Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İşçi, işyerinin devredildiğinin tespiti için dava açabilir mi?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 01-09-2012, 12:23   #1
Av. Fahri Güllü

 
Varsayılan İşçi, işyerinin devredildiğinin tespiti için dava açabilir mi?

Bir şirkette 10 yıllık kıdemi bulunan işçinin işyeri, 4 ortaklı bir adi ortaklığa devrediliyor. Yeni işveren(ler), İş K. 6'nın emredici hükmüne aykırı bir şekilde, biz kıdem tazminatı vs.'den sorumluluk kabul etmeyiz diyorlar. İşçi 10 yıllık kıdem tazminatını alamama korkusu yaşıyor.
Soru şu: İşçi, işyerinin devredilidiğinin tespiti amacıyla bir tespit davası açabilir mi?
Teşekkür ederim.
Old 01-09-2012, 12:32   #2
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Bir şirkette 10 yıllık kıdemi bulunan işçinin işyeri, 4 ortaklı bir adi ortaklığa devrediliyor. Yeni işveren(ler), İş K. 6'nın emredici hükmüne aykırı bir şekilde, biz kıdem tazminatı vs.'den sorumluluk kabul etmeyiz diyorlar. İşçi 10 yıllık kıdem tazminatını alamama korkusu yaşıyor.
Soru şu: İşçi, işyerinin devredilidiğinin tespiti amacıyla bir tespit davası açabilir mi?
Teşekkür ederim.
Sayın Av. Fahri Güllü;

Devreden ve devralan işverenler, işçilerin alacakları bakımından birlikte sorumlu olduklarından, direkt kıdem tazminatı ve sair alacaklar için dava açmanızın yeterli olduğu, devrin tespitine yönelik bir dava açmanıza gerek olmadığı kanaatindeyim. Zira dava kapsamında işyeri devri de mahkemece değerlendirilecek hususlardandır.

Saygılarımla..
Old 01-09-2012, 17:20   #3
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan Ek bilgi ..

Alıntı:
Yazan Av. Fahri Güllü
Bir şirkette 10 yıllık kıdemi bulunan işçinin işyeri, 4 ortaklı bir adi ortaklığa devrediliyor. Yeni işveren(ler), İş K. 6'nın emredici hükmüne aykırı bir şekilde, biz kıdem tazminatı vs.'den sorumluluk kabul etmeyiz diyorlar. İşçi 10 yıllık kıdem tazminatını alamama korkusu yaşıyor.
Soru şu: İşçi, işyerinin devredilidiğinin tespiti amacıyla bir tespit davası açabilir mi?
Teşekkür ederim.

...

İş yeri devrinin esasları ve sonuçları 4857 sayılı İş Kanununun 6. maddesinde düzenlenmiştir. Sözü edilen hükümde, iş yerinin veya bir bölümünün devrinde devir tarihinde mevcut olan iş sözleşmelerinin bütün hak ve borçlarıyla devralan işverene geçeceği öngörülmüştür. Devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlar açısından, devreden işverenle devralan işverenin birlikte sorumlu oldukları aynı yasanın üçüncü fıkrasında belirtilmiş, devreden işverenin sorumluluğunun devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır.

Değinilen Yasanın 120. maddesi hükmüne göre, 1475 sayılı Yasanın 14. maddesi halen yürürlükte olduğundan, işyeri devirlerinde kıdem tazminatına hak kazanma ve hesap yöntemi bakımından belirtilen madde hükmü uygulanmalıdır. Anılan maddeye göre, işyerlerinin devir veya intikali yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli halinde, işçinin kıdemi işyeri veya işyerlerindeki hizmet akitleri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanmalıdır. Bununla birlikte, işyerini devreden işverenlerin bu sorumlulukları, işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınırlıdır.

İşyerinin miras yoluyla intikali 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 599. maddesinde düzenlenmiş, sözü edilen madde hükmünde mirasbırakanın ölümü ile mirasçıların bir bütün olarak mirasa hak kazanacakları açıklanmıştır.

İşyerinin önceleri gerçek kişi ya da kişilerce işletilmesinin ardından şirketleşmeye gidilmesi durumunda, bu işlem de bir tür işyeri devri sayılmalıdır. Önceki gerçek kişi olan işverenlerin devralan tüzel kişi ortakları olması bu devir ilişkisini ortadan kaldırmamaktadır ( Yargıtay 9. HD. 22.7.2008 gün 2007/20491 E., 2008/21645 K. ). Aynı şekilde daha önce tüzel kişi şirket olan işverenin işyerini bir gerçek şahsa devretmesi de mümkündür. Devralanın şirketin hissedarlarından biri olması da sonucu değiştirmeyecektir. Adi ortaklardan bir ya da bazılarının hisselerini devri de sorumlulukların belirlenmesi noktasında işyeri devri olarak işlem görmelidir.

İşyeri devrinin temel ölçütü, ekonomik birliğin kimliğini korunmasıdır. Avrupa Adalet Divanı kararlarına göre, maddi ve maddi olmayan unsurların devredilip devredilmediği ve devir anındaki değeri, işgücünün devri, müşteri çevresinin devri, işyerinde devirden önce ve sonra yürütülen faaliyetlerin benzerlik derecesi, işyerinde faaliyete ara verilmişse bunun süresi, işyeri devrinin kriterleri arasında kabul edilmekledir ( Süzen, v. Zehnacker Krankenhausservice, Case 13/95, 1997, F.CR 1-1259. ; Spijkers v. Benedik, Case 24/85, 1986, ECR 1119. ).

Basın İş Kanununa tabi işyerleri bakımından, işyerinin belirleyici unsurlarından olan marka, logo ve yayın imtiyaz hakları gibi maddi olmayan unsurların devri de işyeri devri olarak değerlendirilmelidir ( Yargıtay 9. HD. 19.1.2010 gün, 2009/42958 E., 2009/354 K. ).

Maddi ve maddi olmayan unsurların devri söz konusu olmaksızın da işgücünün önem taşıdığı sektörlerde ekonomik birliğin önemli unsurunu olan işçilerin devri de, işyeri devri olarak kabul edilmelidir.

Devirden sonra işyerindeki ekonomik birliğin kimliğini koruyup korumadığının saptanabilmesi için, yürütülen faaliyetin devirden sonra yeni işveren tarafından aynı veya özdeş biçimde sürdürülmesi ölçütü yanında, işyerinin taşınmaz ve taşınır malları ile maddi olmayan varlıkların, işyerinde çalışan işçilerin sayı ve uzmanlık bakımından çoğunluğunun, bunun yanı sıra müşteri çevresinin devredilip devredilmediği, devir öncesi ve sonrasındaki faaliyetler arasında benzerlik olup olmadığı, devir sebebiyle işyerinde faaliyet askıya alınmışsa askı süresi gibi koşullar da göz önünde tutulmalıdır.

4857 sayılı Yasanın 6 ncı maddesinde yazılı olan "hukuki işleme dayalı" ifadesi geniş şekilde değerlendirilmeli, yazılı, sözlü ve hatta zımni bir anlaşma da yeterli görülmelidir.

İşyerine Bankalar Kanunu hükümleri çerçevesinde Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu taralından el koyulması ise işyeri devri niteliğinde değildir. Bu durumda yönetim hakkına müdahale edilmekte veya bankacılık faaliyetleri askıya alınmaktadır.

Yine özelleştirme işlemi sonucu kamuya ait hisselerin devri de işyeri devri olarak değerlendirilemez. Özelleştirmede işyeri aynı tüzel kişilik altında faaliyetini sürdürmekte sadece kamuya ait hisselerin bir kısmı ya da tamamı el değiştirmektedir. Bununla birlikte, tamamı kamuya ait olan bir işyerinin özelleştirme işlemi sonucu başka bir işverene geçmesi işyeri devri niteliğindedir ( Yargıtay 9.HD. 8.7.2008 gün ve 2008/25370 E, 2008/19682 K. ).

İşyeri devri fesih niteliğinde olmadığından, devir sebebiyle feshe bağlı hakların istenmesi mümkün olmaz. Aynı şekilde işyeri devri kural olarak işçiye haklı fesih imkanı vermez.

İşyerinin devri işverenin yönelim hakkının son aşaması olup, işyeri devri çalışma koşullarında değişiklik anlamına da gelmez. Dairemizin kökleşmiş kararlarına göre işven devri işçiye haklı nedenle fesih hakkı tanımaz. İşyeri devrinin çalışma koşullarını ağırlaştıran bir yönü olup olmadığı belirlenmelidir ( Yargıtay 9.HD. 27.10.2008 gün 2008/29715 E, 2008/28944 K. )

Bu açıklamalar ışığında, iş hukukunda işyeri devrinin işçilik alacaklarına etkilen üzerinde ayrıca durulmalıdır. İşyeri devri halinde kıdem tazminatı bakımından devreden işveren kendi dönemi ve devir tarihindeki son ücreti ile sınırlı olmak üzere sorumludur. 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesinin ikinci fıkrasında, devreden işverenin sorumluluğu bakımından bir süre öngörülmediğinden, 4857 sayılı Yasanın 6 ncı maddesinde sözü edilen devreden işveren için öngörülen iki yıllık süre sınırlaması, kıdem tazminatı bakımından söz konusu olmaz. O halde kıdem tazminatı işyeri devri öncesi ve sonrasında geçen sürenin tamamı için hesaplanmalı, ancak devreden işveren veya işverenler bakımından kendi dönemleri ve devir tarihindeki ücret ile sınırlı sorumluluk belirlenmelidir.

Feshe bağlı diğer haklar olan ihbar tazminatı ve kullanılmayan izin ücretlerinden son işveren sorumlu olup, devreden işverenin bu işçilik alacaklarından herhangi bir sorumluluğu bulunmamakladır.

İşyerinin devredildiği tarihe kadar doğmuş bulunan ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücretlerinden 4857 sayılı Kanunun 6. maddesi uyarınca devreden işveren ile devralan işveren müştereken müteselsildi sorumlu olup, devreden açısından bu süre devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlıdır. Devir tarihinden sonraki çalışmalar sebebiyle doğan sözü edilen işçilik alacakları sebebiyle devreden işverenin sorumluluğunun olmadığı açıktır. Bu bakımdan devirden sonraya ait ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücreti gibi işçilik alacaklarından devralan işveren tek başına sorumlu olacaktır.

...
Old 19-09-2012, 11:22   #4
Av. Fahri Güllü

 
Varsayılan

Çok teşekkür ederim.
İşçi halen işyerinde çalıştığından dolayı kıdem ve ihbar tazminatı için dava açmanın mümkün olmadığını düşünüyorum. Ancak burada, işyerinin devredildiğinin tespit edilmesinde işçinin hukuki yararı olduğu kanaatinde olmakla birlikte çok da emin değilim. Tespit davasındaki amaç, işçinin işten çıktığı veya çıkarıldığı tarihte (mesela 5 yıl sonra) işyerinin devredildiğini ve dolayısı ile işçinin kıdemini ispat etmekte zorlanmamak.
Old 19-09-2012, 11:51   #5
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Fahri Güllü
Çok teşekkür ederim.
İşçi halen işyerinde çalıştığından dolayı kıdem ve ihbar tazminatı için dava açmanın mümkün olmadığını düşünüyorum. Ancak burada, işyerinin devredildiğinin tespit edilmesinde işçinin hukuki yararı olduğu kanaatinde olmakla birlikte çok da emin değilim. Tespit davasındaki amaç, işçinin işten çıktığı veya çıkarıldığı tarihte (mesela 5 yıl sonra) işyerinin devredildiğini ve dolayısı ile işçinin kıdemini ispat etmekte zorlanmamak.

Meslektaşlarımın fikirlerine katılıyorum. Sayın Yiğit'in bahsettiği gibi 1475/14 Yürülükte, bu anlamda devirden önce ki işverenin sorumluluğu da devam edecektir.

Tespit davası açmanızda hukuki yarar olmadığı gibi gerek de yoktur. İşçi-işveren arasında ki ilişkiyi hizmet döküm cetveli, banka hesap, tanık vs. gibi delillerle ispatlamanız zor olmayacaktır.

Kaldı ki, son işveren, kıdem tazminatından sorumlu değilim dediyse, kıdem tazminatını "sorumluluğunu tespit etseniz dahi" ödemeyecektir. 5 yıl sonra hizmet akdi feshedildiğinde, eda davası ile işçilik alacaklarını hüküm altına alabilirsiniz.

Kolay Gelsin...
Old 14-11-2012, 13:38   #6
hukukadalet

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlarıma benim de bir sorum olacak. Müvekkilim şirketin iki ayrı tüzel kişi ortağı var. İşyeri de bir 3. kişiden kiralanmış. Müvekkilim şirket ekonomik koşullar sebebiyle pasif duruma geçiyor yani bir süre faaliyette bulunmayacak. Ortakları arasındaki şirketlerden biri, söz konusu işyerini 3. kişiden satın almış. Bu durum işyeri devri sayılır mı ve işçiler için yeni BK 428 işler mi? Zira işçilerin çalıştığı şirketten değil; 3. kişiden satın almış işyerini. Ama işçileri aynı koşullarda aynı işyerinde aynı özlük haklarıyla ve geçmiş hakları da saklı kalarak kendi bünyesine almak istiyor. İş yeri devri sayılırsa nasıl bir yöntem izlemek gerekir? Bu durumda BK 428 uyarınca sözleşmeler bütün hak ve borçlarıyla birlikte otomatik olarak devralana mı geçecek?Eğer öyleyse hiçbir işlem yapmadan sadece işçilere durumu bildiren bir tebliğ yapılsa yeter,hiçbir tazminat ödenmeyecek. Aama BK429 anlamında iş sözleşmesi devri sayılırsa işçinin onayını almak gerekecek. Onay vermezse ne olacak?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
velayetin nezi için delillerim yeterliyse dava açabilir miyim Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 3 29-05-2012 12:27
Nüfus kaydının düzeltilmesi için murisin torunu dava açabilir mi ? SBugra Meslektaşların Soruları 2 02-11-2011 10:06
Borçlunun işyerinin tespiti Av.Özlem PEKSÜSLÜ Meslektaşların Soruları 1 23-02-2011 16:05
Nafaka alabilirmiyim, eşimin babasının mal varlığına çocuğum için dava açabilir miyim Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 19-06-2010 20:36
Arsa sahibi geç teslim için ne zamana kadar dava açabilir. Emin GÜNEŞ Meslektaşların Soruları 1 04-04-2007 22:44


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03759289 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.