|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
23-06-2007, 13:19 | #1 |
|
karşılıksız kaşesi vurulan çekin yeni cirantasının kambiyo senet. mahsus icra takibi
Merhaba arkadaşlar, bir çeke karşılıksız çek kaşesi vurulduktan sonra yapılan cirodan sonra son ciranta kambiyo senetlerine mahsus icra takibi yapmıştır. İş bu kişinin kambiyo senetlerine mahsus icra takibine tetkik merciin'de " karşılıksız kaşesi vurulduktan sonra artık son cirantanın kambiyo senetlerine mahsis icra takibi yapamayacağından bahisle" itiraz etmeyi düşünüyorum. Bu konuda içtihatı olanlar veya bir takım ince noktaları bilen arkadaşlarım varsa benimle paylaşabilir mi? sevgiler
Yelda |
23-06-2007, 15:46 | #2 |
|
Bankaya ibraz edildikten sonra çekler ancak alacağın temliki hükümlerine göre devredilebilirler; bu aşamadan sonra klasik bir ciro yoluyla devir mümkün değildir. Takibi bu yolla iptal ettirebilirsiniz.
T.C. YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 2001/11668 K. 2001/12215 T. 5.7.2001 • İBRAZDAN SONRA HAMİLİNE YAZILI ÇEKİN DEVRİ ( Ciro Edilmiş Olması Mecburiyeti ) • CİRO YAPILMASI MECBURİYETİ ( Hamiline Yazılı Çekin Bankaya İbraz Edildikten Sonra Başkasına Devrinde ) • ALACAĞIN TEMLİKİ ( Hamiline Yazılı Çekin Bankaya İbraz Edildikten Sonra Başkasına Devrinde Ciro Yapma Mecburiyeti ) • HAMİLİNE YAZILI ÇEKİN BANKAYA İBRAZ EDİLDİKTEN SONRA BAŞKASINA DEVRİ ( Ciro Yapma Mecburiyeti ) 6762/m.703, 705 ÖZET : Hamile yazılı bir çekin, bankaya ibrazından sonra ciro edilmeksizin başkasına elden devri olanaksızdır. İbraz işleminden sonra alacaklının çekte hak sahibi olabilmesi için adına alacağın temliki sonucunu doğuran bir cironun bulunması şarttır. DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki Borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR : İcra takibinin dayanağı hamiline keşide edilen 17.500.000.000.-TL. ve 2.300.000.000.-TL. bedelli iki adet çektir. Çeklerin arkasının incelenmesinde takip alacaklısının ciro silsilesi içinde yer almadığı görülmektedir. Her iki çekin de Ali Alişan tarafından muhataba ibraz edildiği tespit edilmiştir. Çekler hamiline düzenlendiği için takip alacaklısına yapılmış bir cironun gerekli olmadığına değinen merci gerekçesinde isabet yoktur. Zira çekler, ibrazdan sonra yapılmış bir ciro da bulunmaksızın takip alacaklısına geçtiği için, alacaklı TTK. 703. maddesinden de istifade edemez. Hamile yazılı bir çekin, bankaya ibrazından sonra ciro edilmeksizin başkasına elden devri olanaksızdır. İbraz işleminden sonra alacaklının çekte hak sahibi olabilmesi için TTK. 705. maddesi uyarınca adına "alacağın temliki sonucunu doğuran" bir cironun bulunması şarttır. ( Hukuk Genel Kurulunun 24.4.1996 tarih, 1996/12-136 esas, 1996/288 karar sayılı karan ) Bu durumda takip alacaklısı yetkili hamil olmadığından İİK. 170/a-2. maddesi gereğince takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366. ve HUMK. 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 5.7.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
23-06-2007, 20:33 | #3 |
|
Arkadaşlar,
Bu karardan takibin iptali sonucu çıkmaz. Zira karar, cirosuz elden devirden bahsetmektedir. Karşılıksız kaşesinden sonra yapılan ciro geçerli olup sadece alacağın temliki hükümlerine tabidir. Bu şu demektir, keşidecinin lehdara karşı ileri süğrebileceği defileri hamile karşı da ileri sürebilmesi imkanını sağlar. Ancak kambiyo takibi yapılmasına bir engel yoktur. |
23-06-2007, 20:45 | #4 |
|
Sayın MB
Alacağın temliki hükümlerine tabidir. Bu nedenle, BK daki temlik şekil şartlarına uyulmadığı için meşru hamil olmuyor. Bu nedenle de takip iptal oluyor. |
24-06-2007, 22:19 | #5 |
|
Çekin bankaya ibrazı ve arkasının yazdırılmasından sonra, yapılan cirolar alacağın temlikli hükümlerine tabidir. Bu nedenle böyle bir temlik varsa, bunun da icra takibi aşamasında icra dosyasına sunulması gerekmektedir. Sunulmadıysa, bu takibi mericde iptal ettirebilirsiniz. Aksi halde, yani icra dosyasından bir temlik sözleşmesi varsa, yapılan takip geçerlidir. Ayrıca ek bilgi olarak şunu da söylemek isterim ki; Temlik alan kişinin bu yolla takip yapma hakkı bulunsa da, karşılıksız çek keşide etme suçundan dolayı savcılığa şikayet etme hakkı bulunmamaktadır.
|
24-06-2007, 22:25 | #6 |
|
Sayın Ragıp,
TTK'na göre cironun şeklinde bir farklılık yok, ancak meydana getirdiği sonuç farklı. Yani vadeden sonra TTK'daki ciro şekli değişmiyor, sadece alacağın temliki sonuçlarını doğuruyor. Bu sebeple size katılmıyorum. Vâdeden sonraki ciro: Madde 602 - Vâdenin geçmesinden sonra yapılan ciro, vâdeden önce yapılan bir cironun hükümlerini doğurur; şu kadar ki; ödenmeme protestosundan yahut bu protestonun tanzimi için muayyen olan müddetin geçmesinden sonra yapılan ciro ancak alacağın temliki hükümlerini meydana getirir. Aksi sabit oluncaya kadar tarihsiz bir ciro protestonun tanzimi için muayyen olan müddetin geçmesinden önce yapılmış sayılır. |
24-06-2007, 22:45 | #7 |
|
AV.MB tartışmaya son noktayı koymuş, Ticaret Hukuku açısından defiler açısından vadeden sonra ciro önemli, başka açıdan diğer cirantalardan farkı yok. Sadece eklemek istedim Ceza Hukuku açısından ise vadeden sonra ciro önemli. Yargıtay Ceza Genel Kurulu çekin bankaya ibrazından sonra çeki ciro eden cirantanın şikayetinin 3167 Sayılı Kanunu'na aykırı olduğundan, şikayet edenin bu kanuna göre müşteki sıfatı olamayacağından sanık aleyhine hüküm kurulamayacağına karar vermişti.
|
24-06-2007, 23:49 | #8 |
|
sayın avbilgen çok iddialı yazmışsınız. Son nokta konmuş değil. Tam tersi. Protestodan sonra ciro alacağın temliki hükümlerini doğurur. Alacağın temliki şekil şartlarına tabidir. Yani, ciro edildikten sonra geçerli bir temlik olması gerekir ki, hamil, meşru hamil olsun. Sizin blirtiğiniz yargıtay kararı da bu doğrultuda zaten.
Sayın Mr Black, olayı doğru olarak koymuş. Aynen katılıyorum. Ancak, şunu ekleyeyim. Ayrı temlikname yapılacağı gibi, senet üzerine de temlikname yazılabilir. yeter ki, geçerli bir temlikname olsun |
25-06-2007, 00:44 | #9 |
|
Kambiyo Senetlerine Mahsus Takip yapılmasında bir sakınca yoktur zira süresi içerisinde Bankaya İbraz edilen çek kambiyo senedi vasfındadır ve YETKİLİ HAMİL tarafından Kambiyo Senetlerine Mahsus Haciz Yolu ile takip edilebilir. Sorun ibrazdan sonraki cironun kişiyi yetkili hamil kılıp, kılmayacağıdır.
TTK 705'e göre "Protestonun keşidesinden veya aynı mahiyette bir tesbitten yahut ibraz müddetinin geçmesinden sonra yapılan bir ciro, ancak alacağın temliki hükmünde tutulur ve böyle bir temlikin neticelerini doğurur." Bu anlamda Sn. ragıp'a katılmıyorum. Zira ne ayrı bir temliknameye ne de senet üzerine yazılacak bir temlik ibaresine gerek vardır. Bildiğimiz Ciro'nun yapılması o şekilde yapılan Ciro'yu yasa hükmü gereği sonuçları bakımından Alacağın Temliki hükümlerine tabi kılar.. Yoksa Alacağın temlikine ilişkin şekil şartları ayrıca aranmaz. Zira yasa hükmü açıkça belli bir tarihten sonra yapılan ciro'nun alacağın temliki hükmünde olacağını, söylemektedir. (Yasanın tabiriyle "...alacağın temliki hükmünde tutulur.") Yargıtay'ın aşağıdaki şekilde çok sayıda kararı var. Dolayısıyla istikrarla aynı anlayış muhafaza ediliyor. Yasal ibraz süresi geçtikten sonra yapılan ciroda hamillik sıfatı ciro silsilesi içerisinde imzasının bulunması ile ispat edilir. Henüz tedavül imkanı bulunan senetlerde cirantaların atlanması halinde yetkili hamil olamayacağı halde, tedavülü sona ermiş senetlerde ciro silsilesi içerisinde imzasının bulunması halinde yetkili hamil olarak kabul edilip, geriye ciro aranmamaktadır. Örneğin; 01.01.2007 tarihinde ibraz müddetinin son günü olsun, Çek A tarafından bankaya ibraz edilir ve 02.01.2007 tarihinde B'ye ciro (bildiğimiz ciro) edilirse.. B yetkili hamil sıfatıyla keşideciye karşı kambiyo takibi yapabilir. Özellikle ikinci kararda Gönderilen Örnek 163'ün başka bir sebeple kanuna aykırı olduğundan bahsedilerek, kullanılması gereken ödeme emrinin 163 olamayacağından bahsedilmemektedir. T.C. YARGITAY 12.Hukuk Dairesi Esas: 2003/21848 Karar: 2003/20396 Karar Tarihi: 20.10.2003 Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki Alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : İcra takibinin dayanağı olan 05.05.2002 keşide tarihli ve (435.000.000 TL.) bedelli çek, yasal süresinde muhatap bankaya ibraz edilmiş olup, kambiyo senedi niteliğindedir. Hamiline yazılı olan bu çekin ciro silsilesi içinde yer alan Hasan tarafından takibe konulduğu görülmektedir. Kambiyo senetleriyle ilgili hak sahipliğini ispat külfeti hakkındaki TTK.nun 598 ve 702. maddelerinde " senedi elinde bulunduranın kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde selahiyetli hamil sayılacağı" öngörülmüştür. Anılan maddeler tedavülü sona ermiş senetler hakkında uygulanmaz. Tedavülden sonraki ciroların alacağın temliki hükümlerini doğuracağı aynı yasanın 602. ve 705. maddelerinde ayrıca düzenlenmiştir. Tedavülü sona erip ibraz edilen ve muhtelif cirolar görmüş çeklerde cirantalar atlanmak suretiyle bunlardan birisinin keşideciye başvurabilmesi için geriye dönüş cirosuna gerek yoktur. Bu durumda takip alacaklısı yetkili hamildir. O halde anılan çek yönünden itirazın reddi yerine kabulü isabetsizdir. 20.04.2002 keşide tarihli ve 435.000.000 TL. bedelli çekin ise yasal süresi içinde muhatap bankaya ibraz edilmediği anlaşıldığından merciin bu çek hakkındaki iptal kararı sonucu itibariyle doğru olup, hüküm sadece bir önceki bentte açıklanan çeke hasren bozulmalıdır. Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenlerle. ye 05.05.2002 keşide tarihli ve 435.000.000 TL. bedelli çek yönünden İ.İ.K. 366. ve HUM K. 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 20.10.2003 gününde oybirliği ile karar verildi. Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları ************************************** T.C. YARGITAY 12.Hukuk Dairesi Esas: 2002/1040 Karar: 2002/2208 Karar Tarihi: 04.02.2002 ÖZET : Kambiyo senetleri ile ilgili hak sahipliğini ispat külfeti hakkındaki TTK.'nun 598 ve 702. maddelerinde "...senedi elinde bulunduranın kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde selahiyetli hamil sayılacağı..." öngörülmüştür. Anılan maddeler tedavülü sona ermiş senetler hakkında uygulanmaz. Tedavülden sonraki ciroların alacağın temliki hükümlerini doğracağı aynı yasanın 602 ve 705. maddelerinde ayrıca düzenlenmiştir. Tedavülü sona erip ibraz edilen ve muhtelif cirolar görmüş senetlerde cirantalar atlanmak suretiyle müracaat borçlularına başvurularak senet bedelinin tahsili ile ona iadesi mümkündür. Bu halde, senet üzerinde ayrıca yeniden geriye dönüş ciro imzasının bulunması gerekmez. Ciro silsilesi içerisinde imzası olan ve senet elinde bulunan müracaat borçlusu yetkili hamil olduğundan takip hakkı mevcuttur. Ancak, vadesi veya ibraz günü henüz gelmemiş başka deyişle ciro olanağı olan senetlerde cirantalar atlanmış ise bu takdirde bu kişi yetkili hamil sayılamaz. Dava: Mercii kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı vekilince istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 20.12.2000 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü. Karar: Kambiyo senetleri ile ilgili hak sahipliğini ispat külfeti hakkındaki TTK.'nun 598 ve 702. maddelerinde "...senedi elinde bulunduranın kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde selahiyetli hamil sayılacağı..." öngörülmüştür. Anılan maddeler tedavülü sona ermiş senetler hakkında uygulanmaz. Tedavülden sonraki ciroların alacağın temliki hükümlerini doğracağı aynı yasanın 602 ve 705. maddelerinde ayrıca düzenlenmiştir. Tedavülü sona erip ibraz edilen ve muhtelif cirolar görmüş senetlerde cirantalar atlanmak suretiyle müracaat borçlularına başvurularak senet bedelinin tahsili ile ona iadesi mümkündür. Bu halde, senet üzerinde ayrıca yeniden geriye dönüş ciro imzasının bulunması gerekmez. Ciro silsilesi içerisinde imzası olan ve senet elinde bulunan müracaat borçlusu yetkili hamil olduğundan takip hakkı mevcuttur. Ancak, vadesi veya ibraz günü henüz gelmemiş başka deyişle ciro olanağı olan senetlerde cirantalar atlanmış ise bu takdirde bu kişi yetkili hamil sayılamaz. Açıklanan durum karşısında icra takibini yapan lehtar yetkili hamil olduğundan merciin takibin iptali yönündeki gerekçesi yasaya aykırıdır. Ancak, borçluya gönderilen örnek 163 numaralı ödeme emrinde alacağın Türk parası ile karşılığı gösterilmemiştir. Bu noksanlık kamu düzeni ve Devletin hükümranlık hakları ile ilgili olup, takibin her safhasında doğrudan doğruya göz önünde tutulmalıdır. (HGK.'nun 12.5.1999 tarih ve 1999/12-271 esas, 1999/301 karar). Bu durumda mercice ödeme emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle mercii kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 4.2.2002 gününde oybirliği ile karar verildi. Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları ************************************** |
25-06-2007, 00:55 | #10 |
|
Savunduğum görüşü destekleyen bir karar da benden
T.C. YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ E. 2002/5219 K. 2003/8286 T. 16.9.2003 DAVA : Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. KARAR : Davacı vekili, davalı tarafından müvekkili aleyhine girişilen icra takibine dayanak çekin, hata ve hile ile alındığını ciroların geçersiz olduğunu, çekin karşılıksız olup sözleşme gereği işin yapılmadığını çekin kambiyo vasfında olmadığını bildirerek çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin iyi niyetli üçüncü şahıs olduğunu, ciro silsilesinde kopukluk olmadığı yönünde Yargıtay kararı bulunduğunu çekinde çalıntı olmadığını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, çekin unsurlarının bulunduğu, ciro silsilesinin geçerli olduğu, davalının yetkili hamil olup lehdar ile keşideci arasındaki def'ilerin hamile karşı ileri sürülemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava konusu çekte davalı Mehmet Sabit Lunkaya'ya ait ciro çizilmek suretiyle iptal edilmiştir. Öte yandan sözkonusu çekin ibrazından sonra devri BK'nun 162.maddesinde öngörülen alacağın temliki hükümlerine tabidir. Somut olayda bahse konu maddede gösterilen şekilde usulüne uygun bir temlik de bulunmamaktadır. Mahkemece açıklanan bu hususlar gözardı edilerek, yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 16.9.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
25-06-2007, 01:41 | #11 | |||||||||||||||||||
|
Sunduğunuz kararda yukarıda kendi sunduğunuz ilk kararla da diğer kararlarla da çelişen bir yön yok.. davalıya ait ciro çizilmiştir.. Hak sahipliğini ciro ile ispatlayamayacağına göre ikinci alternatif olarak ayrı bir temlikname ile ispatlaması gerekir.. Mantık hep aynı... Dikkat ederseniz "...usulüne uygun bir temlik de bulunmamaktadır." deniyor. Yani ciro çizilmemiş olsaydı temlik zaten aranmayacaktı.. |
25-06-2007, 03:11 | #12 |
|
Eğer yasa, belli kuralların hükmüne tabi tutmuş ise, o kurallar uygulanmalıdır. Konumuzda, alacağın temliki hükümlerine tabidişr diye açık bir yasa hükmü var. Bu nedenle Borçlar Kanunun alacağın temlikinin şartlarına bakmak gerekir.
Ben görüşümde ısrarlıyım. İsteyen meslektaşımız, karşılıksız kaşesinden sonra ciro yoluyla ve BK hükümlerine göre temlik yapılmamış çek ile takip yapsın. Ben de takibin iptali davası açayım. Kararı burda yayınlayalım. Bunla ilgili en az 20 takibi iptal ettirdim ve kesinleşti. Kural olarak yargıtay kararı koymuyorum. Hiçbir forumda da koymadım. Ancak, biraz hukuk mantığı ile bakın. "Alacağın temliki hükmündedir" demek, alacağın temlikinin şekil şartlarını da içermez mi? |
25-06-2007, 13:51 | #13 | |||||||||||||||||||
|
Sn. Ragıp, konu burada tartışılmadan evvel ben de sizin gibi biliyor ve düşünüyordum ama biraz daha detaylı bir inceleme yapınca, diğer görüşün çok daha doğru olduğunu farkettim. Büyük çoğunluk bu görüşü savunduğundan değil elbette; ilgili madde metni üzerinde düşündüğümde ben de doğrusunun bu olduğuna kanaat getirdim. Yargıtay 12.HD.nin konuyla ilgili kökleşmiş bir bakış açısı var. Keza görebildiğim kadarıyla doktrinde de konu bu minvalde ele alınmış. Mesela Prof.Dr. Seza Reisoğlu'nun "Türk Hukukunda ve Bankacılık Uygulamasında Çek" isimli kitabında bu görüşler savunulmuş ve kitabın 184.sayfasında da aynen şu ifadeler kullanılmış: "...Yargıtay'ın bu konuda baskın görüşü ibrazdan sonra cironun -beyaz ciro dahil- yeterli olduğu, ancak bu ciro alacağın temliki hükümlerini doğuracağından keşidecinin çek lehtarına karşı olan def'ilerini hamile karşı da ileri sürebileceği şeklindedir..." Aynı şekilde Prof.Dr. Abuzer Kendigelen'in "Çek Hukuku" adlı kitabının 171.sayfasında da aynı istikamette görüşler savunulmuştur. |
25-06-2007, 17:02 | #14 |
|
banka tarafından karşılıksız kaşesi vurulduktan sonra yapılan cirolar alacağın temliki hükümlerine tabidir.İlamsız icra takibi yapılmalıdır.Kambiyo takibi yapıldığı zaman borçlunun başvurusu üzerine merci takibi iptal etmektedir.Ayrıca sonradan ciro atan şahıs karşılıksız ek şikayetide yapamıyor.
|
25-06-2007, 18:20 | #15 |
|
Bir Yargıtay kararı da ben eklemek zorunda kaldım. Sayın Ragıp Bey, iddialı yazdığımı ve kendisinin bu şeklide yapılan tüm takipleri iptal ettireceğini yazmış ama bizim bugüne kadar yaptığımız hiçbir takip (itiraz olmasına rağmen) iptal olmadı. Ben hala Av.MB'nin görüşünde haklı olduğunu,uygulamanın da bu şekilde olduğunu savunuyorum. İyi çalışmalar.
T.C. YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ Esas No. 1998/9076 Karar No. 1998/10474 Tarihi 08.10.1998 İLGİLİ MEVZUAT 6762-TÜRK TİCARET KANUNU ( TTK )/602/688/690 KAVRAMLAR BONO ALACAĞIN TEMLİKİ KAMBİYO SENETLERİNE MAHSUS TAKİP VADEDEN SONRA YAPILAN CİRO DOĞRUDAN DOĞRUYA İFLAS ÖZET VADEDEN SONRA YAPILAN CİRO ALACAĞIN TEMLİKİ HÜKÜMLERİNİ DOĞURUR. CİRO İLE BONOYU DEVRALAN ŞAHIS ALACAĞI TEMLİK ALAN ŞAHSIN HAK VE YETKİLERİNE SAHİP OLUR. ANCAK VADEDEN SONRA YAPILAN CİRO SENEDİN KAMBİYO SENEDİ OLMA NİTELİĞİNİ KAYBETTİRMEYECEĞİ GİBİ KAMBİYO SENETLERİNE MAHSUS TAKİP YAPILMASINA DA ETKİLİ OLMAZ. DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddedi içinde temyizen tetkiki Alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 20.7.1998 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : KARAR : Takibe konu senet TTK.688. maddesindeki unsurları içerdiğinden bono niteliğindedir. Mercice de kabul edildiği üzere, Sultandağı İcra Müdürlüğünün 95/104 sayılı dosyasında yapılan icra takibinde takip yapanın lehtar Mehmet T. olduğundan Abdil T.'a yapılan ciro vadeden sonradır. TTK.690-602 maddeleri gereği vadeden sonra yapılan ciro alacağın temliki hükümlerini doğurur. Ciro ile bonoyu devralan şahıs alacağı temlik alan şahsın hak ve yetkilerine sahip olur. Ancak vadeden sonra yapılan ciro senedin kambiyo senedi olma niteliğini kaybettirmeyeceği gibi kambiyo senetlerine mahsus takip yapılmasına da etkili olmaz. İtiraz edenler borcun ödendiğini iddia etmişlerse de bu konuda delil ibraz etmedikleri gözetilerek itirazın reddi yerine kabulü kararı verilmesi doğru olmadığı gibi kabule göre de nisbi harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 8.10.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
25-06-2007, 21:33 | #16 |
|
Yanıtlarda dikkatimi çeken bir konu var. TTK 602 "alacağın temliki hükümlerini doğurur" demekte. Ancak yanıtlar, genelde " alacağın temliki sonuçlarını doğurur" biçiminde.
Yasa, alacağın temliki hükümlerini doğurur deği için, derhal alacağın temlikine ilişkin BK 162 maddesine bakmak zorundayız. Zira alacağın temlikinin hükümleri burada yazıyor. Elbette sonuçları da. Alacağın temliki şekle bağlı bir akittir. Yazılı şekil şartına uyulmadıkça geçerli olmaz. Bu nedenle protestodan sonra yapılan ciroların da, alacağın temliki hükümlerine tabi olması ve bu nedenle şekle tabi olması kaçınılmaz. Eğer bu şekil şartına uyulursa, senedin kabmiyo senedi olması vasfına halel gelmez. Kambiyo takibi yapılabilir. Alacağın temliki sözleşmesini geçerli olabilmesi için: Bir alacağın mevcudiyeti, sözleşmeye bağlanması, temlikin yasaklanmamış olması, temlik edenin hak sahibi olması, temlik alan ve temlik edenlerin açık ya da zımni rızası, gerekir. Bunun için temlik sözleşmesinde, temlik eden ve alanların isimleri, temlik konusu (yani temlik edilen alacağın ne olduğu konusu), temlik tarihi, açıkça belirtilmelidir. Borçluya ihbar zorunlu değilse de, borçlunun borcunu temlik edene ödeyip borcundan kurtulmamaı için ihbar da ispat anlamında yapılmalıdır. kambiyo senetleri açısından vadeden sonra alacağın temliki hükümlerinin uygulanması da, senedin kambiyo senedi niteliği taşıması ve zamanaşımına uğramamış olmasına bağlıdır. Bu açıklamalar doğrultusunda, vadeden sonra cironun alacağın temliki hükümlerine tabi olduğu ve şekil şartına uymayan alacağın temliki sözleşmesi yapılmadan salt ciro ile senedi eline geçiren kişinin meşru hamil olmadığı, bu nedenle de takibin iptal edilmesi gerektiği görüşümü yineliyorum. |
25-06-2007, 23:19 | #17 |
|
Sayın soru sahibi, aynen sorduğunuz şekilde bir davamız görüldü. Cirantalardan birisi (yetkili hamil) ibrazdan sonra çeki bir başka kişiye ciroladı. Ve son yetkili hamil vekili olarak kambiyo yoluyla takip yaptık. Borçlu vekili takibin iptalini talep etti. Biz alacağın temliki hükümlerine tabi olduğunu ve kambiyo yoluyla takip yapılabileceğini iddia ettik. Mahkeme alacağın temliki hükümlerine tabi olduğu ve kambiyo yoluyla takip yapılamayacağı gerekçesiyle takibi iptal etti. Yargıtay bu yolla takip yapılabileceği gereklçesiyle kararı lehimize bozdu. Tabi cirantalardan birinin yetkili hamil sıfatıyla temlik cirosu yapmış olması önemli. Ayrıca Çekte yetki sorununu çözmekte kullanılan bir yol olmasına rağmen bu durumda temlik cirosu ile çeki elinde bulunduran kişinin 3167 ye göre şikayet hakkının olmadığı unutulmamalı.
|
26-06-2007, 00:21 | #18 |
|
Sayın Ragıp,
Madde aşağıda. Dikkatlice okuyalım. "Vadenin geçmesinden sonra yapılan ciro, vadeden önce yapılan bir cironun hükümlerini doğurur." Yani ciroda bir fark yok. vadeden önceki ciro ne ise vadeden sonraki ciro da kambiyo hükümlerine tabidir. Devam edelim, "....sonra yapılan ciro ancak alacağın temliki hükümlerini meydana getirir" yani ciro aynı ancak sonuçları farklı. Ciro aynı ama alacağın temliki hangi sonuca bağlanıyorsa o sonuç çıkar. Madde demiyor ki, "vadeden sonra ciro ancak alacağın teemliki şeklinde yapılabilir ve onun sonuçlarını doğurur" Bence maddenin yoruma ihtiyacı yok. Av.Can Doğanelin dediği gibi sunduğunuz karar da, hak sahipliği ciro ile belli olmadığından temlik de yok demektedir. Ben ce biraz daha düşünün. Ama herkesin katılımıyla çok güzel bir tartışma oldu, herkese teşekkür etmeli Vâdeden sonraki ciro: Madde 602 - Vâdenin geçmesinden sonra yapılan ciro, vâdeden önce yapılan bir cironun hükümlerini doğurur; şu kadar ki; ödenmeme protestosundan yahut bu protestonun tanzimi için muayyen olan müddetin geçmesinden sonra yapılan ciro ancak alacağın temliki hükümlerini meydana getirir. Aksi sabit oluncaya kadar tarihsiz bir ciro protestonun tanzimi için muayyen olan müddetin geçmesinden önce yapılmış sayılır. |
26-06-2007, 05:29 | #19 |
|
Sayın YTB
Haklısınız dikkatlice okuyalım. Ben zaten, kanun metninin , alacağın temliki hükümleri doğurduğunu yazdığını; Oysa yorumcuların, souçları üzerinde yoğunlaştığını yazmıştım. Alacağın temliki hükümlerini de gözden geçirelim. BK madde 162: Rızi Temlik'in cevazını düzenler Madde 163: Akdin şeklini düzenlerMadde 164: Kanuni temliği düzenler Madde 165: Borçlunun durumunu ve iyiniyetle yapılan ödemeyi düzenler Madde 166: Ödemeden kaçınma halini düzenler Madde: 167: Borçluya ait defileri düzenler Madde 168:Feri hakların devrini düzenler Madde 169:Zamanı düzenler madde 170: tediye kamına temliği dzenler Madde 171: Garantiyi düzenler Buradan TTK 599 ve 602 maddelerine dönelim. Ne diyor maddde: ".... alacağın temliki hükümlerini doğurur...." Alacağın temliki hükümleri, BK 162. maddeden başlayarak devam eden maddelerdir. Şimdi hep beraber düşünelim. Yalnız benim düşünmemle olmuyor. 167. maddeyi herkes yazmış. İyi güzel de 163. maddeyi niçin atlıyoruz? Ya da, 165. maddeye göre, temlik edene karşı iyiniyetle yapılan ödemelere ilişkin maddeyi uygulamayacak mıyız? Eğer böyle olsaydı, kanun koyucu, protestodan sonra BK 167. maddesi uygulanır, kişisel defiler ileri sürülebilir der geçerdi. TTK 599/2 "alacağın temliki yoluyla yapılan devirlere ait hükümler mahfuzdur" demektedir. yani BK 167 maddenin özel olarak uygulanacağı burda zaten yazılmış. Üç madde sonra "alacağın temliki hükümleri ugulanır" yazmasının mantığını düşünelim. |
26-06-2007, 11:06 | #20 |
|
dah birkaç gün önce kadıköy icra mahkemesi bir dosyamızda takibi iptal etti.Karşılaştığım benzer olaylarda da takip iptal edildi.
|
26-06-2007, 11:41 | #21 |
|
Bu yolla belki takibi iptal ettirebilirsiniz ama alacakla alacağını, alacağın temliki hükümlerine göre her zaman dava açarak alabilir.Bir ikinci hususta çeki elinde bulunduran şahıs son ciranta ile arasında bir alacağını temliki sözleşmesi yapar sizin icra hukuka açtığınız dava da onu öne sürer ve siz takibi iptal ettiremezsiniz.Yaptıkları temlik sözleşmesine de eski tarihi atacaklar tabiii
|
26-06-2007, 11:54 | #22 |
|
Sayın Ercan Turgut
tartışma konusu da bu zaten. Alacağın temliki şekil şartına tabi. Ben alacağın temliki sözleşmesi yapılmadığı için takip iptal olur diyorum. Diğer arkadaşlar, temlik sözleşmesine gerek olmadığını belirtiyorlar. Şekil şartlarına uygun temlik yapıldığında, kambiyo senetlerine mahsus takip de yapılabilir. |
26-06-2007, 22:23 | #23 |
|
Karşı görüşte olanların da unuttuğu bir şey var ki hukukta kaidelere istisnalar getirilebilir. Alacağın Temliki yazılı şekil şartına bağlıdır. Bunu hepimiz biliyoruz. Ancak kuralın istisnası işte TTK 705. maddesinde düzenlenmiştir.
D) Protestodan ve vadeden sonraki ciro: Madde 705 - Protestonun keşidesinden veya aynı mahiyette bir tesbitten yahut ibraz müddetinin geçmesinden sonra yapılan bir ciro, ancak alacağın temliki hükmünde tutulur ve böyle bir temlikin neticelerini doğurur. Yapılan iş nedir? Ciro Ne zaman yapılan ciro? Protestonun keşidesinden veya aynı mahiyette bir tesbitten yahut ibraz müddetinin geçmesinden sonra yapılan Ne hükmündedir? Alacağın Temliki Nasıl Netice doğurur? Alacağın Temliki gibi Yani kanunkoyucu diyor ki? Sen gecikmiş ciro yaparsan ben onu Alacağın Temliki sayarım.. Aksi olsaydı.. Madde şöyle yazılırdı.. TTK 705 Protestonun keşidesinden veya aynı mahiyette bir tesbitten yahut ibraz müddetinin geçmesinden sonra çekin cirosu batıldır, bu zamandan sonra senet ve senede bağlı hakların devri ancak Alacağın Temliki ile mümkündür. |
28-06-2007, 16:09 | #24 |
|
Protesto keşidesinden veya aynı mahiyette bir tespitten yahut ibraz müddetinin geçmesinden sonra yapılan ciro, Sayın Prof. Dr.Fırat Öztan'a göre “gecikmiş ciro” ismini alır. (Kıymetli Evrak Hukuku, Ekim 2005 baskı, Turhan Kitabevi, sf 111)
Sayın Doğanel'in açıkladığı gibi, TTK m.602 nin çeklere uydurulmuş hali olan TTK m.705 de bu tür bir cironun, alacağın temliki hükmünde tutulacağı ve temlikin neticelerini doğuracağı düzenlenmekle, şekil itibarıyla ayrıca temlik beyanının gerekli olduğuna katılamıyorum. Yasa açıkça cirodan bahsetmektedir. Öte yandan, alacağın temliki hükmündeki ciro ile el değiştiren çek, her ne kadar hala daha kambiyo senedi ise de, bu tür bir ciro ile devralan, ara cirantalara müracaat edemeyeceği gibi, senedi kendisine temlik edene karşı dahi Kambiyo senetlerinin verdiği müracaat imkanlarını kullanamaz. Bu itibarla, sorunun cevaplanması açısından, kime karşı icra takibi başlatıldığının açıklanması gerektiğini düşünüyorum. Saygılarımla. |
29-06-2007, 09:32 | #25 | |||||||||||||||||||||||
|
doğru
sayın ragıp,doğru söylüyorsunuz alacağın temliki sözleşmesi olması lazım ama yoksa bile bu sonradan taraflar bunu her zaman oluşturabilirler.Ben icra müdürünün 10 örnek taipte buna dikkat edeceğini sanmıyorum.Yani daha sonradan oluşturulabilir.Biliyorsunuz alacağın temliki adi yazılı şekle tabii |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
çalıntı Çekin Kambiyo senedi Vasfı | avukatahmetusta | Meslektaşların Soruları | 4 | 13-10-2007 02:36 |
İpoteğin paraya çevrilmesi ve kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip | Av. Ö.Erol Yavuz | Meslektaşların Soruları | 1 | 18-04-2007 23:23 |
Kesinleşen kambiyo takibinde kasadaki çekin akibeti | felisfelidae | Meslektaşların Soruları | 5 | 06-02-2007 00:35 |
Kambiyo Senetlerine Mahsus İcra Takibinde Aylık %10 Faiz İstenmesi | av.selcukacar | Meslektaşların Soruları | 18 | 05-02-2007 13:55 |
Karşılıksız Çekin Faizi | cevat eren | Hukuk Soruları Arşivi | 1 | 27-02-2002 17:07 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |