24-03-2002, 17:06 | #1 |
|
Şiir Keyfi:))
............
Sorgulamakla bulup bulacağın "yoksun" sensin Farkina varmakla "varsıl"lasacaksın Yusuffa |
11-04-2002, 20:57 | #2 |
|
Kavafis 'den
AYNI KENTTE
Dedin, "Bir başka ülkeye, bir başka denize gideceğim. Bundan daha iyi bir başka kent bulunur elbet. Yazgıdır yakama yapışır neye kalkışsam; ve yüreğim gömülü bir ceset sanki. Aklım daha nice kalacak bu ülkede. Nereye çevirsem gözlerimi, nereye baksam hayatımın kara yıkıntıları çıkıyor karşıma, yıllarımı kıydığım boşa harcadığım." Yeni ülkeler bulamayacaksın, başka denizler bulamayacaksın. Bu kent peşini bırakmayacak. Aynı sokaklarda dolaşacaksın. Aynı mahallede yaşayacaksın; aynı evlerde kır düşecek saçlarına. Bu kenttir gidip gideceğin yer. Bir başkasını umma -- Bir gemi yok, bir yol yok sana. Değil mi ki hayatını kıydın burada. bu küçük köşede, ona kıydın demektir bütün dünyada. Konstantinos Kavafis |
22-06-2002, 21:24 | #3 |
|
Sevgilinin Yakınlığı
SEVGİLİNİN YAKINLIĞI
Seni düşünüyorum, güneşin ışıkları denizden aksedince Seni düşünüyorum, ayın pırıltıları kaynaklara vurunca. Seni düşünüyorum, uzak bir yol üstünde tozlar havalanırken, Karanlık bir gecede, dar bir tahta köprüde bir yolcu ürperirken. Seni düşünüyorum, boğuk uğultularla orda yükselirken dalgalar. Kulak kesilmek için koruluktayım, sık sık her şeyin sustuğu anlar. Uzakta olsan bile ben senin yanındayım, sende yakınımdasın. Güneş batıyor, biraz sonra, beni ışıtacak yıldızlar ne olurdu burada Yanımda olsaydın Johann Wolfgang Von Goethe (1749-1832) |
20-08-2002, 22:55 | #4 |
|
Ölçü :))
ÖLÇÜ
sonuna kadar doldurmadan dur çok bilersen bıçağı ucu körlenir çok geçmeden işini bitirdin mi çeklimesini bil LAO TSU |
14-09-2002, 23:30 | #5 |
|
Tagore 'yi bir başka sitede çok güzel şiirleriyle okumaya başlamıştım ki burda da görünce sevindim.
oradan bir kaç alıntı yapayım buraya |
14-09-2002, 23:34 | #6 |
|
Hiç kimse sonuna kadar yaşamaz
Hiç kimse sonuna kadar yaşamaz, kardeş ve hiç bir şey de ebedî olarak sürmez. Bunu aklında tut ve eğlen, neş'elen. Hayatımız ağır bir yük değildir, yolumuz da uzun bir yol_culuk hiç değil. Tek bir şair, yıllanmış bir türküyü söylemeğe borçlu olamaz. Çiçek solar ve ölür; fakat çiçeği takan, ebediyen yas tutmıya mecbur değildir. Bunu aklında tut ve neş'elen, kardeş. Musikide (Kemal) i dokumak, yaratmak için tam bir vakfe olmalıdır. Hayat, altın gölgelerinde boğulmak için, grubuna doğru iğilir. Kederini içmek ve gözyaşları semasına götürmek için, sev_giyi oyunundan çağırmalı. Bunu aklında tut ve neş'elen, kardeş. Geçici rüzgârların yağmasına uğramasınlar diye, çiçekleri_mizi toplamak için acele ediyorum. Gecikirsek, uçup gidecek olan öpücükleri yakalayabilmek kanımızı coşturuyor, hızlandırıyor, ve gözlerimizi revnaklandırıyor. Hayatımız coşkun, arzularımız keskindir, zira zaman ay_rılış çanını çalıyor. Bunu aklında tut ve neş'elen, kardeş. R.N. Tagore |
15-09-2002, 10:49 | #7 |
|
benim gölüme gel
İşliyecek ve testini dolduracaksan, benim gölüme gel. Su ayaklarına sarılacak ve sırrını çağlıyacak. Yaklaşan yağmurun gölgesi kumlara vurmuştur. Ve bulut_lar senin kirpiklerinin üzerindeki ağır zülfün gibi, aşağıda, ma_vi çizgilerin üstünde asılıdır. Adımlarının ahengini pek iyi bilirim. Onlar kalbimde vu_ruyor, çarpıyor. Testini dolduracaksan gel, benim gölüme gel. Yan gelip, hareketsiz oturacak ve testini suyun yüzünde yüzer bırakacaksan gel, benim gölüme gel. Çimenli bayır yeşildir. Yabanî çiçekler de sayısız. Yuva_larından çıkan kuşlar gibi düşüncelerin, siyah gözlerinden da_ğılacak. Peçen ayaklarının dibine düşecek. Eğer yan gelip oturacaksan gel, benim gölüme gel. Oyununu bırakıp suya dalacaksan gel, benim gölüme gel. Bırak, lâcivert manton sahilde kalsın. Mavi sular seni kap_lar, gizler. Dalgalar, seni boynundan öpmek ve kulaklarına fısıldamak için parmaklarının ucuna basarak uzanacak. Gel, benim gölüme gel, suya dalacaksan eğer... Delirecek ve ölümüne atılacaksan, gel benim gölüme gel. Gölüm, serin, ve dibi bulunmıyacak kadar derindir. Bir rüyasız uyku kadar karanlıktır, orası. Derinliklerinde, gece ile gündüz birdir. Türküler sessizliktir. eğer ölümüne atılacaksan,gel benim gölüme gel Sir Rabindranath Tagore (1861-1941) - çeviren: İbrahim Hoyi - Mayıs 1938 (bu şiirler Sn Ali Soysal dan seçimlerdir) |
15-09-2002, 20:09 | #8 |
|
Merhaba Sn Kayar
Yaşam derslerine uğrarsanız orada da görüşürüz |
17-09-2002, 21:42 | #9 |
|
Benimle oynuyorsun sen
Seni pek kolaylıkla tanıyayım diye, benimle oynuyorsun sen. Gözyaşlarını gizlemek için kahkaha patırdılariyle gözleri_mi karartıyorsun. Biliyorum, hünerini, sanatını biliyorum. Bulunduğun dünyayı asla söylemezsin sen. Seni medhetmiyeyim, diye, binbir yol benden kaçıyor, uzaklaşıyorsun. Biliyorum, hünerini, sanatını biliyorum. Yürüyeceğim yolu asla söylemezsin sen. Senin isteklerin başkalarınınkinden daha çoktur. Onun için de susuyorsun. Aldatıcı bir kayıtsızlıkla hediyelerimden kaçınıyorsun. Biliyorum, hünerini, sanatını biliyorum. İstediğin şeyi asla almazsın sen... Sir Rabindranath Tagore (1861-1941) - çeviren: İbrahim Hoyi - Mayıs 1938 |
08-10-2002, 20:27 | #10 |
|
Sir Rabindranath Tagore, bence çok iyimser.. miş.
|
21-10-2002, 21:41 | #11 |
|
Ben Düşündükçe Var Dünya, Ben Yok O Da Yok.
Ben olmayınca bu güller, bu serviler yok.
Kızıl dudaklar, mis kokulu şaraplar yok. Sabahlar, akşamlar, sevinçler tasalar yok. Ben düşündükçe var dünya, ben yok o da yok. HAYYAM |
23-10-2002, 00:14 | #12 |
|
Bilgenin yüreğinde her dilek,
Anka kuşu gibi gizli gerek. Damla nasıl inci olur denizde: Sedefler içinde gizlenerek. Hayyam |
25-10-2002, 14:52 | #13 |
|
Saki, gökler, denizlerce dolgunum;
İçime sığmaz oldu coşkunluğum; Ak saçlarımla sarhoş ettin beni, Kış ortasında bahar bulutuyum! Hayyam |
17-11-2002, 23:33 | #14 |
|
Nedir Bu Dünya Tasası?
Nedir Bu Dünya Tasası?
Kalk, günü zevkine bak, hem, ne bu dünya tasası? Gel, otur, keyfini sür, mutluluğun tam sırası. Eğer olsaydı bu dünyada vefadan bir eser Başkasındani sana kalmazdı sevilmek sırası Ömer Hayyam |
23-11-2002, 14:00 | #15 |
|
hakikaten keyifli
teşekkürler |
22-03-2003, 23:07 | #16 |
|
Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü’nü ‘Kumral Gökkuşağı’ adlı kitabıyla Turgay Fişekçi kazandı.
20 Mart— Adnan Binyazar, Salih Bolat, Abdülkadir Budak, Müslim Çelik, Refik Durbaş, Bahar Gökler ve Emin Özdemir’den oluşan seçici kurul 2003 için ödül yazmanlığına ulaşan 67 yapıtı değerlendirdi ve Kurul, Fişekçi’nin ‘Kumral Gökkuşağı’ adlı kitabını oybirliği ile ödüle değer gördü. Ödül, önümüzdeki günlerde, Ceyhun Atuf Kansu’nun ölümünün 25. yılı nedeniyle düzenlenecek bir törenle Fişekçi’ye verilecek. Turgay Fişekçi, 1956’da Balıkesir’de doğdu. Şair, ilk kitabı olan ‘Karda Işıltılar’ ile 1981 Akademi Kitapevi başarılı ödülünü, ‘Sevgi Bağları’ ile 1999 Behçet Necatigil ödülünü, ‘Dip Sevgi’ adlı kitabıyla ise 2002 Behçet Aysan ödülünü kazanmıştı. CUMHURİYET GAZETESİ YAZARI Cumhuriyet Gazetesi’nde 1996 yılından beri yazarlık yapan Fişekçi, Adam Sanat Dergisi Yayın Yönetmenliği görevini de sürdürüyor. 1986 yılından itibaren verilmeye başlayan ödülü ilk olarak ‘Eylül’ adlı yapıtıyla Behçet Aysan kazanmıştı. Ardından sırasıyla Şükrü Erbaş ‘Yolculuk’, Emirhan Oğuz ‘Ateş Hırsızları Söylencesi’, Müslim Çelik ‘Peryavşan’, Salih Bolat ‘Karşılaşma’, Ahmet Ada ‘Aşk Her Yerde’, Hüseyin Yurttaş ‘Kod Adı Mansur’, Hidayet Karakuş ‘Sesini Bana Bırak’, Abdülkadir Budak ‘İmzası Gül’ adlı yapıtlarıyla bu ödülü almıştı. Ödül, 1995 yılında ‘Sürek Avında Dünya’ adlı kitabıyla Ali Cengizkan’a, 1996’da ‘Taşı Sula’ adlı yapıtıyla Gültekin Emre’ye verilirken, sırasıyla Oya Uysal ‘Uçuruma Düşen Nehir’, Ahmet Uysal ‘Suyla Sınanmış Şiirler’, Hicri İzgören ‘Suç Duyurusu’, Hüseyin Peker ‘Yer Bezinden Bir Köle’ adlı yapıtlarıyla bu ödülü kazandı. Ödül 2001’de ‘Ateşin Düştüğü Yer’ adlı yapıtıyla Arif Berberoğlu’na, 2002’de ‘Sözümüz Vardı’ adlı yapıtıyla Ahmet Özer’e verilmişti. (bu haber ntvmsnbc 'den alınmıştır) |
27-03-2003, 00:27 | #17 |
|
Selam herkese,
Savaş karşıtı bir yazı yazmayı hep istedim. Ancak zamanım olmadı. (Hakkım saklıdır, nasıl olsa uzun sürecek). Uzun söze ne hacet? Brecht'in şiirleri şimdilik duygularıma tercüman : ÇAĞCIL SÖYLEN Akşam savaş alanına çöktüğünde Düşmanlar yenilmişti Telgraf tellerinin tınıları Haberi uzaklara taşıdı .............. O zaman dost ve düşman sessizleşti. Yalnız analar ağladı Her iki yanda. Bertolt BRECHT |
07-07-2003, 13:58 | #18 |
|
66. SONE
Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama, Seni yalnız komak var ya, o koyuyor adama. William Shakespeare |
07-07-2003, 23:09 | #19 |
|
Sayın Sibel,
Neruda'nın şiirine muhalefet etmek mümkün değil, duygu ve düşüncelerine de... Ama alçakgönüllü bir karşılaştırma yapsam kızmazsınız umarım. Saygılarımla Bir Dost ........................................... Neruda Seni Bilse, ''Güzde Sensizliği'' Yazardı Bilmediğin birini beklemek Bildiğin birini beklemek Tek hecelik büyük fark .... Birini herkes yaşar, Neruda yazar Ötekini Abbas.... Uzak gurbetinde Biri yokluk, biri yoksunluk Biri yalnızlık, biri ayrılık Biri hiçlik, biri hıçkırık Biri aramak, biri bulamamak Birini herkes yaşar; Neruda bile Ötekini Abbas, senin hasretinde .............................................. |
10-07-2003, 00:42 | #20 |
|
Sayın hykayar,
Unutmak ayıp değil ama Jagues Prevert gibi vefasızlar yerine, Ahmet Arif gibi ''terketmedi sevdan beni'' diyenleri seviyorum. Ama madem ki ''çeviri şiir keyfinde'' konumuz unutmak, bir şiir de ben içimden çeviriyorum: VEFASIZLARIN PRAGMATİZMİ Kimileri unutur sevdalarını Terkedince sevgi dağlarını Sonradan anımsar bir şiirde Uykusuz kalınan bir gece Kimileri ise unutulur Adam boyu ateşlerde Sonra anımsanır birden bire Kibritsiz kalınan bir gece |
26-08-2003, 10:18 | #21 |
|
Ne Sen Biliyorsun ! Ne ben !
"Seni Seviyorum" dediğin zaman hiçbir şey düşünmedim Sana dediğimde sen de öyle... Birbirimize bir tek bunu doğru söyledik belki... Umut The Cyrano "Sebep aramam, severim..." |
19-09-2003, 13:04 | #22 |
|
DELİ
Dün O’nu gördüm sokakta Kafasında bir şapka, elinde bir sopa. Tartışıyordu en büyük rakibi, kendisiyle. Sanki bir O, birde kendisi vardı dünyada Bilmeyenler “Uzak dur, delidir” dediler. Yazık deyip acıdı bazıları. Belki herkes deli, tek akıllı oydu. Kimbilir belki de O, bu dünyada yoktu.. yazan: smyrna |
19-09-2003, 13:52 | #23 |
|
Sevgili sibel
40 yıllık hatırı olan kahveye, bir sabah mahmurluğunda ferah bir karşılaşma ile içilen çay rekabet etmiş işte böyle. sonra da; o çayın sonu birilerine bu "deli"yi yazdırmış |
19-09-2003, 14:08 | #24 |
|
Nedense benim de delilere ve deliliğe karşı aşırı bir ilgim vardır..)
|
19-09-2003, 14:15 | #25 |
|
Sabah mahmur kalkmamalı sayın ege !
Sonrası tehlikeli ve malum....))) |
19-09-2003, 16:41 | #26 |
|
Sayin Sibel,
Sizi bilmem ama ben sabahlari mahmur kalkmiyacagim dersem saat 11 e 12 ye kadar uyumam gerekir. Kisacasi iki secenegim ya mahmur kalkmak veya isten atilmayi göze almak. Isten atilmamak icin de mahmur kalkiyorum. Önümüzdeki iki hafta mahmur kalkmiyacagim, cünkü iznim var. O nun da kötü tarafi var, iki haftadir ekranda zevkle izledigim Forumu özliyecegim. Saygilar |
03-10-2003, 09:02 | #27 |
|
Sone 61
Ağır gözkapaklarım, yorgun gece içinde Hayalinle apaçık kalsın, dileğin bu mu? Sana benzer gölgeler, gözümle eğlensin de Keyfince parçalayıp geçsinler mi uykumu? Gönderdiğin, ruhun mu canevinden uzağa İşlerime gözkulak olsun, düşürsün diye Aylak saatlerimi, utancımı tuzağa: Hasedine, kuşkuna yardakçılık etmeye? Hayır, sevgin çoksa da büyük değil o kadar Benim kendi aşkımdır vermeyen uyku durak, İşte öz sevgim, dirlik düzenliğimi bozar Senin uğruna bana hep nöbet tutturarak. Ben bekçinim, sen başka yerlerde uyanıksın: Benden uzaksın, sana başkaları çok yakın. (İngilizce'den çeviren Talat Sait Halman) William Shakespeare |
14-10-2003, 21:52 | #28 |
|
Piza Kantoları'ndan
Neyi seversen o kalır,gerisi döküntü
Neyi gerçek seversen koparılamaz senden Neyi gerçek seversen özbeöz senin Kimin dünyası,benim mi ,onların mı belki de kimsenin? İlkin gözle görülür,derken elle değilen Cennet delhizlerinde bile cehennemin, Neyi gerçek seversen özbeöz senin Neyi gerçek seversen koparılmaz senden Kendi masal aleminde ejderhadır karınca. Kurtul kurumundan,insan değildir Gözüpekliği de düzenliği de inceliği de yapan Kurtul kurumundan,kurtul diyorum. Yeşil dünyadan öğren yaratılar sırasındaki Ya da gerçek yaratıcılıktaki yerini Kurtul kurumundan, Kurtul alaycı seni! EZRA POUND |
17-10-2003, 11:46 | #29 |
|
.
MARURİ SOKAĞINDAKİ PANSİYON
Maruri bir sokak. Karşı karşıya değildi evler, sevmezlerdi birbirlerini, yine de yan yanaydılar. duvar duvara, fakat pencereleri bakmazdı sokağa, konuşmazdı, öyle sessizdiler..... ........ Pablo Neruda |
17-10-2003, 17:06 | #30 |
|
.
Ormanda Yürüyordum
Ormanda yürüyordum Öylesine ve kendimce Ve hiçbir şey aramamak İşte buydu niyetim. . Goethe |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
Konu Araçları | Konu İçinde Arama |
Konuyu Değerlendirin | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Klasik Şiir Keyfi (Halk, Tasavvuf, Divan Şiiri) :)) | Gemici | Site Lokali | 122 | 21-03-2014 00:13 |
Tatil Keyfi :))) | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Gezi, Tatil ve Eğlence | 128 | 26-01-2013 21:06 |
Fıkra Keyfi | Admin | Site Lokali | 514 | 25-01-2013 18:06 |
Yaşama Keyfi:)) | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Site Lokali | 55 | 02-11-2010 21:59 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |