09-05-2007, 15:16 | #1 |
|
Meslekte Yapilan Hatalar
Uzun zamandır aklımdaydı.Mutlaka avukatlığa başladığımız ilk yıllarda yaptığımız hatalar vardır.Kolay kolay kimselerle paylaşamayız ama paylaşabilseydik belki birilerine de yardımcı olabilirdik.
Mesleğimde yaptığım hataların ilkini hiçbir zaman unutamam.Gayrımenkul Haciz talimatını , icra memurundan aldım ama imzalatmadan tapu memurluğuna götürmüştüm.Gerçek anlamda Staj yapmadan avukatlığa başlayınca , talimatta kaşe ve mühürün yanı sıra müdürün imzasının da olması gerektiğini ancak tapu memuru söyleyince farketmiş ve çok utanmıştım. |
09-05-2007, 15:57 | #2 |
|
meslekte yaptığım ilk hata: duruşmada, davacı vekili iken hakimin karşısında yanlış yere yani davalı masasına geçmem idi.
|
09-05-2007, 16:14 | #3 |
|
Meslektek en büyük hatamı bir kaç gün evvel yaptım.Borçlu şirket adresine hacze gittim.Haciz esnasında şirket yetkilisi taahhütte bulundu üçüncü bir şahıs ise icra kefili oldu.Haciz mahallinde fotokopi olmadığı için tutanağın bir örneğini sonra faxlayacağımı söyleyerek ayrıldım.Bir kaç gün önce kefil arayarak fax rica etti.Ben de tüm iyi niyetimle esastan hacze geldik,tek suret icra dosyasında mevcut.Uygun zamanda fotokopi alır size fakslarım dedim.Bir gün sonra icra dosyasına baktığımızda haciz tutanağının dosyadan alınmış olduğunu gördüm.Benim bir anlık boşluğum sayesinde hem borçlu taahhüdünden hem de kefil kefaletinden kurtuldu
|
09-05-2007, 16:55 | #4 |
|
Benim de bugün başıma geldi
Ağır ceza'da CMK gereğince mağdur müdafii olduğum ve karara çıkmasını beklemediğim için hazırlıksız olduğum bir dosyada; c.savcısı, sanığın TCK. 104.maddesinden cezalandırılmasını talep etti. Ben de mevzuat taşıma tembelliğimden dolayı cep telefonuma attığım ve uzunca bir zamandır güncellemediğim 5237 Sayılı Yasanın 104. maddesine bakarken 2.fıkrasındaki "mağdurla sanık arasında 5 yaş fark olursa cezanın iki misli verileceğine" dair hükme odaklanarak heyetten 2.fıkradaki 5 yaş koşulunun oluştuğunu ve buna göre ceza verilmesini talep ettim. Başkan bey, bu hükmün anayasa mahkemesince iptal edildiğini usulca hatırlattığında ise gerçekten çok kötü oldum. |
09-05-2007, 17:19 | #5 |
|
Takibe konacak çek üzerinde keşidecinin imzasının olmadığını farkettik.Bunu , müvekkil çeki getirdiğinde nasıl olduysa atlamışız.Haliyle takip aşamasında , çeki iade etmek şık olmayacağından , borçluyu çağırdık, ona son birkez şans tanıdığımızı , x tarihinde ödemesi için yeni bir çek keşide etmesi halinde takibe başlamayacağımızı söyledik.Borçlu geldi istediğimiz tutarda çek keşide etti.Yeni çeki alıp herşey usulüne uygun mu kontrolünü yaptıktan sonra , eski çekin imzasız olduğunu borçlu anlamasın diye de onun gözü önünde iptal için güya dalgınlıkla (!) yırttık.
Başka ne yapabilirdik kii??? |
09-05-2007, 18:11 | #6 |
|
şimdiki gb bir zamanlar masalarda bizlere özel bilgisayar ekranı yok idi((sımdıde var ama genelde calısmıyor))...hakimin ne dedigini bile tam ve net sekılde duyamamıstım... |
10-05-2007, 11:40 | #7 |
|
Şimdi konuyu okuyunca farkettim; biraz önceki duruşmamda davacı vekili olmama rağmen davalı masasında duruşmayı bitirmişim. Neyseki davalı taraf gelmemişti ve ne hakim bey ne de ben farkında değilmişiz. Yeni aklıma geldi.... İYİ ÇALIŞMALAR...
|
16-05-2007, 17:11 | #8 |
|
Sanırım , meslektaşlarımızın yaptıkları hataları itiraf etme cesaretleri yok.Bakar mısınız , sadece 6 kişi hatalarıyla yüzleşebilmiş.
Elbette hiçbir hukukçu hata yapmak istemez , ancak hatalarımızı paylaşırsak belki başkalarının da aynı hataya düşmesini engelleriz, diye düşünmüştüm.Gerçi hala da öyle düşünüyorum... |
16-05-2007, 18:25 | #9 | |||||||||||||||||||
|
Yapmayın, Sn.nakil, Hatalarımızla yüzleştiğimizi göstermek için illa buraya yazmalı mıyız? Saygılar. |
16-05-2007, 23:33 | #10 |
|
Sayın nakil
Cesaret konusundaki tahriklerinize kapılarak ben de yazıyorum; ama tahrik ettiğinizin farkında olmadığımı sanmayın. İlk icra takibini açtıktan makul bir süre sonra dosyaya baktığımda tebligatın çıkarılmamış olduğunu gördüm. İcra Memuruna sorduğumda acı gerçeği öğrendim: Posta Pulu yerine damga pulu vermişim. Daha başka hatalarım da var tabii. Ama bunları da anlatmam için daha ağır tahrik lazım. Saygılarımla |
17-05-2007, 08:33 | #11 |
|
Sn.nakil konuyu şimdi gördüm tahrikle alakası yok
İlk esaslı hatam; bir dönem bir ara Kocaeli Barosu'nda Baro Başkanlığı görevini yürütmüş çok sevdiğim meslektaşımın yanında yardımcı avukatlık yaptığım dönemde , tanzim tarihi olmayan meblağı oldukça yüksek senetle ilgili kambiyo takibi yapmamdır Abartmıyorum 3 gün evde ateşler içinde yatıp uçuk çıkarmıştım Meslektaşım ağabeyim çok olgun bir insandır. Beni incitici tek bir kelime söylememişti |
17-05-2007, 08:55 | #12 |
|
ve ben...
Stajıma ilk başladığım dönem bir ihtiyati haciz için esas takibe geçmem istendi..Saat 15.30da ofisten gönderilmiştim dolayısıyla adliyeye vardığımda saat dört olmuştu bile! Memur alamayacağını söyleyince bizim avukatı aradım. "Olmaz bişeyler yap rica et mutlaka açman lazım, borçlu aracını devrediyor şuanda de" dedi bana ama tabi ben memura dinletemedim..Dinletemediğimi söyledikçe de bizim avukat ısrar etmeye devam ediyordu. Heralde 10 kere falan aradıktan sonra, memur da beni iyice azarlayıp yerin dibine soktuktan sonra bizim ki "Onu açmadan gelme" deyip telefonu kapattı bir daha da açmadı ben tabi dairede salya sümük..Rezil..Zavallı..
Müdür yanına çağırdı ve "ihtiyati haciz olarak açalım, yarın gel esasa geç" dedi ben de el mahkum peki deyip işlemi yapıp çıktım.. Otobüse bir bindim ki.....Senet yok O kargaşada curcunada ağlayıp yalvarırken kendimi kaybetmiştim zaten..Ama kendimle birlikte senedi de kaybettiğimi farkettim.50.000 YTL..Sabah 8de tüm müdürlük ve ben adliyede çöp kovalarına varana kadar aradık ama bulunamadı..Üstelikte borçlunun adresi, telefonu da üzerindeydi..Kabus gibiydi Şimdi İzmir Adliyesinin çoğu ben "Senet kaybeden kız" diye tanıyor..Ben de İstanbul'a kaçtım Bişar Bey'i ve yardımlarını hiç unutamıyorum. |
17-05-2007, 12:36 | #13 |
|
Aslında Sayın,Ecealtunay'ın hatası gibi hatalarımız var. Bir an da başımızdan aşağı kaynar suların döküldüğü.Ama nedense bunları pek söylemeyiz.Zannedersem kendimiz de unutmak istediğimizden. Yanlış masada duruşmaya iştirak etmek türünden (şimdi tatlı gelen) hatalar, çok da ciddi değil. Yapılan hatanın "eyvah" detirtecek olması lazım bence.Yıllar sonra aklımıza geldiğinde bile kalp atışlarımızı hızlandırmalı, en azından midede bir krampa neden olmalı...
Tapu iptali davam vardı bir ara. Bir gün aklıma geldi, ya ne zamandır ben bu davanın duruşmasına girmedim diye,o an psikolojik bişeyler yaşadım ama nasıl bir şey olduğunu anlatamam. Davalıların sayısı fazlaydı,dava dilekçesi bir kısmına çok zor, bir kısmına da ilanen tebliğ yapılmıştı zira.Ben bu endişelerle kaleme gittiğimde duruşmayı kaçırdığımı ve dosyanın müracaata bırakıldığını büyük bir elem ve kederle öğrenecektim. Artık, duruşma günlerini bir kaç defa kontrol ediyorum. (Kıssadan hisse) |
17-05-2007, 13:07 | #14 |
|
Benim de ilk icra takiplerimden biri idi.Kambiyo takibi yaparken bedeli oldukça yüksek bir senedin faizini yasal faizden hesaplamış ve takibi açtığım günün akşamı evde yemek yerken farkına varmıştım.Tabi sabah daha mesai başlamadan adliyedeyim.Amacım tebligatın borçluya çıkıp çıkmadığını öğrenmek.Neyse ki düşündüğüm gibi olmuş , ve zarf hala "postaneye gönderilecekler"kısmında beklemekte idi.Kendi yazımın olduğu tebligat zarfını görünce nasıl sevindim bilemezsiniz...
---------- Saygılarımla... |
17-05-2007, 22:13 | #15 |
|
Sayın ARMAĞAN KONYALI,
Cesaretinizden hiç şüphem yok ki.. Ayrıca yazacaklarınızı okumayı , tecrübe edinmek adına sabırsızlıkla bekliyorum. Bir gün , Ticaret mahkemesinde görülen bir davanın ara kararında ,x tarihinde duruşma salonunda , Şirket defterleri ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmişti.İnceleme günü , tam saatinde kalemdeydim ama bir sorun vardı .." şirket defter ve kayıtları ortalıkta yoktu." Nasıl rezil olduğumu unutamıyorum. Neyse ki bilirkişiler anlayışlı insanlardı, beklediler ve inceleme yapılabildi. |
18-05-2007, 08:38 | #16 |
|
Asliye hukuk mahkemesi kararını temyiz edecektim. Dilekçemi hazırladım; adliyeye gidip gerekli işlemleri yaptım (ya da yaptığımı zannettim)ve gönül rahatlığı ile büroya döndüm. Birkaç saat saat sonra yazı işleri müdürü aradı.Temyiz harç ve posta masraflarını yatırmayı unutmuşum
|
18-05-2007, 11:22 | #17 |
|
İlk icra takibimde yasal faizi yıllık değil de aylık olarak hesaplayınca,çok yüksek bir alacak miktarı çıktı.Birlikte çalıştığım üstadım "miktar çok değil mi?"dedi.Ben "hayır hayır defalarca hesapladım doğru" dedim.
Olayım tabi ki icra mahkemesinde görülen memur muamelesini şikayet davasından sonra borçlunun avukatına ödenen vekalet ücretiyle son buldu...Hatırlayıca hala çok utanıyorum ve gerçekten mideme kramplar giriyor. |
18-05-2007, 12:28 | #18 |
|
Kalabalık bir büroda staj yaptım ve sonrada bir süre avukatlık yaptım. Dolayısı ile birlikte çalışan 4 genç avukat epey bir hata yaptık.İnfaz dosyalara hacze giden oldu, ölü şahıslara takip açan( ihtarnamede borçlu ölmüştür yazdığı halde) oldu.Takip tarihini 2005 yerine 2008 olarak yazıp 3 senelik fazla faiz isteyen oldu. Takip için gelen senedi yanlışlıkla yırtarak çöpe atan bile oldu. Ama en kötüsü sanırım şu anlatacağım anıydı.
Acil bir itirazın kaldırılması davası açılacak ve beraber çalıştığımız tecrübeli avukat dilekçesini hazırlamış.Bize geldi, genciz ya davayı adliyeye gidip biz açacağız. İçeriğinden haberdar bile değiliz.Arkadaşla beraber gittik. Saat beşe geliyor. Harç almıyorlar. İcra Hukuk Hakimine havale ettik. Yalvar yakar vezneye harç yatırdık.Tam dönüyoruz Bir de baktım ki takip dayanağı evrak FATURA. İtirazın İptali açılması gerekiyor ve tecrübeli avukatımız bu minik ayrıntıyı unutmuş.Telefon ediyoruz, üste çıkıp "açmadan gelmeyin dilekçeyi paraf atıp düzeltin" diyor. Sulh Hukuk Hakimi ile görüşüyoruz "tamam harcı bir daha almayız dilekçeyi düzeltin" diyor.İşte o an. Havale edilmiş dilekçenin üstünde bir sürü yeri çizip itirazın iptali yazıyoruz. İcra Hukuk Kısmını çizip Sulh Hukuk yazıyoruz ve Sulh kalemine götürüp hakim bunu kabul etti diyerek davayı açıyoruz. Ertesi gün hakim yana döne bizi arıyor." Bu nasıl dilekçe , ben size düzeltin derken yenisini yazın havale edeyim demek istemiştim havale edilmiş dilekçede nasıl düzeltme yaparsınız" diye. Evet bizler mesleğin başındayız ; ama en gencimiz de en yaşlımız da hata yapabiliyor. |
18-05-2007, 12:33 | #19 |
|
bir hata da adliyeden
Bir komşu şehre duruşmaya gitmem gerekiyor. Mesafe 4-5 saatlik. Gelen tebligatta duruşma saati yazmadığı için kalemi arıyorum, dosyaya bakmadan "avukat hanım biz hepsine 09,00 yazıyoruz. Ne zaman gelirseniz dosyanızı alırız diyor. Yol o kadar kötü ki gidene kadar yüzüm bembeyaz oluyor.Neyse yetiştim derken mübaşir kötü haberi veriyor. Duruşma günü tebligata yanlış yazılmış, duruşmam 2 ay sonraymış.
|
18-05-2007, 13:03 | #20 |
|
bu başlığı ilk kez gördüm ve anlatıp rahatlamak istedim...
yoksa tahrikmiş falan bunlar bana göre değil benimkinin yanında sizinkiler sanırım basit kalıyor. staj yapmadan kendi ofisini açma cesareti göstermiş bir avukat olmamın gururunu yaşadığım günlerin ilkiydi. eşt dost tavsiyesi ile gelmiş bir müvekkilin davası... müvekkil de garibanın hası (dikalası).. iş yerinde çalıştığı patronuna sentten dolayı kefil olmuş. "ya saçı ya sakalı" demişler bizim garibana binmişler almışlar parayı... patronundan sökemeyince meblağı işten ayrılmış. tabi borcu öedemek için de, ayaklarını yerden kessin diye aldığı doğan arabasını satmış... eee, geldi bize. ilk davalarımızdan biri sayılır. açtık davayı, asıl borçluya. senedi koyduk ortaya ikinci duruşma olacak. yada üçüncü. karşı taraf geldi. hem de vekilsiz. şahjidim var dedi. hakim bey döndü bana. "tanık dinletmesini kabul ediyormususnuz avukat bey." "evet" salonda derin bir sesszilik. dinleyici meslektaşlar tarafına dönemiyorum. yaptığım hatanın farkındayım. acemiyim ya lafımdan da dönemiyorum. dinlendiş tanık. reddildi dava. ben boynu vurulmuş bir padişah kardeşi gibi o övünerek açtığım büroma döndüm. bu meseleyi, her ne kadar bazı meslektaşlar biliyor olsada, üç yıl kendimden bile saklamayı başardım. sonra nasıl cesaret buldum bilmiyorum. bir arkadaş toplantısında anlattım. ve yüreğimdeki o utanç biraz olsun azaldı... sonra onlarında benzer hatalar yaptığını öğrendim. mesela bir meslektaşımıza "tanık dinletilmesini kabul ediyor mususnuz" diye sorunca hakim. bizim meslektaş "beyanda bulunalım, efendim" demiş. ve hakimde beyanda bulunulması için süre vermiş." müvekkile ne mi dedim? "karşı taraf tanık dinletti. davayı kaybettik," dedim. o da "allahından bulsun" dedi bende boş verin beddua etmeyin, çay içer misisniz bir bardak daha." "evet" "... hanım, .... bey'e bir çay, bana da soğuk bir su lütfen!" ............................ bir daha anlatayım da iyice rezil olayım bari... sabah mübaşire telefon ettim. "ne zaman gelirsen gel, ozaman alırız avukat bey" dedi. ben şehir dışına gidip geldim. öğle sonu saat 3 gibi adliyedeyim. duruşmalar bitmiş. hakim karara çıkan dosyaların kararını yazdırıyor. üç beş tanede tarafları gelmediği için bekleyen dosya var. öyle telaşlı girdim ki salona hakim irkildi. sonrası.. mübaşirle dosyayı arıyoruz bulamıyoruz. sonra mübaşir kaleme gitti, getirdi dosyayı. aaa, dosyada müdafii gözükmüyorum. hay allah. büro dosyamı çıkardım ki, duruşma defterine x mahkeme yazacağıma, y mahkemesi yazmışım... tabi dava müdaafi gelmediğinden dolayı, duruşma günü verilerek ertelenmiş... ehh benden bu kadarcık... |
18-05-2007, 19:27 | #21 |
|
Bende stajerken o büyük hatayı yapmıştım.Hakimin ağzından çıktığı gibi duruşma tarihini ajandama işlemiştim.duruşma gününün yirmiüçüne atılmasına.Hemen ajandamı açıp kaydettim.Neyse o tarih geldi ben bayıla bayıla gidiyorum mahkeme salonuna mübaşire söylüyorum.Allah allah arıyor tarıyor soruyoruz dosya bak.Esastan bakınc acı gerçek anlaşılıyor.Hakimin dediği tarih aslında 20.03 ama geçen geçti.Onndan sonra öğrendimki duruşma tarihleri duruşma tutanağından takip edilmeli))
|
18-05-2007, 22:02 | #22 |
|
İlk hatam ilk takibimde oldu elbette.İhtiyati haciz kararı aldım.İcra dosyası açıp i.haciz kararını ibraz edip talimat aldım.3 gün sonra da çeki alıp başka bir icra dairesinde esas takip açtım.Neyseki dosyaları birleşirdik.O günden sonra bilmediğim bir konuyu bilmiş gibi hareket etmiyorum.Sorup,araştırıp yapıyorum.
|
21-05-2007, 17:10 | #23 |
|
Mahkeme salonunda duruşma beklediğim x tarihinde görülmekte olan bir boşanma davasında dinlenen yaşlı bir teyzenin türkçe bilmediği anlaşılması üzerine tercüman istediler. Gaza gelip ben yaparım dedim ve hakim kabul ettikten sonra tercümanlık için ön tarafa geldim. Hakim yaşlı teyzeye " davacı kızı olduğundan isterse tanıklık yapmayabilir,tanıklık yapacak mı " diye sormamı istedi. Bir anda bu teknik terimlerin zazaca tercümesi aklıma gelmedi ve türkçe olarak " teyze istersen tanıklık yapmayabilirsin,tanıklık yapacakmısın" demişim. Tüm Mahkeme salonunda bir kahkaha. Hakim bunu bende sorabilirdim deyince işin pekte kolay olmadığını anlamıştım. neyse basit ve kısa sözlerle durumu kurtardık ve tercümeyi hallettik. Halen adliyede tercüme işi gerektiğinde tercüman olurmusun diye hakim ve mübaşirler bana takılmaktalar..
|
22-05-2007, 00:44 | #24 |
|
1993 yılında, ilk yaptığım kambiyo yolu ile icra takiplerinin birinde,borçluya gönderilen ödeme emrinin ekine,senedin fotokopisini ekleyeceğim yerde,dalgınlıkla aslını zımbalayıp borçluya göndermişim.(Senedin meblağıda fena değildi)
Borçlunun teşekkürü ile kendime geldimde çok geçti.Müvekkile ödemeyi yapıncaya kadar,okuduğum hukuk fakültesi burnumdan geldi ve final: Senet bedelini kendim ödediğim için,ücreti vekaletimi almayı unutmuştum.Şimdi bile içim cızz etti. |
22-05-2007, 10:08 | #25 |
|
adliye stajimin ilk zamanlariydi katibe ertesi gun durusma olup olmadigini sordum oda bana durusma yok talimat var dedi.. utandim ve talimatin ne oldugunu soramadim basladim kara kara dusunmeye.. hukukcu olan babama sormayi dusundum ama biliyordumki sorarsam burnumdan getirecekti sen nasil okudun bu okulu diye.. aksam dayanamadim sordum babama babam da basladi bana bildigimiz istinabeyi anlatmaya megerse talimat bildigimiz istinabeymis.. tabi bunun uzerine de 1 saat azar yedim babamdan dedigim gibi sen nasil okudun bu okulu diye.. o gunden sonra karar aldim aklima ne takilirsa takilsin babama sormayacagim.. burda sizlere sorarim da yine de babama sormam.....
|
22-05-2007, 10:18 | #26 |
|
Staj dönemimde ihtiyati haciz kararı çıkarmak için ticaret mahkemesine gidip takibi açtım ve büroya döndüm.Yanında çalıştığım avukat senedi yarın kaleme verirsin diyince kaynar sular başımdan aşağı döküldü senedi tevzi bürosunda unutmuştum
|
25-05-2007, 15:12 | #27 |
|
Malum ilk mesleğe başladığımız dönem bilgisayar,internet,elektronik ortam yok ya da en azından herkeste yok . Tek kaynağımız kanunlar külliyatı,hukuk rehberi.
Mal beyanında bulunmayan borçluyu İCMye şikayet ettim.Dilekçemi hukuk rehberine bakarak yazdım.Bir süre sonra haber aldım ki borçlu tutuklanmış. İki gün sonra duruşma var,salona heyecanlı heyecanlı girdim.Aklımdan borçluyla duruşma salonunda karşılaştığımda 'oh gördün mü ,kaç zamandı bir türlü borcunu ödetemedim,adeta ciğerlerimi şişirdin,bak gör tutuklandın şimdi yaptıklarına pişman ol' anlamında bakmak geçiyordu;ancak beklediğim sahne gerçekleşmedi,hakime sanık nerde dedim,serbest bırakıldı dedi.Karar CTYO Duruşma bitti aynı zamanda arkadaşım olan mübaşire şaşkınlıkla niye bıraktılar bu adamı dedim.O da bana 'eee avukat hanım siz sanığın cezalandırılmasını istememişsiniz ki dilekçenizde,sadece mal beyanında bulununcaya kadar hapisle tazyikini istemişsiniz.Adam da mal beyanında bulundu ve serbest bırakıldı ve dava da bitmiş oldu' dedi. Ben ne dediğini anlamadım 'ya öyle ya dedim' ve hemen büroya koşup hukuk rehberindeki örnek aldığım dilekçeye baktım.Nihayet anlamıştım İCM de hapisle tazyik talebinin ne anlama geldiğini |
25-05-2007, 15:45 | #28 |
|
ben de yaşadığım ama ucuz atlattığıma inandığım bir olay aktarmak isteri. Borçlu A.Ş. olan bir icra takibi yaptım ve alacak da ciddi bir rakam. Takip kesinleşti gayrimenul haczi için talep açarken farkettim ki takip talebi ve ödeme emrine boçluyu LDT ŞTİ olarak yazmışım. şoka girmiştim. Hemen yeni bir icra takibi yaptım ve postaları elden takip ederek işi hızlandırdım. Ödenecek harç yüklü bir rakam olduğu için müvekkile yapılan hatayı anlattım. oda anlayışla karşıladı. ve çok şükür dosyayı bitirdik. Aksi halde telafisi güç zararlar doğacaktı.
|
25-05-2007, 16:18 | #29 |
|
Elimizdeki bir dosya üzerinde tuhaf komik hatalar yapıyoruz ve aslında bu hatalar benim açımdan oldukça eğitici oluyor... Örneğin, ilamlı icra takibini hazırlarken annem ilk hatayı gerçekleştirdi... Alacak nafaka alacağıydı ve hesaplaması biraz güç... Nafakadan ödenmiş-ödenmemiş hesaplamadan hepsini talep etmiş dalgınlıkla... Bunun üzerine borçlu itiraz etti, ardından yeniden hesap yapılıp aynı dosya üzerinden doğru hesaplayarak yeniden ödeme emri gönderdik. Burada dikkat edilmesi gereken, yeniden ödeme emri gönderirken dosyaya takip talebi de konulmasıymış -ki annem hazırlamıştı takip talebini...- ancak ben dalgınlıkla ödeme emrinden suret alıyormuş gibi, takip talebinin imzalı-mühürlü aslını almışım yanıma... Bir de annem eski ödeme emri gönderince, işler biraz karıştı benim için Yine İTM'de itirazlar...
Çok utanmıştım takip talebinin aslını aldığım için Sanırım bu dosya sürekli bana birşeyler öğretecek |
21-06-2007, 12:22 | #30 |
|
Bir kaç duruşma görüldükten sonra (en son) bana sıra geldi. Duruşma bitti, zaptı aldım, tam çıkacagım, Hakim Bey seslendi: (Hakim=H, Ben=B)
H: Avukat Hn. bir dakika B: Evet, Hakim Bey H: Size bir sorum olacak. (Ne diye durdurdu ki beni şimdi, zaten bunalmışım sıcaktan) B: Dinliyorum H: Ama özel bir soru (Ya sabır) B: Nedir Hakim Bey? H: Nasıl Yaptırdınız? (Neyi diye sormamı bekliyor mu gerçekten, deli olacagım!) B: Neyi Hakim Bey? H: Göbeğinizdekini (Ne! Nasıl görür, gömlek var, cübbe var, nasıl görür!) B: Hakim Bey nasıl gördünüz göbeğimdeki piercingi?! H: Siz savunmanızı yaparken parıl parıl parlıyordu B: !!! B: Hani siz de pek dikkatliymişsiniz! H: Neyse, olabilir. Benim merak ettiğim nerde yaptırdığınız? B: Hakim Bey gitmem gerek. H: Lütfen cevaplayın, merak ediyorum. (Zabıt katibinin kıkırdamaları!) B: Frankfurt'ta bir hastanede, doktor/hemşire eşliğinde, gayet steril bir ortamda (ameliyathanede) yaptırdım. H: Peki, teşekkürler.. B: Gömlegim göbeğimi örtüyordu halbuki, ama artık bilmiyorum; güneş, gömleğin düğmeleri arasından piercingin ışıldamasına mı neden oldu bilmiyorum, ama Hakime çok kızmıştım! Neyse ki bir daha karşılaşmadık. (Aslında itiraf.com'luk bir anekdottu ama orda okuyan çok olur, o forumun reytingi yüksek, burası daha iyi ) |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
BAĞ-KUR , yersiz prim tahsilatı, ardışık hatalar | Av. Şehper Ferda DEMİREL | Meslektaşların Soruları | 12 | 10-10-2013 01:20 |
Serbest Meslekte Vergİ İncelemesi | ismailduygulu | Mali Hukuk Çalışma Grubu | 12 | 25-01-2009 05:30 |
Les Sinavinda Yapilan DeĞİŞİklİkler | goldie | Yüksek Hukuk Eğitimi | 18 | 10-10-2008 19:24 |
Avukatlarla Yapilan Ucret Sozlesmeleri | Bitaraf | Hukuk Soruları Arşivi | 1 | 01-03-2002 22:23 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |