|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
25-03-2010, 22:30 | #1 |
|
iş mahkemesi kararını harçsız alan işçi ilamlı icra takibi yapabilir mi?
İş mahkemesinde kazanılanan tazminat davasının gerekçeli kararını karar harcını ödemeden artık kalemler veriyor. Fakat harçlar kanununa baktığımda ilamllı icra takibi yapabilmem için dosyanın bütün harçlarını ödemiş olmam gerekiyor. işçi için harçlar kanunu 33. maddesini yorumlamaya çalıştım ama işiin içinden çıkamadım...
işçinin kazandığı tazminat davasının karar harcını yatırmadan ilamlı icra takibi açabilirmi borçlu itiraz ederse takip iptal edilir mi? |
26-03-2010, 08:45 | #2 |
|
Sayın NAZ80;
Anayasa Mahkemesi, Harçlar Kanunu'nun 28/1 düzenlemesi olan "karar ve ilam harcı ödenmedikçe ilgiliye ilam verilmez" hükmünü iptal etmiştir. Ancak, Harçlar Kanunu'nun 32. maddesindeki "yargı işlemlerinden alınan harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılamaz" hükmünün Anayasaya aykırı olmadığına karar vermiştir. Dolayısıyla, harç ödemeksizin ilamın alınabilir fakat devamındaki icra takibi gibi işlemlerin harçlar yatırılmadığından gerçekleştirilemeyeceği sonucu çıkmaktadır. Kararı incelemenizi öneririm. Saygılarımla.. Resmî Gazete Sayı : 27524 ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Anayasa Mahkemesi Başkanlığından:
Esas Sayısı : 2009/27 Karar Sayısı : 2010/9 Karar Günü : 14.1.2010
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURANLAR:
1- Bolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (Esas Sayısı:2009/27) 2- Malkara Asliye Hukuk Mahkemesi (Esas Sayısı:2009/32) İTİRAZLARIN KONUSU:
2.7.1964 günlü, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun, 28. maddesinin birinci fıkrasının(a) bendinin “Karar ve ilam harcı ödenmedikçe ilgiliye ilam verilmez” biçimindeki ikinci tümcesi ile 32. maddesinin “Yargı işlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe mütaakkıp işlemler yapılmaz” biçimindeki birinci tümcesinin, Anayasa’nın 2., 5., 10., 11., 35., 36. ve 90. maddelerine aykırılığı savıyla iptali istemidir.Yargılama sonucunda haklı çıktığı davaya ait mahkeme ilamının harçsız olarak kendilerine verilmesini isteyen davacıların taleplerini değerlendiren Mahkemeler itiraz konusu kuralların Anayasa’ya aykırı olduğu savıyla iptalleri için başvurmuştur.
II- İTİRAZLARIN GEREKÇESİ Malkara Asliye Hukuk Mahkemesi başvuru kararında şu gerekçelere yer vermiştir:
“Malkara Asliye hukuk mahkemesinin 2007/232 Esas 2009/6 Karar sayılı kararı ile davacılar lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmiş ise de 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28 ve 32. maddelerine göre bakiye 1662,44 TL nisbi karar ve ilam harcı tahsil edilmeden davacı tarafa ilam verilmesi mümkün değildir. Davacı tarafın davayı kazandığı halde ilam alabilmesi ve kararı icraya koyabilmesi ilam ile karşı tarafa yüklenen harcı ödemeye bağlıdır. Bir kişinin yargı kararı ile hüküm altına alınan bir hakkını icraya koyabilmesi ilam ile karşı tarafa yüklenen bir ödevin yerine getirilmesine bağlanamaz. Bu yöndeki bir hukuk kuralı 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Başlangıç bölümünde ve 2, 36, 90. maddelerinde düzenlenen hukuk devleti ilkesine, 5. maddede düzenlenen devletin kişinin temel hak ve hürriyetlerini koruma ve geliştirme görevine aykırı olduğu gibi insan hakları ve temel özgürlüklerin korunmasına ilişkin sözleşme’nin adil yarılanma hakkı başlıklı 6. maddesine de aykırıdır. 492 sayılı Harçlar Kanununun 28/1-a bendinde yer alan “karar ve ilam harcı ödenmedikçe ilgiliye ilam verilmez” kuralında yargılama sonucunda haklı çıkan ya da haksız çıkan şeklinde bir ayrım yapılmadığı için bu kural yargılama sonucunda haklı çıkanı da kapsamaktadır. Bu nedenlerle 492 sayılı Harçlar Kanununun 28/1-a bendinde yer alan “karar ve ilam harcı ödenmedikçe
ilgiliye ilam verilmez” cümlesinin iptali talebinde bulunulmasına (…) karar verilmiştir”. Bolu Asliye Hukuk Mahkemesi ba şvuru kararında şu gerekçelere yer vermiştir:“ (…) İptali talep edilen 492 sayılı Harçlar kanunu’nun karar ve ilam harcı başlıklı 28/a maddesinin ikinci cümlesi olan “Karar ve ilam harcı ödenmedikçe ilgiliye ilam verilmez” hükmünün ve harcı ödenmeyen işlemler başlıklı 32. maddesinin birinci cümlesi olan “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteaiıp işlemler yapılmaz” hükmünün Anayasanın eşitlik ilkesine, mülkiyet hakkına ve hak arama hürriyetine aykırı bulunmaktadır. Çünkü durumu iyi bulunana davacı aslında davalı tarafın ödemesi gereken harcı yatırıp ilamı alabilmekte ve davalı hakkında icra takibi yapabilmekte maddi durumu iyi olmayan davacı veya adli müzaheretten faydalanan davacı aslında davalı tarafın ödemesi gereken harcı yatıramadığından ilamı alamamakta ve davalı hakkında icra takibi yapamamaktadır.
Davacının ilam alabilmesinin, aslında davalı tarafın ödemesi gereken harcı yatırma şartına bağlanmasını “mahkemeye erişim” bağlamında Anayasanın hak arama hürriyetine, davacının maddi hak elde ettiği ilamı aynı nedenlerle alamaması ve icraya konu edememesinin anayasanın mülkiyet hakkına aykırı bulunmaktadır.(…) 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun Karar ve İlam Harcı başlıklı 28/a maddesinin ikinci cümlesi olan “Karar ve ilam harcı ödenmedikçe ilgiliye ilam verilmez” hükmünün ve harcı ödenmeyen işlemler başlıklı 32. maddesinin birinci cümlesi olan “ Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe mütaakıp işlemler yapılmaz” hükmünün Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 10. 11. 35. ve 36. maddelerine aykırı olduğu düşünüldüğünden iptaline karar verilmesi hususu, anayasa’nın 152. maddesine göre talep olunur”. III- YASA METİNLERİ
A- İtiraz Konusu Yasa Kuralları 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun iptali istenen tümcelerin yer aldığı 28. ve 32. maddeleri şöyledir:“Madde 28 – (1) sayılı tarifede yazılı nispi harçlar aşağıdaki zamanlarda ödenir.:
a) Karar ve İlam Harcı,Karar ve İlam harçlarının dörtte biri peşin, geri kalanı kararın verilmesinden itibaren iki ay içinde ödenir. Karar ve İlam Harcı ödenmedikçe ilgiliye ilam verilmez. b) İcra Tahsil Harcı,İcra takiplerinde Tahsil Harcı alacağın ödenmesi sırasında, ödeme yapılmayan hallerde harç alacağının doğması tarihinden itibaren 15 gün içinde ödenir.Harç alacağı icranın yerine getirilmesiyle doğar.Konunun değeri üzerinden alınacak İflas Harçlarında da bu bent hükümleri uygulanır.
c) Depozito, defter tutma ve miras işlerine ait harçlar, (1) Sayılı tarifenin (D) bölümünde yazılı depozito defter tutma ve miras işlerine ait harçlar işin sonundan itibaren 15 gün içinde ödenir. Harcı ödenmiyen işlemler: Madde 32– Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakıp işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır”. B- Dayanılan Anayasa Kuralları Başvuru kararlarında, Anayasa’nın 2., 5., 10., 11., 35., 36. ve 90. maddelerine dayanılmıştır.
IV- İLK İNCELEME A- Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 8. maddesi gereğince, Haşim KILIÇ, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, SacitADALI, Fulya KANTARCIOĞLU, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet ERTEN, A. Necmi ÖZLER, Serdar ÖZGÜLDÜR,Şevket APALAK, Serruh KALELİ ve Zehra Ayla PERKTAŞ’ın katılımlarıyla 7.5.2009 günü yapılan ilk inceleme toplantısında her iki dosyada da eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine; Haşim KILIÇ, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet ERTEN ile A. Necmi ÖZLER’in karşı oyları ve OYÇOKLUĞUYLA karar verilmiştir.
B- 2.7.1964 günlü, 492 sayılı Harçlar Kanun’un 28. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin “karar ve ilam harcı ödenmedikçe ilgiliye ilam verilmez” biçimindeki son tümcesinin iptaline karar verilmesi istemiyle yapılan ve Anayasa Mahkemesi’nin 2009/32 sayılı esasına kayıtlı itiraz başvurusuna ilişkin davanın yapılan ilk incelemesinde; Dosyanın, aralarındaki hukuki irtibat nedeniyle 2009/27 esas sayılı dava ile BİRLEŞTİRİLMESİNE, esasının kapatılmasına, esas incelemenin 2009/27 esas sayılı dosya üzerinden yürütülmesine, 7.5.2009 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir. V- ESASIN İNCELENMESİ Başvuru kararları ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu kurallar, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
A- Yasa’n ın 28. Maddesinin Birinci Fıkrasının (a) Bendinin İkinci Tümcesinin İncelenmesi
Başvuru kararlarında, davacı tarafın davayı kazandığı halde ilamı alarak icra takibinde bulunabilmesinin, ilam ile karşı tarafa yüklenen bir ödevin yerine getirilmesi koşuluna bağlandığı, itiraz konusu kuralda, ilgiliye karar ve ilam harcı ödenmedikçe ilamın verilmeyeceği belirtildiğinden davayı kazanan davacıya da verilmemesinin mahkemeye erişim bağlamında davacının hak arama özgürlüğünü engellediği belirtilerek itiraz konusu kuralın, Anayasa’nın 2., 5., 10., 35., 36. ve 90. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.İtiraz konusu kural 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun “nisbi harçlarda ödeme zamanı” başlıklı 28. maddesinde yer almaktadır. Bu maddenin birinci fıkrasının (a) bendinin birinci tümcesinde, karar ve ilam harçlarının dörtte birinin peşin, geri kalanın kararın verilmesinden itibaren iki ay içinde ödeneceği, ikinci tümcede ise karar ve ilam harcı ödenmedikçe ilgiliye ilamın verilme eceği belirtilmiştir. Ayrıca Yasa’nın 37. maddesinde Kanun’da gösterilen ve süresi içinde ödenmeyen harçların nasıl tahsil edileceği belirlenmiştir. Bu kurala göre, sorumlusu tarafından süresi içinde ödenmeyen karar ve ilam harçları, ilgili mahkemenin yazısı üzerine o yerin vergi dairesi tarafından 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Yasa hükümlerine göre tahsil edilecektir.Harç, idarece yapılan bir hizmetten yararlananlardan bu hizmet dolayısıyla alınan para, diğer bir deyimle verginin özel ve ayrık bir türüdür. Bu nedenle diğer harçlarda olduğu gibi, yargı harçlarında da kural; harcın, davayı açan veya harca mevzu olan işlemin yapılmasını isteyen kişi tarafından ödenmesidir. Ancak yargı yoluna başvurmak, başvuran kişiye bir harç yükümlülüğü yüklediği gibi, başvuranın haklı çıkması halinde bu yükümlülük yer değiştirmekte ve davada haksız çıkan tarafa yükletilmektedir. Bu nedenle nisbi harca tabi davalarda, yargılama sonunda ödenecek harç miktarıyla birlikte, harcın gerçek sorumlusu da mahkeme kararıyla belirlenmektedir.Anayasa’nın 2. maddesinde, Cumhuriyetin nitelikleri arasında sayılan hukuk devleti, insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, eylem ve işlemleri hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, konulan kurallarda adalet ve hakkaniyet ölçülerini göz önünde tutan, hakların elde edilmesini kolaylaştıran ve hak arama özgürlüğünün önündeki engelleri kaldıran devlettir.Anayasa’nın 36. maddesinin birinci fıkrasında “herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” kuralı yer almaktadır. Hak arama özgürlüğü, diğer temel hak ve özgürlüklerden gereken şekilde yararlanılmasını ve bunların korunmasını sağlayan en etkili güvencelerden biri olmakla birlikte aynı zamanda toplumsal barışı güçlendiren, bireyin adaleti bulma, hakkı olanı elde etme, haksızlığı önleme uğraşının da aracıdır.Anayasa’nın 36. maddesinde ifade edilen hak arama özgürlüğü ve adil yargılanma hakkı, sadece yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunmada bulunma hakkını değil, yargılama sonunda hakkı olanı eldeetmeyi de kapsayan bir haktır. Dava açarken peşin harcı ödeyen ancak nisbi harca tabi davalarda işin niteliği gereği dava sonuna bırakılan bakiye harçtan yasal olarak sorumlu olmadığı mahkeme kararıyla belirlenen davacıya, sorumlusu olmadığı bir harcın tahsili koşuluyla ilamın verilmesi; bireylerin hak arama özgürlüğünü engelleyici nitelik taşımaktadır. Açıklanan nedenlerle itiraz konusu kural Anayasa’nın 2. ve 36. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir. Kuralın Anayasa’nın 5., 10., 35. ve 90. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
B- Yasa’n ın 32. Maddesinin İlk Tümcesinin İncelenmesi Mahkeme başvuru kararında, davacının ilamı alabilmesinin, aslında davalı tarafın ödemesi gereken harcı yatırma koşuluna bağlanmasını “mahkemeye erişim” bağlamında hak arama hürriyetini; davacının maddi hak elde ettiği ilamı aynı nedenlerle alamaması ve icraya konu edememesinin de mülkiyet hakkını engellediği gerekçesiyle, itiraz konusu kuralın Anayasa’nın 10., 11., 35. ve 36. maddelerine aykırı olduğunu ileri sürülmüştür.İtiraz konusu tümcenin yer aldığı 32. madde “harcı ödenmeyen işlemler” başlığı altında Yasa’nın beşinci bölümünde düzenlenmiştir. Maddenin itiraz konusu ilk tümcesi; “Yargı işlemlerinden alınan harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz” hükmünü içermektedir. Bu kural sadece nisbi karar ve ilam harçları için değil, Yasa’da yer alan ve yargı işlemlerinden alınacak tüm harçları kapsayan bir hükümdür. Yasakoyucu bu kuralla yargı hizmetlerinin karşılığı olan ve kanunda yer alan harca tabi işlemlerin yapılmasını, o işleme ilişkin harcın tahsili koşuluna bağlamıştır.
Aynı zamanda yasakoyucu ilgilisi tarafından ödenmeyen harcın karşı tarafça ödenmesi halinde işleme devam olunacağını ve ödenen harcın yargılama sonunda ayrıca bir talebe gerek kalmaksızın hükümde dikkate alınacağını da belirlemiştir. Anayasa’nın 36. maddesinin birinci fıkrasında “herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” kuralı yer almaktadır.Harç, devletin yüklenmiş olduğu görevleri yerine getirebilmek için anayasal sınırlar içinde egemenlik yetkisine dayanarak değerlendirdiği çeşitli kaynaklardan elde etmiş olduğu vergi ve resim gibi bir çeşit kamu geliridir. Ayrıca harç, bireylerin özel menfaatlerine ilişkin olarak, kamu hizmetlerinden yararlanmaları karşılığında bu hizmetlerin maliyetlerine katılmaları amacıyla zor unsuruna dayanılarak alınan mali yükümlülüktür. Bu nedenle, yargılama sürecinde, yasayla harca tabi kılınmış bir hizmetten yararlanmak isteyen ilgili (davalı veya davacı), genel kurallar uyarınca harcını ödeyerek bu hizmetten yararlanabilir. Dava açan veya yargılama sırasında harca tabi bir işlemin yapılmasını isteyen tarafın, harç ödemeden devam eden işlemlerin yapılmasını isteyerek bireysel bir menfaat elde etmesi, harçların konuluş amacına aykırılık oluşturur. Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılmayacağını belirten kural, bireylerin özel menfaatleriyle ilgili olarak yargı hizmetinden yararlanmalarını, bu hizmetin karşılığı olan harcın ödenmesi
koşuluna bağladığından, hak arama özgürlüğünü sınırlandıran bir nitelik taşımamaktadır. Açıklanan nedenlerle itiraz konusu kural, Anayasa’nın 36. maddesine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir. Kuralın Anayasa’nın 10., 11. ve 35. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.VI- SONUÇ
2.7.1964 günlü, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun; 1- 28. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin “Karar ve İlâm Harcı ödenmedikçe ilgiliye ilâm verilmez.” biçimindeki ikinci tümcesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE,2- 32. maddesinin “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe mütaakıp işlemler yapılmaz.” biçimindeki birinci tümcesinin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE, 14.1.2010 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi. Başkan
Haşim KILIÇBaşkanvekili Osman Alifeyyaz PAKSÜT Üye Sacit ADALI
ÜyeFulya KANTARCIOĞLU Üye Ahmet AKYALÇIN Üye
Mehmet ERTEN Üye A. Necmi ÖZLER Üye Serdar ÖZGÜLDÜR Üye Şevket APALAK Üye
Serruh KALELİÜye Zehra Ayla PERKTAŞ
KAR ŞIOY YAZISI
492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. ve 32. maddelerinin ilk inceleme aşamasında yapılan görüşmedeki Ahmet AKYALÇIN’ın karşıoyuna katılıyorum. Başkan Haşim KILIÇ KAR ŞI OY Anayasa’nın 152. ve 2949 Sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 28. maddesi uyarınca, yasa ya da yasa hükmünde kararnamelerin Anayasaya uygunluğunun somut norm denetimi(itirazı) yoluyla denetlenebilmesi için iptali istenilen kuralın “davada uygulanacak kural” olması koşulu aranmaktadır.Davada uygulanacak yasa kuralı kavramı, bir davanın değişik evrelerinde ortaya çıkan sorunların çözümünde
veya davayı sonuçlandırmada olumlu ya da olumsuz yönde etki yapacak nitelikte bulunan, ya da tarafların istek ve savunmaları çerçevesinde bir karar vermek için göz önünde tutulması gereken kuralları ifade etmektedir.İncelemesi yapılan 2009/32 nolu dosyada, mahkeme, davacı vekilinin açmış olduğu destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat davasında, davacının davasının kabulüne; 2009/27 nolu dosyada ise davacı vekilinin açmış olduğu men’i müdahale ve kal davasında, davanın kabulüne karar vererek davayı sonuçlandırmıştır. Mahkemeler, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin son tümcesinde yer alan “karar ve ilam harcı ödenmedikçe ilgiliye ilam verilmez” hükmü ile 32. maddenin ilk tümcesinde yer alan “yargı işlerinde alınacak harçlar ödenmedikçe mütaakip işlemler yapılmaz” hükmünün iptali istenilmiştir.
1086 sayılı HUMK’nun 392. maddesinde “Karar tahrir ve imza olunduktan sonra suretleri bir hafta içinde başkâtip tarafından iki taraftan her birine makbuz mukabilinde verilir ve bir nüshası da dosyasında hıfzolunur. Suretler asılları gibi imza olunmakla beraber bunlara mahkemenin mühürü vazedilmek lâzımdır. İki taraftan her birine verilen suretler ilâmdır” denilerek karar ve ilâmın tanımı yapılmıştır. Yasada, karar terimi yalnız kararın aslı için; ilâm ise mahkeme kararının taraflara verilen sureti için kullanılmıştır.Somut olayda, mahkemeler hukuki bir davaya konu olan uyuşmazlığı çözerek davayı sonuçlandırmışlardır. İlgililerin ilâm istemi ve bu istem üzerine mahkemelerin dosya üzerinden yapmış oldukları inceleme, hukuki bir davaya konu olan uyuşmazlığı çözmeye ilişkin değildir. Bu nedenle mahkemelerin önünde görülmekte olan dava bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle davanın esastan görüşülmesine ilişkin çoğunluk görüşüne katılmıyorum.Üye
Ahmet AKYALÇINKAR ŞIOY YAZISI
2.7.1964 günlü, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun, 28. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin son tümcesindeyer alan “karar ve ilam harcı ödenmedikçe ilgiliye ilan verilmez” kuralına yönelik itiraz başvurusu ile bu kuralla birlikte 32. maddesinin ilk tümcesinde yer alan “yargı işlerinde alınacak harçlar ödenmedikçe mütaakkıp işlemler yapılmaz” biçimindeki kurala yapılan diğer itiraz başvurusunun yapılan ilk incelemesinde;
Davacı vekillerinin hukuk mahkemelerinden verilen kararların ilam harcı ödenmeden kendilerine verilmesini talep ettikleri, mahkemelerinde dosya üzerinde yaptıkları inceleme sonucunda itiraz konusu kuralları gerekçe göstererek bu talepleri vemiş oldukları ek kararlarla reddettikleri, böylece, Anayasa’ya aykırı olduğunu ileri sürdükleri kuralları somut olaylara uygulamak suretiyle hukuki ihtilafları karara bağlayıp davayı sonuçlandırdıkları anlaşılmaktadır.Anayasa’nın 152. maddesi ve 2949 sayılı Kanun’un 28. maddesi, itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurulabilmesi için “mahkemede bakılmakta olan bir davanın” bulunmasını koşul olarak aramaktadır.İtiraz başvurusunda bulunan mahkemelerin ise uyuşmazlıkları karara bağladıkları için önlerinde bakmaları gereken bir davanın bulunmadığı açıktır. Bu nedenle aranan koşulu taşımayan söz konusu başvuruların, esası incelenmeksizin
yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir.Açıkladığım düşünce ile çoğunluk kararına katılmadım. Üye
Mehmet ERTEN |
26-03-2010, 10:58 | #3 |
|
Sayın meslektaşım Mahkeme kararın bir örneğinin verdi mi, yoksa kararı tebliğe mi çıkardı ? Bazı Mahkemeler talep edene örnek vermiyor, kararı yanlara tebliğe çıkarıyor.Karar tebliğe çıkarılmışsa, aleyhine olan taraf temyiz edebilmek için karar harcını yatıracaktır.
|
26-03-2010, 11:14 | #4 |
|
İlamın icraya konulması, Harçlar Yasası m.32 anlamında "müteakip işlem" sayılmaz.
İlamın icra aşaması, yargılama aşamasından bağımsız yeni bir süreçtir. m.32'de düzenlenen "müteakip işlem" kavramı, harç yatırılmasını zorunluluğu doğuran bir işlemden sonraki ve ona bağlı olan işlemdir. Örneğin, kararı harçsız aldınız ve temyiz ettiniz. (Temyiz harcını da yatırdınız.) Bakiye karar harcı halen ödenmemiş ise mahkeme müteakip işlem kapsamından dosyayı Yargıtay'a göndermez. Müteakip işleme verilebilecek örnek budur. İşlemler silsilesi, "yargılama sürecine dahilse" müteakip işlem kabul edilir. AYM'nin m.32 hükmünü iptal etmemiş olması doğrudur; çünkü m.32 hükmü Anayasa'ya aykırı değildir. Anayasa'ya aykırı olan m.28-a hükmüdür. Bunun iptali ile de taraflar: a- kararı harçsız alabilirler, b- kararı hiçbir kısıtlama olmaksızın icraya konu edebilirler. Selam ve saygılarımla... |
26-03-2010, 12:09 | #5 |
|
İİK 32nci madde gereği ilamı elğnde bulunduran davac ı ilamlı takip yapabilir.Harçlar Ysası 27 gereği maktu başvuru harcı yatırma şartı ile tabiki
|
26-03-2010, 12:54 | #6 | |||||||||||||||||||
|
İşçi alacakları için vekalet harcı haricinde harç alınmamaktadır.
33. madde gereği harç alınmadan icra takibi yapılabiliyoruz. Ancak icra müdürlükleri harcı yatırılmış ilamları icraya konu etmektedir. Sayın Eren'in
Görüşüne katılmıyorum. Müteakip işlemlerin yargılama silsilesindeki işlemlerden olduğuna dair bir dayanak mevcut değildir. Sonuç itbariyle işçi alacakları için harç yatırlmaksızın icra edilebilir, icra müdürlüğü ödeme esnasında harçları borçlu yandan tahsil etmektedir. Kolay Gelsin... |
26-03-2010, 14:01 | #7 | |||||||||||||||||||||||
|
Değerli meslektaşım; "Müteakip işlem" kavramına icra takibinin dahil olmadığı sonucuna nereden vardığınızı öğrenmek isterim. Saygılarımla.. |
26-03-2010, 14:40 | #8 |
|
meltem2007 iş mahkemelerinde süre tefhime başladığı için karşı taraf dosyayı zaten temyiz etti(süre tutumla)..
|
26-03-2010, 14:41 | #9 |
|
Bakiye Karar harcı ödemeden davayı kazanan davacı olarak kararın bir suretini aldım ve davalılara da tebligata çıkardım.
Bunun dışında aldığım tazminata ilişkin ilamı da ilamlı icra yoluyla icraya koydum.Herhangi bir itiraz ile karşılaşmadım. Bence de icra dairesine başvurmak müteakip işlem olarak yorumlanmamalıdır.Müteakip işlem denirken kararın temyizine ilişkin işlemleri anlamalıyız.Sonuçta davayı kazanan davacı taraf olarak davayı temyiz etmek istseydim elbette bakiye karar harcını ödemem gerekirdi.Ama temyiz etmedim ve kararı karşı tarafa tebliğe çıkardım.Karşı taraf temyiz etmk isterse bakiye ilam harcını ödeyecektir. Bunun dışında ilamı icraya koymak dava dosyası ile ilgili bir işlem olmadığından müteakip işlem sayılmaz. Selamlar... |
26-03-2010, 16:17 | #10 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Sayın Av.Engin,
Sayın Kılıç'ın bu "öz" gerekçesi, benim de gerekçemdir. Saygılarımla... |
26-03-2010, 16:35 | #11 |
|
Sayın Av. Hakan EREN;
Dayanak noktanız olarak bir yargıtay kararı ve/veya kanun maddesi var mı demek istemiştim. Yoksa belirttiğiniz gerekçe, bir görüşten ibaret. Sakın yanlış anlamayın, icra takibinin "müteakip işlem" olarak kabul edilemeyeceğine ilişkin yasal dayanak mevcut ise öğrenmek adına sormuştum. Sitedeki amacımız, -sizin de malumunuz- bilimsel tartışmalar ve hukuki bilgilendirmeler yoluyla birbirimize destek olmaya çalışmak. İyi çalışmalar dilerim. |
26-03-2010, 21:23 | #12 |
|
Anayasa Mahkemesi kararında, "B- Yasanın 32. Maddesinin İlk Tümcesinin İncelenmesi" başılığı altında yapılan değerlendirme soruyu yanıtlıyor. Karar iş mahkemesinden ya da bir başka mahkemeden alınsın, değişen bir şey yok. İcra harçaları yatırılınca, icra müdürü dosyanın esasa kayıdını yapmak zorunda. Takip açıldıktan sonra borçlunun bu nedenle itirazı/ipatal istemi icra mahkemesince reddolunacaktır.
|
27-03-2010, 04:33 | #13 |
|
iş mahkemesi kararını harçsız alan işçi ilamlı icra takibi yapabilir mi?
Merhaba;
Ben buradaki müteakip işlemleri yargısal işlemler olarak anlıyorum. Peki; icra daireleri yargısal kurum mudur. Yaptıkları işlemler yargısalmıdır? Hayır. Şöyle ifade edeyim: İİK tamamen şekli ve infazın usulünü düzenleyen bir yasadır. Yargısal hiç bir işlevi yoktur. Kendisinden yerine getirilmesi gereken hakın yerine getirilmesi ile görevlidir ve işlevi bununla sınırlıdır. Yargısal hiç bir işlem ve eylem yapamaz. Sadec bakar: Takip kesinleşmiş mi; haciz koşulları var mı vb. Öte yandan iki ay içinde ödenmeyen harçlar vergi idaresine bildiriliyor ve takip konusu yapılıyor. Ben bir kaç kez çifte harç (hem davacıdan, hem davalıdan) harç tahsil edildiğine tanık oldum. Zaten icra takibine konu edilmiş harç alacağı için benim icra takip hakkım neden engellensin? İİK gereğince icra müdürlüğüne ilam ibraz edildiğinde icra emrini düzenleyerek göndermek zorundadır. Ben burada icra müdürlüğünün harç ödenmediği için müteakip işlemleri yapamam diyemeyeceğini düşünüyorum. Ortada yasaya uygun olarak alınmış ve icra dairesine ibraz edilmiş bir ilam vardır. Yasada icra müdürüne harcın ödendiğinin kontrol edilmesine ilişkin bir görev ve yetki verilmemiştir. İcra dairesi de yasaya uygun olarak alınmış ve ibraz edilmiş bu ilamı icra ve infaz etmek zorundadır. Ben de icra dairesinin işlemlerinin müteakip işlem içinde değerlendirilmeyeceği, hatta yasa gereği ilamı alınca infaz etmek zorunda olduğunu düşünüyorum. Çünkü onun işi ve ilgisi ilamın kendisine ibrazı ile başlar. Öncesi onun görevinin dışındadır. Saygılar. |
27-03-2010, 11:58 | #14 |
|
Sn.Yoldaş KILIÇ; harç ödemeden almış olduğunuz kararı nasıl tebliğe çıkarabildiniz? karar tebliği müteakip işlem değil ise, hiçbir işlem müteakip işlem değildir
|
27-03-2010, 12:58 | #15 |
|
sayın Selen;yukarıda icrai işlemin müteakip işlem olmadığı husunda benim ve diğer meslektaşların gerekçeleri anlatılmıştır.
Karar tarihinden itibaren 60 gün sonra kararı tebliğe çıkardım.60 günlük sürenin nedeni ise bakiye harcın ödenmesi hususunda mahkeme kaleminin vergi dairesine karşı yaptığı işlemin sonucunun beklenmesi olarak belirtildi.Harcın ödenmesi husunda vergi dairesi veya malmüdürlüğüne harcın davalılarca tahsil edilmesi ile ilgili işlemin başlatıldığı belirtildi. saygılarımla... |
27-03-2010, 14:52 | #16 |
|
Sn.Yoldaş; bu işlemi yapan yazı işleri müdürlüğü en doğru kararı vermiş ama anadoluda hiçbir mahkeme yazı işleri harç ödenmeden kararı tebliğe çıkarmıyor. Değil 60 , 160 gün geçse bile harç ödendi makbuzu alınmadan vergi dairesinden karar tebliği yapmıyor.İstanbul Ticaret Mahkemelerindeki uygulama sizin anlattığınız şekilde yapılıyor diye duymuştum.Sizin de işlem yaptığıınız mahkeme ticaret mahkemesi galiba
|
27-03-2010, 20:11 | #17 |
|
Meslek hayatımızda çokça karşılaştığımız gibi bir uygulama farklılığı sözkonusu anlaşılan.
İşlem yaptığım mahkeme istanbul - sirkeci asliye hukuk mahkemesidir. Yapılacak şey icra müdürünün red kararına karşı icra mahkemesine şikayet davası açmaktır. Saygılarımla... |
30-03-2010, 14:32 | #18 |
|
iş mahkemelerinde karar harcı yatırılmadan davayı kaybeden taraf süre tutum veriyor ve süre tutumla dosya temyiz ediliyor.
Yargıtay hiç bir zaman bunun harcı yatırılmamış temyiz edilemez demiyor. Ve dosyayı inceliyor.... Müteaakip işlem..... Hem davayı kaybet hem sana temyiz hakkı tanınsın harcı yatırmadan , ben davayı kazandığım halde davalı yatırması gereken harcı yatırmadığı için ilamı icraya koyamıyorum. |
30-03-2010, 15:37 | #19 |
|
Sayın Naz80; kazandığınz davada neden ilamı icraya koymuyor sunuz? denediniz mi? verin icra müdürlüğüne borçluya icra emrini göndersin.Yukarıdaki görüşlerin çoğu da bu yönde
|
31-03-2010, 07:51 | #20 | |||||||||||||||||||
|
|
31-03-2010, 10:57 | #21 |
|
iligilenen arkadaşların buraya da gözatmasını öneririm.
http://www.turkhukuksitesi.com/showt...536#post396536 |
31-03-2010, 12:11 | #22 |
|
Sayın Meslektaşım, kararı aldıktan sonra icraya konulamayacaksa, kararı almanın ne anlamı var? Kararı alınca ilamlı icra takibi yapabilirsiniz. Karşı tarafın bir itirazı varsa, takibin iptali için tetkik merciine dava açabilir. Müteakip işlem deyiminden icraya koymak değil, örneğin müddeabihin gerçek değerinin keşifte saptanmasından sonra eksik harcın tamamlanması, temyiz harcının yatırılması...vs anlaşılmalıdır. İcraya koyamamak anlaşılsaydı, Anayasa Mahkemesinin iptal kararının hiçbir anlamı kalmazdı. Ayrıca, AİHM kararı da dikkate alınmalıdır. Saygılarımla...
|
30-09-2010, 15:22 | #23 |
|
Madde 32 - Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmiyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır.
müteakip işlemin yapılamayacağı ibaresinin harcın ait olduğu işlem ilgili bir düzenleme olduğunun açık olmasına, hükmün kesinleşmesine kadar olan harcın ait olduğu yargılama ile ilgili işlemlerin devamının yapılamayacağının bence açık bulunmasına,iş mahkemesi kararlarının da kesinleşmeden icraya konulabilmesi karşısında aksi uygulamanın bir işçinin başvurusu ile alınan insan hakları mahkemesi kararını boş ve anlamsız kılacağına binaen icranın müteakip işlem olmadığını düşünüyorum. Aksi halde işçinin ipi yeniden memleketimize has hukuk uygulaması ile alacaklının eline sunulmuş olacaktır. Hukuku dolanmak hoş değil ama Aihmi dolanmak hiç hoş değil. Usulle esasın aşıldığı günlerden ırak mutlu yarınlar dileğiyle |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
Konu Araçları | Konu İçinde Arama |
Konuyu Değerlendirin | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
ilamlı icra takibinde tüm borçlulara tüm borç için birden fazla icra takibi yapılması | av_sibelll | Meslektaşların Soruları | 8 | 04-02-2021 15:14 |
işçi alacağında ilamlı icra | Av.Baran Karadağ | Meslektaşların Soruları | 3 | 01-08-2009 09:19 |
delil tespitinde hükmedilen vekalet ücretinin ilamlı icra ile takibi | ccaymaz | Meslektaşların Soruları | 2 | 26-10-2007 19:35 |
çifte vatandaşlığı olan hakkında ilamlı icra takibi yapılması? | yer-sub | Meslektaşların Soruları | 2 | 10-07-2007 16:58 |
ilamlı icra - yıkım kararını uygulayamıyoruz | antalya | Meslektaşların Soruları | 4 | 19-02-2007 15:26 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |