Silahla Yağma Suçu, Yargılanmanın yenilenmesi

Merhabalar sayın meslektaşlarım öncelikle cevaplarından ötürü herkese teşekkür ederim hukuk fakültelerindeki ceza hukuku dersleri misali bir olay karşıma geldi ki bu konuda fikirlerinizi almak isterim, lafı daha fazla uzatmadan konuya gireyim

5 kişi silahlı olarak 2 kişi ile buluşmak için (ki bunlarda silahlı ve olaydaki tüm silahlar ruhsatsız) daha önceden ayarlanmış bir buluşmaya gidiyorlar ve buluşmadaki amaç eski arkadaşları barıştırmak.
Ancak barışma olayı pek düşünüldüğü gibi gitmiyor ve karşı taraftaki 5 kişi silahları önce çekerek bu iki kişinin ellerindeki silahları kendilerine zarar vermemeleri için alıyorlar.

Daha sonra bu olay bir şekilde polise intikal ediyor ve polisin de baskısı ile bu iki kişi bunlar bizim aynı zamanda paramızı da aldılar diyerek şikayetçi oluyorlar ve yapılan yargılamada kişiler her ne kadar paramızı almadılar dese de mahkeme kişiler zanlılardan korkuyor diyerek silahla nitelikli yağmadan ceza veriyor

Ardından bu iki kişi ceza evine düşüyor ve (tabi diğer 5 kişiden farklı cezaevlerine yani bir baskı unsuru yok) pişmanlıklarını da içeren bir dilekçe ile polisin kendilerini yalan ifade için kullandığını aslında bu kişilerle arkadaş olduklarını ortada paranın hiç olmadığını şu anda da hiç bir baskı unsuru olmadığını ve arkadaşlarının bu kadar uzun zaman suçsuz yere yatmasına ne kadar üzüldüklerini anlatıyorlar.

Şimdi olay bundan ibaret olmakla birlikte benim sorularım;
öncelikle kişilerin kendilerini karşı taraftan korumak için ruhsatsız silahları karşı taraftan almaları yağma suçuna vücut verir mi benim kafamı karıştıran ana nokta bu?

bu noktada yapabileceğim neler vardır yargılanmanın yenilenmesi sürecinde nasıl bir mekanizması ve işleyişi vardır bu konuda hiç tecrübem yok çünkü?

ve son olarakda bu kadar zaman işlemedikleri bir suç için cezaevinde işlemedikleri bir suç için yatan müvekkillerimin bu süre içerisinde yattıkları sürenin tazmini nasıl olacaktır?

Farkındayım biraz uzun oldu ama zaman ayıran tüm meslektaşlarıma sabrı ve yardım severlikleri için şimdiden canı gönülden teşekkürler...

TCK 148/1 " bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılan kişi, altı yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır." diyor.
Olayda bir malı cebren teslime zorlama var, siz TCK madde 25 deki meşru savunma olduğunu iddia ediyorsunuz.. Meşru savunma için bu silahları en azından kullanmaya teşebbüs olmalı..
Silahların ruhsatsız olması onların mal olma özelliğini ortadan kaldırmaz.. Ruhsatsız da olsa silah bir emtiadır ve bu silaha ancak meşru şekilde el konulabilir.. Silahın ruhsatlı veya ruhsatsız olması yağma suçunu bir unsuru değil..

Hayır meşru savunma olduğunu iddia etmiyorum ancak bu konu ile yaptığım araştırmalarda malın ya da paranın yararlanma maksadı ile alınması gerek diyor idi. Elbet bunu kanıtlamak zor ama benim merak ettiğim konu asıl olarak bununla ilgili yargıtay kararı çünkü konuşmak için sizi çağıran bir kişideki silahları size zarar vermesin diye almak bunu planlamamak bana yağmanın unsurları ile tam anlamıyla uyuşmuyor gibi geliyor ayrıca polisler illa ki para olayını da ifadede söyletiyorlar

Ruhsatsız silahın bir ekonomik değeri olduğu şüphesiz ancak bu konu yine de aydınlatılmaya muhtaç..
Mahkemenin somut delil olmadan sadece müştekinin çelişkili ifadelerine, ifade değişikliği korkudan kaynaklanıyor gibi subjektif bir değerlendirme ile yağma suçunun oluştuğuna hükmetmesi bizce yerinde değil..
CMK son değişikliklerle arama, yakama, tutuklama kararlarında bile somut delillere dayanılmasını öngörmektedir. Kaldı ki yargı paketleri yürürlüğe girmeden önce de bir suçun oluştuğuna kiyas, çıkarsama ile karar verilemezdi, hükmün somut delillere dayanması esastır.. Ben bu duruma kötü yargılama diyorum, AİHM'de kötü yargılamada 2. sırada yer almamız bundandır.. (http://www.adaletbiz.com/ceza-hukuku...er-h13425.html)

1- Cevap veren meslektaşın ifade ettiği üzere, mali bir değeri olduğundan silahın zorla alınması da yağma suçuna vücut verebilir. Ancak sizin savununuz, silahların ekonomik değeri için değil, silahla kendilerine zarar verilmesini engellemek amacıyla alındığı, yani suçun manevi unsuru olan kastın gerçekleşmediği. Bu konuda (diğer maddi vakıalar, para mevzusu ve cezanın kesinleşmiş olmasından bağımsız olarak) mahkeme somut olayın özelliklerini irdelemek durumundadır. Örneğin "eğer amaç zarar verilmesini engellemekse, mermiler alınıp silahlar teslim edilebilirdi" diyebilir. Yok eğer suçun manevi unsurunun oluşmadığı kanaatine varılırsa beraat kararı verilmesi gerekir(di).
2- Yargılamanın yenilenmesi, kararı veren mahkemeye verilecek bir dilekçe ile istenebilir. Ancak bu yola başvurabilmek için yasada sayılı şartlardan birinin gerçekleşmiş olması gerekir. Örneğin tanığın yalancı şahitlik ettiğinin, bilirkişinin sahte rapor hazırladığının ortaya çıkması veya AİHM'in yargılamayla ilgili bir ihlal kararı vermesi gibi...
3- Eğer müvekkilleriniz beraat kararı alırsa, bu durumda CMK 141 maddesi uyarınca tutuklu kalınan süreler bakımından maddi ve manevi tazminat davası açabilirsiniz.

Sayın Ofluoğlu ve Sayın Erkan öncelikle cevaplarınız için çok teşekkür ederim.

Evet benim sorumun da ana noktası bu idi yani yağma suçunun manevi kısmı olmaksızın bir suça nasıl hükmedilebilir? Bu şekilde bazı kararları okudukça kendimi ceza hukuku derslerinde aldatılmış gibi hissediyorum, ancak bu olay yüzünden 5 kişinin hayatı karardı ve bunların aileleri de perişan oldu elbet suçsuz değiller ama bir yalan ifade ile bu duruma gelmeleri çok acıklı...

işte bu noktada asıl olarak konu ile yargıtay kararı bulmam gerek çünkü bir daha ki hafta içinde tüm sanıklar adına yargılanmanın yenilenmesi talebinde bulunacağız