|
Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için. |
Anket Sonucu: Dava dilekçesini hazırlarken yeterli zamanı siz mi tayin edersiniz? | |||
Müvekkil acele ettiğinden yeterli zaman ayıramıyoruz | 2 | 20,00% | |
Müvekkil bana karışamaz, süre sorunu yoksa acele etmem.. | 5 | 50,00% | |
Hayır acele etmem, hatta ön görüşme tutanağı hazırlarım ve müvekkile imzalatırım.. | 1 | 10,00% | |
Hiç biri doğru değil, doğrusu aşağıda anlattığım gibidir.. | 2 | 20,00% | |
Birden Fazla Seçenek İşaretlenebilen Anket. Oy Verenler: 10. Bu ankette oy kullanamazsınız. (Anket no : 30) | |||
|
19-06-2002, 13:03 | #1 |
|
Dava Dilekçemizi Yazmadan Önce Yeterli Ön Hazırlık Yapılıyor Mu?
Merhaba arkadaşlar,
Uygulamada özellikle avukat meslektaşlarımız çeşitli nedenlerle ve genelde müvekkilin aceleci tavrına bağlı olarak yeterli araştırma ve ön hazırlık yapmadan, hukuki dayanaklara uygunluk, delilin varlığı yada yokluğu ve hatta somut olgu hakkında bilgi sahibi bile olmadan dava dilekçesi hazırlamakta, neticede hem hakim, hem de avukat zor durumda kalmaktadır. Size göre;süre problemi yok ise; (elbette davanın niteliği, kapsamı vs. gibi unsurlar etkilidir ancak genel olarak belirtelim) bir davanın dilekçesini hazırlamak için ne kadar bir süre yeterlidir? Aynı gün hatta aynı saatte alel usul hazırlanan dava dilekçeleri neye yarar? Saygılarımla.. |
20-06-2002, 08:13 | #2 |
|
Sayın Tikici'ye forumu için teşekkür ediyorum. Sık sık gündeme getirilecek bir konu. Uygulamanın içinden biri olarak, önümüze gelen dava dilekçelerinden abartmıyorum dava dosyası tam olarak hazırlanarak gelen sayı maksimum %1. Vatandaşın açtığı davalarda bunu hoş görebiliyorsunuz ama avukat arkadaşlarımızın hazırlık yapmadan dava açmaları çok üzücü. Bilindiği gibi özellikle hukuk davalarının avukatsız olamayacağı düşünüldüğünde, bütün avukat arkadaşlarımızın üzerine düşen görevi tam olarak yerine getirmeleri gerekmektedir. Uzun vadede de kazanan kendileri olacaktır.
Saygılarımla. |
20-06-2002, 13:29 | #3 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Bu konu kadar önemli bir konu da sanırım hazırlanan dilekçeler verildikleri makam tarafından ne kadar okunuyor sorunu.
İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin kaleminin duvarında yıllarca şöyle bir duyuru asılıydı:
Bu duyuru ben de hep acı bir tebessüme yol açmıştır, zira bence kendi içinde üzücü bir ikrarı içermektedir: Diğer mahkemelerde dilekçelerin tamamı okunmuyor olmalıdır ki, bu duyurunun yapılması zarureti hasıl olsun. Lütfen kimse alınmasın ancak ben bu iddianın doğruluğuna inanıyorum. Yine İstanbul'un en büyük ilçelerinden birinin Cumhuriyet Savcısı gözümün içine baka baka bana aynen şu sözü söyledi:
Uzun dediği dilekçe 3 sayfadan azdı (2.5 sayfa) ve ciddi bir suçla ilgili suç duyurusu içerdiği için olayın gelişimini anlatıyordu. Neticede Sayın Savcı herhalde sözünü de tutmuş olmalı, zira o dilekçenin gereği tam 9.5 ay yapılmadı ve Savcılık Soruşturması tam 9.5 ay sürdü. İstanbul Barosunun birkaç dönem önceki Yönetim Kurulunun başına gelenler de hatırımızdadır. Baro Yönetim Kurulu Yargıtay'ın temyiz incelemesi için önüne gelen dosyaları okumadığını düşündüğünden, bir deneme yapar: Yargıtay'a gidecek bir dosyadaki en önemli delil niteliğindeki bir belge selobantla diğer belgelere yapıştırılır ve Noter ile bu durum tesbit edilir. Bu belge incelenmeden dava hakkında karar verilmesi mümkün değilken, dosya Yargıtay'dan onanarak geri döner ve yine Noter huzunda belgenin aynen gönderildiği gibi yani yapışık şekilde ve okunmadan geri geldiği tesbit edilir. Dosyayı okumadan onaylayan Yargıtay üyelerinin başına ne mi geldi? Hukuka saygılı bir ülkede onlar hakkında soruşturma açılırdı, Türkiye olduğumuz için Adalet Bakanlığı İstanbul Barosu Yönetim Kurulu ile işlemi yapan Noter hakkında soruşturma açtı. Kısaca avukatların dilekçelerini özenle hazırlamaları elbette çok önemlidir ancak kanaatimce yargı sistemimdeki problemimiz dilekçelerin yazılmasındaki özenden ziyade, okunmasındaki özensizliktir. Saygılarımla, |
20-06-2002, 17:04 | #4 |
|
bazı özel durumlar genel ile kıyaslanamaz. Elbette büyük şehirlerde ki iş yoğunluğu herkesin bildiği bir gerçek. ancak bu gibi somut olaylar, bu işten para kazanan avukatların "tam" dava açmalarına engel olmasa gerek. Her zaman o davanın gerekli bütün dökümanlarının yeni Av.K.nun verdiği kolaylıklardan da istifade edilerek toplanması ile dava açılması doğru olacaktır.
saygılarımla |
20-06-2002, 18:23 | #5 |
|
MERHABA,
Öncelikle belirtmek gerekirki, herkes kendi üzerine düşeni eksiksiz ve mesleğe uygun yapmak zorundadır. Bu avukat için de geçerlidir, hakim ve savcı için de.. hatta tüm meslekler için zorunludur. Avukat olarak bizler, ister istemez dava açmadan önce hazırlığımızı tam anlamıyla yapamıyoruz. Bunun çeşitli nedenleri vardır. Genelde müvekkil yumurta kapıya dayandığında avukata müracaat ediyor ve zaman yetersizliği nedeniyle apar topar dava açılıyor ve sonunda istenmeyen durumlar oluşuyor.. Bazen avukat işi kaçırmamak için, acele ile dilekçe hazırlayıp davayı açıyor ki bu durum istisnadır.. yapmayanları peşinen tenzih ederim. Yine genelde, müvekkil bilinçsiz olabildiğinden hukuki iş ve işlemleri için gerekli evrak, yazışma, ihtar, sözleşme, dekont, makbuz vs. gibi verileri zamanında edinmemiş yahut kaybetmiş bulunuyor ve bu eksiklik acele hareket edildiği zaman gözden kaçabiliyor... Bazen de bu durum meslektaşlarımız tarafından umursanmıyor.. Nasıl olsa dava 4-5 yıl sürüyor, ''kim öle, kim kala muhabbeti'' ile dava açılıyor ki bu durumda herkese mahsus değildir. Bazen de bilgi eksikliği ortaya çıkıyor, tamamen iyi niyet olmasına rağmen yetersizlik buna neden olabiliyor.. Bu duruma çanak tutanlar ise üzgünüm mahkemeler ve çoğu hakim meslektaşlarımız oluyor. Dava dilekçesinde HUMK' a göre deliller gösterilir.. ancak bu durum dikkate alınmıyor, tamamen ezberci bir düşünce ile ilk duruşmada taraflara delillerini sunması için süre vriliyor... Bu süre nedense kesin süre olarak da belirlenmiyor... Siz yanılıp da dava dilekçesi ile delilinizi sunmuş olsanız bile mahkeme buna dikkat etmiyor, ilk duruşmada taraflara süre veriyor.. Şimdilik.... devam edeceğiz.. Saygılarımla.. |
20-06-2002, 21:26 | #6 |
|
Dava dilekçeleri,
kısa,öz,anlaşılır,tutarlı ve tam olmalıdır. -Uzun uzun hikaye anlatmak marifet değildir. -mahkemeye gereksiz şekilde hukuk dersleri vermenin anlamı yoktur.Kısa,öz biçimde kanun maddeleri belirtilmeli varsa ve gerekiyorsa içtihatlara atıfta bulunulmalı. -Karar aşamasında esasa ilişkin beyanların sunulmasında ise daha kapsamlı ve yargılama sürecinin bir değerlendirmesini yapabilmek,hukuki değerlendirmede hakime, görüşünü açık ve net ortaya koyabilmek gereklidir. -Dava dilekçelerinin gerekli itibarı görmediği görüşüyle sayın Admin'in eleştirileri doğrudur.Bir atasözü vardır:"her yiğidin bir yoğurt yemesi vardır"yukarıda anlattığım biçim, kural değilir.İsterse bir avukat,100 sayfa istediği gibi dilekçe de yazabilir;başka bir avukat,yarım sayfa da yazabilir ama önemli olan bunların her kelimesinin yargı makamlarınca okunması ve dikkate alınması gerektiğidir. -sayın Tikici,bir de merceğinizi mahkeme kararlarına tutarsanız herhalde moraliniz bozulmayacaktır.Bozuk olan bir şey varsa o da sistemin işleyişidir.Bazen iki-üç sene süren davalara baktığımızda,bir senede üç-dört duruşmasının yapıldığını, duruşma sürelerini topladığımızda toplam 25-30 dakikada karara ulaşıldığını,2-3 senelik bu davalarda avukata düşen söz hakkının belki 5 dakikayı geçmediğini,yargıtayda dosya başına bazen 10 saniye(!!)ayrıldığını,vs,vs,görmekteyiz. Saygılarımla. |
21-06-2002, 07:12 | #7 |
|
Sayın aristo'nun söylemine katılmamak mümkün değil. Ancak evrak okunmuyor iddiasının halen istisna olduğunu ve bunda da önemli bir kusurun sistemin işleyişinde, ikinci hususun ise somut olarak hakim ve savcının şahsi tutumunda olduğunu düşünüyorum. Yine de herkesin üzerine düşeni tam olarak yerine getirmesi gereklidir, ne diyelim herkese kolay gelsin.
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
hazırlık | ankara7406 | Hukuk Lisans Eğitimi | 16 | 21-08-2009 13:24 |
YARSAV: Yargıç ve savcılara baskı yapılıyor | faruksa | Hukuk Haberleri | 0 | 27-11-2006 09:30 |
Türkiye'deki noterler yeterli sayıda mı? | lawyerpiskin | Hukuk Sohbetleri | 2 | 08-08-2006 12:24 |
Müstafi Sayılmak Yeterli Mi | mizan | Hukuk Soruları Arşivi | 0 | 26-10-2004 15:14 |
Read Before Posting Here! (Bu Alana Mesaj Yazmadan Okuyunuz!) | Admin | Turkish Law | 2 | 29-03-2003 23:28 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |