|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
12-09-2017, 15:49 | #1 |
|
Eşin Ortak Konuta Girmesine Engel Olunursa
Bir yıllık evli ve bir çocuğu olan Fatmagül, kocasıyla tartışarak oturdukları evden çıkar ve annesine gider. Buna kızan kayınpederi, Fatmagül'ün bir yıldır kocası ile birlikte oturduğu evin sahibi olarak evin kapısını ve kilidini değiştirir. Fatmagül Hanım, bir yıldır kocasından ayrı olup, zinet eşyalarını ve şahsi eşyalarını evinden alamamaktadır.
Fatmagül Hanıma nasıl bir hukuki yol önerebiliriz? |
12-09-2017, 18:21 | #2 |
|
Sayın Av.Dr.Yahya DERYAL,
Fatmagül hanım bu taleplerini boşanma davası açmadan da ileri sürebilir. Şahsi eşyalar ilk bakışta kimin olduğu hemen anlaşılabildiğinden tensip ile birlikte kolluk marifeti ile alınabilirken, ziynetler ile ilgili taleplerin elde edilmesi her zaman bu kadar kolay olmamakta. Zira ziynetlerin halen durup durmadığı belli değildir ve ayrıca helen durmakta iseler evden ayrılırken bunların beraberinde götürülmediğinin, evde bırakıldığının da davacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Evden atılma veya zorla kovulma gibi bir durum yoksa yargıtay bu gibi hallerde hayatın olağan akışı kriterine göre karar vermekte..Normal şartlarda bilinçli olarak evden ayrılan biri ziynetlerini de yanında götürmüştür, gibi... Bunlar ayrı bir dava olarak açılabileceği gibi boşanma davası sırasında da talep edilebilir. Evin anahtarının değiştirilmesi durumundan diğer eşin haberinin olmadığı söylenemez. Bu nedenle terk eden, evde kalan erek olmaktadır aslında. Dava sebebi terk olabileceği gibi, şiddetli geçimsizlik de olabilir. |
13-09-2017, 12:20 | #3 |
|
sn Deryal,
Meslektaşımızın da belirtiği gibi, Yargıtay kadının evden ayrılırken ziynet eşyalarını yanında götürdüğünü varsayıyor, bu karinenin istisnası ancak darp gibi can havliyle evden ayrılma durumlarıdır. Ancak anlatımınızdan kadının evden kendi isteğiyle "eşine küserek" ayrıldığını anladığımıza göre ben de ziyneti kanıtlamanızı zor görüyorum. ayrıca haklarında ayrılık kararı verilmedikçe eşler arasında "konut dokunulmazlığını ihlal suçu" oluşmaz ancak kayın pederin mülkiyeti kendisine ait olsa da eşlere ait evin kapı ve kilidini değiştirmesinin bu suçu oluşturacağını düşünüyorum. Bu açıdan bir düşünün isterseniz. |
13-09-2017, 14:56 | #4 |
|
Biraz ayrıntı vermem gerekiyor: Karı-koca arasında boşanma sebebi sayabileceğimiz bir problem yok. Koca, ailesinin sözünden hiç bir şekilde çıkamayan bir ana kuzusu... Dolayısıyla kadın kocasının ailesinden rahatsız. O nedenle evden çıkarken ayrılma düşüncesiyle çıkmadığı için şahsi-zinet eşyalarını alma gereği duymuyor.
Konut dokunulmazlığına gelince, kayınpederin kapıyı değiştirmesine oğlunun da rızası varsa, TCK.m.116/2 engeli ortaya çıkar mı? |
14-09-2017, 11:14 | #5 | |||||||||||||||||||||||
|
Sn. Deryal "şahsi-ziynet eşyalarını alma gereği duymaması" benim kanaatimi değiştirmedi açıkçası zira ziynet eşyasının kadında kabul edildiği karinenin aksi olarak siz "ziynetin mevcudiyetini" "evde bulundurulduğunu" kadın ayrılırken "yanında götürmediğini" kanıtlamakla mükellefsiniz. "Bence" işiniz zor. TCK md 116'ya gelince md 116/2 dikkat ederseniz ortak konutta eşlerden birinin rızasının varlığını ayrıksı tutmuş ancak "meşru bir amaca yönelik olma" şartı ile ... Kayınpederin evin kapı ve anahtarını değiştirmesi için kocanın verdiği rızayı ben meşru bir amaca yönelik olarak görmedim. Fikrim bu, bence suç oluşmuştur. |
14-09-2017, 12:50 | #6 |
|
Ayrılmak niyeti taşımaksızın ve geçici bir süre için evden çıkan bir kadının zinet eşyalarını da yanına alması, olağan hayatın akışına uygun bir beklenti midir?
Hukuk Genel Kurulu, 2012/6-1849, 2013/1006: davalı kocanın ziynetlerin, davacı kadın tarafından iade edilmemek üzere verildiğini kanıtlaması gerekir. Başka bir anlatımla; davalı eş tarafından bozdurulan ziynet eşyalarının davacı kadın tarafından iade edilmemek üzere verildiğine ilişkin ispat yükü davalı eşte olduğuna göre, davalıya bu husustaki delilleri sorulup toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken… |
14-09-2017, 14:47 | #7 |
|
Sayın Av.Dr.Yahya DERYAL,
Boşanma davası açılmayı düşünmüyorsanız eğer- ki yukarıda bunun için boşanma davası olmadan da bu taleplerinizi ileri sürebileceğinizi bu nedenle belirttim- bu isteklerinizi açılacak olan ayrı bir istihkak davası ile talep edebilirsiniz. Bu davalarda - Görev - ile ilgili olarak T.C.YARGITAY Dördüncü Hukuk DairesiEsas No: 2004/6732Karar No: 2005/234Tarihi: 24.1.2005 ÖZET : Ev ve ziynet eşyalarının aynen veya bedellerinin istenmesi üzerine uyuşmazlık, istihkak savına dayalı iade veya tazmin istemine ilişkindir. Mülkiyet hakkına dayalı olarak istihkak savında bulunulması nedeniyle yargılamanın asliye hukuk mahkemesi sıfatı ile yapılması gerekir. Aile mahkemesinde görülmesi bozmayı gerektirmiştir. Ayrıca yine fikir vermesi açısından, T.C.YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİE. 2010/5567K. 2011/2071T. 11.4.2011 ÖZET : Dava, çeyiz ve şahsi eşyalar ile mobilya türünde eşyaların aynen iadesi, aynen iadesinin olanaklı olmaması halinde, dava tarihi itibariyle bedellerinin toplamının yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili isteğine ilişkindir. Çeyiz eşyalarının aynen geri verilmesine ilişkin istihkak davaları her zaman açılabileceğinden zamanaşımına tabi değildir. Eşyaların aynen mevcut olmaması halinde, istenen eşya bedeli tazminat niteliğinde bulunduğundan BK’nın 125. maddesinde öngörülen on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır. Eşlerden her biri kişisel eşyalarını her zaman mal rejiminin sona ermesinden önce ya da sonra isteyebilir. Bu istek mal rejiminin tasfiyesi halinde istenilecek katkı payı, değer artış payı veya artık değere katılma alacağı olarak nitelendirilemez ve değerlendirilemez. Bu tür eşyalarla ilgili dava, boşanmanın fer’i ( eki ) niteliğinde davalar olarak da düşünülemez. …………………………….. Şahsi ve özel eşya ve ziynet talepleri ile ilgili istihkak davasında; Şahsi ve özel eşyalar için mahkemeden tensip zaptı ile birlikte, ………..Müşterek konutta bulunan ve niteliği itibari ile davacıya ait ve çekişmesiz olduğu anlaşılabilen şahsi ve özel eşyaların ............... adresinden KOLLUK MARİFETİYLE TUTANAK TUTULMAK SURETİ İLE DAVACI ...........'YA TESLİMİNE, ………şeklinde karar verilmesini talep edin. Ziynetler ile ilgili ise ancak yapılacak olan yargılama sonunda aynen teslim veya bedelinin ödenmesine dair karar alabilir siziniz. Son eklediğiniz HGK kararından sonra şu da önemli Fatmagül evden ayrılırken - geri dönmek amacı ile geçici olarak ayrılırken- ziynetler halen duruyor muydu. Halen duruyor idiyse evden ayrılış şeklinin geri dönmek amacı ile yapıldığını yine sizin ispat etmeniz gerekmekte ki mahkeme Yargıtay ın hayatın olağan akışı kriterini uygulamasın. Burada işiniz biraz zor olacak. Yok eğer ziynetler daha önceden diğer eş veya eşin yakınları tarafından geri verileceği güvencesi ile alınarak bozdurulmuş ise bahsettiğiniz HGK kararı yol gösterici olacaktır. Kapı kilidi olayının savcılık boyutu ile ilgili olarak ise hemen başımdan geçen bir olayı aktarayım. Ev sahibi kiralayan, kiracı müvekkilin dairesinin anahtarını değiştirmiş ve dairesine girmesine engel olmaktadır. Suç duyurusunda bulunduk. Savcılık takipsizlik verdi. İtiraz ettik. İtirazımız reddedildi. Karar doğru değil ama ... |
15-09-2017, 11:21 | #8 | |||||||||||||||||||||||
|
Hayatın olağan akışına uygun olmak ya da olmamak bir ıspat vasıtası değildir. Elbette kadın evden geçici ayrıldığına göre hayatın olağan akışına uygun olan bir çok eşyasını, ziynetini evde bırakmasıdır ama bu kavram ispata yetmeyecektir. alıntıladığınız kararda kocanın ziyneti bozdurduğu yazılı dikkate derseniz, sizin sorununuzda koca alıp bozdurdu, harcadı gibi bir iddianız yok. |
15-09-2017, 23:32 | #9 |
|
Yrd. Doç. Dr. Fatma Tülay Karakaş, KARİNE KAVRAMI, KANUNİ KARİNELER VE VARSAYIMLAR, AÜHFD, 62 (3) 2013: s.744 (729-759)
Fiili karineler, hakimin insanlar ve yaşam konusundaki deneyimlerinden yararlanarak, varlığı bilinmeyen olgular hakkında çıkardığı sonuçlardır41. Bu nedenle öğretide fiili karinelere yaşam deneyi kuralları42 ya da tecrübe kuralları43 da denilmektedir. Hayatın olağan akışı ifadesi de fiili karineleri ifade etmektedir. Fiili karinelerin ispatsızlığın sonuçları ile bir ilgisi yoktur, fiili karineler ispatı kolaylaştırır ve hakim tarafından delillerin değerlendirilmesinde dikkate alınırlar44. |
16-09-2017, 20:22 | #10 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Kişi şiddet görüyorsa 6284 sayılı yasa imkanlarından yararlanabilir.
Saygılar |
16-09-2017, 22:43 | #11 |
|
Sayın Bozoğlu nun da belirttiği üzere bu davalarda ispat yükü her zaman ve mutlak surette davalıda değildir. İlgili Yargıtay kararındaki ispat yükünün davalıda olması karara konu somut olaydaki davalının ikrarı nedeni ile sadece bu davaya özgüdür. Genel bir uygulama değildir.
Ayrıca sayın Deryal ın hayatın olağan akışı kriteri ile ilgili son saptamaları ile ilgili olarak, bunun Yargıtayca bu şekilde uygulanıyor olması bunun mutlak surette doğru olduğunu göstermeyecektir elbette. Sayın Deryal, bu açıdan haklısınız ama sayın Başyayla nın da belirttiği gibi şu anki mevcut uygulama bu şekilde maalesef.. Sayın Bozoğlu nun mağdur hakkında önerdiği 6284 Sy. Ailenin Korunması Ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanuna İlişkin Uygulama Yönetmeliğinde geçen huşular forum için faydalı bilgiler içermektedir şüphesiz. Kendisine teşekkür ediyoruz. Taraflar davalının anne ve babası ile birlikte beraberce davalının babasına ait olan evde yaşamakta iseler - ki bu durum soruda tam net değil - eldeki somut olayda tam anlamı ile bağımsız bir ortak konuttan söz etmek biraz güç olacaktır. Bu halde ortak konutun maliki ve bu konutta fiili olarak yaşayan kişi davalının babası olacağından buranın mağdura özgülenmesi eldeki olayda pak mümkün görünmüyor. Yok eğer konut bağımsız bir konut ise buranın mülkiyetinin davalının babasına ait olması ilgili yönetmeliğin uygulanmasına engel olmayacaktır. Yeter ki şartlar oluşmuş olsun.. İlgili yönetmelik gereği mülki amir veya hakim tarafından verilecek bir tedbir kararı ile şahsi eşyalar alınabilecekse de ziynetlerin bu yol ile alınabileceği zannetmiyorum. Yukarıda belirttiğim şekilde ziynetler için ayrı bir istihkak davası açılması daha uygun olacaktır. Bu davada da tensip ile birlikte şahsi ve özel eşyaların talep edilmesinde bir engel bulunmamakta. |
16-09-2017, 23:04 | #12 |
|
Katkı veren bütün arkadaşlara içten teşekkürler...
Ortak konut Fatmagül'ün kayınpederinin mülkiyetinde, fakat aynı yerde birlikte oturmuyorlar. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Ortak Konuta Dinleme Cihazı Yerleştirmek Boşanma Sebebidir | Av. Hatun Olguner | Aile Hukuku Çalışma Grubu | 0 | 13-01-2017 13:59 |
Ortak Konuta Evlilik Tarihinden İtibaren Gelmeyen Eşin Açtığı Boşanma Davası ve Karşı Dava | dogukansavas | Meslektaşların Soruları | 2 | 26-05-2015 16:16 |
dna testi / boşanma kararını ortak aldığımız eşin dengesiz tutumları | Konuk | Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) | 7 | 21-01-2014 12:47 |
Mirasçılık belgesi verilmesi ve Terk eden eşin ortak konuta davet edilmesi | Av. Hulusi Metin | Hukuk Haberleri | 1 | 04-10-2011 08:26 |
ortak tapulu ev boşanma davası açılmış eşin borcu yüzünden tamamı satılabilir mi | dalida | Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) | 1 | 13-10-2008 15:07 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |