Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

AB UYUM YASALARI-Polis Vazife Ve..

Yanıt
Old 04-08-2002, 00:07   #1
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan AB UYUM YASALARI-Polis Vazife Ve..

MADDE 10. - A) 4.7.1934 tarihli ve 2559 sayılı Polis Vazife ve Salâhiyet Kanununun 8 inci maddesinin (D) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “D) “Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Anayasa düzenine, genel güvenliğe ve genel ahlâka zararı dokunacak oyun oynatılan, temsil verilen, film veya video bant gösterilen yerler ile internet üzerinden yapılan yayınlara izin verilen yerler,” B) Polis Vazife ve Salâhiyet Kanununun 9 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Madde 9. - Polis, millî güvenlik ve kamu düzeninin, genel sağlık ve genel ahlâkın veya başkalarının hak ve hürriyetlerinin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, taşınması veya bulundurulması yasak olan her türlü silâh, patlayıcı madde veya eşyanın tespiti amacıyla usulüne göre verilmiş hâkim kararı veya bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde mahallin en büyük mülkî amirinin vereceği yazılı emirle; A) 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu kapsamına giren toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin yapıldığı yerde veya yakın çevresinde, B) Özel hukuk tüzelkişileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları veya sendikaların genel kurul toplantılarının yapıldığı yerin yakın çevresinde, C) Halkın topluca bulunduğu veya toplanabileceği yerlerde, D) Öğretim ve eğitim özgürlüğünün sağlanması için her derecede öğretim ve eğitim kurumlarının ve 20 nci maddenin ikinci fıkrasının (A) bendindeki koşula uygun olarak girilecek üniversite, bağımsız fakülte veya bağlı kurumların içinde, bunların yakın çevreleri ile giriş ve çıkış yerlerinde, E) Umumî veya umuma açık yerlerde veya öğrenci yurtlarında veya eklentilerinde, F) Yerleşim yerlerinin giriş ve çıkışlarında, G) Her türlü toplu taşıma veya seyreden taşıt araçlarında, Suçun önlenmesi amacıyla kişilerin üstlerini, araçlarını, özel kâğıtlarını ve eşyasını arar; suç unsurlarına el koyar ve evrakı ile birlikte Cumhuriyet Savcılığına tevdî eder. Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu ile diğer kanunlara göre suç iz, eser, emare veya delillerinin tespiti veya faillerinin yakalanması amacıyla polis tarafından yapılacak aramalar için de usulüne göre verilmiş hâkim kararı veya bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, diğer kanunlarda yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmalıdır. 5680 sayılı Basın Kanunu kapsamına giren basılı eserlerin arama ve zaptı, genel hükümlere tâbidir.” C) Polis Vazife ve Salâhiyet Kanununun 11 inci maddesinin (C) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “C) Genel ahlâk ve edebe aykırı mahiyette her türlü sesli ve görüntülü eserleri, kaydedildiği materyale bakılmaksızın üreten ve satanları,” D) Polis Vazife ve Salâhiyet Kanununun 12 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Madde 12. - Kanunî istisnalar saklı kalmak üzere, eğlence, oyun, içki ve benzeri amaçlı umuma açık ve açılması izne bağlı yerlerde onsekiz yaşından küçükler çalıştırılamaz. Polis bar, pavyon, gazino, meyhane gibi içkili yerler ile kıraathane ve oyun oynatılan benzeri yerlere yanlarında veli ve vasileri olsa bile onsekiz yaşını doldurmamış küçüklerin girmesini meneder. Bu madde hükümlerine aykırı hareket edenler hakkında 17 nci, işyerleri hakkında da 8 inci madde hükümlerine göre işlem yapılır.” E) Polis Vazife ve Salâhiyet Kanununun 13 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Madde 13. - Polis, A) Suçüstü halinde veya gecikmesinde sakınca bulunan diğer hallerde suç işlendiğine veya suça teşebbüs edildiğine dair haklarında kuvvetli iz, eser, emare veya delil bulunan şüphelileri, B) Haklarında yetkili mercilerce verilen yakalama veya tutuklama kararı bulunanları, C) Halkın rahatını bozacak veya rezalet çıkaracak derecede sarhoş olanları veya sarhoşluk halinde başkalarına saldıranları, yapılan uyarılara rağmen bu hareketlerine devam edenler ile başkalarına saldırmaya yeltenenleri ve kavga edenleri, D) Usulüne aykırı şekilde ülkeye giren ya da haklarında sınır dışı etme veya geri verme kararı alınanları, E) Polisin kanunlara uygun olarak aldığı tedbirlere karşı gelenleri, direnenleri ve görev yapmasını engelleyenleri, F) Bir kurumda tedavi, eğitim ve ıslahı için kanunlarla ve bu Kanunun uygulanmasını gösteren tüzükte belirtilen esaslara uygun olarak alınan tedbirlerin yerine getirilmesi amacıyla, toplum için tehlike teşkil eden akıl hastası, uyuşturucu madde veya alkol bağımlısı serseri veya hastalık bulaştırabilecek kişileri, G) Haklarında gözetim altında ıslahına veya yetkili merci önüne çıkarılmasına karar verilen küçükleri Yakalar ve gerekli kanunî işlemleri yapar. Yakalanması belirli bir usule bağlanmış kişilerle ilgili kanun hükümleri saklıdır. Yakalanan kişilerin kaçması veya saldırıda bulunmasının önlenmesi bakımından kişinin sağlığına zarar vermeyecek şekilde her türlü tedbir alınabilir. Yakalanan kişilere, yakalama sebebi herhalde yazılı ve bunun mümkün olmaması halinde sözlü olarak derhal; toplu suçlarda ise en geç bu kişiler hâkim huzuruna çıkarılıncaya kadar bildirilir. Kişinin yakalandığı, istediği kanunî yakınlarına derhal bildirilir. Yakalananlardan, A) Uyuşturucu madde kullanmış olanlar ile sarhoş olanların, B) Zor kullanılarak yakalananların, C) Haklarında suç soruşturması yapılacak olan şüpheli ve sanıkların Yakalanma anındaki sağlık durumları tabip raporuyla tespit edilir. Yakalanan kişilerden suç işlediği şüphesi altında olanlar adlî mercilere sevk edilir. Haklarında ıslah veya tedavi tedbiri alınması gerekenler, ilgili kurum yetkilileri tarafından teslim alınır. Yakalama sebebi ortadan kalkanlar derhal serbest bırakılır.” F) Polis Vazife ve Salâhiyet Kanununun Ek 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Ek Madde 1. - Umumî veya umuma açık yerler ile umuma açık yer niteliğindeki ulaşım araçlarında, gerçek kişi veya topluluklar, mahallin en büyük mülkî amirine, en az kırk sekiz saat önceden yazılı bildirimde bulunmak suretiyle, oyun ve temsil verebilir veya çeşitli şekillerde gösteri düzenleyebilir. Bunlardan, Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğüne, Anayasal düzene veya genel ahlâka aykırı olduğu tespit edilenler hakkında mahallin en büyük mülkî amiri tarafından derhal Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulur. Birinci fıkra uyarınca yapılacak bildirimde oyun veya temsile katılan yönetici ve diğer kişilerin kimlik, ikametgâh ve tâbiiyetleri belirtilir.”
Old 29-12-2008, 23:21   #2
ismailduygulu

 
Varsayılan POLİS DEVLETİ ve ŞİDDET NASIL ÖNLENEBİLİR?

Polis Devleti Değil, Hukuk Devleti:
17 Ekim 2008 günü sona erecek olan Kuzey Irak’a askeri müdahaleye yetki veren Teskerenin uzatılmasına ilişkin yasa taslağı TBMM’deyken, 15 Ekim’de Aktütün olayı oldu ve 17 genç insan öldürüldü. Daha sonraki tarihlerde bu olay anında Genelkurmay’dan bunun uydu aracılığı ile izlendiği ve fakat herhangi bir müdahale yapılmadığı, bu ölümlere zemin yaratıldığı, Türkiye genelinde halkın duyarlılığının arttırılmasının sağlandığı ve aynı zamanda Hava Kuvvetleri Komutanı’nın da olay anında golf oynaması haber olmuştu.
Polis Vazife ve Selahiyetleri Yasası’nda 2007’de gerçekleştirilen yasa değişikliğine ilişkin tasarı TBMM komisyonuna 24 Mayıs 2007’de geldi, hemen 2 gün önce Adana’da canlı bomba olarak bir kızın haberi, 1 gün önce Ankara, Anafartalar’da bir bombanın patlaması ve 6 kişinin ölümü, bir çok kişinin yaralanmasına yol açan ve fail olarak da Erdal Akkuş adındaki canlı bombanın basına yansıtılması gündeme geldi ve yasa değişiklik taslağı hızlı bir şekilde komisyondan geçti ve genel kurulda kabul edilerek, 12 Haziran 2007’de yayınlanarak yürürlüğe girdi.
Yukarıdaki örneklerden anlaşıldığı gibi, Ergenekon tutuklamaları ile Derin Devlet ilişkileri henüz sona ermemiş, devletin kendisi derinliğini sürdürmektedir. Devletin hukuk devleti olmasına, yurttaşına güven veren bir devlet haline gelmesine ihtiyacımız vardır. Bunun yolu ise, polis devleti yerine, hukuk devleti anlayış ve zihniyetinin geliştirilmesi ve kabul edilmesi ile mümkündür.
Polisin Yetki ve Görevleri Daraltılmalıdır:
1934 Tarihli, 2559 Sayılı Polis Vazife ve Selahiyetleri Yasası’nda ilk kabul edildiği tarihten bu yana, polise iki temel görev verilmiş ama bu görevlerini yerine getirirken, polise sonsuz ve denetimsiz bir yetki verilmiştir.
Devletler ve toplumlar tarafından, güvenlik ihtiyacı nedeniyle polis ve orduya ihtiyaç duyulmuştur. Ama kimin güvenliği? Devletin mi, yurttaşın-toplumun mu? Bizim bakışımıza göre, ordu ve polis dış güvenlik yönünden devletin ve toplumun, ülkenin güvenliğini koruma anlayışına, içeride ise toplumun, bireylerin ve yurttaşların güvenliğini korumalıdır. Oysa bugün iç güvenlikte dahi Devletin güvenliği esas alınmakta, toplum ya da bireyin güvenliği ise Devlet için feda edilebilmektedir. O halde hukuki bir denge kurmak gerekir.
Polisin önleyici ve işlenmiş suçların savcı denetiminde failleri ile delillerinin tespiti ve yakalanması görevi vardır. Bu görevler dışında polisin başkaca herhangi bir görevi yoktur ve polis görevi dışında kullanılamaz.
Ancak polis bu görevlerini yerine getirirken, yetki yasasında polise tanınan yetki sonsuz ve sınırsız özellik kazanabilecek nitelikte olduğu için, yetki yasasının muğlak hükümleri ayıklanmalı ve bunların içerikleri netliğe kavuşturularak yasa metninde yer ettirilmesi gerekir.
Bugün yaşanılan polis devleti ve şiddeti sorunu, bu yetki yasasında, polise sonsuz takdir ve yetki tanıyan son değişikliklerden kaynaklanmaktadır. Bu değişiklikler ile esas olarak polisin bireyleri fişlemesinde bir önceki dönemdeki şartlar genişletilmiştir, polisin önleme araması adı altında, birey özgürlüğünü yok eden yetkisi ile “Dur ve Vur” niteliğinde polisin şiddet uygulama yetkisi arttırılmıştır.
Ne yapılmalıdır?
Bu anlamda, Polis Yetki Yasası yeniden ele alınmalı, 1934 yılından bu yana bozulan bütünlüğü, Avrupa Birliği uyum yasalarına uygun olarak yeniden düzenlenmesi ve bireyin, yurttaşın ve toplumun güvenliğine yönelik düzenlemelerin gerçekleştirilmesi gerekir. Artık Devlet güvenliği her şeyin üstünde olmamalı, yurttaş ve bireyin özgürlüğünü yok etmeksizin, insanların toplum olarak güvenliği esas alınmalıdır.
Yetki Yasası m. 5’de, bütün yurttaşların fotoğraflı ve on parmak izli suç sicili ile fişlenmesine yol açan hüküm kaldırılmalıdır. Bu anlamda, kredi kartları, cep telefonları, mobesa kameraları ve yeni düzenleme ile hayata geçirilecek olan çipli nüfus cüzdanlarının yol açacağı bireylerin otomatik fişlenmesi yeniden tartışmaya açılmalıdır. Birey ve yurttaşların fotoğraf ve parmak izlerinin alınarak fişlenmesine ilişkin yetkiler kısıtlanmalı, süreleri daraltılmalı, insanların toplum içinde damgalı şekilde gezmesi önlenmelidir.
Bireylerin yaşamlarının önünde engel oluşturan önleme araması, kimlik sorma yetkisi hangi hallerde ve ne şekilde olmalıdır, bu daha açık bir hale getirilmeli, yurttaşın özgürlüğünü engelleyici bir konuma dönüşmemelidir.
Yurttaş sınır dışı olmadıktan sonra, ateş etme yetkisi tamamen yasak olacak şekilde yeniden düşünülmelidir. Ele geçirilemeyen ya da ele geçirilmesi mümkün olmayan diye bir anlayış bugün geçerli bir anlayış olmadığı gibi, yasa hükmündeki muğlak (örneğin “kamu düzenine uygun olmayan”, “kanunsuz toplantı”, “kamu düzeni”, “bozulan düzen”, “makul sebep”, “zorunlu olan süre”, “kat’i delil”, “genel ahlak ve adap”, “her türlü tedbir”, “direnmenin mahiyet ve derecesi”, “zorun derecesinin polis tarafından tayin ve takdiri”, “kişinin duyabileceği şekilde dur çağrısı” gibi) kavramlar ayıklanmalı ve netliğe kavuşturulmalıdır.
Yurttaşın muhbirleştirilmesi anlayışı terk edilmeli, muhbirliğe ödül verilmemelidir.
Polis Yetki Yasası’nın m. 16-8. fıkrasında yer alan, “Dur-vur” hükmü kaldırılmalıdır.
Toplumun da polis örgütü ve uygulamalarını denetleme mekanizmaları oluşturulmalıdır.
Aynı yaklaşım, şehir merkezleri dışında iç güvenlik görevini yerine getiren jandarma için de düşünülmelidir.
Bu düşüncelerden hareketle, yeni bir yasa çalışması yapılmalı ve 17 Aralık 2004 Avrupa Birliği zirvesinden bu güne terk edilen Avrupa Birliği süreci yeniden işler hale getirilmeli, insanlığın kazanımları terk edilmemelidir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Polis Vazife Ve Selahiyet Kanununun 14. maddesini Anlama Çabaları kentpolisi Hukuk Sohbetleri 1 02-12-2002 23:13
AB UYUM YASALARI-Yürürlük.. Av.Habibe YILMAZ KAYAR Hukuk Sohbetleri 0 04-08-2002 00:24
AB UYUM YASALARI-Basın Av.Habibe YILMAZ KAYAR Hukuk Sohbetleri 0 04-08-2002 00:04
AB UYUM YASALARI-Cmuk Av.Habibe YILMAZ KAYAR Hukuk Sohbetleri 0 03-08-2002 23:58
AB UYUM YASALARI-Humk Av.Habibe YILMAZ KAYAR Hukuk Sohbetleri 0 03-08-2002 23:55


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04485893 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.