000 dolar birikirken, 12 saat içinde de o ana kadar biriken paranın yüzde 6 sı harcanmış olmaktadır. Mevcut veriler ışığında bu havuzda kaç adet şezlong olabilir? (0)

10- Hicabi, Euro olarak verdiği rüşvetten dolayı çok sıcak bir alaka görürken, TL olarak verdiği rüşvetten dolayı derhal tutuklanmaktadır. Mevcut bilgiler ışığında; Hicabi’ nin bindiği 2004 model BMW, saatte kaç kilometre yapabilir? (300.000 Dolar/TL)

11- Makbule, siyasi pozisyonunu “ortanın solu” olarak tarif etmekteyken; Nurullah kendisini “ortanın muhafazakarı” olarak görmekte ve Veysel ise kendisinin “ortanın şeriatçısı” olduğundan çok emindir. Bu veriler ışığında, y=(?) Eşitliğinde (?) ne olmalıdır? (E şıkkı)

12- “Devletin malı domuz, yemeyen domuz” cümlesindeki umursamaz isim tamlamasını bulunuz. (Türk Vatandaşı)

13- “Fişleme utancına son vermek için referandumda evet diyorum” cümlesindeki belirtisiz sıfat saçmalığını bulunuz. (Bugüne kadar memleketimizde kimse fişlenmemiştir ki lan! )

14- X musluğu Y havuzunu 5 saatte doldurmaktadır. Y havuzunun sahibi Mahmut, havuza girenlerden kişi başı 20 TL aldığına göre, Mahmut’un karısının cipi hangi markadır? (Bütün markalardan 1’er adet)

15- X ülkesinde yapılan anayasa değişikliği referandumunda % 39 Evet, % 41 Hayır çıkmıştır. Bu bilgiler ışığında KPSS sorularının araklanması olasılığı kaçta kaçtır? (%100)
Old 21-09-2011, 20:54   #22
hukukbilgisi

 
Varsayılan İcat ve Keşiflerimiz

İcat ve Keşiflerimiz

Geçmişte bir devlet büyüğümüz, yoğurdu bizim bulduğumuzu ve bunun en az Ay'a gitmek kadar önemli olduğunu söyledi. Ben de bir araştırmacı gazeteci olarak, tarihte daha başka neleri bulduğumuzu araştırdım ve gerçekleri hiç çekinmeden bir bir yazdım. İşte araştırma sonuçları:

Kurşun Geçirmez Prezervatif: Nataşalarla fazla samimi oluyor diye, eşi tarafından tehdit edilen Trobzon'lu Dursun, bu emsalsiz icadı gerçekleştirdi. Ne yazık ki, çeliğin keskinliğini hesaplayamayan Dursun, birkaç kere yaralandı. Halen, beş yerinden zührevi hastalık tedavisi gören Dursun, evli, iki çocuklu ve bir de Nataşa sahibi.

Delikli Peynir: M.Ö. 4000 yıllarında atalarımızdan birisi komşusunun mağaradaki peynirini gıdım gıdım çalmaya başladı. İki hafta sonunda komşusu bir de gördü ki, peyniri delik-deşik olmuş. Arkadaşının hırsız olabileceği aklına bile gelmeyen komşu, 'buldum buldum, delikli peyniri buldum' diyerek Horon tepti, gece de fener alayları düzenledi.

Su Geçirmez Musluk: Bu eşsiz icadın sahibi de gene bir Türk sevgili okurlar. Çılgın Türk, bir gece uyurken, banyo musluğunun tıp tıp diye damlayarak uykusunu bölmesi üzerine, musluğun ağzını tıpayla kapattı ve musluk su geçirmemeye başladı. Böylece de su geçirmez musluğun mucidi oluverdi. İsmi Selami olan mucidimiz evli ve 4500 TL tutarında kredi kartı borcu sahibi.

Unsuz Ekmek: Hayat pahalılığından bunalan Vecihi isimli vatandaşımız, ekmek parası canına tak ettiği için çamurdan ekmek yaptı; hiç un kullanmadı. Kendi yaptığı ekmeği yediği dakikada hastaneye kaldırılan Vecihi'nin gözlerinden mutluluk okunuyordu. İcadı hiçbir halta yaramasa da, o gene de, vicdanı rahat bir adam olarak ömrünün sonuna kadar huzur içinde yaşadı (aslında çok da yaşamadı).

Yedi Cücesiz Pamuk Prenses: Bir baloda tanıştığı Pamuk Prenses'e aşık olan Yamuk Prens, çok kıskanç olduğu için Pamuk Prenses'in yanında 7 tane cüce görünce cinnet geçirdi ve hepsini kılıçla doğrayıp parçalarını köpeklere attı. Bir daha hiçbir cüce Pamuk Prenses'e yaklaşamadı.

Üç Tonluk Harddisk: Beyazıt Kütüphanesi' ndeki kitapları bilgisayara yüklemeyi kafaya koyan bir kütüphane memuru, 3 tonluk bir harddisk geliştirdi. Ne yazık ki, monte edecek o çapta bilgisayar olmadığından, proje şimdilik askıya alındı.

Televole: İlk önce spor programı olarak başlayıp, daha sonra her türlü ihtiyaca cevap veren bir program olan Televole'yi de bir Türk buldu değerli okurlar. Programın mucidi 1996 yılında Nobel Esnek Program ödülünü aldı.

Akrepsiz Saat: Zamanı kıt bir iş adamı tarafından icat edilen akrepsiz saat, zamanı göstermemek suretiyle stres yaratmıyor ve vitamin etkisi yapıyor. Henüz bir tane bile satılamamasına rağmen, gelecekte değerinin anlaşılacağı sanılıyor.

Tasmasız İt: Bu da bir Türk'ün icadı değerli okurlar. Hırsızlığa gittiği bir evin kapısına bağlı köpeğin tasmasını çözen Seyfettin 46 ısırık pahasına da olsa, tasmasız it icadını gerçekleştirmiş oldu.

Deposuz Otomobil: Benzine gelen zamların durmak bilmemesi Hayrullah isimli yurttaşımızı çileden çıkardı ve o da arabasının benzin deposunu yerinden çıkardı. Esas ilginç olan şuydu ki, Hayrullah'ın haline kahrolan araba, bu haliyle bile 20.000 km yol yapmayı başardı.

Vatandaşsız Memleket: İsmini açıklamak istemediğimiz bir ülkenin biricik yöneticileri, ülkelerini o kadar kötü yönettiler ki; vatandaşlarının bir kısmı savaşlarda, bir kısmı da açlıktan öldü. Geriye kalan ise vatandaşsız bir memleketti. Bu ülkenin, M.Ö. 100.000 yılında kurulmuş bir Türk devleti olduğu sanılıyor.

Öğrencisiz Okul: Bu icadın mucidi de bir Türk değerli okurlar. Bir özel okulun yöneticisi, okulun yıllık ücretini 100 milyara çıkartınca bir tek öğrenci bile kayıt yaptıramadı ve öğrencisiz bir okulun sahibi ve mucidi olarak tarihe geçti.

Diyet Hava: Fazla kiloları olanlar için araştırma yapan bir Türk bilim adamı, havada bulunan kilo yapıcı gaz, atom ve molekülleri üşenmedi elektrik süpürgesiyle temizledi. Geriye kilo yapmayan tertemiz diyet hava kaldı.

Reklamsız TV: Kurduğu televizyonda hiç reklam göstermeyen Türk girişimci, doğal olarak reklamsız televizyonun mucidi oldu. Ne var ki, kendisi aynı zamanda en çabuk iflas eden iş adamı rekorunu da kırmış oldu.

Değerli okurlar, gördüğünüz gibi küçücük bir araştırma bile, bizim ne kadar icatkar bir ulus olduğumuzu gösteriyor. Zannımca böyle daha birkaç yüz bin tane icat ve buluşumuz vardır.
Old 21-09-2011, 21:48   #23
hukukbilgisi

 
Varsayılan Erkeklere Dair Şu Kadar Gerçek

Erkeklere Dair Şu Kadar Gerçek

Amerika'da yapılan bir anket erkekler hakkındaki bazı gerçekleri ortaya çıkarmış. Onlar kadınlara göre dış görünüşlerine daha fazla dikkat ediyormuş. Ve bunun gibi daha neler neler... Araştırma sonuçları benim eklemelerimle birlikte aşağıdaki gibidir değerli okuyucu:

— Erkeklerin yüzde 70'i öpüşürken gözlerini açıyor. Kadının gözlerinin yumulu olmasından istifade ederek diğer sevgilisine sms yolluyor ve bir yandan da TV’deki derby maçı izliyor.

— 25 ve 34 yaşları arasında 5 erkekten 3'ü bekar. Her erkeğin evlenmeden önce ortalama olarak 5 adet cansız manken, 4 adet şişme kadın ve 2 hakiki seks partneri oluyor.

— Yaşları 25 ile 45 arasındaki erkeklerin yüzde 45'i kadınların üstte olduğu pozisyondan hoşlanırken, yüzde 25'i kadınların başının ağrıdığı, yüzde 10'u kadınların halıyı temizlemek için eğildiği ve kalan yüzde 20'si de kadınların annesinde olduğu pozisyonu tercih ediyor.

— Yaşları 18 ile 49 arasında değişen erkeklerin yüzde 59'u kız arkadaşlarını etkilemek için giyimine özen gösteriyor. Yüzde 21'i tabancasının bakımını sürekli yapıyor, yüzde 20'si de 1 gün içinde 43987 SMS gönderiyor.

— Erkeklerin yüzde 35'i slip kilot giyiyor. Yüzde 21'i ise boxer giymeyi tercih ediyor. Donsuz gezenlerin oranı ise yüzde 44.

— Erkeklerin yüzde 23'ü kadınlarda en seksi yerin dudaklar olduğunu söylerken, kalan yüzde 77 'kadınların seksi olmayan yeri mi var Allah aşkına?' diyor.

— Erkeklerin yüzde 83'ü bir kadın başbakana (kendi karısı olmamak şartıyla) oy vereceğini söylüyor.

— Yaşları 18 ile 35 arasında değişen erkeklerin yüzde 15'i ağladıktan, yüzde 25'i tuvaletten, yüzde 60'ı da tuttuğu takımın kazanmasından sonra rahatlıyor.

— Yaşları 25 ile 45 arasında değişen evli erkeklerin yüzde 17'si orgazm taklidi yaparken, yüzde 33'ü karısını çok seviyormuş taklidi ve kalan yüzde 50'si de kaynanasına tapıyormuş taklidi yapıyor.

— Erkeklerin yüzde 33'ü eğer bedava olsaydı cinsel organlarını büyütme operasyonu yaptırabileceklerini söylüyor. Kalan yüzde 67, paralı da olsa yaptırırım anasını satayım, diyor.

— Erkeklerin yüzde 99'u kadınlardan daha iyi araba kullandıklarını düşünüyor. Yüzde 73'ü güzergahını sürekli kız lisesinin oradan geçiriyor ve yüzde tamamı, dünyanın en usta şoförünün kendisi olduğunu düşünüyor.

— Erkeklerin yarısına yakını arabada sevişirken ayağını gazdan kesmiyor. Kalan yarısı da ayağını frenden çekmiyor. Yan koltuğunda bir kadın olan erkek, sağ elini mutlaka kadının bacağı üzerine koyuyor.

— Yaşları 25 ile 45 arasında değişen erkeklerin yüzde 33'ü partnerleri orgazm olmazsa, kendilerinin de olmadığını itiraf ediyor. Yüzde 27'si hiç umurunda olmadığını söylerken, kalan yüzde 40'ı duvara kulağını dayayıp kendilerini dinleyen komşularının da orgazm olamadığını söylüyor.

— Erkekler orgazm olmadan önce 1500 beygir gücünde efor sarf ediyor. Orgazm olduktan sonra beygire binecek gücü bile kalmıyor.

— Erkeklerin yüzde 42'si uzaya gitmek ve karısından bu şekilde kurtulmak istiyor.

— Erkeklerin yüzde 100'ü, çapkınlığın genlere bağlı olduğu görüşünü benimserken, kadınların yüzde 100'ü bu görüşü ileri süren bilim adamına ateş püskürüyor.

— Erkeklerin yüzde 99'u viagrayı bir arkadaşı için satın alırken, yüzde 1'i kendisi için alıyor.

— 1-99 arası yaşlardaki erkeklerin yüzde 99'u internette en az 1 kere seks sitelerine girdiğini belirtirken, yüzde 1'i 'bir kere girdimdi öyle bir siteye, ama yanlış tıkladığım için' diyor.

— Erkeklerin yüzde 75'i sevgililer günü ve evlilik yıldönümlerinde sevgilisine/eşine hediye almayı unutuyor.
Old 21-09-2011, 21:57   #24
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Yazılarınızı severek okuyorum. Ama bence bir defada bir-iki yazıdan fazlasını paylaşmamalısınız. Yoksa, gülmekten çok fena hıçkırık tutuyor.
Elinize sağlık.
Old 22-09-2011, 08:54   #25
hukukbilgisi

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Yazılarınızı severek okuyorum. Ama bence bir defada bir-iki yazıdan fazlasını paylaşmamalısınız. Yoksa, gülmekten çok fena hıçkırık tutuyor.
Elinize sağlık.

2010 yılına kadar yazmış olduğum yazıların önemli bir kısmını paylaştım sayılır. Aslında, yeni yazılar yazmak için kendimi gaza getirmeye çalışıyorum Belki bugünlerde bir şeyler çıkar.

Okuyan gözlere sağlık, hep gülmeniz dileğiyle üstadım.
Old 22-09-2011, 20:47   #26
hukukbilgisi

 
Varsayılan ETİK’leriyle Oynanan GEN’ler

ETİK’leriyle Oynanan GEN’ler

“Göz yaşartmayan soğan ve daha ekşi limonlar yapılıyor” (VATAN - 24.04.2009)

“Avrupa'da yasak olan genetiğiyle oynanmış ürün üretiminin yasalaşması için ABD'nin TBMM'den bazı vekilleri 1 hafta ağırladığı ortaya çıktı” (VATAN - 24.04.2009)


Bilimcilerin genetik konusundaki çabalarının ve denemelerinin sonu yok değerli okurlar. Göz yaşartmayan soğan da yaparlar, küp şeklinde karpuzlar da...

Genetiğiyle oynanmış gıda maddelerinin sağlığa zararlı olduğu söylense de, ben işin bu tarafında değilim. Memleketimizde, sebze ve meyveye gelene kadar yeterince sağlık bozucu olay, kişi ve kuruluş var.

Gelelim beni ilgilendiren tarafına...

Meşhur koyunumuz Dolly’nin kopyalanmasından sonra, genetik alanında müthiş keşifler oldu. Önce bu müthiş keşifleri haber VTR’mizden izleyelim:

— Bardağın dolu tarafını görmeye yardım eden bir gen bulundu.

— İsveç’te yapılan ve The Washington Post gazetesinde yayınlanan bir araştırmada erkeklerin, tek eşli bir yaşam sürmeye yatkın olup olmadıklarının, genetik bir özellikle yakından bağlantılı olduğu ileri sürüldü.

— Hollanda’da Utrecht Üniversitesi'nin araştırmasına göre erkeklerin erken boşalmasından bir gen sorumlu.

— Doktorlar, farelerde depresyon genini buldu ve bu geni ortadan kaldırarak kemirgenleri depresyona dirençli hale getirdi.

— Amerikalı bilim adamları, karbonhidratları yağa dönüştüren geni buldular.

— Hataylı Ulaş ailesiyle ilgili genetik taramaları derinleştiren Türk araştırmacılar, insanın iki ayağı üzerinde durmasıyla ilişkili ilk geni tanımladı.

— ABD’li bilim adamları, devrim niteliğinde bir buluşa imza atarak kaşıntıya neden olan geni buldular.

— Almanya’nın Mannheim kentindeki Ruh Sağlığı Enstitüsü’nden Rainer Spanagel’in başkanlığında yapılan araştırma, kokain bağımlılarının değişime uğramış bu gene sahip olma oranının hiç kokain kullanmayanlara göre yüzde 25 fazla olduğunu gösterdi.

— Uzmanlar, erkeği agresif hale getiren ve ilişkilerine olumsuz yön veren geni bulduklarını açıkladı. 'Allel 334' adı verilen bu geni taşıyan erkekler, ikili ilişkilerinde ve özellikle evliliklerinde 2 kat daha problemli oluyor.

— Amerikalı bilim adamları, erkeklerin daha şefkatli ve tek eşli olmasını belirleyen geni keşfettiler.

— Bilim adamları, bazı erkeklerin sadakatsiz olma ihtimallerinin daha yüksek olduğunu gösteren bir gen keşfetti.

— Amerikalı ünlü moleküler biyolog Dean Hamer, bu sorunun yanıtını, insana fiziksel özelliklerini veren DNA kodlarında aradı. 6 yıl süren bir dizi araştırmanın sonunda da ''Allah'a inanç genini'' bulduğunu açıkladı.

— Northwestern Üniversitesi'nin uzmanları 'işadamı' genini buldu... Bazı insanlar şanslı doğuyor sözü gerçek çıktı. İşadamı olmak için önce genetik haritanı çıkartmak gerek.

— Cell dergisindeki habere göre, stathmin adı verilen bu gen, doğuştan gelen ve deneyimin ardından belleğe yerleşen korkuyu kontrol ediyor.

— ABD’de Oregon Eyalet Üniversitesi'nde araştırmacılar farelerle yapılan deneylerde, doğal olarak kendini yenilemeyen diş minesinin (enamel) oluşmasını "Ctip2"nin geninin sağladığını ortaya çıkardılar

— İsrailli bilim adamları neden bazı insanların diğerlerine göre daha acımasız olduklarını araştırdı. Buna göre, “AVPR-1” genini taşıyanlar bencil ve zalim davrandıklarında büyük haz alıyorlar.

— Osaka Üniversitesi'nde görevli bilim adamlarının, sabah yataktan kalkar kalkmaz sigara yakan tiryakiler arasında yaptığı araştırma, bu kişilerde nikotini parçalayan enzimin üretimden sorumlu genin daha aktif olduğunu gösterdi.

Tüm bu, herhangi bir şeyden sorumlu genlere bakarak; 21. yüzyılın bir GENETİK ÇAĞI olacağını şimdiden söyleyebilirim. Hiç kuşkusuz bu sorumlu genler, 21. yüzyılın ekonomik, hukuksal, toplumsal ve siyasi hayatına damgasını vuracak.

Manzara yeterince açık olmakla birlikte, gene de bunun ne anlama geldiğini hep birlikte görelim. Tüm bu keşfedilen genlerden çıkartacağımız ilk sonuç şudur ki: Genler sorumluysa hiç kimse sorumlu değildir!..

Aydınlanma Çağı, Rönesans, devrimler, savaşlar, teknoloji, gelir dağılımında eşitsizlik, gemicikler, Deniz Feneri... Bunların tümü, sorumlu genlerin marifetleri.

— Genlerinizde işadamı geni yoksa, yandınız; ne gemiciğiniz olabilir, ne pırlanta şirketiniz.
— Genlerinizde sadakatsizlik varsa, azgın teke sendromu artık sizin kaderiniz.
— Yolsuzluktan mı yargılanıyorsunuz, imkanı yok ceza almazsınız; neden mi, suç geniniz var.
— Zayıflayamıyor musunuz, obezite geni ne güne duruyor; ne yapsanız boş.
— Serdar Turgut, Cemaat nezdinde ‘in’ mi olmuş, çaresi yok, inanç geni diye bir şey var.
— Dinlemelere doyamadığınız şarkıcınıza kokainden dolayı dava mı açılmış; beis yok, kokain bağımlılığı yapan genimiz var.

Değerli okurlar, şimdilik yalnızca hiç kimsenin okumadığı bilim ve teknik haberleri arasında yer alan bu genleri, önümüzdeki günlerde sık sık manşetlerde göreceğiz. Genetik Yüzyılı’nın kapısından girerken, her ihtimale karşı genlerinizi bir tetkik ettirin de, sonradan mızıkçılık yapmayın!..

Not: Herhangi bir ülkenin hükümeti, bu yazıdan ilham alarak, toplumsal ve ekonomik tüm olumsuzluklara tepki gösterilmesini önleyecek “İyimserlik Geni Aşılama Projesi” (Baba Beni Aşıya Gönder) üzerinde çalışmaya başlayacak olursa, sunacağım katkı için, hiçbir ücret talep edilmeyecektir. Maksat herkes mutlu olsun!..

Not 2: 2010 yılında yazıldı, nispeten yeni sayılır
Old 23-09-2011, 20:33   #27
hukukbilgisi

 
Varsayılan Geleceğin Meslekleri

Geleceğin Meslekleri

Bir zamanların popüler meslekleri, birer birer “açlık ve yoksulluk sınırı altındaki meslekler” ligine düşerken, yerini, yeni yeni mesleklere bırakıyor ve bırakacak. Önümüzdeki yıllarda aç kalmak istemiyorsanız, hazırlamış olduğum, geleceğin gözde meslekleri listeme bir göz atmanız menfaatiniz icabıdır.

Sütyen Mühendisliği: İlk olarak, en gözde meslek olmaya “sütyen mühendisliği” adaydır, diyebiliriz. Çin'de okulunun açıldığını duyduğumuz bu yeni meslek, hiç şüphesiz, bu mesleği tercih edenlere bol para kazandıracak. Bu mesleği icat edenlerin hareket noktası elbette ki, hiçbir kadının göğüslerinden memnun olmamasıdır. İri olanlar 'niye bu kadar iri' diye ve küçük olanlar da 'niye bu kadar küçük' diye sürekli mızmızlandıklarından “sütyen mühendisleri” bu işten çok ekmek yiyecektir.

Popobilimciliği: İri popolu kadınların, yeni bir istihdam alanı yaratacakları kimin aklına gelirdi, değil mi dostlar. İnanmıyorsanız, gazete haberine bakın: “İskoç bilim adamları, bazı giysilerin kadınların kalçalarını neden daha iri gösterdiğini araştıracaklar.”

İskoçlu kardeşlerimizin uyanıklığı hiç su götürmez. İri popolu kadınların popoları iri görünür deyip kestirip atmak varken, sanki bunun nedeni giyilen giysilermiş gibi yapıp, cukkayı doldurmanın alt yapısını hazırlamış bulunmaktalar. Araştırma bir kere başlasın bak ne paralar götürecek bunlar. Yok laboratuar, yok mikroskop, yok masaüstü bilgisayar, yok bilmem ne, bütçenin aslan payını bunlar halleder. Tabi ki, biz bu uyanıklığı takdir ediyoruz, önemli olan istihdam yaratılsın, kazanç sağlansın.

Gelelim diğer mesleklere...

Fiyatlandırma Uzmanlığı:
Fiyatlandırma uzmanları yeni ürünlerin piyasaya çıkmadan önce gerçek fiyatlarını belirlemek için ön çalışmalar yapıyor... diyeceğimi sanıyorsanız çok aldanıyorsunuz. Fiyat uzmanının işi, ürünün maliyetini hesaplayıp gerçek fiyatını tespit etmek değil, halka okutabileceği fiyatı tespit etmektir.

Sermaye Piyasası Uzmanı: Değerli arkadaşlar, diyelim ki, siz bir ülkenin parsel parsel satılarak kurtulacağına inananlardansınız, ancak bu fikrinizi kamuoyuna ilan etmekten de çekiniyorsunuz. Çünkü işin sonunda hain ilan edilmek de var. O zaman ne yapıyorsunuz, kartvizitinizin ünvan hanesine “serbest piyasa uzmanı” yazdırıyorsunuz. Bundan sonra kim tutar sizi, di mi efendim?

Sağlık Koordinatörlüğü: Sağlık sisteminde yapılan düzenlemelerden sonra kafası iyice karışan ve hangi hastanede tedavi olabileceği konusunda artık hiçbir fikri olmayan SSK, Bağkur ve Emniyet Sandığı emeklilerine hizmet verecek, çok geçerli bir meslek. Önümüzdeki yılların en gözde mesleği olacağına kesin gözüyle bakılabilir.

Gen Mühendisliği: Bu meslek grubu çalışanları, gelecekte avukatlarla birlikte çalışacaklar hiç kuşkusuz. Nedenine gelince... İleride ekonomik ve toplumsal yapının iyice bozulması nedeniyle suçlar artacak. Dolayısıyla ceza mahkemelerinde yargılananların sayısında artış olacak. İşte o zaman, avukatlar gen mühendislerine gidip şöyle diyebilecekler mesela: “Birader, benim müvekkilim dolandırıcılıktan yargılanıyor, hiçbir hafifletici sebep ve kanıt bulamıyoruz. Sen 'dolandırıcılık geni’ gibi bir gen bulsan da, suçu gen'e yıkıp sıyırsak bu işten yakamızı.” Gelecekte gen mühendislerine çok iş düşeceği çok açık. Hortumculuk geni, vatan hainliği geni, hırsızlık geni, kan davası geni, töre cinayeti, anayasa değişikliği geni, evet deme geni gibi genleri bulup ortaya çıkarmak hiç kolay olmasa gerek.

Web Sayfası Kilimciliği: Birbirinin kopyası web sayfalarından bıkıp usanan girişimciler için, Anadolu nurlu ufuklar vaadediyor. Anadolu'nun halı ve kilim dokuyan kadınları, değişik sayfa tasarımları için bulunmaz Hint kumaşı olacak. Koca dayağından kurtulmak isteyen kadınlarımız bol para kazanabilecekler.

Barış Tesisatçılığı: ABD ve İngiltere gelecekte o kadar çok savaş çıkaracaklar ki, günün birinde barışı yeniden tesis etmek sorun olacak. İşte bu ahval ve şerait içinde barış tesisatçılarına büyük iş düşecek. Bu alana yatırım yapacak olan girişimciler ve emekçiler madden ve manen çok kazanacaklar.

Şişme İşçi İmalatçılığı: İşçilere verilmekte olan asgari ücret, işverenlerce çok bulunmaya başlanacak ve bu durum yeni arayışlara yol açacak. Erotik ürün satan mağazalar, bu zorluğu “şişme işçi” projesiyle aşmaya çalışacaklar. Şişme erkek ve kadın üretimi konusunda uzman olan bu girişimciler, “şişme işçi” imalatı konusunda hiç zorlanmayacaklar ve patronların gözdesi olacaklar.

Kamu Alanı Tanımcılığı: AKP iktidarının birkaç dönem daha sürmesi durumunda, en çok kazanmaya aday mesleklerden birisi de bu olacak. Tahmin edileceği üzere, türban takmayı her yerde serbest bırakacak bir 'kamu alanı' tarifi yapabilen ilk girişimci ve teorisyen vatandaşımız voliyi vuracak.

Multi Başkancılık: Yine AKP iktidarının devamına bağlı başka bir meslek grubu ise Multi Başkancılık olacak. Bugünkü Başbakanın, başbakan olmak kaydıyla hem Cumhurbaşkanı ve hem de Genelkurmay Başkanı olarak kalmasını sağlayacak sistemi geliştirecek olan vatandaşımız, önümüzdeki yılların trilyoneri olmaya aday.

Kadın Ruhu Anlayıcılığı: Ülke genelinde boşanma vakalarının korkunç derecede artmasına içerleyen hükümet yetkilileri, “kadın ruhundan anlamak” için erkekleri eğitmek üzere Can Dündar, Ahmet Altan ve Cezmi Ersöz'e bir Akademi açtıracak. Bu işten ilk etapta bu trio ekmek yiyecek, ama okul, ilk mezunlarını vermeye başladıktan sonra, herkes nasibini alacak.

Üç Nokta Tasarımcılığı: Geleceğin gözde mesleklerinden biri de bu değerli okurlar. Yakada mı daha güzel durur, yoksa münasip yer mi daha münasiptir tartışmaları, ister istemez bu alanda profesyonelleşmiş üç nokta tasarımcılarına ekmek kapısı açacak. Görüşlerine başvurulan üç nokta tasarımcıları, kendilerine başvuran kişi hakkında küçük bir araştırma yaptıktan sonra, neresine yakışacağı konusunda fikir beyan edecekler.

Organik İnsan Yetiştiriciliği: Silikondu, botokstu, hormondu derken, işin iyice suyunun çıkması üzerine, katkı maddesiz insan yetiştiriciliği en popüler mesleklerden biri olmaya aday. 30 yaşından gün almamak, iyi derecede İngilizce bilmek gibi özellikler yanında katkı maddesiz bir insan olmak, iş başvurularında en başta aranılan özelliklerden olacak. Bu işin kaymağını annelerin yemesi bekleniyor değerli okurlar.

Gen Kaportacılığı: İsminden de anlaşılacağı üzere, bozuk genlere sahip vatandaşlarımızın genleri, “Gen Hatip Lise”lerinden yetiştirilecek “gen kaportacıları” tarafından tamir edilecek. Gen Hatip Lisesi mezunu bir kaportacı, dilerse “Gen Hatip Üniversitesi”nde lisans eğitimi alıp, geni bozuk vatandaşlar yanında, kanı bozuk vatandaşları da tamir edebilecek.

Köşe Yazarı Dövücülüğü: Yakın bir gelecekte, tıpkı Kadirizm gibi, bir de Haşmetizm ekolü meydana çıkacak. “Mekan Basma” tarzı eylemlerle sinir bozucu köşe yazarları pataklanacak. Uzakdoğu sporları ve yakın dövüş ustaları bu işten çok kazanacak.

Türklere Hakaret Koordinatörlüğü: Birçok farklı cepheden Türklere hakaret edilmeye başlanması üzerine, Avrupa Birliği konuyla ilgili bir koordinatörlük kurarak, bu konudaki başıbozukluğa son verecek. Türklere hakaret konusu, merkezi bir yapıya kavuşturulacak.

Genelkurmay Başkanı Açıklamalarıyla Ne Demek İstedi Uzmanlığı: Bu uzmanlık alanını seçecek olan değerli yurttaşlarımız, politikacı ve gazetecilerin isabetsiz yorumlarından bıkıp usanmış halkımız için adeta bulunmaz hint kumaşı olacaktır.

Biz Sadece Arkadaşız Tespitçiliği:
Hangi ünlülerin sevgili, hangilerinin sadece arkadaş oldukları konusu, ülkemizin önemli sorunlarından birisidir. Medyamızda bu konuyla ilgili olarak yapılan yorumlar, tahminden öteye gidememekte, halkımızın merak duygusu tatmin edilememektedir. Bu alanı meslek edinecek olan vatandaşlarımızın güzel paralar kazanacağı aşikardır.

Gömülü Silah ve Mühimmat Buluculuğu: Güvenlik güçlerimizin değişik yerlerde bulduğu silah ve mühimmatlar, Ergenekon adı verilen soruşturmanın isnat ettiği suçlamalara göre çok yetersiz kalmaktadır. Nitekim Sayın Genelkurmay Başkanı son basın açıklamasıyla, bu malzemeleri birer karikatür seviyesine indirmiş bulunmaktadır. Demek ki, bu alanda ziyadesiyle geniş bir boşluk bulunmaktadır. Bir hükümeti devirmeye yetecek sayı ve çaptaki silahların gömüldükleri yerlerden bulunup çıkartılması büyük önem arz etmekte ve bu mühim konu uzmanlarını beklemektedir. “Bulurum lan ben böyle silahlardan” diyorsanız, her türlü ikbal yolu size açıktır.

Türkiye-Ermenistan İlişkilerinin, Türkiye-ABD-İsrail İlişkileri Bağlamında ABD-İran Gerilimine Etkileriyle, Türkiye-Azerbaycan Kardeşliğinde Yol Açacağı Travmaların Diyalektik Çözümünün Kalıcı Bir Barışa Varıp Varmayacağını Anlama Uzmanlığı: Uzun uzun açıklamaya gerek yok, zaten yeterince açık.

Politik Hitap ve Kavramları Halkın Anlayacağı Şekilde İzah Etme Uzmanlığı: Kemalist faşist, liberal yobaz, bireysel sosyal demokrat, müslüman sosyalist, muhafazakar demokrat, ılımlı komünist, küresel anarşist gibi kavramları halka layıkıyla anlatabilecek olan uzmanlar, tüm tv ve radyo kanallarının vazgeçilmez canlı yayın konuğu olmaya adaydırlar.

Hayvan İsmi Verilen Gripler Uzmanlığı: Kuş gribi, domuz gribi derken, bu griplerin sonunun geleceği yok değerli okurlar. İyisi mi, siz, şimdiden keçi, keklik, eşek, kertenkele ve kurbağa gibi hayvanların yol açabileceği gripler üzerinde yoğunlaşın, gerekli aşıları bulun. Sonra beklemeye başlayın, nasılsa sizin de gününüz gelecek.

Devlet Hastalıkları Uzmanlığı: Eski Genelkurmay Başkanı’nın yaptığı ‘devlet hasta’ açıklaması, yeni bir mesleğin müjdecisi diyebiliriz.

MİT-Emniyet, Emniyet-Asker ilişkilerindeki güvensizliğin bir hastalık olarak teşhis edilmesi, başka hangi ilişkilerde güvensizlik bulunduğu, eğer bunlar hastalıksa bunlara ne isim verilmesi gerektiği, tedavilerinin ne şekilde olacağı gibi konularda yeni uzman ihtiyacını ortaya çıkarmaktadır.

Mesela, MİT-Vatandaş, Emniyet-Vatandaş, Asker-Vatandaş ilişkileri arasındaki güvensizlik de hastalık olarak değerlendirilecek midir?.. MİT-Emniyet ilişkisindeki güvensizliğe Yüksek Tansiyon diyebilir miyiz, eğer dersek Emniyet-Vatandaş arasındaki ilişkiden kaynaklanan hastalığa Yüksek Depresyon diyebilir miyiz?.. Özellikle pratisyen hekimlerimizin, uzmanlık alanını seçerken bir kere daha düşünmelidir, diyor ve bol kazançlar diliyorum şimdiden.
Old 25-09-2011, 20:57   #28
hukukbilgisi

 
Varsayılan Kitabını Seversen Testi

1- Aşağıdaki cümlelerden birini sarfeden kişilerden hangisinin kitap sevgisinden şüphe etmezsiniz?..

a) Üf beee, kitap gibi hatun, çevir çevir oku!..
b) Bana yapılır mı ülen bu Allah’sız Kitap’sız!..
c) Okuyunca kitap, düşüyorum bitap.
d) Benim kitabımda bunlar yazmaz abi!..

2- Raskolnikov sözcüğü size neyi anımsatır?

a) Raskolgillerin Niko’sunu.
b) Fenerbahçe’nin yeni transferi, süper forvet abi.
c) Rusya’nın yeni devlet başkanını.
d) Suç ve Ceza romanını.

3- Issız bir adaya düşecek olsanız, yanınıza alacağınız 3 kitaptan birinin ismi ne olabilir?

a) Dost Kazanmak ve İnsanlar Üzerinde Tesir Yapmak Sanatı - Dale Carnegie
b) Söz Söylemek ve İş Başarmak Sanatı - Dale Carnegie
c) Bir Gün Bir Issız Adaya Düşerseniz - Tarık Dursun K.
d) Robinson Crusoe - Daniel Defoe

4- Kalabalık bir adaya düşecek olsanız, yanınıza alacağınız 3 kitaptan birinin ismi ne olabilir

a) İnsan Hakları Hukuku Ders Notları - Doç. Dr. Halil Kalabalık
b) Oynatmak / Kalabalık Yalnızlıklar - Hayri Erdoğdu
c) On Derste Grup Seks - Anonim
d) İnsanlarla İlişkiler Konusunda Peygamberimizden Düşündüren Sözler ve Hikayeler - Şaban Karaköse

5- “Işık biraz daha ışık” sözü size kimi hatırlatıyor?

a) Edison
b) Aşık Veysel Şatıroğlu
c) Adalet ve Kalkınma Partisi
d) Goethe

6- Kitap olarak dünyaya gelseydiniz, hangisi olurdunuz?

a) Erkekleri Kullanma Kılavuzu - İlhan Uçkan
b) Kadınları Kullanma Kılavuzu - İlhan Uçkan
c) Son Erkek Ölünceye Kadar Gizli Kadınlar Örgütü - Serhat Ayan
d) Suç ve Ceza

7- Bir kitap okudum....?

a) Hayatım karardı.
b) Gözlerim bozuldu.
c) Kolesterolüm yükseldi.
d) Hayatım değişti.

8- `Divan-ı Lügat-it Türk` size neyi veya kimi hatırlatır?

a) Türk kültüründe divanın yeri ve önemi.
b) Türkün lügatında böyle şeyler yazmaz abicim.
c) Bugün İngilizcede kullanılan ‘it’ sözcüğünü Türklerin bulduğunu.
d) Kaşgarlı Mahmut.

9- Başucu kitabınız hangisidir?

a) Başımın ucunda kelimeler...
b) 10 Derste Kolay Uyumanın Yolları.
c) Taocu Seks ve Depresyondun Kurtulmanın 1555 Yolu.
d) Başucu Nasihatleri - Mehmet Çelikel

10- Herhangi bir kitapın daha çok satılması için uygun bir reklam sloganı üretiniz?

a) Okunmuş kitaplarınızı getirin, yenisini götürün!
b) Yalnızca en güzel cümleler bu kitaba girdi!
c) Kızgın sayfalardan, azgın cümlelere...
d) Siz hala ninenizin kitaplarını mı okuyorsunuz?



DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:

Yazana kadar canım çıktı, ne değerlendiricem
Old 27-09-2011, 21:50   #29
hukukbilgisi

 
Varsayılan Sosyal Bİr KİŞİlİk Mİsİnİz?

1.Kendinizi ne zaman iyi hissedersiniz?

a. Sabahları
b. Akşamüstleri ve akşamları
c. Gece geç saatlerde
d. İki tek attığım zaman
e. İki seks yaptığım zaman
f. Tuttuğum takım galip geldiğinde
g. ADSL ücretlerinde indirim yapıldığında
h. Hiçbir zaman


2. Yürüyüşünüz nasıldır?

a. Oldukça hızlı, uzun adımlarla
b. Oldukça hızlı, kısa ve çabuk adımlarla
c. Ortalama hızlı, başım dik
d. Ortalama hızlı, yere bakarak
e. Çok yavaş
f. İki ileri bir geri
g. Dakikada 25 Megabyte
h. Yürümem, koşarım


3. İnsanlarla konuşurken...

a. Kollarımı kavuştururum
b. Ellerimi kavuştururum
c. Bir ya da iki elimi birden kalçama dayarım
d. Konuştuğum insana dokunurum
e. Ellerimi kulağıma, çeneme ya da saçlarıma götürürüm
f. Bıyık burarım
g. E-maillerime bakarım
h. İnsanlarla konuşmam


4.Dinlenirken nasıl oturursunuz?

a. Bacaklarınız bükük, dizleriniz düzgünce bitişik
b. Bacak bacak üstüne atarsınız
c. Bir bacağınızı ileri uzatır ya da düz tutarsınız
d. Bir bacağınızı kıvırıp üzerine oturursunuz
e. Bacağımı kafamın üzerinden geçiririm
f. Sol elimle sağ ayak başparmağımı tutarım
g. Bir ayağımı klavyenin üzerine, diğer ayağımı herhangi bir yere koyarım
h. Otururken dinlenmem, daha çok yorulurum


5. Bir şey gerçekten hoşunuza gittiğinde nasıl tepki verirsiniz?

a. Gürültülü bir kahkahayla
b. Kahkahayla ama abartılı olmaz
c. Sessiz bir kıkırdamayla
d. Utangaç bir gülümsemeyle
e. Çok hoşuma gitti len bu, derim
f. Kaz sürüsü havalanmışçasına bir ses çıkartırım
g. Bunu kesin web siteme koymam lazım, derim
h. Hoşuma gitmedi ki, derim


6. Bir partiye ya da toplantıya gittiğinizde...

a. Herkesin sizi fark etmesi için gürültülü bir giriş yaparsınız
b. Sakin bir giriş yapar, tanıdıklarınızı ararsınız
c. Sessizce içeri girip dikkat çekmemeye çalışırsınız
d. Ortamda ne kadar hatun varsa, hepsine kesik atarım
e. Yemek ve içkilerin bol olduğu bir yer bulup oraya konuşlanırım
f. Gene ne toplandınız len, derim
g. Laptopumu açar toplantıda olmayan arkadaşlarımla chat yaparım
h. Parti ortamlarına asla girmem


7.Çok çalışıyorsunuz ve işinize çok zor konsatre oluyorsunuz. Birisi çalışmanızı böldüğünde nasıl tepki verirsiniz?

a. Biraz ara vermek hoşuma gider
b. Çok sinirlenirim
c. Bu iki tepkiden birini veririm
d. Gökyüzünde bölük bölük gezen turnalar, derim
e. Gerilip gerilip kafa atarım
f. Kardeşim sen Kil Bill 1 ve 2 yi izledin mi, derim
g. Fırsattan istifade ekranımda kağıt falı bakarım biraz
h. İş olsa da çalışsak, çalışsak da işimiz bölünse


8. Aşağıdaki renklerden hangisini en çok seviyorsunuz?

a. Kırmızı ya da turuncu
b. Siyah
c. Sarı veya açık mavi
d. Yeşil
e. Koyu mavi ya da mor
f. Beyaz
g. Mause beyazı
h. Hiçbir renkten haz etmem


9.Geceleri uykuya dalmadan önce nasıl yatarsınız?

a. Sırt üstü, düz
b. Yüz üstü, düz
c. Yan, hafifçe kıvrılarak
d. Başınız bir kolunuzun üzerinde
e. Başınız yorganın altında
f. Bir elimde uzaktan kumanda aletiyle kanepede, oturur vaziyette
g. Başım klavyenin üzerinde
h. Sana ne


10. Rüyalarınızda genellikle...

a. Düşersiniz
b. Kavga eder ya da savaşırsınız
c. Birisini ya da bir şeyi ararsınız
d. Uçar ya da yüzersiniz
e. Kabuslarımda desek daha doğru olur
f. Hep güzel rüyalar görürsünüz
g. ADSL bağlantımı 10 katına çıkmış görürüm
h. Rüya görmem



PUANLAMA

1- a)6 b)7 c)5 d)4 e)3 f)2 g)1 h)0
2- a)6 b)7 c)5 d)4 e)3 f)2 g)1 h)0
3- a)6 b)7 c)5 d)4 e)3 f)2 g)1 h)0
4- a)6 b)7 c)5 d)4 e)3 f)2 g)1 h)0
5- a)6 b)7 c)5 d)4 e)3 f)2 g)1 h)0
6- a)6 b)7 c)5 d)4 e)3 f)2 g)1 h)0
7- a)6 b)7 c)5 d)4 e)3 f)2 g)1 h)0
8- a)6 b)7 c)5 d)4 e)3 f)2 g)1 h)0
9- a)6 b)7 c)5 d)4 e)3 f)2 g)1 h)0
10- a)6 b)7 c)5 d)4 e)3 f)2 g)1 h)0


DEĞERLENDİRME

60 Puanın üstü
Başka insanlar sizi çok Reha Muhtar bir kimse olarak görüyor

51-60 Puan
Başkaları sizi geleceğin Genelkurmay Başkanı olarak görüyor

41-50 Puan
Başkaları sizi Oryantalstar bir kimse olarak görüyor

31-40 Puan
Başkaları sizi dalından kopartılmış ham meyve olarak görüyor

21-30 Puan
Başkaları sizi eşeğin zıpası olarak görüyor

21 Puan ve altı
Başkaları sizi hiç görmüyor, sizin farkınızda bile değiller
Old 27-09-2011, 21:58   #30
hukukbilgisi

 
Varsayılan Yoksa Seks Bağımlısı mıyım?

1. Her salise seksi mi düşünürsünüz?
evet, noolcak?
hayır, ben sapık mıyım?

2. Sabah başka, öğle başka, ikindi başka, akşam başka, gece başka biriyle mi oluyorsunuz?
evet, aralarda da atıştırıyorum.
hayır, bi tane bile yok.

3. Aynı dakika 5 veya 5' ten fazla macerayı yaşadığınız oldu mu?
evet, zaten beşten aşağı düşmez.
hayır, bir ve birden az oluyor.

4. İlk buluşmanın ilk birinci dakikasında dahi her defasında cinsel ilişkiye girmeyi bekler misiniz?
evet, ille de beklerim.
hayır, sohbet etmeyi beklerim.

5. Cinsel ilişki sonrasında partnerinize olan tüm ilginizi kaybediyor musunuz?
evet, hiç işim olmaz.
hayır, ona iyice yaklaşıyorum.

6. Düzenli olarak eşinizi aldatıyor musunuz?
evet, ben çok düzenli ve tertipli birisiyimdir.
hayır, hiç aldatmıyorum.

7. Tanımadığınız kişilerle cinsel ilişkiye giriyor musunuz?
evet, bilumum canlılarla ilişkiye giriyorum.
hayır, eşimden başkasını tanımam.

8. Hiç beğenmediğiniz ve sevmediğiniz biriyle cinsel ilişkiye girdiniz mi?
evet, hatta nefret ettiklerimle bile oldu; iş başka seks başka.
hayır, ne münasebet.


Değerlendirme ve Sonuç:

4’ten fazla evet diyenler BAĞIMLI, 4’ten fazla hayır diyenler öfffff hayat mı len bu
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
siyasi tansiyonun ilacı mizah Durdu GÜNEŞ Yazdıklarımız - Yazdıklarınız. 0 02-01-2009 15:52


THS Sunucusu bu sayfayı 0,10503292 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.