usulüne uygun olmayan yemin metni

Merhabalar sayın meslektaşlarım.Davacı-borçlu aleyhine kambiyon senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlatmıştık.Davacı-borçlu takip dayanağı bonoların teminat senedi olduğu iddiasıyla menfi tespit davası açtı.Biz teminat senedi yazılı delille ispatlanır savunmasını yaptık.Mahkeme 20.06.2012 tarihli celsede davacıya yemin teklifini hatırlattı biz de davacının yemin teklifini kabul ettik ve bundan sonra iş karıştı müvekkile davacı vekilinin hazırladığı yemin metni tebliğ edilmiş,incelediğimizde dava dilekçesiymiş gibi bir yemin metni olduğunu gördük ve bu yemin metninin usulüne uygun olmadığı ,yeniden yemin metni hazırlanması talebimizi ihtiva eden bir dilekçeyi mahkemeye verdik.04.10.2012 tarihli celsede de aynı beyanımızı tekrar ettik ve mahkeme ''yemin metni konusunda '' dosyanın incelemeye alınmasına karar verdi.07.02.2013 tarihli celsede ise biz yemin metnine itirazımızın kabulü veya reddine ilşkin bir karar beklerken mahkeme müvekkili hazır etmedik diye davanın kabulüne karar verdi.Sizce bu karar doğru mudur ? Cevaplarınız için şimdiden teşekkür ederim.

HMK ya göre hakimin yemin teklifini hatırlatma yetkisi yoktur. Çünkü yeni usul kanunu hakimin yemin teklif etmesini yasaklamıştır. Bu durumda hakimin davacı tarafa yemin teklifinde bulunulabileceğini hatırlatması kanuna aykırıdır.

Davacı vekilinin yemin metni hazırlamak gibi bir hakkı mevcut değildir. HMK md.233/4 de: " Size sorulan sorular hakkında, gerçeğe uygun cevap vereceğinize ve hiçbir şey saklamayacağınıza namusunuz, şerefiniz ve kutsal saydığınız bütün inanç ve değerler üzerine yemin eder misiniz?" diye sorar. O kimse de "Bana sorulan sorular hakkında gerçeğe uygun cevap vereceğime ve hiçbir şey saklamayacağıma namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ediyorum.' demekle yemin eda edilmiş sayılır." demektedir. Bunun dışında bir yemin metni belirlemek ve o metinde yazılanlara göre yemin edilmesini talep etmek yasaya aykırıdır.

Sayın Yaprak,

Alıntı: Yazan Av. Adem Yaprak HMK ya göre hakimin yemin teklifini hatırlatma yetkisi yoktur. Çünkü yeni usul kanunu hakimin yemin teklif etmesini yasaklamıştır. Bu durumda hakimin davacı tarafa yemin teklifinde bulunulabileceğini hatırlatması kanuna aykırıdır...

1086 S.K. döneminde taraf yemini (kesin yemin) konusunda hakimin yemin teklif hakkını hatırlatmasına ilişkin bir madde vardı da kaldırıldı mı? veya?
Örn: aşağıdaki karardaki kabule mesnet "1086 S.K.'daki düzenlemeyi" gösterebilir misiniz?
Yargıtay HGK, 28.04.2010 T., Esas: 2010/6-153, Karar: 2010/232: "...kesin delil niteliğinde bulunan yemin deliline dayanan taraf, bu delile sıra gelmiş olduğunu başka türlü bilemeyeceğinden; mahkeme, yemin teklif etmek hakkı bulunduğunu istek sahibine hatırlatmakla yükümlüdür. Şu durumda kural olarak, yemin teklifi hakkı kullandırılmadan karar verilemez.

Yeri gelmişken belirtilmelidir ki, mahkemece yemin teklif etme hakkının hatırlatılması ancak ispat yükü kendisine düşen tarafın yemin deliline başvuru hakkının varlığı ile mümkündür. Yasal olarak kullanılma hakkı bulunmayan bir hakkın varlığının mahkemece hatırlatılması da düşünülemez. Yemin deliline dayanılabilmesi de ancak, ya tarafların delil listelerinde açıkça bu delile dayanmaları veya davacının dava dilekçesinde, davalının da cevap dilekçesinde yemin deliline dayanmaları veyahut da uygulamada kabul edildiği şekliyle sair deliller ifadesine yer vermeleri ile olanaklıdır..."

6100 S.K. dönemi kararları:
http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=14324
http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=14325

Alıntı: Yazan Av.Adem Yaprak ...Davacı vekilinin yemin metni hazırlamak gibi bir hakkı mevcut değildir. HMK md.233/4 de: " Size sorulan sorular hakkında, gerçeğe uygun cevap vereceğinize ve hiçbir şey saklamayacağınıza namusunuz, şerefiniz ve kutsal saydığınız bütün inanç ve değerler üzerine yemin eder misiniz?" diye sorar. O kimse de "Bana sorulan sorular hakkında gerçeğe uygun cevap vereceğime ve hiçbir şey saklamayacağıma namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ediyorum.' demekle yemin eda edilmiş sayılır." demektedir. Bunun dışında bir yemin metni belirlemek ve o metinde yazılanlara göre yemin edilmesini talep etmek yasaya aykırıdır.

Belirttiğiniz HMK 233/4. maddesi yeminin şekline; başka bir deyişle yeminin ne şekilde eda ettirileceğine dair bir düzenlemedir. HMK m.228/2: "Yemin davetiyesine, yemine konu hususlar hakkında sorulacak sorular...yazılır" düzenlemesini havidir.

____________________

Sayın av.ismailçelik,

Alıntı: Yazan av.ismailçelik ...Davacı-borçlu takip dayanağı bonoların teminat senedi olduğu iddiasıyla menfi tespit davası açtı... davacının yemin teklifini kabul ettik... müvekkile davacı vekilinin hazırladığı yemin metni tebliğ edilmiş, ...yemin metninin usulüne uygun olmadığı, yeniden yemin metni hazırlanması talebimizi ihtiva eden bir dilekçeyi mahkemeye verdik... mahkeme ''yemin metni konusunda'' dosyanın incelemeye alınmasına karar verdi... mahkeme müvekkili hazır etmedik diye davanın kabulüne karar verdi...

Müvekkilinize tebliğ edilen yemin davetiyesinde "geçerli bir özrü olmaksızın yemin için tayin olunan gün ve saatte mahkemeye bizzat gelmediği veya gelip de yemini iade etmediği yahut yemini eda etmekten kaçındığı takdirde, yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılacağı" ihtarı yapılmış mı?

04.10.2012 tarihli celsede müvekkiliniz yemin edası için hazır mıydı; duruşma tutanağında müvekkilinizin de celsede var olduğu yazılı mı?

Davacı vekilinin vekaletnamesinde yemin teklifine ve sizin vekaletnamenizde yemini kabule dair özel yetkiniz var mı?

Herşey tamamsa; hâkimin, HMK m.233/3: "Yemin edecek kimse, yemin konusunun yeterli açıklıkta olmadığını ileri sürerse; hâkim, karşı tarafın görüşünü aldıktan sonra derhâl bu konuda kararını verir."
+HMK m.228/2: " Yemin davetiyesine, yemine konu hususlar hakkında sorulacak sorular... yazılır" düzenlemelerine aykırı davrandığına mesnetle hareket etmeniz gerekecek gibi...

Saygılar...

Merhabalar Nevra Hanım

1) Müvekkilime tebliğ edilen yemin davetiyesinde ihtarat yazmaktadır.

2) 04.10.2012 tarihli celseden önce yemin metnine itiraz ettiğimizi belirten beyan dilekçemizi mahkemeye ibraz ettiğimiz ve bu hususta bir ara karar beklediğimiz için
müvekkili o celsede hazır etmedik

3) Davacının vekaletnamesinde yemin teklifi bizim de kabul etmeye yetkimiz var.Diğer yandan davacı delil listesinde yemin deliline dayanmamış ise de dava dilekçesinde ''sair deliller'' ibaresi de var.

Belirttiğiniz üzere 233/3 ve 228/2 düzenlemeleri dışında pek şansımız yok gibi. ''Yemin metnine itiraz '' halinde ,bir başka deyişle ''yemin metninin usulüne uygun olmadığının iddia edilmesi'' halinde nasıl bir usül uygulanacağı yasada tam olarak düzenlenmemiş sanırım ,yanlış mı düşünüyorum?

Kararın usulsüz olduğunu düşünüyorum. Metne itiraz etmiş olmakla, mahkeme de bu yönde dosyayı incelemeye almışsa ortada usule uygun bir yemin teklifi olduğunu kabul etmek mümkün değildir.

Sayın av.ismailçelik,

Mahkemenin 20.06.2012 tarihli celsede verdiği ara kararla müvekkilinize 04.10.2012 tarihli duruşma günü bildirilerek davacı vekilinin hazırladığı yemin metnini muhtevi ihtaratlı yemin davetiyesi çıkarılmış ise de; 04.10.2012 tarihli celsede mahkemenin yeminin edasına dair karar vermediğini ve ''yemin metni konusunda '' dosyanın incelemeye alınmasına karar verdiğini; 04.10.2012 tarihli celse sonrasında müvekkilinize “07.02.2013 tarihli celseye” dair bir ihtaratın yapılmadığı; oysa ki; yeminin eda ettirileceği celsenin 07.02.2013 tarihli celse olduğu ve müvekkilinize yemin için tayin olunan gün ve saatin bildirilmesinin yasanın amir hükmü gereği olduğunu (HMK m.228/2); bu gün ve saat bildirilmeden müvekkiliniz hakkında yasada belirlenen “yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılacağı” sonucunun gerçekleşemeyeceğini, ön şartın mahkemece ifa edilmediğini;

20.06.2012 tarihli celseden sonra müvekkilinize çıkarılan yemin davetiyesine yemine konu hususlar hakkında sorulacak soruların yazılmadığı ve böylece yemin davetiyesinin HMK 228/2. maddesine aykırı ve usulsüz olduğunu; 04.10.2012 tarihli celsede bu usulsüzlüğü bildirdiğinizde mahkemenin şayet yemin davetiyesinin usulsüz olmadığı kanaatinde ise bu hususta HMK 233/3. maddesine göre derhal karar vermesinin görevi gereği olduğunu ve bunu ifa etmeyen mahkemenin, usulsüzlüğünün neticelerinin müvekkilinize yüklenemeyeceğini;
belirterek temyiz edebilirsiniz (diye düşünüyorum )

Ek olarak (katılmıyorum ama kullanabileceğiniz bir karar buldum )
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, 26.04.2011 T., Esas: 2011/2198, Karar: 2011/2500: “...Davacı vekilinin dava dilekçesinde paylaşımın yapıldığını, davalıların da kabul edecekleri inancında olduklarını açıklamış, aksi halde kabul etmeyen davalılara yemin teklif edeceklerini bildirmesi üzerine mahkemece yeminli davetiye davalılar adına çıkartılmıştır. Yemin davetiyesinde "...ekinde Av. N____ G____ tarafından ibraz edilen 24.12.2009 tarihli yemin metni vardır. Geçerli bir mazeretiniz olmaksızın belirtilen duruşma gün ve saatinde mahkememizde hazır bulunmadığınız taktirde yeminden kaçınmış ve yemin edeceğiniz vakaların sabit olmuş sayılacağına karar verileceği hususu ihtar olunur denilmektedir. Görüldüğü gibi yemin metni vekil tarafından hazırlanmıştır. Yemin metni, HUMK.nun 337 ve devamı maddeleri* gereğince mahkemece hazırlanır. Bu kuralın gözardı edilmesi usule aykırıdır...”

* HMK m.225 vd. maddeleri

Saygılar...

Temyizden önce yapacaklarınız, hem de ivedi bir şekilde yapacaklarınız şunlar olmalıdır:

1. Hemen hakimi Adalet Bakanlığı'na şikayet edin.
2. Şartları var ise hakim aleyhine Adalet Bakanlığı'na karşı dava açın.

Siz bir yandan temyiz ile uğraşırken hakim de bunlarla uğraşsın.