Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Sözde adalet yetmez, gözde adalet de lazımdır...

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 13-11-2006, 10:49   #1
üye3578

 
Varsayılan Sözde adalet yetmez, gözde adalet de lazımdır...

Yargıtay 7.Ceza dairesinin 2005/15803 esas, 2006/16846 karar sayılı kararı çok kapsamlı ve bilgisayardan kopyalayacak ortam bulamadığımdan özetini, önemine binaen aşağıya alıyorum...

"...Yargılanan kişilere adil yargılanma haklarının tanınmış olması için mahkeme kurulunun tarafsız, yansız ve adil da yeterli olmamakta, bunun böyle olduğunun yargılanan kişilerce de objektif ölçülere göre kabul edilebilir nitelikte olması gerekmektedir. Başka bir anlatımla; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kimi kararlarında da vurgulandığı gibi "sözde adalet yetmez, gözde adalet de lazımdır". Ceza yargılamasının olmazsa olmaz koşulu olan yargılananın adil yargılanma hakkının koşullarını kısaca bu şekilde ortaya koyduktan sonra, somut olayda sanıklara sözü edilen hakkın tanınıp tanınmadığına baktığımızda görülenler şunlardır; ...
2001 yılında düzenlenen 48 sayfalık iddianame, daha sonra değişik mahkemelere yazılan birden çok iddianameler, görevsizlik kararları, birleştirilen dosyalar nedeniyle 2001 yılından beri devam eden, 70'in üzerinde klasörde toplanmış belgeleri, Cumhuriyet Savcısının 60 sayfalık mütalaasını, birçok bilirkişi raporunu içeren toplam 52 sanğığın kimilerinin değişik suçlardan mahkumiyetleri, kimilerinin beraatleri, kimi davalarının ise zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılması ile sonuçlanan yargılama sürecinde, ... sicil numaralı hakimin yalnızca 28.1.2005 günlü ve sadece dosyanın mütalaa için Cumhuriyet Savcılığına verilmesi ile sonuçlanan oturuma katıldığı, çeşitli usul ve işlemlerinin yapıldığı sonraki 4 oturuma iştirak etmediği, ancak 1.6.2005 günlü oturumda mahkeme kurulunda yer alarak toplam 256 sayfalık karara katıldığı görülmektedir.
... Ağır ceza mahkemesinin üyesi olmayan, asıl üyenin bulunmaması nedeniyle duruşmaya çıktığı anlaşılan adı geçen hakimin, anlatılan yargılama süreci içerisinde olağanüstü bir gayretle dosyadaki tüm evrakları okuyup, anlayarak bağımsız, yansız ve gerçek iradesiyle verilen karara katılmış olması mümkündür. Ancak anlatılan yargılama süreci içerisinde, objektif ölçülere göre davanın taraflarınca da bu olgunun kabul edilebilir olduğunu söylemek olanaklı değildir. Tarafların, Yargıçların dosyayı bilmeden karar verdikleri hususunda haklı olarak kuşkuya düşmelerinin, adil yargılama hakkının ihlali onlamına geleceği gözetilerek bu kuşkuyu giderecek hiçbir işlem yapılmadan hükme varılması, .... BOZULMASINA...
Old 13-11-2006, 19:27   #2
ibreti

 
Varsayılan

Çok isabetli bir karar.
Aslında mahkemelerdeki mevcut iş yüküne bakıldığında da benzer hukuk dışılığın olduğu görülüyor. Yargıç da nihayetinde insan ve o'nun da sınırlı bir gücü var. Bir çok mahkemedeki iş yükü yargıçların taşıyabileceğinin çok üzerinde. Bu halde de hukuka uygun karar verilebilmesi zor.
Old 13-11-2006, 23:33   #3
Av.mdogan

 
Varsayılan

Arkadaslar bırde su açıdan bakmakta yarar var geç gelen adalet te adalet değildir.bu kadar yüklü bir dosyanın nihai karara varılabılmesı bıle bence buyuk başarı mevcut sistemizde.Karara katılmamakta elde değil.Ama madolyonun öbür yüzünüde dikkatinizi çekmek ısterım.
Old 14-11-2006, 19:19   #4
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan Önemli bir karar

Öncelikle bu kararı sitede yayınlayan hukukçu meslektaşımızın emeğine teşekkürler.

Bu karar hukukumuzda ÖNEMLİ BİR AŞAMA olarak ortaya çıkmıştır. Bundan sonra mahkemelerin karar verme sürecindeki tutum ve davranışlarıyla tarafsızlık kavramını ön planda tutmaları gerekecek.

Üst mahkemenin bu kararı yargıya yön verici nitelikte. Amaç seri üretim gibi adalet gerçekleştirmekten uzak ama ne olursa olsunda bir karar olsun anlayışı yerine, karar olsun ANCAK ADALETLİ OLSUN ANLAYIŞI getirilmek istenmektedir.

Uygulamayı birlikte görelim.

Ömer KAVİLİ
Hukukçu, Yeni sanık
Old 18-11-2006, 17:27   #5
MertALİ

 
Varsayılan

Hakim kanunu uyguladığında maddi gerçeği bulamıyorsa, hakkaniyete göre davranmalı, kanun hükmünü hakkaniyetin gerektirdiği takdirde esnetebilmeli ve maddi gerçeğe en yakın kararı vermelidir. Hakimlerin her olayda kanun hükmünü lafziyle yorumlayıp uygulamaları ciddi sakıncalara yol açabilir. Hakkaniyet ve hukuk her zaman birlikte düşünülmelidir.
Old 30-11-2006, 13:38   #6
hulusan

 
Varsayılan

Bence de karar çok isabetli. Ama ben zaten heyetle çıkılan duruşmalar da tüm Hakimlerin dosyayı ayrıntısıyla bildikleri kanaatinde değilim. Genellikle biri dosyayı inceliyor. Digerlerine bilgi veriyor. Maddi vakıaların veya delillerin değerlendirilmesinden çok bütünüyle hukuki mütalaa bazında karara katılmak söz konusu oluyor. Yargıtay dahil tüm Mahkemelerin çalışma sistemleri bu şekilde Yargıtayda da tetkik hakimi dosyayı inceleyip üyelere anlatıyor. Üyelerde verilen bilgiye göre karar veriyorlar. Yoksa dosyadaki tüm belgeleri inceleme imkanları yok. Bu anlamda bu kararlar ne kadar her üyenin kanaatini yansıtıyor. Tetkik Hakimlerinin veya dosyayı inceleyen üyenin gözünden kaçan şeyler olamaz mı?
Old 08-03-2008, 02:40   #7
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan zeynel
Yargıtay 7.Ceza dairesinin 2005/15803 esas, 2006/16846 karar sayılı kararı çok kapsamlı ve bilgisayardan kopyalayacak ortam bulamadığımdan özetini, önemine binaen aşağıya alıyorum...

"...Yargılanan kişilere adil yargılanma haklarının tanınmış olması için mahkeme kurulunun tarafsız, yansız ve adil da yeterli olmamakta, bunun böyle olduğunun yargılanan kişilerce de objektif ölçülere göre kabul edilebilir nitelikte olması gerekmektedir. Başka bir anlatımla; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kimi kararlarında da vurgulandığı gibi "sözde adalet yetmez, gözde adalet de lazımdır". Ceza yargılamasının olmazsa olmaz koşulu olan yargılananın adil yargılanma hakkının koşullarını kısaca bu şekilde ortaya koyduktan sonra, somut olayda sanıklara sözü edilen hakkın tanınıp tanınmadığına baktığımızda görülenler şunlardır; ...
2001 yılında düzenlenen 48 sayfalık iddianame, daha sonra değişik mahkemelere yazılan birden çok iddianameler, görevsizlik kararları, birleştirilen dosyalar nedeniyle 2001 yılından beri devam eden, 70'in üzerinde klasörde toplanmış belgeleri, Cumhuriyet Savcısının 60 sayfalık mütalaasını, birçok bilirkişi raporunu içeren toplam 52 sanğığın kimilerinin değişik suçlardan mahkumiyetleri, kimilerinin beraatleri, kimi davalarının ise zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılması ile sonuçlanan yargılama sürecinde, ... sicil numaralı hakimin yalnızca 28.1.2005 günlü ve sadece dosyanın mütalaa için Cumhuriyet Savcılığına verilmesi ile sonuçlanan oturuma katıldığı, çeşitli usul ve işlemlerinin yapıldığı sonraki 4 oturuma iştirak etmediği, ancak 1.6.2005 günlü oturumda mahkeme kurulunda yer alarak toplam 256 sayfalık karara katıldığı görülmektedir.
... Ağır ceza mahkemesinin üyesi olmayan, asıl üyenin bulunmaması nedeniyle duruşmaya çıktığı anlaşılan adı geçen hakimin, anlatılan yargılama süreci içerisinde olağanüstü bir gayretle dosyadaki tüm evrakları okuyup, anlayarak bağımsız, yansız ve gerçek iradesiyle verilen karara katılmış olması mümkündür. Ancak anlatılan yargılama süreci içerisinde, objektif ölçülere göre davanın taraflarınca da bu olgunun kabul edilebilir olduğunu söylemek olanaklı değildir. Tarafların, Yargıçların dosyayı bilmeden karar verdikleri hususunda haklı olarak kuşkuya düşmelerinin, adil yargılama hakkının ihlali onlamına geleceği gözetilerek bu kuşkuyu giderecek hiçbir işlem yapılmadan hükme varılması, .... BOZULMASINA...

Karar, teorik olarak önemini koruyor; uygulama x!?
Old 08-03-2008, 11:47   #8
Av.Barış

 
Varsayılan

Çok isabetli bir karar.Heyet Değişikliğinde bile adil yargılanma ilkesinin ihlal edildiği söylenebilir.Eski yargıtay başkanı "Duruşma tutanaklarında tanığın gözyaşlarını göremezsiniz" diyordu ve doğruda diyordu.3-4 yıl yargılama yapılıyor sonra hakim değişiyor.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Adalet Sarayı Terimi Av. Hulusi Metin Hukuk Sohbetleri 8 28-09-2011 08:34
Adalet BakanliĞi PINAR YILMAZ Hukuk Stajı ve Meslek Seçimi 5 13-09-2006 23:26
Al sana Adalet Av.Ömer KAVİLİ Hukuk Haberleri 2 07-08-2006 14:00
Hukuk ve Adalet... Merhaba Hukuk Sohbetleri 1 18-03-2006 11:28


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04753208 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.