15-01-2007, 16:13 | #1 |
|
hukuk devleti olmanın gerekleri ve türkiyenin bu durumdaki konumu
hukukun salt yasalarda var olan metinlerdeki ibarelerle sınırlı kalması ve uygulanma aşamasına gelememesi türkiye açısından bakıldığında sorun teşkil etmiyor gibi görünüyor nedeni insanların uygulanmaları için bi uğraşta olmamalarına bağlamak yerinde olacaktır kanısındayım hukukun hayatın her alanında yaşadığımız sorulara çözüm niteliğinde olduğunu kavradığımız an belkide hukuk devleti olma yolunda olduğumuzun belirtisini görebileceğiz hukuk devleti olmanın yolunun yasa çıkarmak olmadığını belkide o zaman birilerine gösterme fırsatı bulabileceğiz yazdıklarımın antitezi olduğunu iddia eden arkadaşların cevap vermelerini rica etsem sanırım beni kırmazlar diye düşünüyorum ve şimdiden verdikleri cevaplar için teşekkürlerimi iletiyorum
|
15-01-2007, 18:24 | #2 |
|
Sayın geneous1987
Noktalama işaretleri kullanmadan yazdıklarınızı okumayı ve anlamayı başardım. Lakin hangi kanunların uygulanmadığından yakındığınızı anlayamadım. Örneğin Şapka Kanunu uygulanmıyor. Ama sanırım sizin söz etmek istediğiniz başka kanunlar. Eğer bir kaç örnek verirseniz, konuya hangi açıdan yaklaştığınız belli olursa, yakınmanızı yanıtlayan üyelerimiz olacaktır. Saygılarımla Tez olmadan antitez olmaz. İmla olmazsa okuyan olmaz. Konu olmazsa konuşan olmaz. ( Benelüks Sözü ) |
15-01-2007, 19:03 | #3 |
|
Yasalarin UygulanmadiĞi Yada UygulanamadiĞi Yolundakİ Teze Katiliyorum
Sayın Av.Armağan KONYALI,
Ülkemizde hukuksuzluk varsa, ki vardır.Bunun hemen söyleyebliceğinmiz önemli sebeplerini şöyle sıralayabiliriz. a)Yasal düzenlemeler yeterli değildir. b)Yasaları uygulaması gerekenler sorumluluklarının gereğini yerine getirmemektedirler. c)Yasaları uygulamayan sorumlulardan hesap sorması gerekenlerin bazıları (Savcılar,Hakimler,TBMM)görevlerini aksatmakta yani Türk Milletinin kendilerine verdiği yetkiyi kullanmamaktadırlar. Sayın AV.Armağan KONYALI,bana göre Ülkemizdeki hukuksuzluğun ve anarşinin nedenleri bunlardır. Bu sebeple yazım kurallarını bir tarafa bıraktığımızda "Sayın Geneous 1987 "nin haklı olduğunu düşünüyor ve ona katılıyorum . Antitezleriniz için zaman ayırırsanız sevinirim. Saygılarımla. |
15-01-2007, 19:59 | #4 |
|
Bence, Türkiye'deki fiili durum şöyle:
Bana göre; Yasama-Yürütme ikilisinin karşısında Yargı-İdare ikilisi vardır. Yasama-Yürütme ikilisi Milleti ve Yargı-İdare ikilisi Devleti temsil eder durumdadır. Yani, bir başka anlatımla, İttihat-Terakki uzantısı anlayış, Yargı-İdare içinde daha hakim durumdadır. Yargı ve İdare birbirine daha yakındır ve Yürütme'nin İdare'ye yönelik tercihleri/tasarrufları karşısında, Yargı, Devleti koruma refleksi/içgüdüsü ile İdare'ye yakın durmaktadır. Milletin fertleri (bireyler) açısından, Yargı'nın bu tutumu, Hukuk Devleti'ne giden yolu taşlı dikenli hale getirmektedir. Yargı bireyin hakkına hukukuna yakın duracağına, "Ceberut Devlet" anlayışının bir uzantısı olarak belki de, Devlete = İdare'ye yakın durmaktadır. Tüzel kişilik karşısında, özel kişilik tutunamamaktadır. Bu anlamda, Türkiye'de Devlet mekanizması bireye sık sık haksızlık yapmaktadır. Diğer yandan, İdare içinde sorumlu olanlara rücu ettirme sistemi işletilmemekte ve bunun neticesinde İdare içinde dokunulmazlık ve keyfilik yerleşmekte ve bu ortamın korumasında da Devlet kurumları içinde saadet zincirleri oluşmaktadır. Bireysel-Kurumsal-Ulusal-Evrensel menfaat zincirinde bireysel menfaat ile kurumsal menfaatin halkaları birbirine sıkı sıkıya geçmekte ve böyle durumlarda ulusal menfaat halkasına sırt dönülmektedir. Sonuçta, Devlet kurumları "Korsan Kaleleri"ne dönüşmekte ve milletin yüzüne karşı o kurumların kapılarına "işi olmayan giremez" levhaları asılmaktadır. Şimdilik bu kadar... Bu tabloya devam etmek mümkün... |
15-01-2007, 20:29 | #5 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Sayın İrfan Aydın Bana yüklediğiniz ağır misyonun altından kalkmak için neresinden başlasam bilmiyorum. Zaten benim antitez konusunda uzman olduğum söylenemez. Bir yandan geneous1987, bir yandan siz dağlar gibi SOYUT sorunları ortaya koyuyorsunuz. Ve bana 'Haksız mıyız?' diye soruyorsunuz. Böyle bir soru bilgisayara bile sorulmaz. Ancak Nasrettin Hoca'ya sorulur. Onun vereceği cevap da şu olur: Parayı veren düdüğü çalar. Şu anda yakındığınız sorunların nedeni yasalar değildir. Yasalarımızı daha yeni yeniledik. Sorunların nedeni sorumlular da değildir. Bütün hakim-savcılarımız olağanüstü bir fedakarlıkla çalışmaktadır. Hukukumuzun Sorunlarının temelinde BÜTÇE bulunmaktadır. Bütçede Adalet Bakanlığına ayrılan pay arttığı oranda sorunlar azalacaktır. Bütçede para ne işe yarayacak ? Hakim savcı açığı kapanacak. 30bin savcı gerekirken 3bin savcı ile yetinilmeyecek. Danıştay'a giden dosyalar 4 yıl beklemeyecek. İstinaf Mahkemeleri kurulacak, Yargıtay'ın yükü azalacak. Yeni icra müdürlüklükleri kurulacak. Adli Zabıta kurulacak, sanıkların yüzde 80'i beraat etmeyecek vs vs. Geçmiş dönemde birazcık para bulundu; hakim-savcıların maaşlarında düzelme sağlandı, bilgisayar donanımı, internet bağlantısı ve UYAP projesi gerçekleştirildi. Hakim-savcıların mevzuata ve içtihatlara ulaşması sağlandı. Adliye Binaları yenilendi. Bu kadarcık değişiklik bile uygulamacıya büyük ferahlık sağladı. Şimdiki Adliye ile 5 yıl önceki adliye arasında 100 yıllık fark var. Eğer yukarıdaki Nasrettin Hoca cevabını beğenmezseniz size daha ciddi bir ANTİTEZ sunayım:
Baştan dediğim gibi, antitez konusunda ''iyi'' değilim ama bu kez zaten tez de iyi değildi. Saygılarımla |
15-01-2007, 22:10 | #6 | |||||||||||||||||||
|
Sayın fikirbay Fikirlerinize kısmen katılıyor isem de, şimdi yazacaklarım fikirleriniz hakkında değil, kavramlarınız hakkında olacaktır: Öğretide devlet, yasama-yargı-yürütme olarak üç kuvvete ayrılır. İDARE yürütme ile aynı kabul edilir. Sizin İDARE ifadesi ile YÜRÜTME den ayrı düşündüğünüz şey sanırım BÜROKRASİ diye ifade edilse daha doğru olur. Burada yürütme içinde BÜROKRAT - SEÇİLMİŞ ayrımı ile 'atanmış memurların idaresi' ile 'seçimle gelmiş partinin iktidarı' ayrılmış olur. Şimdi sizin tezinize dönersek, Yargının bürokrasiye yakın durduğunu; yasamaya ve yürütmeye uzak durduğunu ileri sürmüş oluyorsunuz. Böylelikle yargının siyaset karşında bağımsız olduğuna ilişkin çok sevindirici bir haber vermiş oluyorsunuz. Umarım yazdıklarınızı yanlış anlamamışımdır. Saygılarımla |
16-01-2007, 00:04 | #7 | |||||||||||||||||||
|
........
Syn İrfan bey;
Bizde Türkiyede hukuksuzluk olduğu görüşüne katılıyoruz ama yazınız öyle bir içerikle yazılmış ki; sanki sorumlusunu bu sitede arıyomuş gibi bir hava veriyor. Hukuzsuzluğun apaçık olarak görülebildiği bir ülkede, özellikle hukukçulardan bunun aksini kanıtlamasını istemek ne derece mantıklı, anlamış değilim. Ama aksaklıkların doğru tespiti hakkında tez-antitez sunarak bunları somutlaştırabiliriz.
a) şıkkındaki tespitinizde: yasal düzenlemelerin genel olarak yeterli ama toplumun bir adım önünde gittiği için uygulamaya elverişli olmadığı kanısındayım. b) "Yasaları uygulaması gerekenler" değiminden sadece yargı organını kasdediyorsanız,isteselerde uygulayamazlar yada bir çeşit dolaylı yaptırımlarla karşılaşırlar. O yüzden ben uygulatması gerekenlerde sorunu buluyorum. c) "Hakim, Savcılar görevini aksatmakta" değimi bence, "görevlerini yapabilecek ortamın oluşturulmaması veya bu ortamın oluşmasının önüne geçilmesi" şeklinde değiştirlmesi daha doğru olur. Ben hukuk öğrencisiyim ve hiç terreddütüm yok ki, her 10 arkadaşımdan 9 u yargıda görev alsa HUKUKSUZLUĞUN BOĞAZINI SIKAR. İnanmıyorum ki; bir hukukçu, kendi içinde kendi vicdanını susturacak bir neden bulmadan hukuku uygulamaktan kaçınsın, haksızlığa hukuka uygunluk karinesi versin. Klasik bir laf vardır:"BUNLAR SİSTEMİN GETİRDİKLERİ. "Sistem kişiyi hiç olmadı bir şahıs yapar, tatminde eder, rüşvet alırsınız ama dürüstlüğünüzden de şaşmazsınız, torpil geçersiniz ama adaletliliğiniz de çoğu kişiye kök söktürür, yalan beyanda bulunursunuz ama namuslulukta da üstünüze tanımazsınız. Yani herşey bir günah keçisi bulmaya görsün. Bütün olanlar meşrulaşıverir gözünüzde. Sistem siyasi partilerin elinde. Yargıyı bağımsız kılmak siyasi partilerin elinde Siyasilerde halkın elinde. Millet olarak genelde hukuka inanan insanlar değiliz. Seçtiğimiz kişilerde buna paralel oluyor, Sonra yakınıyoruz. Bu yolda hepimiz sorumluyuz, herkes üstüne düşeni yapmalı diye düşünüyorum. saygılarımla... |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
hukuk devleti | burcu nas | Hukuk Lisans Eğitimi | 3 | 08-01-2007 17:07 |
hukuk devleti | slmons | Hukuk Sohbetleri | 17 | 09-07-2006 00:05 |
hukuk devleti ve biz | ahmetsacit | Hukuk Sohbetleri | 2 | 05-07-2006 17:45 |
Hukuk Devleti | msandikli | Hukuk Soruları Arşivi | 8 | 16-04-2006 18:20 |
Ekmek - Tuz - Hukuk Devleti | Av. Hulusi Metin | Hukuk Sohbetleri | 6 | 23-06-2002 17:42 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |