|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
15-03-2007, 18:36 | #1 |
|
Rücu Şartlı Taşınmaz Bağışı hakkında
Müvekkil A tapulu taşınmazını x şirketine, şahıs C'nin x şirketi yönetim kurulu üyesi olduğu müddetçe geçerli olmak üzere bağışlıyor.
Soru 1- Yapılan bağış rücu şartlı bağış mıdır? Geçerliliği var mıdır(tapuda ilgili haneye şart işlenmiş) x şirketi son GK'da C'nin yönetim kurulu üyeliği sonlanıyor. Bunun üzerine A gayrimenkulünü geri almak için 1 yıllık süre içinde tarafımıza geliyor. Soru 2- (taşınmaz x şirketince üçüncü kişiye satılmış ve üzerinde 3. kişinin borçları sebebi ile konulmuş hacizler var.) Taşınmazı satın alan rücu şartını görerek satın almış sayılır mı? Yapılan rücu şartı geçerli sayılır ise bozucu şartın gerçekleşmesi ile A taşınmazın maliki sayılır mı? Soru 3- Taşınmaz hacizli ve devletin alacağı sebebi ile konulmuş hacizler de var. İlgili gayrimenkulün bağışlayan A'ya temiz (hacizlerden...vs şahsi haklardan temizlenmiş şekilde) şekilde dönüşü sağlanabilir mi? Yardımını ve görüşlerini esirgemeyen meslektaşlarıma şimdiden teşekkür ederim. İyi çalışmalar. |
15-03-2007, 21:30 | #2 | |||||||||||||||||||
|
1. Yapılan bağışın BK. Nun 240/1 maddesinde öngörülen “ şartla yahut mükellefiyetle takyit olunan bağış “ kapsamında olduğunu düşünüyorum. “ Rücü şartlı bağış” sözcüğü B.K.nun 242 maddesinde düzenlenen bağışlanan kişinin bağışlayan kişiden önce ölmesi halini anlatan bir sözcüktür. Oysa somut olayda ölüm söz konusu olmayıp, üçüncü kişi lehine konulan şartın veya mükellefiyetin yerine getirilmemesi durumu ifade edilmektedir.
2. BK.nun 111. Maddesine göre üçüncü şahıs lehine sözleşmelere şart konulması imkanı bulunmaktadır. Buradaki şart infisahi (bozucu ) şart niteliğini göstermektedir. 3. Tapu kaydındaki “Şarta bağlı bağış” şerhi taşınmazın bağışlanan tarafından bir başkasına satılmasına engel teşkil etmemektedir. TMK ve Tapu mevzuatında bu şekildeki şerh mülkiyeti sınırlandırıcı nedenler arasında gösterilmemektedir. Fakat tapu kaydındaki bu şerh üçüncü kişinin sorumluluğunu tayin etmek yönünden önemlidir. Satın alan kişi bu şerhi görerek satın almıştır. Şerhin sonuçlarını bilecek durumdadır. Bence,tapu kaydına güven ilkesinden yararlanamaz ve iyiniyet savında bulunamaz . Bağışlanan kişinin halefi sıfatıyla sonuçlardan sorumlu olur. 4. Bağışlayan ( A) nın ne gibi hakları olabilir. Mükellefiyetin icrasını talep edebilir ( md. 241) veya bağışlanan taşınmazın geri alınması için iade davası açarak ( md.244 /3 ) “ Bağışlanan , bağışlamayı takyit eden mükellefiyeti haklı bir sebep olmaksızın icra etmezse “ hükmüne dayanabilir. Ancak burada ( c ) nin yönetim kurulu üyeliğinin Gen.Krl.ca sona erdirilmesinin “ haklı bir neden “ sayılıp sayılmayacağı tartışılabilir. 5. Haciz şerhleri kaldırılabilir mi . BK.nun 244 / ilk md.sindeki “ ... bağışlananın elinde hala ne kalmışsa onun iadesini dava edebilir “ sözlerinden bu şerhlerden arındırmanın mümkün olamayacağı şeklinde bir sonuca varabiliriz. Diye düşünüyorum. Saygılarımla.
|
15-03-2007, 21:54 | #3 |
|
Sayın Yücel Kocabaş'ın açıklamalarına katılmakla beraber rücu için kanunun aradığı " ...bağışlananın elinde hala ne kalmışsa onun iadesini dava edebilir..." koşulunun somut olay bakımından gerçekleşmediğini belirtmek gerekir.
Yükümlü olarak taşınmaz devredilebilir. Bilindiği gibi Bağışlama iki taraflı bir akittir. Başka bir ifade ile Rücu bağışlama akdine dayalı bir talep ya da beyandır. Bu nedenle bağışlama akdine taraf olmayan 3. kişi konumundaki devir alana karşı bağışlamadan rücu beyanı yöneltilemeyeceği gibi, rücunun sonuçları da 3. kişi için tesirli olamaz. Devralan kişi ile bağışlanan şirket arasındaki devir işleminde "muvazaa" söz konusu olmadıkça bağışlamadan rücu sonuç vermeyecektir. Her ne kadar satış bedeli taşınmazın yerine ikame edilebilir mi sorusu akla gelebir ise de ben bunun kanunun maksadına uygun olamayacağını düşünüyorum. Saygılarımla. |
20-03-2007, 19:00 | #4 |
|
Syn Yücel KOCABAŞ ve Syn Saim DİKİCİ ilgi ve önerileriniz için teşekkür ederim.
* Somut olayda bağışlayan A'nın taşınmaz bağışının geçerliliğini C'nin x şirketinde yönetim kurulu üyeliğinin devamına bağlaması şartını, bozucu yenilik doğuran şart olarak niteleyebilir miyiz? Bozucu şart olduğunun kabulü halinde: a) c'nin şirket genel kurulunca yönetim kurulu üyesi şeçilmediği dönemde bağış otomatikman geçersiz hale gelir... b) Yeni yönetim kurulu seçimi tarihinde taşınmazın bağışlanana devri konusuz kalacak, malik sıfatına haiz olmayan bağışlananın(x şti) bu tarihten itibaren taşınmazı satış yolu ile tasarrufu halinde(imza sirküsünde bağış şartının ortadan kalktığı da irdelenebileceği için)üçüncü kişinin iyiniyeti bertaraf edilebilir.... diyebilir miydik??.... |
21-03-2007, 09:52 | #5 |
|
Sayın Almıla,
Bence diyebiliriz. Fakat ilk cevabımdan sonra konuyu (Marmara Hukuk F. Med.Hukuk Anabilim dalında Ar.Gör. olan ) oğlumla da tartıştık. İlk cevabımda değinilmeyen bazı sorunlar ortaya çıktı. Şimdi bunları ayrıntılı olarak anlatma imkanım yok. Kısaca şöyle söyleyebilirim. Öğretide baskın görüş olarak tapulu taşınmaz mal temliklerinde şartın olamayacağı bozucu şarta bağlanamayacağı Tapu Sic.Tüzüğünün 11 mad.si dayanak yapılarak ileriye sürülmektedir. Bir görüşe göre şarta bağlı tasarruf geçersiz sayılmalıdır. Tapudaki tasarrufun bozucu şarta bağlı olarak yapılabileceği konusunda da görüş vardır.Bu görüşte de şerhin mümkün olmadığı ileriye sürülmektedir. Bazı Yargıtay kararlarında ( şartlı mükellefiyetli bağış) şeklinde karma bir tabir kullanılmaktadır. BK.240 md. si bağışın şartla veya mükellefiyetle takyit edilebileceğini belirtirken Tapu Sicili Tüzüğü md. 11 İstem, tescili bozucu veya hükümsüz kılıcı kayıt ve şarta bağlanamaz. Demektedir. Bu durumda , BK.nun bağış , şart gibi konularının 3. kişinin durumunun daha etraflı incelenmesine ihtiyaç var. Bu aşamadaki bilgilerle bir sonuca varmak istediğimizde ; ya şartlı tasarrufun (bağışın)geçersizliğinden gidilerek tapudaki bağışın geçersiz olduğu ileriye sürülmeli yada; şart kavramı ile mükellefiyet kavramını birleştirerek , mükellefiyetin yerine getirilmemesinden dolayı BK. 244/3 e göre iptal davası açılmalı . Diye düşünüyorum. 3. Kişinin durumu hakkında ilk cevabımı tekrarlıyor , sizin bildirdiğiniz görüşe de katılıyorum. Fakat konu tartışmalı olduğundan bir yönlendirmeye de neden olmaktan çekiniyorum. Saygılarımla. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
Konu Araçları | Konu İçinde Arama |
Konuyu Değerlendirin | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Yabancı Şahısların Türkiye'de Aldığı Taşınmaz Hakkında Miras Sözleşmesi Yapabilmesi | Aybüke Kağan | Meslektaşların Soruları | 4 | 18-07-2016 17:52 |
Şartlı Fesih Bildirimi | Av.Engin Özoğul | Meslektaşların Soruları | 18 | 11-11-2010 10:56 |
Temyizden ( Şartlı ? ) Feragat | mustafa memişoğlu | Meslektaşların Soruları | 2 | 01-05-2005 14:23 |
Şartlı Salıverme Yasası | Ahmet Erdogan | Hukuk Soruları Arşivi | 1 | 18-02-2002 01:45 |
Şartlı Salıverilme Yasası | Ercan Şenyay | Hukuk Soruları Arşivi | 1 | 18-02-2002 01:25 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |